EN In 2005, the Federal Communications Commission set out to keep the Internet open to consumers by establishing the Open Internet Order
"open internet requires" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN In 2005, the Federal Communications Commission set out to keep the Internet open to consumers by establishing the Open Internet Order
TR 2005 yılında Federal İletişim Komisyonu, Açık İnternet Yönetmeliği'ni oluşturarak interneti tüketicilere açık tutmak için girişimde bulundu
inglês | turco |
---|---|
federal | federal |
commission | komisyonu |
internet | interneti |
open | açık |
by | oluşturarak |
to keep | tutmak |
to | için |
EN In 2005, the Federal Communications Commission set out to keep the Internet open to consumers by establishing the Open Internet Order
TR 2005 yılında Federal İletişim Komisyonu, Açık İnternet Yönetmeliği'ni oluşturarak interneti tüketicilere açık tutmak için girişimde bulundu
inglês | turco |
---|---|
federal | federal |
commission | komisyonu |
internet | interneti |
open | açık |
by | oluşturarak |
to keep | tutmak |
to | için |
EN A free and open Internet requires that tools be made available to help consumers protect their private data. The right to bear encryption keys is a necessary policy if we are to defend the right to privacy.
TR Özgür ve açık bir İnternet, tüketicilere kendi verilerini korumalarına yardım eden araçlar gerektirir. Şifreli anahtarları kırma hakkı eğer biz mahremiyet hakkını savunuyorsak gerekli bir politikadır.
inglês | turco |
---|---|
requires | gerektirir |
data | verilerini |
necessary | gerekli |
privacy | mahremiyet |
keys | anahtarları |
open | açık |
if | eğer |
help | yardım |
tools | araçlar |
right | hakkını |
we | biz |
and | ve |
a | bir |
to | e |
EN A free and open Internet requires that tools be made available to help consumers protect their private data. The right to bear encryption keys is a necessary policy if we are to defend the right to privacy.
TR Özgür ve açık bir İnternet, tüketicilere kendi verilerini korumalarına yardım eden araçlar gerektirir. Şifreli anahtarları kırma hakkı eğer biz mahremiyet hakkını savunuyorsak gerekli bir politikadır.
inglês | turco |
---|---|
requires | gerektirir |
data | verilerini |
necessary | gerekli |
privacy | mahremiyet |
keys | anahtarları |
open | açık |
if | eğer |
help | yardım |
tools | araçlar |
right | hakkını |
we | biz |
and | ve |
a | bir |
to | e |
EN *Note: Massive 20 RGB requires minimum 1.2Amp to activate the LEDs. If the power supply of the USB port is lower than 1.2Amp, it requires the extra USB plug.
TR * Not: Massive 20 RGB, LED'leri etkinleştirmek için minimum 1.2Amp gerektirir. USB portunun güç kaynağı 1.2Amp'tan düşükse, ekstra USB fişi gerektirir
inglês | turco |
---|---|
requires | gerektirir |
minimum | minimum |
usb | usb |
extra | ekstra |
massive | massive |
power | güç |
of | in |
to | için |
EN TheOneSpy requires a stable internet connection because you can only sync the data to the dashboard when you have an internet connection.
TR TheOneSpy, sabit bir internet bağlantısı gerektirir, çünkü verileri yalnızca bir internet bağlantınız olduğunda panoyla eşitleyebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
requires | gerektirir |
internet | internet |
data | verileri |
theonespy | theonespy |
when | olduğunda |
connection | bağlantı |
a | bir |
only | yalnızca |
to | e |
because | çünkü |
EN As one of the world?s leading open access publishers, Elsevier publishes over 500 full open access journals and has helped many societies embrace open access.
TR Dünyanın önde gelen açık erişimli yayıncılarından biri olan Elsevier, 500'den fazla tam açık erişimli dergi yayınlamakta ve birçok toplumun açık erişimi benimsemesine yardımcı olmuştur.
inglês | turco |
---|---|
open | açık |
full | tam |
journals | dergi |
elsevier | elsevier |
access | erişimi |
and | ve |
world | dünyanın |
many | çok |
one | bir |
has | olan |
EN As one of the world?s leading open access publishers, Elsevier publishes over 500 full open access journals and has helped many societies embrace open access.
TR Dünyanın önde gelen açık erişimli yayıncılarından biri olan Elsevier, 500'den fazla tam açık erişimli dergi yayınlamakta ve birçok toplumun açık erişimi benimsemesine yardımcı olmuştur.
inglês | turco |
---|---|
open | açık |
full | tam |
journals | dergi |
elsevier | elsevier |
access | erişimi |
and | ve |
world | dünyanın |
many | çok |
one | bir |
has | olan |
EN Applications are open for the next cohort of Open Internet for Democracy Leaders Programme | STGM
TR Demokrasi Liderleri için Açık İnternet Programı Başladı. | STGM
inglês | turco |
---|---|
open | açık |
democracy | demokrasi |
stgm | stgm |
of | in |
programme | program |
for | için |
EN Applications are open for the next cohort of Open Internet for Democracy Leaders Programme
TR Demokrasi Liderleri için Açık İnternet Programı Başladı.
inglês | turco |
---|---|
open | açık |
democracy | demokrasi |
of | in |
programme | program |
for | için |
EN Applications are open for the next cohort of Open Internet for Democracy Leaders Programme.
TR Demokrasi Liderleri için Açık İnternet Programı yeni grup başvuruları başladı.
inglês | turco |
---|---|
open | açık |
democracy | demokrasi |
applications | başvuruları |
of | in |
programme | program |
for | için |
EN Applications are open for the next cohort of Open Internet for Democracy Leaders Programme | STGM
TR Demokrasi Liderleri için Açık İnternet Programı Başladı. | STGM
inglês | turco |
---|---|
open | açık |
democracy | demokrasi |
stgm | stgm |
of | in |
programme | program |
for | için |
EN Applications are open for the next cohort of Open Internet for Democracy Leaders Programme
TR Demokrasi Liderleri için Açık İnternet Programı Başladı.
inglês | turco |
---|---|
open | açık |
democracy | demokrasi |
of | in |
programme | program |
for | için |
EN Applications are open for the next cohort of Open Internet for Democracy Leaders Programme.
TR Demokrasi Liderleri için Açık İnternet Programı yeni grup başvuruları başladı.
inglês | turco |
---|---|
open | açık |
democracy | demokrasi |
applications | başvuruları |
of | in |
programme | program |
for | için |
EN ITAA encourages anyone who requires sign language interpretation to attend meetings (whether open or closed) with their interpreter
TR ITAA, işaret dili tercümesine ihtiyaç duyan herkesi (açık veya kapalı) tercümanlarıyla toplantılara katılmaya teşvik eder
inglês | turco |
---|---|
itaa | itaa |
language | dili |
meetings | toplantı |
open | açık |
closed | kapalı |
or | veya |
EN The Open Internet Order led to the establishment of the Internet neutrality concept, which argues that network providers cannot inhibit the information that is transmitted through their networks and all users must be granted equal access
TR Açık İnternet Düzeni, tarafsız İnternet konseptinin oluşmasına yol açtı ve bu konsept ağ sağlayıcılarının ağlarından geçen bilgiyi kısıtlayamayacağı ve tüm kullanıcılara eşit erişim verilmesi gerektiğini belirtir
inglês | turco |
---|---|
open | açık |
concept | konsept |
information | bilgiyi |
of the | yol |
must | gerektiğini |
network | ağ |
access | erişim |
networks | ağlar |
and | ve |
all | tüm |
equal | eşit |
of | nın |
users | kullanıcı |
EN Providers still have too much control, and Internet users are vulnerable to all sorts of barriers to an Open Internet including “fast lanes” and encryption-blocking technologies
TR Sağlayıcıların hala çok fazla kontrolü söz konusudur ve internet kullanıcıları, "hızlı şeritler" ve şifreleyi bloke edici teknolojileri de içeren Açık İnternet için tüm bariyer türlerine karşı savunmasızdırlar
inglês | turco |
---|---|
control | kontrolü |
internet | internet |
users | kullanıcıları |
fast | hızlı |
technologies | teknolojileri |
open | açık |
still | hala |
and | ve |
all | tüm |
EN At Golden Frog we are fighting for a free and open Internet, and for fair access to the infrastructure that could support competitive Internet access
TR Golden Frog'da bizler özgür ve açık bir internet için ve rekabet edilebilir İnternet erişimi sağlayan altyapılara adil erişim için mücadele ediyoruz
inglês | turco |
---|---|
internet | internet |
fair | adil |
infrastructure | altyapı |
golden | golden |
competitive | rekabet |
and | ve |
open | açık |
free | özgür |
access | erişim |
a | bir |
EN Like the ocean, the Internet must remain open and free. Humanity is an ocean. A limit on the Internet is a limit on humanity and its promise for the future.
TR Okyanus gibi internet de açık ve özgür olmalıdır. İnsanlık bir okyanustur. İnternete konulan bir sınır, insanlığa ve geleceğine bir sınırdır.
inglês | turco |
---|---|
ocean | okyanus |
internet | internet |
limit | sınır |
open | açık |
free | özgür |
must | olmalıdır |
a | bir |
the | gibi |
and | ve |
EN We optimize Internet connections to increase performance and speed, enable privacy and provide access to a free and open Internet.
TR Performansı ve hızı artıran gizliliği temin eden, özgür ve açık İnternete erişim sağlayan İnternet bağlantıları tesis ediyoruz.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
privacy | gizliliği |
provide | sağlayan |
access | erişim |
a | a |
connections | bağlantıları |
open | açık |
free | özgür |
EN VyprVPN encrypts Internet connections, protects online privacy, prevents monitoring of online communications and provides access to restricted websites to preserve an open and free Internet
TR VyprVPN, İnternet bağlantılarını şifreler, online gizliliği korur, online iletişimin görüntülenmesini engeller ve açık ve serbest interneti korumak için kısıtlanmış websitelerine erişim sağlar
inglês | turco |
---|---|
vyprvpn | vyprvpn |
internet | interneti |
connections | bağlantıları |
protects | korur |
online | online |
privacy | gizliliği |
provides | sağlar |
access | erişim |
preserve | korumak |
and | ve |
open | açık |
to | için |
of | in |
free | serbest |
EN We optimize Internet connections to increase performance and speed, enable privacy and provide access to a free and open Internet.
TR Performansı ve hızı artıran gizliliği temin eden, özgür ve açık İnternete erişim sağlayan İnternet bağlantıları tesis ediyoruz.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
privacy | gizliliği |
provide | sağlayan |
access | erişim |
a | a |
connections | bağlantıları |
open | açık |
free | özgür |
EN The Open Internet Order led to the establishment of the Internet neutrality concept, which argues that network providers cannot inhibit the information that is transmitted through their networks and all users must be granted equal access
TR Açık İnternet Düzeni, tarafsız İnternet konseptinin oluşmasına yol açtı ve bu konsept ağ sağlayıcılarının ağlarından geçen bilgiyi kısıtlayamayacağı ve tüm kullanıcılara eşit erişim verilmesi gerektiğini belirtir
inglês | turco |
---|---|
open | açık |
concept | konsept |
information | bilgiyi |
of the | yol |
must | gerektiğini |
network | ağ |
access | erişim |
networks | ağlar |
and | ve |
all | tüm |
equal | eşit |
of | nın |
users | kullanıcı |
EN Providers still have too much control, and Internet users are vulnerable to all sorts of barriers to an Open Internet including “fast lanes” and encryption-blocking technologies
TR Sağlayıcıların hala çok fazla kontrolü söz konusudur ve internet kullanıcıları, "hızlı şeritler" ve şifreleyi bloke edici teknolojileri de içeren Açık İnternet için tüm bariyer türlerine karşı savunmasızdırlar
inglês | turco |
---|---|
control | kontrolü |
internet | internet |
users | kullanıcıları |
fast | hızlı |
technologies | teknolojileri |
open | açık |
still | hala |
and | ve |
all | tüm |
EN At Golden Frog we are fighting for a free and open Internet, and for fair access to the infrastructure that could support competitive Internet access
TR Golden Frog'da bizler özgür ve açık bir internet için ve rekabet edilebilir İnternet erişimi sağlayan altyapılara adil erişim için mücadele ediyoruz
inglês | turco |
---|---|
internet | internet |
fair | adil |
infrastructure | altyapı |
golden | golden |
competitive | rekabet |
and | ve |
open | açık |
free | özgür |
access | erişim |
a | bir |
EN Like the ocean, the Internet must remain open and free. Humanity is an ocean. A limit on the Internet is a limit on humanity and its promise for the future.
TR Okyanus gibi internet de açık ve özgür olmalıdır. İnsanlık bir okyanustur. İnternete konulan bir sınır, insanlığa ve geleceğine bir sınırdır.
inglês | turco |
---|---|
ocean | okyanus |
internet | internet |
limit | sınır |
open | açık |
free | özgür |
must | olmalıdır |
a | bir |
the | gibi |
and | ve |
EN (g) Use of the Service requires the Customer/User to have an internet connection, and suitable hardware, the cost of which are independent of the Mobiroller Service.
TR (g) Hizmetin kullanımı, Müşterinin/Kullanıcının internet bağlantısına ve maliyeti Mobiroller Hizmetinden bağımsız uygun donanıma sahip olmasını gerektirir.
inglês | turco |
---|---|
requires | gerektirir |
internet | internet |
suitable | uygun |
independent | bağımsız |
mobiroller | mobiroller |
g | g |
user | kullanıcı |
connection | bağlantı |
and | ve |
cost | maliyeti |
to | sahip |
use | kullanımı |
of | nın |
EN Golden Frog's founders, Ron and Carolyn Yokubaitis, are Internet veterans who have owned and operated Internet businesses since the dawn of the public Internet in 1994 (before the Web!)
TR Golden Frog'un kurucuları Ron ve Carolyn Yokubaitis, kamu internetinin ortaya çıktığı 1994'ten beri (Web'den önce!) kendi internet işlerine sahip olmuş ve bunu yürütmüş olan deneyimli İnternet kullanıcılarıdır
inglês | turco |
---|---|
golden | golden |
and | ve |
internet | internet |
public | kamu |
are | sahip |
EN As government regulations on the Internet and privacy fluctuate, the best thing Internet proponents can do is continue to create solutions and promote the peaceful and free use of the Internet.
TR Internetteki hükümet regülasyonları ve gizlilik dalgalandıkça, Internet taraftarlarının yapabileceği en iyi şey, barışçıl ve özgür Internet kullanımını destekleyip bunun için yaratıcı çözümler yaratmaktır.
inglês | turco |
---|---|
government | hükümet |
internet | internet |
privacy | gizlilik |
free | özgür |
solutions | çözümler |
and | ve |
of | in |
best | en |
use | kullanım |
EN Compulsory applicants may include certain: (1) Internet Service Providers (ISP), (2) Internet Data Centers (IDC), (3) general hospitals, (4) educational institutions and (5) Internet communications service providers
TR Zorunlu başvuranlar arasında şunlar sayılabilir: (1) İnternet Servis Sağlayıcıları (ISP), (2) İnternet Veri Merkezleri (IDC), (3) genel hastaneler, (4) eğitim kurumları ve (5) İnternet iletişimi servis sağlayıcıları
inglês | turco |
---|---|
service | servis |
isp | isp |
data | veri |
centers | merkezleri |
general | genel |
hospitals | hastaneler |
educational | eğitim |
institutions | kurumlar |
and | ve |
EN Golden Frog's founders, Ron and Carolyn Yokubaitis, are Internet veterans who have owned and operated Internet businesses since the dawn of the public Internet in 1994 (before the Web!)
TR Golden Frog'un kurucuları Ron ve Carolyn Yokubaitis, kamu internetinin ortaya çıktığı 1994'ten beri (Web'den önce!) kendi internet işlerine sahip olmuş ve bunu yürütmüş olan deneyimli İnternet kullanıcılarıdır
inglês | turco |
---|---|
golden | golden |
and | ve |
internet | internet |
public | kamu |
are | sahip |
EN An Internet Protocol (IP) address is a unique set of numbers that your Internet Service Provider (ISP) assigns to you when you connect to the internet
TR İnternet Protokolü (IP) adresi, İnternete bağlandığın zaman İnternet Servis Sağlayıcın (İSS) tarafından sana atanan benzersiz numaralar serisidir
inglês | turco |
---|---|
ip | ip |
address | adresi |
service | servis |
provider | sağlayıcı |
when | zaman |
unique | benzersiz |
you | sana |
protocol | protokolü |
EN As government regulations on the Internet and privacy fluctuate, the best thing Internet proponents can do is continue to create solutions and promote the peaceful and free use of the Internet.
TR Internetteki hükümet regülasyonları ve gizlilik dalgalandıkça, Internet taraftarlarının yapabileceği en iyi şey, barışçıl ve özgür Internet kullanımını destekleyip bunun için yaratıcı çözümler yaratmaktır.
inglês | turco |
---|---|
government | hükümet |
internet | internet |
privacy | gizlilik |
free | özgür |
solutions | çözümler |
and | ve |
of | in |
best | en |
use | kullanım |
EN Want to contribute to open source? A guide to making open source contributions, for first-timers and for veterans.
TR Açık kaynağa katkıda bulunmak ister misiniz? İlk defa yapacaklar ve tecrübeliler için katkı yapma rehberi.
inglês | turco |
---|---|
open | açık |
a | a |
guide | rehberi |
and | ve |
to | yapma |
for | için |
contribute | katkı |
EN 3. We are investing in capacity-building to remain one of the fastest-growing open access publishers. In 2019 we published over 40% more open access articles than the previous year.
TR 3. En hızlı büyüyen açık erişimli yayıncılardan birisi olarak kalmak için kapasite oluşturmaya yatırım yaparız. 2019'de önceki yıla kıyasla %40'tan daha fazla açık erişimli makale yayınladık.
inglês | turco |
---|---|
open | açık |
access | erişimli |
fastest | hızlı |
growing | büyüyen |
capacity | kapasite |
building | oluşturmaya |
of | in |
previous | önceki |
investing | yatırım |
one | birisi |
to | için |
are | kalmak |
EN In the menu on the left, open the «Business Cards» tab. Click on the right business card design to open it in the editor. Then pick a business card template you like best.
TR Soldaki menüden «Kartvizitler» sekmesini açın. Düzenleyicide açmak üzere, ihtiyacınız olan kartvizit tasarımına tıklayın. Ardından, en beğendiğiniz kartvizit şablonunu seçin.
inglês | turco |
---|---|
menu | menü |
you | in |
best | en |
business cards | kartvizitler |
you like | beğendiğiniz |
design | tasarım |
template | şablonunu |
click | tıklayın |
open | açın |
a | olan |
the | açmak |
card | kartvizit |
EN The Core P3 Open Frame chassis sets a new benchmark in groundbreaking open frame chassis design
TR Core P3 Açık Çerçeve kasa, çığır açan açık kasa şasi tasarımında yeni bir standart ortaya koyuyor
inglês | turco |
---|---|
open | açık |
core | core |
design | tasarım |
a | bir |
new | yeni bir |
EN Here we will specifically address how to open a page on Facebook.What is a Facebook Page? You can open special pages on a subject or a person on Facebook
TR Facebook?ta nasıl sayfa açmanız gerektiğini aşağıda anlatmaya çalıştık.Facebook Sayfa Nedir? Facebook?ta dilediğiniz bir konuya dair ya da kişiye dair özel sayfalar açılabilir
inglês | turco |
---|---|
person | kişiye |
page | sayfa |
how | nasıl |
what | nedir |
EN Built on open-source Redis and compatible with the Redis APIs, ElastiCache for Redis works with your Redis clients and uses the open Redis data format to store your data
TR Açık kaynak Redis çözümüyle geliştirilmiş ve Redis API’leri ile uyumlu olan ElastiCache for Redis, Redis istemcilerinizle birlikte çalışır ve verilerinizi depolamak için açık kaynak Redis veri biçimini kullanır
inglês | turco |
---|---|
data | veri |
source | kaynak |
redis | redis |
elasticache | elasticache |
works | çalışır |
your data | verilerinizi |
uses | kullanır |
open | açık |
compatible | uyumlu |
and | ve |
EN OBS Studio (also known as Open Broadcaster Software) is a free and open-source live streaming and video recording software.
TR OBS Studio (Open Broadcaster Software olarak da bilinir), ücretsiz ve açık kaynaklı bir canlı akış ve video kayıt yazılımıdır.
inglês | turco |
---|---|
known | bilinir |
studio | studio |
source | kaynaklı |
live | canlı |
streaming | akış |
open | açık |
free | ücretsiz |
video | video |
software | yazılım |
a | bir |
and | ve |
as | olarak |
EN Now, you have to open the MT4 terminal root directory. For this, click on File → Open Data Folder.
TR Şimdi, MT4 terminali kök dizinini açmanız gerek. Bunun için File → Open Data Folder (Dosya → Data Dosyasını aç)’a tıklayın.
EN Using this method you can open chat window. jivo_api.open({start: 'call'}): opens form with a phone field for callback
TR Bu yöntem ile sohbet penceresini açabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
method | yöntem |
a | a |
chat | sohbet |
this | bu |
with | ile |
EN 3. We are investing in capacity-building to remain one of the fastest-growing open access publishers. In 2019 we published over 40% more open access articles than the previous year.
TR 3. En hızlı büyüyen açık erişimli yayıncılardan birisi olarak kalmak için kapasite oluşturmaya yatırım yaparız. 2019'de önceki yıla kıyasla %40'tan daha fazla açık erişimli makale yayınladık.
inglês | turco |
---|---|
open | açık |
access | erişimli |
fastest | hızlı |
growing | büyüyen |
capacity | kapasite |
building | oluşturmaya |
of | in |
previous | önceki |
investing | yatırım |
one | birisi |
to | için |
are | kalmak |
EN Built on open-source Redis and compatible with the Redis APIs, ElastiCache for Redis works with your Redis clients and uses the open Redis data format to store your data
TR Açık kaynak Redis çözümüyle geliştirilmiş ve Redis API’leri ile uyumlu olan ElastiCache for Redis, Redis istemcilerinizle birlikte çalışır ve verilerinizi depolamak için açık kaynak Redis veri biçimini kullanır
inglês | turco |
---|---|
data | veri |
source | kaynak |
redis | redis |
elasticache | elasticache |
works | çalışır |
your data | verilerinizi |
uses | kullanır |
open | açık |
compatible | uyumlu |
and | ve |
EN In the menu on the left, open the «Business Cards» tab. Click on the right business card design to open it in the editor. Then pick a business card template you like best.
TR Soldaki menüden «Kartvizitler» sekmesini açın. Düzenleyicide açmak üzere, ihtiyacınız olan kartvizit tasarımına tıklayın. Ardından, en beğendiğiniz kartvizit şablonunu seçin.
inglês | turco |
---|---|
menu | menü |
you | in |
best | en |
business cards | kartvizitler |
you like | beğendiğiniz |
design | tasarım |
template | şablonunu |
click | tıklayın |
open | açın |
a | olan |
the | açmak |
card | kartvizit |
EN Meet others in your local area who want to join the Open Source Revolution! Gather to discuss the benefits of using and developing open source software.
TR Bölgenizdeki Açık Kaynak Devrimine katılmak isteyen diğer yerlilerle tanışın! Açık kaynak yazılım kullanmanın ve geliştirmenin faydalarını tartışmak için bir araya gelin.
inglês | turco |
---|---|
meet | tanışın |
others | diğer |
want | isteyen |
join | katılmak |
open | açık |
source | kaynak |
software | yazılım |
of | in |
benefits | faydalar |
and | ve |
to | araya |
in | için |
the | bir |
EN When asked if you're sure that you want to open the file, select Open.
TR Dosyayı açmak istediğinizden emin olup olmadığınız sorulduğunda Aç'ı seçin.
inglês | turco |
---|---|
file | dosyayı |
EN Get access to the open Internet with anonymous VPN for Crimea
TR Kırım için en iyi anonim VPN. Sınırsız ve günlük içermeyen tüm cihazlar için destek.
inglês | turco |
---|---|
anonymous | anonim |
vpn | vpn |
crimea | kırım |
EN We believe in the power of crypto to usher in a new, open financial system for the Internet
TR İnternet için yeni, açık bir finansal sistem başlatmak için kriptonun gücüne inanıyoruz
inglês | turco |
---|---|
power | gücü |
new | yeni |
open | açık |
financial | finansal |
system | sistem |
we believe | inanıyoruz |
of | in |
a | bir |
EN Peace, Prosperity & the Case for the Open Internet
TR Barış, Refah & Açık Internet Davası
inglês | turco |
---|---|
prosperity | refah |
open | açık |
internet | internet |
peace | barış |
Mostrando 50 de 50 traduções