EN Even better, when stuff is repaired, it holds on to all the energy and all the materials it used up during manufacturing. Nothing is wasted. Nothing is lost.
"nothing more difficult" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN Even better, when stuff is repaired, it holds on to all the energy and all the materials it used up during manufacturing. Nothing is wasted. Nothing is lost.
TR Daha da iyisi, bir şeyler tamir edildiğinde, üretim sırasında kullandığı tüm enerjiyi ve tüm malzemeleri de bünyesinde tutar. Hiçbir şey boşa gitmez. Hiçbir şey kaybolmaz.
inglês | turco |
---|---|
materials | malzemeleri |
manufacturing | üretim |
used | kullandığı |
and | ve |
during | sırasında |
even | bir |
all | tüm |
EN Even better, when stuff is repaired, it holds on to all the energy and all the materials it used up during manufacturing. Nothing is wasted. Nothing is lost.
TR Daha da iyisi, bir şeyler tamir edildiğinde, üretim sırasında kullandığı tüm enerjiyi ve tüm malzemeleri de bünyesinde tutar. Hiçbir şey boşa gitmez. Hiçbir şey kaybolmaz.
inglês | turco |
---|---|
materials | malzemeleri |
manufacturing | üretim |
used | kullandığı |
and | ve |
during | sırasında |
even | bir |
all | tüm |
EN If that is to remain the case, then two rules apply in the wilderness: leave nothing behind and take nothing with you but memories!
TR Doğal alanların bu özelliğini koruyabilmesi için başlıca iki kural var: Ardında iz bırakma ve yanına tatilin güzel hatırası dışında hiçbir şey alma!
inglês | turco |
---|---|
rules | kural |
and | ve |
but | bir |
leave | bu |
nothing | bir şey |
EN Privacy is an easy target for those in power who say, “if you have nothing to hide, you have nothing to fear.” This is a lie. The truth is that the people in positions of power have the least to worry about being private.
TR Gizlilik, gücü elinde tutanlar için kolay bir hedeftir ve şöyle derler: "Gizleyecek bir şeyin yoksa korkmana gerek yoktur." Bu bir yalandır. Doğrusu, güç sahibi olanların gizlilik hakkında en az endişelenen kişiler olduğudur.
inglês | turco |
---|---|
privacy | gizlilik |
easy | kolay |
this | bu |
have | gerek |
power | gücü |
about | hakkında |
a | bir |
EN nothing happened at that moment, but they do outreach more like a “regular task” that keeps them connected to the program ? many people find it useful to commit to making one (or more) outreach calls every day regardless of the circumstances
TR o anda hiçbir şey olmadı, ancak daha çok onları programa bağlı tutan "normal bir görev" gibi sosyal yardım yapıyorlar - birçok kişi, koşullar ne olursa olsun her gün bir (veya daha fazla) sosyal yardım çağrısı yapmayı yararlı buluyor
inglês | turco |
---|---|
connected | bağlı |
regular | normal |
task | görev |
useful | yararlı |
that | o |
or | veya |
people | kişi |
more | fazla |
many | birçok |
nothing | hiçbir |
a | bir |
them | onları |
EN That will be more difficult than it is for the vaccines currently being made available in the developing countries because there will also be a higher demand in more affluent countries.
TR Zengin ülkelerin kendi içinde de bir talep baskısı olması nedeniyle, gelişmekte olan ülkelere erişimin sağlandığı diğer aşılardakinden daha farklı ve zorlu bir süreç söz konusu olacaktır.
inglês | turco |
---|---|
developing | gelişmekte |
demand | talep |
countries | ülkelerin |
also | ve |
in | içinde |
will | olacaktır |
EN As you’d expect, a more difficult search term will have more competitors that are vying for the top spot.
TR Tahmin edebileceğiniz gibi, daha zor bir arama teriminin en üst sırada yer almak için yarışan daha fazla rakibi olacaktır.
inglês | turco |
---|---|
difficult | zor |
search | arama |
will | olacaktır |
have | almak |
for | için |
top | en |
a | bir |
EN The best tools and data are worth nothing if you don’t know how to use them. Browse our video tutorials to learn more about Ahrefs and get better at digital marketing.
TR En iyi araçlar ve veriler, nasıl kullanılacakları bilinmezse hiçbir fayda sağlamaz. Ahrefs hakkında daha fazla bilgi edinmek ve dijital pazarlamada kendinizi geliştirmek için eğitim videolarımıza göz atın.
inglês | turco |
---|---|
video | videolar |
ahrefs | ahrefs |
tools | araçlar |
data | veriler |
digital | dijital |
about | hakkında |
best | en |
tutorials | eğitim |
at | nda |
how | nasıl |
EN With over a decade of practical experience in SEO and digital marketing, there's nothing that excites him more than perfectly optimized and scalable processes.
TR SEO ve dijital pazarlamada on yılı aşkın pratik deneyimiyle, onu mükemmel şekilde optimize edilmiş ve ölçeklenebilir süreçlerden daha fazla heyecanlandıran hiçbir şey yoktur.
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
practical | pratik |
perfectly | mükemmel |
scalable | ölçeklenebilir |
seo | seo |
a | bir |
optimized | optimize |
and | ve |
in | aşkın |
digital | dijital |
EN And there's nothing more romantic than your honeymoon
TR Ve hiç bir şey balayınızdan daha romantik değildir
inglês | turco |
---|---|
romantic | romantik |
honeymoon | balayı |
and | ve |
more | daha |
EN Our unlimited plan offer an unlimited number of agents for a flat price, nothing more.
TR Sınırsız planımız, sabit bir fiyata sınırsız sayıda temsilci sunar, başka bir şey değil.
inglês | turco |
---|---|
unlimited | sınırsız |
offer | sunar |
price | fiyata |
plan | plan |
nothing | bir şey |
for | şey |
our | de |
a | sayıda |
EN And there's nothing more romantic than your honeymoon
TR Ve hiç bir şey balayınızdan daha romantik değildir
inglês | turco |
---|---|
romantic | romantik |
honeymoon | balayı |
and | ve |
more | daha |
EN And there's nothing more romantic than your honeymoon
TR Ve hiç bir şey balayınızdan daha romantik değildir
inglês | turco |
---|---|
romantic | romantik |
honeymoon | balayı |
and | ve |
more | daha |
EN And there's nothing more romantic than your honeymoon
TR Ve hiç bir şey balayınızdan daha romantik değildir
inglês | turco |
---|---|
romantic | romantik |
honeymoon | balayı |
and | ve |
more | daha |
EN And there's nothing more romantic than your honeymoon
TR Ve hiç bir şey balayınızdan daha romantik değildir
inglês | turco |
---|---|
romantic | romantik |
honeymoon | balayı |
and | ve |
more | daha |
EN And there's nothing more romantic than your honeymoon
TR Ve hiç bir şey balayınızdan daha romantik değildir
inglês | turco |
---|---|
romantic | romantik |
honeymoon | balayı |
and | ve |
more | daha |
EN And there's nothing more romantic than your honeymoon
TR Ve hiç bir şey balayınızdan daha romantik değildir
inglês | turco |
---|---|
romantic | romantik |
honeymoon | balayı |
and | ve |
more | daha |
EN And there's nothing more romantic than your honeymoon
TR Ve hiç bir şey balayınızdan daha romantik değildir
inglês | turco |
---|---|
romantic | romantik |
honeymoon | balayı |
and | ve |
more | daha |
EN And there's nothing more romantic than your honeymoon
TR Ve hiç bir şey balayınızdan daha romantik değildir
inglês | turco |
---|---|
romantic | romantik |
honeymoon | balayı |
and | ve |
more | daha |
EN And there's nothing more romantic than your honeymoon
TR Ve hiç bir şey balayınızdan daha romantik değildir
inglês | turco |
---|---|
romantic | romantik |
honeymoon | balayı |
and | ve |
more | daha |
EN And there's nothing more romantic than your honeymoon
TR Ve hiç bir şey balayınızdan daha romantik değildir
inglês | turco |
---|---|
romantic | romantik |
honeymoon | balayı |
and | ve |
more | daha |
EN And there's nothing more romantic than your honeymoon
TR Ve hiç bir şey balayınızdan daha romantik değildir
inglês | turco |
---|---|
romantic | romantik |
honeymoon | balayı |
and | ve |
more | daha |
EN And there's nothing more romantic than your honeymoon
TR Ve hiç bir şey balayınızdan daha romantik değildir
inglês | turco |
---|---|
romantic | romantik |
honeymoon | balayı |
and | ve |
more | daha |
EN And there's nothing more romantic than your honeymoon
TR Ve hiç bir şey balayınızdan daha romantik değildir
inglês | turco |
---|---|
romantic | romantik |
honeymoon | balayı |
and | ve |
more | daha |
EN You will continue to be able to produce, but effectively you will be nothing more than a workbench for products and services developed elsewhere.
TR Bu durumda üretmeye devam edersiniz, ama başka bir yerde geliştirilen ürün ve hizmetler için bir iş tezgâhı olmaktan öteye gidemezsiniz.
inglês | turco |
---|---|
continue | devam |
developed | geliştirilen |
you will | edersiniz |
but | ama |
and | ve |
products | ürün |
services | hizmetler |
a | bir |
EN There is nothing you have experienced or thought that one or more of us has not already experienced
TR Sizin deneyimlediğiniz ya da bir ya da daha fazlasının yaşamadığını düşündüğünüz hiçbir şey yok
inglês | turco |
---|---|
of | bir |
EN Our unlimited plan offers all our features for a flat price, nothing more.
TR Sınırsız planımız, sabit bir fiyata sınırsız sayıda temsilci sunar, başka bir şey değil.
inglês | turco |
---|---|
unlimited | sınırsız |
offers | sunar |
price | fiyata |
plan | plan |
nothing | bir şey |
our | de |
a | sayıda |
EN Cable placement makes battery removal more difficult than necessary.
TR Kablo yerleşimi, pilin çıkarılmasını gereğinden fazla zorlaştırır.
inglês | turco |
---|---|
cable | kablo |
more | fazla |
EN The difficulty is a measure of how difficult it is to mine a Bitcoin block, or in more technical terms, to find a hash below a given target
TR Zorluk, bir Bitcoin bloğunu kazıma zorluğu ya da daha teknik olarak belirtmek gerekirse, belli bir hedefin altında bir hash bulma zorluğudur
inglês | turco |
---|---|
difficulty | zorluk |
bitcoin | bitcoin |
technical | teknik |
find | bulma |
in | da |
a | bir |
EN Accepting cryptocurrencies is not as difficult as you might think. Read more about the increase in cryptocurrencies as a payment method today and how easy it is to incorporate it into your business.
TR Kripto para birimlerini kabul etmek sandığınız kadar zor değildir. Kripto paraların giderek artan şekilde ödeme yöntemi olarak kullandığını ve işletmenizde kullanmanın ne kadar kolay olduğunu öğrenin.
inglês | turco |
---|---|
cryptocurrencies | kripto para |
difficult | zor |
method | yöntemi |
easy | kolay |
business | iş |
is | olduğunu |
more | de |
read | ve |
the | kabul |
payment | ödeme |
not | değildir |
EN This was June 2017, and so I?ve now been in ITAA for two and a half years.ITAA was a lot more difficult for me than CGAA, because it?s not as black and white
TR Bu Haziran 2017'ydi ve şimdi iki buçuk yıldır ITAA'dayım.ITAA benim için CGAA'dan çok daha zordu çünkü o kadar siyah beyaz değil
inglês | turco |
---|---|
june | haziran |
itaa | itaa |
and | ve |
white | beyaz |
black | siyah |
this | bu |
now | şimdi |
years | kadar |
more | daha |
two | iki |
EN With more than 350 computational functions at your disposal, you can quickly solve even the most difficult calculations and make sound decisions based on solid results.
TR Size yardımcı olmaya hazır 350’den fazla fonksiyonla, en zor ve karmaşık hesaplamaları bile hızlıca çözebilir ve kesin sonuçlara dayalı güvenilir kararlar verebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
difficult | zor |
decisions | kararlar |
quickly | hızlı |
most | en |
even | bile |
results | sonuç |
on | güvenilir |
more | fazla |
and | ve |
the | size |
based | dayalı |
EN Cable placement makes battery removal more difficult than necessary.
TR Kablo yerleşimi, pilin çıkarılmasını gereğinden fazla zorlaştırır.
inglês | turco |
---|---|
cable | kablo |
more | fazla |
EN However, agreement is then also much more difficult to reach
TR Ancak geçerlilik alanı genişledikçe bir anlaşmaya varmanın da giderek zorlaşacağı çok açık
inglês | turco |
---|---|
also | da |
however | bir |
to | e |
EN The second phase of the experiment will admittedly be more difficult
TR Deneyin ikinci aşaması ise daha zor olacak
inglês | turco |
---|---|
difficult | zor |
second | ikinci |
more | daha |
the | ise |
will | olacak |
EN But is German really more difficult to learn than other languages? We don’t think so
TR Fakat Almanca öğrenmek, gerçekten diğer dilleri öğrenmekten daha mı zor? Bize göre: Hayır
inglês | turco |
---|---|
difficult | zor |
we | bize |
other | diğer |
but | fakat |
german | almanca |
really | gerçekten |
learn | öğrenmek |
EN The five-per-cent-clause prevents too many small parties from being represented in the parliament, a circumstance that would make the formation of a government coalition more difficult.
TR Yüzde beşlik baraj, çok fazla sayıda küçük partinin temsil edilmesini engelliyor; aksi durum, parlamentoda hükümet kurabilecek bir koalisyonun oluşmasını zorlaştırabilir.
inglês | turco |
---|---|
small | küçük |
represented | temsil |
government | hükümet |
in | da |
a | sayıda |
more | fazla |
EN And, of course, there are applicants who are so good they can choose their employer, thanks to their language talents and charisma – and others who find it a little more difficult to find the right medical trainer
TR Ayrıca, kliniklerden doktor muayenehanelerine, ebelikten gerontolojiye, imkan yelpazesi oldukça geniş
inglês | turco |
---|---|
to | ayrıca |
EN Mobile search results can be more difficult to predict because of the wide variation in mobile display sizes and resolutions.
TR Mobil ekran boyutları ve çözünürlüklerindeki büyük farklılıklar nedeniyle mobil arama sonuçlarını tahmin etmek daha zor olabilir.
inglês | turco |
---|---|
mobile | mobil |
difficult | zor |
display | ekran |
and | ve |
search | arama |
be | olabilir |
results | sonuçlarını |
to | etmek |
more | daha |
of | nedeniyle |
EN The difficulty is a measure of how difficult it is to mine a Bitcoin block, or in more technical terms, to find a hash below a given target
TR Zorluk, bir Bitcoin bloğunu kazıma zorluğu ya da daha teknik olarak belirtmek gerekirse, belli bir hedefin altında bir hash bulma zorluğudur
inglês | turco |
---|---|
difficulty | zorluk |
bitcoin | bitcoin |
technical | teknik |
find | bulma |
in | da |
a | bir |
EN Accepting cryptocurrencies is not as difficult as you might think. Read more about the increase in cryptocurrencies as a payment method today and how easy it is to incorporate it into your business.
TR Kripto para birimlerini kabul etmek sandığınız kadar zor değildir. Kripto paraların giderek artan şekilde ödeme yöntemi olarak kullandığını ve işletmenizde kullanmanın ne kadar kolay olduğunu öğrenin.
inglês | turco |
---|---|
cryptocurrencies | kripto para |
difficult | zor |
method | yöntemi |
easy | kolay |
business | iş |
is | olduğunu |
more | de |
read | ve |
the | kabul |
payment | ödeme |
not | değildir |
EN Discover how the new patented technology, optimized filling, allows you to increase machine speed and fill more difficult products.
TR Yeni patentli teknoloji optimize edilmiş dolumun makine hızını artırmanızı ve daha zor ürünleri doldurmanızı nasıl sağladığını keşfedin.
inglês | turco |
---|---|
discover | keşfedin |
patented | patentli |
technology | teknoloji |
machine | makine |
difficult | zor |
products | ürünleri |
new | yeni |
optimized | optimize |
and | ve |
speed | hız |
how | nasıl |
EN Plant-based products are on a roll. They’re popular with customers but difficult to perfect. Download our white paper and learn more.
TR Bitki bazlı ürünler başarılı ürünlerdir. Müşteriler arasında popülerdir oldukları halde mükemmelleştirilmeleri zordur. Teknik raporumuzu indirerek daha fazla bilgi edinin.
inglês | turco |
---|---|
customers | müşteriler |
learn | bilgi |
plant | bitki |
based | bazlı |
products | ürünler |
EN Don't make their work any more difficult than it needs to be by openly arguing with them or criticizing moderation in general
TR Onlarla açıkça tartışarak veya genel olarak ılımlılığı eleştirerek işlerini olması gerekenden daha zor hale getirmeyin
inglês | turco |
---|---|
work | iş |
difficult | zor |
to be | olması |
general | genel |
or | veya |
EN Don't make their work any more difficult than it needs to be by openly arguing with them or criticizing moderation in general
TR Onlarla açıkça tartışarak veya genel olarak ılımlılığı eleştirerek işlerini olması gerekenden daha zor hale getirmeyin
inglês | turco |
---|---|
work | iş |
difficult | zor |
to be | olması |
general | genel |
or | veya |
EN Don't make their work any more difficult than it needs to be by openly arguing with them or criticizing moderation in general
TR Onlarla açıkça tartışarak veya genel olarak ılımlılığı eleştirerek işlerini olması gerekenden daha zor hale getirmeyin
inglês | turco |
---|---|
work | iş |
difficult | zor |
to be | olması |
general | genel |
or | veya |
EN Don't make their work any more difficult than it needs to be by openly arguing with them or criticizing moderation in general
TR Onlarla açıkça tartışarak veya genel olarak ılımlılığı eleştirerek işlerini olması gerekenden daha zor hale getirmeyin
inglês | turco |
---|---|
work | iş |
difficult | zor |
to be | olması |
general | genel |
or | veya |
EN Don't make their work any more difficult than it needs to be by openly arguing with them or criticizing moderation in general
TR Onlarla açıkça tartışarak veya genel olarak ılımlılığı eleştirerek işlerini olması gerekenden daha zor hale getirmeyin
inglês | turco |
---|---|
work | iş |
difficult | zor |
to be | olması |
general | genel |
or | veya |
EN Don't make their work any more difficult than it needs to be by openly arguing with them or criticizing moderation in general
TR Onlarla açıkça tartışarak veya genel olarak ılımlılığı eleştirerek işlerini olması gerekenden daha zor hale getirmeyin
inglês | turco |
---|---|
work | iş |
difficult | zor |
to be | olması |
general | genel |
or | veya |
EN Don't make their work any more difficult than it needs to be by openly arguing with them or criticizing moderation in general
TR Onlarla açıkça tartışarak veya genel olarak ılımlılığı eleştirerek işlerini olması gerekenden daha zor hale getirmeyin
inglês | turco |
---|---|
work | iş |
difficult | zor |
to be | olması |
general | genel |
or | veya |
Mostrando 50 de 50 traduções