TR Manyetik Kalem seçenekleri, görüntünüzdeki tanımlanan alanların kenarlarına oturan bir yol çizmenize olanak tanır.
"oturan bir yol" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Manyetik Kalem seçenekleri, görüntünüzdeki tanımlanan alanların kenarlarına oturan bir yol çizmenize olanak tanır.
EN The Magnetic Pen options let you draw a path that snaps to the edges of the defined areas in your image.
TR Neukölln’de oturan bir katılımcı “Şimdi kendi çevremi çok farklı bir gözle görüyorum” diyor
EN “I view my own district in a completely different way, now,” one participant says, who herself lives in Neukölln
turco | inglês |
---|---|
diyor | says |
TR "Bilindiği gibi çok büyük bir park,çimlerde oturup etrafı seyrederek kraker yedim☺️bir çok filmde öğle yemeği için ellerinde salatalarla burada oturan ofis çalışanları ve arkada ki gökdelen manzarası????"
EN "Walk, bike or just sit on the grass , it beautiful and peaceful"
TR "Bilindiği gibi çok büyük bir park,çimlerde oturup etrafı seyrederek kraker yedim☺️bir çok filmde öğle yemeği için ellerinde salatalarla burada oturan ofis çalışanları ve arkada ki gökdelen manzarası????"
EN "Walk, bike or just sit on the grass , it beautiful and peaceful"
TR "Bilindiği gibi çok büyük bir park,çimlerde oturup etrafı seyrederek kraker yedim☺️bir çok filmde öğle yemeği için ellerinde salatalarla burada oturan ofis çalışanları ve arkada ki gökdelen manzarası????"
EN "Walk, bike or just sit on the grass , it beautiful and peaceful"
TR "Bilindiği gibi çok büyük bir park,çimlerde oturup etrafı seyrederek kraker yedim☺️bir çok filmde öğle yemeği için ellerinde salatalarla burada oturan ofis çalışanları ve arkada ki gökdelen manzarası????"
EN "Walk, bike or just sit on the grass , it beautiful and peaceful"
TR "Bilindiği gibi çok büyük bir park,çimlerde oturup etrafı seyrederek kraker yedim☺️bir çok filmde öğle yemeği için ellerinde salatalarla burada oturan ofis çalışanları ve arkada ki gökdelen manzarası????"
EN "Walk, bike or just sit on the grass , it beautiful and peaceful"
TR "Bilindiği gibi çok büyük bir park,çimlerde oturup etrafı seyrederek kraker yedim☺️bir çok filmde öğle yemeği için ellerinde salatalarla burada oturan ofis çalışanları ve arkada ki gökdelen manzarası????"
EN "Walk, bike or just sit on the grass , it beautiful and peaceful"
TR "Bilindiği gibi çok büyük bir park,çimlerde oturup etrafı seyrederek kraker yedim☺️bir çok filmde öğle yemeği için ellerinde salatalarla burada oturan ofis çalışanları ve arkada ki gökdelen manzarası????"
EN "Walk, bike or just sit on the grass , it beautiful and peaceful"
TR "Bilindiği gibi çok büyük bir park,çimlerde oturup etrafı seyrederek kraker yedim☺️bir çok filmde öğle yemeği için ellerinde salatalarla burada oturan ofis çalışanları ve arkada ki gökdelen manzarası????"
EN "Walk, bike or just sit on the grass , it beautiful and peaceful"
TR "Bilindiği gibi çok büyük bir park,çimlerde oturup etrafı seyrederek kraker yedim☺️bir çok filmde öğle yemeği için ellerinde salatalarla burada oturan ofis çalışanları ve arkada ki gökdelen manzarası????"
EN "Walk, bike or just sit on the grass , it beautiful and peaceful"
TR "Bilindiği gibi çok büyük bir park,çimlerde oturup etrafı seyrederek kraker yedim☺️bir çok filmde öğle yemeği için ellerinde salatalarla burada oturan ofis çalışanları ve arkada ki gökdelen manzarası????"
EN "Walk, bike or just sit on the grass , it beautiful and peaceful"
TR "Bilindiği gibi çok büyük bir park,çimlerde oturup etrafı seyrederek kraker yedim☺️bir çok filmde öğle yemeği için ellerinde salatalarla burada oturan ofis çalışanları ve arkada ki gökdelen manzarası????"
EN "Walk, bike or just sit on the grass , it beautiful and peaceful"
TR Eğriyi ayarlamak için bir bağlantı noktasını sürükleyin. Yol parçasını bu şekilde ayarladığınızda bitişik yol parçaları da otomatik olarak değiştirilir (lastik bant efekti).
EN Drag an anchor point to adjust the curve. When you adjust a path segment in this manner, the adjoining path segments are automatically modified (rubber-band effect).
TR Oturan ve Tişörtüne Bakan Kız
EN Girl Sitting and Looking at Her T-shirt
turco | inglês |
---|---|
kız | girl |
TR Merdivende Oturan ve Yan Tarafa Bakan Genç Kız
EN Teen Girl Sitting on Stairs and Looking Aside
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
kız | girl |
TR Oturan ve Işıklı Harflere Bakan Kız
EN Girl Sitting and Looking at Letter Lights
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
kız | girl |
TR Sandalyede Oturan ve Yan Tarafa Bakan Adam
EN Man Sitting on a Chair and Looking Aside
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
adam | man |
TR Devetabanı Yaprağı Tutarak Ayakta Oturan Kız
EN Girl Standing and Holding a Monstera Leaf
turco | inglês |
---|---|
kız | girl |
TR Üreticiler güvenlik sistemlerinin farklı vücut ebatlarına sahip olan ve farklı pozisyonlarda oturan yolcular için etkin olduğundan emin olmak istemektedir
EN Manufacturers take care to ensure that their safety systems are effective for occupants of different sizes and for those sitting in different positions
turco | inglês |
---|---|
güvenlik | safety |
sistemlerinin | systems |
farklı | different |
etkin | effective |
TR Oturan ve Tişörtüne Bakan Kız
EN Girl Sitting and Looking at Her T-shirt
turco | inglês |
---|---|
kız | girl |
TR Devetabanı Yaprağı Tutarak Ayakta Oturan Kız
EN Girl Standing and Holding a Monstera Leaf
turco | inglês |
---|---|
kız | girl |
TR Merdivende Oturan ve Yan Tarafa Bakan Genç Kız
EN Teen Girl Sitting on Stairs and Looking Aside
TR Oturan ve Işıklı Harflere Bakan Kız
EN Girl Sitting and Looking at Letter Lights
TR Sandalyede Oturan ve Yan Tarafa Bakan Adam
EN Man Sitting on a Chair and Looking Aside
TR Web sitenizi SEO için mi hazırlıyorsunuz? Actionable Data, süreç boyunca size adım adım yol gösterir ve yol boyunca ilerlemenizi gösterir
EN Setting up your website for SEO? Actionable Data walks you through the process step-by-step, showing your progress along the way
turco | inglês |
---|---|
web | website |
seo | seo |
data | data |
süreç | process |
size | you |
yol | way |
ilerlemenizi | your progress |
TR CHORUS kuruluşlara verdiği hizmetleri genişletmek için bir dizi yeni inisiyatife yol göstermektedir. Şu anda araştırma verileri de göz önünde bulundurulan bir şeydir - ancak halihazırda resmi bir deneme yoktur.
EN CHORUS is piloting a number of new initiatives to extend its services to institutions. Research data is something that is also being considered at this moment - although currently, there are no formal pilots.
turco | inglês |
---|---|
chorus | chorus |
hizmetleri | services |
yeni | new |
anda | moment |
araştırma | research |
verileri | data |
halihazırda | currently |
resmi | formal |
yoktur | no |
TR Bir Fairmont Hotels & Resorts hediye kartı veya e-hediye kartı herhangi bir özel günü kutlamak için unutulmaz bir yol sunar
EN A gift card or e-gift card from Fairmont Hotels & Resorts provides a memorable way to celebrate any occasion
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
hediye | gift |
unutulmaz | memorable |
yol | way |
sunar | provides |
TR Bir Fairmont Hotels & Resorts hediye kartı veya e-hediye kartı herhangi bir özel günü kutlamak için unutulmaz bir yol sunar
EN A gift card or e-gift card from Fairmont Hotels & Resorts provides a memorable way to celebrate any occasion
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
hediye | gift |
unutulmaz | memorable |
yol | way |
sunar | provides |
TR Bir Fairmont Hotels & Resorts hediye kartı veya e-hediye kartı herhangi bir özel günü kutlamak için unutulmaz bir yol sunar
EN A gift card or e-gift card from Fairmont Hotels & Resorts provides a memorable way to celebrate any occasion
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
hediye | gift |
unutulmaz | memorable |
yol | way |
sunar | provides |
TR Bir tanıtım videosu yapmak ve işletmenizi çılgın bir şekilde tanıtmak için eğlenceli bir yol
EN A funny approach to make a promotional video and advertise your business in a crazy way
turco | inglês |
---|---|
videosu | video |
işletmenizi | your business |
TR CHORUS kuruluşlara verdiği hizmetleri genişletmek için bir dizi yeni inisiyatife yol göstermektedir. Şu anda araştırma verileri de göz önünde bulundurulan bir şeydir - ancak halihazırda resmi bir deneme yoktur.
EN CHORUS is piloting a number of new initiatives to extend its services to institutions. Research data is something that is also being considered at this moment - although currently, there are no formal pilots.
turco | inglês |
---|---|
chorus | chorus |
hizmetleri | services |
yeni | new |
anda | moment |
araştırma | research |
verileri | data |
halihazırda | currently |
resmi | formal |
yoktur | no |
TR Bir Fairmont Hotels & Resorts hediye kartı veya e-hediye kartı herhangi bir özel günü kutlamak için unutulmaz bir yol sunar
EN A gift card or e-gift card from Fairmont Hotels & Resorts provides a memorable way to celebrate any occasion
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
hediye | gift |
unutulmaz | memorable |
yol | way |
sunar | provides |
TR Bir Fairmont Hotels & Resorts hediye kartı veya e-hediye kartı herhangi bir özel günü kutlamak için unutulmaz bir yol sunar
EN A gift card or e-gift card from Fairmont Hotels & Resorts provides a memorable way to celebrate any occasion
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
hediye | gift |
unutulmaz | memorable |
yol | way |
sunar | provides |
TR Bir Fairmont Hotels & Resorts hediye kartı veya e-hediye kartı herhangi bir özel günü kutlamak için unutulmaz bir yol sunar
EN A gift card or e-gift card from Fairmont Hotels & Resorts provides a memorable way to celebrate any occasion
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
hediye | gift |
unutulmaz | memorable |
yol | way |
sunar | provides |
TR Bir Fairmont Hotels & Resorts hediye kartı veya e-hediye kartı herhangi bir özel günü kutlamak için unutulmaz bir yol sunar
EN A gift card or e-gift card from Fairmont Hotels & Resorts provides a memorable way to celebrate any occasion
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
hediye | gift |
unutulmaz | memorable |
yol | way |
sunar | provides |
TR Bir Fairmont Hotels & Resorts hediye kartı veya e-hediye kartı herhangi bir özel günü kutlamak için unutulmaz bir yol sunar
EN A gift card or e-gift card from Fairmont Hotels & Resorts provides a memorable way to celebrate any occasion
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
hediye | gift |
unutulmaz | memorable |
yol | way |
sunar | provides |
TR Bir Fairmont Hotels & Resorts hediye kartı veya e-hediye kartı herhangi bir özel günü kutlamak için unutulmaz bir yol sunar
EN A gift card or e-gift card from Fairmont Hotels & Resorts provides a memorable way to celebrate any occasion
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
hediye | gift |
unutulmaz | memorable |
yol | way |
sunar | provides |
TR Bir Fairmont Hotels & Resorts hediye kartı veya e-hediye kartı herhangi bir özel günü kutlamak için unutulmaz bir yol sunar
EN A gift card or e-gift card from Fairmont Hotels & Resorts provides a memorable way to celebrate any occasion
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
hediye | gift |
unutulmaz | memorable |
yol | way |
sunar | provides |
TR Bir Fairmont Hotels & Resorts hediye kartı veya e-hediye kartı herhangi bir özel günü kutlamak için unutulmaz bir yol sunar
EN A gift card or e-gift card from Fairmont Hotels & Resorts provides a memorable way to celebrate any occasion
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
hediye | gift |
unutulmaz | memorable |
yol | way |
sunar | provides |
TR Bir Fairmont Hotels & Resorts hediye kartı veya e-hediye kartı herhangi bir özel günü kutlamak için unutulmaz bir yol sunar
EN A gift card or e-gift card from Fairmont Hotels & Resorts provides a memorable way to celebrate any occasion
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
hediye | gift |
unutulmaz | memorable |
yol | way |
sunar | provides |
TR Bir Fairmont Hotels & Resorts hediye kartı veya e-hediye kartı herhangi bir özel günü kutlamak için unutulmaz bir yol sunar
EN A gift card or e-gift card from Fairmont Hotels & Resorts provides a memorable way to celebrate any occasion
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
hediye | gift |
unutulmaz | memorable |
yol | way |
sunar | provides |
TR Bir Fairmont Hotels & Resorts hediye kartı veya e-hediye kartı herhangi bir özel günü kutlamak için unutulmaz bir yol sunar
EN A gift card or e-gift card from Fairmont Hotels & Resorts provides a memorable way to celebrate any occasion
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
hediye | gift |
unutulmaz | memorable |
yol | way |
sunar | provides |
TR Bizim Frankfurt Belediye Sarayı’nda Yol İşleri Dairesi’nin başında uzun yıllar boyunca bir kadın yöneticimiz vardı, bundan kısa bir süre önce emekli oldu. Herkes, severek çalışacağı bir mesleği seçebilmelidir.
EN For many years, we had a woman who headed the Highways Department here at Frankfurt City Hall – she retired recently. Everyone should be free to pursue the profession of their choice.
turco | inglês |
---|---|
frankfurt | frankfurt |
kadın | woman |
vardı | had |
süre | years |
herkes | everyone |
TR Şansölye Merkel, Berlin’de Konrad Adenauer Vakfının bir davetindeki konuşmasında “140 nanometre büyüklüğündeki bir virüs küresel bir etkiye yol açtı” demişti
EN “A virus with a diameter of 140 nanometres has become a global force to reckon with,” said the Federal Chancellor at the end of May during a speech to the Konrad Adenauer Foundation (KAS) in Berlin
turco | inglês |
---|---|
berlin | berlin |
virüs | virus |
küresel | global |
TR Bilinçsiz önyargı (BÖ) insan beyninin bir dizi kestirme yol vasıtasıyla hızlı kararlar vermemize yardımcı olan bir özelliğinden kaynaklanmaktadır
EN Unconscious bias (UB) arises from a feature of the human brain that helps us make decisions faster via a series of shortcuts
turco | inglês |
---|---|
bilinçsiz | unconscious |
insan | human |
dizi | series |
vasıtasıyla | via |
hızlı | faster |
kararlar | decisions |
TR Trust Cüzdan benzersiz tüm ERC721 ve ERC1155 kripto koleksiyonlarınızı ve oyun varlıklarınızı tek bir yerde saklamanız için size kolay bir yol sunar
EN Trust Wallet offers you an easy way to keep all your unique ERC721 and ERC1155 crypto NFTs and game assets in one place
turco | inglês |
---|---|
trust | trust |
cüzdan | wallet |
kripto | crypto |
oyun | game |
yerde | place |
size | you |
kolay | easy |
yol | way |
sunar | offers |
TR Oldukça önemli de bir yol kat etmeyi başardık, ancak vakaları tespit etmenin ve kişilere ulaşmanın böylesine güç olduğu bir dönemde bizimle iletişime geçemeyen çok sayıda kadın olduğunun da bilincindeyiz.
EN We have come a long way, but we are also aware that there are many women who cannot get in touch with us at a time when it is so difficult to identify cases and reach people.
turco | inglês |
---|---|
yol | way |
olduğu | is |
bizimle | with us |
kadın | women |
TR Birlikte iyi çalışan, işleri halleden ve yol boyunca eğlenen bir takımdan daha büyük bir varlık yoktur.
EN There is no greater asset than a team that works well together, gets stuff done, and has fun along the way.
turco | inglês |
---|---|
yol | way |
varlık | asset |
TR İş fikrinizi ya da karmaşık bir konsepti paylaşmak için etkili, eğlenceli ve kolay anlaşılır bir yol mu arıyorsunuz? Animasyon videoları sizin için doğru tercih olabilir
EN Looking for an effective, fun, and easy-to-grasp way to share your business idea or a complicated concept? Animated videos may just be the right option
turco | inglês |
---|---|
karmaşık | complicated |
konsepti | concept |
etkili | effective |
eğlenceli | fun |
yol | way |
arıyorsunuz | looking for |
animasyon | animated |
videoları | videos |
tercih | option |
olabilir | may |
Mostrando 50 de 50 traduções