TR Kendi Youtube kanalında hem Almanca öğretiyor, hem de Almanya’da yaşamanın ve okumanın nasıl bir şey olduğunu anlatıyor
"şey olduğunu anlatıyor" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Kendi Youtube kanalında hem Almanca öğretiyor, hem de Almanya’da yaşamanın ve okumanın nasıl bir şey olduğunu anlatıyor
EN She teaches German on her YouTube channel AndyGM en Berlín, and shows her 580,000 subscribers what it is like to live and study in Germany
turco | inglês |
---|---|
youtube | youtube |
kanalı | channel |
TR "Her şey değişimdir, her şey yerini verir, her şey gelir geçer"
EN “All is change, all yields its place, all comes and goes”
turco | inglês |
---|---|
gelir | comes |
TR "Her şey değişimdir, her şey yerini verir, her şey gelir geçer"
EN “All is change, all yields its place, all comes and goes”
turco | inglês |
---|---|
gelir | comes |
TR Eğlenceden öte bir şey: Oyun geliştiricisi olarak nasıl mesleki kariyer yapabileceğinizi, Köln School of Games’in bir öğretim görevlisi anlatıyor.
EN More than just a trivial pastime: a lecturer from the School of Games in Cologne explains how you can pursue a career in game development.
turco | inglês |
---|---|
kariyer | career |
köln | cologne |
TR Örneğin, bir öğrencinin kollarını kavuşturmuş halde oturup, öğretmenin sorularına cevap vermemesinin Suriye’de alışılmış bir şey olmadığını anlatıyor Alomar ve gülüyor
EN In Syria, for example, it would be unusual for a student to sit in a lesson with crossed arms and not answer a teacher’s questions, says Alomar and laughs
turco | inglês |
---|---|
cevap | answer |
suriye | syria |
olmadığını | not |
soruları | questions |
TR Nasra bize deneyiminden bahsediyor ve Research4Life programları vasıtasıyla doktorların doğru bilimsel bilgileri bulmasına nasıl yardımcı olduğunu anlatıyor.
EN Nasra talks about her experience, explaining to us how she is helping doctors to find the right scientific information through the Research4Life programmes.
turco | inglês |
---|---|
programları | programmes |
bilimsel | scientific |
bilgileri | information |
olduğunu | is |
TR Özellikle COVID-19 pandemisi dönemiyle değişen ihtiyaçlara cevap vermekte gönüllülerin nasıl bir görevi olduğunu, Batman sahamızdan erişim sorumlumuz Pervin Eviz anlatıyor.
EN Our outreach officer Pervin Eviz from Batman describes what kind of responsibilities volunteers have in responding to the changing needs during the COVID-19 pandemic.
turco | inglês |
---|---|
pandemisi | pandemic |
batman | batman |
TR Özellikle COVID-19 pandemisi dönemiyle değişen ihtiyaçlara cevap vermekte gönüllülerin nasıl bir görevi olduğunu, Batman sahamızdan erişim sorumlumuz Pervin Eviz anlatıyor.
EN Our outreach officer Pervin Eviz from Batman describes what kind of responsibilities volunteers have in responding to the changing needs during the COVID-19 pandemic.
turco | inglês |
---|---|
pandemisi | pandemic |
batman | batman |
TR Özellikle COVID-19 pandemisi dönemiyle değişen ihtiyaçlara cevap vermekte gönüllülerin nasıl bir görevi olduğunu, Batman sahamızdan erişim sorumlumuz Pervin Eviz anlatıyor.
EN Our outreach officer Pervin Eviz from Batman describes what kind of responsibilities volunteers have in responding to the changing needs during the COVID-19 pandemic.
turco | inglês |
---|---|
pandemisi | pandemic |
batman | batman |
TR Değerler, dış görünüş ve çok sayıda kararsız seçmen… Bir uzman, şansölye adaylarının TV düellosunda nelerin belirleyici olduğunu anlatıyor.
EN Portrait of personalities: Angela Merkel and Martin Schulz are standing for the office of head of the German government.
TR Yaklaşık üç milyon Alman genci için bu genel seçimler bir ilk; hayatlarında ilk kez oy kullanacaklar. Üç yeni seçmen, kendilerini harekete geçiren şeyin ne olduğunu anlatıyor.
EN Values, outward appearances and many undecided voters – an expert explains what matters in the TV duel between the Chancellor candidates.
TR Özgürlüğün basın özgürlüğüne ihtiyacı var: Bascha Mika, bağımsız gazeteciliğin neden demokrasinin gıdası olduğunu anlatıyor.
EN There is no freedom without freedom of the press: Bascha Mika, editor in Chief of Frankfurter Rundschau, about the lifeblood of a free society.
turco | inglês |
---|---|
basın | press |
ın | of |
TR Saeda Abualhawa, kurucu portrelerinde işinin şu anda nasıl gittiğini ve hevesli kurucular için ne gibi ipuçları olduğunu anlatıyor.
EN In our entrepreneur portrait, Saeda Abualhawa reports on how her business is running now and what tips she has for prospective entrepreneurs.
TR zor bulunur olan bir şey nadir bir şey haline gelebilir.
EN the uncommon can become the exceptional.
turco | inglês |
---|---|
bir | the |
TR Daha da iyisi, bir şeyler tamir edildiğinde, üretim sırasında kullandığı tüm enerjiyi ve tüm malzemeleri de bünyesinde tutar. Hiçbir şey boşa gitmez. Hiçbir şey kaybolmaz.
EN Even better, when stuff is repaired, it holds on to all the energy and all the materials it used up during manufacturing. Nothing is wasted. Nothing is lost.
turco | inglês |
---|---|
üretim | manufacturing |
kullandığı | used |
malzemeleri | materials |
TR zor bulunur olan bir şey nadir bir şey haline gelebilir.
EN the uncommon can become the exceptional.
turco | inglês |
---|---|
bir | the |
TR Daha da iyisi, bir şeyler tamir edildiğinde, üretim sırasında kullandığı tüm enerjiyi ve tüm malzemeleri de bünyesinde tutar. Hiçbir şey boşa gitmez. Hiçbir şey kaybolmaz.
EN Even better, when stuff is repaired, it holds on to all the energy and all the materials it used up during manufacturing. Nothing is wasted. Nothing is lost.
turco | inglês |
---|---|
üretim | manufacturing |
kullandığı | used |
malzemeleri | materials |
TR Pandemiden ne öğrenebiliriz? Pandemi yönetiminden şu ana kadar çok şey öğrendik ve sanıyorum, siyasetçiler de her adımda yeni bir şey daha öğreniyorlar
EN What can we learn from the pandemic? We have already learned a great deal about pandemic management, and I believe that policymakers are also learning something new with every step we take
turco | inglês |
---|---|
pandemi | pandemic |
TR Bu yeni bir şey değil, ama günümüzde bunun için daha fazla şey yapmamız gerekiyor
EN That is not new, but we have to do more today to succeed
turco | inglês |
---|---|
günümüzde | today |
gerekiyor | have to |
TR "Ranktracker" ile her şey çok basit, "yaygara yok" ve ihtiyaç duyduğumuz her şey gerektiği zaman tek bir yerde.
EN With "Ranktracker," all is very simple "no muss no fuss", and all we need is in one place as and when required.
turco | inglês |
---|---|
ranktracker | ranktracker |
basit | simple |
yok | no |
ihtiyaç | need |
yerde | place |
TR Bu nedenle, anahtar kelime ve analiz stratejinizi formüle etmeye başlamadan önce kullanmanız gereken ilk şey Google SERP kontrol aracı gibi bir şey olacaktır.
EN This is why something like a Google SERP checker tool will be the first thing that you’ll have to use before you start formulating your keyword and analysis strategy.
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
analiz | analysis |
kullanmanız | use |
serp | serp |
kontrol | checker |
aracı | tool |
TR Covid-19 pandemisi nedeniyle pek çok şey askıya alındı ancak iklimimize yönelik tehdidin üstesinden gelmek bekleyebilecek bir şey değil. Dünyayı karbondan arındırırken sürdürülebilir bir şekilde nasıl besleyebiliriz?
EN The Covid-19 pandemic has put a lot on hold – but tackling the threat to our climate can’t wait. How can we feed the world sustainably whilst also decarbonising it?
turco | inglês |
---|---|
pandemisi | pandemic |
sürdürülebilir | sustainably |
TR Başka bir şey mi arıyorsunuz? Hostinger'ın herkes ve her şey için bir planı vardır. Rakipsiz fiyatlandırma, eşsiz esneklik ve sınırsız potansiyel.
EN Looking for something else? Hostinger has a plan for everyone and everything. Start today and enjoy unbeatable pricing, unmatched flexibility, and unlimited potential.
TR Sabah açtığım ilk şey ve akşam kapattığım son şey hep Todoist oluyor. Todoist işlerimin pusulası.
EN Todoist is the first thing I open in the morning and the last thing I shut in the evening, it's the compass for my work.
TR Hizmetin mükemmel olduğunu garanti edemeyiz - hiçbir şey
EN We cannot guarantee that the Service is perfect - nothing ever is
turco | inglês |
---|---|
mükemmel | perfect |
olduğunu | is |
garanti | guarantee |
TR Daha önce SEO hakkında herhangi bir şey okuduysanız, endüstri jargonu kullanımının yaygın olduğunu bilirsiniz. Ancak şimdilik işleri basit tutmak için bilmeniz gereken birkaç anahtar terim ve kavram var.
EN If you've read anything about SEO before, you'll know there's lots of industry jargon. But to keep things simple for now, here are a few key terms and concepts you should know.
turco | inglês |
---|---|
seo | seo |
endüstri | industry |
basit | simple |
anahtar | key |
TR Acı hissediyorum ve sonra değiştirmem gereken bir şey olduğunu biliyorum
EN I feel pain and then I know there is something I need to change
turco | inglês |
---|---|
olduğunu | is |
TR İnternette bir sürü Minecraft videosu olduğunu düşündüğümüzde, izleyicilerin videonuzda kalmaları ya da bir sonrakine geçmelerini belirleyen şey işte bu birkaç saniyedir
EN With the abundance of Minecraft videos on the internet, those few seconds decide whether the viewer will stick to your video or move to the next one
turco | inglês |
---|---|
minecraft | minecraft |
TR Aynı şey tekrar tekrar yaşanıyor, ama insanlar doğru bir şekilde dinleme ve işin aslının ne olduğunu anlama imkanını her seferinde kaçırıyor.
EN The situation repeats itself over and over, but people fail time and again to listen properly and to understand what the issue really is.
turco | inglês |
---|---|
tekrar | again |
insanlar | people |
olduğunu | is |
TR Bulmanız gereken bir sonraki şey, sonuç sayfasının arama yapan kişinin nerede olduğunu düşüneceğidir
EN The next thing you’ll have to figure out is where the results page is going to think the searcher is
turco | inglês |
---|---|
sonuç | results |
nerede | where |
TR Sitenizin şu anda SEO konusunda ne durumda olduğunu anlamak için sıralama izleyicimiz gibi bir şey kullanabilirsiniz. Daha fazla optimizasyon gerekip gerekmediğini size bildirecektir.
EN You can use something like our rank tracker to figure out how your site is currently doing with SEO. It will let you know if things require further optimization.
turco | inglês |
---|---|
sitenizin | your site |
seo | seo |
anlamak | your |
sıralama | rank |
şey | things |
optimizasyon | optimization |
size | you |
TR SEO denetim aracımızı rakip programlardan ayıran şeyin ne olduğunu merak ediyor olabilirsiniz ve farklı yaptığımız birkaç şey var
EN You may be wondering what sets our SEO audit tool apart from the competition’s programs, and there are a few things that we do differently
turco | inglês |
---|---|
seo | seo |
denetim | audit |
yaptığımız | we do |
TR Bilgisayarı açmak bile bana anında bir rahatlama hissi verdi ve bunun yapılacak doğru ve şefkatli şey olduğunu derinden hissederdim
EN Just getting to open the computer gave me an immediate sense of relief, and I would deeply feel that this was the right and self-compassionate thing to do
turco | inglês |
---|---|
şey | thing |
derinden | deeply |
TR Benzer şekilde, teknik olarak “yasanın lafzına” aykırı olmayan, ancak o anda bildiğimiz, kaçınmayı taahhüt ettiğimiz temel sorunlu davranışla neredeyse aynı olduğunu bildiğimiz bir şey yapmış olabiliriz
EN Similarly, we may have done something that technically didn’t go against “the letter of the law”, but that we knew in the moment was virtually the same as an underlying problematic behavior we had committed to avoid
turco | inglês |
---|---|
sorunlu | problematic |
neredeyse | virtually |
TR Hangi sayfaların en çok dahili bağlantıya sahip olduğunu Site Gezgininde görebilir ve bu bağlantıların neler olduğunu kontrol edebilirsiniz
EN In Site Explorer, you can see which pages have the most internal links and check what those links are
turco | inglês |
---|---|
dahili | internal |
ve | and |
bağlantılar | links |
TR Kullanıcıları, internette gezinirken en önemli şeyin, mümkün olan en yüksek hız olduğunu ve MacOS için IP ve DNS'yi değiştirme yeteneğinin olduğunu Windows.
EN Users knows that the most important thing when surfing the Internet is the maximum possible speed and the ability to change IP and DNS for MacOS.
turco | inglês |
---|---|
kullanıcıları | users |
en | most |
hız | speed |
macos | macos |
dns | dns |
TR Kullanıcıları, internette gezinirken en önemli şeyin, mümkün olan en yüksek hız olduğunu ve Android için IP ve DNS'yi değiştirme yeteneğinin olduğunu Windows.
EN Users knows that the most important thing when surfing the Internet is the maximum possible speed and the ability to change IP and DNS for Windows.
turco | inglês |
---|---|
kullanıcıları | users |
en | most |
hız | speed |
dns | dns |
windows | windows |
TR Android cihazların kullanıcıları, internette gezinirken en önemli şeyin, mümkün olan en yüksek hız olduğunu ve Android için IP ve DNS'yi değiştirme yeteneğinin olduğunu biliyorlar.
EN Users of Android devices know that the most important thing when surfing the Internet is the maximum possible speed and the ability to change IP and DNS for Android.
turco | inglês |
---|---|
android | android |
kullanıcıları | users |
en | most |
hız | speed |
dns | dns |
TR iOS cihazların kullanıcıları, internette gezinirken en önemli şeyin, mümkün olan en yüksek hız olduğunu ve iPhone için IP ve DNS'yi değiştirme yeteneğinin olduğunu biliyorlar.
EN Users of iOS devices know that the most important thing when surfing the Internet is the maximum possible speed and the ability to change IP and DNS for Iphone.
turco | inglês |
---|---|
ios | ios |
kullanıcıları | users |
en | most |
hız | speed |
iphone | iphone |
dns | dns |
TR Kullanıcıları, internette gezinirken en önemli şeyin, mümkün olan en yüksek hız olduğunu ve Linux için IP ve DNS'yi değiştirme yeteneğinin olduğunu Linux.
EN Most users knows that the most important thing when surfing the Internet is the maximum possible speed and the ability to change IP and DNS for Linux.
turco | inglês |
---|---|
kullanıcıları | users |
en | most |
hız | speed |
linux | linux |
dns | dns |
TR Bir web sitesi trafiği nasıl kontrol edilir? Trafik sıçramalarını görüntüleyin, hangi anların iyi olduğunu ve nelerle ilişkili olduğunu analiz edin.
EN How to check a websites traffic? View the traffic jumps, analyze which moments were good and what they were related to.
turco | inglês |
---|---|
görüntüleyin | view |
iyi | good |
analiz | analyze |
TR İşlerin nasıl olduğunu, aktif bağımlılığın nasıl olduğunu, ITAA'ya nasıl ulaştığınızı ve şu ana kadar iyileşme sürecinde hangi mücevherleri bulduğunuzu açıklayan yaklaşık 250 kelimelik kısa bir hikaye gönderebilirsiniz
EN You can send in a short story of about 250 words describing how things were, what it was like in active addiction, how you got to ITAA, and what gems you have found so far in recovery
turco | inglês |
---|---|
aktif | active |
kısa | short |
hikaye | story |
TR Burada ITAA üyelerinin deneyimlerini, güçlerini ve umutlarını paylaşıyoruz. Nasıl olduğunu, nelerin değiştiğini ve şimdi nasıl olduğunu paylaşıyoruz.
EN Here we share the experience, strength and hope of ITAA members. We share about how it was, what changed, and how it is now.
turco | inglês |
---|---|
burada | here |
şimdi | now |
ın | of |
TR Bu yazımızda özel günlerin ne olduğunu, özel günlerin markalar açısından neden bu kadar önemli olduğunu aktarmaya çalışacağız.
EN Here we will try to explain what special days are and why they are so important for brands.
turco | inglês |
---|---|
özel | special |
markalar | brands |
önemli | important |
TR Gelen sosyal medya mesajlarının ne kadar önemli olduğunu ve bunları yönetmenin ne kadar zor olduğunu çok iyi biliyoruz
EN We know very well how crucial the incoming social media messages and how difficult it is to manage them
turco | inglês |
---|---|
önemli | crucial |
zor | difficult |
biliyoruz | we know |
TR Pazar araştırma firması W3Techs'in verilerine göre, Comodo geçen ay dijital sertifikalar pazarında lider bir pazar payına sahip olduğunu ve uzun süredir lider olan Symantec'i geride bırakan ilk şirket olduğunu iddia etti
EN Comodo claimed last month to have a leading market share in the digital certificates market and to be the first company to surpass longtime leader Symantec, according to market research firm W3Techs
turco | inglês |
---|---|
pazar | market |
araştırma | research |
comodo | comodo |
geçen | last |
ay | month |
sertifikalar | certificates |
symantec | symantec |
TR Ayrıca, kanallarında hangi videoların trend olduğunu görmek için rakiplerinizin bir izleme listesini oluşturabilirsiniz - havalı, değil mi? Ve elbette, vidIQ trend bildirimleri, şu anda YouTube'un tamamında neyin trend olduğunu gösteriyor
EN You can also set up a watch list of your competitors to see what videos are trending on their channels - cool, eh? And of course, vidIQ Trend Alerts spotlight what’s trending across the whole of YouTube right now
turco | inglês |
---|---|
ayrıca | also |
listesini | list |
havalı | cool |
elbette | of course |
vidiq | vidiq |
youtube | youtube |
kanalları | channels |
TR Noel’de Almanlara misafir olalım; hangi ritüellerin önemli olduğunu ve patates salatasının neden bu bayramın bir vazgeçilmezi olduğunu öğrenelim.
EN A Christmas visit to Germans: which rituals are important and why potato salad is part of the festivities.
turco | inglês |
---|---|
noel | christmas |
önemli | important |
olduğunu | is |
TR Almanya’nın müzeleri insanları büyüleyici dünyalara çağırıyor. Yeni neler olduğunu ve görülmeye değer hangi klasiklerin olduğunu size anlatıyoruz.
EN Germany’s museums invite visitors to enter fascinating worlds. Let us tell you what’s new and which classics are worth a visit.
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
müzeleri | museums |
büyüleyici | fascinating |
yeni | new |
ve | and |
değer | worth |
size | you |
TR Sivil toplumla birlikte sahada olmanın öğretici olduğunu anlatan Arun, akademideki insanların sivil alanla tanışması ve birlikte öğrenmesinin çok önemli olduğunu söyledi.
EN Explaining that being on the field with the civil society is instructive, Arun said that it is very important for the people in the academy to meet the civic field and learn together.
turco | inglês |
---|---|
sivil | civil |
ve | and |
önemli | important |
insanları | people |
Mostrando 50 de 50 traduções