EN AWS Organizations and Service Control Policies (SCP) provide top-down governance and allows for the delegation of identity based and resource-based policy administration to each business unit
"each users unit" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN AWS Organizations and Service Control Policies (SCP) provide top-down governance and allows for the delegation of identity based and resource-based policy administration to each business unit
TR AWS Organizations ve Hizmet Denetim Politikaları (SCP), tavandan tabana yönetişim sunuyor ve her bir iş birimine kimlik tabanlı ve kaynak tabanlı politika yönetimi delegasyonu sağlıyor
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
identity | kimlik |
based | tabanlı |
resource | kaynak |
and | ve |
service | hizmet |
control | denetim |
policies | politikalar |
policy | politika |
to | her |
unit | bir |
EN Dear Users, In order to increase market liquidity and improve trading experience, Phemex will be adjusting the tick size (minimum change in unit price) for 27 contract trading pairs on November 11,……
TR Sevgili Kullanıcılarımız, Phemex, 7 Kasım 2022, 12:00 UTC’de yeni vadeli işlem çifti HFT/USD’yi listeleyecektir. HFT - Hashflow, kullanıcıların sadece cüzdanlarını bağlayarak h……
EN In recordings where each participant is recorded in a separate channel or track, Sonix will recognize each channel separately and then combine each recording into one transcript.
TR Her katılımcının ayrı bir kanal veya parça halinde kaydedildiği kayıtlarda, Sonix her kanalı ayrı ayrı tanıyacak ve ardından her kaydı tek bir transkripte birleştirecektir.
inglês | turco |
---|---|
transcript | transkripte |
sonix | sonix |
or | veya |
and | ve |
in | halinde |
then | ardından |
channel | kanal |
separate | ayrı |
a | bir |
each | her |
EN In recordings where each participant is recorded in a separate channel or track, Sonix will recognize each channel separately and then combine each recording into one transcript.
TR Her katılımcının ayrı bir kanala veya parçaya kaydedildiği kayıtlarda, Sonix her kanalı ayrı ayrı tanıyacak ve ardından her kaydı tek bir transkripte birleştirecektir..
inglês | turco |
---|---|
transcript | transkripte |
sonix | sonix |
or | veya |
and | ve |
channel | kanal |
separate | ayrı |
then | ardından |
a | bir |
each | her |
EN Now, Erhan working as a welder (his own profession) in the Technical Works Department’s Maintenance and Repair Unit of Küçükçekmece Municipality and earns his own living
TR Şimdi Erhan, Küçükçekmece Belediyesi’ne bağlı Teknik İşler Müdürlüğü, Bakım Onarım Birimi'nde kendi mesleği olan kaynakçılıkta çalışıyor ve geçimini kendi sağlıyor
inglês | turco |
---|---|
technical | teknik |
maintenance | bakım |
repair | onarım |
erhan | erhan |
a | olan |
and | ve |
working | çalışıyor |
EN The ancient city of Aphrodisias, in which the museum was built, is the unit of the museum.
TR Müzenin içine kurulduğu Afrodisias Antik Kenti, Müzenin bağlı birimi durumundadır.
inglês | turco |
---|---|
ancient | antik |
city | kenti |
aphrodisias | afrodisias |
unit | birimi |
in | içine |
EN Jahari Massamba Unit, Madlib & Karriem Riggins music, videos, stats, and photos | Last.fm
TR Jahari Massamba Unit, Madlib & Karriem Riggins müzikleri, videoları, istatistikleri ve fotoğrafları | Last.fm
inglês | turco |
---|---|
music | müzikleri |
stats | istatistikleri |
and | ve |
last | last |
photos | fotoğrafları |
videos | videoları |
EN The laboratory mill LabStar is the smallest grinding unit of NETZSCH-Feinmahltechnik GmbH that enables an exact scale-up to comparable production machines.
TR LabStar laboratuvar değirmeni NETZSCH ince öğütme teknolojisinin en küçük öğütme ünitesidir; bu ünite karşılaştırılabilir ürün makineleri üzerinde kesin bir ölçeklendirmeye izin verir.
inglês | turco |
---|---|
laboratory | laboratuvar |
smallest | küçük |
enables | izin verir |
machines | makineleri |
netzsch | netzsch |
the | üzerinde |
EN Karacasu, an old residential unit, is a classic house type wood, and in recent years there has been an intense increase in the construction of reinforced concrete houses. There are 60 public housing and social housing in the district center.
TR Eski bir yerleşim birimi olan Karacasu?da klasik ev tipi ahşap olup son yıllarda betonarme ev yapımında yoğun bir artış gözlenmektedir. İlçe Merkezinde, toplam 60 kamu konutu ve sosyal konut bulunmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
karacasu | karacasu |
old | eski |
classic | klasik |
type | tipi |
recent | son |
intense | yoğun |
public | kamu |
social | sosyal |
center | merkezinde |
increase | artış |
and | ve |
in | da |
construction | yapı |
the | olup |
years | bir |
are | ev |
EN Now, Erhan working as a welder (his own profession) in the Technical Works Department’s Maintenance and Repair Unit of Küçükçekmece Municipality and earns his own living
TR Şimdi Erhan, Küçükçekmece Belediyesi’ne bağlı Teknik İşler Müdürlüğü, Bakım Onarım Birimi'nde kendi mesleği olan kaynakçılıkta çalışıyor ve geçimini kendi sağlıyor
inglês | turco |
---|---|
technical | teknik |
maintenance | bakım |
repair | onarım |
erhan | erhan |
a | olan |
and | ve |
working | çalışıyor |
EN Sivar describes their experiences as: “At Pediatric Surgery unit my child was first treated for infection and then she had an operation
TR “Çocuk Cerrahisi bölümünde çocuğum önce enfeksiyon tedavisi gördü, sonra ameliyatı yapıldı
EN Sivar describes their experiences as: “At Pediatric Surgery unit my child was first treated for infection and then she had an operation
TR “Çocuk Cerrahisi bölümünde çocuğum önce enfeksiyon tedavisi gördü, sonra ameliyatı yapıldı
EN Don’t Panic: Unit 42 Doubles Down on Cloud Incident Response Services
TR TEHDIT ÖZETI: KRITIK APACHE STRUTS GÜVENLIK AÇIĞI CVE-2018-11776 HAKKINDA B...
EN 210mm long reservoir with 300ml capacity and DDC pump combo unit
TR 300ml kapasiteli ve DDC pompa kombo ünitesi ile 210mm uzunluğunda hazne
inglês | turco |
---|---|
pump | pompa |
and | ve |
with | ile |
EN 300ml reservoir and D5 pump combo unit with a software-controlled 16.8 million colors LED cap.
TR Yazılım kontrollü, 16,8 milyon renkli, LED kapaklı, 300ml rezervuar ve D5 pompa kombo ünitesi..
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
pump | pompa |
million | milyon |
led | led |
software | yazılım |
controlled | kontrollü |
EN 300ml reservoir and MCP50 pump combo unit
TR 300ml rezervuar ve MCP50 pompa birleşik birimi
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
pump | pompa |
unit | birimi |
EN 300ml reservoir and D5 pump with silent kit combo unit
TR Sessiz kit karma üniteli 300ml hazne ve D5 pompa
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
pump | pompa |
silent | sessiz |
EN 300ml reservoir and D5 pump combo unit
TR 300ml rezervuar ve D5 pompa birleşik ünitesi
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
pump | pompa |
EN 300ml reservoir and P500 pump combo unit
TR 300ml rezervuar ve P500 pompa birleşik ünitesi
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
pump | pompa |
EN 120ml reservoir and P500 pump combo unit
TR 120ml rezervuar ve P500 pompa birleşik ünitesi
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
pump | pompa |
EN LCS combo unit includes waterblock, D5 pump, 120mm fans, 240mm slim radiator, clear coolant and othe...
TR LCS birleşik ünitesi, su bloğu, D5 pompa, 120mm fanlar, 240mm radyatör, berrak soğutucu ve diğer aks...
inglês | turco |
---|---|
pump | pompa |
fans | fanlar |
radiator | radyatör |
coolant | soğutucu |
and | ve |
EN A LCS combo unit includes PETG tubes, fittings and other accessories.
TR Bir LCS birleşik birim, PETG tüplerini, bağlantı parçalarını ve diğer aksesuarları içerir..
inglês | turco |
---|---|
includes | içerir |
fittings | bağlantı parçaları |
other | diğer |
accessories | aksesuarlar |
and | ve |
a | bir |
EN A LCS combo unit includes PETG tubes, fittings, C1000 Opaque coolant, and other accessories.
TR Bir LCS birleşik ünitesi, PETG tüplerini, bağlantı parçalarını, C1000 Opak soğutma sıvısını ve diğer...
inglês | turco |
---|---|
fittings | bağlantı parçaları |
other | diğer |
and | ve |
a | bir |
EN Mobile service unit is in the field ©️ UNFPA Turkey
TR Mobil hizmet birimleri sahada ©️ UNFPA Türkiye
inglês | turco |
---|---|
mobile | mobil |
service | hizmet |
unfpa | unfpa |
turkey | türkiye |
EN 12.c.1. Amount of fossil-fuel subsidies per unit of GDP (production and consumption) and as a proportion of total national expenditure on fossil fuels
TR 12.c.1. Toplam ulusal fosil yakıt harcamalarına ve GSYH'ye (üretim ve tüketim) oranı olarak, fosil yakıtlara verilen sübvansiyon miktarı
inglês | turco |
---|---|
c | c |
consumption | tüketim |
national | ulusal |
fuel | yakıt |
production | üretim |
amount | miktarı |
and | ve |
total | toplam |
of | olarak |
EN Empower your food service workforce by using mobile technology to automate weekly unit counts of ingredients and eliminate paper checklists.
TR Malzemelerin haftalık birim sayımını otomatikleştirmek ve kağıt kontrol listelerini ortadan kaldırmak için mobil teknoloji kullanarak yemek hizmeti sunan personelinizi güçlendirin.
inglês | turco |
---|---|
food | yemek |
mobile | mobil |
technology | teknoloji |
weekly | haftalık |
paper | kağıt |
service | hizmeti |
of | in |
using | kullanarak |
and | ve |
to | için |
EN Business Unit Grinding & Dispersing of the NETZSCH Group
TR NETZSCH Grubunun Öğütme ve Dispersiyon Faaliyet Alanı
inglês | turco |
---|---|
netzsch | netzsch |
EN The following companies belong to the Business Unit
TR Bu faaliyet alanındaki şirketler şunlardır
inglês | turco |
---|---|
companies | şirketler |
EN Compact enough to be included at virtually any point in your process. The self-pumping portable unit features rotor/stator based technology with multiple stator configurations available.
TR Prosesinizin neredeyse her aşamasında kullanılabilecek kompakt ölçülerde. Kendi pompa ünitesine sahip portative birimde rotor/stator bazlı teknolojiden yararlanarak, isteğe bağlı olarak çok statorlu olarak da temin edilebilir.
inglês | turco |
---|---|
compact | kompakt |
virtually | neredeyse |
in | da |
based | bazlı |
at | nda |
EN The Business Unit Grinding & Dispersing of the NETZSCH Group is a leader in wet and dry processing of products from many branches of industry
TR NETSCH grubunun Öğütme & Dispersiyon iş sahası endüstrinin birçok alanında kullanılan ürünlerin ıslak ve kuru işlemesinde liderdir
inglês | turco |
---|---|
group | grubunun |
dry | kuru |
a | bir |
business | iş |
and | ve |
products | ürünlerin |
many | çok |
the | kullanılan |
EN Pesticides protect plants or plant products from organisms that could damage them. The Grinding & Dispersing Business Unit delivers the right technology for the production of pesticides – whether by wet or dry processing.
TR Bitki koruyucu maddelerle bitkiler veya bitki mamulleri zararlı organizmalardan korunur. İster ıslak ya da kuru yoldan olsun - bitki koruyucu maddelerin üretimi için Öğütme & Dispersiyon departmanı uygun teknolojiyi sağlıyor.
inglês | turco |
---|---|
plant | bitki |
dry | kuru |
production | üretimi |
technology | teknolojiyi |
or | veya |
for | için |
EN Examination of the Transformational Leadership Practices of the Unit Charge Nurses
TR Servis Sorumlu Hemşirelerinin Dönüşümcü Liderlik Uygulamalarının İncelenmesi
inglês | turco |
---|---|
leadership | liderlik |
practices | uygulamalar |
of | nın |
EN Evaluation of Patients with Severe Asthma Exacerbation treated in a Pediatric Intensive Care Unit: 8 Years of Single-Center Experience
TR Çocuk Yoğun Bakım Ünitesinde Tedavi Edilen Şiddetli Astım Ataklı Hastaların Değerlendirilmesi: 8 Yıllık Tek Merkez Deneyimi
inglês | turco |
---|---|
intensive | yoğun |
care | bakım |
years | yıllık |
experience | deneyimi |
center | merkez |
a | tek |
EN Our Experience with Therapeutic Plasma Exchange in the Pediatric Intensive Care Unit
TR Çocuk Yoğun Bakım Ünitemizdeki Terapötik Plazma Değişimi Deneyimlerimiz
inglês | turco |
---|---|
our | de |
intensive | yoğun |
care | bakım |
EN An evaluation of the effect on depression and anxiety levels of the frequency of providing informing to the relatives of patients treated in intensive care unit
TR Yoğun bakım ünitesinde tedavi gören hastaların yakınlarının bilgilendirilme sıklığının depresyon ve anksiyete düzeylerine etkisinin değerlendirilmesi
inglês | turco |
---|---|
effect | etkisinin |
and | ve |
intensive | yoğun |
care | bakım |
of | nın |
EN Investigation of The Effects of Two Nonpharmacological Methods; Using Pacifiers and Maternal Holding, On Pain of Neonates in The Outpatient Clinic and Neonatal Intensive Care Unit
TR Sağlam Çocuk Polikliniğinde ve Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Farmakolojik Olmayan Ağrı Giderme Yöntemlerinden Emzik Verme ve Anne Kucağının Yenidoğan Ağrısı Üzerine Etkisinin İncelenmesi
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
intensive | yoğun |
care | bakım |
the | olmayan |
of | nın |
EN Percutaneous endoscopic gastrostomy experiences in the respiratory intensive care unit
TR Solunumsal yoğun bakım ünitesinde perkütan endoskopik gastrostomi deneyimlerimiz
inglês | turco |
---|---|
intensive | yoğun |
care | bakım |
EN Clinical Characteristics of Patients who Died Within a Year in a Tertiary Intensive Care Unit
TR Üçüncü Basamak Bir Yoğun Bakım Ünitesinde Bir Yıl Içinde Ölen Hastaların Klinik Özellikleri
inglês | turco |
---|---|
clinical | klinik |
year | yıl |
intensive | yoğun |
care | bakım |
in | içinde |
EN Analysis of Adenovirus Conjunctivitis Outbreak in a Neonatal Intensive Care Unit
TR Bir Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Çıkan Adenovirüs Konjonktiviti Salgınının Analizi
inglês | turco |
---|---|
analysis | analizi |
intensive | yoğun |
care | bakım |
a | bir |
EN Investigation Of The General Health Status, Complaints and Common Diseases of Personnel Who Evaluated in the Employee Health Unit of A Training And Research Hospital
TR Bir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çalışan Sağlığı Biriminde Değerlendirilen Personelin Genel Sağlık Durumunun, Yakınmalarının ve Sık Görülen Hastalıklarının İncelenmesi
inglês | turco |
---|---|
diseases | hastalıklar |
training | eğitim |
research | araştırma |
hospital | hastanesi |
and | ve |
general | genel |
health | sağlığı |
a | bir |
EN The ancient city of Aphrodisias, in which the museum was built, is the unit of the museum.
TR Müzenin içine kurulduğu Afrodisias Antik Kenti, Müzenin bağlı birimi durumundadır.
inglês | turco |
---|---|
ancient | antik |
city | kenti |
aphrodisias | afrodisias |
unit | birimi |
in | içine |
EN Now, Erhan working as a welder (his own profession) in the Technical Works Department’s Maintenance and Repair Unit of Küçükçekmece Municipality and earns his own living
TR Şimdi Erhan, Küçükçekmece Belediyesi’ne bağlı Teknik İşler Müdürlüğü, Bakım Onarım Birimi'nde kendi mesleği olan kaynakçılıkta çalışıyor ve geçimini kendi sağlıyor
inglês | turco |
---|---|
technical | teknik |
maintenance | bakım |
repair | onarım |
erhan | erhan |
a | olan |
and | ve |
working | çalışıyor |
EN Now, Erhan working as a welder (his own profession) in the Technical Works Department’s Maintenance and Repair Unit of Küçükçekmece Municipality and earns his own living
TR Şimdi Erhan, Küçükçekmece Belediyesi’ne bağlı Teknik İşler Müdürlüğü, Bakım Onarım Birimi'nde kendi mesleği olan kaynakçılıkta çalışıyor ve geçimini kendi sağlıyor
inglês | turco |
---|---|
technical | teknik |
maintenance | bakım |
repair | onarım |
erhan | erhan |
a | olan |
and | ve |
working | çalışıyor |
EN Karacasu, an old residential unit, is a classic house type wood, and in recent years there has been an intense increase in the construction of reinforced concrete houses. There are 60 public housing and social housing in the district center.
TR Eski bir yerleşim birimi olan Karacasu?da klasik ev tipi ahşap olup son yıllarda betonarme ev yapımında yoğun bir artış gözlenmektedir. İlçe Merkezinde, toplam 60 kamu konutu ve sosyal konut bulunmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
karacasu | karacasu |
old | eski |
classic | klasik |
type | tipi |
recent | son |
intense | yoğun |
public | kamu |
social | sosyal |
center | merkezinde |
increase | artış |
and | ve |
in | da |
construction | yapı |
the | olup |
years | bir |
are | ev |
EN Sivar describes their experiences as: “At Pediatric Surgery unit my child was first treated for infection and then she had an operation
TR “Çocuk Cerrahisi bölümünde çocuğum önce enfeksiyon tedavisi gördü, sonra ameliyatı yapıldı
EN The Contracting Authority of the Program is the Central Finance and Contracts Unit.
TR Programın Sözleşme Makamı Merkezi Finans ve İhale Birimidir.
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
central | merkezi |
finance | finans |
and | ve |
program | programı |
EN Altınay started Kırıkkale demilitarization systems project together with Roketsan. Defense and aerospace business unit was established with this project.
TR Altınay, Roketsan ile birlikte Kırıkkale mühimmat imha sistemleri projesine başladı. Bu proje ile birlikte savunma ve havacılık birimi kurulmuş oldu.
inglês | turco |
---|---|
systems | sistemleri |
project | proje |
defense | savunma |
unit | birimi |
started | başladı |
established | kurulmuş |
was | oldu |
and | ve |
this | bu |
EN It has the authority to request information, documents and evidence related to the investigation directly from the unit available. It can examine all kinds of information and documents it obtains only limited to the subject of investigation.
TR Soruşturma ile ilgili bilgi, belge ve delili doğrudan doğruya mevcut olan birimden talep yetkisine sahiptir. Elde ettiği her türlü bilgi ve belgeyi sadece soruşturma konusu ile sınırlı olarak inceleyebilir.
inglês | turco |
---|---|
related | ilgili |
directly | doğrudan |
subject | konusu |
limited | sınırlı |
has | sahiptir |
request | talep |
information | bilgi |
and | ve |
documents | belge |
available | mevcut |
to | her |
EN In this regard, as ASPİLSAN Enerji, we work with our Istanbul R&D Unit on the production (electrolyser) and use (fuel cells) of clean (green) hydrogen within the hydrogen ecosystem.
TR Bu bağlamda; ASPİLSAN Enerji olarak hidrojen ekosistemi içinde; temiz (yeşil) hidrojenin üretimi (elektrolizör) ve tüketimi (yakıt pilleri) konularında İstanbul Ar-Ge Birimimiz ile faaliyet göstermekteyiz.
inglês | turco |
---|---|
enerji | enerji |
fuel | yakıt |
clean | temiz |
hydrogen | hidrojen |
ecosystem | ekosistemi |
production | üretimi |
this | bu |
in | içinde |
and | ve |
green | yeşil |
EN Toyota is the second largest automobile manufacturer in the world, behind Volkswagen, based on the unit sales of 2018
TR Toyota, 2018'in birim satışlarına dayanarak dünyanın en büyük ikinci otomobil üreticisi ve Volkswagen'nin arkasında
inglês | turco |
---|---|
toyota | toyota |
second | ikinci |
world | dünyanın |
of | ın |
based on | dayanarak |
sales | satış |
the | otomobil |
Mostrando 50 de 50 traduções