EN Discover How attending a seminar can reduce mayonnaise production costs
"seminar can reduce" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN Discover How attending a seminar can reduce mayonnaise production costs
TR Bir seminere katılmanın, mayonez üretimi maliyetinin düşmesini nasıl sağlayabileceğini keşfedin
inglês | turco |
---|---|
discover | keşfedin |
a | bir |
production | üretimi |
how | nasıl |
EN You can watch the 16 Tones documentary, on which Ümit Kıvanç will talk at the seminar, from the link below.
TR Ümit Kıvanç'ın seminerde üzerine konuşacağı 16 Ton belgeselini aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
on | üzerine |
the | aşağıdaki |
EN In the seminar organized by Bilgi University within the scope of 12 June World Day Against Child Labor, we explained the negative effects of child labor in seasonal agriculture together with our field experiences.
TR 12 Haziran Dunya Çocuk İsçiliğiyle Mücadele Günü kapsamında Bilgi Üniversitesi tarafından düzenlenen seminerde mevsimlik tarımda çocuk isçiliğinin olumsuz etkilerini saha deneyimlerimizle beraber anlattık.
inglês | turco |
---|---|
june | haziran |
negative | olumsuz |
effects | etkilerini |
seasonal | mevsimlik |
agriculture | tarımda |
field | saha |
child | çocuk |
day | gün |
by | tarafından |
scope | kapsamında |
with | beraber |
EN Seminar for Students on Animal Protection Day by HAYKUDER
TR “Çevre için Podcast”, İklim Krizi ve Toplumsal Cinsiyet hakkında konuşuyor.
EN Seminar Evaluation Form Template
TR Seminer Değerlendirme Formu Şablonu
inglês | turco |
---|---|
evaluation | değerlendirme |
form | formu |
EN In the seminar organized by Bilgi University within the scope of 12 June World Day Against Child Labor, we explained the negative effects of child labor in seasonal agriculture together with our field experiences.
TR 12 Haziran Dunya Çocuk İsçiliğiyle Mücadele Günü kapsamında Bilgi Üniversitesi tarafından düzenlenen seminerde mevsimlik tarımda çocuk isçiliğinin olumsuz etkilerini saha deneyimlerimizle beraber anlattık.
inglês | turco |
---|---|
june | haziran |
negative | olumsuz |
effects | etkilerini |
seasonal | mevsimlik |
agriculture | tarımda |
field | saha |
child | çocuk |
day | gün |
by | tarafından |
scope | kapsamında |
with | beraber |
EN Want to meet us in person? You’ll find us at national and international digital marketing conferences for a talk, workshop, seminar - or wandering around the venue in-between sessions and breaks. Will we see you there?
TR Bizimle tanışmak ister misin? Ulusal ve uluslararası dijital pazarlama konferanslarında, seminerlerde, oturumlar arasında ve sonrasında seni bekliyor olacağız.
inglês | turco |
---|---|
national | ulusal |
conferences | konferanslar |
international | uluslararası |
at | nda |
marketing | pazarlama |
and | ve |
digital | dijital |
the | arasında |
EN This seminar series is organized by gar and ifea-amimo As one of the important parts of migration…
TR Kitapçık, cinsiyet odaklı veya göçmenlerle çalışan 100'den fazla kuruluşa 1250 adet, Türkçe, Arapça…
EN Application Seminar | Analysis and Optimization of Wet Grinding Processes
TR Karıştırma değirmenlerin işletilmesi ve proses yönetimi
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
processes | yönetimi |
EN Application seminar with the goal to impart the theoretical background and the function of agitator bead mills.
TR Uygulama Semineri: Hedef, karıştırmalı değirmenlerin teorik temellerini ve işlevini öğretmektir.
inglês | turco |
---|---|
goal | hedef |
and | ve |
application | uygulama |
EN Service Seminar | Optimization of Agitator Bead Mills in Operation
TR Karıştırmalı bilyeli değirmenlerin işletim optimizasyonu ve bakımı
inglês | turco |
---|---|
optimization | optimizasyonu |
EN Here you will also find an overview of our seminar offerings.
TR Ayrıca burada seminer programlarımızı gösteren genel bir liste bulabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
here | burada |
also | ayrıca |
of | bir |
EN In the seminar organized by Bilgi University within the scope of 12 June World Day Against Child Labor, we explained the negative effects of child labor in seasonal agriculture together with our field experiences.
TR 12 Haziran Dunya Çocuk İsçiliğiyle Mücadele Günü kapsamında Bilgi Üniversitesi tarafından düzenlenen seminerde mevsimlik tarımda çocuk isçiliğinin olumsuz etkilerini saha deneyimlerimizle beraber anlattık.
inglês | turco |
---|---|
june | haziran |
negative | olumsuz |
effects | etkilerini |
seasonal | mevsimlik |
agriculture | tarımda |
field | saha |
child | çocuk |
day | gün |
by | tarafından |
scope | kapsamında |
with | beraber |
EN In the seminar organized by Bilgi University within the scope of 12 June World Day Against Child Labor, we explained the negative effects of child labor in seasonal agriculture together with our field experiences.
TR 12 Haziran Dunya Çocuk İsçiliğiyle Mücadele Günü kapsamında Bilgi Üniversitesi tarafından düzenlenen seminerde mevsimlik tarımda çocuk isçiliğinin olumsuz etkilerini saha deneyimlerimizle beraber anlattık.
inglês | turco |
---|---|
june | haziran |
negative | olumsuz |
effects | etkilerini |
seasonal | mevsimlik |
agriculture | tarımda |
field | saha |
child | çocuk |
day | gün |
by | tarafından |
scope | kapsamında |
with | beraber |
EN 19th Creative Innovative Teacher Seminar Presentation Applications Started
TR Eğitim Reformu Girişimi Ekip Arkadaşları Arıyor
EN Presentation applications for the 19th Creative Innovative Teacher Seminar organized by Aegean…
TR Eğitim Reformu Girişimi yeni ekip arkadaşları arıyor. Politika analisti, idari işler asistanı ve…
EN Fragile Lives of Syrian Refugees: Seminar on Migration, Citizenship and Temporary Protection in Turkey | STGM
TR Suriyeli Mültecilerin Kırılgan Hayatları: Göç, Vatandaşlık ve Türkiye’de Geçici Koruma Semineri | STGM
inglês | turco |
---|---|
syrian | suriyeli |
refugees | mültecilerin |
and | ve |
temporary | geçici |
protection | koruma |
stgm | stgm |
migration | göç |
EN Fragile Lives of Syrian Refugees: Seminar on Migration, Citizenship and Temporary Protection in Turkey
TR Suriyeli Mültecilerin Kırılgan Hayatları: Göç, Vatandaşlık ve Türkiye’de Geçici Koruma Semineri
inglês | turco |
---|---|
syrian | suriyeli |
refugees | mültecilerin |
and | ve |
temporary | geçici |
protection | koruma |
migration | göç |
EN Fragile Lives of Syrian Refugees: Migration, Citizenship and Temporary Protection in Turkey seminar series is organized by gar ve ifea-amimo.
TR Suriyeli Mültecilerin Kırılgan Hayatları: Göç, Vatandaşlık ve Türkiye’de Geçici Koruma seminer serisi gar ve ifea-amimo tarafından düzenlenmektedir.
inglês | turco |
---|---|
syrian | suriyeli |
refugees | mültecilerin |
temporary | geçici |
protection | koruma |
series | serisi |
migration | göç |
and | ve |
by | tarafından |
EN The 10th Naval Systems Seminar started in Ankara..
TR 10. Deniz Sistemleri Semineri Ankara’da başladı..
inglês | turco |
---|---|
systems | sistemleri |
started | başladı |
EN MissionMBGE SEMINAR by Yasemin TürkyılmazMigration Research Program at Koç University (MIReKoç)
TR LisansüstüLise Öğrencileri İçin Koç Üniversitesi'nde YazLisansüstü ProgramlarLaboratuvarlarLisansLisansüstü BaşvurularLeadership Lab Info DayLisans ve Lisansüstü Öğrenci Kabulü
EN It helps IT administrators reduce costs, estimate SSL expenses, simplify management and reduce security risks
TR BT yöneticilerinin maliyetleri düşürmesine, SSL harcamalarını tahmin etmesine, yönetimi basitleştirmesine ve güvenlik risklerini azaltmasına yardımcı olur
inglês | turco |
---|---|
it | bt |
helps | yardımcı olur |
costs | maliyetleri |
estimate | tahmin |
ssl | ssl |
management | yönetimi |
and | ve |
security | güvenlik |
risks | risklerini |
EN It helps IT administrators reduce costs, estimate SSL expenses, simplify management and reduce security risks
TR BT yöneticilerinin maliyetleri düşürmesine, SSL harcamalarını tahmin etmesine, yönetimi basitleştirmesine ve güvenlik risklerini azaltmasına yardımcı olur
inglês | turco |
---|---|
it | bt |
helps | yardımcı olur |
costs | maliyetleri |
estimate | tahmin |
ssl | ssl |
management | yönetimi |
and | ve |
security | güvenlik |
risks | risklerini |
EN We support them to reduce their carbon footprint and costs through more efficient processing and packaging equipment and products, as well as services to reduce energy use, water consumption, waste and food loss.
TR Daha verimli proses ve paketleme ekipmanı ve ürünlerinin yanı sıra, enerji kullanımını, su tüketimini, israfı ve gıda kaybını azaltmaya yönelik hizmetler yoluyla karbon ayak izlerini ve maliyetlerini azaltmalarında onları destekliyoruz.
inglês | turco |
---|---|
reduce | azaltmaya |
carbon | karbon |
costs | maliyetlerini |
packaging | paketleme |
energy | enerji |
water | su |
food | gıda |
products | ürünlerinin |
services | hizmetler |
them | onları |
efficient | verimli |
to | yönelik |
more | daha |
and | ve |
equipment | ekipmanı |
use | kullanım |
EN Consumers want to see manufacturers take more responsibility – but they also want to do their part and help reduce food waste and reduce climate impact.
TR Tüketiciler, üreticilerin daha fazla sorumluluk üstlendiğini görmek istiyor ancak aynı zamanda kendilerine düşeni yapmak ve gıda israfını düşürmeye ve iklim etkisini azaltmaya yardımcı olmak istiyorlar.
inglês | turco |
---|---|
consumers | tüketiciler |
responsibility | sorumluluk |
want | istiyor |
food | gıda |
climate | iklim |
impact | etkisini |
reduce | azaltmaya |
help | yardımcı |
and | ve |
but | ancak |
more | fazla |
EN Empowering customers: Leading by example, telcos can demonstrate how customers can develop 5G-enabled services to reduce carbon emissions.
TR Müşterileri güçlendirmek: Örnek olarak, lider olan telekomünikasyon şirketleri, müşterilerin karbon emisyonlarını azaltmak için 5G özellikli servisleri nasıl geliştirebileceklerini gösterebilir.
inglês | turco |
---|---|
leading | lider |
carbon | karbon |
services | servisleri |
emissions | emisyonlarını |
reduce | azaltmak |
how | nasıl |
EN With Cloudflare Load Balancing, you can reduce latency and improve application availability by steering traffic away from unhealthy origins and dynamically distributing it to the most available and responsive server pools
TR Cloudflare Yük Dengeleme ile trafiği sağlıksız kaynaklardan uzaklaştırarak ve dinamik olarak en uygun ve duyarlı sunucu havuzlarına dağıtarak gecikmeyi azaltabilir ve uygulama kullanılabilirliğini iyileştirebilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
load | yük |
traffic | trafiği |
most | en |
server | sunucu |
pools | havuzlar |
cloudflare | cloudflare |
responsive | duyarlı |
and | ve |
application | uygulama |
EN By using a VPN, you can connect to one of our 75+ worldwide servers locations to reduce ping and latency
TR Bir VPN kullanarak, ping ve gecikmeyi azaltmak için 75 + dünya çapındaki sunucu lokasyonlarımızdan birine bağlanabilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
vpn | vpn |
servers | sunucu |
ping | ping |
and | ve |
of | in |
using | kullanarak |
a | bir |
reduce | azaltmak |
worldwide | çapındaki |
to | için |
EN As a result, these suppliers can maintain their on-going compliance to meet the US Food & Drug Administration law and reduce the risk of compliance issues.
TR Bu destek sonucunda bu tedarikçiler ABD Gıda ve İlaç Kurumu kanununa ilişkin devam eden uygunluk hallerini koruyabilir ve uyum sorunlarına dair riskleri azaltabilir.
inglês | turco |
---|---|
suppliers | tedarikçiler |
food | gıda |
risk | riskleri |
us | abd |
these | bu |
and | ve |
compliance | uyum |
issues | sorunları |
EN Building a self-service culture inside your company is a challenging objective that can help your business a lot: Reduce first response time, improve customer happiness, train new agents or improve search engine
TR Şirketinizde bir self servis kültürü oluşturmak, işinize çok yardımcı olabilecek zorlu bir hedeftir: İlk müdahale süresini kısaltın, müşteri mutluluğunu artırın, yeni temsilciler eğitin veya arama motorunu iyileştirin
inglês | turco |
---|---|
improve | iyileştirin |
customer | müşteri |
new | yeni |
self | self |
service | servis |
business | iş |
is | oluşturmak |
or | veya |
search | arama |
can | olabilecek |
help | yardımcı |
culture | kültürü |
EN With Amazon EC2 P3 instances, Airbnb can run training workloads faster, go through more iterations, build better machine learning models and reduce costs.
TR Airbnb, Amazon EC2 P3 bulut sunucuları sayesinde eğitim iş yüklerini daha hızlı çalıştırma, daha fazla yineleme gerçekleştirme, daha iyi makine öğrenimi modelleri oluşturma ve maliyeti düşürme olanağına sahip oluyor.
inglês | turco |
---|---|
amazon | amazon |
build | oluşturma |
machine | makine |
models | modelleri |
costs | maliyeti |
faster | hızlı |
and | ve |
training | eğitim |
better | daha iyi |
learning | öğrenimi |
with | sayesinde |
EN Using CAA can reduce the risk of unsolicited certificate issuance by malicious actors or honest error
TR CAA'nın kullanılması, kötü niyetli kişiler tarafından veya dürüst bir hata ile istenmeyen sertifika düzenlenmesi riskini azaltabilir
inglês | turco |
---|---|
unsolicited | istenmeyen |
certificate | sertifika |
honest | dürüst |
error | hata |
using | kullanılması |
by | tarafından |
or | veya |
EN By choosing one of the stunning fast domain hosting packages, you can protect your personal information and reduce spam with Whois / ID protection
TR Çarpıcı hızlı alan adı barındırma paketlerinden birini seçip, Whois / ID koruması ile kişisel bilgilerinizi koruyabilir ve spam'ı azaltabilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
hosting | barındırma |
spam | spam |
fast | hızlı |
whois | whois |
protection | koruması |
personal | kişisel |
and | ve |
domain | alan |
with | ile |
EN The Active Cruise Control system adapts the van?s speed to the speed of the vehicle in front of it. This automatic system can reduce the speed to 20 km/h by acting solely on the accelerator.
TR Aktif Kruiz Kontrol sistemi, minibüsün hızını aracın önündeki hızına uyarlar. Bu otomatik sistem, yalnızca gaz pedalına ederek hızı 20 km / saate indirebilir.
inglês | turco |
---|---|
active | aktif |
control | kontrol |
s | s |
automatic | otomatik |
km | km |
this | bu |
speed | hız |
the | yalnızca |
EN Using this data, your company can generate ROI, reduce costs, and generate efficiencies no matter where (or how) you ship your freight.
TR Şirketiniz, bu verilerden faydalanarak yatırım geri dönüşü sağlayabilir, masrafları azaltabilir ve nakliyenizi nerede (ve nasıl) yaparsanız yapın, etkililik yaratabilir.
inglês | turco |
---|---|
this | bu |
how | nasıl |
and | ve |
EN With Zebra's Access Management System and enhanced security options, standardised modular cabinets can reduce device loss and damage while increasing workflow efficiencies
TR Zebra Erişim Yönetim Sistemi ve gelişmiş güvenlik opsiyonlarına sahip standardize modüler dolaplar cihaz kayıp ve hasarını azaltır ve iş verimliliğini artırır
inglês | turco |
---|---|
access | erişim |
management | yönetim |
system | sistemi |
and | ve |
security | güvenlik |
modular | modüler |
device | cihaz |
enhanced | gelişmiş |
EN With Zebra quick service restaurant solutions, you can accelerate your inventory management, reduce waste, and spend more time making sure your front-of-store presentations are appetizing
TR Zebra hızlı servis restoran çözümleri ile envanter yönetiminizi hızlandırabilir, israfı azaltabilir ve mağaza önü sunumlarınızın iştah kabartıcı olması için daha fazla zaman harcayabilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
zebra | zebra |
service | servis |
restaurant | restoran |
inventory | envanter |
presentations | sunumlar |
quick | hızlı |
solutions | çözümleri |
store | mağaza |
time | zaman |
sure | için |
and | ve |
EN Resellers can resell VyprVPN as a stand alone product to supplement existing revenue or bundle VyprVPN with their core offerings to add value to existing products and reduce churn.
TR Satıcılar var olan gelire katkı sağlamak için VyprVPN'i tek başına satabilir veya var olan ürünlere değer katmak ve dalgalanmayı azaltmak için VyprVPN'i kendi asıl ürünleriyle paket haline satabilirler.
inglês | turco |
---|---|
value | değer |
reduce | azaltmak |
alone | tek başına |
or | veya |
products | ürünlere |
and | ve |
to | sağlamak |
with | haline |
EN Air Freight can reduce the total logistics cost for urgent or time-critical logistical challenges
TR Hava Taşımacılığı, acil veya zamana duyarlı zorlu lojistik görevlerin toplam lojistik maliyetini azaltabilir
inglês | turco |
---|---|
logistics | lojistik |
cost | maliyetini |
urgent | acil |
air | hava |
or | veya |
EN This programmatic enforcement of DoD security guidelines reduces manual configuration efforts, which can decrease improper configuration and reduce overall risk to the DoD.
TR DoD güvenlik talimatlarının bu şekilde programlama yoluyla zorlanması manuel yapılandırma çalışmalarını azaltarak hatalı yapılandırma olasılığını düşürür ve DoD açısından genel olarak riski azaltır.
inglês | turco |
---|---|
dod | dod |
security | güvenlik |
reduces | azaltır |
manual | manuel |
configuration | yapılandırma |
overall | genel |
risk | riski |
this | bu |
and | ve |
the | şekilde |
EN With this certification, enterprises and organizations in Korea that need the K-ISMS certification can use the work that AWS has done to reduce the time and cost of getting their own certification.
TR Kore'de K-ISMS sertifikasına ihtiyaç duyan kurum ve kuruluşlar bu sertifika sayesinde, kendi sertifikalarını almak için harcayacakları maliyeti ve zamanı azaltmak amacıyla AWS'nin gerçekleştirdiği çalışmayı kullanabilir.
inglês | turco |
---|---|
certification | sertifika |
time | zaman |
cost | maliyeti |
need | ihtiyaç |
the time | zamanı |
can use | kullanabilir |
organizations | kuruluşlar |
this | bu |
getting | için |
and | ve |
of | in |
reduce | azaltmak |
EN Recommendations for security measures that can help reduce potential financial damages.*
TR Potansiyel finansal zararları azaltmaya yardımcı olabilecek güvenlik önlemlerine ilişkin öneriler.*
inglês | turco |
---|---|
reduce | azaltmaya |
potential | potansiyel |
financial | finansal |
help | yardımcı |
can | olabilecek |
recommendations | öneriler |
security | güvenlik |
EN As a result, these suppliers can maintain their on-going compliance to meet the US Food & Drug Administration law and reduce the risk of compliance issues.
TR Bu destek sonucunda bu tedarikçiler ABD Gıda ve İlaç Kurumu kanununa ilişkin devam eden uygunluk hallerini koruyabilir ve uyum sorunlarına dair riskleri azaltabilir.
inglês | turco |
---|---|
suppliers | tedarikçiler |
food | gıda |
risk | riskleri |
us | abd |
these | bu |
and | ve |
compliance | uyum |
issues | sorunları |
EN Using CAA can reduce the risk of unsolicited certificate issuance by malicious actors or honest error
TR CAA'nın kullanılması, kötü niyetli kişiler tarafından veya dürüst bir hata ile istenmeyen sertifika düzenlenmesi riskini azaltabilir
inglês | turco |
---|---|
unsolicited | istenmeyen |
certificate | sertifika |
honest | dürüst |
error | hata |
using | kullanılması |
by | tarafından |
or | veya |
EN Solution to manage and control Android mobile assets, that can help reduce the number of missing or unaccounted mobile computers
TR Kayıp veya kayda geçirilmemiş mobil bilgisayarların sayısını azaltmaya yardımcı olabilecek Android mobil varlık yönetimi ve kontrolü çözümü
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
assets | varlık |
reduce | azaltmaya |
of | ın |
help | yardımcı |
can | olabilecek |
solution | çözümü |
android | android |
mobile | mobil |
computers | bilgisayarlar |
control | kontrol |
or | veya |
EN With Zebra's Access Management System and enhanced security options, standardised modular cabinets can reduce device loss and damage while increasing workflow efficiencies
TR Zebra Erişim Yönetim Sistemi ve gelişmiş güvenlik opsiyonlarına sahip standardize modüler dolaplar cihaz kayıp ve hasarını azaltır ve iş verimliliğini artırır
inglês | turco |
---|---|
access | erişim |
management | yönetim |
system | sistemi |
and | ve |
security | güvenlik |
modular | modüler |
device | cihaz |
enhanced | gelişmiş |
EN The Active Cruise Control system adapts the van?s speed to the speed of the vehicle in front of it. This automatic system can reduce the speed to 20 km/h by acting solely on the accelerator.
TR Aktif Kruiz Kontrol sistemi, minibüsün hızını aracın önündeki hızına uyarlar. Bu otomatik sistem, yalnızca gaz pedalına ederek hızı 20 km / saate indirebilir.
inglês | turco |
---|---|
active | aktif |
control | kontrol |
s | s |
automatic | otomatik |
km | km |
this | bu |
speed | hız |
the | yalnızca |
EN The Active Cruise Control system adapts the van?s speed to the speed of the vehicle in front of it. This automatic system can reduce the speed to 20 km/h by acting solely on the accelerator.
TR Aktif Kruiz Kontrol sistemi, minibüsün hızını aracın önündeki hızına uyarlar. Bu otomatik sistem, yalnızca gaz pedalına ederek hızı 20 km / saate indirebilir.
inglês | turco |
---|---|
active | aktif |
control | kontrol |
s | s |
automatic | otomatik |
km | km |
this | bu |
speed | hız |
the | yalnızca |
EN Most importantly, this cooling technique can reduce the blade’s noise and vibration because hot air expelled will create a vacuum, and then fresh cooling air will be drawn in the heatsink.
TR En önemlisi, bu soğutma tekniği kanatların gürültüsünü ve titreşimini azaltabilir çünkü dışarı atılan sıcak hava bir vakum oluşturacak ve daha sonra soğutucuya temiz soğutma havası girecektir.
inglês | turco |
---|---|
cooling | soğutma |
noise | gürültü |
hot | sıcak |
most | en |
and | ve |
this | bu |
air | hava |
the | sonra |
a | bir |
because | çünkü |
EN According to the acoustic test, the Riing Silent 12 RGB can reduce the noise level by 40% from 22dBA to 13dBA, and 53% of fan speed when using with the included low-noise cable (LNC).
TR Akustik teste göre, Riing Silent 12 RGB düşük gürültü kablosu (LNC) ile kullanıldığında, gürültü seviyesini 22dBA'dan 13dBA'ya indirmekte, fan hızını %53 ve gürültüyü % 40 azaltmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
noise | gürültü |
level | seviyesini |
fan | fan |
cable | kablosu |
low | düşük |
and | ve |
by | göre |
speed | hız |
with | ile |
Mostrando 50 de 50 traduções