EN But if we’re still going to achieve the ecological transition, we’ll all have to act a little crazy, have to boldly try out new things, leave our comfort zones and abandon old habits and ways of thinking.
EN But if we’re still going to achieve the ecological transition, we’ll all have to act a little crazy, have to boldly try out new things, leave our comfort zones and abandon old habits and ways of thinking.
TR Ama ekolojik dönüşümü henüz mümkünken başarabilmek için hepimiz biraz kaçık olmak, cesurca yeni şeyler denemek, konfor bölgesini terketmek, eski alışkanlıkları ve düşünce tarzlarını bırakmak zorundayız.
inglês | turco |
---|---|
ecological | ekolojik |
new | yeni |
comfort | konfor |
old | eski |
things | şeyler |
but | ama |
of | in |
and | ve |
to | için |
EN Anyone who cycles the entire distance of 230 kilometres from the source of the Ruhr in Sauerland to where it flows into the Rhine in Duisburg-Ruhrort will have to abandon many clichés on the way
TR Sauerland'da Ruhr Nehri'nin kaynağından, Duisburg-Ruhrort 'ta Ren Nehri'ne karıştığı yere kadar uzanan 230 kilometre boyunca pedal çeviren her kişi sonunda bazı önyargılarını atmak zorunda kalacaktır
inglês | turco |
---|---|
anyone | kişi |
kilometres | kilometre |
source | kaynağı |
ruhr | ruhr |
have to | zorunda |
to | bazı |
of | her |
EN Beyond 10,000 milliseconds (10 seconds), users are frustrated and are likely to abandon tasks. They may or may not come back later.
TR 10.000 milisaniyenin (10 saniye) ötesinde, kullanıcılar hayal kırıklığına uğrar ve görevleri terk etmeleri muhtemeldir. Daha sonra geri gelebilirler veya gelmeyebilirler.
inglês | turco |
---|---|
seconds | saniye |
tasks | görevleri |
beyond | ötesinde |
later | daha sonra |
and | ve |
to | geri |
or | veya |
users | kullanıcılar |
EN 53% of US online adults are likely to abandon their online purchase if they can’t find a quick answer to their question
TR ABD'de internet kullanan yetişkinlerin %53'ü, sorularına hızlı yanıt alamadıklarında internetten satın alma işlemlerinden vazgeçeceğini söylüyor
inglês | turco |
---|---|
online | internet |
answer | yanıt |
quick | hızlı |
purchase | satın |
to | kullanan |
EN 53% of US online adults are likely to abandon their online purchase if they can’t find a quick answer to their question
TR ABD'de internet kullanan yetişkinlerin %53'ü, sorularına hızlı yanıt alamadıklarında internetten satın alma işlemlerinden vazgeçeceğini söylüyor
inglês | turco |
---|---|
online | internet |
answer | yanıt |
quick | hızlı |
purchase | satın |
to | kullanan |
EN 53% of US online adults are likely to abandon their online purchase if they can’t find a quick answer to their question
TR ABD'de internet kullanan yetişkinlerin %53'ü, sorularına hızlı yanıt alamadıklarında internetten satın alma işlemlerinden vazgeçeceğini söylüyor
inglês | turco |
---|---|
online | internet |
answer | yanıt |
quick | hızlı |
purchase | satın |
to | kullanan |
EN 53% of US online adults are likely to abandon their online purchase if they can’t find a quick answer to their question
TR ABD'de internet kullanan yetişkinlerin %53'ü, sorularına hızlı yanıt alamadıklarında internetten satın alma işlemlerinden vazgeçeceğini söylüyor
inglês | turco |
---|---|
online | internet |
answer | yanıt |
quick | hızlı |
purchase | satın |
to | kullanan |
EN 53% of US online adults are likely to abandon their online purchase if they can’t find a quick answer to their question
TR ABD'de internet kullanan yetişkinlerin %53'ü, sorularına hızlı yanıt alamadıklarında internetten satın alma işlemlerinden vazgeçeceğini söylüyor
inglês | turco |
---|---|
online | internet |
answer | yanıt |
quick | hızlı |
purchase | satın |
to | kullanan |
EN 53% of US online adults are likely to abandon their online purchase if they can’t find a quick answer to their question
TR ABD'de internet kullanan yetişkinlerin %53'ü, sorularına hızlı yanıt alamadıklarında internetten satın alma işlemlerinden vazgeçeceğini söylüyor
inglês | turco |
---|---|
online | internet |
answer | yanıt |
quick | hızlı |
purchase | satın |
to | kullanan |
EN 53% of US online adults are likely to abandon their online purchase if they can’t find a quick answer to their question
TR ABD'de internet kullanan yetişkinlerin %53'ü, sorularına hızlı yanıt alamadıklarında internetten satın alma işlemlerinden vazgeçeceğini söylüyor
inglês | turco |
---|---|
online | internet |
answer | yanıt |
quick | hızlı |
purchase | satın |
to | kullanan |
EN 53% of US online adults are likely to abandon their online purchase if they can’t find a quick answer to their question
TR ABD'de internet kullanan yetişkinlerin %53'ü, sorularına hızlı yanıt alamadıklarında internetten satın alma işlemlerinden vazgeçeceğini söylüyor
inglês | turco |
---|---|
online | internet |
answer | yanıt |
quick | hızlı |
purchase | satın |
to | kullanan |
EN 53% of US online adults are likely to abandon their online purchase if they can’t find a quick answer to their question
TR ABD'de internet kullanan yetişkinlerin %53'ü, sorularına hızlı yanıt alamadıklarında internetten satın alma işlemlerinden vazgeçeceğini söylüyor
inglês | turco |
---|---|
online | internet |
answer | yanıt |
quick | hızlı |
purchase | satın |
to | kullanan |
EN 53% of US online adults are likely to abandon their online purchase if they can’t find a quick answer to their question
TR ABD'de internet kullanan yetişkinlerin %53'ü, sorularına hızlı yanıt alamadıklarında internetten satın alma işlemlerinden vazgeçeceğini söylüyor
inglês | turco |
---|---|
online | internet |
answer | yanıt |
quick | hızlı |
purchase | satın |
to | kullanan |
EN 53% of US online adults are likely to abandon their online purchase if they can’t find a quick answer to their question
TR ABD'de internet kullanan yetişkinlerin %53'ü, sorularına hızlı yanıt alamadıklarında internetten satın alma işlemlerinden vazgeçeceğini söylüyor
inglês | turco |
---|---|
online | internet |
answer | yanıt |
quick | hızlı |
purchase | satın |
to | kullanan |
EN 53% of US online adults are likely to abandon their online purchase if they can’t find a quick answer to their question
TR ABD'de internet kullanan yetişkinlerin %53'ü, sorularına hızlı yanıt alamadıklarında internetten satın alma işlemlerinden vazgeçeceğini söylüyor
inglês | turco |
---|---|
online | internet |
answer | yanıt |
quick | hızlı |
purchase | satın |
to | kullanan |
EN 53% of US online adults are likely to abandon their online purchase if they can’t find a quick answer to their question
TR ABD'de internet kullanan yetişkinlerin %53'ü, sorularına hızlı yanıt alamadıklarında internetten satın alma işlemlerinden vazgeçeceğini söylüyor
inglês | turco |
---|---|
online | internet |
answer | yanıt |
quick | hızlı |
purchase | satın |
to | kullanan |
EN Don’t let anyone abandon their carts with the seamless checkout experience.
TR Sorunsuz ödeme süreci sunarak müşterilerinizin sepetlerini terk etmelerine izin vermeyin.
inglês | turco |
---|---|
seamless | sorunsuz |
checkout | ödeme |
EN However, in the past, buying fresh coffee (whether Turkish coffee, filter coffee or espresso) was a tradition, but today's changing consumption habits have made this arbitrary situation difficult to reach
TR Ancak eskiden taze kahve almak (ister türk kahvesi, ister filtre kahve yada espresso) bir gelenek iken günümüzde değişen tüketim alışkanlıkları bu keyfi ulaşılması zor bir duruma sokmuştur
inglês | turco |
---|---|
fresh | taze |
coffee | kahve |
turkish | türk |
tradition | gelenek |
consumption | tüketim |
difficult | zor |
or | yada |
this | bu |
EN Below you can visualise, in real-time, the listening habits & trends of Last.fm's global community. Go Explore.
TR Aşağıda gerçek zamanlı olarak global Last.fm topluluğunun dinleme alışkanlıklarını& ve trendlerini görebilirsin. Git keşfet.
inglês | turco |
---|---|
global | global |
explore | keşfet |
real | gerçek |
time | zamanlı |
last | last |
in | da |
below | aşağıda |
listening | dinleme |
you | ve |
the | olarak |
EN Improve your organic reach with YouTube SEO, ignite your fan base with streamlined comment management, and improve paid targeting with unparalleled insights into your audience's viewing habits and demographics.
TR YouTube SEO'yla organik alanınızı geliştirin, canlı yayın yorum yönetimiyle fanlarınızı harekete geçirin ve kitlenizin izleme alışkanlıklarına ve demografik yapısına eşsiz bir analizle ücretli hedef belirlemeyi geliştirin.
inglês | turco |
---|---|
organic | organik |
comment | yorum |
improve | geliştirin |
paid | ücretli |
management | izleme |
and | ve |
EN We Compiled Digital Habits of BİRLİKTE Beneficiaries in Pandemic in Digital Literacy Information Note
TR Veri Görselleştirme Eğitimiyle STÖ'lerle Buluştuk
inglês | turco |
---|---|
digital | e |
information | veri |
EN Sleeping 8 hours each night, going to bed and waking up at the same time every day, and morning and night routines can help establish better sleep habits.
TR Her gece 8 saat uyumak, her gün aynı saatte yatmak ve uyanmak, sabah ve gece rutinleri daha iyi uyku alışkanlıklarının oluşmasına yardımcı olabilir.
inglês | turco |
---|---|
night | gece |
and | ve |
morning | sabah |
can | olabilir |
help | yardımcı |
hours | saat |
sleep | uyku |
better | daha iyi |
to | her |
the | aynı |
day | gün |
EN Among these, you should analyze the usage habits of the social media accounts that you consider successful
TR Bunlar arasında başarılı bulduklarınızın sosyal medya kullanım alışkanlıklarını iyi analiz etmelisiniz
inglês | turco |
---|---|
analyze | analiz |
usage | kullanım |
successful | başarılı |
social | sosyal |
media | medya |
the | arasında |
that | bunlar |
EN Pizza or schnitzel? Find out here what Germans like eating most, and how the pandemic is changing their cooking habits.
TR Alman konforu? Tipik bir oturma odasının nasıl bir görünüm arz ettiği ve hangi eşyanın vazgeçilmez olduğu hakkında.
inglês | turco |
---|---|
out | hakkında |
is | olduğu |
how | nasıl |
and | ve |
the | alman |
what | hangi |
EN With just one click you can encrypt your web usage, keeping your browsing habits and personal information private.
TR Tek bir tıklamayla web kullanımınızı şifreleyebilir, internette gezinme alışkanlıklarınızı ve kişisel bilgilerinizi gizli tutabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
web | web |
browsing | gezinme |
private | gizli |
personal | kişisel |
usage | kullanım |
and | ve |
EN Prevent snoopers, hackers and unwanted prying eyes from monitoring your online browsing habits.
TR Takip edicilerin, bilgisayar korsanlarının ve meraklı gözlerin internet alışkanlarınızı takip etmesini önleyin.
inglês | turco |
---|---|
monitoring | takip |
online | internet |
prying | meraklı |
prevent | önleyin |
and | ve |
EN THE EFFECT OF MATERIALISM ON CONSUMPTION HABITS
TR MATERYALİZMİN TÜKETİM ALIŞKANLIKLARI ÜZERİNE ETKİSİ
EN Chicken Meat Consumption Habits of University Students: Case of Siirt University, Turkey
TR Üniversite Öğrencilerinin Tavuk Eti Tüketim Alışkanlıkları: Siirt Üniversitesi Örneği, Türkiye
inglês | turco |
---|---|
consumption | tüketim |
turkey | türkiye |
EN Milk and Milk Products Consumption Habits and Affecting Factors in Siirt Provnce in Central District
TR Siirt İli Merkez İlçede Süt ve Süt Ürünleri Tüketim Alışkanlıkları ve Etkileyen Faktörler
inglês | turco |
---|---|
milk | süt |
and | ve |
consumption | tüketim |
affecting | etkileyen |
factors | faktörler |
EN Determination of Egg Consumption Habits of Consumers in Gaziantep Province
TR Gaziantep İlindeki Tüketicilerin Yumurta Tüketim Alışkanlıklarının Belirlenmesi
inglês | turco |
---|---|
determination | belirlenmesi |
consumption | tüketim |
consumers | tüketicilerin |
of | nın |
EN We Compiled Digital Habits of BİRLİKTE Beneficiaries in Pandemic in Digital Literacy Information Note
TR Veri Görselleştirme Eğitimiyle STÖ'lerle Buluştuk
inglês | turco |
---|---|
digital | e |
information | veri |
EN Pizza or schnitzel? Find out here what Germans like eating most, and how the pandemic is changing their cooking habits.
TR Alman konforu? Tipik bir oturma odasının nasıl bir görünüm arz ettiği ve hangi eşyanın vazgeçilmez olduğu hakkında.
inglês | turco |
---|---|
out | hakkında |
is | olduğu |
how | nasıl |
and | ve |
the | alman |
what | hangi |
EN How Covid-19 is changing eating habits
TR Korona, yeme davranışlarını nasıl değiştirdi?
inglês | turco |
---|---|
covid-19 | korona |
how | nasıl |
EN Lead a community of traders and share tips and strategies to promote better trading habits.
TR Yatırımcı topluluğuna öncülük edin, daha faydalı alım satım alışkanlıklarını öne çıkarmak için ipuçları ve stratejiler paylaşın.
inglês | turco |
---|---|
share | paylaşın |
strategies | stratejiler |
tips | ipuçları |
and | ve |
of | in |
to | için |
EN Prevent snoopers, hackers and unwanted prying eyes from monitoring your online browsing habits.
TR Takip edicilerin, bilgisayar korsanlarının ve meraklı gözlerin internet alışkanlarınızı takip etmesini önleyin.
inglês | turco |
---|---|
monitoring | takip |
online | internet |
prying | meraklı |
prevent | önleyin |
and | ve |
EN With just one click you can encrypt your web usage, keeping your browsing habits and personal information private.
TR Tek bir tıklamayla web kullanımınızı şifreleyebilir, internette gezinme alışkanlıklarınızı ve kişisel bilgilerinizi gizli tutabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
web | web |
browsing | gezinme |
private | gizli |
personal | kişisel |
usage | kullanım |
and | ve |
EN Below you can visualise, in real-time, the listening habits & trends of Last.fm's global community. Go Explore.
TR Aşağıda gerçek zamanlı olarak global Last.fm topluluğunun dinleme alışkanlıklarını& ve trendlerini görebilirsin. Git keşfet.
inglês | turco |
---|---|
global | global |
explore | keşfet |
real | gerçek |
time | zamanlı |
last | last |
in | da |
below | aşağıda |
listening | dinleme |
you | ve |
the | olarak |
EN Why Our Conversational Habits Are the Key Ingredients for a Strong Company Culture
TR Bir şirket nasıl büyür: 100 çalışana ulaşma hikayemiz
inglês | turco |
---|---|
company | şirket |
a | bir |
the | nasıl |
EN Health issues and dangerous bad habits
TR Sağlık sorunları ve tehlikeli kötü alışkanlıklar
inglês | turco |
---|---|
health | sağlık |
and | ve |
dangerous | tehlikeli |
bad | kötü |
issues | sorunları |
EN Poor habits and inexperience with SEO may lead to you unknowingly sabotaging your own site’s SEO value, and you may not notice this until it’s far too late
TR Kötü alışkanlıklar ve SEO konusundaki deneyimsizlik, farkında olmadan kendi sitenizin SEO değerini sabote etmenize yol açabilir ve bunu çok geç olana kadar fark etmeyebilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
seo | seo |
late | geç |
you | etmenize |
with | olmadan |
to | kadar |
and | ve |
EN The message from our latest Global Sustainability Study is clear - sustainability is not a passing trend. Consumers are changing their habits to be more sustainable and they expect options. Will businesses rise to the challenge?
TR Şirketlerden dijital tecrübeler, satış kanalları ve ürünler hakkındaki beklentiler artarken, dijitalizasyon çabalarınızı nasıl monetize edeceğinize dair tavsiyeler verebiliriz.
inglês | turco |
---|---|
a | dijital |
to | nasıl |
and | ve |
EN Are there any habits, behaviors, devices, relationships, or commitments that I need to let go of in order to better prioritize my recovery?
TR İyileşmeme daha iyi öncelik vermek için bırakmam gereken alışkanlıklar, davranışlar, araçlar, ilişkiler veya taahhütler var mı?
inglês | turco |
---|---|
relationships | ilişkiler |
need | gereken |
or | veya |
of | in |
better | daha iyi |
EN help you remember deadlines and build habits.
TR teslim tarihlerini hatırlamana ve alışkanlıklar kazanmana yardımcı olur.
inglês | turco |
---|---|
help | yardımcı |
and | ve |
EN "This gorgeous cafe is located at the seaside. It looks like a wooden old fisher house in red with a lot of old and icky junk inside. Try the fresh "Cinnamon Bun" and sit outside for a great view."
TR "Blueberry pie ve cheese cake mükemmel, manzara harika, kahve için refill olayı çok güzel. Sibelius anıtına çok yakın, oraya gitmişken boş geçmeyin derim ;)"
inglês | turco |
---|---|
great | harika |
gorgeous | güzel |
of | in |
and | ve |
for | için |
the | çok |
EN Description: View Juvenile beauties group-fucked by old farts hd as completely free. BDSM porn xxx Juvenile beauties group-fucked by old farts video.
TR Açıklama: Çocuk güzellikleri grup fucked tarafından eski osuruk hd tamamen ücretsiz olarak görüntüle. Bdsm Porno xxx Çocuk güzellikleri grup fucked tarafından eski osuruk video.
inglês | turco |
---|---|
description | açıklama |
old | eski |
hd | hd |
completely | tamamen |
bdsm | bdsm |
group | grup |
free | ücretsiz |
video | video |
by | tarafından |
as | olarak |
view | görüntüle |
porn | porno |
xxx | xxx |
EN National ID numbers of people known to be associated with companies can be found in the old records of the Trade Registry Gazette, but, for this, it is necessary to inspect all old records one by one
TR Şirketlerle ilişkili olduğu bilinen kişilerin TC kimlik numaraları Ticaret Sicil Gazetesi’nin eski kayıtlarında bulunabiliyor ancak bu bilgiye erişebilmek için de tüm eski kayıtları tek tek incelemek gerekebiliyor
inglês | turco |
---|---|
id | kimlik |
people | kişilerin |
known | bilinen |
associated | ilişkili |
old | eski |
numbers | numaraları |
this | bu |
trade | ticaret |
is | olduğu |
of | in |
all | tüm |
EN An Investigation of the Belief About Old Age and Factors Affecting the Belief About Old Age
TR Yaşlılık İnancı ve Yaşlılık İnancını Etkileyen Etmenlerin İncelenmesi
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
age | yaş |
affecting | etkileyen |
and | ve |
EN Even in her very old age she helped out in a children’s hospital: “When you take care of other people, you have no time to be old.”
TR İlerleyen yaşına rağmen, bir hastanenin çocuk bölümündeki çalışmalara yardım etmeye devam etmiş: “Başkalarına yardım eden, onlarla ilgilenen kişilerin yaşlanmaya hiç vakti olmaz.”
EN The old town area is full of stunning architecture from the old Roman Catholic cathedral, the Katholische Hofkirche, to the beautiful porcelain mural „Fürstenzug“
TR Tarihi şehir merkezi, Katolik Hofkirche kilisesinden “Fürstenzug (Soylular Geçidi)“ adını taşıyan duvar resmine varıncaya kadar büyüleyici mimariyle dolu
EN Although Alkhalaf only began learning German one and a half years ago you can hear just the slight trace of an accent when the 32 year old talks about the differences between the school systems in her old and new homes.
TR Eski ve yeni memleketindeki eğitim sistemleri arasındaki farklardan bahsederken telaffuzunda sadece hafif bir aksan duyuluyor 32 yaşındaki Alkhalaf’ın, daha bundan sadece bir buçuk yıl önce Almanca öğrenmeye başlamış olmasına rağmen.
inglês | turco |
---|---|
although | rağmen |
old | eski |
systems | sistemleri |
new | yeni |
year | yıl |
and | ve |
between | arasındaki |
years | bir |
the | önce |
Mostrando 50 de 50 traduções