EN For many years, we had a woman who headed the Highways Department here at Frankfurt City Hall – she retired recently. Everyone should be free to pursue the profession of their choice.
Traduzir "headed the highways" para turco
Mostrando 26 de 26 traduções da frase "headed the highways" de inglês para turco
Tradução de inglês para turco de headed the highways
inglês
turco
TR Bizim Frankfurt Belediye Sarayı’nda Yol İşleri Dairesi’nin başında uzun yıllar boyunca bir kadın yöneticimiz vardı, bundan kısa bir süre önce emekli oldu. Herkes, severek çalışacağı bir mesleği seçebilmelidir.
| inglês | turco |
|---|---|
| frankfurt | frankfurt |
| woman | kadın |
| had | vardı |
| years | yıllar |
| the | önce |
EN Exemplary ideas for climate protection such as cycle highways and an e-bus fleet have ensured that Osnabrück would be recognized as Germany's most sustainable city in 2020
TR İklimin korunması, hızlı bisiklet yolları ve bir elektrikli otobüs filosuna ilişkin örnek niteliğindeki fikirleri, Osnabrück’ün 2020’de Almanya’nın en sürdürülebilir kenti olarak ödüllendirilmesini getirdi
| inglês | turco |
|---|---|
| ideas | fikirleri |
| cycle | bisiklet |
| sustainable | sürdürülebilir |
| city | kenti |
| protection | korunması |
| bus | otobüs |
| and | ve |
| most | en |
| in | örnek |
| as | olarak |
EN If you keep to the recommended speed on highways and country roads, you soon notice that journeys do not only require less fuel, making them better for the environment and cheaper, but are more relaxed and almost as fast.
TR Otoyollarda ve şehirler arası yollarda tavsiye edilen hız sınırına uyanlar, yakıt tüketiminin ne kadar azaldığını ve çevre dostu, daha hesaplı, daha sakin ve de hemen hemen aynı çabuklukta bir seyirin farkına varacaklardır.
| inglês | turco |
|---|---|
| recommended | tavsiye edilen |
| fuel | yakıt |
| environment | çevre |
| speed | hız |
| the | aynı |
| and | ve |
| to | arası |
| more | daha |
| but | de |
| them | ne |
EN Upon news announcing that refugees’ passage from Turkey to Europe would not be interfered with, large numbers of refugees and migrants from various towns headed towards border area on the west
TR Mültecilerin Türkiye’den Avrupa’ya geçişine engel olunmayacağı yönündeki haberlerin gündeme gelmesiyle pek çok kentten çok sayıda mülteci ve göçmen batı sınır bölgesine doğru yola çıktı
| inglês | turco |
|---|---|
| border | sınır |
| west | batı |
| and | ve |
| towards | da |
| to | doğru |
| the | çok |
EN Upon news announcing that refugees’ passage from Turkey to Europe would not be interfered with, large numbers of refugees and migrants from various towns headed towards border area on the west
TR Mültecilerin Türkiye’den Avrupa’ya geçişine engel olunmayacağı yönündeki haberlerin gündeme gelmesiyle pek çok kentten çok sayıda mülteci ve göçmen batı sınır bölgesine doğru yola çıktı
| inglês | turco |
|---|---|
| border | sınır |
| west | batı |
| and | ve |
| towards | da |
| to | doğru |
| the | çok |
EN When inventory moves through receiving and entry/exit points, you need to know which direction it is traveling to understand where it is headed
TR Envanterinizdeki ürünler alım ve giriş/çıkış noktaları arasında ilerlediğinde, ürünün nereye gittiğini anlamak için hangi yönde gittiğini bilmeniz gerekir
| inglês | turco |
|---|---|
| entry | giriş |
| exit | çıkış |
| points | noktaları |
| where | nereye |
| and | ve |
| to know | bilmeniz |
EN Know which direction inventory is travelling as it moves in or out of your facility through receiving and entry/exit points with the Zebra ST5500 Transition Reader. Understand where it is headed to better track location or prevent theft.
TR Zebra ST5500 Geçiş Noktası Okuyucu ile tesisinize girerken ya da çıkarken kabul ve giriş/çıkış noktalarında envanterin nereye gittiğini bilin. Daha iyi konum takibi veya hırsızlığı önlemek için envanterin nereye gittiğini görün.
| inglês | turco |
|---|---|
| points | noktaları |
| zebra | zebra |
| track | takibi |
| transition | geçiş |
| entry | giriş |
| where | nereye |
| prevent | önlemek |
| in | da |
| better | daha iyi |
| or | veya |
| of | in |
| and | ve |
| the | kabul |
| reader | okuyucu |
| with | ile |
EN Know which direction inventory is travelling as it moves in or out of your facility through receiving and entry/exit points with the Zebra ST5500 Transition Reader. Understand where it is headed to better track location or prevent theft.
TR Zebra ST5500 Geçiş Noktası Okuyucu ile tesisinize girerken ya da çıkarken kabul ve giriş/çıkış noktalarında envanterin nereye gittiğini bilin. Daha iyi konum takibi veya hırsızlığı önlemek için envanterin nereye gittiğini görün.
| inglês | turco |
|---|---|
| points | noktaları |
| zebra | zebra |
| track | takibi |
| transition | geçiş |
| entry | giriş |
| where | nereye |
| prevent | önlemek |
| in | da |
| better | daha iyi |
| or | veya |
| of | in |
| and | ve |
| the | kabul |
| reader | okuyucu |
| with | ile |
EN Olaf Scholz is Germany’s new chancellor – before him, Angela Merkel headed the country’s federal government for 16 years.
TR Olaf Scholz Almanya’nın yeni şansölyesi. Ondan önce Angela Merkel 16 yıl boyunca federal hükümetin zirvesinde kaldı.
| inglês | turco |
|---|---|
| scholz | scholz |
| new | yeni |
| angela | angela |
| merkel | merkel |
| years | yıl |
| federal | federal |
EN Number three on this list is the first chancellor of the Federal Republic of Germany, Konrad Adenauer, likewise CDU, who headed the government for 14 years from 1949
TR Bu listedenin üçüncü sırasında 1949’dan itibaren 14 yıl boyunca hükümeti yönetmiş olan, yine bir CDU üyesi, Federal Almanya Cumhuriyeti’nin ilk şansölyesi Konrad Adenauer bulunuyor
| inglês | turco |
|---|---|
| federal | federal |
| cdu | cdu |
| government | hükümeti |
| germany | almanya |
| this | bu |
| the | üçüncü |
| first | ilk |
| is | olan |
| years | bir |
| from | dan |
EN The governing coalition of the SPD, the Greens and the FDP is headed by the Social Democrat Olaf Scholz as Federal Chancellor and successor to Angela Merkel
TR SPD, Yeşiller ve FDP’nin oluşturduğu koalisyon hükümetinin başında, Şansölye ve Angela Merkel’in selefi, sosyal demokrat siyasetçi Olaf Scholz bulunuyor
| inglês | turco |
|---|---|
| greens | yeşiller |
| and | ve |
| social | sosyal |
| scholz | scholz |
| angela | angela |
| spd | spd |
EN He has headed the Institute of Virology at the Charité hospital in Berlin since 2017, which is where he developed the world’s first test to detect SARS-CoV-2 in 2020
TR 2017’den bu yana 2020 yılında dünyada SARS-CoV-2 virüsünü tespit edebilen ilk testin geliştirildiği Berlin Charité Araştırma Hastanesi’nin viroloji bölümünün başkanı
| inglês | turco |
|---|---|
| berlin | berlin |
| detect | tespit |
| at | nda |
| has | bu |
| first | ilk |
EN The proposal for the region, headed by the Netherlands, was accepted.
TR Aşağı Cermanya Surları’nın Dünya Mirası listesine alınması için Hollanda’nın öncülüğünde başvuru yapan bu bölge, başarıya ulaştı.
| inglês | turco |
|---|---|
| region | bölge |
| for | için |
EN The consortium headed by Professor Holger Hanselka of the Karlsruhe Institute of Technology is working on conversion of the network
TR Karlsruhe Teknoloji Enstitüsünden Profesör Holger Hanselka yönetimindeki konsorsiyum elektrik ağının yeniden yapılandırılmasına odaklanıyor
| inglês | turco |
|---|---|
| professor | profesör |
| institute | enstitüsü |
| technology | teknoloji |
| network | ağı |
| of | nın |
EN “I can see hardly any difference to Silicon Valley,” says Professor Jana Koehler, who has headed the research centre since February 2019
TR Şubat 2019’da merkezin yönetimini üstlenen Profesör Jana Koehler, „Silicon Valley ile aramızda pek büyük bir fark görmüyorum“ diyor
EN Understanding where edge computing is headed can help you design networks that are interoperable, rather than incompatible, over time.
TR Edge bilişimin nereye gittiğini anlamak, zaman içinde uyumsuz olmaktan ziyade birlikte çalışabilir ağlar tasarlamanıza yardımcı olabilir.
| inglês | turco |
|---|---|
| networks | ağlar |
| rather | ziyade |
| time | zaman |
| edge | edge |
| where | nereye |
| help | yardımcı |
| can | olabilir |
| over | içinde |
| you | anlamak |
EN If we notice any of the following signs, it could indicate that we are headed towards relapse:
TR Aşağıdaki belirtilerden herhangi birini fark edersek, nüksetmeye doğru gittiğimizi gösterebilir:
| inglês | turco |
|---|---|
| the | aşağıdaki |
| any | herhangi |
| of | doğru |
EN If you've got a complaint, please send it via a private message (in a level-headed manner)
TR Bir şikayetiniz varsa, lütfen özel mesaj yoluyla (sağduyulu bir şekilde) gönderin
| inglês | turco |
|---|---|
| message | mesaj |
| send | gönderin |
| please | lütfen |
| it | şekilde |
| if | varsa |
EN If you've got a complaint, please send it via a private message (in a level-headed manner)
TR Bir şikayetiniz varsa, lütfen özel mesaj yoluyla (sağduyulu bir şekilde) gönderin
| inglês | turco |
|---|---|
| message | mesaj |
| send | gönderin |
| please | lütfen |
| it | şekilde |
| if | varsa |
EN If you've got a complaint, please send it via a private message (in a level-headed manner)
TR Bir şikayetiniz varsa, lütfen özel mesaj yoluyla (sağduyulu bir şekilde) gönderin
| inglês | turco |
|---|---|
| message | mesaj |
| send | gönderin |
| please | lütfen |
| it | şekilde |
| if | varsa |
EN If you've got a complaint, please send it via a private message (in a level-headed manner)
TR Bir şikayetiniz varsa, lütfen özel mesaj yoluyla (sağduyulu bir şekilde) gönderin
| inglês | turco |
|---|---|
| message | mesaj |
| send | gönderin |
| please | lütfen |
| it | şekilde |
| if | varsa |
EN If you've got a complaint, please send it via a private message (in a level-headed manner)
TR Bir şikayetiniz varsa, lütfen özel mesaj yoluyla (sağduyulu bir şekilde) gönderin
| inglês | turco |
|---|---|
| message | mesaj |
| send | gönderin |
| please | lütfen |
| it | şekilde |
| if | varsa |
EN If you've got a complaint, please send it via a private message (in a level-headed manner)
TR Bir şikayetiniz varsa, lütfen özel mesaj yoluyla (sağduyulu bir şekilde) gönderin
| inglês | turco |
|---|---|
| message | mesaj |
| send | gönderin |
| please | lütfen |
| it | şekilde |
| if | varsa |
EN If you've got a complaint, please send it via a private message (in a level-headed manner)
TR Bir şikayetiniz varsa, lütfen özel mesaj yoluyla (sağduyulu bir şekilde) gönderin
| inglês | turco |
|---|---|
| message | mesaj |
| send | gönderin |
| please | lütfen |
| it | şekilde |
| if | varsa |
EN If you've got a complaint, please send it via a private message (in a level-headed manner)
TR Bir şikayetiniz varsa, lütfen özel mesaj yoluyla (sağduyulu bir şekilde) gönderin
| inglês | turco |
|---|---|
| message | mesaj |
| send | gönderin |
| please | lütfen |
| it | şekilde |
| if | varsa |
EN We?re Headed to Detroit for Automate 2023!
TR Automate 2023 için Detroit'e Gidiyoruz!
Mostrando 26 de 26 traduções
Tcheco
alemão
chinês
coreano
espanhol
finlandês
francês
holandês
húngaro
indonésio
italiano
japonês
norueguês
polonês
português
russo
sueco
turco
vietnamita
árabe