EN providing support to those initiatives possessing the capacity to be recognised as a successful example and/or the potential to make any successful initiative sustainable
"successful brands" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
successful | başarılı |
brands | için marka markalar markaların |
EN providing support to those initiatives possessing the capacity to be recognised as a successful example and/or the potential to make any successful initiative sustainable
TR Başarılı bir örnek olma kapasitesi taşıyan ve/veya başarılı bir örneği sürdürülebilir kılma potansiyeli olan girişimleri desteklemektir.
inglês | turco |
---|---|
capacity | kapasitesi |
potential | potansiyeli |
sustainable | sürdürülebilir |
successful | başarılı |
and | ve |
or | veya |
example | örneği |
EN How do you see that some site templates are more successful than others? Successful design templates smartly merge their page style and purpose
TR Bazı site şablonlarının diğerlerinden daha başarılı olduğunu nasıl görüyorsunuz? Başarılı tasarım şablonları, sayfa stillerini ve amaçlarını akıllıca birleştirir
inglês | turco |
---|---|
purpose | amaç |
successful | başarılı |
site | site |
page | sayfa |
templates | şablonları |
some | bazı |
more | daha |
how | nasıl |
design | tasarım |
and | ve |
EN providing support to those initiatives possessing the capacity to be recognised as a successful example and/or the potential to make any successful initiative sustainable
TR Başarılı bir örnek olma kapasitesi taşıyan ve/veya başarılı bir örneği sürdürülebilir kılma potansiyeli olan girişimleri desteklemektir.
inglês | turco |
---|---|
capacity | kapasitesi |
potential | potansiyeli |
sustainable | sürdürülebilir |
successful | başarılı |
and | ve |
or | veya |
example | örneği |
EN Find out what successful brands are doing to engage and spark the imagination of the modern consumer.
TR Başarılı markaların modern tüketicinin dikkatini çekmek ve hayal gücünü tetiklemek için neler yaptığını öğrenin.
inglês | turco |
---|---|
modern | modern |
successful | başarılı |
find out | öğrenin |
and | ve |
of | in |
brands | markalar |
to | için |
what | neler |
EN If you have many brands, you can create multiple subscriptions to help manage your brands' social media profiles, and team members.
TR Eğer birden fazla marka yönetiyorsanız, her markanız ve ilgili ekip arkadaşlarınız için ayrı ayrı abonelik oluşturabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
team | ekip |
if | eğer |
multiple | birden fazla |
and | ve |
EN Special days are among the moments that brands attach great importance to and see as opportunities.Special days, which are recognized collectively or universally, are met with great interest by brands throughout the year
TR Özel günler, markaların bilhassa çok önemsediği ve fırsat olarak gördüğü günler arasındadır.Kolektif ya da evrensel düzeyde karşılık bulan özel günler, sene boyunca markalar tarafından ciddi bir ilgiyle karşılanır
inglês | turco |
---|---|
days | günler |
opportunities | fırsat |
and | ve |
among | bir |
brands | markalar |
by | tarafından |
the | özel |
EN We offer security products from the world's most well-known SSL brands. When you purchase an SSL certificate from us, you and your customers will receive the same certificate as you purchased directly from CAs (SSL brands).
TR Dünyanın en tanınmış SSL markalarına ait güvenlik ürünlerini sunuyoruz. Bizden bir SSL sertifikası satın aldığınızda, siz ve müşterileriniz doğrudan CA'lardan (SSL markalarından) satın aldığınız aynı sertifikayı alacaksınız.
inglês | turco |
---|---|
security | güvenlik |
most | en |
ssl | ssl |
brands | markalar |
directly | doğrudan |
known | tanınmış |
certificate | sertifikası |
products | ürünlerini |
purchase | satın |
and | ve |
the | aynı |
same | bir |
we offer | sunuyoruz |
EN We offer security products from the world's most well-known SSL brands. When you purchase an SSL certificate from us, you and your customers will receive the same certificate as you purchased directly from CAs (SSL brands).
TR Dünyanın en tanınmış SSL markalarına ait güvenlik ürünlerini sunuyoruz. Bizden bir SSL sertifikası satın aldığınızda, siz ve müşterileriniz doğrudan CA'lardan (SSL markalarından) satın aldığınız aynı sertifikayı alacaksınız.
inglês | turco |
---|---|
security | güvenlik |
most | en |
ssl | ssl |
brands | markalar |
directly | doğrudan |
known | tanınmış |
certificate | sertifikası |
products | ürünlerini |
purchase | satın |
and | ve |
the | aynı |
same | bir |
we offer | sunuyoruz |
EN Examples include Dorothy from Wizard of Oz, Forrest Gump, and wholesome skincare brands such as Dove or toy brands like Toys R Us.
TR Oz Büyücüsü'nden Dorothy, Forrest Gump ve Dove gibi sağlıklı cilt bakım markaları veya Toys R Us gibi oyuncak markaları örnek olarak verilebilir.
inglês | turco |
---|---|
brands | markalar |
or | veya |
examples | örnek |
and | ve |
as | gibi |
EN The Outlaw archetype should be used by brands that offer products to help retain values that prevailing ones often threaten. Examples of this archetype include Zorro and brands like Harley Davidson and MTV.
TR Haydut arketipi, hakim olanların sıklıkla tehdit ettiği değerlerin korunmasına yardımcı olacak ürünler sunan markalar tarafından kullanılmalıdır. Bu arketipe örnek olarak Zorro ile Harley Davidson ve MTV gibi markalar verilebilir.
inglês | turco |
---|---|
brands | markalar |
offer | sunan |
often | sıklıkla |
help | yardımcı |
products | ürünler |
examples | örnek |
this | bu |
by | tarafından |
and | ve |
the | gibi |
EN Brands offer products to help people perform at their best, and brands that offer solid products or services that help do a tough job efficiently and well.
TR Markalar, insanların en iyi performanslarını göstermelerine yardımcı olacak ürünler ve zor bir işi verimli ve iyi bir şekilde yapmalarına yardımcı olan sağlam ürünler veya hizmetler sunar.
inglês | turco |
---|---|
brands | markalar |
solid | sağlam |
efficiently | verimli |
job | iş |
offer | sunar |
products | ürünler |
do | işi |
or | veya |
help | yardımcı |
people | insanlar |
services | hizmetler |
and | ve |
best | en |
EN That is why brands that help people find love or friendship and fosters beauty, such as cosmetic brands, use the Lover archetype.
TR Bu nedenle, insanların aşkı veya arkadaşlığı bulmalarına yardımcı olan ve kozmetik markaları gibi güzelliği teşvik eden markalar Aşık arketipini kullanır.
inglês | turco |
---|---|
brands | markalar |
help | yardımcı |
and | ve |
people | insanlar |
use | kullan |
is | olan |
or | veya |
EN Examples of this archetype include Mary Poppins, health care brands, and brands like Johnson and Johnson, Campbell’s Soup, and Pampers.
TR Bu arketipin örnekleri arasında Mary Poppins, sağlık bakım markaları ve Johnson and Johnson, Campbell's Soup ve Pampers gibi markalar yer almaktadır.
inglês | turco |
---|---|
health | sağlık |
care | bakım |
brands | markalar |
examples | örnekleri |
this | bu |
and | ve |
EN Some brands use archetypes for brand storytelling, some brands channel archetypes for a specific marketing campaign
TR Bazı markalar arketipleri marka hikayesi anlatımı için kullanırken, bazı markalar arketipleri belirli bir pazarlama kampanyası için kanalize eder
inglês | turco |
---|---|
campaign | kampanyası |
brands | markalar |
marketing | pazarlama |
some | bazı |
brand | marka |
for | için |
EN You will receive an invoice upon successful payment of the upgrade
TR Yükseltme işleminin başarılı bir şekilde ödenmesininardından bir fatura alırsınız
inglês | turco |
---|---|
upgrade | yükseltme |
successful | başarılı |
the | şekilde |
of | bir |
EN None of these books were very successful, so after the Anschluss and Kristallnacht events of 1938, Klautz announced that no more contracts would be made for the publication of books in the German language
TR Bu kitapların hiçbiri başarılı olmadı, bu yüzden 1938'deki Anschluss ve Kristallnacht olaylarından sonra, Klautz artık Alman dilindeki kitapların yayınlanması için sözleşmeler yapılmayacağını duyurdu
inglês | turco |
---|---|
successful | başarılı |
in | deki |
these | bu |
so | bu yüzden |
of | in |
and | ve |
events | olayları |
books | kitaplar |
EN The most successful content marketing strategy is performance driven. Track content performance to analyze the effectiveness of external content and adjust your strategy as quickly as possible.
TR En başarılı içerik pazarlama stratejisi performans odaklıdır. Harici içeriğin verimliliğini analiz etmek ve stratejinizi en kısa sürede ayarlamak için içerik performansını izleyin.
inglês | turco |
---|---|
strategy | stratejisi |
external | harici |
adjust | ayarlamak |
successful | başarılı |
quickly | kısa |
content | içerik |
marketing | pazarlama |
most | en |
of | in |
analyze | analiz |
and | ve |
performance | performans |
EN Regularly assessing content performance is an integral part of a successful content marketing strategy.
TR Düzenli olarak yapılan içerik performansı değerlendirmesi başarılı bir içerik pazarlama stratejisinin bütünleyici bir parçasıdır.
inglês | turco |
---|---|
content | içerik |
part | parçası |
successful | başarılı |
marketing | pazarlama |
a | bir |
regularly | düzenli olarak |
EN Monitor ad copy of your successful competitors!
TR Başarılı rakiplerinizin reklamlarının kopyasını izleyin!
inglês | turco |
---|---|
competitors | rakiplerinizin |
successful | başarılı |
copy of | kopyasını |
monitor | izleyin |
of | nın |
EN Drive successful early drug discovery by providing chemists with the shortest path to relevant literature, patent information, valid compound properties and experimental procedures.Learn more about Reaxys
TR Kimyacılara ilgili literatüre, hasta bilgilerine, geçerli bileşik özelliklerine ve deneysel prosedürlere en kestirme yolu sağlayarak başarılı erken ilaç keşifleri yapılmasına destek olun.Reaxys hakkında daha fazla bilgi edinin
inglês | turco |
---|---|
early | erken |
path | yolu |
valid | geçerli |
by providing | sağlayarak |
successful | başarılı |
drug | ilaç |
about | hakkında |
information | bilgi |
EN The service attempts to reroute all such requests through our server but may not be entirely successful
TR Tüm sunucularımızdan veri geçirme hizmet istekleri her zaman başarılı olmayabilir
inglês | turco |
---|---|
requests | istekleri |
successful | başarılı |
service | hizmet |
all | tüm |
EN John Mellencamp (born 7 October 1951 in Seymour, Indiana) is an American singer and a songwriter, known for a long and successful recording and performing career highlighted by a series of … read more
TR John Mellencamp, sahne ismi Johnny Cougar, John Cougar, ve John Cougar Mellencamp, (d. 7 Ekim 1951), ABD'li müzisyen, şarkıcı, ressam ve az da olsa oyuncu. Albümleri dünya genelinde… Devamını oku
EN John Mellencamp (born 7 October 1951 in Seymour, Indiana) is an American singer and a songwriter, known for a long and successful recording and performing career highlighted by a series of 1980s hits, including "Jack & Diane&q… read more
TR John Mellencamp, sahne ismi Johnny Cougar, John Cougar, ve John Cougar Mellencamp, (d. 7 Ekim 1951), ABD'li müzisyen, şarkıcı, ressam ve az da olsa oyuncu. Albümleri dünya genelinde 40 milyondan fazla satmıştır. 13 kere Grammy … Devamını oku
EN Our Business plan for Website Builder has everything you need to run a successful online store
TR Website Builder için İşletme Planımızda başarılı bir çevrimiçi mağaza çalıştırmak için gereken her şey var
inglês | turco |
---|---|
store | mağaza |
successful | başarılı |
online | çevrimiçi |
need | gereken |
website | website |
plan | plan |
a | bir |
EN How to Create a Website The Top 16 Best Practices for Running a Successful eCommerce Website
TR Sıralama ve Görünürlük Google PageRank Nedir?
inglês | turco |
---|---|
the | nedir |
EN How to Shift from Wannabe Entrepreneur to Successful Startup Founder
TR Kalıcı değişiklikler yapmanın bilimsel sırrı
EN How to create a successful email marketing campaign
TR Ekip ruhu oluşturma etkinlikleri neden verimliliği arttırmaz?
inglês | turco |
---|---|
to | neden |
to create | oluşturma |
EN Bitcoin is considered as the gateway to the cryptocurrency world, based on its status as the first successful digital currency experiment.
TR Bitcoin, dijital paraların kaynağı ve ilk başarılı deneyi statüsünde bulunması nedeniyle, kripto paralar dünyasına geçiş kapısı olarak görülür.
inglês | turco |
---|---|
world | dünyasına |
status | statü |
digital | dijital |
successful | başarılı |
bitcoin | bitcoin |
cryptocurrency | kripto |
first | ilk |
EN In other words, to be successful on YouTube SEO must be part of your marketing strategy
TR Başka bir ifadeyle, YouTube SEO'da başarılı olmak için pazarlama strajesinin bir parçası olmalısınız
inglês | turco |
---|---|
other | başka |
marketing | pazarlama |
successful | başarılı |
to | için |
EN Whether it’s a business presentation, the CEO’s speech or a celebratory toast, Fairmont knows successful communication relies on smart technology
TR İster bir iş sunumu, CEO konuşması, isterse bir kutlama için kadeh kaldırma, Fairmont başarılı iletişimin akıllı teknolojiye dayandığını bilir
inglês | turco |
---|---|
or | isterse |
fairmont | fairmont |
knows | bilir |
speech | konuşması |
successful | başarılı |
smart | akıllı |
its | in |
whether | için |
a | bir |
the | teknolojiye |
EN Successful meetings, whether you’re inking a deal or staging an international conference, begin with an easy-to-use reservation system
TR Başarılı toplantılar, ister bir anlaşma imzalıyor, isterse uluslararası bir konferans düzenliyor olun, kullanımı kolay bir rezervasyon sistemi ile başlar
inglês | turco |
---|---|
deal | anlaşma |
or | isterse |
begin | başlar |
reservation | rezervasyon |
system | sistemi |
successful | başarılı |
international | uluslararası |
easy | kolay |
use | kullanımı |
conference | konferans |
meetings | toplantılar |
a | bir |
with | ile |
EN Successful events begin with an easy-to-use reservation system
TR Başarılı etkinlikler kullanması kolay bir rezervasyon sistemi ile başlar
inglês | turco |
---|---|
events | etkinlikler |
begin | başlar |
reservation | rezervasyon |
system | sistemi |
successful | başarılı |
easy | kolay |
with | ile |
EN Successful weddings begin with an easy-to-use reservation system
TR Başarılı düğünler kullanması kolay bir rezervasyon sistemi ile başlar
inglês | turco |
---|---|
weddings | düğünler |
begin | başlar |
reservation | rezervasyon |
system | sistemi |
successful | başarılı |
easy | kolay |
with | ile |
EN Ricky Martin (born in San Juan, Puerto Rico on December 24, 1971 as Enrique Martin Morales), is a successful Puerto Rican pop singer who rose to fame, first as a member of the Latin boy band Menudo, then as a solo artist since 1990
TR Ricky Martin (d.24 Aralık 1971), Grammy Ödülü ve Latin Grammy sahibi, 1991 yılından beri solo kariyerine devam eden Porto Riko'lu pop şarkıcı
inglês | turco |
---|---|
martin | martin |
december | aralık |
pop | pop |
solo | solo |
latin | latin |
singer | şarkıcı |
the | beri |
EN The four-piece's commercial breakthrough came with the successful release of several singles from the album Bleed American (2001)
TR Jimmy Eat World, kurulduktan sonraki ilk birkaç sene indie müzik piyasasının hakim olduğu bölgelerde konserler verdi
inglês | turco |
---|---|
with | ilk |
several | birkaç |
of | nın |
EN The Beach Boys are an iconic American rock band, frequently cited as one of the most influential and commercially successful groups in the history of popular music due to their intricate vo… read more
TR Üç kardeş, bir kuzen ve okul arkadaşlarının oluşturduğu dünyanın en iyi vokal gruplarından biri sayılan Beach Boys, müziğe “Pendletones” adıyla başladı. 1961 yılında yaptıkları “Surfin” … Devamını oku
EN Because we see a participatory, inclusive, and coordinated local civil society pattern as the building block of a successful and sustainable humanitarian relief.
TR Çünkü katılımcı, kapsayıcı ve koordineli bir yerel sivil toplum dokusunu, başarılı ve sürdürülebilir insani yardımın yapıtaşı olarak görüyoruz.
inglês | turco |
---|---|
local | yerel |
civil | sivil |
society | toplum |
building | yapı |
sustainable | sürdürülebilir |
relief | yardım |
participatory | katılımcı |
inclusive | kapsayıcı |
successful | başarılı |
because | Çünkü |
and | ve |
a | bir |
EN Following this process when we directly experienced how successful cooperation increases efficiency and effectiveness, we decided to carry our cooperation a step further.
TR Başarılı iş birliklerinin verim ve etkinliği nasıl artırdığını birebir deneyimlediğimiz bu sürecin ardından, çalışmamızı bir adım ileriye taşıma kararı aldık.
inglês | turco |
---|---|
successful | başarılı |
this | bu |
step | adım |
and | ve |
a | bir |
how | nasıl |
EN Provide a cryptocurrency exchange offering trading with leverage with our B2Margin software. A successful business based on the latest trends is a great way to get into this lucrative market and reap the benefits.
TR B2Margin yazılımımız ile kaldıraçlı kripto para exchange işlemlerine olanak tanıyın. En güncel trendleri takip eden bir işletme canlı piyasaya hâkim olacak ve avantajlardan faydalanacaktır.
inglês | turco |
---|---|
exchange | exchange |
trends | trendleri |
business | iş |
latest | en |
software | yazılım |
and | ve |
a | bir |
cryptocurrency | kripto |
the | olacak |
EN One of the most popular solutions for the retail market that is easy to use and under-stand. Popular with traders as it provides the opportunity to follow the strategies of good traders and become successful.
TR Perakende piyasasında kolay kullanımlı ve anlaşılabilir en popüler çözümlerden biridir. İyi yatırımcıların stratejilerini takip ederek başarılı olma imkânı sunduğu için işlemciler arasında oldukça popülerdir.
inglês | turco |
---|---|
popular | popüler |
retail | perakende |
follow | takip |
strategies | stratejilerini |
successful | başarılı |
easy | kolay |
and | ve |
most | en |
of | in |
market | piyasası |
the | arasında |
EN They are the foundation of an optimal diagnosis and a successful treatment plan.
TR En uygun tanı ve başarılı bir tedavi planının temelini oluştururlar.
inglês | turco |
---|---|
treatment | tedavi |
successful | başarılı |
and | ve |
a | bir |
plan | plan |
optimal | uygun |
EN Successful dispersion requires targeted force in order to separate agglomerated particles
TR Başarılı bir dispersiyon için yönlenimli kuvvetler gerekir; böylece topaklanan parçalar tekrar ayrılabilir
inglês | turco |
---|---|
requires | gerekir |
separate | ayrı |
successful | başarılı |
to | böylece |
in | için |
EN A clear set of guidelines is the cornerstone of successful and consistent online branding
TR Net şekilde belirlenmiş yönergeler; başarılı ve tutarlı bir online marka çalışmasının köşe taşıdır
inglês | turco |
---|---|
clear | net |
online | online |
branding | marka |
successful | başarılı |
consistent | tutarlı |
and | ve |
the | şekilde |
a | bir |
EN Our mission is to make successful branding affordable and available for everyone.
TR Misyonumuz, başarılı markalamanın herkesin hizmetine sunulması.
inglês | turco |
---|---|
everyone | herkesin |
successful | başarılı |
EN We are by your side to help you become successful
TR Başarılı olmanıza yardım etmek için yanınızdayız
inglês | turco |
---|---|
side | yan |
you | in |
successful | başarılı |
help | yardım |
EN Need a new logo to make your gaming channel more successful? Our Free Gaming Logo Maker will generate the best designs for you: from clean logos to much cooler ones.
TR Oyun kanalınızı daha başarılı yapmak için yeni bir logoya mı ihtiyacınız var? Ücretszi Oyun Logosu Aracımız, sade logolardan daha havalı olanlara kadar en iyi tasarımları yaratıyor.
inglês | turco |
---|---|
successful | başarılı |
logo | logosu |
channel | kanal |
need | ihtiyacınız |
ones | bir |
designs | tasarımları |
new | yeni bir |
gaming | oyun |
best | en |
EN Winner team need a winning logo. Create your baseball logo through our platform and get your successful one.
TR Bir seyahat acentesi kuruyor ve seyahat temalı logo mu araştırıyorsunuz? Logo aracımız, birkaç adımda harika bir logo yaratmanıza yardımcı oluyor. Deneyin ve gezikolikler için gerçek bir ilham kaynağı olun!
inglês | turco |
---|---|
logo | logo |
a | yardımcı |
and | ve |
create | için |
EN Among these, you should analyze the usage habits of the social media accounts that you consider successful
TR Bunlar arasında başarılı bulduklarınızın sosyal medya kullanım alışkanlıklarını iyi analiz etmelisiniz
inglês | turco |
---|---|
analyze | analiz |
usage | kullanım |
successful | başarılı |
social | sosyal |
media | medya |
the | arasında |
that | bunlar |
EN This is a pilot programme currently running only in the Netherlands, but if successful, it will be expanded.
TR Konu ile ilgili açıklama Motorlu Araç Satıcıları Federasyonu Genel Başkanı Aydın Erkoç'tan geldi.
inglês | turco |
---|---|
the | araç |
a | a |
running | ile |
EN After successful sale of the domain, the related domain payment will be transferred into the bank account that the seller has registered in the admin panel. You can edit your bank account numbers through the customer panel.
TR Başarılı domain satışı sonrası ilgili domain ödemesi, satıcının admin paneline girdiği banka hesap numarasına aktarılır. Müşteri paneli üzerinden banka hesap numaralarınızı düzenleyebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
domain | domain |
panel | paneli |
numbers | numaraları |
successful | başarılı |
related | ilgili |
customer | müşteri |
account | hesap |
bank | banka |
Mostrando 50 de 50 traduções