EN Because of the nuclear phaseout, nuclear power stations produced 14 percent less electricity in 2020 and now account for 12.5 percent of the total.
"anti nuclear power movement" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN Because of the nuclear phaseout, nuclear power stations produced 14 percent less electricity in 2020 and now account for 12.5 percent of the total.
TR Nükleer enerji santralleri, nükleer enerjiden vazgeçilmesi nedeniyle 2020 yılında yüzde 14 daha az elektrik sağladı ve şu andaki payı yüzde 12,5.
inglês | turco |
---|---|
nuclear | nükleer |
percent | yüzde |
and | ve |
electricity | elektrik |
the | daha |
power | enerji |
of | nedeniyle |
EN Profile: The Greens emerged from a smorgasbord of all kinds of different but primarily left-wing environmental and peace-focused groups and the anti-nuclear power movement
TR Parti profili: Yeşiller, öncelikli olarak solcu, çevreci ve barış destekçisi çeşitli gruplarla nükleer karşıtı hareketin bir araya gelmesiyle ortaya çıktı
inglês | turco |
---|---|
profile | profili |
greens | yeşiller |
environmental | çevreci |
peace | barış |
nuclear | nükleer |
and | ve |
different | bir |
EN As a result of power plant closures, the proportion of total energy consumption met by coal and nuclear power fell to the lowest level since 1990.
TR Nükleer santrallerin durdurulması sayesinde taş kömürü ve nükleer enerjinin enerji tüketimindeki payları 1990’dan bu yana en düşük seviyeye indi.
inglês | turco |
---|---|
nuclear | nükleer |
level | seviyeye |
energy | enerji |
and | ve |
lowest | en düşük |
EN The Chernobyl disaster 35 years ago strengthened the anti-nuclear movement and smoothed the way to the energy transition.
TR 35 yıl önceki Çernobil reaktör kazası atom karşıtı hareketi güçlendirdi ve enerji politikalarındaki değişimin yolunu açtı.
inglês | turco |
---|---|
movement | hareketi |
and | ve |
way | yolunu |
energy | enerji |
years | yıl |
EN Fukushima and the phase-out of nuclear power were probably the most far-reaching and momentous issues during Merkel’s chancellorship
TR Fukushima ve nükleer enerjiden ayrılma kararı kesinlikle Merkel’in şansölyeliği sırasındaki en esaslı ve en önemli sonuçlar doğuran anlardı
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
nuclear | nükleer |
most | en |
EN Following the Fukushima disaster, Merkel announced to the Bundestag on 9 June 2011 that nuclear power would be phased out in Germany.
TR Fukuşima felaketinden sonra Merkel, 9 Haziran 2011’de Almanya’nın nükleer enerjiyi terk edeceğini ilan etti.
inglês | turco |
---|---|
merkel | merkel |
june | haziran |
nuclear | nükleer |
out | de |
the | sonra |
EN Internationally, Germany leads the way in climate protection and is a pioneer in the development of renewable energies. The exit from nuclear power is already under way.
TR Almanya iklimin korunmasında ve yenilenebilir enerjilerin yaygınlaştırılmasında uluslararası düzeyde bir öncü. Nükleer enerjiye veda süreci başlamış durumda.
inglês | turco |
---|---|
germany | almanya |
climate | iklimin |
renewable | yenilenebilir |
nuclear | nükleer |
internationally | uluslararası |
and | ve |
protection | korunması |
the | durumda |
a | bir |
EN One year later the Bundestag decided by a large majority to finally phase out nuclear power by the year 2022
TR Bir yıl sonra Alman Parlamentosu büyük çoğunlukla atom enerjisinden 2022 yılına kadar nihai çıkış yapmayı karara bağladı
inglês | turco |
---|---|
large | büyük |
year | yıl |
out | çıkış |
the | alman |
a | bir |
EN A click on the timeline’s last atomic symbol indicates the shutdown of the last nuclear power station, by which time the renewables, such as wind and solar energy, will have long since reached previous capacity levels.
TR Zaman çizelgesindeki son atom sembolü tıklandığında, son atom santrali kapanıyor, rüzgar ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerjiler, kapasiteleri o zamana kadar çoktan üstlenmiş oluyor.
inglês | turco |
---|---|
last | son |
wind | rüzgar |
solar | güneş |
time | zaman |
and | ve |
EN Above all, wind power contributed to this strong increase in electricity generation from renewable sources. It is now ahead of nuclear- and coal-generated electricity for the first time.
TR Yenilenebilir enerjiden elde edilen elektrikteki güçlü artışa en büyük katkı, rüzgar enerjisinden geldi. Rüzgar enerjisi ilk kez nükleer elektriğin ve taş kömüründen elde edilen elektriğin önüne geçti.
inglês | turco |
---|---|
wind | rüzgar |
power | güç |
renewable | yenilenebilir |
time | kez |
is | elde |
strong | güçlü |
nuclear | nükleer |
of | in |
and | ve |
first | ilk |
increase | artış |
EN The new Federal Government will adhere to Germany’s phasing out of nuclear power by the end of 2022
TR 2022 yılının sonunda Almanya’nın nükleer enerjiye son verme hedefine yeni hükümet bağlı kalıyor
inglês | turco |
---|---|
government | hükümet |
nuclear | nükleer |
new | yeni |
the end | sonunda |
of | nın |
end | son |
EN Anti-diabetics is forecast to remain the second biggest therapy area with sales of $60bn in 2024 and anti-rheumatic completing the top three.
TR Antidiyabetiklerin 2024 yılında 60 milyar dolarlık satışla ikinci büyük tedavi olacağı ve antiromatizmal ilaçların da ilk üçe gireceği tahmin edilmektedir.
inglês | turco |
---|---|
second | ikinci |
sales | satış |
of | ın |
three | yıl |
to | e |
and | ve |
in | da |
with | ilk |
EN We expect the concept of anti-bribery and anti-corruption from all relevant stakeholders, including suppliers and business partners, as well as group employees.
TR Rüşvet ve yolsuzlukla mücadele anlayışını, grup çalışanlarının yanı sıra tedarikçi ve iş ortakları başta olmak üzere ilgili tüm paydaşlardan bekliyoruz.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
relevant | ilgili |
group | grup |
all | tüm |
partners | ortakları |
the | olmak |
of | nın |
EN Anti-Bribery and Anti-Corruption
TR Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
EN Anti-diabetics is forecast to remain the second biggest therapy area with sales of $60bn in 2024 and anti-rheumatic completing the top three.
TR Antidiyabetiklerin 2024 yılında 60 milyar dolarlık satışla ikinci büyük tedavi olacağı ve antiromatizmal ilaçların da ilk üçe gireceği tahmin edilmektedir.
inglês | turco |
---|---|
second | ikinci |
sales | satış |
of | ın |
three | yıl |
to | e |
and | ve |
in | da |
with | ilk |
EN Free mobile antivirus, anti-spyware & anti-theft tools for Android phones & tablets
TR Android telefonlar ve tabletler için ücretsiz mobil antivirüs, casus yazılım önleme ve hırsızlık önleme araçları
inglês | turco |
---|---|
antivirus | antivirüs |
tablets | tabletler |
for | için |
free | ücretsiz |
mobile | mobil |
tools | araçları |
android | android |
phones | telefonlar |
EN Free mobile antivirus, anti-spyware & anti-theft tools for Android phones & tablets
TR Android telefonlar ve tabletler için ücretsiz mobil antivirüs, casus yazılım önleme ve hırsızlık önleme araçları
inglês | turco |
---|---|
antivirus | antivirüs |
tablets | tabletler |
for | için |
free | ücretsiz |
mobile | mobil |
tools | araçları |
android | android |
phones | telefonlar |
EN Free mobile antivirus, anti-spyware & anti-theft tools for Android phones & tablets
TR Android telefonlar ve tabletler için ücretsiz mobil antivirüs, casus yazılım önleme ve hırsızlık önleme araçları
inglês | turco |
---|---|
antivirus | antivirüs |
tablets | tabletler |
for | için |
free | ücretsiz |
mobile | mobil |
tools | araçları |
android | android |
phones | telefonlar |
EN Free mobile antivirus, anti-spyware & anti-theft tools for Android phones & tablets
TR Android telefonlar ve tabletler için ücretsiz mobil antivirüs, casus yazılım önleme ve hırsızlık önleme araçları
inglês | turco |
---|---|
antivirus | antivirüs |
tablets | tabletler |
for | için |
free | ücretsiz |
mobile | mobil |
tools | araçları |
android | android |
phones | telefonlar |
EN Free mobile antivirus, anti-spyware & anti-theft tools for Android phones & tablets
TR Android telefonlar ve tabletler için ücretsiz mobil antivirüs, casus yazılım önleme ve hırsızlık önleme araçları
inglês | turco |
---|---|
antivirus | antivirüs |
tablets | tabletler |
for | için |
free | ücretsiz |
mobile | mobil |
tools | araçları |
android | android |
phones | telefonlar |
EN Free mobile antivirus, anti-spyware & anti-theft tools for Android phones & tablets
TR Android telefonlar ve tabletler için ücretsiz mobil antivirüs, casus yazılım önleme ve hırsızlık önleme araçları
inglês | turco |
---|---|
antivirus | antivirüs |
tablets | tabletler |
for | için |
free | ücretsiz |
mobile | mobil |
tools | araçları |
android | android |
phones | telefonlar |
EN Free mobile antivirus, anti-spyware & anti-theft tools for Android phones & tablets
TR Android telefonlar ve tabletler için ücretsiz mobil antivirüs, casus yazılım önleme ve hırsızlık önleme araçları
inglês | turco |
---|---|
antivirus | antivirüs |
tablets | tabletler |
for | için |
free | ücretsiz |
mobile | mobil |
tools | araçları |
android | android |
phones | telefonlar |
EN Free mobile antivirus, anti-spyware & anti-theft tools for Android phones & tablets
TR Android telefonlar ve tabletler için ücretsiz mobil antivirüs, casus yazılım önleme ve hırsızlık önleme araçları
inglês | turco |
---|---|
antivirus | antivirüs |
tablets | tabletler |
for | için |
free | ücretsiz |
mobile | mobil |
tools | araçları |
android | android |
phones | telefonlar |
EN In addition, we offer electric power generators that convert an aircraft’s fluid power to emergency electrical power.
TR Ek olarak, uçağın akışkan gücünü acil durum elektrik gücüne çeviren elektrik gücü jeneratörleri sunmaktayız.
inglês | turco |
---|---|
fluid | akışkan |
emergency | acil durum |
power | gücü |
electrical | elektrik |
to | olarak |
EN For example, uninterruptible power supplies (UPS) provide backup power to continue operations in the event of a power failure.
TR Örneğin, kesintisiz güç kaynakları (KGK), bir elektrik kesintisi durumunda operasyonların devam etmesi için yedek güç sağlar.
inglês | turco |
---|---|
provide | sağlar |
power | güç |
continue | devam |
of | in |
operations | operasyonlar |
a | bir |
EN These services will maximize your power system availability, even amidst power outages, utility spikes, switching transients, line noise, and other power-related issues.
TR Bu servisler; güç kesintileri, ani yükselmeler, anahtarlama geçişleri, hat gürültüsü ve güçle ilgili diğer sorunlar esnasında bile güç sisteminizin kullanılabilirliğini en üst düzeye çıkaracaktır.
inglês | turco |
---|---|
services | servisler |
power | güç |
switching | geçiş |
line | hat |
noise | gürültü |
issues | sorunlar |
related | ilgili |
other | diğer |
these | bu |
even | bile |
and | ve |
EN 11. Sought through practices such as prayer and meditation to improve our conscious contact with a Power greater than ourselves, praying only for knowledge of our Higher Power’s will for us and the power to carry that out.
TR 11. Kendimizden daha büyük bir Güçle bilinçli temasımızı geliştirmek için dua ve meditasyon gibi uygulamalarla aranır, sadece Yüksek Gücümüzün bizim için iradesinin bilgisi ve bunu gerçekleştirme gücü için dua eder.
inglês | turco |
---|---|
meditation | meditasyon |
contact | temas |
and | ve |
power | güç |
improve | geliştirmek |
a | bir |
of | in |
EN Germany’s foreign minister is keen to advance international disarmament policy: Baerbock is calling for "new impetus" in nuclear disarmament.
TR Dışişleri Bakanı ilk kez katıldığı G7 Zirvesi’nde iş birliğinden yana görüş bildirdi. G7 ülkeleri Rusya’ya Ukrayna’daki gerginliği azaltması için çağrıda bulundu.
inglês | turco |
---|---|
foreign | dış |
in | da |
EN action against nuclear weapons and weapons systems;
TR Nükleer silahlara ve silah sistemlerine karşı proje veya faaliyetler;
inglês | turco |
---|---|
nuclear | nükleer |
and | ve |
against | karşı |
EN Astrophysics, nuclear energy, geoengineering – for most people these are not exactly leisure-time interests. The creators of these three video channels want to change this:
TR Astrofizik, nükeer enerji, geoengineering… Bunlar, pek fazla insanın boş zamanlarında meşgul oldukları konular değil. Size tanıtacağımız video kanallarının yaratıcıları, işte bunu değiştirmek istiyorlar:
EN Radiation, Nuclear, Chemical and Biological Attack Protection
TR Radyasyon, Nükleer, Kimyasal ve Biyolojik Korunma
inglês | turco |
---|---|
nuclear | nükleer |
chemical | kimyasal |
and | ve |
biological | biyolojik |
EN action against nuclear weapons and weapons systems;
TR Nükleer silahlara ve silah sistemlerine karşı proje veya faaliyetler;
inglês | turco |
---|---|
nuclear | nükleer |
and | ve |
against | karşı |
EN From the G7 presidency to the nuclear phase-out: keep these dates in mind.
TR G7 başkanlığından nükleer enerjiye vedaya: Bu tarihleri aklında tutmalısın.
inglês | turco |
---|---|
nuclear | nükleer |
these | bu |
EN In 2010, her government had withdrawn the nuclear phase-out decided by the previous government
TR Merkel hükümeti daha 2010’da, daha önceki hükümetin nükleer enerjiye son verme kararını geri almıştı
inglês | turco |
---|---|
government | hükümeti |
nuclear | nükleer |
in | da |
previous | önceki |
had | daha |
EN Germany’s foreign minister is keen to advance international disarmament policy: Baerbock is calling for "new impetus" in nuclear disarmament.
TR Dışişleri Bakanı, uluslararası silahsızlanma politikasında ilerleme kaydetmek istiyor: Baerbock bunun için nükleer silahsızlanmada “yeni atılımlar” talep etti.
inglês | turco |
---|---|
foreign | dış |
new | yeni |
nuclear | nükleer |
policy | politikası |
EN "Nuclear disarmament urgently needs new impetus," she said on Tuesday before leaving for a disarmament conference in the Swedish capital Stockholm
TR Salı günü, İsveç’in başkenti Stockholm’de yapılacak olan silahsızlanma konferansına hareketinden önce açıklama yapan Baerbock, “Nükler silahsızlanmanın acilen yeni atılımlara ihtiyacı var” dedi
inglês | turco |
---|---|
needs | var |
new | yeni |
she | in |
a | a |
conference | konferans |
capital | başkenti |
EN "We cannot afford another review conference that has no tangible results." In Stockholm, she said, she will be consulting with other committed partners on how to take a substantial step towards the common goal of a world free of nuclear weapons.
TR Bakan, nükleer silahlardan arındırılmış bir dünya ortak hedefine belirleyici bir adım daha nasıl yaklaşılabileceği konusunu, Stockholm’de diğer etkin partner ülkelerle birlikte ele aldığını söyledi.
inglês | turco |
---|---|
step | adım |
world | dünya |
nuclear | nükleer |
other | diğer |
common | ortak |
she | bir |
how | nasıl |
EN Astrophysics, nuclear energy, geoengineering – for most people these are not exactly leisure-time interests. The creators of these three video channels want to change this:
TR Astrofizik, nükeer enerji, geoengineering… Bunlar, pek fazla insanın boş zamanlarında meşgul oldukları konular değil. Size tanıtacağımız video kanallarının yaratıcıları, işte bunu değiştirmek istiyorlar:
EN The Fridays for Future movement wants coal to be phased out faster to protect the climate. Is that really feasible after the phasing out of nuclear energy?
TR “Fridays for future” hareketi iklimi korumak için, Almanya’da kömürle çalışan termik santrallerin planlanandan daha önce kapatılmasını talep ediyor. Peki nükleer enerjiye de veda etme hazırlığındaki Almanya için bu mümkün mü?
inglês | turco |
---|---|
movement | hareketi |
protect | korumak |
climate | iklimi |
really | daha |
nuclear | nükleer |
of | in |
out | için |
EN Backup power, UPS, surge & IT power distribution
TR Alçak Gerilim Güç Dağıtım ve Kontrol Sistemleri
inglês | turco |
---|---|
distribution | dağıtım |
power | güç |
EN First Nissan debuted E-Power, now Infiniti could have I-Power.
TR Patent başvurusu oldukça ilginç.
inglês | turco |
---|---|
first | a |
EN Back-up power, UPS, surge & IT power distribution
TR Alçak Gerilim Güç Dağıtım ve Kontrol Sistemleri
inglês | turco |
---|---|
distribution | dağıtım |
power | güç |
EN Explore the idea of power greater than yourselfThe 12 Steps center around the concept of a power greater than ourselves
TR Kendinizden daha büyük güç fikrini keşfedin12 Adım, kendimizden daha büyük bir güç kavramı etrafında merkezlenir
inglês | turco |
---|---|
steps | adım |
around | etrafında |
power | güç |
explore | keşfedin |
concept | kavramı |
greater | daha büyük |
a | bir |
EN For example, choosing 256MB of memory allocates approximately twice as much CPU power to your Lambda function as requesting 128MB of memory and half as much CPU power as choosing 512MB of memory
TR Örneğin 256 MB bellek seçtiğinizde Lambda işlevinize 128 MB belleğin iki katı, 512 MB belleğin ise yarısı kadar CPU gücü ayrılır
inglês | turco |
---|---|
memory | bellek |
cpu | cpu |
lambda | lambda |
power | gücü |
of | in |
to | kadar |
and | iki |
EN With lower latency, up to 19% better performance, a 20% lower cost, and the highest power-efficiency currently available at AWS, Graviton2 functions can power mission critical serverless applications
TR Daha düşük gecikme süresi, %19'a kadar daha iyi performans, %20 daha düşük maliyet ve şu anda AWS'de bulunan en yüksek güç verimliliği ile Graviton2 işlevleri, görev açısından kritik öneme sahip sunucusuz uygulamaları destekleyebilir
inglês | turco |
---|---|
latency | gecikme |
functions | işlevleri |
mission | görev |
critical | kritik |
serverless | sunucusuz |
efficiency | verimliliği |
performance | performans |
cost | maliyet |
and | ve |
power | güç |
better | daha iyi |
the | anda |
applications | uygulamalar |
lower | düşük |
to | sahip |
highest | en yüksek |
with | ile |
EN These ultra-low RF transmission power beacons have 100 times lower RF transmission power than typical Bluetooth® low energy beacons
TR Ultra düşük RF aktarma özelliğine sahip olan bu parıldaklar, tipik Bluetooth® düşük enerji parıldaklarından 100 kat daha az RF aktarma gücüne sahiptir
inglês | turco |
---|---|
typical | tipik |
bluetooth | bluetooth |
ultra | ultra |
energy | enerji |
power | gücü |
these | bu |
low | düşük |
EN Get full shift power with the standard battery and up to 24 hours of power with the extended battery4. With a removable hot-swappable battery, your L10 tablets are always in service — never in a charging dock.
TR Standart pille tüm vardiyaya yeterli güce ve ekstra güçlü pille 24 saate varan güce sahip olun4. Çalışırken değiştirilebilen pil ile L10 tabletleriniz daima iş başındadır, asla şarj yuvasında beklemez.
inglês | turco |
---|---|
standard | standart |
battery | pil |
always | daima |
charging | şarj |
and | ve |
never | asla |
with | ile |
EN Power-over-Ethernet (PoE) eliminates the need to install power outlets – ideal for the typical complex backroom environments
TR Ethernet üzerinden Güç (PoE) elektrik prizi takma gereğini ortadan kaldırır – tipik yönetim ofisi ortamı için ideal
EN For example, choosing 256MB of memory allocates approximately twice as much CPU power to your Lambda function as requesting 128MB of memory and half as much CPU power as choosing 512MB of memory
TR Örneğin 256 MB bellek seçtiğinizde Lambda işlevinize 128 MB belleğin iki katı, 512 MB belleğin ise yarısı kadar CPU gücü ayrılır
inglês | turco |
---|---|
memory | bellek |
cpu | cpu |
lambda | lambda |
power | gücü |
of | in |
to | kadar |
and | iki |
EN With lower latency, up to 19% better performance, a 20% lower cost, and the highest power-efficiency currently available at AWS, Graviton2 functions can power mission critical serverless applications
TR Daha düşük gecikme süresi, %19'a kadar daha iyi performans, %20 daha düşük maliyet ve şu anda AWS'de bulunan en yüksek güç verimliliği ile Graviton2 işlevleri, görev açısından kritik öneme sahip sunucusuz uygulamaları destekleyebilir
inglês | turco |
---|---|
latency | gecikme |
functions | işlevleri |
mission | görev |
critical | kritik |
serverless | sunucusuz |
efficiency | verimliliği |
performance | performans |
cost | maliyet |
and | ve |
power | güç |
better | daha iyi |
the | anda |
applications | uygulamalar |
lower | düşük |
to | sahip |
highest | en yüksek |
with | ile |
Mostrando 50 de 50 traduções