EN It will also benefit applications that need temporary storage of data, such as batch and log processing and applications that need caches and scratch files.
"benefit applications" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN It will also benefit applications that need temporary storage of data, such as batch and log processing and applications that need caches and scratch files.
TR Ayrıca, toplu ve günlük işleme gibi verilerin geçici olarak depolanmasını gerektiren uygulamalar ve ara belleklere ve geçici dosyalara ihtiyaç duyan uygulamalar için de uygundur.
inglês | turco |
---|---|
applications | uygulamalar |
temporary | geçici |
data | verilerin |
processing | işleme |
need | ihtiyaç |
and | ve |
of | in |
as | gibi |
EN The European Outdoor Conservation Association (EOCA) is inviting applications for its grant programme to fund projects which benefit biodiversity in a wild landscape.
TR Avrupa Doğayı Koruma Derneği (EOCA), vahşi doğada biyolojik çeşitliliğe fayda sağlayan projeleri finanse etmek için hibe programı başlattı.
inglês | turco |
---|---|
european | avrupa |
conservation | koruma |
association | derneği |
its | in |
grant | hibe |
projects | projeleri |
benefit | fayda |
programme | program |
EN Applications that take a while to bootstrap and persist state into memory (RAM) can benefit from this feature
TR Önyüklenmesi ve bellekte (RAM) kalıcı hale gelmesi zaman alan uygulamalarda bu özellikten yararlanılabilir
inglês | turco |
---|---|
applications | uygulamalarda |
ram | ram |
this | bu |
and | ve |
to | alan |
EN The European Outdoor Conservation Association (EOCA) is inviting applications for its grant programme to fund projects which benefit biodiversity in a wild landscape.
TR Avrupa Doğayı Koruma Derneği (EOCA), vahşi doğada biyolojik çeşitliliğe fayda sağlayan projeleri finanse etmek için hibe programı başlattı.
inglês | turco |
---|---|
european | avrupa |
conservation | koruma |
association | derneği |
its | in |
grant | hibe |
projects | projeleri |
benefit | fayda |
programme | program |
EN If you’re in charge of hiring counselors for your summer camp, our free Summer Camp Job Applications will help you accept and organize applications online
TR Yaz kampınız için danışman tutmaktan sorumluysanız, ücretsiz Yaz Kampı İş Başvurularımız, başvuruları online almanıza ve düzenlemenize yardımcı olacaktır
inglês | turco |
---|---|
summer | yaz |
online | online |
free | ücretsiz |
help | yardımcı |
will | olacaktır |
of | in |
applications | başvurular |
and | ve |
for | için |
EN Our cylinders are designed for rugged applications like offshore drilling rigs and steel mills, and civil engineering applications such as bridges and hydropower gates.
TR Silindirlerimiz, açık deniz sondaj kuleleri ve çelik fabrikaları gibi zorlu uygulamalar ve köprüler ile hidroelektrik santrali kapakları gibi inşaat mühendisliği uygulamaları için tasarlanmıştır.
inglês | turco |
---|---|
steel | çelik |
engineering | inşaat |
and | ve |
as | gibi |
EN Android and iOS compatible, hybrid mobile applications, progressive web applications (PWA) suitable for your specific scenario
TR Özel senaryonuza uygun Android ve iOS uyumlu, hibrit mobil uygulamalar, ileri web uygulamaları (PWA)
inglês | turco |
---|---|
ios | ios |
compatible | uyumlu |
hybrid | hibrit |
web | web |
android | android |
mobile | mobil |
for | uygun |
and | ve |
EN What was previously open to all applications is now closed to only those applications approved by the access providers—who control the underlying infrastructure.
TR Daha önce bütün uygulamalara açık iken artık yalnızca temelindeki altyapıyı kontrol eden erişim sağlayıcılar tarafından onaylanan uygulamalara açık.
inglês | turco |
---|---|
open | açık |
control | kontrol |
access | erişim |
providers | sağlayıcılar |
by | tarafından |
all | bütün |
only | yalnızca |
the | önce |
now | artık |
EN Applications in ROKAPOS Café Bar Restaurant Automation system are ready to use, when you activate your membership, you can start working with the applications immediately.
TR ROKAPOS Kafe Bar Restoran Otomasyonu sistemi içindeki uygulamaları kullanıma hazır şekildedir, üyeliğinizi aktif duruma getirdiğinizde uygulamalar ile hemen çalışmaya başlayabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
automation | otomasyonu |
system | sistemi |
ready | hazır |
bar | bar |
restaurant | restoran |
immediately | hemen |
with | ile |
EN Increased visibility: Promoting your applications through our database of partner applications searchable by customers, Zebra resellers and Zebra sales reps
TR Daha fazla izlenebilirlik: Müşterileriniz, Zebra satış bayileri ve Zebra satış temsilcileri tarafından aranabilen iş ortağı uygulamaları veritabanımız ile uygulamalarınızı tanıtın
inglês | turco |
---|---|
database | veritabanı |
customers | müşterileriniz |
zebra | zebra |
sales | satış |
partner | ortağı |
by | tarafından |
applications | uygulamalar |
and | ve |
EN (a) Mobiroller provides an online service that allows its Customers to create Mobile Applications and Publish these Mobile Applications in related Application Marketplaces
TR (a) Mobiroller, Müşterilerinin Mobil Uygulamalar oluşturmasına ve bu Mobil Uygulamaları ilgili Uygulama Pazaryerlerinde Yayınlamasına olanak tanıyan bir çevrimiçi hizmet sağlar
inglês | turco |
---|---|
mobiroller | mobiroller |
customers | müşterilerinin |
mobile | mobil |
related | ilgili |
to create | oluşturmasına |
online | çevrimiçi |
service | hizmet |
and | ve |
these | bu |
application | uygulama |
a | bir |
provides | sağlar |
EN Ideal for customers who are looking to build new/next-gen applications or implement a strategy to design hybrid applications.
TR Yeni/gelecek nesil uygulamalar oluşturmak veya hibrit uygulamalar tasarlamak için bir strateji uygulamak isteyen müşteriler için idealdir.
inglês | turco |
---|---|
ideal | idealdir |
customers | müşteriler |
new | yeni |
applications | uygulamalar |
implement | uygulamak |
strategy | strateji |
hybrid | hibrit |
or | veya |
next | nesil |
to design | tasarlamak |
a | bir |
EN This means you can easily move applications between their on-premises environments and AWS without having to purchase any new hardware, rewrite applications, or modify your operations.
TR Bu sayede yeni donanım satın almadan, uygulamaları yeniden yazmadan veya operasyon sürecinizi değiştirmeden uygulamaları şirket içi ortamlar ve AWS arasında kolayca taşıyabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
easily | kolayca |
environments | ortamlar |
aws | aws |
hardware | donanım |
new | yeni |
purchase | satın |
this | bu |
applications | uygulamalar |
or | veya |
between | arası |
and | ve |
to | arasında |
EN Android and iOS compatible, hybrid mobile applications, progressive web applications (PWA) suitable for your specific scenario
TR Özel senaryonuza uygun Android ve iOS uyumlu, hibrit mobil uygulamalar, ileri web uygulamaları (PWA)
inglês | turco |
---|---|
ios | ios |
compatible | uyumlu |
hybrid | hibrit |
web | web |
android | android |
mobile | mobil |
for | uygun |
and | ve |
EN Applications in ROKAPOS Café Bar Restaurant Automation system are ready to use, when you activate your membership, you can start working with the applications immediately.
TR ROKAPOS Kafe Bar Restoran Otomasyonu sistemi içindeki uygulamaları kullanıma hazır şekildedir, üyeliğinizi aktif duruma getirdiğinizde uygulamalar ile hemen çalışmaya başlayabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
automation | otomasyonu |
system | sistemi |
ready | hazır |
bar | bar |
restaurant | restoran |
immediately | hemen |
with | ile |
EN What was previously open to all applications is now closed to only those applications approved by the access providers—who control the underlying infrastructure.
TR Daha önce bütün uygulamalara açık iken artık yalnızca temelindeki altyapıyı kontrol eden erişim sağlayıcılar tarafından onaylanan uygulamalara açık.
inglês | turco |
---|---|
open | açık |
control | kontrol |
access | erişim |
providers | sağlayıcılar |
by | tarafından |
all | bütün |
only | yalnızca |
the | önce |
now | artık |
EN They will also power data- and analytics-intensive applications such as advanced robotics, smart applications (cities, factories, security, transportation, wearables), VR/AR and more.
TR Ayrıca gelişmiş robotik, akıllı uygulamalar (şehirler, fabrikalar, güvenlik, ulaşım, giyilebilir cihazlar), VR/AR ve daha fazlası gibi veri ve analiz yoğun uygulamalara güç sağlayacaktır.
inglês | turco |
---|---|
applications | uygulamalar |
security | güvenlik |
transportation | ulaşım |
advanced | gelişmiş |
smart | akıllı |
cities | şehirler |
intensive | yoğun |
power | güç |
more | fazlası |
data | veri |
analytics | analiz |
and | ve |
as | gibi |
EN It will enable you to optimize your existing WebSphere entitlements, modernize your applications, and build new cloud-native Java EE applications.
TR Var olan WebSphere yetkilerinizi optimize etmek, uygulamalarınızı modernize etmek ve yeni bulut tabanlı Java EE uygulamaları oluşturmak için size olanak sağlayacaktır.
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
java | java |
cloud | bulut |
optimize | optimize |
build | oluşturmak |
applications | uygulamalar |
and | ve |
EN If you’re in charge of hiring counselors for your summer camp, our free Summer Camp Job Applications will help you accept and organize applications online
TR Yaz kampınız için danışman tutmaktan sorumluysanız, ücretsiz Yaz Kampı İş Başvurularımız, başvuruları online almanıza ve düzenlemenize yardımcı olacaktır
inglês | turco |
---|---|
summer | yaz |
online | online |
free | ücretsiz |
help | yardımcı |
will | olacaktır |
of | in |
applications | başvurular |
and | ve |
for | için |
EN However, if administrators let users install Creative Cloud applications via the Creative Cloud for desktop app using an Adobe account, users can share information about how they use the applications
TR Ancak yöneticiler kullanıcıların bir Adobe hesabı kullanarak Creative Cloud uygulamalarını Masaüstü için Creative Cloud aracılığıyla yüklemelerine izin verirse kullanıcılar uygulamaların kullanımıyla ilgili bilgileri paylaşabilir
inglês | turco |
---|---|
cloud | cloud |
adobe | adobe |
information | bilgileri |
account | hesabı |
creative | creative |
desktop | masaüstü |
about | ilgili |
share | paylaş |
applications | uygulamalar |
however | bir |
using | kullanarak |
the | ancak |
users | kullanıcılar |
use | kullanım |
EN Table A below sets out details of the individual cookies and tracking solutions that we currently use with our devices, website and applications, including mobile applications, and the purposes for which we use them.
TR Aşağıdaki Tablo A’da, mobil uygulamalar dahil olmak üzere şu anda cihazlarımız, web sitesi ve uygulamalarımız ile kullandığımız münferit çerezler ve izleme çözümlerinin bazıları ve bunları kullanmamızın amacı açıklanmaktadır.
EN Elsevier is a global information analytics business that helps institutions and professionals advance healthcare, open science and improve performance for the benefit of humanity
TR Elsevier, kurumlar ve profesyonellerin insanlığa fayda sağlamak üzere sağlık sektörünün geliştirmesi, bilimi açık hale getirmesi ve performansı artırmasına yardımcı olan küresel bir bilgi analiz şirketidir
inglês | turco |
---|---|
global | küresel |
analytics | analiz |
healthcare | sağlık |
open | açık |
benefit | fayda |
elsevier | elsevier |
information | bilgi |
and | ve |
science | bilimi |
a | yardımcı |
is | olan |
EN Our goal is to expand the boundaries of knowledge for the benefit of humanity.
TR Hedefimiz insanlık namına bilginin sınırlarını genişletmektir.
inglês | turco |
---|---|
boundaries | sınırları |
of | ın |
our goal | hedefimiz |
EN Working together, we can achieve a more inclusive, collaborative and transparent world of research. We believe open science can benefit research and society and drive research performance.
TR Birlikte çalışarak daha kapsayıcı, ortak çalışmaya dayalı ve şeffaf bir araştırma dünyası oluşturabiliriz. Açık bilimin araştırmalara ve topluma fayda sağlayacağına ve araştırma performansını artıracağına inanıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
more | daha |
collaborative | ortak |
open | açık |
benefit | fayda |
society | topluma |
working | çalışarak |
inclusive | kapsayıcı |
transparent | şeffaf |
world | dünyası |
we believe | inanıyoruz |
and | ve |
research | araştırma |
a | bir |
of | birlikte |
performance | performans |
EN Most journals and editors benefit from the guidance of an Editorial Board, which provides expert advice on content, helps to attract new authors and encourage submissions and lends a helping hand with peer review.
TR Çoğu dergi ve editör, içerikler konusunda uzman tavsiyeleri sağlayan, yeni yazarlar çekmeye yardımcı olan, gönderimleri teşvik eden ve hakem denetimi konusunda destek sağlayan bir Editörlük Kurulunun rehberliğinden yararlanabilir.
inglês | turco |
---|---|
journals | dergi |
expert | uzman |
new | yeni |
authors | yazarlar |
encourage | teşvik |
hand | sağ |
review | denetimi |
a | yardımcı |
and | ve |
guidance | destek |
to | konusunda |
EN Growing open source projects can benefit from formal rules for making decisions.
TR Büyüyen açık kaynak projeleri, karar almak için resmi kurallardan yararlanabilir.
inglês | turco |
---|---|
growing | büyüyen |
open | açık |
source | kaynak |
projects | projeleri |
formal | resmi |
decisions | karar |
for | için |
EN ReusableThe key benefit for the wider research community of having research data being shared is the ability to reuse this data
TR Yeniden kullanılabilirGenel olarak araştırma camiası için verilerin paylaşılmasının en önemli faydası, bu verileri yeniden kullanabilme imkanı sağlamasıdır
inglês | turco |
---|---|
research | araştırma |
key | önemli |
this | bu |
data | verileri |
of | in |
EN Maximizing the benefit from existing, proven infrastructure
TR Mevcut, kanıtlanmış altyapının faydalarından maksimum seviyede yararlanılması
inglês | turco |
---|---|
existing | mevcut |
infrastructure | altyapı |
proven | kanıtlanmış |
EN Whether you are looking to reach your targets via print or digital, we provide a distinctive way to showcase your original articles, where you can benefit from an informed and relevant readership
TR Hedeflerinize ulaşmayı ister basılı ister dijital olarak istiyor olun, özgün makalelerinizi sergilemeniz için, bilgili ve uygun okurlara ulaşabileceğiniz seçkin bir yöntem sağlarız
inglês | turco |
---|---|
way | yöntem |
informed | bilgili |
original | özgün |
we provide | sağlarız |
provide | sağlar |
relevant | uygun |
digital | dijital |
and | ve |
to | için |
EN Stand out from the crowd with reproductions of your cutting-edge articles on high-quality paper that can be fully customised to appeal to niche audiences across every speciality. Benefit from associating your
TR En iyi makalelerinizin, her uzmanlık alanındaki niş kitlelere hitap edecek şekilde tam olarak kişiselleştirilebilir, yüksek kaliteli kağıt üzerindeki reprodüksiyonlarıyla öne çıkın. Markanızı dünyaca saygı duyulan
inglês | turco |
---|---|
paper | kağıt |
speciality | uzmanlık |
high | yüksek |
quality | kaliteli |
on | üzerindeki |
can | ne |
the | şekilde |
to | her |
EN Benefit from the perfect opportunity to share authoritative and original content in a format that resonates with medical professionals who are pushed for time
TR Güvenilir ve özgün içerikleri, deneyimli tıp uzmanlarının arasında yankı uyandıran bir formatta paylaşma fırsatından yararlanın
inglês | turco |
---|---|
medical | tıp |
professionals | uzmanlar |
original | özgün |
and | ve |
opportunity | fırsat |
a | bir |
share | paylaş |
the | arasında |
EN The average number of monthly searches of a particular keyword over 12 months. Estimate the keyword’s value and benefit for your rankings.
TR 12 ay boyunca belirli bir anahtar kelimenin ortalama aylık arama sayısı. Anahtar kelimenin değerini tahmin edin ve sıralamalarınız için fayda sağlayın.
inglês | turco |
---|---|
average | ortalama |
searches | arama |
estimate | tahmin |
benefit | fayda |
rankings | sıralamalarını |
monthly | aylık |
months | ay |
for | için |
of | in |
and | ve |
value | bir |
EN Papers published in the open access mirror journal will be published on ScienceDirect and benefit from the same level of visibility and discoverability only available on this industry-leading platform
TR Açık erişimli ayna dergide yayınlanan makaleler ScienceDirect'te yayınlanır ve yalnızca bu sektör lideri platformda mevcut olan aynı seviyedeki görünürlük ve keşfedilebilirlikten yararlanır
inglês | turco |
---|---|
published | yayınlanan |
access | erişimli |
mirror | ayna |
visibility | görünürlük |
platform | platformda |
industry | sektör |
leading | lideri |
this | bu |
open | açık |
and | ve |
the | aynı |
EN Commitment to the Access of Benefit Sharing with all the parties in your supply chain.
TR Tedarik zincirinizdeki tüm taraflarla beraber Fayda Paylaşımı Erişimine bağlılık.
inglês | turco |
---|---|
benefit | fayda |
parties | taraflarla |
supply | tedarik |
access | erişimine |
all | tüm |
sharing | paylaşımı |
with | beraber |
EN Asil College serves with the concept of boutique school, because it defends that every student have to benefit of schools technological and social facilities equally
TR Asil Okulları her öğrencinin okulun teknolojik ve sosyal imkanlarından eşit düzeyde yararlanması gerektiğini savunduğu için Butik Okul konseptiyle eğitim ve öğretim hizmeti vermektedir
inglês | turco |
---|---|
boutique | butik |
technological | teknolojik |
social | sosyal |
and | ve |
school | okul |
schools | okullar |
because | için |
EN Benefit from free DNS, routing and parking page
TR Ücretsiz DNS, yönlendime ve park sayfasından yararlanın
inglês | turco |
---|---|
dns | dns |
and | ve |
parking | park |
page | sayfası |
EN Customer Product Order Setup Template is designed for any company looking to provide order details regarding customer or core product, the benefit of a product. You can modify the template based on your specific business needs.
TR Oto Servis İş Emri Formu, sayfalar dolusu evrakla uğraşmadan araç servis ve bakım hizmeti veren işletmelerin süreç yönetimlerine ve hızlıca Oto Servis İş Emri oluşturmasına yardımcı olur.
inglês | turco |
---|---|
the | araç |
a | yardımcı |
business | iş |
template | formu |
your | ve |
can | olur |
EN Learn more about how photographers can benefit from using online forms.
TR Fotoğrafçıların online formlardan nasıl yararlandıklarını öğrenmek için şu blog yazımıza göz atabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
online | online |
how | nasıl |
learn | öğrenmek |
from | için |
EN Another benefit is that the value of your staked coins doesn't depreciate unlike with ASICs and other mining hardware
TR Bir diğer avantaj da stake ettiğiniz coinlerin değerinin ASIC ve diğer madencilik donanımlarında olduğu gibi azalmak yerine, sadece piyasa fiyatlarındaki dalgalanmalardan etkileneceği gerçeğidir
inglês | turco |
---|---|
benefit | avantaj |
mining | madencilik |
other | diğer |
is | olduğu |
value | bir |
and | ve |
another | bir diğer |
EN In addition, its everyday use is expected to benefit businesses, individuals, and public sector services in the Latin American country.
TR Ayrıca, günlük kullanımının Latin Amerika ülkesindeki işletmelere, bireylere ve kamu sektörü hizmetlerine fayda sağlaması beklenmektedir.
inglês | turco |
---|---|
everyday | günlük |
benefit | fayda |
businesses | işletmelere |
individuals | bireylere |
and | ve |
public | kamu |
services | hizmetlerine |
latin | latin |
to | ayrıca |
american | amerika |
use | kullanım |
sector | sektör |
EN Benefit from our advanced security tools made available across Windows, Mac, Android & iOS.
TR Windows, Mac, Android ve iOS’teki gelişmiş güvenlik araçlarımızdan faydalanın.
inglês | turco |
---|---|
our | ve |
security | güvenlik |
windows | windows |
mac | mac |
android | android |
advanced | gelişmiş |
tools | araçları |
EN Bane NOR has also gotten additional benefit from the game as a visual aid for emergency responders
TR Bane NOR ayrıca acil durum müdahalecileri için görsel bir yardım olarak oyundan ek fayda sağladı
inglês | turco |
---|---|
benefit | fayda |
aid | yardım |
emergency | acil durum |
additional | ek |
visual | görsel |
also | ayrıca |
for | için |
a | bir |
EN As an added benefit, you can exchange their interest in Fairmont Heritage Place for vacations at any Fairmont hotel or resort worldwide
TR İlave bir avantaj olarak, Fairmont Heritage Place’teki paylarını dünya çapındaki herhangi bir Fairmont otel veya tatil köyü ile değiştirebilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
benefit | avantaj |
fairmont | fairmont |
place | iş |
vacations | tatil |
heritage | heritage |
at | de |
hotel | otel |
or | veya |
any | herhangi |
worldwide | çapındaki |
EN (Available to owners opting in the Owners Benefit Program).
TR (Mülk Sahipleri Avantaj Programı’nı seçen mülk sahipleri için mevcuttur).
inglês | turco |
---|---|
available | mevcuttur |
benefit | avantaj |
owners | sahipleri |
program | programı |
to | için |
EN All civil society actors may benefit from Networks-Platforms Database if they seek for opportunities of intra-civil society cooperation.
TR Ağlar-Platformlar Veritabanı'ndan sivil toplum içi işbirlikleri oluşturmak isteyen bütün sivil toplum aktörleri yararlanabilir.
inglês | turco |
---|---|
all | bütün |
civil | sivil |
society | toplum |
database | veritabanı |
EN “Kibar Volunteers,” which brings all volunteering activities within the body of Kibar Holding and the Group Companies together under one roof, aim to contribute more to the benefit of society
TR Kibar Holding ve Grup Şirketlerinde yapılan tüm gönüllülük çalışmalarını tek çatı altında buluşturan “Kibar Gönüllülleri”, toplum yararına daha fazla katkı sağlamayı amaçlıyor
EN The tools were designed for the user and to benefit the user directly
TR Araçlar kullanıcıyı düşünerek ve kullanıcının yararına tasarlanmıştır
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
user | kullanıcı |
the user | kullanıcının |
tools | araçlar |
designed | tasarlanmış |
EN There are countless ways you can gain valuable feedback from both current and potential customers. Now is the time to offer them a benefit or two!
TR Değer verdiğiniz insanların fikirlerini almanın birçok yolu var. forms.app sizin için en etkili ve hızlı yöntemi sunar.
inglês | turco |
---|---|
ways | yolu |
offer | sunar |
a | bir |
countless | çok |
and | ve |
both | de |
the | sizin |
EN The second vital benefit is authentication
TR SSL / TLS?nin ikinci çok önemli yararı, kimlik doğrulamadır
inglês | turco |
---|---|
second | ikinci |
authentication | kimlik |
the | nin |
EN It helps prevent website impersonation.Another major benefit of an SSL/TLS connection is data integrity
TR Websitelerinde kimlik taklitlerini önlemeye yardımcı olur.SSL / TLS bağlantısının bir diğer önemli yararı da veri bütünlüğüdür
inglês | turco |
---|---|
helps | yardımcı olur |
data | veri |
major | önemli |
ssl | ssl |
tls | tls |
connection | bağlantı |
integrity | bütünlüğü |
another | bir diğer |
of | bir |
Mostrando 50 de 50 traduções