EN Following the party’s debacle in the 1998 federal elections, which had resulted in a red-green federal government led by Chancellor Gerhard Schröder (SPD), she had already been made the CDU’s general secretary.
"share had already" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN Following the party’s debacle in the 1998 federal elections, which had resulted in a red-green federal government led by Chancellor Gerhard Schröder (SPD), she had already been made the CDU’s general secretary.
TR Hristiyan Birlik partilerinin 1998’de büyük bir çöküş yaşamaları ve Şansölye Gerhard Schröder (SPD) yönetiminde SPD-Yeşiller koalisyon hükümeti kurulmasının ardından Merkel CDU Genel Sekreteri olmuştu.
inglês | turco |
---|---|
government | hükümeti |
been | ya |
general | genel |
spd | spd |
she | bir |
which | ve |
EN Nevertheless, some interlocutors had expressed concerns, for example on the issue of campaign financing – a point on which ODIHR had already recommended more transparency when covering the 2017 election
TR Bununla birlikte, görüşülen bazı kişiler, örneğin seçim kampanyalarının finansmanı konusunda endişelerini dile getirdiler, bu da ODIHR’nin 2017 seçimlerinde daha fazla şeffaflık önerdiği bir konuydu
inglês | turco |
---|---|
election | seçim |
transparency | şeffaflık |
some | bazı |
a | bir |
the | kişiler |
more | fazla |
of | konusunda |
EN While the CDU, CSU and SPD sometimes received the votes of almost 80% of all voters in the 1970s and the early 1980s, their share had already fallen to less than 40% by the 2009 Bundestag election.
TR CDU, CSU ve SPD 1970’lerde ve 1980’lerin başında seçmenlerin yaklaşık yüzde 80’inin oyunu alırken 2009 genel seçimlerinde bu oran yüzde 40’ın altına düşmüştü.
inglês | turco |
---|---|
cdu | cdu |
csu | csu |
of | ın |
spd | spd |
and | ve |
in | altına |
EN Note that we have share functionality that allows you to share a transcript. If you share this link with someone else, they will be able to share with others as well.
TR Bir transkript paylaşmanızı sağlayan paylaşım işlevselliğine sahip olduğumuzu unutmayın. Bu bağlantıyı başkasıyla paylaşırsanız, başkalarıyla da paylaşabilecektir.
inglês | turco |
---|---|
share | paylaş |
transcript | transkript |
others | başkaları |
this | bu |
a | bir |
link | bağlantıyı |
to | sahip |
EN Note that we have share functionality that allows you to share a transcript. If you share this link with someone else, they will be able to share with others as well.
TR Bir transkript paylaşmanızı sağlayan paylaşım işlevselliğine sahip olduğumuzu unutmayın. Bu bağlantıyı başkasıyla paylaşırsanız, başkalarıyla da paylaşabilecektir.
inglês | turco |
---|---|
share | paylaş |
transcript | transkript |
others | başkaları |
this | bu |
a | bir |
link | bağlantıyı |
to | sahip |
EN We?ve built a tool right into Social Warfare called Share Recovery which allows you to get back your lost share counts if you?ve ever had to modify your permalink settings.
TR Permalink ayarlarınızı değiştirmek zorunda kaldığınızda kayıp paylaşım sayılarınızı geri almanızı sağlayan Social Warfare için Share Recovery adlı bir araç geliştirdik.
inglês | turco |
---|---|
right | sağ |
lost | kayıp |
tool | araç |
social | social |
to | geri |
a | bir |
if | için |
EN Fixed the share count issue. We had reports that share counts were not updating on some of the sites.
TR Paylaşım sayısı sorunu düzeltildi. Bazı sitelerde paylaşım sayılarının güncellenmediğini bildiren raporlar aldık.
inglês | turco |
---|---|
reports | raporlar |
count | sayısı |
some | bazı |
of | nın |
EN We?ve built a tool right into Social Warfare called Share Recovery which allows you to get back your lost share counts if you?ve ever had to modify your permalink settings.
TR Permalink ayarlarınızı değiştirmek zorunda kaldığınızda kayıp paylaşım sayılarınızı geri almanızı sağlayan Social Warfare için Share Recovery adlı bir araç geliştirdik.
inglês | turco |
---|---|
right | sağ |
lost | kayıp |
tool | araç |
social | social |
to | geri |
a | bir |
if | için |
EN Fixed the share count issue. We had reports that share counts were not updating on some of the sites.
TR Paylaşım sayısı sorunu düzeltildi. Bazı sitelerde paylaşım sayılarının güncellenmediğini bildiren raporlar aldık.
inglês | turco |
---|---|
reports | raporlar |
count | sayısı |
some | bazı |
of | nın |
EN After Kashmir Earthquake thousands of women lost their livelihood support and was left with no income. We established temporary shelters that reached out to 238 women who had lost their husbands and had to secure income for the family.
TR Depremde eşini kaybetmiş ve ailesini tek başına geçindirmek zorunda kalan 238 kadın için geçici barınaklar kurduk.
inglês | turco |
---|---|
women | kadın |
temporary | geçici |
of | in |
and | ve |
EN I had a file word file that had errors to repair, your website repaired the word file in 6 minutes.
TR Düzeltmem gereken bir dosya word dosyası vardı, web siteniz word dosyasını 6 dakika içinde onardı.
inglês | turco |
---|---|
website | web |
minutes | dakika |
word | word |
had | vardı |
your website | siteniz |
file | dosya |
in | içinde |
EN After Kashmir Earthquake thousands of women lost their livelihood support and was left with no income. We established temporary shelters that reached out to 238 women who had lost their husbands and had to secure income for the family.
TR Depremde eşini kaybetmiş ve ailesini tek başına geçindirmek zorunda kalan 238 kadın için geçici barınaklar kurduk.
inglês | turco |
---|---|
women | kadın |
temporary | geçici |
of | in |
and | ve |
EN After Kashmir Earthquake thousands of women lost their livelihood support and was left with no income. We established temporary shelters that reached out to 238 women who had lost their husbands and had to secure income for the family.
TR Depremde eşini kaybetmiş ve ailesini tek başına geçindirmek zorunda kalan 238 kadın için geçici barınaklar kurduk.
inglês | turco |
---|---|
women | kadın |
temporary | geçici |
of | in |
and | ve |
EN After Kashmir Earthquake thousands of women lost their livelihood support and was left with no income. We established temporary shelters that reached out to 238 women who had lost their husbands and had to secure income for the family.
TR Depremde eşini kaybetmiş ve ailesini tek başına geçindirmek zorunda kalan 238 kadın için geçici barınaklar kurduk.
inglês | turco |
---|---|
women | kadın |
temporary | geçici |
of | in |
and | ve |
EN Germany has been reunited since October 3, 1990. The peaceful revolution of the people in the GDR had brought down the Wall that had divided Germany into east and west.
TR 3 Ekim 1990’dan beri Almanya yeniden birleşmiş bir ülke. Eski Doğu Alman devletinde yaşayan insanların başlattığı barışçı devrim, doğudaki ve batıdaki Almanları ayıran Duvar’ın yıkılmasıyla sonuçlandı.
inglês | turco |
---|---|
october | ekim |
wall | duvar |
west | batı |
germany | almanya |
been | ya |
east | doğu |
people | insanlar |
and | ve |
the | alman |
EN One attempt at an explanation: students often used to have had only one free hand because they had to hold a pen or their notebook in the other
TR Buna yönelik makul açıklamalardan biri şöyle: Eskiden öğrenciler bir elleriyle tüy kalemlerini ya da not defterlerini tuttukları için yalnızca bir elleri boş oluyordu
inglês | turco |
---|---|
students | öğrenciler |
in | da |
their | in |
a | bir |
only | yalnızca |
because | için |
the | biri |
EN Many other social events on Zoom have also contributed to people who had previously at most only had contact by email actually seeing and talking to one another and getting to know one another better.
TR Zoom üzerinden gerçekleştirilen sayısız sosyal etkinlik de, daha önce yalnızca e-posta yoluyla iletişim kuran kişilerin birbirlerini görmelerine, birbirleriyle konuşmalarına ve birbirlerini daha iyi tanımalarına katkıda bulunuyor.
inglês | turco |
---|---|
events | etkinlik |
zoom | zoom |
social | sosyal |
contact | iletişim |
previously | daha önce |
posta | |
people | kişilerin |
many | sayısız |
and | ve |
better | daha iyi |
at | de |
EN "We were already happy with Cloudflare Access before COVID-19, and it ended up being a big save when our team had to work remotely
TR "COVID-19'dan önce Cloudflare Access'ten zaten memnunduk ve ekibimiz uzaktan çalışmak zorunda kaldığında büyük bir tasarruf sağladı
inglês | turco |
---|---|
save | tasarruf |
remotely | uzaktan |
cloudflare | cloudflare |
our team | ekibimiz |
big | büyük |
and | ve |
before | önce |
work | çalışmak |
EN At that time, the Commodore 64s had already been replaced by the Amigas, and the Commodere Amigas were now the last years.They work with us for the seo services of the websites they provide online services.
TR O zamanlar Commodore 64 ler yerini çoktan Amiga lara bırakmış ve Commodere Amigaların artık son Yıllarıydı.Online hizmet verdikleri web sitelerinin seo hizmetleri için bizimle çalışıyorlar.
inglês | turco |
---|---|
last | son |
years | yıllar |
seo | seo |
already | çoktan |
with us | bizimle |
online | online |
that | o |
websites | web |
of | in |
and | ve |
services | hizmetleri |
EN I was always searching for the next interesting piece of media to give a kick to my emotions, but as I was becoming numbed by the great amount I had already consumed, this was getting harder
TR Duygularıma bir tekme atmak için her zaman bir sonraki ilginç medya parçasını arıyordum, ama zaten tükettiğim büyük miktarda uyuştuğum için bu daha da zorlaşıyordu
inglês | turco |
---|---|
media | medya |
interesting | ilginç |
but | ama |
this | bu |
great | büyük |
always | her zaman |
next | sonraki |
amount | bir |
the | zaten |
EN After his election as Chancellor, Scholz had already travelled to France, Poland as well as to the EU in Brussels for inaugural visits.
TR Şansölye seçilmesinden sonra ilk ziyaretlerini Fransa, Polonya ve Brüksel’de AB’ye yapmıştı.
inglês | turco |
---|---|
france | fransa |
poland | polonya |
in | ilk |
the | sonra |
EN Bulent Altan was already very close to space while he was at SpaceX: he had worked for the aerospace company for more than eleven years, helping among other things to develop the Falcon 1 and 9 rockets
TR Bülent Altan daha SpaceX’teyken uzaya çok yakınlaşmıştı: On bir yıldan fazla çalıştığı bu uzay firmasında geliştirilmesinde rol aldığı şeyler arasında Falcon 1 ve 9 roketleri de vardı
inglês | turco |
---|---|
space | uzay |
company | firması |
and | ve |
things | şeyler |
at | de |
more | fazla |
had | bu |
EN This already surpassed the 65 percent recycling rate that had been set by the German government for 2020.
TR Böylece federal hükümet tarafından 2020 yılı için hedeflenen yüzde 65’lik geri dönüşüm oranı şimdiden aşılmış oldu.
inglês | turco |
---|---|
percent | yüzde |
recycling | geri dönüşüm |
government | hükümet |
rate | oranı |
already | şimdiden |
by | tarafından |
that | dönüşüm |
for | için |
EN By the end of April 2020, on the initiative of our foundation, 68 large German companies had already called upon policy-makers to combine measures against the corona crisis with an ambitious climate policy.
TR Daha Nisan 2020 sonunda vakfımızın girişimi üzerine 68 büyük Alman firması siyaset kurumuna korona kriziyle baş edilmesine yönelik önlemlerin azimli bir iklim politikasıyla birleştirilmesi çağrısı yaptı.
inglês | turco |
---|---|
april | nisan |
foundation | vakfı |
corona | korona |
climate | iklim |
policy | politikası |
the end | sonunda |
large | büyük |
on | üzerine |
EN What if you wanted to add share buttons to a page but actually have them share out a different page altogether (like being able to share your Subscribe page from your Thank You)? Social Warfare allows you to do this!
TR Bir sayfaya paylaşım düğmesi eklemek istiyor fakat tamamen farklı bir sayfanın paylaşılmasını mı istiyorsunuz? Social Warfare bunu yapmanıza izin veriyor!
inglês | turco |
---|---|
social | social |
but | fakat |
to add | eklemek |
different | farklı |
you | istiyorsunuz |
EN What if you wanted to add share buttons to a page but actually have them share out a different page altogether (like being able to share your Subscribe page from your Thank You)? Social Warfare allows you to do this!
TR Bir sayfaya paylaşım düğmesi eklemek istiyor fakat tamamen farklı bir sayfanın paylaşılmasını mı istiyorsunuz? Social Warfare bunu yapmanıza izin veriyor!
inglês | turco |
---|---|
social | social |
but | fakat |
to add | eklemek |
different | farklı |
you | istiyorsunuz |
EN Over a million businesses already use Foursquare. Sign up in order to manage your listing and attract more customers. Start by searching for your business – your customers have probably listed it already!
TR Bir milyondan fazla işletme halihazırda Foursquare kullanıyor. Listeni yönetmek ve daha fazla müşteri çekmek için kaydol. İşletmeni arayarak işe başla – müşterilerin daha önce kaydetmiş olabilirler!
EN So how can we combat this? People are less likely to believe in conspiracies if they are already aware of the strategies used by the ideologists who are spreading them, and if they are already sensitive to these issues
TR Peki buna karşı ne yapılabilir? İnsanlar komplo ideologlarının stratejileri konusunda aydınlatıldığında ve farkındalıkları arttığında bu teorilere inanmamak konusunda daha dirençli hale geliyorlar
inglês | turco |
---|---|
strategies | stratejileri |
can | yapılabilir |
and | ve |
this | bu |
EN Has your site already been live for a while? You’re probably already ranking for some keywords without realizing it
TR Siteniz zaten bir süredir yayında mı? Muhtemelen farkında olmadan bazı anahtar kelimeler için sıralamaya girmişsinizdir
inglês | turco |
---|---|
probably | muhtemelen |
without | olmadan |
your site | siteniz |
your | kelimeler |
some | bazı |
keywords | anahtar |
for | için |
a | bir |
already | zaten |
EN You or someone you share your account with may have already redeemed the promo code. Promo codes are usually good for one time only.
TR Siz veya hesabınızı paylaştığınız biri promosyon kodunu zaten kullanmış olabilir. Promosyon kodları genellikle sadece bir defa için iyidir.
inglês | turco |
---|---|
share | paylaş |
promo | promosyon |
usually | genellikle |
time | defa |
your account | hesabınızı |
account | hesabı |
code | kodunu |
codes | kodları |
for | için |
or | veya |
someone | bir |
EN You or someone you share your account with may have already redeemed the promo code. Promo codes are usually good for one time only.
TR Siz veya hesabınızı paylaştığınız biri promosyon kodunu zaten kullanmış olabilir. Promosyon kodları genellikle sadece bir defa için iyidir.
EN Now that the meeting is over, we encourage newcomers to ask questions of people who remain and allow anyone to share who didn’t share during the meeting
TR Toplantı sona erdiğine göre, yeni gelenleri, kalan kişilere soru sormaya ve toplantı sırasında paylaşmayanların paylaşmasına izin vermeye teşvik ediyoruz
inglês | turco |
---|---|
over | göre |
encourage | teşvik |
of | ın |
and | ve |
during | sırasında |
meeting | toplantı |
now | yeni |
questions | soru |
share | paylaş |
EN Here we share the experience, strength and hope of ITAA members. We share about how it was, what changed, and how it is now.
TR Burada ITAA üyelerinin deneyimlerini, güçlerini ve umutlarını paylaşıyoruz. Nasıl olduğunu, nelerin değiştiğini ve şimdi nasıl olduğunu paylaşıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
strength | güç |
changed | değişti |
members | üyelerinin |
now | şimdi |
itaa | itaa |
and | ve |
what | nelerin |
is | olduğunu |
how | nasıl |
EN The German industry has a share of 22.9% in gross value production; The highest share among the G7 countries has a serious part in the electronics industry, machinery manufacturing and chemistry
TR Almanya endüstrisi, gayri safi değer üretiminde % 22,9’luk pay sahibidir; G7 ülkeleri arasındaki en yüksek pay elektronik endüstrisi, makina imalatı ve kimya alanında ciddi söz sahibidir
inglês | turco |
---|---|
value | değer |
serious | ciddi |
electronics | elektronik |
manufacturing | imalat |
chemistry | kimya |
and | ve |
highest | en yüksek |
in | arasındaki |
EN If you’re creating proprietary content, you can easily generate a non-indexable URL to share privately. You can even make it password protected or share only with your team.
TR Tescilli bir içerik üretiyorsanız gizli şekilde paylaşmak amacıyla şifreli, endekslenmeyen bir URL yaratabilirsiniz. Buna hatta parola koruması ekleyebilir veya yalnızca ekip üyelerinizle paylaşabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
proprietary | tescilli |
content | içerik |
url | url |
password | parola |
team | ekip |
or | veya |
even | bir |
with | şekilde |
to | hatta |
to share | paylaşmak |
only | yalnızca |
EN Computers are used to share ideas, culture and information. Without these freedoms over software, we risk losing control over what we share.
TR Bilgisayarlar, kültür ve bilgi ve düşünceleri paylaşmak için kullanılır. Yazılım üzerindeki bu özgürlükler olmazsa, paylaştığımız şey üzerindeki denetimi kaybetme riskiyle karşı karşıyayız.
inglês | turco |
---|---|
computers | bilgisayarlar |
used | kullanılır |
culture | kültür |
software | yazılım |
control | denetimi |
and | ve |
information | bilgi |
these | bu |
to share | paylaşmak |
EN If you’re creating proprietary content, you can easily generate a non-indexable URL to share privately. You can even make it password protected or share only with your team.
TR Tescilli bir içerik üretiyorsanız gizli şekilde paylaşmak amacıyla şifreli, endekslenmeyen bir URL yaratabilirsiniz. Buna hatta parola koruması ekleyebilir veya yalnızca ekip üyelerinizle paylaşabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
proprietary | tescilli |
content | içerik |
url | url |
password | parola |
team | ekip |
or | veya |
even | bir |
with | şekilde |
to | hatta |
to share | paylaşmak |
only | yalnızca |
EN The German industry has a share of 22.9% in gross value production; The highest share among the G7 countries has a serious part in the electronics industry, machinery manufacturing and chemistry
TR Almanya endüstrisi, gayri safi değer üretiminde % 22,9’luk pay sahibidir; G7 ülkeleri arasındaki en yüksek pay elektronik endüstrisi, makina imalatı ve kimya alanında ciddi söz sahibidir
inglês | turco |
---|---|
value | değer |
serious | ciddi |
electronics | elektronik |
manufacturing | imalat |
chemistry | kimya |
and | ve |
highest | en yüksek |
in | arasındaki |
EN We do not support sharing automatic DB snapshots. To share an automatic snapshot, you must manually create a copy of the snapshot, and then share the copy.
TR Otomatik veritabanı anlık yedeği paylaşımını desteklemiyoruz Otomatik bir anlık yedeği paylaşmak için manuel olarak anlık yedeğin bir kopyasını oluşturup bu kopyayı paylaşmanız gerekir.
inglês | turco |
---|---|
automatic | otomatik |
must | gerekir |
manually | manuel |
copy of | kopyasını |
you | bu |
to share | paylaşmak |
of | in |
a | bir |
sharing | paylaşım |
to | için |
EN If you want to share the snapshot with more than 20 accounts, you can either share the snapshot as public, or contact support for increasing your quota.
TR Anlık yedeği 20’den fazla hesapla paylaşmak istiyorsanız anlık yedeği genel erişime açık olarak paylaşabilir veya kotanızın artırılmasını istemek üzere destek birimine başvurabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
support | destek |
if you want | istiyorsanız |
to share | paylaşmak |
public | açık |
or | veya |
more | fazla |
EN Allow anyone to share who didn’t share during the meeting.]
TR Toplantı sırasında paylaşmayan herkesin paylaşmasına izin verin.]
inglês | turco |
---|---|
during | sırasında |
meeting | toplantı |
anyone | herkesin |
share | paylaş |
EN Here we share the experience, strength and hope of ITAA members. We share about how it was, what changed, and how it is now.
TR Burada ITAA üyelerinin deneyimlerini, güçlerini ve umutlarını paylaşıyoruz. Nasıl olduğunu, nelerin değiştiğini ve şimdi nasıl olduğunu paylaşıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
strength | güç |
changed | değişti |
members | üyelerinin |
now | şimdi |
itaa | itaa |
and | ve |
what | nelerin |
is | olduğunu |
how | nasıl |
EN Simply finalize your design, then click Download or Share, depending on how you want to share your creation
TR Basitçe tasarımınızı sonlandırın, ardından tasarımınızı nasıl paylaşmak istediğinize bağlı olarak İndir veya Paylaş'a tıklayın
inglês | turco |
---|---|
simply | basitçe |
click | tıklayın |
or | veya |
to share | paylaşmak |
design | tasarım |
depending | bağlı olarak |
how | nasıl |
EN Share Recovery: Your Lost Share Counts Returned!
TR Paylaşım Kurtarma: Kayıp Paylaşım Sayımlarınız Geri Döndü!
inglês | turco |
---|---|
recovery | kurtarma |
lost | kayıp |
returned | geri |
EN We use this to fetch follow counts for pages and faster, more accurate share counts for the share buttons
TR Sayfalar için takip sayılarını ve paylaşım düğmeleri için daha hızlı, daha doğru paylaşım sayılarını getirmek için bunu kullanıyoruz
inglês | turco |
---|---|
follow | takip |
pages | sayfalar |
faster | hızlı |
and | ve |
the | bunu |
EN With Zoom Rooms multi-share, multiple in-room or virtual participants can share content simultaneously on the screen — no more fumbling for cables or dongles.
TR Zoom Odaları çoklu paylaşım ile, birden fazla oda içi veya sanal katılımcı içeriği ekranda aynı anda paylaşabilir; kablolar veya güvenlik cihazları için artık uğraşmanıza gerek kalmaz.
inglês | turco |
---|---|
zoom | zoom |
virtual | sanal |
content | içeriği |
share | paylaşabilir |
room | oda |
multi | çoklu |
the | aynı |
or | veya |
more | fazla |
for | için |
EN Share your Trading Ideas with others and earn revenue share
TR İşlem Fikirlerinizi başkalarıyla paylaşın ve gelir payı kazanın
inglês | turco |
---|---|
others | başkaları |
revenue | gelir |
earn | kazanın |
share | paylaşın |
and | ve |
EN Share Recovery: Your Lost Share Counts Returned!
TR Paylaşım Kurtarma: Kayıp Paylaşım Sayımlarınız Geri Döndü!
inglês | turco |
---|---|
recovery | kurtarma |
lost | kayıp |
returned | geri |
EN We use this to fetch follow counts for pages and faster, more accurate share counts for the share buttons
TR Sayfalar için takip sayılarını ve paylaşım düğmeleri için daha hızlı, daha doğru paylaşım sayılarını getirmek için bunu kullanıyoruz
inglês | turco |
---|---|
follow | takip |
pages | sayfalar |
faster | hızlı |
and | ve |
the | bunu |
EN “There is a direct correlation between using Semrush, being focused on SEO, and the sheer growth that we’ve had. Our organic traffic was up by 230% in 2019. Literally every day we are getting the highest traffic ever on our website.”
TR ''Semrush'ı kullanmak, SEO'ya odaklanmak ve sahip olduğumuz tam büyüme arasında doğrudan bir korelasyon var. Organik trafiğimiz 2019 yılında %230 kadar arttı. Tam olarak her gün, websitemizdeki en yüksek trafiği elde ediyoruz.''
inglês | turco |
---|---|
growth | büyüme |
direct | doğrudan |
organic | organik |
traffic | trafiği |
using | kullanmak |
we are | olduğumuz |
in | yılında |
and | ve |
that | tam |
a | bir |
up | kadar |
every | her |
Mostrando 50 de 50 traduções