TR İklim değişikliği ve etkileri ile mücadele için acilen eyleme geçmek
"mücadele için acilen" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR İklim değişikliği ve etkileri ile mücadele için acilen eyleme geçmek
EN Take urgent action to combat climate change and its impacts
turco | inglês |
---|---|
değişikliği | change |
mücadele | combat |
TR Dernek, yürütmenin acilen durdurulmasını ve iptalini talep etti.
EN The association demanded an immediate stay of execution and annulment.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
ın | of |
TR Salı günü, İsveç’in başkenti Stockholm’de yapılacak olan silahsızlanma konferansına hareketinden önce açıklama yapan Baerbock, “Nükler silahsızlanmanın acilen yeni atılımlara ihtiyacı var” dedi
EN "Nuclear disarmament urgently needs new impetus," she said on Tuesday before leaving for a disarmament conference in the Swedish capital Stockholm
turco | inglês |
---|---|
önce | before |
yeni | new |
TR Acilen korunmaya muhtaç: Eliomys quercinus
EN Urgently in need of protection: Garden dormouse
TR Almanya’da artan uzman eleman ihtiyacı nedeniyle işletmelerin acilen ihtiyaç duyduğu kişileri ilgilendiriyor
EN It is aimed at people who are urgently needed by companies in Germany on account of the large and still growing demand for staff
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
artan | growing |
TR Almanya’da daha fazla sayıda kalifiye bakıcı elemana acilen ihtiyaç var
EN Germany urgently needs more qualified nurses
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
kalifiye | qualified |
TR Özgürlük ve eşitlik için mücadele eden eylemler, baskı ve sansüre karşı verilen mücadele ve herkes için şartları eşitlemeye yarayacak araçlar yaratarak verilen destek.
EN Movements that fight for freedom and equality, that fight against oppression and censorship, that help by creating the tools to level the playing field for all.
TR Terörle mücadele, kara para aklama ile mücadele tedbirlerinin insan haklarına ve sivil alana etkileri
EN Implications of measures to countering terrorism, money laundering to the human rights and civic space
turco | inglês |
---|---|
insan | human |
TR Aynı zamanda yasa dışı göç ve insan ticaretiyle mücadele önlemleri güçlendirilirken göçe yol açan nedenlerle mücadele edilecek.
EN At the same time, measures against illegal migration and human trafficking are to be strengthened and action taken against the causes of migration and displacement.
turco | inglês |
---|---|
zamanda | time |
göç | migration |
ve | and |
insan | human |
önlemleri | measures |
TR Gazeteci Deniz Yücel, Şubat 2017'de Türkiye'de tutuklandığında uzun bir mücadele başladı - kendisi için, akrabaları için, ama aynı zamanda her gün hikayesini takip eden herkes için
EN When journalist Deniz Yücel was arrested in Turkey in February 2017, a long struggle began for him, for his relatives, but also for all those who followed his story every day
turco | inglês |
---|---|
türkiye | turkey |
uzun | long |
takip | followed |
TR Yolsuzlukla mücadele kanunlarını ihlal etmenin sonuçları hem Derneğimiz için hem de ilgili bireyler için ağırdır ve bu sonuçlar hukuki ve cezai yaptırımları içerebilir.
EN Breaching fight against corruption laws have serious consequences and might include legal and criminal sanctions for our association and the relevant individuals.
turco | inglês |
---|---|
ilgili | relevant |
bireyler | individuals |
hukuki | legal |
TR Golden Frog'da bizler özgür ve açık bir internet için ve rekabet edilebilir İnternet erişimi sağlayan altyapılara adil erişim için mücadele ediyoruz
EN At Golden Frog we are fighting for a free and open Internet, and for fair access to the infrastructure that could support competitive Internet access
turco | inglês |
---|---|
golden | golden |
frog | frog |
internet | internet |
adil | fair |
TR Yolsuzlukla mücadele kanunlarını ihlal etmenin sonuçları hem Derneğimiz için hem de ilgili bireyler için ağırdır ve bu sonuçlar hukuki ve cezai yaptırımları içerebilir.
EN Breaching fight against corruption laws have serious consequences and might include legal and criminal sanctions for our association and the relevant individuals.
turco | inglês |
---|---|
ilgili | relevant |
bireyler | individuals |
hukuki | legal |
TR Yolsuzlukla mücadele kanunlarını ihlal etmenin sonuçları hem Derneğimiz için hem de ilgili bireyler için ağırdır ve bu sonuçlar hukuki ve cezai yaptırımları içerebilir.
EN Breaching fight against corruption laws have serious consequences and might include legal and criminal sanctions for our association and the relevant individuals.
turco | inglês |
---|---|
ilgili | relevant |
bireyler | individuals |
hukuki | legal |
TR Yolsuzlukla mücadele kanunlarını ihlal etmenin sonuçları hem Derneğimiz için hem de ilgili bireyler için ağırdır ve bu sonuçlar hukuki ve cezai yaptırımları içerebilir.
EN Breaching fight against corruption laws have serious consequences and might include legal and criminal sanctions for our association and the relevant individuals.
turco | inglês |
---|---|
ilgili | relevant |
bireyler | individuals |
hukuki | legal |
TR Golden Frog'da bizler özgür ve açık bir internet için ve rekabet edilebilir İnternet erişimi sağlayan altyapılara adil erişim için mücadele ediyoruz
EN At Golden Frog we are fighting for a free and open Internet, and for fair access to the infrastructure that could support competitive Internet access
turco | inglês |
---|---|
golden | golden |
frog | frog |
internet | internet |
adil | fair |
TR Elsevier bilinçsiz önyargıyla mücadele etmek için neler yapıyor?
EN What is Elsevier doing to tackle unconscious bias?
turco | inglês |
---|---|
elsevier | elsevier |
bilinçsiz | unconscious |
yapıyor | doing |
TR İzlenen anahtar kelimeler listenizden hangi web sitelerinin ve sayfaların arama trafiği için mücadele ettiğini öğrenin.
EN Find out which websites and pages are fighting for search traffic from your list of tracked keywords.
turco | inglês |
---|---|
trafiği | traffic |
öğrenin | find out |
sayfaları | pages |
TR backlinko.com ile aramızda "SEO listesi" bakımından en üst sırada yer almak için şiddetli bir mücadele gerçekleştiğini görebilirsiniz.
EN You can see that there's a fierce battle going on between backlinko.com and us for the top spot for "SEO checklist."
turco | inglês |
---|---|
seo | seo |
görebilirsiniz | you can see |
TR Etkin bir insani yardım ve afetle mücadele stratejisi için sivil toplumun güçlendirme çalışmaları yürütüyoruz.
EN For us, an inclusive and locally well-coordinated civil society is a key building block for sustainable humanitarian aid.
turco | inglês |
---|---|
yardım | aid |
sivil | civil |
toplumun | society |
TR Bu nedenle, Pro ve Ultra'nın tüm gelirlerinin %15'ini, dijital dünyadaki haklarımızı savunmak için mücadele eden Electronic Frontier Foundation ve European Digital Rights Foundation gibi vakıflara bağıştaahhüdünde bulunacağız
EN Therefore we pledge to donate 15% of all income of the Pro and Ultra paid plans to foundations like the Electronic Frontier Foundation and the European Digital Rights Foundation that fight for the defence of our rights in the digital world
turco | inglês |
---|---|
ultra | ultra |
european | european |
TR Kuruluşundan günümüze, ülkemizde bir mimarlık ve mekân kültürünün oluşması için kesintisiz mücadele etmektedir
EN Since its establishment, it has been continuously struggling for the formation of an architecture and space culture in our country
TR Sorunlu davranışları bırakırken, dahil olabileceğinden korktuğumuz kayıpla yüzleşmek için mücadele edebiliriz
EN In letting go of problematic behaviors, we may struggle to come to terms with the loss we fear may be involved
turco | inglês |
---|---|
sorunlu | problematic |
TR Etkin bir insani yardım ve afetle mücadele stratejisi için sivil toplumun güçlendirme çalışmaları yürütüyoruz.
EN For us, an inclusive and locally well-coordinated civil society is a key building block for sustainable humanitarian aid.
turco | inglês |
---|---|
yardım | aid |
sivil | civil |
toplumun | society |
TR Sahte haberlerle mücadele, internette daha fazla demokrasi ve katılım için çaba: Vizyon sahibi üç kişi ve projeleri.
EN What tasks are the governmental agencies and offices responsible for in Germany and in Europe? Here you will find links to the state, politics and democracy. And you can also contact public authorities and take advantage of services for the citizens.
turco | inglês |
---|---|
demokrasi | democracy |
TR Fast Fashion’a karşı, sosyal bir birliktelik için mücadele ediyorlar: Fikirleriyle yepyeni kapıları açan insanları tanıtıyoruz.
EN They are against fast fashion and for social togetherness: Introducing people who are opening up new perspectives with their ideas.
turco | inglês |
---|---|
sosyal | social |
insanları | people |
TR 1,5 derece hedefi için mücadele
EN Fighting for the 1.5-degree goal
TR Berlinli Dernek „Sosyal Kahramanlar“ engelsiz kamusal mekanlar için mücadele veriyor.
EN If you’re interested in barrier-free travel, here you’ll find your way to counseling points, initiatives and lobbies.
TR MyPostcard dünya çapında birçok çocuğu korumak ve bulaşıcı hastalığı tamamen ortadan kaldırmak için poliovirüsle mücadele eden Rotary International organizasyonunu desteklemektedir
EN MyPostcard supports Rotary International in the fight against polio to help children in need worldwide and to eradicate the infectious disease
turco | inglês |
---|---|
mypostcard | mypostcard |
TR Neredeyse 100 yıldır, hayat kurtarmak ve yaşamı iyileştirmek için kalp hastalıkları ve felç ile mücadele ediyorlar
EN For nearly 100 years, they’ve been fighting heart disease and stroke, striving to save and improve lives
turco | inglês |
---|---|
neredeyse | nearly |
yıldır | years |
iyileştirmek | improve |
kalp | heart |
TR COVID-19 salgınıyla mücadele için farklı ülkelerde alınan önlemler, barışçıl toplanma hakkının uygulanmasını ve izlenmesini de etkiledi
EN The measures adopted in different countries to tackle the COVID-19 pandemic also impacted the practice and monitoring of the right to peaceful assembly
turco | inglês |
---|---|
farklı | different |
de | also |
hakkını | right |
TR WBT ülkelerinde, hükümetler genellikle terörizmin finansmanı ve kara para aklama ile mücadele için gerekli mekanizmaları benimser
EN In the WBT countries, the governments often adopt necessary mechanisms for countering terrorism financing and money laundering
turco | inglês |
---|---|
genellikle | often |
gerekli | necessary |
TR AGCO Tarım Vakfı (AAF) Açlıkla Mücadele amacıyla Etki Odaklı Tarım Projeleri için Hibe Teklif Çağrısı Başlattı. | STGM
EN The AGCO Agriculture Foundation (AAF) launched a call for proposals to Fight Hunger through Impact-Driven Agricultural Projects. | STGM
turco | inglês |
---|---|
vakfı | foundation |
etki | impact |
projeleri | projects |
başlattı | launched |
stgm | stgm |
TR AGCO Tarım Vakfı (AAF) Açlıkla Mücadele amacıyla Etki Odaklı Tarım Projeleri için Hibe Teklif Çağrısı Başlattı.
EN The AGCO Agriculture Foundation (AAF) launched a call for proposals to Fight Hunger through Impact-Driven Agricultural Projects.
turco | inglês |
---|---|
vakfı | foundation |
etki | impact |
projeleri | projects |
başlattı | launched |
TR 16.a Özellikle gelişmekte olan ülkelerde şiddeti önlemek ve terör ve suçla mücadele etmek için her düzeyde kapasite geliştirilmesi adına ilgili ulusal kurumların uluslararası işbirliği yoluyla ilgili ulusal kurumların güçlendirilmesi
EN 16.a Strengthen relevant national institutions, including through international cooperation, for building capacity at all levels, in particular in developing countries, to prevent violence and combat terrorism and crime
turco | inglês |
---|---|
a | a |
önlemek | prevent |
mücadele | combat |
düzeyde | levels |
kapasite | capacity |
ilgili | relevant |
ulusal | national |
kurumların | institutions |
uluslararası | international |
işbirliği | cooperation |
TR 15.3. 2030’a kadar çölleşmeyle mücadele edilmesi, çölleşme, kuraklık ve sellerden etkilenen alanlar dâhil tahrip edilmiş toprakların eski haline getirilmesi ve arazi bozulumunun olduğu, nötr bir dünya yaratmak için çaba gösterilmesi
EN 15.3. 2030, combat desertification, restore degraded land and soil, including land affected by desertification, drought and floods, and strive to achieve a land degradation-neutral world
turco | inglês |
---|---|
mücadele | combat |
kuraklık | drought |
etkilenen | affected |
arazi | land |
dünya | world |
TR Sevgili traderlar, Bu kadar çok kullanıcının PT Arena 4 işlem yarışması etkinliğinde mücadele etmek için kaydolduğunu görmekten dolayı çok mutluyuz. Katılma taleplerinin giderek art……
EN Dear users, The holiday season is upon us! Phemex wishes you and your family all the best, and what better way to celebrate than a festive USD giveaway. Let’s count down the 12 remaining days to ……
turco | inglês |
---|---|
sevgili | dear |
kullanıcının | users |
TR Yeni bir pozisyon arıyor, zor sorunlarla mücadele etmek istiyor, iyi İngilizce konuşuyor ve mükemmeliyetçi bir yaklaşıma sahipseniz bizimle çalışmak için uygun olabilirsiniz! Pozisyonlarımıza göz atın ve hemen başvurun!
EN If you are looking for a new role, relish difficult tasks, speak good English
turco | inglês |
---|---|
zor | difficult |
iyi | good |
TR Ali Can ırkçılıkla mücadele ediyor. Bu alanda neyin etkili olduğunu ve hoşgörünün onun için ne anlama geldiğini bizimle paylaştı.
EN Ali Can is committed to fighting racism. He explains what can be effective and what tolerance means to him.
turco | inglês |
---|---|
etkili | effective |
anlama | means |
TR Etkin bir insani yardım ve afetle mücadele stratejisi için sivil toplumun güçlendirme çalışmaları yürütüyoruz.
EN For us, an inclusive and locally well-coordinated civil society is a key building block for sustainable humanitarian aid.
turco | inglês |
---|---|
yardım | aid |
sivil | civil |
toplumun | society |
TR Etkin bir insani yardım ve afetle mücadele stratejisi için sivil toplumun güçlendirme çalışmaları yürütüyoruz.
EN For us, an inclusive and locally well-coordinated civil society is a key building block for sustainable humanitarian aid.
turco | inglês |
---|---|
yardım | aid |
sivil | civil |
toplumun | society |
TR Almanya Şansölyesi Ukrayna’ya Rus saldırılarına mücadele edebilmesi için son derece modern Alman hava savunma sistemi sözü verdi.
EN According to the Federal Foreign Office, around 200 Afghans are brought to Germany via Pakistan every week.
TR Berlinli Dernek „Sosyal Kahramanlar“ engelsiz kamusal mekanlar için mücadele veriyor.
EN If you’re interested in barrier-free travel, here you’ll find your way to counseling points, initiatives and lobbies.
TR Afganistan’da barış ve insan hakları için mücadele vermek tehlikeli bir iş
EN Campaigning for peace and human rights is dangerous in Afghanistan
turco | inglês |
---|---|
afganistan | afghanistan |
barış | peace |
insan | human |
hakları | rights |
tehlikeli | dangerous |
TR Ali Can ırkçılıkla mücadele ediyor. Bu alanda neyin etkili olduğunu ve hoşgörünün onun için ne anlama geldiğini bizimle paylaştı.
EN Ali Can is committed to fighting racism. He explains what can be effective and what tolerance means to him.
turco | inglês |
---|---|
etkili | effective |
anlama | means |
TR Riccardo Simonetti, Avrupa’da daha fazla hoşgörü için mücadele ediyor.
EN Riccardo Simonetti is committed to more tolerance in Europe.
turco | inglês |
---|---|
avrupa | europe |
TR „Mart ayında Almanya'da korona kısıtlamaları başladığında, 2020 Londra Olimpiyat Oyunlarına katılmak için mücadele ediyordum
EN "When the lockdown was imposed in Germany in March, I was boxing in London to qualify for the 2020 Olympic Games
turco | inglês |
---|---|
mart | march |
almanya | germany |
londra | london |
TR Alman şirketleri duruma ayak uydurarak korona kriziyle mücadele için acil ihtiyaç duyulan ürünleri üretmeye başladı.
EN German companies respond by quickly producing urgently needed supplies to confront the coronavirus crisis.
turco | inglês |
---|---|
alman | german |
şirketleri | companies |
ihtiyaç | needed |
TR Fast Fashion’a karşı, sosyal bir birliktelik için mücadele ediyorlar: Fikirleriyle yepyeni kapıları açan insanları tanıtıyoruz.
EN They are against fast fashion and for social togetherness: Introducing people who are opening up new perspectives with their ideas.
turco | inglês |
---|---|
sosyal | social |
insanları | people |
TR Sayın Braam, nesiller arası eşitlik için mücadele veriyorsunuz
EN Ms Braam, you actively support intergenerational equity
Mostrando 50 de 50 traduções