EN Instead of equating frugality with morality, he asks us to start rewarding charities for their big goals and big accomplishments (even if that comes with big expenses)
EN Instead of equating frugality with morality, he asks us to start rewarding charities for their big goals and big accomplishments (even if that comes with big expenses)
TR Sivil toplumu ahlaki tutumluluk ile değil büyük hedefleri ve büyük başarıları ile değerlendirmemiz gerekiyor
EN If you have many brands, you can create multiple subscriptions to help manage your brands' social media profiles, and team members.
TR Eğer birden fazla marka yönetiyorsanız, her markanız ve ilgili ekip arkadaşlarınız için ayrı ayrı abonelik oluşturabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
team | ekip |
if | eğer |
multiple | birden fazla |
and | ve |
EN Special days are among the moments that brands attach great importance to and see as opportunities.Special days, which are recognized collectively or universally, are met with great interest by brands throughout the year
TR Özel günler, markaların bilhassa çok önemsediği ve fırsat olarak gördüğü günler arasındadır.Kolektif ya da evrensel düzeyde karşılık bulan özel günler, sene boyunca markalar tarafından ciddi bir ilgiyle karşılanır
inglês | turco |
---|---|
days | günler |
opportunities | fırsat |
and | ve |
among | bir |
brands | markalar |
by | tarafından |
the | özel |
EN We offer security products from the world's most well-known SSL brands. When you purchase an SSL certificate from us, you and your customers will receive the same certificate as you purchased directly from CAs (SSL brands).
TR Dünyanın en tanınmış SSL markalarına ait güvenlik ürünlerini sunuyoruz. Bizden bir SSL sertifikası satın aldığınızda, siz ve müşterileriniz doğrudan CA'lardan (SSL markalarından) satın aldığınız aynı sertifikayı alacaksınız.
inglês | turco |
---|---|
security | güvenlik |
most | en |
ssl | ssl |
brands | markalar |
directly | doğrudan |
known | tanınmış |
certificate | sertifikası |
products | ürünlerini |
purchase | satın |
and | ve |
the | aynı |
same | bir |
we offer | sunuyoruz |
EN We offer security products from the world's most well-known SSL brands. When you purchase an SSL certificate from us, you and your customers will receive the same certificate as you purchased directly from CAs (SSL brands).
TR Dünyanın en tanınmış SSL markalarına ait güvenlik ürünlerini sunuyoruz. Bizden bir SSL sertifikası satın aldığınızda, siz ve müşterileriniz doğrudan CA'lardan (SSL markalarından) satın aldığınız aynı sertifikayı alacaksınız.
inglês | turco |
---|---|
security | güvenlik |
most | en |
ssl | ssl |
brands | markalar |
directly | doğrudan |
known | tanınmış |
certificate | sertifikası |
products | ürünlerini |
purchase | satın |
and | ve |
the | aynı |
same | bir |
we offer | sunuyoruz |
EN Examples include Dorothy from Wizard of Oz, Forrest Gump, and wholesome skincare brands such as Dove or toy brands like Toys R Us.
TR Oz Büyücüsü'nden Dorothy, Forrest Gump ve Dove gibi sağlıklı cilt bakım markaları veya Toys R Us gibi oyuncak markaları örnek olarak verilebilir.
inglês | turco |
---|---|
brands | markalar |
or | veya |
examples | örnek |
and | ve |
as | gibi |
EN The Outlaw archetype should be used by brands that offer products to help retain values that prevailing ones often threaten. Examples of this archetype include Zorro and brands like Harley Davidson and MTV.
TR Haydut arketipi, hakim olanların sıklıkla tehdit ettiği değerlerin korunmasına yardımcı olacak ürünler sunan markalar tarafından kullanılmalıdır. Bu arketipe örnek olarak Zorro ile Harley Davidson ve MTV gibi markalar verilebilir.
inglês | turco |
---|---|
brands | markalar |
offer | sunan |
often | sıklıkla |
help | yardımcı |
products | ürünler |
examples | örnek |
this | bu |
by | tarafından |
and | ve |
the | gibi |
EN Brands offer products to help people perform at their best, and brands that offer solid products or services that help do a tough job efficiently and well.
TR Markalar, insanların en iyi performanslarını göstermelerine yardımcı olacak ürünler ve zor bir işi verimli ve iyi bir şekilde yapmalarına yardımcı olan sağlam ürünler veya hizmetler sunar.
inglês | turco |
---|---|
brands | markalar |
solid | sağlam |
efficiently | verimli |
job | iş |
offer | sunar |
products | ürünler |
do | işi |
or | veya |
help | yardımcı |
people | insanlar |
services | hizmetler |
and | ve |
best | en |
EN That is why brands that help people find love or friendship and fosters beauty, such as cosmetic brands, use the Lover archetype.
TR Bu nedenle, insanların aşkı veya arkadaşlığı bulmalarına yardımcı olan ve kozmetik markaları gibi güzelliği teşvik eden markalar Aşık arketipini kullanır.
inglês | turco |
---|---|
brands | markalar |
help | yardımcı |
and | ve |
people | insanlar |
use | kullan |
is | olan |
or | veya |
EN Examples of this archetype include Mary Poppins, health care brands, and brands like Johnson and Johnson, Campbell’s Soup, and Pampers.
TR Bu arketipin örnekleri arasında Mary Poppins, sağlık bakım markaları ve Johnson and Johnson, Campbell's Soup ve Pampers gibi markalar yer almaktadır.
inglês | turco |
---|---|
health | sağlık |
care | bakım |
brands | markalar |
examples | örnekleri |
this | bu |
and | ve |
EN Some brands use archetypes for brand storytelling, some brands channel archetypes for a specific marketing campaign
TR Bazı markalar arketipleri marka hikayesi anlatımı için kullanırken, bazı markalar arketipleri belirli bir pazarlama kampanyası için kanalize eder
inglês | turco |
---|---|
campaign | kampanyası |
brands | markalar |
marketing | pazarlama |
some | bazı |
brand | marka |
for | için |
EN Because for simple and only websites, big brands may not be needed
TR Çünkü basit ve çok sadece web siteleri için büyük markalara ihtiyaç bulunmayabilir
inglês | turco |
---|---|
big | büyük |
needed | ihtiyaç |
simple | basit |
because | Çünkü |
and | ve |
websites | siteleri |
for | için |
EN Because for simple and only websites, big brands may not be needed
TR Çünkü basit ve çok sadece web siteleri için büyük markalara ihtiyaç bulunmayabilir
inglês | turco |
---|---|
big | büyük |
needed | ihtiyaç |
simple | basit |
because | Çünkü |
and | ve |
websites | siteleri |
for | için |
EN By finding a search term with a lower search volume, your cost-per-click (CPC) will be a lot more affordable than if you were to target high-competition keywords that all of the big-name brands are using
TR Daha düşük arama hacmine sahip bir arama terimi bulduğunuzda, tıklama başına maliyetiniz (TBM), tüm büyük markaların kullandığı yüksek rekabetli anahtar kelimeleri hedeflemenizden çok daha uygun olacaktır
inglês | turco |
---|---|
search | arama |
term | terimi |
volume | hacmine |
keywords | anahtar |
click | tıklama |
high | yüksek |
brands | markalar |
big | büyük |
all | tüm |
a | bir |
lower | düşük |
were | daha |
with | uygun |
the | kelimeleri |
will | olacaktır |
EN Over 1,000,000 deals & discounts Big savings on your favourite brands International customer service
TR 1,000,000'dan fazla kampanya & indirim Favori markalarınızda büyük tasarruflar Uluslararası müşteri hizmetleri
inglês | turco |
---|---|
discounts | indirim |
international | uluslararası |
big | büyük |
customer | müşteri |
brands | markalar |
service | hizmetleri |
on | fazla |
EN Over 1,000,000 deals & discounts Big savings on your favourite brands International customer service
TR 1,000,000'dan fazla kampanya & indirim Favori markalarınızda büyük tasarruflar Uluslararası müşteri hizmetleri
inglês | turco |
---|---|
discounts | indirim |
international | uluslararası |
big | büyük |
customer | müşteri |
brands | markalar |
service | hizmetleri |
on | fazla |
EN Description: View Wife teasing after two weeks in chastity and big o denial hd as completely free. BDSM porn xxx Wife teasing after two weeks in chastity and big o denial video.
TR Açıklama: Karısı alay sonra iki hafta içinde chastity ve Büyük o inkar hd tamamen ücretsiz olarak görüntüle. Bdsm Porno xxx Karısı alay sonra iki hafta içinde chastity ve Büyük o inkar video.
inglês | turco |
---|---|
description | açıklama |
weeks | hafta |
big | büyük |
hd | hd |
completely | tamamen |
bdsm | bdsm |
free | ücretsiz |
video | video |
and | ve |
in | içinde |
after | sonra |
two | iki |
as | olarak |
view | görüntüle |
porn | porno |
xxx | xxx |
EN Getting out of your hometown and moving to a big city: after school, many prospective students are drawn to a large university – to the wide range on offer and also to big city life after the lecture
TR Memleketten arılıp büyük bir kente taşınmak: Okulu bitiren birçok üniversite adayı -seçeneklerin zenginliği ve derslerden sonraki yaşam nedeniyle- büyük kentin cazibesine kapılıyor
inglês | turco |
---|---|
school | okulu |
university | üniversite |
life | yaşam |
city | kentin |
and | ve |
large | büyük |
many | birçok |
a | sonraki |
EN "Super nice pizzas with new flavors. Didn’t have starters, but they looked nice too. I call this big city pizza, as it’s kind of this kind of pizza you find in hip fashion pizza places in big cities ;)"
TR "Pizzalar güzel, cok sıcak bir ortam , gidin pişman olmazsınız.."
inglês | turco |
---|---|
nice | güzel |
pizzas | pizzalar |
of | bir |
EN "Super nice pizzas with new flavors. Didn’t have starters, but they looked nice too. I call this big city pizza, as it’s kind of this kind of pizza you find in hip fashion pizza places in big cities ;)"
TR "Pizzalar güzel, cok sıcak bir ortam , gidin pişman olmazsınız.."
inglês | turco |
---|---|
nice | güzel |
pizzas | pizzalar |
of | bir |
EN "Super nice pizzas with new flavors. Didn’t have starters, but they looked nice too. I call this big city pizza, as it’s kind of this kind of pizza you find in hip fashion pizza places in big cities ;)"
TR "Pizzalar güzel, cok sıcak bir ortam , gidin pişman olmazsınız.."
inglês | turco |
---|---|
nice | güzel |
pizzas | pizzalar |
of | bir |
EN "Super nice pizzas with new flavors. Didn’t have starters, but they looked nice too. I call this big city pizza, as it’s kind of this kind of pizza you find in hip fashion pizza places in big cities ;)"
TR "Pizzalar güzel, cok sıcak bir ortam , gidin pişman olmazsınız.."
inglês | turco |
---|---|
nice | güzel |
pizzas | pizzalar |
of | bir |
EN "Super nice pizzas with new flavors. Didn’t have starters, but they looked nice too. I call this big city pizza, as it’s kind of this kind of pizza you find in hip fashion pizza places in big cities ;)"
TR "Pizzalar güzel, cok sıcak bir ortam , gidin pişman olmazsınız.."
inglês | turco |
---|---|
nice | güzel |
pizzas | pizzalar |
of | bir |
EN "Super nice pizzas with new flavors. Didn’t have starters, but they looked nice too. I call this big city pizza, as it’s kind of this kind of pizza you find in hip fashion pizza places in big cities ;)"
TR "Pizzalar güzel, cok sıcak bir ortam , gidin pişman olmazsınız.."
inglês | turco |
---|---|
nice | güzel |
pizzas | pizzalar |
of | bir |
EN "Super nice pizzas with new flavors. Didn’t have starters, but they looked nice too. I call this big city pizza, as it’s kind of this kind of pizza you find in hip fashion pizza places in big cities ;)"
TR "Pizzalar güzel, cok sıcak bir ortam , gidin pişman olmazsınız.."
inglês | turco |
---|---|
nice | güzel |
pizzas | pizzalar |
of | bir |
EN "Super nice pizzas with new flavors. Didn’t have starters, but they looked nice too. I call this big city pizza, as it’s kind of this kind of pizza you find in hip fashion pizza places in big cities ;)"
TR "Pizzalar güzel, cok sıcak bir ortam , gidin pişman olmazsınız.."
inglês | turco |
---|---|
nice | güzel |
pizzas | pizzalar |
of | bir |
EN "Super nice pizzas with new flavors. Didn’t have starters, but they looked nice too. I call this big city pizza, as it’s kind of this kind of pizza you find in hip fashion pizza places in big cities ;)"
TR "Pizzalar güzel, cok sıcak bir ortam , gidin pişman olmazsınız.."
inglês | turco |
---|---|
nice | güzel |
pizzas | pizzalar |
of | bir |
EN "Super nice pizzas with new flavors. Didn’t have starters, but they looked nice too. I call this big city pizza, as it’s kind of this kind of pizza you find in hip fashion pizza places in big cities ;)"
TR "Pizzalar güzel, cok sıcak bir ortam , gidin pişman olmazsınız.."
inglês | turco |
---|---|
nice | güzel |
pizzas | pizzalar |
of | bir |
EN "Super nice pizzas with new flavors. Didn’t have starters, but they looked nice too. I call this big city pizza, as it’s kind of this kind of pizza you find in hip fashion pizza places in big cities ;)"
TR "Pizzalar güzel, cok sıcak bir ortam , gidin pişman olmazsınız.."
inglês | turco |
---|---|
nice | güzel |
pizzas | pizzalar |
of | bir |
EN Traders Thursday - Trade Big & Win Big USDT Rewards!
TR Phemex 2022 Marka Videosu Yayında
EN Football Manager is a game where no dream is too big and no ambition too outlandish. So don’t just manage expectations. Take control of your club, dream big and tear it up.
TR Football Manager hiçbir hayalin çok büyük ve hiçbir hevesin çok tuhaf olmadığı bir oyundur. Bu yüzden sadece beklentilere göre yönetmeyin. Kulübünüzün kontrolünü elinize alın, büyük hayaller kurun ve çığır açın.
inglês | turco |
---|---|
football | football |
manager | manager |
take | alın |
no | hiçbir |
big | büyük |
control | kontrol |
so | bu yüzden |
and | ve |
a | bir |
just | sadece |
EN It may seem that big problems require big solutions, but ad man Rory Sutherland says many flashy, expensive fixes are just obscuring better, simpler answers
TR Büyük problemler büyük çözümler gerektiriyor gibi gözükür, ama reklamcılık insanı Rory Sutherland'e göre bir çok pahalı ve büyük çözümler sadece daha iyi ve basit cevapları engelliyor
inglês | turco |
---|---|
solutions | çözümler |
expensive | pahalı |
answers | cevapları |
but | ama |
just | sadece |
better | daha iyi |
may | daha |
big | büyük |
EN Trusted by the world’s leading brands
TR Dünyanın önde gelen markaları tarafından güvenilen
inglês | turco |
---|---|
brands | markalar |
by | tarafından |
the | gelen |
EN From aspiring bloggers to global multinational brands, everyone turns to Ahrefs to grow their search traffic.
TR Hevesli bloggerlardan küresel çokuluslu markalara kadar herkes, arama trafiğini arttırmak için Ahrefs’e dönüyor.
inglês | turco |
---|---|
global | küresel |
search | arama |
traffic | trafiğini |
their | in |
to | için |
EN Meetup Pro connects brands and businesses to their audiences in real life, driving community growth, customer engagement, and brand awareness
TR Meetup Pro, gerçek hayatta markalar ve işletmeleri kitleleriyle buluşturarak topluluğun büyümesini, müşteri bağlılığını ve marka farkındalığını arttırır
inglês | turco |
---|---|
meetup | meetup |
real | gerçek |
life | hayatta |
community | topluluğun |
customer | müşteri |
brands | markalar |
pro | pro |
brand | marka |
and | ve |
EN Trademarks, logos and emblems All brands of products and services, as well as logos and emblems appear on the pages of the Website are the property of their rights
TR Ticari markalar, logolar ve amblemler Web sitesinin sayfalarında görünen tüm ürün ve hizmet markalarının yanı sıra, logolar ve amblemler hakların mülkiyetindedir
inglês | turco |
---|---|
logos | logolar |
all | tüm |
website | web |
rights | hakları |
the website | sitesinin |
brands | markalar |
products | ürün |
and | ve |
of | nın |
pages | sayfalar |
EN As Anneysen.com, we bring together mothers and mothers and brands and companies that want to reach them on a single platform
TR Anneysen.com olarak, anne adayları ve anneler ile onlara ulaşmak isteyen marka ve firmaları tek bir platformda buluşturuyoruz
inglês | turco |
---|---|
want | isteyen |
platform | platformda |
and | ve |
companies | firmaları |
to | marka |
reach | ile |
a | bir |
to reach | ulaşmak |
EN Serving hundreds of well-known companies around the world, Atak Domain serves global brands worldwide, in countries such as America, France, Russia and Germany.
TR Dünya çapında tanınmış yüzlerce çok uluslu firmaya hizmet vermekte olan Atak Domain Amerika, Fransa, Rusya, Almanya gibi global ölçekte sahip ülkelerin uluslararası markalarına domainlerini yönetmektedir.
inglês | turco |
---|---|
atak | atak |
domain | domain |
brands | markalar |
america | amerika |
russia | rusya |
known | tanınmış |
serves | hizmet |
countries | ülkelerin |
global | global |
france | fransa |
germany | almanya |
world | dünya |
worldwide | çapında |
EN Despite fierce competition in the crypto markets, Dogecoin has remained one of the most recognized brands in crypto and a surprisingly high usage rate
TR Kripto piyasalarındaki şiddetli rekabete rağmen Dogecoin, kripto alanında en fazla bilinen isimler arasında yer alıyor ve şaşırtıcı derecede yüksek bir kullanım oranı var
inglês | turco |
---|---|
despite | rağmen |
crypto | kripto |
dogecoin | dogecoin |
usage | kullanım |
rate | oranı |
most | en |
and | ve |
high | yüksek |
a | bir |
EN It's easy: Turbologo is an AI-powered logo design company that makes creating unique logos for brands simple
TR Çok kolay: Turbologo, markalar için benzersiz logolar oluşturmayı basitleştiren, yapay zeka destekli bir logo tasarım şirketidir
inglês | turco |
---|---|
turbologo | turbologo |
brands | markalar |
easy | kolay |
logo | logo |
unique | benzersiz |
company | şirketidir |
its | in |
logos | logolar |
design | tasarım |
for | için |
EN Content marketing specialist at Logaster. Knows business from A to Z and gladly shares her knowledge with others. Passionate about success stories of famous brands. Interviews Logaster’s major clients.
TR Logaster’ın içerik pazarlama uzmanı. İşi A’dan Z’ye bilir ve bilgilerini başkalarıyla memnuniyetle paylaşır. Ünlü markaların başarı hikayeleri konusunda tutkuludur. Logaster’ın büyük müşterileriyle röportaj yapar.
inglês | turco |
---|---|
content | içerik |
logaster | logaster |
knows | bilir |
others | başkaları |
stories | hikayeleri |
major | büyük |
success | başarı |
marketing | pazarlama |
and | ve |
brands | markalar |
EN Logaster has created 40 mln brands and counting!
TR Logaster 40 milyon marka yarattı ve artıyor!
inglês | turco |
---|---|
logaster | logaster |
brands | marka |
and | ve |
EN Brands make cool stuff, but when you want the real scoop on something, you ask your friends ? or a friendly stranger ? through Reevoo.
TR Markalar güzel şeyler yaparlar, ancak bir şeyin doğrusunu öğrenmek istediğiniz zaman, arkadaşlarınıza ya da Reevoo aracılığıyla dost canlısı bir yabancıya sorarsınız.
inglês | turco |
---|---|
brands | markalar |
friends | arkadaşlar |
friendly | güzel |
when | zaman |
you want | istediğiniz |
something | ya |
make | da |
through | aracılığıyla |
a | bir |
EN We love connecting shoppers with each other. It keeps brands accountable, and the ones that listen ? really listen – are able to tune in perfectly with their customers’ needs.
TR Alışveriş yapanları birbirine bağlamayı çok seviyoruz. Bu, markaları hesap verebilir kılar ve dinleyen, gerçek anlamda dinleyen markalar, müşterilerinin ihtiyaçlarıyla kusursuz bir uyum içinde hareket eder.
inglês | turco |
---|---|
brands | markalar |
customers | müşterilerinin |
that | gerçek |
and | ve |
in | içinde |
EN A transparent relationship between brands and consumers is better for both.
TR Markalar ve tüketiciler arasında şeffaf bir ilişki, her iki taraf için de daha iyidir.
inglês | turco |
---|---|
relationship | ilişki |
brands | markalar |
consumers | tüketiciler |
transparent | şeffaf |
and | ve |
both | de |
a | bir |
for | için |
EN Join the wave of brands connecting with their customers.
TR Müşterileriyle bağlantı kuran markaların dalgasına katılın.
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
connecting | bağlantı |
join | katılın |
brands | markalar |
EN We make YouTube as easy for brands as Facebook and Twitter
TR YouTube'u markalar için Facebook ve Twitter kadar kolaylaştırıyoruz
inglês | turco |
---|---|
brands | markalar |
and | ve |
for | için |
as | kadar |
EN Brands that engage with their YouTube audience see a 4X increase in views and 7x more sharing and interaction
TR YouTube kitlesiyle etkileşim kuran markalar görüntülenmelerinde 4 katlık bir artış ve 7 kat daha fazla paylaşım ve etkileşim olduğunu görüyorlar
inglês | turco |
---|---|
brands | markalar |
engage | etkileşim |
sharing | paylaşım |
a | bir |
increase | artış |
and | ve |
EN One of the best ways to organically grow your subscriber and viewer base is by forging partnerships with other brands and influencers
TR Abone ve izleyici sayınızı organik bir şekilde arttırmanın en iyi yollarından birisi diğer markalarla ve fikir önderleriyle ortaklık kurmaktır
inglês | turco |
---|---|
other | diğer |
ways | yollar |
and | ve |
the | şekilde |
best | en |
EN Chiffon, silk, taffeta, cotton and many other scarves from distinguished brands are offered to you with trendy pattern and color options. You can view our category to purchase quality and affordable scarves.
TR Seçkin markaların şifon, ipek, tafta, pamuklu ve daha birçok eşarp çeşitleri trend desen ve renk seçenekleri ile beğeninize sunuluyor. Kaliteli ve uygun fiyatlardaki eşarp modellerine sahip olmak için kategorimizi inceleyebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
silk | ipek |
cotton | pamuklu |
distinguished | seçkin |
trendy | trend |
pattern | desen |
options | seçenekleri |
purchase | sahip olmak |
quality | kaliteli |
chiffon | şifon |
our category | kategorimizi |
and | ve |
brands | markalar |
color | renk |
many | çok |
view | ile |
Mostrando 50 de 50 traduções