Traduzir "being met" para turco

Mostrando 50 de 50 traduções da frase "being met" de inglês para turco

Tradução de inglês para turco de being met

inglês
turco

EN Such independent examination helps ensure that security standards are consistently being met or exceeded

TR Bu bağımsız inceleme, güvenlik standartlarının veya daha fazlasının devamlı olarak sağlandığından emin olmamıza yardım ediyor

inglês turco
independent bağımsız
helps yardım
security güvenlik
or veya
such bu
ensure emin
standards standartları

EN Imagine being able to find a mention in an audio or video file by typing into a search box, clicking on a link, and being immediately transported to the exact moment that your word or phrase of interest was spoken. That's the power of Sonix.

TR Bir ses veya video dosyasında bir arama kutusuna yazarak, bir bağlantıya tıklayarak ve sözcüğünüzün veya ilgili cümlenizin konuşulduğu ana anında aktarıldığını hayal edin. Bu Sonix'in gücü.

inglês turco
power gücü
video video
link bağlantı
by yazarak
search arama
on ilgili
file dosyası
or veya
a bir
in anında
moment an

EN Instead of dealing with such a big commitment, we do not think about being sober for a whole lifetime; we just work on being sober for the next 24 hours

TR Bu kadar büyük bir taahhütle uğraşmak yerine, bir ömür boyu ayık olmayı düşünmüyoruz; Sadece önümüzdeki 24 saat ayık olmaya çalışıyoruz

inglês turco
big büyük
lifetime ömür
work çalışıyoruz
such bu
the sadece

EN Therefore, being a brand on Facebook means being visible on a top-ranking platform with billions of active users

TR Bu nedenle Facebook?ta bir markanın var olması demek; reyting sıralamasında zirvede yer alan, milyonlarca aktif kullanıcının yer aldığı bir platformda görünür olmak demek

inglês turco
brand markanın
facebook facebook
means demek
visible görünür
platform platformda
active aktif
users kullanıcı
being bu
therefore bu nedenle
a bir
of yer

EN Being aware of the value of these achievements, STGM sees being alongside the Convention and civil society organizations strengthened with its support as a part of its future mission

TR Bu kazanımların değerinin farkında olan STGM, Sözleşme’nin ve onun desteğiyle güçlenen sivil toplum örgütlerinin yanında yer almayı gelecek misyonunun bir parçası olarak görmektedir

inglês turco
aware farkında
stgm stgm
civil sivil
society toplum
support desteğiyle
future gelecek
organizations örgütlerinin
and ve
these bu
value bir

EN Being aware of the value of these achievements, STGM sees being alongside the Convention and civil society organizations strengthened with its support as a part of its future mission

TR Bu kazanımların değerinin farkında olan STGM, Sözleşme’nin ve onun desteğiyle güçlenen sivil toplum örgütlerinin yanında yer almayı gelecek misyonunun bir parçası olarak görmektedir

inglês turco
aware farkında
stgm stgm
civil sivil
society toplum
support desteğiyle
future gelecek
organizations örgütlerinin
and ve
these bu
value bir

EN Altınay acts not only the mission of being a company using technology but also the mission of being a company that produces and directs the technological requirements of the future

TR Altınay; teknolojiyi kullanan değil, üreten ve geleceğin teknolojik gereksinimlerine yön veren bir şirket olma misyonuyla hareket etmektedir

inglês turco
requirements gereksinimlerine
future geleceğin
company şirket
technological teknolojik
technology teknolojiyi
and ve
of in
a bir
the değil

EN Emphasizing that Turkey is now taking firm steps from being an importing country to being an exporting country, Defense Industry...

TR “Barış istiyorsan, savaşa sürekli hazır ol!” savı konusunda çok yazı yazılmış ve öğüt tüketilmiştir. Zamanında “Modern çağda savaşmanın ne gereği...

inglês turco
now zaman
being ne

EN A new feature is the AI map that shows where AI solutions are being used, institutes where research is being carried out and which universities are training new AI talent

TR Yeni olan şey; nerelerde YZ çözümlerinin kullanıldığını, hangi enstitülerde araştırma yapıldığını ve hangi yüksekokulların yeni nesil YZ uzmanları eğittiğini gösteren YZ haritası

inglês turco
new yeni
research araştırma
map haritası
where nerelerde
and ve
that şey
a olan

EN Last but not least, the keyword rank tracker also displays how competitive the target keywords are on a scale of 0 to 100 (0 being the least competitive, and 100 being the most competitive)

TR Son olarak, anahtar kelime sıralama izleyicisi, hedef anahtar kelimelerin 0 ila 100 arasında ne kadar rekabetçi olduğunu da gösterir (0 en az rekabetçi ve 100 en çok rekabetçi)

inglês turco
rank sıralama
displays gösterir
competitive rekabetçi
target hedef
most en
last son
least az
being ne
and ve
to kadar
the arasında

EN In a world where up-to-date info can mean the difference between being at the top of the search results and being on the second page, we’ll never compromise when it comes to our data.

TR Güncel bilginin, en üst sıralarda yer almakla en alt sıralarda yer almak arasındaki fark anlamına gelebildiği bir dünyada arama sonuçlarında ve ikinci sayfada yer aldığımızda asla ödün vermeyeceğiz. verilerimize geliyor.

inglês turco
world dünyada
up-to-date güncel
never asla
page sayfada
search arama
at nda
and ve
second ikinci
to anlamına
difference fark
between arasındaki
top en
a bir

EN Imagine being able to find a mention in an audio or video file by typing into a search box, clicking on a link, and being immediately transported to the exact moment that your word or phrase of interest was spoken. That's the power of Sonix.

TR Bir ses veya video dosyasında bir arama kutusuna yazarak, bir bağlantıya tıklayarak ve sözcüğünüzün veya ilgili cümlenizin konuşulduğu ana anında aktarıldığını hayal edin. Bu Sonix'in gücü.

inglês turco
power gücü
video video
link bağlantı
by yazarak
search arama
on ilgili
file dosyası
or veya
a bir
in anında
moment an

EN We have experienced honest relations with ourselves and others, and we have experienced a sense of being alive, of being in the world.

TR Kendimizle ve başkalarıyla dürüst ilişkiler yaşadık ve Hayatta olmak, dünyada olmanın.

inglês turco
honest dürüst
others başkaları
of ın
the olmak
and ve
in the world dünyada

EN With our COVID-19 Response Plan, we have renewed ourselves with digital solutions and tools that will enable us to continue all our activities remotely while ensuring that urgent needs are met.

TR COVID-19 Müdahale Planımız ile acil ihtiyaçlara yanıt verilmesini sağlarken, tüm faaliyetlerimize uzaktan devam edebilmemizi mümkün kılacak dijital çözümler ve araçlarla de kendimizi yeniledik.

inglês turco
response yanıt
digital dijital
tools araç
remotely uzaktan
urgent acil
needs ihtiyaç
solutions çözümler
continue devam
and ve
that mümkün
plan plan
all tüm

EN He has met others working in different professions in his team

TR Ekibinde farklı mesleklerde çalışan diğer insanlarla tanıştığını belirtiyor

inglês turco
different farklı
others diğer

EN We visited a scrapyard in Accra, Ghana and met some really good kids in a bad situation

TR Gana'nın başkenti Akkra'yı ziyaret ettiğimizde, maalesef çok kötü durumda olan çok iyi çocuklarla tanıştık

inglês turco
visited ziyaret
good iyi
bad kötü
a olan
and çok

EN It is software that automatically executes the agreement as soon as predefined conditions are met, eliminating the delay and expense involved in completing a deal manually

TR Önceden belirlenen koşullar yerine getirilir getirilmez anlaşmayı uygulamaya otomatik olarak koyan yazılımdır ve anlaşmanın manuel olarak tamamlanması durumunda görülen gecikmeler ve masraflar ortadan kaldırılır

inglês turco
software yazılımdır
agreement anlaşmanın
conditions koşullar
manually manuel
and ve
automatically otomatik olarak
the olarak

EN Our new ALLSAFE label gives you peace of mind that the most stringent cleanliness and prevention standards and operational protocols have been met in our hotels.

TR ALLSAFE etiketimiz, otellerimizde en katı temizlik ve önleme standartları ve operasyonel protokollerin karşılandığının gönül rahatlığını verir.

inglês turco
gives verir
most en
cleanliness temizlik
operational operasyonel
prevention önleme
standards standartları
and ve
of nın

EN She & Him is an American indie folk band consisting of Zooey Deschanel (vocals, keyboards) and M. Ward (guitar, production). The pair first met in 2006 for a movie soundtrack project fo… read more

TR She & Him; bir American indie folk grubudur. Grubun elemanları ise; Zooey Deschanel (vokal, piyano, banjo) ve M. Ward (gitar, prodüksiyon)'tır. Grubun ilk albümü 'Volume On… Devamını oku

EN She & Him is an American indie folk band consisting of Zooey Deschanel (vocals, keyboards) and M. Ward (guitar, production). The pair first met in 2006 for a movie soundtrack project for the film 'The Go-Getter' in which … read more

TR She & Him; bir American indie folk grubudur. Grubun elemanları ise; Zooey Deschanel (vokal, piyano, banjo) ve M. Ward (gitar, prodüksiyon)'tır. Grubun ilk albümü 'Volume One' 2008'in Mayıs ayında Merge Record… Devamını oku

EN It is a community where you and your family will be welcomed by name time and again, where your every need is anticipated and met according to your preferences, where neighbours will become friends

TR Siz ve ailenizin isminizle selamlandığı, tüm ihtiyaçlarınızın öngörüldüğü ve tercihlerinize göre karşılandığı, komşularınızın arkadaşlarınız olduğu bir topluluktur

inglês turco
need ihtiyaç
friends arkadaşlar
your family ailenizin
your preferences tercihlerinize
is olduğu
a bir
and ve
by göre
to tüm

EN Steely Dan is an American jazz rock band which formed in 1972. The band was formed by Donald Fagen (vocals, keyboards) and Walter Becker (guitar, bass), who met in 1967 while both attended … read more

TR Steely Dan, Grammy sahibi, Walter Becker ve Donald Fagen merkezli Amerikan caz ve rock grubu. Grubun müzikal kariyerinin en uc noktası caz, rock, funk, R&B ve pop ritimlerini harmanl… Devamını oku

EN The band was formed by Donald Fagen (vocals, keyboards) and Walter Becker (guitar, bass), who met in 1967 while both attended Bard College in Annandale-on-Hudson, New York,… read more

TR Grubun müzikal kariyerinin en uc noktası caz, rock, funk, R&B ve pop ritimlerini harmanladığı, altı albüm yayınladığı 1970'li yıl… Devamını oku

EN The two bands met through tou… read more

TR Invincible followed… Devamını oku

EN Fall Out Boy is a band formed in 2001 in Glenview, Illinois after good friends Joe Trohman and Pete Wentz met high schooler Patrick Stump

TR Şikago, Illinois'da kökenli bir Amerikalı Punk-Rock grubudur

inglês turco
a bir

EN Fall Out Boy is a band formed in 2001 in Glenview, Illinois after good friends Joe Trohman and Pete Wentz met high schooler Patrick Stump. Stump originally auditioned as a drummer, but soon… read more

TR Şikago, Illinois'da kökenli bir Amerikalı Punk-Rock grubudur. 2001 yılında Patrick Stump (vokal, gitar), Peter Wentz (bas gitar, yardimci vokal, şarkı sözü yazarı), Joe Trohman (git… Devamını oku

EN Special days are among the moments that brands attach great importance to and see as opportunities.Special days, which are recognized collectively or universally, are met with great interest by brands throughout the year

TR Özel günler, markaların bilhassa çok önemsediği ve fırsat olarak gördüğü günler arasındadır.Kolektif ya da evrensel düzeyde karşılık bulan özel günler, sene boyunca markalar tarafından ciddi bir ilgiyle karşılanır

inglês turco
days günler
opportunities fırsat
and ve
among bir
brands markalar
by tarafından
the özel

EN However, in a worst case scenario where any of the aforementioned conditions are not met, the system will fall back to the slow path and will slow down to the speed of a traditional blockchain, like that of Ethereum

TR Ancak bu bahsedilen şartların gerçekleşmediği en kötü senaryolarda sistem slow path katmanına düşer ve Ethereum gibi geleneksel bir blockchain hızına geriler

inglês turco
traditional geleneksel
ethereum ethereum
blockchain blockchain
where en
speed hız
system sistem
and ve

EN With our COVID-19 Response Plan, we have renewed ourselves with digital solutions and tools that will enable us to continue all our activities remotely while ensuring that urgent needs are met.

TR COVID-19 Müdahale Planımız ile acil ihtiyaçlara yanıt verilmesini sağlarken, tüm faaliyetlerimize uzaktan devam edebilmemizi mümkün kılacak dijital çözümler ve araçlarla de kendimizi yeniledik.

inglês turco
response yanıt
digital dijital
tools araç
remotely uzaktan
urgent acil
needs ihtiyaç
solutions çözümler
continue devam
and ve
that mümkün
plan plan
all tüm

EN He has met others working in different professions in his team

TR Ekibinde farklı mesleklerde çalışan diğer insanlarla tanıştığını belirtiyor

inglês turco
different farklı
others diğer

EN The Service Provider listings further demonstrate that AWS successfully validated PCI DSS compliance and has met all applicable Visa and MasterCard program requirements.

TR Hizmet Sağlayıcı listeleri, AWS'nin başarıyla doğrulanan PCI DSS uyumluluğunu kanıtlar ve geçerli olan tüm Visa ve MasterCard program gereksinimlerini karşılar.

inglês turco
successfully başarıyla
dss dss
and ve
applicable geçerli
requirements gereksinimlerini
service hizmet
all tüm
has olan
program program
provider sağlayıcı

EN - If the above requirements are not met, a notary letter is required

TR - Yukarıdaki gereklilikler karşılanamazsa, bir noter mektubu istenir

inglês turco
the yukarıdaki
a bir

EN The country's animal protein and fat needs are met

TR Ülkenin hayvani protein ve yağ ihtiyacı karşılanır

inglês turco
needs ihtiyacı
and ve

EN Whether you escape to Quebec, British Columbia, or Alberta, you'll be met with unrivaled hospitality.

TR İster Quebec, British Columbia veya Alberta’ya bir kaçamak yapın, benzersiz konukseverlikle karşılanacaksınız.

inglês turco
quebec quebec
or veya
to yapın
with bir

EN From Internet connection to audio-visual equipment, our technology is best-in-class, ensuring that all of your needs will be met — offering you the freedom to focus on whatever you want

TR İnternet bağlantısından teknik ekipmana kadar, sunduğumuz teknoloji kendi sınıfında en iyisi olup tüm ihtiyaçlarınızın karşılanmasını garanti eder ve bu sayede size odaklanmak istediğiniz şeyi seçme özgürlüğü tanır

inglês turco
freedom özgürlüğü
technology teknoloji
our ve
you want istediğiniz
your bu
all tüm
to şeyi

EN Our new ALLSAFE label gives you peace of mind that the most stringent cleanliness and prevention standards and operational protocols have been met in our hotels.

TR ALLSAFE etiketimiz, otellerimizde en katı temizlik ve önleme standartları ve operasyonel protokollerin karşılandığının gönül rahatlığını verir.

inglês turco
gives verir
most en
cleanliness temizlik
operational operasyonel
prevention önleme
standards standartları
and ve
of nın

EN Cutie with large meatballs we met on bbwel.com goes dogging in the woods

TR Büyük popo ve sevgi kabarcıkları ile küçük yasal yaş genç Web kamerada oynuyor ve çoklu orgazm var

inglês turco
large büyük
with ile

EN Sexy redhead met on bonks hotty in three-some

TR Üçlü bu büyük doğal meme lezbiyen babes

EN KİBAR HOLDING MET WITH LOCAL PRESS IN SAPANCA

TR KİBAR HOLDİNG SAPANCA’DA YEREL BASIN İLE BULUŞTU

inglês turco
local yerel
press basin

EN Kibar Holding, one of the prominent industrial groups of Turkey, met the local press in Sapanca along with the corporate communication personnel of the group companies.

TR Türkiye’nin önde gelen sanayi gruplarından Kibar Holding, bünyesinde faaliyet gösteren grup şirketleri kurumsal iletişim yetkilileri basın ile birlikte Sapanca’da bir araya geldi.

inglês turco
kibar kibar
industrial sanayi
press basın
communication iletişim
holding holding
corporate kurumsal
companies şirketleri
groups grupları
group grup
with araya

EN It is a community where you and your family will be welcomed by name time and again, where your every need is anticipated and met according to your preferences, where neighbours will become friends

TR Siz ve ailenizin isminizle selamlandığı, tüm ihtiyaçlarınızın öngörüldüğü ve tercihlerinize göre karşılandığı, komşularınızın arkadaşlarınız olduğu bir topluluktur

inglês turco
need ihtiyaç
friends arkadaşlar
your family ailenizin
your preferences tercihlerinize
is olduğu
a bir
and ve
by göre
to tüm

EN It is a community where you and your family will be welcomed by name time and again, where your every need is anticipated and met according to your preferences, where neighbours will become friends

TR Siz ve ailenizin isminizle selamlandığı, tüm ihtiyaçlarınızın öngörüldüğü ve tercihlerinize göre karşılandığı, komşularınızın arkadaşlarınız olduğu bir topluluktur

inglês turco
need ihtiyaç
friends arkadaşlar
your family ailenizin
your preferences tercihlerinize
is olduğu
a bir
and ve
by göre
to tüm

EN It is software that automatically executes the agreement as soon as predefined conditions are met, eliminating the delay and expense involved in completing a deal manually

TR Önceden belirlenen koşullar yerine getirilir getirilmez anlaşmayı uygulamaya otomatik olarak koyan yazılımdır ve anlaşmanın manuel olarak tamamlanması durumunda görülen gecikmeler ve masraflar ortadan kaldırılır

inglês turco
software yazılımdır
agreement anlaşmanın
conditions koşullar
manually manuel
and ve
automatically otomatik olarak
the olarak

EN Health Problems Met in Working Area and Occupational Risks of Staff Working in Kayseri 112 Emergency Health Care Services

TR Kayseri 112 Acil Sağlık Hizmetlerinde Çalışan Personelin Çalışma Ortamında Karşılaştıkları Sağlık Sorunları Ve Karşılaştıkları Mesleki Riskler

inglês turco
health sağlık
and ve
kayseri kayseri
services hizmetlerinde
problems sorunları

EN Our new ALLSAFE label gives you peace of mind that the most stringent cleanliness and prevention standards and operational protocols have been met in our hotels.

TR ALLSAFE etiketimiz, otellerimizde en katı temizlik ve önleme standartları ve operasyonel protokollerin karşılandığının gönül rahatlığını verir.

inglês turco
gives verir
most en
cleanliness temizlik
operational operasyonel
prevention önleme
standards standartları
and ve
of nın

EN With our COVID-19 Response Plan, we have renewed ourselves with digital solutions and tools that will enable us to continue all our activities remotely while ensuring that urgent needs are met.

TR COVID-19 Müdahale Planımız ile acil ihtiyaçlara yanıt verilmesini sağlarken, tüm faaliyetlerimize uzaktan devam edebilmemizi mümkün kılacak dijital çözümler ve araçlarla de kendimizi yeniledik.

inglês turco
response yanıt
digital dijital
tools araç
remotely uzaktan
urgent acil
needs ihtiyaç
solutions çözümler
continue devam
and ve
that mümkün
plan plan
all tüm

EN With our COVID-19 Response Plan, we have renewed ourselves with digital solutions and tools that will enable us to continue all our activities remotely while ensuring that urgent needs are met.

TR COVID-19 Müdahale Planımız ile acil ihtiyaçlara yanıt verilmesini sağlarken, tüm faaliyetlerimize uzaktan devam edebilmemizi mümkün kılacak dijital çözümler ve araçlarla de kendimizi yeniledik.

inglês turco
response yanıt
digital dijital
tools araç
remotely uzaktan
urgent acil
needs ihtiyaç
solutions çözümler
continue devam
and ve
that mümkün
plan plan
all tüm

EN He has met others working in different professions in his team

TR Ekibinde farklı mesleklerde çalışan diğer insanlarla tanıştığını belirtiyor

inglês turco
different farklı
others diğer

EN He has met others working in different professions in his team

TR Ekibinde farklı mesleklerde çalışan diğer insanlarla tanıştığını belirtiyor

inglês turco
different farklı
others diğer

EN We visited a scrapyard in Accra, Ghana and met some really good kids in a bad situation

TR Gana'nın başkenti Akkra'yı ziyaret ettiğimizde, maalesef çok kötü durumda olan çok iyi çocuklarla tanıştık

inglês turco
visited ziyaret
good iyi
bad kötü
a olan
and çok

Mostrando 50 de 50 traduções