TR Bugünlerde, bu ebeveyn kontrollü internet filtrelerini, bağımlılığımı kontrol etmenin başka bir yolu olarak görüyorum, sadece benim yolumla yapmanın başka bir yolu
"çalışma yolu" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Bugünlerde, bu ebeveyn kontrollü internet filtrelerini, bağımlılığımı kontrol etmenin başka bir yolu olarak görüyorum, sadece benim yolumla yapmanın başka bir yolu
EN Nowadays, I see these parent control internet filters as just another way to control my addiction, just another way to do it my way
turco | inglês |
---|---|
internet | internet |
başka | another |
yolu | way |
TR Alman Masal Yolu ve Ren Nehri Bölgesi Efsaneler Yolu
EN German Fairytale Route and Rhine Legends Route
turco | inglês |
---|---|
alman | german |
yolu | route |
ve | and |
TR Ruhrtal Bisiklet Yolu - NewcomerRuhrtal (Ruhr Vadisi) bisiklet yolu henüz çok yeni, bu yol 2006'da açıldı
EN Ruhr Valley Cycle Route – the new tourThe Ruhr Valley Cycle Route is still relatively young, having only opened in 2006
turco | inglês |
---|---|
bisiklet | cycle |
yolu | route |
vadisi | valley |
çok | still |
da | in |
TR SEO görünürlüğünü ölçmenin oldukça fazla yolu vardır ve her bir uzmanın kendi yaklaşım yolu da söz konusudur ama biz, bir adım daha ileri gidip iki ana parametreyi dikkate alarak kendi hesaplamamızı gerçekleştirdik:
EN There are many ways to measure SEO visibility and each expert will have their own way, but we wanted to go a step further and make our own calculation taking into account two main parameters:
turco | inglês |
---|---|
seo | seo |
görünürlüğünü | visibility |
yolu | way |
her | each |
ana | main |
TR 33.7 Üçüncü Taraf Haklarının veya Çözüm Yollarının Olmaması. Bu Sözleşme, Zoom ve sizin dışınızdaki herhangi bir kişiye uygulanabilir herhangi bir hak veya çözüm yolu sağlamaz ve hak ya da çözün yolu vermeyi amaçlamaz.
EN 33.7 No Third-Party Rights or Remedies. This Agreement does not and is not intended to confer any enforceable rights or remedies upon any person other than Zoom and you.
TR Şifrelerinizi güvenle yönetmenin en kolay yolu..., Şifrelerinizi güvenle saklayın ve ekibinizle birlikte her yerden erişin., Sosyal Medya, Yönetim, Platform, Birlikte Çalışma, Yayınlama, Görüşmeler, Dinleme, Raporlama
EN The easiest way to secure your passwords..., Store your passwords and logins and access them anywhere with your team., Social Media, Management, Platform, Collaboration, Publishing, Listening, Engagement, Analytics
turco | inglês |
---|---|
güvenle | secure |
yolu | way |
birlikte | with |
yerden | to |
erişin | access |
yönetim | management |
platform | platform |
dinleme | listening |
TR İşaretçiyi görüntünün içinde sürükleyin. Siz sürükledikçe, işaretçinin arkasında bir yol oluşur. Fareyi bıraktığınızda, bir çalışma yolu oluşturulur.
EN Drag the pointer in the image. As you drag, a path trails behind the pointer. When you release the mouse, a work path is created.
TR Mekan-bağımsız çalışma yönteminin çalışma hayatımıza girmesiyle birlikte yüz yüze yaptığımız görüşmeler yerini çevrimiçi telefon görüşmelerine bıraktı
EN With the introduction of the location-independent working method, our face-to-face interviews have been replaced by online phone calls
turco | inglês |
---|---|
çalışma | working |
yüz | face |
çevrimiçi | online |
telefon | phone |
TR STÖ’ler ağlar/platformlar içerisinde örgütlenerek ortak amaçlar etrafında birleşebilir, çalışma alanlarıyla ilgili belirli konularda diğer örgütlerle ortaklık kurabilir ve ortak çalışma yürütebilirler
EN CSOs can come together by getting associated in networks/platforms, and build up partnerships with other organizations for acting together with regard to some specific topics in accordance with their fields of activity
turco | inglês |
---|---|
ağlar | networks |
platformlar | platforms |
içerisinde | in |
amaçlar | for |
konularda | topics |
diğer | other |
ve | and |
TR Ortak çalışma gelen kutusunu ekip çalışması için daha iyi bir ortak çalışma yeri yapar ve tüm şirket için üretkenliği artırır.
EN It makes the collaborative inbox a better collaborative place for teamwork and increases productivity for the whole company.
turco | inglês |
---|---|
ortak | collaborative |
yeri | place |
yapar | makes |
tüm | whole |
şirket | company |
artırır | increases |
TR Tercih ettiğiniz temel görüntüleri kolayca genişleterek Lambda uyumlu yapabilmeniz için Lambda Çalışma Zamanı API'sini uygulayan bir dizi yazılım paketini ve Çalışma Zamanı Arabirimi İstemcisini (RIC) açık kaynaklı hale getirdik.
EN We have open-sourced a set of software packages, Runtime Interface Clients (RIC), that implement the Lambda Runtime API, allowing you to seamlessly extend your preferred base images to be Lambda compatible.
turco | inglês |
---|---|
tercih | preferred |
temel | base |
görüntüleri | images |
lambda | lambda |
uyumlu | compatible |
dizi | set |
açık | open |
TR Müşteriler, lansmanda Python, Node.js, Java, Ruby, .Net Core, Özel Çalışma Zamanı (provided.al2) ve OCI Base görüntülerini kullanabilir. Daha fazla bilgi edinmek için lütfen AWS Lambda Çalışma Zamanlarına göz atın.
EN At launch, customers can use Python, Node.js, Java, Ruby, .Net Core, Custom Runtime (provided.al2), and OCI Base images. To learn more, please see the AWS Lambda Runtimes.
turco | inglês |
---|---|
müşteriler | customers |
python | python |
node | node |
java | java |
net | net |
core | core |
bilgi | learn |
aws | aws |
lambda | lambda |
göz | see |
TR Hayır. AWS Lambda, hizmeti kullanan herkese tek bir işletim sistemi ve yönetilen dil çalışma zamanı sürümü sunar. Lambda'da kullanmak için kendi dil çalışma zamanınızı getirebilirsiniz.
EN No. AWS Lambda offers a single version of the operating system and managed language runtime to all users of the service. You can bring your own language runtime to use in Lambda.
turco | inglês |
---|---|
hayır | no |
aws | aws |
lambda | lambda |
herkese | all |
yönetilen | managed |
dil | language |
sunar | offers |
TR ÇALIŞMA ŞEKLİ: Tam Zamanlı ÇALIŞMA YERİ: Mardin ve Diyarbakır illeri SEKTÖR: Sivil Toplum Kuruluşu
EN Method of Working: Full-time Place of Work: Mardin and Diyarbakır provinces SECTOR: Civil Society Organization
turco | inglês |
---|---|
tam | full |
mardin | mardin |
ve | and |
sivil | civil |
toplum | society |
TR Cinsiyet ve göçmenlik statüsüne göre, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) metin kaynakları ve ulusal mevzuata dayalı olarak çalışma hakları mevzuatının uyumlulaştırılmasındaki artış (dernek ve toplu pazarlık özgürlüğü)
EN Increase in national compliance of labour rights (freedom of association and collective bargaining) based on International Labour Organization (ILO) textual sources and national legislation, by sex and migrant status
turco | inglês |
---|---|
cinsiyet | sex |
uluslararası | international |
kaynakları | sources |
ulusal | national |
hakları | rights |
artış | increase |
TR “Çok branşlı” çalışma prensibiyle, üyeleri dünyanın dört bir yanına yayılmış ekiplerle uyum içinde çalışma konusunda son derece deneyimlidir
EN The firm has substantial experience working in multi-discipline teams, with team members spread around the world
turco | inglês |
---|---|
çalışma | working |
üyeleri | members |
dünyanın | world |
TR Hayır, çalışma alanı sayısında herhangi bir sınırlama yok. İhtiyaç duydukça yeni çalışma alanı oluşturabilirsiniz. Dafa fazla bilgi.
EN No, there is no limit on the number of workspaces. You can create them as you need them. Learn more.
turco | inglês |
---|---|
fazla | more |
bilgi | learn |
TR Evet. Çalışma alanının sahibiyseniz onu silebilirsiniz. Bir çalışma alanını silmek kalıcı bir işlemdir ve geri alınamaz. Dafa fazla bilgi.
EN Yes. If you are the owner of the workspace, you can delete it. Deleting a workspace is a permanent action and cannot be undone. Learn more.
turco | inglês |
---|---|
silmek | delete |
kalıcı | permanent |
bilgi | learn |
TR Çalışma alanı oluşturmak tamamiyle ücretsizdir. Fakat çalışma alanınız için kullanabileceğiniz bazı özellikler ücretlidir. Dafa fazla bilgi.
EN Setting up a workspace is free. However, some features are not free. Learn more.
turco | inglês |
---|---|
ücretsizdir | free |
fakat | however |
bazı | some |
özellikler | features |
bilgi | learn |
TR Tercih ettiğiniz temel görüntüleri kolayca genişleterek Lambda uyumlu yapabilmeniz için Lambda Çalışma Zamanı API'sini uygulayan bir dizi yazılım paketini ve Çalışma Zamanı Arabirimi İstemcisini (RIC) açık kaynaklı hale getirdik.
EN We have open-sourced a set of software packages, Runtime Interface Clients (RIC), that implement the Lambda Runtime API, allowing you to seamlessly extend your preferred base images to be Lambda compatible.
turco | inglês |
---|---|
tercih | preferred |
temel | base |
görüntüleri | images |
lambda | lambda |
uyumlu | compatible |
dizi | set |
açık | open |
TR Müşteriler, lansmanda Python, Node.js, Java, Ruby, .Net Core, Özel Çalışma Zamanı (provided.al2) ve OCI Base görüntülerini kullanabilir. Daha fazla bilgi edinmek için lütfen AWS Lambda Çalışma Zamanlarına göz atın.
EN At launch, customers can use Python, Node.js, Java, Ruby, .Net Core, Custom Runtime (provided.al2), and OCI Base images. To learn more, please see the AWS Lambda Runtimes.
turco | inglês |
---|---|
müşteriler | customers |
python | python |
node | node |
java | java |
net | net |
core | core |
bilgi | learn |
aws | aws |
lambda | lambda |
göz | see |
TR Hayır. AWS Lambda, hizmeti kullanan herkese tek bir işletim sistemi ve yönetilen dil çalışma zamanı sürümü sunar. Lambda'da kullanmak için kendi dil çalışma zamanınızı getirebilirsiniz.
EN No. AWS Lambda offers a single version of the operating system and managed language runtime to all users of the service. You can bring your own language runtime to use in Lambda.
turco | inglês |
---|---|
hayır | no |
aws | aws |
lambda | lambda |
herkese | all |
yönetilen | managed |
dil | language |
sunar | offers |
TR Bulut hizmeti sağlayıcısına (CSP) bir ABD federal kurumu tarafından Çalışma için Kurum Yetkisi (ATO) veya Ortak Yetkilendirme Kurulu (JAB) tarafından Geçici Çalışma Yetkisi (P-ATO) verilmiştir.
EN The cloud service provider (CSP) has been granted an Agency Authority to Operate (ATO) by a US federal agency, or a Provisional Authority to Operate (P-ATO) by the Joint Authorization Board (JAB).
turco | inglês |
---|---|
bulut | cloud |
hizmeti | service |
abd | us |
federal | federal |
kurum | agency |
veya | or |
ortak | joint |
yetkilendirme | authorization |
kurulu | board |
jab | jab |
geçici | provisional |
sağlayıcısı | provider |
TR Ekibimizde sorularına çalışma saatleri içerisinde Türkçe, Almanca ve İngilizce'nin yanı sıra sınırlı saatlerde Fransızca, Felemenkçe, Lehçe ve Danca yanıt verecek çalışma arkadaşlarımız bulunmaktadır.
EN We help with our agents speaking Turkish, German and English in working hours and also French, Dutch, Polish and Danish in limited hours to answer your queries.
turco | inglês |
---|---|
saatleri | hours |
türkçe | turkish |
sınırlı | limited |
lehçe | polish |
yanıt | answer |
TR STÖ’ler ağlar/platformlar içerisinde örgütlenerek ortak amaçlar etrafında birleşebilir, çalışma alanlarıyla ilgili belirli konularda diğer örgütlerle ortaklık kurabilir ve ortak çalışma yürütebilirler
EN CSOs can come together by getting associated in networks/platforms, and build up partnerships with other organizations for acting together with regard to some specific topics in accordance with their fields of activity
turco | inglês |
---|---|
ağlar | networks |
platformlar | platforms |
içerisinde | in |
amaçlar | for |
konularda | topics |
diğer | other |
ve | and |
TR Ödül listemiz, çalışma türleri, her çalışma türü için ödül miktarları ve ödül kampanyasını yürütmek için kullanılan dış platformlar dahil, ödül kampanyaları hakkında geniş bilgi sağlar.
EN Our bounty list provides extensive information on bounty campaignes including the types of work, amounts of reward for each type of work and outside platforms used to run the bounty campaign.
turco | inglês |
---|---|
çalışma | work |
ödül | reward |
dış | outside |
platformlar | platforms |
geniş | extensive |
sağlar | provides |
TR Alman expat’lar yaratıcı ve ilginç görevlere, mobil çalışma olanaklarına ve home office uygulamasına, bir de esnek çalışma saatlerine ve dolgun ücrete değer veriyorlar
EN German expats appreciate creative and interesting tasks, the possibility of mobile work and work from home, flexible working hours and good pay
turco | inglês |
---|---|
alman | german |
yaratıcı | creative |
ilginç | interesting |
mobil | mobile |
esnek | flexible |
TR Birden fazla işletme işletiyorsanız ve birden fazla ayrı Crisp çalışma alanına sahip olmak istiyorsanız, çalışma alanları arasında sorunsuz bir şekilde geçiş yapabilirsiniz.
EN If you operate multiple businesses and wish to have multiple separate Crisp workspaces then you can simply switch between workspaces seamlessly.
TR Bir abonelik bir çalışma alanına eşittir ve birçok kanalla entegrasyona izin verir: Instagram, e-postalar, Messenger veya Whatsapp tek bir çalışma alanında merkezileştirilebilir.
EN One subscription equals one workspace and allows for integrations with many channels: Instagram, emails, Messenger, or Whatsapp can be centralized in one workspace.
TR Sadece çalışma tamamlandığı ve kaliteden %100 memnun kaldığınız zaman, aşama ödeme sistemimizi kullanarak çalışma için ödeme yapın.
EN Only pay for work when it has been completed and you're 100% satisfied with the quality using our milestone payment system.
TR Bir başkasının Tweetini takipçilerinle paylaşmanın en hızlı yolu Retweetlemektir. Simgeye dokun ve anında gönder.
EN The fastest way to share someone else’s Tweet with your followers is with a Retweet. Tap the icon to send it instantly.
turco | inglês |
---|---|
hızlı | fastest |
yolu | way |
anında | instantly |
gönder | send |
TR Bilinçsiz önyargının oluştuğunu gördüğünüzde, bununla başa çıkmanın en iyi yolu yüz yüze gelmektir - doğrudan üzerine gidin ve önyargının bir sürece nasıl sızmakta olduğunu işaret edin
EN When you do see UB happening, the best way of addressing it is face to face - tackle it straight on and point out how bias may be creeping into a process
turco | inglês |
---|---|
yolu | way |
yüz | face |
doğrudan | straight |
siz | you |
TR Dijital olarak imzalanmış e-postanız, alıcıya sizin ve yalnızca sizin tarafından gönderildiğini garanti eder. Gönderen adresini taklit etmenin bir yolu yoktur.
EN Your digitally signed email guarantees the recipient that it has been sent by you and only you. There is no way of faking the sender address.
turco | inglês |
---|---|
garanti | guarantees |
adresini | address |
yolu | way |
TR Backlink Audit Aracı - backlink profilinizi arındırmanın kanıtlanmış yolu | Semrush Türkçe
EN Backlink Audit Tool – a proven way to detoxify your backlink profile | Semrush
turco | inglês |
---|---|
backlink | backlink |
audit | audit |
aracı | tool |
kanıtlanmış | proven |
yolu | way |
semrush | semrush |
TR Ancak bu kaynaklarla ilgili sorun, içeriklerinin düzenli olmamasıdır. SEO bilgisine ulaşan net bir başlangıç noktası veya gidiş yolu yoktur.
EN But the issue with these resources is that their content is unorganized. There's no clear starting point or pathway to SEO knowledge.
turco | inglês |
---|---|
kaynaklarla | resources |
sorun | issue |
seo | seo |
net | clear |
başlangıç | starting |
noktası | point |
veya | or |
yoktur | no |
TR Güzel bir soru, bu soruyu tamamen önyargısız şekilde yanıtlamamızın bir yolu olmasa da (tabii ki, en iyisinin kendi aracımız olduğunu düşünüyoruz) sıkıcı bir özellikler kıyaslaması tablosu hazırlamak istemedik
EN It’s a fair question, and while there’s no way for us to answer it entirely without bias (obviously, we think our tool is best), we didn’t want to create yet another tedious side-by-side comparison of features
turco | inglês |
---|---|
tamamen | entirely |
sıkıcı | tedious |
özellikler | features |
TR Kimyacılara ilgili literatüre, hasta bilgilerine, geçerli bileşik özelliklerine ve deneysel prosedürlere en kestirme yolu sağlayarak başarılı erken ilaç keşifleri yapılmasına destek olun.Reaxys hakkında daha fazla bilgi edinin
EN Drive successful early drug discovery by providing chemists with the shortest path to relevant literature, patent information, valid compound properties and experimental procedures.Learn more about Reaxys
turco | inglês |
---|---|
geçerli | valid |
ve | and |
yolu | path |
sağlayarak | by providing |
başarılı | successful |
erken | early |
ilaç | drug |
TR Hayata destek olmanın, pek çok yolu var!
EN There are many ways to support life!
turco | inglês |
---|---|
hayata | life |
destek | support |
TR Ahrefs İçerik Gezgininde "inurl" Kullanmanın 8 Güçlü Yolu
EN 8 Powerful Ways to Use "inurl" in Ahrefs’ Content Explorer
turco | inglês |
---|---|
ahrefs | ahrefs |
güçlü | powerful |
TR Web sitesinde trafiği kontrol etmenin birçok yolu vardır. Web site trafiğimi kontrol etmek ve veri almak için Web Sitesi Trafik Denetleyicimizi veya Google Analytics aracımızı kullanmanızı öneririz.
EN There are many ways to check traffic on website. We recommend using our Website Traffic Checker or Google Analytics tool to check my website traffic and get data.
turco | inglês |
---|---|
birçok | many |
veri | data |
almak | get |
veya | or |
analytics | analytics |
öneririz | we recommend |
mı | my |
TR İnsanlara ulaşmanın bir diğer harika yolu e-posta imzanızdır. Çalışanlarınız varsa, onlardan da aynısını yapmalarını isteyebilirsiniz.
EN Another great way to get the word out is through your email signature. If you have any employees, you can ask them to do the same.
turco | inglês |
---|---|
harika | great |
yolu | way |
e-posta | |
onlardan | them |
varsa | if |
TR İnsanlara ulaşmanın bir başka yolu da düzenli olarak Facebook, Twitter, Pinterest, LinkedIn ve Instagram?da (hikayeler dahil) paylaşımda bulunmaktır.
EN Another way to get the word out is by regularly posting on Facebook, Twitter, Pinterest, LinkedIn, and Instagram (including stories).
turco | inglês |
---|---|
başka | another |
yolu | way |
dahil | including |
TR Bazen yeni bir kripto projesi hakkında bilgi edinmenin en iyi yolu, ondan bir miktar edinmektir
EN Sometimes the best way to learn about a new crypto project is to own some
turco | inglês |
---|---|
bazen | sometimes |
kripto | crypto |
projesi | project |
bilgi | learn |
yolu | way |
TR Kripto satın almanın, satmanın ve kripto ticareti yapmanın dünyadaki en popüler yolu
EN The world’s most popular way to buy, sell, and trade crypto
turco | inglês |
---|---|
kripto | crypto |
ve | and |
en | most |
popüler | popular |
yolu | way |
TR "Manzara, cafeler, bisiklet yolu, Sovyetler heykelleri"
EN "During summer there are movies showing after midnight. Nice fountains, small cafes/snack venues. You can relax on the back part, very few people and nice surroundings."
TR ne kadar müzikal anlamda yetenekli de olsa bir grup üyesi yarattığı eserlerde diğer grup elemanı arkadaşlarına danışır ve belki de çoğu zaman kafasındakilerden çok orta yolu bulma neticesinde eserler üretir
EN A number of other well-known musicians may write some of their own songs, but are usually referred to as singers instead
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
TR Herhangi bir sitede ücretsiz olarak bitcoin ile ödeme alabilmenin kolay ve güvenli yolu.
EN An easy and secure way to accept bitcoin payments on any website, for free.
turco | inglês |
---|---|
bitcoin | bitcoin |
ödeme | payments |
kolay | easy |
yolu | way |
TR “Manat okula gidebilsin diye evimizin önüne bir rampa yaptım. Tekerlekli sandalyeyi sürmesi zor oluyordu, okula gittiği yolu düzelttim. Sağ olsunlar, okul müdürü ve belediye de yardımcı oldular.”
EN “Thankfully, the municipality and the school administration were really attentive. They helped fix the road for Manat.”
turco | inglês |
---|---|
okul | school |
TR Popüler kripto paralarda yatırım için spot eşleştirme motorlu exchange işletmesi kurun. Müşterilerinize kripto-kripto ve kripto-fiat çiftleri üzerinden işlem imkânı sunarak günümüz trendlerinden faydalanmanın ideal bir yolu.
EN Launch an exchange business with a spot matching engine for trading on popular cryptocurrencies. An ideal way to capitalise on today's trends by offering your clients trading on crypto-crypto and crypto-fiat pairs.
turco | inglês |
---|---|
popüler | popular |
spot | spot |
eşleştirme | matching |
ideal | ideal |
yolu | way |
TR Potansiyel olarak tehlikeli veya uygunsuz içerikleri yönetmenin tek yolu kullanıcıların kendi kendilerini denetlemelerine ve kendilerini korumak için yenilikçi çözümleri uygulamalarına izin vermektir.
EN The only way to manage potentially dangerous or inappropriate content is to allow users to self-regulate and adopt innovative solutions to ensure their own protection.
turco | inglês |
---|---|
tehlikeli | dangerous |
veya | or |
uygunsuz | inappropriate |
yolu | way |
yenilikçi | innovative |
çözümleri | solutions |
Mostrando 50 de 50 traduções