EN The size of a block cannot exceed 4 million weight units (1 million vbytes) , and each transaction has its own weight depending on the type of transaction, the UTXOs it spends (inputs) and the addresses it sends to (outputs).
"weight is being" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN The size of a block cannot exceed 4 million weight units (1 million vbytes) , and each transaction has its own weight depending on the type of transaction, the UTXOs it spends (inputs) and the addresses it sends to (outputs).
TR Bir bloğun boyutu, 4 milyon ağırlık birimini (1 milyon vbayt) geçemez ve her işlemin, işlem türüne, harcadığı UTXO'lara (girdiler) ve para gönderdiği adreslere (çıktılar) göre kendine ait bir ağırlığı vardır.
inglês | turco |
---|---|
size | boyutu |
million | milyon |
weight | ağırlık |
transaction | işlem |
and | ve |
type | tür |
depending | göre |
a | bir |
to | her |
EN The weight of the cargo including dunnage and bracing plus the tare weight of the container carrying this cargo.
TR Yükleyicilerin, konteynerlerinin doğrulanmış brüt ağırlığını gemiye yüklenmeden önce bildirmesini gerektiren yönetmelik hakkında daha fazla bilgi edinin. Taşımacılığı basitleştiriyoruz.
inglês | turco |
---|---|
the | önce |
plus | daha |
EN This share is determined by summing the weight of both materials and dividing it with the weight of the package.
TR Bu pay, her iki malzemenin ağırlığının toplanması ve paketin ağırlığına bölünmesiyle belirlenir.
inglês | turco |
---|---|
this | bu |
and | ve |
of | her |
the | iki |
EN Provides refreshing effect and a balanced sleep via thermal transfer. Thanks to special filling material, maximum comfort with minimum weight is being aimed.
TR Serinletici etki ve ısı transferi ile dengeli bir uyku sağlar.Özel dolgu malzemesi sayesinde minimum ağırlıkla maksimum konfor hedeflenir.
inglês | turco |
---|---|
provides | sağlar |
effect | etki |
balanced | dengeli |
sleep | uyku |
material | malzemesi |
maximum | maksimum |
comfort | konfor |
minimum | minimum |
and | ve |
a | bir |
transfer | transferi |
EN Provides refreshing effect and a balanced sleep via thermal transfer. Thanks to special filling material, maximum comfort with minimum weight is being aimed.
TR Serinletici etki ve ısı transferi ile dengeli bir uyku sağlar.Özel dolgu malzemesi sayesinde minimum ağırlıkla maksimum konfor hedeflenir.
inglês | turco |
---|---|
provides | sağlar |
effect | etki |
balanced | dengeli |
sleep | uyku |
material | malzemesi |
maximum | maksimum |
comfort | konfor |
minimum | minimum |
and | ve |
a | bir |
transfer | transferi |
EN Imagine being able to find a mention in an audio or video file by typing into a search box, clicking on a link, and being immediately transported to the exact moment that your word or phrase of interest was spoken. That's the power of Sonix.
TR Bir ses veya video dosyasında bir arama kutusuna yazarak, bir bağlantıya tıklayarak ve sözcüğünüzün veya ilgili cümlenizin konuşulduğu ana anında aktarıldığını hayal edin. Bu Sonix'in gücü.
inglês | turco |
---|---|
power | gücü |
video | video |
link | bağlantı |
by | yazarak |
search | arama |
on | ilgili |
file | dosyası |
or | veya |
a | bir |
in | anında |
moment | an |
EN Instead of dealing with such a big commitment, we do not think about being sober for a whole lifetime; we just work on being sober for the next 24 hours
TR Bu kadar büyük bir taahhütle uğraşmak yerine, bir ömür boyu ayık olmayı düşünmüyoruz; Sadece önümüzdeki 24 saat ayık olmaya çalışıyoruz
inglês | turco |
---|---|
big | büyük |
lifetime | ömür |
work | çalışıyoruz |
such | bu |
the | sadece |
EN Therefore, being a brand on Facebook means being visible on a top-ranking platform with billions of active users
TR Bu nedenle Facebook?ta bir markanın var olması demek; reyting sıralamasında zirvede yer alan, milyonlarca aktif kullanıcının yer aldığı bir platformda görünür olmak demek
inglês | turco |
---|---|
brand | markanın |
means | demek |
visible | görünür |
platform | platformda |
active | aktif |
users | kullanıcı |
being | bu |
therefore | bu nedenle |
a | bir |
of | yer |
EN Being aware of the value of these achievements, STGM sees being alongside the Convention and civil society organizations strengthened with its support as a part of its future mission
TR Bu kazanımların değerinin farkında olan STGM, Sözleşme’nin ve onun desteğiyle güçlenen sivil toplum örgütlerinin yanında yer almayı gelecek misyonunun bir parçası olarak görmektedir
inglês | turco |
---|---|
aware | farkında |
stgm | stgm |
civil | sivil |
society | toplum |
support | desteğiyle |
future | gelecek |
organizations | örgütlerinin |
and | ve |
these | bu |
value | bir |
EN Being aware of the value of these achievements, STGM sees being alongside the Convention and civil society organizations strengthened with its support as a part of its future mission
TR Bu kazanımların değerinin farkında olan STGM, Sözleşme’nin ve onun desteğiyle güçlenen sivil toplum örgütlerinin yanında yer almayı gelecek misyonunun bir parçası olarak görmektedir
inglês | turco |
---|---|
aware | farkında |
stgm | stgm |
civil | sivil |
society | toplum |
support | desteğiyle |
future | gelecek |
organizations | örgütlerinin |
and | ve |
these | bu |
value | bir |
EN Altınay acts not only the mission of being a company using technology but also the mission of being a company that produces and directs the technological requirements of the future
TR Altınay; teknolojiyi kullanan değil, üreten ve geleceğin teknolojik gereksinimlerine yön veren bir şirket olma misyonuyla hareket etmektedir
inglês | turco |
---|---|
requirements | gereksinimlerine |
future | geleceğin |
company | şirket |
technological | teknolojik |
technology | teknolojiyi |
and | ve |
of | in |
a | bir |
the | değil |
EN Emphasizing that Turkey is now taking firm steps from being an importing country to being an exporting country, Defense Industry...
TR “Barış istiyorsan, savaşa sürekli hazır ol!” savı konusunda çok yazı yazılmış ve öğüt tüketilmiştir. Zamanında “Modern çağda savaşmanın ne gereği...
inglês | turco |
---|---|
now | zaman |
being | ne |
EN A new feature is the AI map that shows where AI solutions are being used, institutes where research is being carried out and which universities are training new AI talent
TR Yeni olan şey; nerelerde YZ çözümlerinin kullanıldığını, hangi enstitülerde araştırma yapıldığını ve hangi yüksekokulların yeni nesil YZ uzmanları eğittiğini gösteren YZ haritası
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
research | araştırma |
map | haritası |
where | nerelerde |
and | ve |
that | şey |
a | olan |
EN Last but not least, the keyword rank tracker also displays how competitive the target keywords are on a scale of 0 to 100 (0 being the least competitive, and 100 being the most competitive)
TR Son olarak, anahtar kelime sıralama izleyicisi, hedef anahtar kelimelerin 0 ila 100 arasında ne kadar rekabetçi olduğunu da gösterir (0 en az rekabetçi ve 100 en çok rekabetçi)
inglês | turco |
---|---|
rank | sıralama |
displays | gösterir |
competitive | rekabetçi |
target | hedef |
most | en |
last | son |
least | az |
being | ne |
and | ve |
to | kadar |
the | arasında |
EN In a world where up-to-date info can mean the difference between being at the top of the search results and being on the second page, we’ll never compromise when it comes to our data.
TR Güncel bilginin, en üst sıralarda yer almakla en alt sıralarda yer almak arasındaki fark anlamına gelebildiği bir dünyada arama sonuçlarında ve ikinci sayfada yer aldığımızda asla ödün vermeyeceğiz. verilerimize geliyor.
inglês | turco |
---|---|
world | dünyada |
up-to-date | güncel |
never | asla |
page | sayfada |
search | arama |
at | nda |
and | ve |
second | ikinci |
to | anlamına |
difference | fark |
between | arasındaki |
top | en |
a | bir |
EN Imagine being able to find a mention in an audio or video file by typing into a search box, clicking on a link, and being immediately transported to the exact moment that your word or phrase of interest was spoken. That's the power of Sonix.
TR Bir ses veya video dosyasında bir arama kutusuna yazarak, bir bağlantıya tıklayarak ve sözcüğünüzün veya ilgili cümlenizin konuşulduğu ana anında aktarıldığını hayal edin. Bu Sonix'in gücü.
inglês | turco |
---|---|
power | gücü |
video | video |
link | bağlantı |
by | yazarak |
search | arama |
on | ilgili |
file | dosyası |
or | veya |
a | bir |
in | anında |
moment | an |
EN We have experienced honest relations with ourselves and others, and we have experienced a sense of being alive, of being in the world.
TR Kendimizle ve başkalarıyla dürüst ilişkiler yaşadık ve Hayatta olmak, dünyada olmanın.
inglês | turco |
---|---|
honest | dürüst |
others | başkaları |
of | ın |
the | olmak |
and | ve |
in the world | dünyada |
EN There were stone tools, owl statues of idols and images, fat women, and different weight measuring instrument
TR Bulunanlar arasında taştan aletler, heykelleri baykuş resimleri ve şişko kadın putlar ve değişik ağırlık ölçen aletlerde vardı
inglês | turco |
---|---|
stone | taş |
tools | aletler |
images | resimleri |
women | kadın |
different | en |
weight | ağırlık |
and | ve |
of | arasında |
EN By weight, electronics require far more resources than any other product.
TR Ağırlık hesabı yapıldığında elektronikler, diğer tüm ürünlerden çok daha fazla kaynak gerektirir.
inglês | turco |
---|---|
weight | ağırlık |
require | gerektirir |
resources | kaynak |
any | tüm |
other | diğer |
EN uses up to 30 times its weight in fossil fuels.
TR kendisinin %330 katı kadar fosil yakıt kullanır.
inglês | turco |
---|---|
uses | kullanır |
to | kadar |
EN Analyze which weight each page has. Delete from index unimportant URLs and optimize your internal links structure.
TR Her sayfanın ağırlığını analiz edin. Önemsiz URL’leri dizinden silin ve dahili bağlantılar yapınızı optimize edin.
inglês | turco |
---|---|
analyze | analiz |
internal | dahili |
structure | yapı |
optimize | optimize |
and | ve |
links | bağlantılar |
EN Customizable weight and balance
TR Özelleştirilebilir ağırlık ve denge
inglês | turco |
---|---|
weight | ağırlık |
and | ve |
balance | denge |
EN With the capability to control two services from one section, CMT increases design flexibility and reduces CMA valve-bank size, weight and overall system cost.
TR CMT, tek kısımdan iki hizmeti kontrol etme kabiliyeti sayesinde tasarım esnekliğini artırıyor, CMA valf sırası boyunu küçültüyor ve genel sistem maliyetiyle ağırlığını azaltıyor.
inglês | turco |
---|---|
services | hizmeti |
flexibility | esnekliğini |
system | sistem |
control | kontrol |
design | tasarım |
overall | genel |
and | ve |
the | etme |
two | iki |
EN Light-weight, durable engineered composite design available 2021. Offers same operating performance and is interchangeable with current design.
TR Hafif ve dayanıklı yapıya sahip kompozit tasarım 2021'de kullanıma sunulacak. Aynı çalışma performansını sunar ve mevcut tasarımla değiştirilebilir.
inglês | turco |
---|---|
design | tasarım |
offers | sunar |
light | hafif |
durable | dayanıklı |
and | ve |
same | aynı |
performance | performans |
EN The Page Weight parameter is calculated for each page
TR Sayfa Ağırlığı parametresi her sayfa için hesaplanır
inglês | turco |
---|---|
page | sayfa |
calculated | hesaplanır |
for | için |
each | her |
EN The work achieved on reducing vehicle weight has also significantly decreased the wear on parts, which need to be replaced less often.
TR Araç ağırlığının azaltılmasıyla elde edilen çalışma, daha az sıklıkla değiştirilmesi gereken parçalardaki aşınmayı da önemli ölçüde azaltmıştır.
inglês | turco |
---|---|
need | gereken |
often | sıklıkla |
achieved | elde |
the | araç |
also | da |
work | iş |
to | daha |
EN The work achieved on reducing vehicle weight has also significantly decreased the wear on parts, which need to be replaced less often
TR Araç ağırlığının azaltılmasıyla elde edilen çalışma, daha az sıklıkla değiştirilmesi gereken parçalardaki aşınmayı da önemli ölçüde azaltmıştır
inglês | turco |
---|---|
need | gereken |
often | sıklıkla |
achieved | elde |
the | araç |
also | da |
work | iş |
to | daha |
EN It does not make weight thanks to its soft and light structure.
TR Yumuşak ve hafif yapısı ile ağırlık yapmaz.
inglês | turco |
---|---|
weight | ağırlık |
soft | yumuşak |
light | hafif |
and | ve |
structure | yapısı |
its | ile |
EN 256 weight and balance configurations
TR 256 ağırlık ve denge yapılandırmaları
inglês | turco |
---|---|
weight | ağırlık |
and | ve |
balance | denge |
EN 256 center of gravity weight tuning configurations
TR 256 farklı ağırlık ayarı özelleştirmesi
inglês | turco |
---|---|
weight | ağırlık |
EN Center of gravity weight combinations for the perfect balance of any grip or game play style.
TR Tüm tutuş şekillerinde veya oyun tarzlarında mükemmel dengeyi yakalamak için ağırlık merkezi ayarlamaları.
inglês | turco |
---|---|
center | merkezi |
weight | ağırlık |
perfect | mükemmel |
game | oyun |
of | in |
for | için |
or | veya |
EN The removable sides allow easy and secure placement of the eight included 4g weights. Lock in the exact weight you want with light-to-heavy customization.
TR Çıkarılabilen kenarlar, 4 gramlık dahili sekiz ağırlığın kolayca ve güvenle yerleştirilmesini sağlar. Hafiften ağıra kişiselleştirmesi ile tam istediğiniz ağırlıkta kilitleyin.
inglês | turco |
---|---|
exact | tam |
you want | istediğiniz |
in | dahili |
easy | kolayca |
and | ve |
eight | sekiz |
allow | sağlar |
with | ile |
EN Tune your center of gravity with customizable weight combinations for the perfect balance of any grip or game play style.
TR Kişiselleştirilebilir ağırlık kombinasyonlarıyla herhangi bir tutuş veya oyun oynama stilinin mükemmel dengesi için ağırlık merkezinizi ayarlayın.
inglês | turco |
---|---|
customizable | kişiselleştirilebilir |
weight | ağırlık |
perfect | mükemmel |
balance | dengesi |
game | oyun |
for | için |
of | in |
or | veya |
any | herhangi |
EN How does this custom weight system work?
TR Özel ağırlık sistemi nasıl çalışıyor?
inglês | turco |
---|---|
weight | ağırlık |
system | sistemi |
work | çalışıyor |
how | nasıl |
EN Placing the slots for the weights on the sides, in a straight line from front to back, gives gamers the ability to truly ‘weight balance’ their mouse
TR Ağırlıklar için yuvaları kenarlara, düz bir çizgi halinde önden arkaya doğru koymak oyuncuların mouse’larına gerçekten “ağırlık dengeleme” yeteneği veriyor
inglês | turco |
---|---|
straight | düz |
truly | gerçekten |
weight | ağırlık |
a | bir |
their | için |
EN This allows gamers to get the weight they want, and maintain the right center of balance for their grip.
TR Bu, oyuncuların istediği ağırlığı almalarını ve tutuş için doğru denge merkezini korumalarına yardımcı oluyor.
inglês | turco |
---|---|
balance | denge |
this | bu |
and | ve |
of | in |
EN The ideal weight and configuration is completely your preference
TR İdeal ağırlık ve konumlama tamamen sizin tercihinize bağlı
inglês | turco |
---|---|
weight | ağırlık |
completely | tamamen |
and | ve |
the | sizin |
EN Weight tuning is user preference
TR Ağırlık ayarı kullanıcının kendi tercihidir
inglês | turco |
---|---|
weight | ağırlık |
is | kendi |
user | kullanıcı |
EN Well-balanced diet with food supplements, minerals, vitamins, active lifestyle products, weight management and holistic beauty solutions.
TR Takviye edici gıda ürünleri, mineraller, vitaminler, aktif yaşam tarzı ürünleri, kilo kontrolü ve bütünsel güzellik çözümleriyle dengeli beslenme.
inglês | turco |
---|---|
food | gıda |
active | aktif |
weight | kilo |
beauty | güzellik |
products | ürünleri |
balanced | dengeli |
and | ve |
EN A small, light weight and powerful hands-free 1D wearable ring scanner that maximizes worker productivity and accuracy in your operations.
TR Operasyonlarınızda verimliliği ve hatasızlığı maksimuma çıkaran küçük, hafif ve güçlü bir eller serbest 1 boyutlu giyilebilir yüzük barkod okuyucu.
inglês | turco |
---|---|
small | küçük |
light | hafif |
wearable | giyilebilir |
scanner | okuyucu |
productivity | verimliliği |
powerful | güçlü |
hands | eller |
free | serbest |
a | bir |
and | ve |
operations | operasyonlar |
EN Comparison of manual versus automated measurement to estimate fetal weight in isolated oligohydramnios with preterm prelabor rupture of membranes
TR Preterm erken membran rüptürü olan izole oligohidramniyoz olgularında fetal ağırlığın tahmininde manuel ve otomatik ölçümlerin karşılaştırılması
inglês | turco |
---|---|
manual | manuel |
automated | otomatik |
EN A Cut-off Value for Gestational Weight Gain to Predict Large for Gestational Age Fetuses in a Low-risk Pregnant Population
TR Düşük Riskli Bir Gebe Populasyonunda Gebelik Haftasına Göre İri Fetusların Tahmin Edilmesi Amacıyla Gestasyonel Kilo Alımı İçin Bir Eşik Değer
inglês | turco |
---|---|
weight | kilo |
low | düşük |
to | edilmesi |
for | göre |
value | değer |
a | bir |
EN The effect of assessment of estimated fetal weight before cesarean on incision lenght
TR Sezeryan öncesi tahmini fetal ağırlık ölçümünün sezeryan insizyon uzunluğuna etkisi
inglês | turco |
---|---|
effect | etkisi |
estimated | tahmini |
weight | ağırlık |
before | öncesi |
EN RELATIONSHIPS BETWEEN DAY-OLD BODY MEASUREMENTS AND LIVE WEIGHT GAIN OF MALE BROILER CHICKENS
TR Erkek etlik piliçlerde günlük yaştaki bazı vücut ölçütleri ile altı haftalık canlı ağırlık artışı arasındaki ilişkiler
inglês | turco |
---|---|
relationships | ilişkiler |
body | vücut |
weight | ağırlık |
male | erkek |
day | günlük |
live | canlı |
between | arasındaki |
EN Effects of herbal extract mixtures on performance, carcass yield and some internal organ weight in broilers
TR Bitkisel ekstrakt karışımlarının broylerlerde performans, karkas randımanı ve bazı iç organ ağırlıkları üzerine etkisi
inglês | turco |
---|---|
performance | performans |
effects | etkisi |
and | ve |
some | bazı |
on | üzerine |
EN There were stone tools, owl statues of idols and images, fat women, and different weight measuring instrument
TR Bulunanlar arasında taştan aletler, heykelleri baykuş resimleri ve şişko kadın putlar ve değişik ağırlık ölçen aletlerde vardı
inglês | turco |
---|---|
stone | taş |
tools | aletler |
images | resimleri |
women | kadın |
different | en |
weight | ağırlık |
and | ve |
of | arasında |
EN The Page Weight parameter is calculated for each page
TR Sayfa Ağırlığı parametresi her sayfa için hesaplanır
inglês | turco |
---|---|
page | sayfa |
calculated | hesaplanır |
for | için |
each | her |
EN uses up to 30 times its weight in fossil fuels.
TR kendisinin %330 katı kadar fosil yakıt kullanır.
inglês | turco |
---|---|
uses | kullanır |
to | kadar |
EN By weight, electronics require far more resources than any other product.
TR Ağırlık hesabı yapıldığında elektronikler, diğer tüm ürünlerden çok daha fazla kaynak gerektirir.
inglês | turco |
---|---|
weight | ağırlık |
require | gerektirir |
resources | kaynak |
any | tüm |
other | diğer |
EN A small, light weight and powerful hands-free 1D wearable ring scanner that maximises worker productivity and accuracy in your operations.
TR Operasyonlarınızda verimliliği ve hatasızlığı maksimuma çıkaran küçük, hafif ve güçlü bir eller serbest 1 Boyutlu giyilebilir yüzük barkod okuyucu.
inglês | turco |
---|---|
small | küçük |
light | hafif |
wearable | giyilebilir |
scanner | okuyucu |
productivity | verimliliği |
powerful | güçlü |
hands | eller |
free | serbest |
a | bir |
and | ve |
operations | operasyonlar |
Mostrando 50 de 50 traduções