EN Nowadays, I see these parent control internet filters as just another way to control my addiction, just another way to do it my way
"way to becoming" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN Nowadays, I see these parent control internet filters as just another way to control my addiction, just another way to do it my way
TR Bugünlerde, bu ebeveyn kontrollü internet filtrelerini, bağımlılığımı kontrol etmenin başka bir yolu olarak görüyorum, sadece benim yolumla yapmanın başka bir yolu
inglês | turco |
---|---|
internet | internet |
another | başka |
way | yolu |
control | kontrol |
these | bu |
just | sadece |
my | benim |
to | bir |
EN Becoming more efficient, effective and productive in a volatile market
TR Dalgalanan bir piyasada daha verimli, etkili ve üretken olmak
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
productive | üretken |
effective | etkili |
more | daha |
efficient | verimli |
a | bir |
EN Secure your internet connection, especially when you’re connected to public Wi-Fi. By encrypting your connection, your chances of becoming a victim of online intrusion reduce significantly.
TR Özellikle halka açık Wi-Fi ağına bağlıyken internet bağlantınızı güvence altına alın. Bağlantınızı şifreleyerek, çevrimiçi izinsiz girişlerin kurbanı olma şansınız önemli ölçüde azaltabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
secure | alın |
your | de |
of | ın |
a | a |
by | altına |
connected | bağlı |
online | çevrimiçi |
internet | internet |
connection | bağlantı |
public | açık |
EN Forest certification is becoming increasingly important as it provides credible assurance of a sustainable or legal origin of a wide range of forest-based products
TR Orman sertifikasyonu, çeşitli orman bazlı ürünlerin sürdürülebilir veya yasal kaynağına ilişkin güvenilir bir garanti sağladığı için giderek önemli hale gelmektedir
inglês | turco |
---|---|
forest | orman |
certification | sertifikasyonu |
increasingly | giderek |
credible | güvenilir |
assurance | garanti |
sustainable | sürdürülebilir |
legal | yasal |
based | bazlı |
important | önemli |
or | veya |
of | in |
products | ürünlerin |
a | bir |
EN With 12 June World Day Against Child Labour providing us a channel to make our voices heard, we invite all individuals to becoming conscious consumers.”
TR 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü’nün açtığı kanalla bir kez daha sesimizi yükseltiyor; tüm bireyleri bilinçli tüketiciler olmaya davet ediyoruz.” diye ekledi.
EN I was always searching for the next interesting piece of media to give a kick to my emotions, but as I was becoming numbed by the great amount I had already consumed, this was getting harder
TR Duygularıma bir tekme atmak için her zaman bir sonraki ilginç medya parçasını arıyordum, ama zaten tükettiğim büyük miktarda uyuştuğum için bu daha da zorlaşıyordu
inglês | turco |
---|---|
media | medya |
interesting | ilginç |
but | ama |
this | bu |
great | büyük |
always | her zaman |
next | sonraki |
amount | bir |
the | zaten |
EN Conditions of Becoming a Stock Broker and Stock Agent are Changed - Moroğlu Arseven
TR Borsa Simsarı ve Borsa Ajanı Olma Koşullarında Değişiklik Yapıldı - Moroğlu Arseven
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
moroğlu | moroğlu |
arseven | arseven |
conditions | koşullar |
EN Conditions of Becoming a Stock Broker and Stock Agent are Changed
TR Borsa Simsarı ve Borsa Ajanı Olma Koşullarında Değişiklik Yapıldı
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
conditions | koşullar |
EN Integrations are becoming more essential in order to boost productivity. A better-integrated workflow provides efficiency and effectiveness. RADAAR has splendid integrations that will definitely help you during your work.
TR Verimliliği artırmak için entegrasyonlar daha önemli hale geliyor. Daha iyi entegre edilmiş bir iş akışı, verimlilik ve etkinlik sağlar. RADAAR'da işiniz sırasında size kesinlikle yardımcı olacak birçok entegrasyon bulabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
integrations | entegrasyonlar |
work | iş |
essential | önemli |
integrated | entegre |
better | iyi |
provides | sağlar |
help | yardımcı |
during | sırasında |
will | olacak |
efficiency | verimliliği |
and | ve |
to | için |
EN Hospitality, exceptional service, personalized care about health and safety of guests are becoming extremely important in these times
TR Konukseverlik, olağanüstü hizmet, misafirlerin sağlığı ve güvenliği için kişiselleştirilmiş özen bu günlerde son derece önemli hale geliyor
inglês | turco |
---|---|
hospitality | konukseverlik |
extremely | son derece |
exceptional | olağanüstü |
health | sağlığı |
personalized | kişiselleştirilmiş |
important | önemli |
and | ve |
safety | güvenliği |
these | bu |
service | hizmet |
of | in |
in | için |
EN Live it well when you stay with us.Stepping away from your everyday life to relax and feel restored is no longer considered an indulgence and is increasingly becoming a necessity in our fast-paced world
TR Bizimle konakladığınızda iyi yaşayın.Rahatlamak ve yenilenmiş hissetmek için günlük yaşamınızdan uzaklaşmanız artık bir şımarıklık olarak görülmüyor ve hızla akan dünyamızda bir gereklilik haline geliyor
inglês | turco |
---|---|
well | iyi |
with us | bizimle |
fast | hızla |
everyday | günlük |
life | yaşam |
is | artık |
and | ve |
a | bir |
to | için |
EN Local search requests are increasing, and being available locally is becoming more and more important for local businesses
TR Yerel aramaların artmasıyla yerel olarak hedef kitleye erişilebilir olmak işletmeler için giderek daha önemli hale geliyor
inglês | turco |
---|---|
businesses | işletmeler |
local | yerel |
important | önemli |
available | erişilebilir |
locally | yerel olarak |
more | daha |
are | olmak |
and more | giderek |
EN Local search queries are rising and being locally reachable is becoming more important
TR Yerel aramaların giderek arttığı günümüzde, yerel olarak erişilebilir olmak daha da önemli hale geliyor
inglês | turco |
---|---|
local | yerel |
important | önemli |
locally | yerel olarak |
more | daha |
are | olmak |
EN Receive instant alerts for low-trust and suspicious websites to avoid your details from becoming compromised.
TR Bilgilerinizin gizliliğinin ihlal edilmesini önlemek üzere düşük güvenilirlikli ve şüpheli web siteleri için anında uyarılar alın.
inglês | turco |
---|---|
instant | anında |
alerts | uyarılar |
low | düşük |
suspicious | şüpheli |
receive | alın |
websites | siteleri |
and | ve |
EN Venture the UEM market and grow your revenue by becoming Hexnode's official distributors
TR Hexnode'un resmi distribütörleri olma yoluyla UEM pazarına giriş yapın ve gelirinizi artırın
inglês | turco |
---|---|
official | resmi |
market | pazar |
and | ve |
the | yoluyla |
EN We have increased our strength in production with the practices we implemented in line with our aim of becoming a company that does not adapt to change but leads it
TR Üretimdeki gücümüzü, değişime ayak uyduran değil değişime öncülük eden olma hedefi ve bu yönde hayata geçirdiğimiz uygulamalarla pekiştirdik
inglês | turco |
---|---|
company | iş |
that | hayata |
our | ve |
but | de |
does | bu |
the | değil |
EN As with every other career or endeavor, the chances of becoming successful are much higher with an education.
TR Diğer tüm işlerde veya çabalarda olduğu gibi, başarılı olma şansı ilgili alanda eğitim alarak çok daha yüksektir.
inglês | turco |
---|---|
education | eğitim |
successful | başarılı |
other | diğer |
or | veya |
every | e |
EN Fill in our online registration form and start your journey towards becoming your own boss.
TR Online kayıt formunu doldurun ve kendi işinizin patronu olmak üzere yolculuğunuza başlayın.
inglês | turco |
---|---|
fill | doldurun |
online | online |
registration | kayıt |
form | formunu |
start | başlayın |
and | ve |
EN You are interested in becoming an Amway Business Owner (ABO)
TR Amway Serbest Girişimcisi (ASG) olmakla ilgileniyorsanız
inglês | turco |
---|---|
amway | amway |
EN Find out how becoming Soundiiz partner can help your service to get more customers engagement.
TR Soundiiz iş ortağı olmanın, hizmetinizin daha fazla müşteri katılımını sağlamasına nasıl yardımcı olabileceğini öğrenin.
inglês | turco |
---|---|
soundiiz | soundiiz |
customers | müşteri |
partner | ortağı |
help | yardımcı |
find out | öğrenin |
how | nasıl |
EN Mobile e-commerce is becoming more and more popular. Today, 56% of all internet traffic comes from mobile phones & tablets.
TR Mobil trafik gittikçe artıyor. Günümüzde, tüm internet trafiğinin 56%'sı mobil telefon ve tabletlerden yürüyor.
inglês | turco |
---|---|
today | günümüzde |
internet | internet |
traffic | trafik |
mobile | mobil |
and | ve |
all | tüm |
EN Forest certification is becoming increasingly important as it provides credible assurance of a sustainable or legal origin of a wide range of forest-based products
TR Orman sertifikasyonu, çeşitli orman bazlı ürünlerin sürdürülebilir veya yasal kaynağına ilişkin güvenilir bir garanti sağladığı için giderek önemli hale gelmektedir
inglês | turco |
---|---|
forest | orman |
certification | sertifikasyonu |
increasingly | giderek |
credible | güvenilir |
assurance | garanti |
sustainable | sürdürülebilir |
legal | yasal |
based | bazlı |
important | önemli |
or | veya |
of | in |
products | ürünlerin |
a | bir |
EN Traditional chains are becoming so heavy that users need to rely on intermediaries to run nodes, going against the original decentralization promise of blockchain and leaving the network more susceptible to a 51% attack
TR Diğer blokzincirleri uygulamalarının kapsamını ve hizmetlerini kısıtlayarak internet üzerinde etkileşime geçmezler
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
network | internet |
more | diğer |
EN Conditions of Becoming a Stock Broker and Stock Agent are Changed - Moroğlu Arseven
TR Borsa Simsarı ve Borsa Ajanı Olma Koşullarında Değişiklik Yapıldı - Moroğlu Arseven
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
moroğlu | moroğlu |
arseven | arseven |
conditions | koşullar |
EN Conditions of Becoming a Stock Broker and Stock Agent are Changed
TR Borsa Simsarı ve Borsa Ajanı Olma Koşullarında Değişiklik Yapıldı
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
conditions | koşullar |
EN ASPİLSAN Enerji has been doing research and development since 2017, with the goal of developing a national battery and battery technology in Turkey and becoming a leader in the field
TR ASPİLSAN Enerji, Türkiye’de pil ve batarya teknolojisinde milli bir teknolojinin oluşturulması ve sektöre yön veren bir konuma gelme amacı ile 2017 yılından itibaren Ar-Ge faaliyetlerine başlamıştır
inglês | turco |
---|---|
enerji | enerji |
national | milli |
battery | pil |
technology | teknolojinin |
goal | amacı |
and | ve |
a | bir |
with | ile |
EN The race victories gave a sporty image to the marque, and Enzo Ferrari founded the Scuderia Ferrari racing team in 1929 as an Alfa Romeo racing team, before becoming independent in 1939
TR Yarış zaferleri markete sportif bir görüntü verdi ve Enzo Ferrari 1929'da Alfa Romeo yarış takımı olarak Scuderia Ferrari yarış takımı, 1939'da bağımsız olmadan önce
inglês | turco |
---|---|
ferrari | ferrari |
alfa | alfa |
romeo | romeo |
independent | bağımsız |
image | görüntü |
and | da |
team | takımı |
EN Hospitality, exceptional service, personalized care about health and safety of guests are becoming extremely important in these times
TR Konukseverlik, olağanüstü hizmet, misafirlerin sağlığı ve güvenliği için kişiselleştirilmiş özen bu günlerde son derece önemli hale geliyor
inglês | turco |
---|---|
hospitality | konukseverlik |
extremely | son derece |
exceptional | olağanüstü |
health | sağlığı |
personalized | kişiselleştirilmiş |
important | önemli |
and | ve |
safety | güvenliği |
these | bu |
service | hizmet |
of | in |
in | için |
EN Live it well when you stay with us.Stepping away from your everyday life to relax and feel restored is no longer considered an indulgence and is increasingly becoming a necessity in our fast-paced world
TR Bizimle konakladığınızda iyi yaşayın.Rahatlamak ve yenilenmiş hissetmek için günlük yaşamınızdan uzaklaşmanız artık bir şımarıklık olarak görülmüyor ve hızla akan dünyamızda bir gereklilik haline geliyor
inglês | turco |
---|---|
well | iyi |
with us | bizimle |
fast | hızla |
everyday | günlük |
life | yaşam |
is | artık |
and | ve |
a | bir |
to | için |
EN The tradition of becoming patron of Unicef as the partner of Germany’s head of state dates back to Wilhelmine Lübke, the wife of former Federal President Heinrich Lübke
TR Alman cumhurbaşkanının eşinin Unicef Almanya’nın fahri hamisi olması geleneği, eski Cumhurbaşkanlarından Heinrich Lübke’nin eşi Wilhelmine Lübke’ye kadar uzanıyor
inglês | turco |
---|---|
unicef | unicef |
former | eski |
president | cumhurbaşkanı |
the | alman |
EN Germany is becoming more and more diverse. Seven facts you should know if you want a say in the matter.
TR Almanya’da çeşitlilik gittikçe daha çok artıyor. Bu konuya yabancı kalmak istemiyorsanız bilmeniz gereken yedi olgu.
inglês | turco |
---|---|
should | gereken |
know | bilmeniz |
seven | yedi |
more | daha |
is | kalmak |
EN It is supporting Germany’s move to becoming an internationally leading technology provider
TR Böylelikle Almanya’nın uluslararası çapta önde gelen teknoloji sunucusu olmasına açılan yol teşvik ediliyor
inglês | turco |
---|---|
technology | teknoloji |
internationally | uluslararası |
to | gelen |
EN Agile human resource management It is becoming increasingly difficult for companies to attract motivated specialists – and to keep them
TR Agil İnsan Kaynakları Yönetimi Firmalar için motivasyonu yüksek uzmanlar bulmak ve onları firmaya kazanmak her geçen gün daha da zorlaşıyor
inglês | turco |
---|---|
management | yönetimi |
companies | firmalar |
them | onları |
and | ve |
EN Yes, things like climate protection and stakeholder value are becoming increasingly important, but Fridays for Future doesn’t stand for the whole generation
TR Evet, iklimin korunması ve Stakeholder Value gibi şeyler giderek daha fazla önem kazanıyor, ancak Fridays for Future tüm bir nesli temsil etmiyor
inglês | turco |
---|---|
climate | iklimin |
protection | korunması |
things | şeyler |
yes | evet |
value | bir |
and | ve |
for | tüm |
EN Susanne Dähner of the Berlin Institute for Population and Development explains why rural life in Germany is becoming more attractive.
TR Berlin Nüfus ve Kalkınma Araştırma Enstitüsü’nden Susanne Dähner, kırsal yaşamın Almanya’da neden daha çekici hale geldiğini açıklıyor.
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
berlin | berlin |
institute | enstitüsü |
population | nüfus |
development | kalkınma |
rural | kırsal |
life | yaşam |
attractive | çekici |
and | ve |
why | neden |
more | daha |
EN Is the world becoming a better place to live with every new generation?
TR Her yeni nesille birlikte dünya daha iyi bir yer oluyor mu?
inglês | turco |
---|---|
world | dünya |
new | yeni |
better | daha iyi |
a | bir |
to | her |
with | birlikte |
EN Is high fashion becoming more transparent as a result of social media?
TR Sosyal medya “kullan at” kültürünü körüklüyor mu?
inglês | turco |
---|---|
media | medya |
social | sosyal |
EN Robots in the operating room or a digital patient twin for trying out cancer therapy: artificial intelligence is becoming increasingly important in medicine
TR Ameliyathanede robotlar veya kanser tedavilerini test etmek üzere hastanın dijital kopyasını çıkarma: Yapay zekanın tıptaki önemi giderek artıyor
inglês | turco |
---|---|
cancer | kanser |
digital | dijital |
or | veya |
artificial | yapay |
is | etmek |
EN That changed quickly, with dramatists and actors from nearby theatres, especially the Deutsches Theater and the later Berliner Ensemble, soon becoming frequent visitors
TR Fakat burası kısa sürede başta Deutsches Theater ve daha sonra Berliner Enemble olmak üzere yakın çevredeki tiyatroların yönetmen ve oyuncularının uğrak mekanı haline geldi
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
quickly | kısa |
later | daha sonra |
the | sonra |
EN Jan has developed a card game that helps people to get talking to strangers without becoming bogged down in small talk
TR Jan, ailece konuşma sırasında basit kelimelerle sınırlı kalmayacak sohbetler için bir kart oyunu geliştirmiş
inglês | turco |
---|---|
jan | jan |
card | kart |
game | oyunu |
a | bir |
EN Unavoidable contact: doctors and nursing staff have a particularly high risk of becoming infected with the Sars-CoV-2 virus
TR Kaçınılamaz temas durumları: SARS-COV-2 virüsüyle enfekte olma riskinin özellikle yüksek olduğu kişiler arasında doktor ve hasta bakıcılar yer alıyor
inglês | turco |
---|---|
contact | temas |
high | yüksek |
virus | virüs |
particularly | özellikle |
and | ve |
the | kişiler |
of | yer |
EN Education is becoming digital, multimedia and global
TR Eğitim dijital, multimedyatik ve küresel oluyor.
inglês | turco |
---|---|
education | eğitim |
global | küresel |
digital | dijital |
and | ve |
EN Education is becoming more digital, more global and more multimedia-based. Professor Marco Kalz, Director of Studies for E-Learning and Media Education at Heidelberg University of Education, talks about the future of education.
TR Eğitim daha dijital, daha küresel ve daha multimedyatik bir nitelik kazanıyor. Heidelberg Pedagoji Yüksekokulu E-Öğrenme ve Medya Eğitimi Anabilim Dalı Yöneticisi Profesör Marco Kalz, öğrenimin geleceği hakkında konuşuyor.
inglês | turco |
---|---|
global | küresel |
professor | profesör |
media | medya |
future | geleceği |
and | ve |
about | hakkında |
at | nda |
digital | dijital |
education | eğitim |
more | daha |
EN Taking a peek into Germany’s treasure trove: why patents are becoming increasingly important, and which technologies are currently in the spotlight.
TR Ekonomi ulusunun hazine sandığına bir bakış: Patentlerin neden giderek daha çok önem kazandıkları ve günümüzde hangi teknolojilerin odakta yer aldıkları hakkında.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
a | bir |
why | neden |
in | yer |
the | giderek |
EN Climate change is becoming a security risk, especially in the politically fragile regions of the world
TR Özellikle dünyanın siyasal açıdan kırılgan bölgelerinde iklim değişikliği bir güvenlik riski oluşturuyor
inglês | turco |
---|---|
change | değişikliği |
security | güvenlik |
risk | riski |
climate | iklim |
world | dünyanın |
a | bir |
EN Already scarce resources are becoming even scarcer, and conflicts with settled arable farmers over areas of pasture and water resources have intensified
TR Zaten kısıtlı olan kaynaklar, daha da kıtlaşıyor ve otlak alanlar ve su kaynakları için yerleşik çiftçilerle çatışmalar şiddetleniyor
inglês | turco |
---|---|
areas | alanlar |
water | su |
and | ve |
resources | kaynakları |
of | in |
are | olan |
even | da |
EN Furthermore, many of them do not get the chance to work or train for a job when they say where they live – a factor that can contribute to young people becoming susceptible to extremism of a political or religious kind.
TR Ve pek çokları nerede yaşadıklarını söylediklerinde iş bulma şanslarını yitiriyor; gençlerin siyasi veya dini aşırı hareketlere kapılmasını kolaylaştıracak bir durum.
inglês | turco |
---|---|
political | siyasi |
religious | dini |
many | pek |
where | nerede |
or | veya |
a | bir |
EN On being and becoming German – how the challenge presented by an influx of refugees can become a win-win constellation.
TR Alman olmak ve Almanlaşmak – mülteci akınının nasıl herkesin kazançlı çıkacağı bir fırsata dönüştürülebileceği üzerine.
EN Nevertheless, that does not rule out someone becoming involved in German society and contributing to the life of the community because of their personal faith
TR Fakat bu her bir bireyin Alman toplumu ve toplumsal yaşam için kendi inançları doğrultusunda çalışmasını ve angaje olmasının önünde bir engel teşkil etmez
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
life | yaşam |
EN Receive instant alerts for low-trust and suspicious websites to avoid your details from becoming compromised.
TR Bilgilerinizin gizliliğinin ihlal edilmesini önlemek üzere düşük güvenilirlikli ve şüpheli web siteleri için anında uyarılar alın.
inglês | turco |
---|---|
instant | anında |
alerts | uyarılar |
low | düşük |
suspicious | şüpheli |
receive | alın |
websites | siteleri |
and | ve |
Mostrando 50 de 50 traduções