EN Unveil your competitors’ marketing strategy and tactics
EN Unveil your competitors’ marketing strategy and tactics
TR Rakiplerinizin pazarlama stratejilerini ve taktiklerini açığa çıkarın
inglês | turco |
---|---|
marketing | pazarlama |
and | ve |
EN I have been able to close the gaps between my organic and paid efforts thus distributing my budget and tactics in a comprehensive manner.”
TR Organik ve ücretli çabalarım arasındaki boşlukları kapatabildim, böylece bütçemin ve taktiklerimin dağıtımını daha geniş kapsamlı yapma imkanı buldum.''
inglês | turco |
---|---|
organic | organik |
and | ve |
paid | ücretli |
comprehensive | kapsamlı |
between | arasındaki |
to | yapma |
the | daha |
EN Utilizing your competitors’ SEO tactics and analytical research data from Semrush, On Page SEO Checker automatically offers practical suggestions
TR Rakiplerinizin SEO taktikleri ve Semrush'tan alınan analitik araştırma verilerinden yararlanarak, On Page SEO Checker otomatik olarak faydalı önerilerde bulunur
inglês | turco |
---|---|
seo | seo |
analytical | analitik |
research | araştırma |
checker | checker |
automatically | otomatik olarak |
and | ve |
EN With this information, you’ll be able to detect the best performing of your external articles, compare different publishing resources, and adopt the most effective tactics of your competitors.
TR Bu bilgi ile, harici makalelerinizden en iyi performans göstereni tespit edebileceksiniz, farklı paylaşım kaynaklarını karşılaştırabileceksiniz ve rakiplerinizin en etkili taktiklerini benimseyeceksiniz.
inglês | turco |
---|---|
information | bilgi |
detect | tespit |
performing | performans |
external | harici |
effective | etkili |
this | bu |
different | farklı |
and | ve |
resources | kaynaklarını |
with | ile |
EN Evaluate strategies and tactics on various channels
TR Çeşitli kanallardaki stratejileri ve taktikleri değerlendirin
inglês | turco |
---|---|
strategies | stratejileri |
and | ve |
EN Restructuring the sales organization and developing strategies, communication and negotiation tactics, and materials to support advertising sales teams
TR Satış organizasyonunu ve geliştirme stratejilerini, iletişim ve pazarlık taktiklerini ve reklam satış ekiplerine destek sağlayan materyalleri yeniden yapılandırma
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
developing | geliştirme |
strategies | stratejilerini |
communication | iletişim |
materials | materyalleri |
support | destek |
advertising | reklam |
sales | satış |
EN considers the development of strategy and tactics as well as action plans essential as a continuous methodological preference to translate its perspectives into actuality.
TR Bakış açısını hayata geçirmek amacıyla, süreklilik arz eden bir yöntemsel tercih olarak, strateji ve taktikler oluşturmayı ve eylem planları yapmayı esas alır.
inglês | turco |
---|---|
strategy | strateji |
action | eylem |
preference | tercih |
plans | planları |
and | ve |
a | bir |
EN Here you’ll find tools, tactics and actions you can take to engage your organisation to help people learn about The Global Goals. So share them with the world, help make them famous and together lets make them happen.
TR Burada, kuruluşunuzun Küresel Amaçları insanlara tanıtmasına yardımcı olacak setler, taktikler ve yapabileceğiniz şeyleri bulabilirsiniz. Bunları dünya ile paylaşın, tanınır hale getirin ve hep birlikte bunların olmasını sağlayalım.
inglês | turco |
---|---|
people | insanlara |
help | yardımcı |
you can | yapabileceğiniz |
global | küresel |
share | paylaşın |
world | dünya |
EN Here you will find tools, tactics and actions to take to engage in making the goals famous.
TR Burada, hedefleri tanınır yapmak için gerekli olan setleri, taktikeri ve atılması gereken adımları bulabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
goals | hedefleri |
and | ve |
will | olan |
to | için |
EN Unveil your competitors’ marketing strategy and tactics
TR Rakiplerinizin pazarlama stratejilerini ve taktiklerini açığa çıkarın
inglês | turco |
---|---|
marketing | pazarlama |
and | ve |
EN I have been able to close the gaps between my organic and paid efforts thus distributing my budget and tactics in a comprehensive manner.”
TR Organik ve ücretli çabalarım arasındaki boşlukları kapatabildim, böylece bütçemin ve taktiklerimin dağıtımını daha geniş kapsamlı yapma imkanı buldum.''
inglês | turco |
---|---|
organic | organik |
and | ve |
paid | ücretli |
comprehensive | kapsamlı |
between | arasındaki |
to | yapma |
the | daha |
EN Unveil your competitors’ marketing strategy and tactics
TR Rakiplerinizin pazarlama stratejilerini ve taktiklerini açığa çıkarın
inglês | turco |
---|---|
marketing | pazarlama |
and | ve |
EN I have been able to close the gaps between my organic and paid efforts thus distributing my budget and tactics in a comprehensive manner.”
TR Organik ve ücretli çabalarım arasındaki boşlukları kapatabildim, böylece bütçemin ve taktiklerimin dağıtımını daha geniş kapsamlı yapma imkanı buldum.''
inglês | turco |
---|---|
organic | organik |
and | ve |
paid | ücretli |
comprehensive | kapsamlı |
between | arasındaki |
to | yapma |
the | daha |
EN Unveil your competitors’ marketing strategy and tactics
TR Rakiplerinizin pazarlama stratejilerini ve taktiklerini açığa çıkarın
inglês | turco |
---|---|
marketing | pazarlama |
and | ve |
EN I have been able to close the gaps between my organic and paid efforts thus distributing my budget and tactics in a comprehensive manner.”
TR Organik ve ücretli çabalarım arasındaki boşlukları kapatabildim, böylece bütçemin ve taktiklerimin dağıtımını daha geniş kapsamlı yapma imkanı buldum.''
inglês | turco |
---|---|
organic | organik |
and | ve |
paid | ücretli |
comprehensive | kapsamlı |
between | arasındaki |
to | yapma |
the | daha |
EN considers the development of strategy and tactics as well as action plans essential as a continuous methodological preference to translate its perspectives into actuality.
TR Bakış açısını hayata geçirmek amacıyla, süreklilik arz eden bir yöntemsel tercih olarak, strateji ve taktikler oluşturmayı ve eylem planları yapmayı esas alır.
inglês | turco |
---|---|
strategy | strateji |
action | eylem |
preference | tercih |
plans | planları |
and | ve |
a | bir |
EN Unveil your competitors’ marketing strategy and tactics
TR Rakiplerinizin pazarlama stratejilerini ve taktiklerini açığa çıkarın
inglês | turco |
---|---|
marketing | pazarlama |
and | ve |
EN I have been able to close the gaps between my organic and paid efforts thus distributing my budget and tactics in a comprehensive manner.”
TR Organik ve ücretli çabalarım arasındaki boşlukları kapatabildim, böylece bütçemin ve taktiklerimin dağıtımını daha geniş kapsamlı yapma imkanı buldum.''
inglês | turco |
---|---|
organic | organik |
and | ve |
paid | ücretli |
comprehensive | kapsamlı |
between | arasındaki |
to | yapma |
the | daha |
EN Unveil your competitors’ marketing strategy and tactics
TR Rakiplerinizin pazarlama stratejilerini ve taktiklerini açığa çıkarın
inglês | turco |
---|---|
marketing | pazarlama |
and | ve |
EN I have been able to close the gaps between my organic and paid efforts thus distributing my budget and tactics in a comprehensive manner.”
TR Organik ve ücretli çabalarım arasındaki boşlukları kapatabildim, böylece bütçemin ve taktiklerimin dağıtımını daha geniş kapsamlı yapma imkanı buldum.''
inglês | turco |
---|---|
organic | organik |
and | ve |
paid | ücretli |
comprehensive | kapsamlı |
between | arasındaki |
to | yapma |
the | daha |
EN Evaluate strategies and tactics on various channels
TR Çeşitli kanallardaki stratejileri ve taktikleri değerlendirin
inglês | turco |
---|---|
strategies | stratejileri |
and | ve |
EN Meet other local Marketing Professionals to discuss the latest trends, tactics, and techniques.
TR En son trendleri, taktikleri ve teknikleri tartışmak için diğer yerel Pazarlama Uzmanlarıyla tanışın.
inglês | turco |
---|---|
meet | tanışın |
local | yerel |
marketing | pazarlama |
professionals | uzmanlar |
trends | trendleri |
other | diğer |
and | ve |
latest | en |
the latest | son |
to | için |
EN What Germany is doing to combat hunger
TR Almanya’nın Açlıkla Mücadelesi
EN Berlin has become a base for developing solutions to combat pandemics. An interview with Chikwe Ihekweazu, head of the Hub.
TR Okuyucu topluluğumuzda Almanya’da yükseköğrenimle ilgili dile getirilen önemli soruları cevaplıyoruz.
EN The German system of vocational education is considered one of the best in the world. It produces highly skilled specialists and has proved to combat youth unemployment.
TR Almanya’nın meslek eğitimindeki ikili sistemi dünyadaki en iyi örneklerden sayılıyor. Bu sistem nitelikli meslek erbabı yetiştiriyor ve gençlerdeki işsizliğin çaresi olarak kendini kanıtladı.
inglês | turco |
---|---|
in the world | dünyadaki |
has | bu |
of | in |
and | ve |
to | e |
best | en |
the | olarak |
EN Supporting the cleanliness of the camps to combat the pandemic
TR TÜRKİYE?DE HASTALIK BİLİNCİ
EN The report shows that the existing mechanisms to combat violence in Turkey are still far from their capacity to enable women to take a step towards a life without violence.
TR Rapor, Türkiye’de mevcut şiddetle mücadele mekanizmalarının bugün hala kadınların şiddetsiz bir yaşama adım atmalarını sağlama kapasitesinden uzak olduğunu gösteriyor.
inglês | turco |
---|---|
report | rapor |
shows | gösteriyor |
combat | mücadele |
step | adım |
women | kadınlar |
EN 3.3. By 2030, end the epidemics of AIDS, tuberculosis, malaria and neglected tropical diseases and combat hepatitis, water-borne diseases and other communicable diseases
TR 3.3. 2030’a kadar AIDS, tüberküloz, sıtma ve ihmal edilen tropikal hastalık salgınlarının sona erdirilmesi ve hepatit, su yoluyla bulaşan hastalıklar ve diğer bulaşıcı hastalıklarla mücadele edilmesi
inglês | turco |
---|---|
diseases | hastalıklar |
combat | mücadele |
other | diğer |
water | su |
and | ve |
the | yoluyla |
of | kadar |
EN 14.6.1. Progress by countries in the degree of implementation of international instruments aiming to combat illegal, unreported and unregulated fishing
TR 14.6.1. Ülkelerin; yasadışı, bildirilmemiş ve düzenlemesiz balıkçılıkla mücadele edilmesini amaçlayan uluslararası belgelerin uygulanması konusundaki ilerlemesi
inglês | turco |
---|---|
combat | mücadele |
and | ve |
illegal | yasadışı |
international | uluslararası |
implementation | uygulanması |
EN 16.4. By 2030, significantly reduce illicit financial and arms flows, strengthen the recovery and return of stolen assets and combat all forms of organized crime
TR 16.4. 2030’a kadar yasa dışı para ve silah akışının büyük ölçüde azaltılması, çalınan varlıkların geri alınmasının güvence altına alınması ve organize suçun her türüyle mücadele edilmesi
inglês | turco |
---|---|
significantly | büyük ölçüde |
and | ve |
return | geri |
combat | mücadele |
organized | organize |
of | her |
assets | varlıklar |
by | altına |
EN 16.a Strengthen relevant national institutions, including through international cooperation, for building capacity at all levels, in particular in developing countries, to prevent violence and combat terrorism and crime
TR 16.a Özellikle gelişmekte olan ülkelerde şiddeti önlemek ve terör ve suçla mücadele etmek için her düzeyde kapasite geliştirilmesi adına ilgili ulusal kurumların uluslararası işbirliği yoluyla ilgili ulusal kurumların güçlendirilmesi
inglês | turco |
---|---|
national | ulusal |
cooperation | işbirliği |
capacity | kapasite |
combat | mücadele |
countries | ülkelerde |
levels | düzeyde |
international | uluslararası |
relevant | ilgili |
and | ve |
developing | gelişmekte |
institutions | kurumlar |
a | olan |
prevent | önlemek |
EN 15.3. 2030, combat desertification, restore degraded land and soil, including land affected by desertification, drought and floods, and strive to achieve a land degradation-neutral world
TR 15.3. 2030’a kadar çölleşmeyle mücadele edilmesi, çölleşme, kuraklık ve sellerden etkilenen alanlar dâhil tahrip edilmiş toprakların eski haline getirilmesi ve arazi bozulumunun olduğu, nötr bir dünya yaratmak için çaba gösterilmesi
inglês | turco |
---|---|
combat | mücadele |
land | arazi |
affected | etkilenen |
drought | kuraklık |
world | dünya |
neutral | nötr |
and | ve |
to | edilmesi |
including | için |
a | bir |
EN 15.c Enhance global support for efforts to combat poaching and trafficking of protected species, including by increasing the capacity of local communities to pursue sustainable livelihood opportunities
TR 15.c Yerel halkların sürdürülebilir geçim kaynaklarına sahip olma kapasitelerinin artırılmasını da kapsayan korunan türlerin yasa dışı avlanması ve kaçakçılığının yapılmasıyla mücadele etme çabalarına küresel destek verilmesi
inglês | turco |
---|---|
c | c |
global | küresel |
support | destek |
combat | mücadele |
protected | korunan |
local | yerel |
sustainable | sürdürülebilir |
to | sahip |
the | etme |
and | ve |
including | da |
of | nın |
EN Take urgent action to combat climate change and its impacts
TR İklim değişikliği ve etkileri ile mücadele için acilen eyleme geçmek
inglês | turco |
---|---|
combat | mücadele |
change | değişikliği |
and | ve |
to | için |
EN Operational, Combat Robotic Systems
TR Operasyonel, Muhabere Robot Sistemleri
inglês | turco |
---|---|
operational | operasyonel |
systems | sistemleri |
EN Combat Training, Guidance, Process Management
TR Muhabere Eğitim, Rehberlik ve Süreç Yönetimi
inglês | turco |
---|---|
training | eğitim |
guidance | rehberlik |
management | yönetimi |
process | süreç |
EN The report shows that the existing mechanisms to combat violence in Turkey are still far from their capacity to enable women to take a step towards a life without violence.
TR Rapor, Türkiye’de mevcut şiddetle mücadele mekanizmalarının bugün hala kadınların şiddetsiz bir yaşama adım atmalarını sağlama kapasitesinden uzak olduğunu gösteriyor.
inglês | turco |
---|---|
report | rapor |
shows | gösteriyor |
combat | mücadele |
step | adım |
women | kadınlar |
EN The German system of vocational education is considered one of the best in the world. It produces highly skilled specialists and has proved to combat youth unemployment.
TR Almanya’nın meslek eğitimindeki ikili sistemi dünyadaki en iyi örneklerden sayılıyor. Bu sistem nitelikli meslek erbabı yetiştiriyor ve gençlerdeki işsizliğin çaresi olarak kendini kanıtladı.
inglês | turco |
---|---|
in the world | dünyadaki |
has | bu |
of | in |
and | ve |
to | e |
best | en |
the | olarak |
EN Scholz promises decisive action to combat coronavirus pandemic
TR Scholz‘dan Pandemiyle Kararlı Mücadele Sözü
inglês | turco |
---|---|
combat | mücadele |
EN What Germany is doing to combat hunger
TR Almanya’nın Açlıkla Mücadelesi
EN Covax is one of the four pillars of the ACT Accelerator (Access to Covid-19 Tools), which was founded in April 2020 to combat the pandemic worldwide
TR Covax, pandemiyle küresel düzeyde mücadele amacıyla 2020 Nisanında hayata geçirilen KOVID-19 Araçlarına Erişim Hızlandırıcısı’nın (ACT Accelerator) dört sütunundan biri
inglês | turco |
---|---|
access | erişim |
april | nisan |
combat | mücadele |
covax | covax |
tools | araçları |
EN Corruption exists all over the world. Discover here what harm is done by this abuse of power for personal gain and how to combat it.
TR Yolsuzluk dünyanın her yerinde var. Gücün şahsi çıkarlar için kötüye kullanılmasının neye mal olduğunu ve bununla nasıl mücadele edilebileceğini bu yazıda öğrenebilirsin.
inglês | turco |
---|---|
world | dünyanın |
power | gücü |
combat | mücadele |
and | ve |
this | bu |
is | olduğunu |
how | nasıl |
EN So how can we combat this? People are less likely to believe in conspiracies if they are already aware of the strategies used by the ideologists who are spreading them, and if they are already sensitive to these issues
TR Peki buna karşı ne yapılabilir? İnsanlar komplo ideologlarının stratejileri konusunda aydınlatıldığında ve farkındalıkları arttığında bu teorilere inanmamak konusunda daha dirençli hale geliyorlar
inglês | turco |
---|---|
strategies | stratejileri |
can | yapılabilir |
and | ve |
this | bu |
EN We also work closely with the National Center for Missing and Exploited Children (NCMEC) to combat this type of activity and report content violations as required by law
TR Ayrıca, bu tür etkinliklerle mücadele etmek için Ulusal Kayıp ve İstismara Uğramış Çocuklar Merkezi (NCMEC) ile yakın bir şekilde çalışıyoruz ve içerik ihlallerini yasanın gerektirdiği şekilde rapor ediyoruz
inglês | turco |
---|---|
type | tür |
combat | mücadele |
children | Çocuklar |
center | merkezi |
closely | yakın |
work | çalışıyoruz |
content | içerik |
report | rapor |
national | ulusal |
and | ve |
this | bu |
the | şekilde |
also | ayrıca |
Mostrando 44 de 44 traduções