TR Öncelikli koruma alanlarını belirleme, etkili ekolojik ağlar kurma, türe dayalı korumayı geliştirme ve genetik çeşitliliği koruma bilgisi,
"etkili ekolojik ağlar" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
etkili | can effective effectively efficient efficiently more effective more efficient quickly services simple |
ekolojik | ecological |
ağlar | networks platforms |
TR Öncelikli koruma alanlarını belirleme, etkili ekolojik ağlar kurma, türe dayalı korumayı geliştirme ve genetik çeşitliliği koruma bilgisi,
EN Knowledge for identifying priority conservation areas, establishing effective and resilient ecological networks, enhancing species-based protection and preserving genetic diversity
turco | inglês |
---|---|
etkili | effective |
ekolojik | ecological |
ağlar | networks |
dayalı | based |
ve | and |
çeşitliliği | diversity |
bilgisi | knowledge |
TR Öncelikli koruma alanlarını belirleme, etkili ekolojik ağlar kurma, türe dayalı korumayı geliştirme ve genetik çeşitliliği koruma bilgisi,
EN Knowledge for identifying priority conservation areas, establishing effective and resilient ecological networks, enhancing species-based protection and preserving genetic diversity
turco | inglês |
---|---|
etkili | effective |
ekolojik | ecological |
ağlar | networks |
dayalı | based |
ve | and |
çeşitliliği | diversity |
bilgisi | knowledge |
TR Federal Hükümet’in Ekolojik Tarımın Yarınları stratejik hedefi, %20 oranında ekolojik tarım.
EN is the target the Federal government’s Strategy for the Future – Organic Farming has set.
turco | inglês |
---|---|
federal | federal |
hükümet | government |
tarım | farming |
TR Sivil toplum örgütlerinin, benzer konularda örgütlenmiş olan sivil ağlardan haberdar olması için hazırlanan Ağlar-Platformlar Veritabanı’nda Türkiye, Avrupa ve dünyadan ağlar ve platformlar yedi tematik başlıkta derlendi.
EN Networks-Platforms Database is composed of seven thematic topics from Turkey, Europe, and the world, and prepared for keeping civil society organizations informed about civil networks associated in similar fields.
turco | inglês |
---|---|
sivil | civil |
toplum | society |
benzer | similar |
konularda | topics |
olan | is |
veritabanı | database |
türkiye | turkey |
avrupa | europe |
ağlar | networks |
platformlar | platforms |
TR Sivil toplum örgütlerinin, benzer konularda örgütlenmiş olan sivil ağlardan haberdar olması için hazırlanan Ağlar-Platformlar Veritabanı’nda Türkiye, Avrupa ve dünyadan ağlar ve platformlar yedi tematik başlıkta derlendi.
EN Networks-Platforms Database is composed of seven thematic topics from Turkey, Europe, and the world, and prepared for keeping civil society organizations informed about civil networks associated in similar fields.
turco | inglês |
---|---|
sivil | civil |
toplum | society |
benzer | similar |
konularda | topics |
olan | is |
veritabanı | database |
türkiye | turkey |
avrupa | europe |
ağlar | networks |
platformlar | platforms |
TR Nöral ağlar ya da yapay nöral ağlar (ANN'ler); bir giriş katmanı, bir veya birden fazla gizli katman ve bir çıkış katmanı içeren düğüm katmanlarından oluşur
EN Neural networks, or artificial neural networks (ANNs), are comprised of a node layers, containing an input layer, one or more hidden layers, and an output layer
turco | inglês |
---|---|
ağlar | networks |
yapay | artificial |
katmanı | layer |
veya | or |
gizli | hidden |
çıkış | output |
TR Yapay nöral ağlar (ANN) ya da benzetimli nöral ağları (SNN) olarak da bilinen nöral ağlar, makine öğrenmesinin bir alt kümesidir ve derin öğrenme algoritmalarının temelini oluşturur
EN Neural networks, also known as artificial neural networks (ANNs) or simulated neural networks (SNNs), are a subset of machine learning and are at the heart of deep learning algorithms
turco | inglês |
---|---|
yapay | artificial |
ağlar | networks |
bilinen | known |
makine | machine |
derin | deep |
öğrenme | learning |
TR AWS, etkili ve güvenli bir şekilde her müşterinin kendi korumalı ortamını ayıran güvenlik yönetimi süreçlerini, PCI DSS gereksinimlerini ve diğer telafi edici denetimleri etkili bir şekilde uygulamaktadır
EN AWS has effectively implemented security management processes, PCI DSS requirements, and other compensating controls that effectively and securely segregate each customer into its own protected environment
turco | inglês |
---|---|
aws | aws |
her | each |
güvenlik | security |
gereksinimlerini | requirements |
diğer | other |
denetimleri | controls |
TR Sağlık, çevre, ekolojik yaşam, tüketici hakları, doğa koruma, tarım, gıda ve benzeri alanlarda…
EN Local Youth Associations Network (YGDA), which started its activities on January 1, 2021, is…
TR Sağlık Doğa Makyaj malzemeleri Çilingir Oduncu Kasırga Kök Dünya Dal Kök Meşe ağacı Yeşil Üretmek Ağaç Organik Daire Bitki Siluet Başlat Orman Vegan Hat Ekoloji Ekolojik
EN Health Nature Cosmetics Locksmith Lumberjack Hurricane Stem Earth Branch Root Oak tree Green Craft Tree Organic Circle Plant Silhouette Start Forest Vegan Line Ecology Ecological
turco | inglês |
---|---|
sağlık | health |
doğa | nature |
kök | root |
daire | circle |
orman | forest |
hat | line |
ekolojik | ecological |
TR Weihenstephan-Triesdorf Yüksekokulu’nda Ekolojik Tarım
EN Ecological Agriculture at the Weihenstephan-Triesdorf University of Applied Sciences
turco | inglês |
---|---|
nda | at |
ekolojik | ecological |
tarım | agriculture |
TR Henüz oldukça yeni olan anabilim dalı, mevcut tarım bölümünün kapsamını ekolojik tarım konusundaki altı uzmanlık modülüyle genişletiyor
EN This relatively new study area expands the existing study programme in agriculture with six specialist modules in ecological agriculture
turco | inglês |
---|---|
yeni | new |
tarım | agriculture |
ekolojik | ecological |
TR Denizaşırı taşımacılık sektörde hayati bir rol oynadığından, H&M daha çevreci bir taşımacılığı desteklemek için Maersk'in ECO Delivery (Ekolojik Teslimat) sistemini tercih etti.
EN Ocean transport plays a vital role in the industry, so H&M has chosen Maersk ECO Delivery to support a greener transport.
turco | inglês |
---|---|
taşımacılık | transport |
hayati | vital |
rol | role |
m | m |
çevreci | eco |
maersk | maersk |
teslimat | delivery |
TR TENCEL™ Lyocell elyaflar, ağaç hamurunu yüksek kaynak verimliliği ve düşük ekolojik etkiyle selülozik elyaflara dönüştüren, çevreye duyarlı kapalı döngü üretim süreciyle ün kazanmıştır
EN TENCEL™ Lyocell fibers absorb moisture efficiently
turco | inglês |
---|---|
lyocell | lyocell |
elyaflar | fibers |
TR Tüm değer zincirinde ekolojik performansı ve buna bağlı olarak son ürünlerin çevresel faydalarını artırmaya aktif katkı sağlıyoruz
EN We actively contribute towards improving the ecological performance throughout entire value chains, thus enhancing the environmental benefit of the end products
turco | inglês |
---|---|
tüm | entire |
değer | value |
ekolojik | ecological |
performansı | performance |
son | end |
ürünlerin | products |
çevresel | environmental |
aktif | actively |
katkı | contribute |
TR M9 Anacı Üzerine Aşılı Arapkızı, Jonagold ve Fuji Kiku Elma (Malus domestica Borkh.) Çeşitlerinin Isparta Ekolojik Koşullarında Fenolojik ve Fiziko-Kimyasal Özellikleri
EN Phenological and Physico-Chemical Characteristics of Arapkızı, Jonagold and Fuji Kiku Apple (Malus domestica Bork.) Varieties Grafted on M9 Rootstock in Isparta Ecological Conditions
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
ekolojik | ecological |
koşulları | conditions |
TR Eskişehir Ekolojik Koşullarında Farklı Anason (Pimpinella anisum L.) Populasyonlarının Verim ve Verim Öğelerinin Karşılaştırılması
EN Comparison of Yield and Yield Components of Different Anise (Pimpinella anisum L.) Populations Under Eskişehir Ecological Conditions
turco | inglês |
---|---|
ekolojik | ecological |
farklı | different |
ve | and |
ın | of |
koşulları | conditions |
TR Eskişehir Ekolojik Koşullarında Rezene (Foeniculum vulgare Mill.) Uçucu Yağının Morfogenetik Varyabilitesinin Belirlenmesi
EN Determination of Morphogenetic Variability of Fennel (Foeniculum vulgare Mill.) Essential Oil in Eskişehir Ecological Conditions
turco | inglês |
---|---|
ekolojik | ecological |
belirlenmesi | determination |
ın | of |
koşulları | conditions |
TR Eskişehir Ekolojik Koşullarında Farklı Hasat Dönemlerinin İzmir Kekiği (Origanum onites L.)'nin Uçucu Yağ Oranı ve Bileşenleri Üzerine Etkisi
EN Effect of Ontogenetic Variabilities on Essential Oil Content and Chemical Composition of Turkish Oregano (Origanum onites L.)
turco | inglês |
---|---|
yağ | oil |
etkisi | effect |
TR Eskişehir Ekolojik Koşullarında Farklı Sıra Aralıklarının Anason (Pimpinella anisum) Verimi ve Kalitesi Üzerine Etkisi
EN Effect of Different Row Spaces on Yield and Quality of Anise (Pimpinella anisum) under Eskisehir Ecological Conditions
turco | inglês |
---|---|
ekolojik | ecological |
farklı | different |
ve | and |
kalitesi | quality |
etkisi | effect |
ın | of |
koşulları | conditions |
TR Eskişehir Ekolojik Koşullarında Farklı Hasat Zamanlarının Limon Kekiğinin (Thymus citriodorus L.) Verim Ve Kalitesi Üzerine Etkisi
EN The Effect of Different Harvest Times on Yield and Quality of Lemon Thyme (Thymus citriodorus L.) in Eskişehir Ecological Conditions
turco | inglês |
---|---|
ekolojik | ecological |
farklı | different |
ve | and |
kalitesi | quality |
etkisi | effect |
ın | of |
koşulları | conditions |
TR Weihenstephan-Triesdorf Yüksekokulu’nda Ekolojik Tarım
EN Ecological Agriculture at the Weihenstephan-Triesdorf University of Applied Sciences
turco | inglês |
---|---|
nda | at |
ekolojik | ecological |
tarım | agriculture |
TR Henüz oldukça yeni olan anabilim dalı, mevcut tarım bölümünün kapsamını ekolojik tarım konusundaki altı uzmanlık modülüyle genişletiyor
EN This relatively new study area expands the existing study programme in agriculture with six specialist modules in ecological agriculture
turco | inglês |
---|---|
yeni | new |
tarım | agriculture |
ekolojik | ecological |
TR hedeflenen ekolojik tarım oranı.
EN ecological agriculture by 2030.
turco | inglês |
---|---|
ekolojik | ecological |
tarım | agriculture |
TR Ama ekolojik dönüşümü henüz mümkünken başarabilmek için hepimiz biraz kaçık olmak, cesurca yeni şeyler denemek, konfor bölgesini terketmek, eski alışkanlıkları ve düşünce tarzlarını bırakmak zorundayız.
EN But if we’re still going to achieve the ecological transition, we’ll all have to act a little crazy, have to boldly try out new things, leave our comfort zones and abandon old habits and ways of thinking.
turco | inglês |
---|---|
ekolojik | ecological |
yeni | new |
şeyler | things |
konfor | comfort |
eski | old |
TR Ekolojik dönüşümü başarabilmek için, hepimiz biraz kaçık olmak zorundayız.
EN To achieve the ecological transition, we’ll all have to act a little crazy.
turco | inglês |
---|---|
ekolojik | ecological |
hepimiz | we |
TR Ekolojik ve adil tüketim için örnek alınabilecek kişiler mi arıyorsun? Bu konuda kendini gösteren blog yazarlarını tanıtıyoruz.
EN Looking for role models for ecological and ethical consumption? These bloggers are strong supporters of this subject.
turco | inglês |
---|---|
ekolojik | ecological |
tüketim | consumption |
TR Nasemann sürdürülebilir moda sertifikaları, doğal kozmetik ve çeşitli malzemelerin ekolojik karneleri üzerine yazılar kaleme alıyor, alışveriş tavsiyelerinde bulunuyor ve harika fotoğraflarla adil modaya ilgi çekiyor.
EN Nasemann writes about sustainable fashion standards, natural cosmetics and the ecological footprint of different materials, provides shopping hints and arouses interest in ethical fashions with superb photographs.
turco | inglês |
---|---|
sürdürülebilir | sustainable |
moda | fashion |
doğal | natural |
ve | and |
çeşitli | different |
ekolojik | ecological |
alışveriş | shopping |
ilgi | interest |
TR Sayın Rogall, „sürdürülebilir ekonomi“ kavramı neyi ifade ediyor? Sürdürülebilirliğin üç boyutu var: Ekolojik, ekonomik ve sosyo-kültürel boyutlar
EN Mr Rogall, what does the term “sustainable economy” stand for? Sustainability has three dimensions: ecology, economy and the social-cultural sphere
turco | inglês |
---|---|
neyi | what |
boyutlar | dimensions |
TR Avrupa Birliği gibi bir devletler topluluğu, eğer sürdürülebilir davranıyorsa, ekolojik değişimin yanında yoksullukla mücadeleyi ve eğitimin güçlendirilmesini de göz önünde tutmak zorundadır.
EN If a confederation of states like the European Union wants to act sustainably, it must always think about combating poverty and strengthening education as well as about ecological change.
turco | inglês |
---|---|
birliği | union |
devletler | states |
sürdürülebilir | sustainably |
ekolojik | ecological |
TR Piyasa ekonomisinin sürdürülebilir olması için ne olması gerekir? Kısa sürede azami kazanç sağlama ilkelerine dayalı piyasa ekonomisi, insanlığın büyük sorunlarını ancak ekolojik bariyerleri aşmadan hareket ederse çözebilir
EN What has to happen for the market economy to become sustainable? Operating on the principles of short-term profit maximization, the market economy can solve humanity’s major problems only if it moves within ecological guidelines
turco | inglês |
---|---|
piyasa | market |
sürdürülebilir | sustainable |
gerekir | can |
kısa | short |
ekonomisi | economy |
büyük | major |
ekolojik | ecological |
TR Oldum olası ekolojik bir yaşam sürdürmeye çalışan biriydi
EN She has always tried to live in an eco-friendly way
TR Üniversite binası için ekolojik elektrik enerjisi, kafeteryada geri dönüşüm bardağı, anabilim dalı olarak çevre teknolojisi: Almanya’daki yükseköğrenimde sürdürülebilir kalkınmayla meşgul olan üniversite sayısı giderek artıyor
EN Green electricity for university buildings, recyclable cups in the refectory and degree courses in environmental technology: more and more universities in Germany are looking at ways of realising sustainable development
turco | inglês |
---|---|
elektrik | electricity |
çevre | environmental |
teknolojisi | technology |
almanya | germany |
sürdürülebilir | sustainable |
olan | are |
giderek | more |
TR DIACONIA adındaki organizasyon bu bölgede küçük toprak sahipleri için sarnıçlar inşa ediyor ve ekolojik tarım ile su döngüsüne dikkat ederek kuru toprağın nasıl verimli tarım arazisine dönüştürülebileceği ile ilgili eğitim veriyor
EN The organization Diaconia builds cisterns for small farmers there and shows them how to transform the barren earth into good farmland through organic farming and respect for the water cycle
turco | inglês |
---|---|
organizasyon | organization |
küçük | small |
toprak | earth |
tarım | farming |
su | water |
döngüsü | cycle |
TR Bu molekülle basitçe ve düşük maliyetle çalışmak mümkün, ekolojik olarak da anlamlı
EN The molecule is straightforward and inexpensive to work with, and makes ecological sense
turco | inglês |
---|---|
ekolojik | ecological |
TR Aynı zamanda ekolojik bilanço ve masrafları da içeren bir yaşam devri analizi hazırlanıyor ve buna anlaşılır biçimde görsellik kazandırılıyor
EN It also produces a life-cycle assessment including the environmental footprint and costs, and creates clear visualizations of the project
turco | inglês |
---|---|
yaşam | life |
TR Tarım, giderek artan dünya nüfusuna, yüksek ekolojik bedel ödemeden kaliteli gıda maddesi üretmek gibi zorlu bir görevle karşı karşıya. Almanya‘daki bu dört anabilim dalı, bu ödevin üstesinden nasıl gelinebileceğini gösteriyor.
EN Agriculture faces the challenge of producing good foodstuffs for the growing world population at low ecological cost. These four study courses in Germany show how this task might be mastered.
turco | inglês |
---|---|
tarım | agriculture |
artan | growing |
dünya | world |
ekolojik | ecological |
üretmek | producing |
almanya | germany |
bu | this |
TR 3. Uluslararası Karşılaştırmalı Ekolojik Tarım
EN 3. Organic farming: international comparisons
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
tarım | farming |
TR Elektrikli Otomobilden Ekolojik Tarıma Kadar
EN From electric cars to ecological agriculture
turco | inglês |
---|---|
elektrikli | electric |
ekolojik | ecological |
TR Ekolojik tarım alanlarının, tarım amaçlı kullanılan yüzeylerdeki payı % 7,5.
EN of the total land area used for farming is used for organic farming.
turco | inglês |
---|---|
tarım | farming |
TR 2016’daki toplam hayvan mevcudiyetinin % 5’i ekolojik yönetmeliklere uygun biçimde beslendi.
EN of all livestock in 2016 was bred in line with ecological guidelines.
turco | inglês |
---|---|
daki | in |
toplam | all |
ekolojik | ecological |
uygun | with |
TR Ekolojik bir elma konvansiyonel elmadan daha pahalı olmamalı
EN An eco-apple should be no more expensive than a conventional apple
TR Bunu sağlamanın en kolay yolu vergilendirme ve ekolojik ürünlere yönelik vergi indirimleri
EN The simplest mechanism would be via taxes or tax waivers to make organic products cheaper
turco | inglês |
---|---|
bunu | the |
yönelik | to |
vergi | tax |
TR İddialı hedef: Almanya ekolojik tarımın gelişmesini işte böyle teşvik ediyor.
EN Ambitious plans: Germany aims to promote organic farming.
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
TR Eğer bir tatil paketine karar verecekseniz ekolojik ve sosyal açıdan sorumluluk üstlenen bir seyahat şirketi seçmenizi tavsiye ediyoruz
EN If you prefer to book a package deal, you should choose a tour operator that has pledged to meet specific ecological and social standards
turco | inglês |
---|---|
eğer | if |
karar | choose |
ekolojik | ecological |
sosyal | social |
TR Bisikletliler burada, Dresden gibi tarih yüklü yerler ve Dessau'daki Bauhaus gibi kült mekanların yanı sıra, ekolojik bir hazineyi de keşfedebilirler
EN In addition to historic cities like Dresden and cultural sites like the Bauhaus in Dessau, cyclists can also discover ecological treasures
turco | inglês |
---|---|
yerler | sites |
ekolojik | ecological |
de | also |
TR Amacı, ekolojik, ekonomik ve sosyal bir sürdürülebilirliğin ortaya koyulması
EN Their goal is to reconcile ecological, economic and social sustainability
turco | inglês |
---|---|
amacı | goal |
ekolojik | ecological |
ekonomik | economic |
sosyal | social |
TR İklim değişikliğinin etkileri her yerde aynı şiddette ortaya çıkmıyor ve halihazırda zorlu sosyal, politik ve ekolojik koşullarla mücadele etmek zorunda olan insanları vuruyor
EN Climate change impacts vary strongly depending on location – above all, they affect those who are already struggling to cope with difficult social, political and ecological conditions
turco | inglês |
---|---|
her | all |
ve | and |
halihazırda | already |
sosyal | social |
politik | political |
ekolojik | ecological |
etmek | to |
olan | are |
TR Bu projeler, tropik bölge ormanlarında da ekolojik sistemi tehlikeye atmadan ağaç elde ederek gelir sağlamanın mümkün olduğunu gösteriyor
EN They show it is possible to harvest wood and achieve income in the rainforest without endangering the ecosystem
turco | inglês |
---|---|
ağaç | wood |
elde | achieve |
gelir | income |
mümkün | possible |
TR Social Media Poster: tek bir sekmede ağlar arası yayıncılık, planlama ve analizler | Semrush Türkçe
EN Social Media Poster: cross-network publishing, scheduling and analytics in a single tab | Semrush
turco | inglês |
---|---|
social | social |
media | media |
yayıncılık | publishing |
analizler | analytics |
semrush | semrush |
Mostrando 50 de 50 traduções