EN Simply put, sobriety is abstaining from compulsive internet and technology use. However, how we understand or define “compulsive internet and technology use” can vary from member to member.
"member can tell" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN Simply put, sobriety is abstaining from compulsive internet and technology use. However, how we understand or define “compulsive internet and technology use” can vary from member to member.
TR Basitçe söylemek gerekirse, ayıklık, zorunlu internet ve teknoloji kullanımından kaçınmaktır. Ancak “zorunlu internet ve teknoloji kullanımını” nasıl anladığımız veya tanımladığımız üyeden üyeye değişebilir.
EN In some cases, it may be best to temporarily cut off contact with the member who is making us uncomfortable. Speaking with another member may help us to make that decision.
TR Bazı durumlarda, bizi rahatsız eden üyeyle geçici olarak teması kesmek en iyisi olabilir. Başka bir üyeyle konuşmak bu kararı vermemize yardımcı olabilir.
inglês | turco |
---|---|
cases | durumlarda |
contact | temas |
uncomfortable | rahatsız |
decision | karar |
best | en |
help | yardımcı |
off | bir |
us | bizi |
be | olabilir |
may | bu |
some | bazı |
temporarily | geçici olarak |
the | başka |
EN Sign In and New Member Registration - Member Panel - Atak Domain Hosting
TR Oturum Açma ve Yeni Üye Kaydı - Üye Paneli - Atak Domain
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
new | yeni |
panel | paneli |
atak | atak |
domain | domain |
registration | kaydı |
EN Sign In and New Member Registration - Member Panel - Atak Domain Hosting
TR Oturum Açma ve Yeni Üye Kaydı - Üye Paneli - Atak Domain
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
new | yeni |
panel | paneli |
atak | atak |
domain | domain |
registration | kaydı |
EN Earn rewards and receive exclusive benefits during your stay as a member of ALL. Not a member? Enroll now.
TR ALL üyesi olarak konaklamanız süresince ödül kazanın ve seçkin avantajlardan yararlanın. Üye değil misiniz? Hemen katılın.
inglês | turco |
---|---|
now | hemen |
rewards | ödül |
earn | kazanın |
member | üyesi |
and | ve |
all | de |
not | değil |
of | olarak |
EN Everything that is said here, in the group meeting and member-to-member must be held in confidence
TR Burada, grup toplantısında ve üyeden üyeye söylenen her şey gizli tutulmalıdır
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
member | üyeye |
meeting | toplantı |
group | grup |
everything | her şey |
EN In some cases, it may be best to temporarily cut off contact with the member who is making us uncomfortable. Speaking with another member may help us to make that decision.
TR Bazı durumlarda, bizi rahatsız eden üyeyle geçici olarak teması kesmek en iyisi olabilir. Başka bir üyeyle konuşmak bu kararı vermemize yardımcı olabilir.
inglês | turco |
---|---|
cases | durumlarda |
contact | temas |
uncomfortable | rahatsız |
decision | karar |
best | en |
help | yardımcı |
off | bir |
us | bizi |
be | olabilir |
may | bu |
some | bazı |
temporarily | geçici olarak |
the | başka |
EN For example, this info can tell you more about a person, including their gender, age, and what they’re interested in, which can all be key marketing info.
TR Örneğin, bu bilgiler size bir kişi hakkında cinsiyet, yaş ve neyle ilgilendikleri gibi daha fazla bilgi verebilir ve bunların hepsi önemli pazarlama bilgileri olabilir.
inglês | turco |
---|---|
gender | cinsiyet |
marketing | pazarlama |
age | yaş |
key | önemli |
this | bu |
info | bilgi |
person | kişi |
about | hakkında |
a | bir |
be | olabilir |
and | ve |
can | verebilir |
including | gibi |
EN How can an author tell if their manuscript is available through CHORUS?
TR Bir yazar makalesinin CHORUS'ta kullanıma sunulduğunu nasıl anlayabilir?
inglês | turco |
---|---|
author | yazar |
how | nasıl |
EN The following types of cookie are used on this site. We don't list every single cookie used by name - but for each type of cookie we tell you how you can control its use.
TR Bu sitede aşağıdaki çerez tipleri kullanılmaktadır. Çerezleri isimleriyle değil, tiplerine ve kullanımlarına göre listeledik.
inglês | turco |
---|---|
types | tipleri |
site | sitede |
use | kullan |
cookie | çerez |
this | bu |
you | ve |
the | aşağıdaki |
but | de |
by | göre |
EN Please tell us what we can improve
TR Lütfen neleri geliştirebileceğimizi bize aktarın
inglês | turco |
---|---|
what | neleri |
please | lütfen |
us | bize |
EN over half the worlds marketing professionals can tell you video are the best type of content with the best ROI.
TR Tüm pazarlama profesyonelleri size yatırım geri dönüş süresi (ROI) olarak videoyu önerecektir.
inglês | turco |
---|---|
marketing | pazarlama |
professionals | profesyonelleri |
video | videoyu |
the | size |
EN Expats tell us what is so special about German food and which dishes they simply can’t do without.
TR Pizza mı şnitzel mi? Almanların neler yediğini ve pandeminin yemek yapma davranışlarını nasıl değiştirdiğini buradan okuyun.
inglês | turco |
---|---|
dishes | yemek |
what | neler |
and | ve |
EN Start 14-day free trial and learn how you can tell your brand story and everything people need to know and compile telling your story in one place
TR 14 günlük ücretsiz denemeyi başlatın ve marka hikayenizi nasıl anlatabileceğinizi ve insanların bilmesi gereken her şeyi öğrenin ve hikayenizi tek bir yerde anlatmak için derleyin
inglês | turco |
---|---|
need | gereken |
place | yerde |
day | günlük |
free | ücretsiz |
people | insanlar |
brand | marka |
tell | için |
how | nasıl |
EN You can also advertise on this site directly. To do so, please contact us and tell us about your advertising plans. Please note: We only offer direct advertising on a campaign basis. A single order needs to be in an amount larger than 500 EUR.
TR Sitemizde doğrudan reklam yayınlamak için bizimle iletişime (/info/imprint/) geçebilirsiniz. Tek reklam harcamanız 500 EURO'dan yüksek olmalıdır.
inglês | turco |
---|---|
contact | iletişime |
directly | doğrudan |
larger | yüksek |
tell | için |
advertising | reklam |
EN How can an author tell if their manuscript is available through CHORUS?
TR Bir yazar makalesinin CHORUS'ta kullanıma sunulduğunu nasıl anlayabilir?
inglês | turco |
---|---|
author | yazar |
how | nasıl |
EN Expats tell us what is so special about German food and which dishes they simply can’t do without.
TR Pizza mı şnitzel mi? Almanların neler yediğini ve pandeminin yemek yapma davranışlarını nasıl değiştirdiğini buradan okuyun.
inglês | turco |
---|---|
dishes | yemek |
what | neler |
and | ve |
EN Let us tell you what you need to know so that you can enjoy an environmentally friendly vacation and find unspoilt nature in Germany.
TR Doğa bilinciyle tatil yapmak için dikkat edilmesi gereken noktaları ve Almanya’da el değmemiş doğa parçalarını nerede bulabileceğinizi açıklıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
need | gereken |
vacation | tatil |
nature | doğa |
to | edilmesi |
and | ve |
tell | için |
EN How do the German police work? Let us tell you which internationally successful crime series can answer this question.
TR Alman polisi nasıl çalışıyor? Bu sorunun cevabını verebilecek ve uluslararası başarıya ulaşmış polisiye yapımları tanıtıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
answer | cevabı |
work | çalışıyor |
internationally | uluslararası |
this | bu |
how | nasıl |
EN The only thing we can tell you is that we have put a lot of love and all our experience in creating this site and we continuing making improvements day after day with your feedback and opinion.
TR Size sadece şunu söyleyebiliriz ki, bu siteyi yaparken tüm deneyimlerimizi aşkla şevkle birlikte siteye koyduk ve geri bildirimleriniz ve fikirleriniz ile düzenli olarak iyileştirmeler yapmaya devam etmekteyiz.
inglês | turco |
---|---|
continuing | devam |
improvements | iyileştirmeler |
feedback | geri |
site | siteye |
this | bu |
all | tüm |
and | ve |
the | size |
EN Instead of hiring a pricey SEO expert to tell you what you can do to improve your site’s SEO value, the web audit tool is designed to do it quickly and affordably
TR Sitenizin SEO değerini artırmak için neler yapabileceğinizi söylemesi için pahalı bir SEO uzmanı tutmak yerine, web denetim aracı bunu hızlı ve uygun maliyetli bir şekilde yapmak için tasarlanmıştır
inglês | turco |
---|---|
seo | seo |
audit | denetim |
quickly | hızlı |
web | web |
expert | uzman |
of | in |
and | ve |
what | neler |
improve | artırmak |
value | bir |
EN If we’re still talking about visitors, dimensions can tell you more about the people coming to your site.
TR Hâlâ ziyaretçilerden bahsediyorsak, boyutlar size sitenize gelen kişiler hakkında daha fazla bilgi verebilir.
inglês | turco |
---|---|
dimensions | boyutlar |
still | hâlâ |
about | hakkında |
can | verebilir |
were | daha |
the | size |
your site | sitenize |
EN This means that dimensions can tell you that the vast majority of people who visit your site are 40-year old men who live in the southeast of the country
TR Bu, boyutların size sitenizi ziyaret eden kişilerin büyük çoğunluğunun ülkenin güneydoğusunda yaşayan 40 yaşındaki erkekler olduğunu söyleyebileceği anlamına gelir
inglês | turco |
---|---|
dimensions | boyutlar |
vast | büyük |
of | ın |
people | kişilerin |
visit | ziyaret |
men | erkekler |
your site | sitenizi |
country | ülkenin |
this | bu |
means | anlamına |
the | size |
EN However, along with data about the person visiting your site, user acquisition data can also tell you more about where someone is coming from
TR Bununla birlikte, sitenizi ziyaret eden kişi hakkındaki verilerin yanı sıra, kullanıcı edinme verileri de bir kişinin nereden geldiği hakkında size daha fazla bilgi verebilir
inglês | turco |
---|---|
visiting | ziyaret |
your site | sitenizi |
user | kullanıcı |
where | nereden |
data | verileri |
also | de |
with | birlikte |
person | kişi |
can | verebilir |
however | bir |
the | size |
EN You can tell the operator what is correct and what is wrong by showing the facts
TR Operatöre, gerçekleri göstererek neyin doğru neyin yanlış olduğunu söyleyebilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
is | olduğunu |
wrong | yanlış |
what | neyin |
by | doğru |
EN Even the gaming logo background color you choose can tell a lot about your preferences and evoke certain emotions.
TR Logonun arkaplan rengi bile tercihleriniz hakkında çok şey anlatır ve izleyicilerde belli başlı duyguları uyandırır.
inglês | turco |
---|---|
background | arkaplan |
color | rengi |
certain | belli |
even | bile |
about | hakkında |
and | ve |
the | çok |
EN over half the worlds marketing professionals can tell you video are the best type of content with the best ROI.
TR Tüm pazarlama profesyonelleri size yatırım geri dönüş süresi (ROI) olarak videoyu önerecektir.
inglês | turco |
---|---|
marketing | pazarlama |
professionals | profesyonelleri |
video | videoyu |
the | size |
EN If not, you can customize a template to fit or tell us what other kinds of templates we should create.
TR Bulamazsanız, bir şablonu size uyacak şekilde özelleştirebilirsiniz veya başka hangi türden şablonlar oluşturmamız gerektiğini bize bildirebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
fit | uyacak |
other | başka |
template | şablonu |
templates | şablonlar |
or | veya |
should | gerektiğini |
a | bir |
us | bize |
you | size |
EN Yes. You can remove a team member from your workspace at any time, or you can temporarily disable them. Learn more.
TR Evet. İstediğiniz zaman herhangi bir ekip arkadaşınızın çalışma alanınıza erişimini kaldırabilirsiniz. Veya geçici olarak askıya alabilirsiniz. Dafa fazla bilgi.
inglês | turco |
---|---|
team | ekip |
time | zaman |
more | fazla |
or | veya |
yes | evet |
any | herhangi |
learn | bilgi |
a | bir |
temporarily | geçici olarak |
EN After you become a member of the Mobiroller panel, you can log in to the system. In the first step you can choose a design template and you will need to specify your application name.
TR Mobiroller paneline üye olduktan sonra sisteme giriş yapabilirsiniz. İlk adımda bir tasarım şablonu seçebilirsiniz ve uygulama adınızı belirtmeniz gerekecektir.
inglês | turco |
---|---|
mobiroller | mobiroller |
application | uygulama |
member | üye |
template | şablonu |
you can | yapabilirsiniz |
name | adı |
a | bir |
design | tasarım |
and | ve |
log | giriş |
the | sonra |
EN Yes. You can remove a team member from your workspace at any time, or you can temporarily disable them.
TR Evet. İstediğiniz zaman herhangi bir ekip arkadaşınızın çalışma alanınıza erişimini kaldırabilirsiniz. Veya geçici olarak askıya alabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
team | ekip |
time | zaman |
or | veya |
yes | evet |
any | herhangi |
a | bir |
temporarily | geçici olarak |
EN Tell us about this example sentence:
TR Bu örnek cümle ile ilgili yorumunuzu yazınız:
inglês | turco |
---|---|
example | örnek |
this | bu |
about | ilgili |
us | ile |
EN If you would like to be contacted by one of our advertising experts, please tell us about yourself and the audience you desire to reach:
TR Reklam uzmanlarımızdan birinin sizinle temasa geçmesini istiyorsanız, lütfen bize kendinizden ve ulaşmak istediğiniz kitleden bahsedin:
inglês | turco |
---|---|
advertising | reklam |
please | lütfen |
and | ve |
us | bize |
EN Emailing relevant bloggers and journalists to tell them about your content.
TR Onlara içeriğiniz hakkında bahsetmek için ilgili blogger ve gazetecilere e-posta yazmak.
inglês | turco |
---|---|
about | hakkında |
and | ve |
tell | için |
EN Then tell Site Audit what you want to see. From displaying data on a specific property for a segment of pages to screening it out entirely across every crawled page, Data Explorer does it all.
TR Sonrasında, Site Denetçisine ne görmek istediğinizi söyleyin. Veri Gezgini; bir sayfanın bir bölümünden, taranan her sayfanın tamamen görüntülenmesine kadar her şeyi yapar.
inglês | turco |
---|---|
data | veri |
site | site |
entirely | tamamen |
what | ne |
a | bir |
EN Set up is easy — just input or import a list of keywords, add multiple countries per keyword and tell us your competitors’ URLs
TR Kurulumu kolaydır — yalnızca bir anahtar kelime listesi girin veya içeri aktarın, her anahtar kelime için birden fazla ülke ekleyin ve bize rakiplerinizin URL’lerini söyleyin
EN Tell your brand story in real life by building meaningful experiences for your customers and prospects
TR Mevcut ve potansiyel müşterileriniz için anlamlı deneyimler oluşturarak markanızın hikayesini gerçek hayatta anlatın
inglês | turco |
---|---|
real | gerçek |
life | hayatta |
experiences | deneyimler |
prospects | potansiyel |
meaningful | anlamlı |
your brand | markanızın |
by | oluşturarak |
and | ve |
tell | için |
EN Google Search Console and Google Analytics collects valuable data about your website. But they don't tell you what to do based on this data. Sitechecker will.
TR Google Arama Konsolu ve Google Analytics, web siteniz hakkında değerli veriler toplar. Ancak bu verilerle ne yapacağınızı söylemez. Bu sorunu Sitechecker çözecek.
inglês | turco |
---|---|
console | konsolu |
analytics | analytics |
collects | toplar |
valuable | değerli |
website | web |
your website | siteniz |
sitechecker | sitechecker |
data | veriler |
this | bu |
what | ne |
but | ancak |
about | hakkında |
and | ve |
search | arama |
EN The easiest method is to type the domain name you're interested in into our search box and we’ll tell you if the domain is available for registration
TR En kolay yöntem, ilgilendiğin alan adını arama kutusuna yazıp alan adının kayıt için uygun olup olmadığını öğrenmektir
inglês | turco |
---|---|
method | yöntem |
search | arama |
registration | kayıt |
easiest | en kolay |
domain | alan adı |
name | adı |
tell | için |
EN Tell us an artist you love to get personalised recommendations.
TR Sana özel öneriler alabilmek için bize sevdiğin bir sanatçıyı söyle.
inglês | turco |
---|---|
artist | sanatçı |
recommendations | öneriler |
you | sana |
us | bize |
tell | için |
EN Tell your friends, family, and customers
TR Arkadaşlarınız, aileniz ve müşterilerinizle paylaşın
inglês | turco |
---|---|
friends | arkadaşlar |
and | ve |
EN We always tell people exactly where the content they’re reading came from.
TR İnsanlara her zaman okudukları içeriğin nereden geldiğini kesin olarak söyleriz.
inglês | turco |
---|---|
content | içeriğin |
came | geldi |
we | her |
where | nereden |
the | olarak |
always | her zaman |
EN With Journavel, we tell you about the planned trip and share our travel tips
TR Journavel ile gezmeyi sevenlere planlı gezmeyi anlatıyor, seyahat ile ilgili ipuçlarımızı paylaşıyoruz
inglês | turco |
---|---|
travel | seyahat |
tips | ipuçları |
about | ilgili |
EN But we need to tell people that energy efficiency matters.
TR Ancak insanlara enerji verimliliğinin önemli olduğunu anlatmamız gerekiyor.
inglês | turco |
---|---|
need | gerekiyor |
people | insanlara |
energy | enerji |
matters | önemli |
but | ancak |
EN Not all parts or sellers are created equal. And sometimes it’s hard to tell apart the good, the bad, and the inconsistent. We’ve spent more than a decade vetting sources and suppliers.
TR Tüm parçalar ya da satıcılar eşit olarak yaratılmamıştır. Üstelik zaman zaman iyiyi, kötüyü ve güvenilmez olanı ayırmak da zordur. On yıldan uzun bir süredir kaynakları ve tedarikçileri değerlendirme olanağına sahip olduk.
inglês | turco |
---|---|
parts | parçalar |
bad | kötü |
sources | kaynakları |
and | ve |
its | olan |
all | tüm |
equal | eşit |
more | de |
a | bir |
EN We'd appreciate it if you tell them about Sonix!
TR Onlara Sonix'ten bahsedersen çok seviniriz!
inglês | turco |
---|---|
them | onlara |
you | çok |
EN Nobody could tell me anymore that I was using too long or that it was time to sleep, so I stayed up whole nights watching content online
TR Artık kimse bana çok uzun süre kullandığımı veya uyuma zamanımın geldiğini söyleyemezdi, bu yüzden bütün geceyi çevrimiçi içerik izleyerek geçirdim
inglês | turco |
---|---|
nobody | kimse |
long | uzun |
content | içerik |
online | çevrimiçi |
anymore | artık |
or | veya |
time | zaman |
too | bu |
so | bu yüzden |
to | bütün |
EN The experience of being able to tell somebody about something I?d felt ashamed about and kept secret for years was so incredibly liberating, and to hear others share their own experience with this helped me realize I wasn?t alone
TR Yıllardır utandığım ve gizli tuttuğum bir şeyi birine anlatabilme deneyimi inanılmaz derecede özgürleştiriciydi ve başkalarının kendi deneyimlerini paylaşmasını duymak yalnız olmadığımı anlamama yardımcı oldu
inglês | turco |
---|---|
experience | deneyimi |
secret | gizli |
incredibly | inanılmaz |
share | paylaş |
for years | yıllardır |
was | oldu |
years | bir |
others | başkaları |
and | ve |
to | şeyi |
EN How does your product or service stand out from the competition? Is it inventive, simple, sustainable, or of high quality? A mere glance at your logo should be enough to tell.
TR Ürün ve hizmetleriniz rakiplerinizi hangi açıdan geride bırakıyor? Yenilikçilik, kullanım kolaylığı, sürdürülebilirlik ya da kalite açısından mı? Logonuza bakılır bakılmaz, bu özelliklerin anlaşılması gerekir.
inglês | turco |
---|---|
product | ya |
sustainable | sürdürülebilirlik |
quality | kalite |
a | a |
service | kullanım |
your | ve |
from | açıdan |
does | bu |
EN We are here to prove that your ideas alone are enough! Tell our tool what you want, and it will generate the best logo design solution for your business.
TR Bu süreçte, sahip olduğunuz fikirlerin sonuca ulaşmak için yeterli olduğunu sizlere kanıtlamak istiyoruz! Logo aracımıza nasıl bir logo istediğinizi anlatın; işletmeniz için en iyi logo tasarımlarını üretsin.
inglês | turco |
---|---|
tool | aracı |
design | tasarımları |
business | iş |
your business | işletmeniz |
logo | logo |
we | istiyoruz |
here | bu |
tell | için |
it | olduğunu |
enough | yeterli |
you | sizlere |
best | en |
to | nasıl |
Mostrando 50 de 50 traduções