TR 15.8.1. İstilacı yabancı türlerin önlenmesi ya da kontrolüne yeterli kaynak sağlayan ve ilgili ulusal mevzuatı benimseyen ülkelerin oranı
"ulusal mevzuatı benimseyen" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
ulusal | national the national |
TR 15.8.1. İstilacı yabancı türlerin önlenmesi ya da kontrolüne yeterli kaynak sağlayan ve ilgili ulusal mevzuatı benimseyen ülkelerin oranı
EN 15.8.1. Proportion of countries adopting relevant national legislation and adequately resourcing the prevention or control of invasive alien species
turco | inglês |
---|---|
önlenmesi | prevention |
ilgili | relevant |
ulusal | national |
ülkelerin | countries |
kontrolü | control |
TR İstanbul Sözleşmesi içeriğiyle de çoğulculuğu bir değer olarak benimseyen, benzerlerinden bu yönüyle farklılaşan, öncü, tüm dünyaya örnek oluşturabilecek bir düzenlemedir
EN The Istanbul Convention is a pioneering regulation that adopts pluralism as a value, differentiates itself from its counterparts in this respect, and can set an example to the whole world
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
öncü | pioneering |
örnek | example |
TR Halkın bilgiye erişimi için anayasal, yasal ve / veya politik düzenlemeleri benimseyen ve uygulayan ülkelerin sayısı
EN Number of countries that adopt and implement constitutional, statutory and/or policy guarantees for public access to information
turco | inglês |
---|---|
bilgiye | information |
erişimi | access |
yasal | statutory |
veya | or |
ülkelerin | countries |
sayısı | number |
TR 15.6.1. Faydaların adil ve eşit bir şekilde paylaşımını sağlamak için yasal, idari ve politika çerçevelerini benimseyen ülkelerin sayısı
EN 15.6.1. Number of countries that have adopted legislative, administrative and policy frameworks to ensure fair and equitable sharing of benefits
turco | inglês |
---|---|
adil | fair |
idari | administrative |
politika | policy |
ülkelerin | countries |
faydaları | benefits |
TR Sendai Afet Risk Azaltma Çerçevesi 2015-2030 doğrultusunda yerel afet risk azaltma stratejilerini benimseyen ve uygulayan yerel yönetimlerin oranı 11.b.2
EN Proportion of local governments that adopt and implement local disaster risk reduction strategies in line with the Sendai Framework for Disaster Risk Reduction 2015-2030 11.b.2
turco | inglês |
---|---|
afet | disaster |
risk | risk |
azaltma | reduction |
doğrultusunda | in line with |
yerel | local |
ve | and |
TR 17.5.1. En az gelişmiş ülkeler için yatırım promosyonu rejimlerini benimseyen ve uygulayan ülke sayısı
EN 17.5.1. Number of countries that adopt and implement investment promotion regimes for least developed countries
turco | inglês |
---|---|
gelişmiş | developed |
ülkeler | countries |
yatırım | investment |
sayısı | number |
en az | least |
TR İstanbul Sözleşmesi içeriğiyle de çoğulculuğu bir değer olarak benimseyen, benzerlerinden bu yönüyle farklılaşan, öncü, tüm dünyaya örnek oluşturabilecek bir düzenlemedir
EN The Istanbul Convention is a pioneering regulation that adopts pluralism as a value, differentiates itself from its counterparts in this respect, and can set an example to the whole world
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
öncü | pioneering |
örnek | example |
TR Bağımlılık birçok kez “aile hastalığı” olarak tanımlanmıştır, yani bağımlının sorunlarından muzdarip olan ve işlevsiz davranış kalıplarını benimseyen tek kişi değildir
EN Addiction has many times been described as a “family disease,” meaning that the addict is not the only one who suffers the problems of addiction and adopts dysfunctional behavior patterns
turco | inglês |
---|---|
bağımlılık | addiction |
kez | times |
aile | family |
davranış | behavior |
TR Ulusal Araştırma Değerlendirme Uygulamalarını Destekleyen Web Entegrasyonu Hizmetleri: Analiz Hizmetleri, ulusal araştırma değerlendirme uygulamalarınız için Scopus bibliyometrik verilerini sağlayabilir
EN web integration services to support national research assessment exercises: Analytical Services can provide Scopus bibliometric data for your national research assessment exercise
turco | inglês |
---|---|
ulusal | national |
değerlendirme | assessment |
web | web |
entegrasyonu | integration |
scopus | scopus |
verilerini | data |
TR 12.1.1. Bir öncelik ya da ulusal politikalardaki bir hedef olarak sürdürülebilir tüketim ve üretimi (SCP) yaygınlaştıran ya da sürdürülebilir tüketim ve üretim SCP - Ulusal Eylem Planları'na sahip ülke sayısı
EN 12.1.1. Number of countries with sustainable consumption and production (SCP) national action plans or SCP mainstreamed as a priority or a target into national policies
turco | inglês |
---|---|
öncelik | priority |
ulusal | national |
hedef | target |
sürdürülebilir | sustainable |
tüketim | consumption |
üretim | production |
eylem | action |
TR Kamu kurumlarındaki (ulusal ve yerel yasama, kamu hizmeti ve yargı) pozisyonların dağılımının ulusal dağılımlara (cinsiyet, yaş, engelliler ve nüfus gruplarına göre) oranı 16.7.2
EN Proportions of positions (by sex, age, persons with disabilities and population groups) in public institutions (national and local legislatures, public service, and judiciary) compared to national distributions 16.7.2
turco | inglês |
---|---|
kamu | public |
ulusal | national |
yerel | local |
hizmeti | service |
cinsiyet | sex |
yaş | age |
nüfus | population |
ın | of |
grupları | groups |
TR 16.a Özellikle gelişmekte olan ülkelerde şiddeti önlemek ve terör ve suçla mücadele etmek için her düzeyde kapasite geliştirilmesi adına ilgili ulusal kurumların uluslararası işbirliği yoluyla ilgili ulusal kurumların güçlendirilmesi
EN 16.a Strengthen relevant national institutions, including through international cooperation, for building capacity at all levels, in particular in developing countries, to prevent violence and combat terrorism and crime
turco | inglês |
---|---|
a | a |
önlemek | prevent |
mücadele | combat |
düzeyde | levels |
kapasite | capacity |
ilgili | relevant |
ulusal | national |
kurumların | institutions |
uluslararası | international |
işbirliği | cooperation |
TR Ulusal ve yerel görsel ve yazılı basına düzenli olarak basın bültenleri gönderilecektir. Ulusal basında reklamlarımız yer alacaktır.
EN Regular press releases will be sent to the national and local visual and printed media. Our advertisements will take place in national press.
turco | inglês |
---|---|
yerel | local |
görsel | visual |
düzenli | regular |
TR Ulusal Araştırma Değerlendirme Uygulamalarını Destekleyen Web Entegrasyonu Hizmetleri: Analiz Hizmetleri, ulusal araştırma değerlendirme uygulamalarınız için Scopus bibliyometrik verilerini sağlayabilir
EN web integration services to support national research assessment exercises: Analytical Services can provide Scopus bibliometric data for your national research assessment exercise
turco | inglês |
---|---|
ulusal | national |
değerlendirme | assessment |
web | web |
entegrasyonu | integration |
scopus | scopus |
verilerini | data |
TR Konuyla ilgili olarak küresel düzeyde geçerli yönetmelikler ve bunların ulusal düzeyde uygulanmasını sağlayacak ulusal düzenlemelere ihtiyacımız olacak
EN We will need global guidelines and national implementation rules
turco | inglês |
---|---|
küresel | global |
ulusal | national |
olacak | will |
TR Rüşvet niteliğinde davranışlar yolsuzlukla mücadeleye ilişkin yasa maddeleri ve ilgili mevzuatı ihlal etmektedir
EN Actions that qualify as bribe breach legal provisions on fight against corruption and the relevant regulations
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
ilgili | relevant |
ihlal | breach |
TR Web Sitesinin materyalleri ve kullanımıyla ilgili her türlü yasal beyan, Nauru Cumhuriyeti'nin mevcut mevzuatı kapsamında düzenlenir.
EN Any legal statements regarding Website's materials and use are regulated under existing legislation of Republic of Nauru.
turco | inglês |
---|---|
materyalleri | materials |
ilgili | regarding |
yasal | legal |
cumhuriyeti | republic |
TR Rüşvet niteliğinde davranışlar yolsuzlukla mücadeleye ilişkin yasa maddeleri ve ilgili mevzuatı ihlal etmektedir
EN Actions that qualify as bribe breach legal provisions on fight against corruption and the relevant regulations
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
ilgili | relevant |
ihlal | breach |
TR Uluslararası Planlı Ebeveynlik Federasyonu Avrupa Ağı (IPPF EN) Ortakları Araştırması: Avrupa ve Orta Asya’da Kürtaj Mevzuatı ve Uygulaması | STGM
EN International Planned Parenthood Federation European Network (IPPF EN) Partners Survey: Abortion Legislation and Practice in Europe and Central Asia | STGM
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
ağı | network |
ortakları | partners |
orta | central |
asya | asia |
stgm | stgm |
TR Uluslararası Planlı Ebeveynlik Federasyonu Avrupa Ağı (IPPF EN) Ortakları Araştırması: Avrupa ve Orta Asya’da Kürtaj Mevzuatı ve Uygulaması
EN International Planned Parenthood Federation European Network (IPPF EN) Partners Survey: Abortion Legislation and Practice in Europe and Central Asia
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
ağı | network |
ortakları | partners |
orta | central |
asya | asia |
TR Uluslararası Planlı Ebeveynlik Federasyonu Avrupa Ağı (IPPF EN) Ortakları'nın Avrupa ve Orta Asya’da Kürtaj Mevzuatı ve Uygulaması üzerine yaptığı araştırmanın Türkçe çevirisini aşağıdan indirebilirsiniz
EN You can download the Turkish translation of the research conducted by the Partners of the International Planned Parenthood Federation European Network (IPPF EN) on Abortion Legislation and Practice in Europe and Central Asia, below
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
ağı | network |
ortakları | partners |
orta | central |
asya | asia |
indirebilirsiniz | you can download |
TR 3.d.1. Uluslararası Sağlık Mevzuatı (UST) kapasitesi ve sağlık acil durum hazırbulunuşluğu
EN 3.d.1. International Health Regulations (IHR) capacity and health emergency preparedness
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
sağlık | health |
kapasitesi | capacity |
ve | and |
TR Rüşvet niteliğinde davranışlar yolsuzlukla mücadeleye ilişkin yasa maddeleri ve ilgili mevzuatı ihlal etmektedir
EN Actions that qualify as bribe breach legal provisions on fight against corruption and the relevant regulations
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
ilgili | relevant |
ihlal | breach |
TR Rüşvet niteliğinde davranışlar yolsuzlukla mücadeleye ilişkin yasa maddeleri ve ilgili mevzuatı ihlal etmektedir
EN Actions that qualify as bribe breach legal provisions on fight against corruption and the relevant regulations
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
ilgili | relevant |
ihlal | breach |
TR Kanada’nın Federal Özel Sektör Gizlilik Mevzuatı
EN Canada’s Federal Private Sector Privacy Legislation
turco | inglês |
---|---|
kanada | canada |
federal | federal |
sektör | sector |
gizlilik | privacy |
TR Uluslararası Planlı Ebeveynlik Federasyonu Avrupa Ağı (IPPF EN) Ortakları Araştırması: Avrupa ve Orta Asya’da Kürtaj Mevzuatı ve Uygulaması | STGM
EN International Planned Parenthood Federation European Network (IPPF EN) Partners Survey: Abortion Legislation and Practice in Europe and Central Asia | STGM
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
ağı | network |
ortakları | partners |
orta | central |
asya | asia |
stgm | stgm |
TR Uluslararası Planlı Ebeveynlik Federasyonu Avrupa Ağı (IPPF EN) Ortakları Araştırması: Avrupa ve Orta Asya’da Kürtaj Mevzuatı ve Uygulaması
EN International Planned Parenthood Federation European Network (IPPF EN) Partners Survey: Abortion Legislation and Practice in Europe and Central Asia
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
ağı | network |
ortakları | partners |
orta | central |
asya | asia |
TR Uluslararası Planlı Ebeveynlik Federasyonu Avrupa Ağı (IPPF EN) Ortakları'nın Avrupa ve Orta Asya’da Kürtaj Mevzuatı ve Uygulaması üzerine yaptığı araştırmanın Türkçe çevirisini aşağıdan indirebilirsiniz
EN You can download the Turkish translation of the research conducted by the Partners of the International Planned Parenthood Federation European Network (IPPF EN) on Abortion Legislation and Practice in Europe and Central Asia, below
turco | inglês |
---|---|
uluslararası | international |
ağı | network |
ortakları | partners |
orta | central |
asya | asia |
indirebilirsiniz | you can download |
TR Web Sitesinin materyalleri ve kullanımıyla ilgili her türlü yasal beyan, Nauru Cumhuriyeti'nin mevcut mevzuatı kapsamında düzenlenir.
EN Any legal statements regarding Website's materials and use are regulated under existing legislation of Republic of Nauru.
turco | inglês |
---|---|
materyalleri | materials |
ilgili | regarding |
yasal | legal |
cumhuriyeti | republic |
TR Örneğin 2016 yılında, Avrupa Birliği ve Avrupa Ekonomik Alanındaki kişilerin kişisel verilerini korumak amacıyla Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) mevzuatı oluşturularak, kişilere verileri üzerinde daha fazla denetim tanındı
EN For example, in 2016, GDPR legislation was created to protect the personal data of people in the European Union and European Economic Area, giving individuals more control of their data
turco | inglês |
---|---|
birliği | union |
ekonomik | economic |
kişisel | personal |
gdpr | gdpr |
denetim | control |
alanı | area |
TR Yeni bağlı kapaklı ürün yelpazemiz yalnızca AB mevzuatı gerekliliğini yerine getirmekle kalmayıp çöpü ve toplam karbon ayak izinizi azaltmaya da katkıda bulunuyor
EN Our new range of tethered caps don't simply deliver on an EU legislative requirement – they contribute to reducing litter and your overall carbon footprint
turco | inglês |
---|---|
yeni | new |
yalnızca | an |
ab | eu |
karbon | carbon |
TR ambalajlarımızda kullanılan tüm temel malzemeler, ilgili gıda ile temas mevzuatı ile tamamen uyumludur
EN All base materials used in our packaging are fully compliant with relevant food contact legislation
turco | inglês |
---|---|
temel | base |
malzemeler | materials |
ilgili | relevant |
gıda | food |
temas | contact |
TR 23) düzeltmede bulunan Kanada’nın istenmeyen e-posta mevzuatı ile beraber Dijital Gizlilik Yasası’nı (S.C
EN 23), as well as the Digital Privacy Act (S.C
TR Pure'u kullanarak, üniversiteler ulusal değerlendirmeler ve finansörlerin açık erişim gerekliliklerine daha kolay bir şekilde uyabilir.
EN By using Pure, universities can more easily comply with open access requirements of national assessments & funders.
turco | inglês |
---|---|
üniversiteler | universities |
ulusal | national |
açık | open |
erişim | access |
TR Ulusal Araştırma Performansı Değerlendirmesi ulusunuzun araştırma performansını derinlemesine değerlendirme imkanı verir ve aşağıdakileri içeren bir dizi analiz sağlar:
EN National research performance assessments provide a deep evaluation of your nation's research performance and can feature a range of analyses such as:
turco | inglês |
---|---|
ulusal | national |
değerlendirme | evaluation |
sağlar | provide |
TR Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü
EN National Institute of Standards and Technology
turco | inglês |
---|---|
ulusal | national |
standartlar | standards |
ve | and |
teknoloji | technology |
TR Evet, Elsevier'in Portico, CLOCKSS ve Hollanda Ulusal Kütüphanesiyle arşivleme anlaşması vardır ve Elsevier'de yayınlanan bütün içerikleri otomatik olarak almaktadırlar.
EN Yes, Elsevier has an archiving agreement in place with Portico, CLOCKSS and the Dutch National Library and they receive all content published by Elsevier via an automatic feed.
turco | inglês |
---|---|
elsevier | elsevier |
hollanda | dutch |
ulusal | national |
vardır | has |
yayınlanan | published |
bütün | all |
TR Program her yıl 20 Asya ülkesindeki binlerce kuruluşa ulaşarak öğrenciler, eğitimciler ve yerel ve ulusal liderlerle, hayatları iyileştirmek ve fırsatları artırmak için ihtiyaç duydukları bilgiler arasındaki bağlantıyı sağlamaktadır
EN Each year, the programme reaches thousands of institutions in 20 Asian countries, connecting students, educators and local and national leaders with the knowledge they need to improve lives and expand opportunities
turco | inglês |
---|---|
program | programme |
yıl | year |
asya | asian |
öğrenciler | students |
yerel | local |
ulusal | national |
fırsatları | opportunities |
ihtiyaç | need |
bilgiler | knowledge |
TR Hollandalı RvA veya Sri Lankalı SLAB gibi ulusal akreditasyon kuruluşları
EN National accreditation bodies, including the Dutch RvA or the Sri Lankan SLAB
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
ulusal | national |
TR Bunların birçoğu Avrupa'da ve ABD'de geçerli olan ulusal mevzuatlara veya direktiflere dayanır.
EN Most of these are based on directives or national legislation existing in Europe and the USA.
turco | inglês |
---|---|
avrupa | europe |
abd | usa |
olan | are |
ulusal | national |
veya | or |
ın | of |
TR Jukka Hannuksela, elektrik motorlarının enerji verimliliği performansını tartışırken uluslararası (IEC) standartların yerel ve ulusal standartlara uyumunu ilk ve en önemli adım olarak görüyor
EN Metsä Board’s Husum mill in Sweden is an integrated board and pulp mill
TR Bir UNESCO Dünya Miras alanı olan Kanada’nın en eski ulusal parkı, Banff, rustik bir çekicilik ile dünyevi şıklığın seçkin havasını birleştirir
EN In the heart of Canada’s oldest national park—a UNESCO World Heritage site—Banff has cultivated a distinct air of rustic charm and worldly chic
turco | inglês |
---|---|
unesco | unesco |
dünya | world |
miras | heritage |
olan | has |
kanada | canada |
ulusal | national |
çekicilik | charm |
TR San Juan Ulusal Ormanı ile çevrelenmiş olan Fairmont Miras Alanı, Franz Klammer Lodge bir kayak tatil köyü deneyiminden çok daha fazlasını, Telluride, Colorado’da dünyanın en aranan destinasyonlarının birinde lüks yaşam sunar.
EN Fairmont Heritage Place, Franz Klammer Lodge, surrounded by the San Juan National Forest offers much more than a ski resort experience - it provides luxury living in the heart of one of the world's most sought-after destinations in Telluride, Colorado.
turco | inglês |
---|---|
ulusal | national |
miras | heritage |
lodge | lodge |
kayak | ski |
colorado | colorado |
aranan | sought |
yaşam | living |
orman | forest |
TR Simgesel Fairmont Chateau Louise Gölü Alberta’nın Banff Ulusal Parkı’nda yer alır.
EN The iconic Fairmont Chateau Lake Louise hotel is located in Alberta's Banff National Park.
turco | inglês |
---|---|
simgesel | iconic |
fairmont | fairmont |
alberta | alberta |
ulusal | national |
yer | in |
TR Çocuk İstismarı Konusunda Farkındalık Artırıyoruz Ulusal Zirve
EN Experience Sharing Workshop with Ufuk Aydın: The Museum of Sky Heroes and the Revolution of Dignity - Maidan
turco | inglês |
---|---|
konusunda | with |
TR Vegan Derneği Türkiye, ulusal ve uluslararası düzeyde koruma altında olan 15 kızıl geyiğin “av…
EN If we look back at the 20th century, based on Hannah Arendt's thoughts on totalitarianism, one of…
TR Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü
EN National Institute of Standards and Technology
turco | inglês |
---|---|
ulusal | national |
standartlar | standards |
ve | and |
teknoloji | technology |
TR Japonya'da Siber Güvenlik için Ulusal Vaka Hazırlık ve Strateji Merkezi
EN National Center of Incident Readiness and Strategy for Cybersecurity in Japan
turco | inglês |
---|---|
japonya | japan |
ulusal | national |
strateji | strategy |
merkezi | center |
TR Hollandalı RvA (I192, C412, C490, C499) veya Sri Lankalı SLAB (CP 004-01) gibi ulusal akreditasyon kuruluşları
EN National accreditation bodies, including the Dutch RvA (I192, C412, C490, C499) or the Sri Lankan SLAB (CP 004-01)
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
ulusal | national |
TR Fairmont Banff Springs oteli Banff Ulusal Parkı’nın merkezinde yer alır
EN Fairmont Banff Springs hotel is located in the heart of Banff National Park
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
springs | springs |
oteli | hotel |
ulusal | national |
Mostrando 50 de 50 traduções