EN The main goal of Callisto is to research and develop a reference implementation of a self-sustaining, self-governed and self-funded blockchain ecosystem and development environment.
"self learning neuronal networks" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN The main goal of Callisto is to research and develop a reference implementation of a self-sustaining, self-governed and self-funded blockchain ecosystem and development environment.
TR Callisto'nun esas amacı, kendine yetebilen, kendini yönetebilen ve kendini fonlayabilen bir blockchain ekosistemi ve geliştirme ortamı için referans bir uygulama araştırmak ve geliştirmektir.
inglês | turco |
---|---|
reference | referans |
ecosystem | ekosistemi |
goal | amacı |
blockchain | blockchain |
development | geliştirme |
implementation | uygulama |
environment | ortamı |
and | ve |
of | in |
to | için |
a | bir |
EN Get customized learning solutions that comprise of online learning modules which can be delivered via a learning management system for tracking purposes or stand alone.
TR Takip amaçları için veya kendi başına olmak üzere, bir öğrenme yönetimi sistemi aracılığıyla sunulabilecek çevrimiçi öğrenme modüllerinden oluşan kişiselleştirilmiş öğrenme çözümleri edinin.
inglês | turco |
---|---|
management | yönetimi |
system | sistemi |
purposes | amaçlar |
online | çevrimiçi |
customized | kişiselleştirilmiş |
solutions | çözümleri |
or | veya |
can | olmak |
of | in |
learning | öğrenme |
a | bir |
for | için |
tracking | takip |
EN Zebra Learning Services packages for Transportation use a layered approach comprised of online learning, instructor led learning and videos.
TR Taşımacılık için olan Zebra Öğrenme Hizmetleri paketleri, çevrimiçi öğrenme, eğitmen rehberliğinde öğrenme ve videolardan oluşan katmanlı bir yaklaşım kullanır.
inglês | turco |
---|---|
zebra | zebra |
packages | paketleri |
transportation | taşımacılık |
approach | yaklaşım |
comprised | oluşan |
online | çevrimiçi |
services | hizmetleri |
and | ve |
of | in |
for | için |
EN Get customised learning solutions that comprise of online learning modules which can be delivered via a learning management system for tracking purposes or stand alone.
TR Takip amaçları için veya kendi başına olmak üzere, bir öğrenme yönetimi sistemi aracılığıyla sunulabilecek çevrimiçi öğrenme modüllerinden oluşan kişiselleştirilmiş öğrenme çözümleri edinin.
inglês | turco |
---|---|
management | yönetimi |
system | sistemi |
purposes | amaçlar |
online | çevrimiçi |
solutions | çözümleri |
or | veya |
can | olmak |
of | in |
learning | öğrenme |
a | bir |
for | için |
tracking | takip |
EN Zebra Learning Services packages for Transportation use a layered approach comprised of online learning, instructor led learning and videos.
TR Taşımacılık için olan Zebra Öğrenme Hizmetleri paketleri, çevrimiçi öğrenme, eğitmen rehberliğinde öğrenme ve videolardan oluşan katmanlı bir yaklaşım kullanır.
inglês | turco |
---|---|
zebra | zebra |
packages | paketleri |
transportation | taşımacılık |
approach | yaklaşım |
comprised | oluşan |
online | çevrimiçi |
services | hizmetleri |
and | ve |
of | in |
for | için |
EN However, deep learning is actually a sub-field of machine learning, and neural networks is a sub-field of deep learning.
TR Ancak derin öğrenme aslında makine öğrenmesinin alt alanıdır ve nöral ağlar, derin öğrenmenin alt alanıdır.
inglês | turco |
---|---|
deep | derin |
actually | aslında |
machine | makine |
networks | ağlar |
sub | alt |
and | ve |
a | ancak |
EN Reinforcement machine learning is a behavioral machine learning model that is similar to supervised learning, but the algorithm isn’t trained using sample data
TR Pekiştirmeli makine öğrenmesi, gözetimli öğrenmeyle benzerlik gösteren, ancak algoritmanın basit veri kullanılarak eğitilmediği bir davranışsal makine öğrenmesi modelidir
inglês | turco |
---|---|
machine | makine |
data | veri |
using | kullanılarak |
a | bir |
to | e |
EN Where self-care meets self-love — find every single FOREO product you could wish for. Enjoy all the beautiful things that can turn a blah day into a spa day!
TR Kişisel bakımın sevgiyle buluştuğu yerde - dilediğiniz her FOREO ürününü bulun. Sıradan bir günü bir spa gününe dönüştürebilecek tüm güzel şeylerin tadını çıkarın!
inglês | turco |
---|---|
foreo | foreo |
find | bulun |
day | günü |
beautiful | güzel |
enjoy | tadını |
spa | spa |
all | tüm |
a | bir |
the | kişisel |
EN Individual Self-Instruction and Self-Training Aids, Programmes
TR Kişisel Eğitim ve Gelişim Ekipmanları, Programları
inglês | turco |
---|---|
individual | kişisel |
training | eğitim |
programmes | programları |
and | ve |
EN Physical self-careAfter years of neglecting our bodies and living environment, we benefit from prioritizing our physical self-care
TR Fiziksel öz bakımYıllarca bedenlerimizi ve yaşadığımız çevreyi ihmal ettikten sonra, fiziksel öz bakımımıza öncelik vermenin faydasını görüyoruz
inglês | turco |
---|---|
physical | fiziksel |
years | yaş |
of | sonra |
and | ve |
EN These acts of self-love go a long way towards rebuilding our self-esteem in sobriety.
TR Bu öz-sevgi eylemleri, ayık halde özsaygımızı yeniden inşa etmede uzun bir yol kat eder.
inglês | turco |
---|---|
long | uzun |
way | yol |
these | bu |
of | in |
a | bir |
EN Negative self-talk and insensitive humour about self-harming behaviour
TR Kendine zarar verme davranışı hakkında olumsuz iç konuşma ve duyarsız mizah
inglês | turco |
---|---|
negative | olumsuz |
about | hakkında |
and | ve |
self | kendine |
EN If you want to become self-employed in Germany, you should know and be able to contextualise the most important terms relating to the subject of “self-employment” and “starting up”
TR Almanya'da serbest meslek sahibi olmak istiyorsanız, "serbest meslek" ve "iş kurma" ile ilgili en önemli terimleri bilmeli ve kategorize edebilmelisiniz
EN Amazon SageMaker is a fully-managed machine learning platform that enables you to quickly and easily build, train, and deploy machine learning models
TR Amazon SageMaker, hızlı ve kolay bir şekilde makine öğrenimi modelleri oluşturup bunları eğitmenize ve dağıtmanıza olanak sağlayan, tam olarak yönetilen bir makine öğrenimi platformudur
inglês | turco |
---|---|
amazon | amazon |
machine | makine |
models | modelleri |
managed | yönetilen |
quickly | hızlı |
learning | öğrenimi |
and | ve |
a | bir |
to | e |
easily | kolay |
EN Furthermore, Amazon EC2 P3 instances can be integrated with AWS Deep Learning Amazon Machine Images (AMIs) that are pre-installed with popular deep learning frameworks
TR Ayrıca, Amazon EC2 P3 bulut sunucuları, popüler derin öğrenme entegrasyonuyla önceden yüklenmiş olan AWS Deep Learning Amazon Makine Görüntüleri (AMI'lar) ile entegre edilebilir
inglês | turco |
---|---|
furthermore | ayrıca |
amazon | amazon |
integrated | entegre |
aws | aws |
machine | makine |
popular | popüler |
learning | öğrenme |
can be | edilebilir |
deep | derin |
images | görüntüleri |
with | ile |
are | olan |
pre | önceden |
EN Amazon EC2 P3 instances enable developers to train deep learning models much faster so that they can achieve their machine learning goals quickly.
TR Amazon EC2 P3 bulut sunucuları, yazılım geliştiricilerin derin öğrenme modellerini çok daha hızlı eğiterek makine öğrenimi hedeflerine hızla ulaşmasına olanak tanıyor.
inglês | turco |
---|---|
amazon | amazon |
deep | derin |
models | modellerini |
machine | makine |
goals | hedeflerine |
learning | öğrenimi |
to | e |
quickly | hızla |
faster | hızlı |
EN To get started within minutes, learn more about Amazon SageMaker or use the AWS Deep Learning AMI, pre-installed with popular deep learning frameworks such as Caffe2 and MXNet
TR Dakikalar içinde kullanmaya başlamak için Amazon SageMaker hakkında bilgi edinin veya Caffe2 ve Mxnet gibi popüler derin öğrenme çerçevelerinin önceden yüklendiği AWS Deep Learning AMI'yi kullanın
inglês | turco |
---|---|
started | başlamak |
minutes | dakikalar |
amazon | amazon |
aws | aws |
popular | popüler |
deep | derin |
with | kullanmaya |
pre | önceden |
or | veya |
about | hakkında |
EN Get Started with Deep Learning Using the AWS Deep Learning AMI
TR AWS Derin Öğrenim AMI'si ile Kullanmaya Başlama
inglês | turco |
---|---|
started | başlama |
aws | aws |
deep | derin |
with | kullanmaya |
EN 4.2.1. Proportion of children under 5 years of age who are developmentally on track in health, learning and psychosocial well-being, by sex 4.2.2. Participation rate in organized learning (one year before the official primary entry age), by sex
TR 4.2.1. Cinsiyete göre gelişimsel olarak sağlık, öğrenme ve psikososyal iyi olma hali yolunda olan 5 yaş altı çocukların oranı 4.2.2. Cinsiyete göre planlanan öğrenmeye katılım oranı (ilkokula resmi giriş yaşından bir yıl önce)
inglês | turco |
---|---|
participation | katılım |
official | resmi |
well | iyi |
children | çocukların |
rate | oranı |
entry | giriş |
health | sağlık |
and | ve |
by | göre |
year | yıl |
age | yaş |
are | olan |
years | bir |
EN With the support of Kibar Career School, Lifelong Learning approach, Development Ambassadors Project, Blue Collar Development Academy and vocational trainings, we provide employees access to vocational training and lifelong learning opportunities.
TR Kibar Kariyer Okulu, Hayat Boyu Öğrenme yaklaşımı, Gelişim Elçileri Projesi, Mavi Yaka Gelişim Akademisi ve mesleki eğitimlere destek ile çalışanların mesleki eğitim ve yaşam boyu öğrenme fırsatlarına erişimlerini sağlıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
kibar | kibar |
career | kariyer |
project | projesi |
collar | yaka |
vocational | mesleki |
we provide | sağlıyoruz |
support | destek |
development | gelişim |
and | ve |
approach | yaklaşım |
blue | mavi |
training | eğitim |
opportunities | fırsatlar |
to | e |
with | ile |
EN Speed up User Adoption of New Solutions With Customized Learning From Zebra Learning Services
TR Zebra Öğrenme Hizmetlerinden Kişiselleştirilmiş Öğrenme İle Yeni Çözümlerin Kullanıcı Tarafından Benimsenmesini Hızlandırın
inglês | turco |
---|---|
speed | hızlandırın |
new | yeni |
zebra | zebra |
customized | kişiselleştirilmiş |
user | kullanıcı |
of | tarafından |
EN Speed up User Adoption of New Solutions With Customised Learning From Zebra Learning Services
TR Zebra Öğrenme Hizmetlerinden Kişiselleştirilmiş Öğrenme İle Yeni Çözümlerin Kullanıcı Tarafından Benimsenmesini Hızlandırın
inglês | turco |
---|---|
speed | hızlandırın |
new | yeni |
zebra | zebra |
user | kullanıcı |
of | tarafından |
EN Learning vocabulary off by heart is so yesterday. Why language learning games are the best way to learn German and which apps we really recommend.
TR Kelime ezberlemek dünde kaldı. Lisan öğrenme oyunları neden en iyi öğrenme biçimidir ve hangi aplikasyonlar tavsiye etmeye değer?
inglês | turco |
---|---|
to | etmeye |
why | neden |
games | oyunlar |
best | en |
EN Deutsche Welle’s e-learning course ‘Deutsch interaktiv’ enables students to practise at home. You can also use the worksheets and learning tips to support your language classes.
TR Deutsche Welle’nin çevirimiçi interaktif kursu “Deutsch interaktiv” ile öğrenciler evde Almanca çalışabilir. Alıştırmalar ve pratik önerilerle Almanca dersini destekleyici bir seçenek sunabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
to | ile |
and | ve |
EN E-learning is booming because of coronavirus | Opportunities of digital learning
TR Koronavirüs nedeniyle e-öğrenim patlaması | Dijital Öğrenim Fırsatları
inglês | turco |
---|---|
coronavirus | koronavirüs |
digital | dijital |
opportunities | fırsatları |
of | nedeniyle |
EN Are we experiencing a boom in e-learning because of the corona crisis? In this context I would prefer to speak of a pragmatic shift: many teachers are in the process of gaining experience with e-learning
TR Korona krizi sayesinde e-öğrenmede bir ivme mi yaşıyoruz? Ben burada pragmatik bir dönüşümden söz etmek isterim: Çok sayıda öğretmen şu anda e-öğrenme alanında deneyim topluyor
inglês | turco |
---|---|
corona | korona |
crisis | krizi |
experience | deneyim |
i | ben |
in | da |
a | sayıda |
the | burada |
EN It also encompasses sub-fields of machine learning and deep learning, which are frequently mentioned in conjunction with artificial intelligence
TR Aynı zamanda yapay zeka ile bağlantılı olarak sık sık bahsedilen makine öğrenmesi ve derin öğrenme alt alanlarını da kapsar
inglês | turco |
---|---|
machine | makine |
frequently | sık |
intelligence | zeka |
sub | alt |
deep | derin |
and | ve |
in | da |
artificial | yapay |
EN Since deep learning and machine learning tend to be used interchangeably, it’s worth noting the nuances between the two
TR Derin öğrenme ve makine öğrenmesi genellikle birbirleri yerine kullanıldığından, ikisi arasındaki nüansları belirtmek önemlidir
inglês | turco |
---|---|
deep | derin |
machine | makine |
two | ikisi |
used | genellikle |
and | ve |
between | arasındaki |
the | yerine |
EN “Deep” in deep learning refers to a neural network comprised of more than three layers—which would be inclusive of the inputs and the output—can be considered a deep learning algorithm
TR Derin öğrenmedeki "derin" ifadesi, üçten fazla katmandan oluşan (girişler ve çıkışlar dahil) ve bir derin öğrenme algoritması olarak görülebilecek nöral bir ağı ifade eder
inglês | turco |
---|---|
deep | derin |
comprised | oluşan |
learning | öğrenme |
network | ağı |
and | ve |
more | fazla |
a | bir |
EN The way in which deep learning and machine learning differ is in how each algorithm learns
TR Derin öğrenme ve makine öğrenmesinin birbirinden ayrıldığı nokta, algoritmalarının öğrenme şeklidir
inglês | turco |
---|---|
deep | derin |
machine | makine |
and | ve |
EN "Deep" machine learning can leverage labeled datasets, also known as supervised learning, to inform its algorithm, but it doesn’t necessarily require a labeled dataset
TR "Derin" makine öğrenmesi, algoritmasına bilgi katmak için gözetimli öğrenme olarak da bilinen etiketli veri kümelerinden faydalanabilir; ancak bir etiketli veri kümesi, bu öğrenme türü için bir ihtiyaç değildir
inglês | turco |
---|---|
machine | makine |
known | bilinen |
can | bilgi |
require | ihtiyaç |
its | bu |
deep | derin |
also | da |
learning | öğrenme |
to | için |
as | olarak |
but | ancak |
a | bir |
EN Unlike machine learning, it doesn't require human intervention to process data, allowing us to scale machine learning in more interesting ways.
TR Makine öğrenmesinin aksine, veri işlemek için insan müdahalesi gerektirmeyerek, makine öğrenmesini daha ilginç şekilde ölçeklememize olanak tanır.
inglês | turco |
---|---|
unlike | aksine |
machine | makine |
human | insan |
process | iş |
data | veri |
interesting | ilginç |
it | şekilde |
EN Neural networks reflect the behavior of the human brain, allowing computer programs to recognize patterns and solve common problems in the fields of AI, machine learning, and deep learning.
TR Nöral ağlar insan beyninin davranışlarını yansıtır ve bilgisayar programlarının yapay zeka, makine öğrenmesi ve derin öğrenme alanlarındaki yaygın sorunları algılayıp çözmelerine olanak tanır.
inglês | turco |
---|---|
networks | ağlar |
behavior | davranış |
computer | bilgisayar |
common | yaygın |
machine | makine |
deep | derin |
human | insan |
problems | sorunları |
programs | programları |
and | ve |
of | nın |
EN Neural networks, also known as artificial neural networks (ANNs) or simulated neural networks (SNNs), are a subset of machine learning and are at the heart of deep learning algorithms
TR Yapay nöral ağlar (ANN) ya da benzetimli nöral ağları (SNN) olarak da bilinen nöral ağlar, makine öğrenmesinin bir alt kümesidir ve derin öğrenme algoritmalarının temelini oluşturur
inglês | turco |
---|---|
known | bilinen |
artificial | yapay |
machine | makine |
deep | derin |
algorithms | algoritmaları |
and | ve |
a | bir |
EN Machine learning, deep learning, and neural networks are all sub-fields of artificial intelligence
TR Makine öğrenmesi, derin öğrenme ve nöral ağlar, yapay zekanın alt alanlarıdır
inglês | turco |
---|---|
machine | makine |
deep | derin |
networks | ağlar |
of | ın |
sub | alt |
and | ve |
artificial | yapay |
EN You can think of deep learning as "scalable machine learning" as Lex Fridman notes in this MIT lecture (00:30) (link resides outside IBM)
TR Derin öğrenmeyi, Lex Fridman'ın bu MIT dersinde (00:30) (bağlantı IBM dışındadır) belirttiği gibi, "ölçekenebilir makine öğrenmesi" olarak düşünebilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
deep | derin |
machine | makine |
ibm | ibm |
link | bağlantı |
this | bu |
as | gibi |
EN Unlike machine learning, it doesn't require human intervention to process data, allowing us to scale machine learning in more interesting ways
TR Makine öğrenmesinin aksine, veri işlemek için insan müdahalesi gerektirmeyerek, makine öğrenmesini daha ilginç şekilde ölçeklememize olanak tanır
inglês | turco |
---|---|
unlike | aksine |
machine | makine |
human | insan |
process | iş |
data | veri |
interesting | ilginç |
it | şekilde |
EN UC Berkeley (link resides outside IBM) breaks out the learning system of a machine learning algorithm into three main parts.
TR UC Berkeley (bağlantı IBM dışındadır) bir makine öğrenmesi algoritmasının öğrenme sistemini üç ana bölüme ayırır.
inglês | turco |
---|---|
ibm | ibm |
system | sistemini |
machine | makine |
main | ana |
link | bağlantı |
learning | öğrenme |
a | bir |
EN For more information on how to get started with deep learning technology, explore IBM Watson Studio and the Deep Learning service.
TR Derin öğrenme teknolojisiyle çalışmaya nasıl başlayabileceğiniz hakkında daha fazla bilgi için, IBM Watson Studio'yu ve Derin Öğrenme hizmetini keşfedin.
inglês | turco |
---|---|
information | bilgi |
explore | keşfedin |
ibm | ibm |
watson | watson |
service | hizmetini |
deep | derin |
and | ve |
how | nasıl |
EN Supervised learning, also known as supervised machine learning, is defined by its use of labeled datasets to train algorithms that to classify data or predict outcomes accurately
TR Aynı zamanda gözetimli makine öğrenmesi olarak da bilinen gözetimli öğrenme, verileri sınıflandırmak ve sonuçları doğru bir şekilde tahmin eden algoritmaları eğitmek için etiketli veri kümelerini kullanması şeklinde tanımlanır
inglês | turco |
---|---|
known | bilinen |
machine | makine |
outcomes | sonuçları |
algorithms | algoritmaları |
as | aynı |
of | in |
data | veri |
that | şekilde |
EN Semi-supervised learning offers a happy medium between supervised and unsupervised learning
TR Yarı gözetimli öğrenme, gözetimli ve gözetimsiz tür arasında bir orta yol sunar
inglês | turco |
---|---|
offers | sunar |
medium | orta |
semi | yarı |
and | ve |
a | bir |
between | arası |
EN Semi-supervised learning can solve the problem of having not enough labeled data (or not being able to afford to label enough data) to train a supervised learning algorithm.
TR Yarı gözetimli öğrenme, gözetimli bir öğrenme algoritmasını eğitmek için yeterli etiketlenmiş veriye sahip olmama (veya yeterli miktarda veriyi etiketleyecek kapasitede olmama) sorununu çözebilir.
inglês | turco |
---|---|
problem | sorununu |
semi | yarı |
of | in |
or | veya |
learning | öğrenme |
a | bir |
enough | yeterli |
EN For smaller teams looking to scale machine learning deployments, IBM Watson Machine Learning Server offers simple installation on any private or public cloud.
TR Makine öğrenmesi devreye alımlarını ölçeklemek isteyen daha küçük çaplı ekipler için, IBM Watson Machine Learning Server özel veya genel bir bulutta basit kurulum olanağı sunar.
inglês | turco |
---|---|
teams | ekipler |
ibm | ibm |
watson | watson |
offers | sunar |
installation | kurulum |
public | genel |
cloud | bulutta |
server | server |
simple | basit |
or | veya |
smaller | daha küçük |
machine | makine |
EN Users will see in-app learning content, which will provide personalized learning content based on how the application is used.
TR Kullanıcılar yeni uygulama içi öğrenme içeriği bulabilir. Bu içerik, uygulamanın kullanılma biçimine bağlı olarak kişiselleştirilmiş öğrenme içeriği sağlar.
inglês | turco |
---|---|
provide | sağlar |
learning | öğrenme |
personalized | kişiselleştirilmiş |
content | içerik |
users | kullanıcılar |
see | bu |
application | uygulama |
the | olarak |
EN Enforce consistent role-based access controls across all SaaS and self-hosted applications -- cloud, hybrid, or on-premises.
TR Bulut, hibrit veya şirket içi tüm SaaS ve kendi kendine barındırılan uygulamalarda tutarlı rol tabanlı erişim denetimleri uygulayın.
inglês | turco |
---|---|
access | erişim |
controls | denetimleri |
saas | saas |
applications | uygulamalarda |
cloud | bulut |
hybrid | hibrit |
consistent | tutarlı |
role | rol |
based | tabanlı |
all | tüm |
or | veya |
and | ve |
self | kendine |
on | kendi |
EN Authors wishing to self-archive book chapters can continue to reach out to Global Rights to seek the relevant permissions.
TR Kitap bölümlerini kendi arşivlerine almak isteyen yazarlar ilgili izinleri almak için Küresel Haklar ile iletişime geçmeye devam edebilir.
inglês | turco |
---|---|
authors | yazarlar |
book | kitap |
can | edebilir |
continue | devam |
global | küresel |
rights | haklar |
relevant | ilgili |
permissions | izinleri |
to | için |
reach | ile |
EN Is this a managed or self-managed solution?
TR Bu yönetilen bir çözüm mü, kendiliğinden yönetilen bir çözüm müdür?
inglês | turco |
---|---|
managed | yönetilen |
solution | çözüm |
this | bu |
a | bir |
EN Cloud hosting at Name.com is a self-managed solution
TR Name.com'da bulut barındırma kendiliğinden yönetilen bir çözümdür
inglês | turco |
---|---|
cloud | bulut |
name | name |
managed | yönetilen |
hosting | barındırma |
a | bir |
EN A base-level understanding of linux and command line is crucial to take advantage of this self-managed hosting solution.
TR Kendiliğinden yönetilen bu barındırma çözümünden yararlanmak için Linux ve komut satırı ile ilgili temel düzeyde bilgi elzemdir.
inglês | turco |
---|---|
linux | linux |
command | komut |
hosting | barındırma |
managed | yönetilen |
level | düzeyde |
this | bu |
line | ile |
a | temel |
and | ve |
of | in |
to | için |
EN Stellar is a platform for financial tools, with a self-serve architecture that makes it easy to issue Digital Assets, connect them to real-world assets, and exchange them using built-in orderbooks
TR Stellar kullanımı kolay Dijital Varlıklar çıkarmak, onları gerçek varlıklara bağlamak ve yerleşik teklif defterleri ile alıp satabilmek için self servis bir mimari ile yaratılmış bir finansal araçlar platformdur
inglês | turco |
---|---|
financial | finansal |
architecture | mimari |
easy | kolay |
assets | varlıklar |
built-in | yerleşik |
stellar | stellar |
self | self |
real | gerçek |
tools | araçlar |
using | kullanımı |
digital | dijital |
makes | ile |
and | ve |
Mostrando 50 de 50 traduções