TR Temsilcilerden biri aramayı cevapladığında, diğer tüm telefonlar çalmayı bırakır ve Jivo online destek ziyaretçiyi arar
"temsilcilerden biri aramayı" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Temsilcilerden biri aramayı cevapladığında, diğer tüm telefonlar çalmayı bırakır ve Jivo online destek ziyaretçiyi arar
EN When one of the agents answers the call, all other phones stop ringing and Jivo calls the visitor
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
telefonlar | phones |
ve | and |
TR İstenmeyen ilgiyi, tekrar tekrar mesajlaşmayı, aramayı veya diğer kişi hakkında çevrimiçi bilgi aramayı içeren takip.
EN Stalking, which includes unwanted attention, repeatedly messaging, calling, or looking up information about the other person online.
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
diğer | other |
kişi | person |
hakkında | about |
çevrimiçi | online |
bilgi | information |
içeren | includes |
TR Algoritmalarımız tüm aramayı yapar, böylece siz iletişimi korumaya odaklanabilirsiniz.
EN Our algorithms do all the searching so you can focus on staying in touch.
turco | inglês |
---|---|
tüm | all |
yapar | do |
böylece | so |
siz | you |
TR Çağrıya odaklan, not almaya değil. Sadece aramayı kaydedin ve Sonix dakikalar içinde sizin için otomatik olarak yazdıracaktır. Satış becerilerinizi geliştirin. İşi bize bırak.
EN Focus on the call, not on note taking. Just record the call and Sonix will automatically transcribe it for you in minutes. Improve your selling skills. Leave the busywork to us.
turco | inglês |
---|---|
kaydedin | record |
sonix | sonix |
dakikalar | minutes |
satış | selling |
geliştirin | improve |
bırak | leave |
TR Alanı terk ederek, aramayı sonlandırarak veya mesajlarına cevap vermeyerek diğer kişiden uzaklaşabiliriz. Bu, biraz nefes almak için ihtiyacımız olan alanı almamıza ve duruma netlik kazandırmamıza yardımcı olabilir.
EN We can take distance from the other person by leaving the area, ending the call, or not responding to their messages. This can help us take the space we need to get some breathing room and gain clarity on the situation.
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
diğer | other |
netlik | clarity |
alan | room |
TR Bazı insanlar bir arama motoru kullanmayı severken, diğerleri aynı anda farklı bilgilere göz atmayı ve aramayı sever
EN Some people like to use a search engine while others like to browse and look for different information at the same time
turco | inglês |
---|---|
insanlar | people |
motoru | engine |
diğerleri | others |
bilgilere | information |
göz | look |
TR Örneğin, size bir müşteri adayı ile planlanmış bir geri aramayı hatırlatmak için Sohbet Hatırlatıcılarını kullanabilirsiniz.
EN For example, you can use Chat Reminders to remind you of a scheduled callback with a lead.
turco | inglês |
---|---|
size | you |
sohbet | chat |
TR İlk olarak aramayı cevaplayan temsilci, ziyaretçiye bağlanır.
EN The agent who answered the call first is connected with the visitor.
turco | inglês |
---|---|
temsilci | agent |
TR Ekibiniz gelen aramayı aldığında, JivoChat uygulaması sizi arayan hakkında ayrıntılı bilgilerle otomatik olarak uyaracaktır
EN When your team receives an incoming call, the JivoChat app will automatically alert you with detailed information about the caller
turco | inglês |
---|---|
ekibiniz | your team |
jivochat | jivochat |
uygulaması | app |
sizi | you |
ayrıntılı | detailed |
TR Çağrıyı cevapladıktan sonra, müşteriye bağlanmadan önce, temsilci web sitesinden aramayı kabul ettiğine dair bir sesli uyarı duyacaktır
EN After picking up the handset and before connecting to the customer, the support agent will hear a voice notification that he/she accepted the call from the website
turco | inglês |
---|---|
önce | before |
temsilci | agent |
web | website |
kabul | accepted |
TR Telefon numarası doğru biçimde ise ve aramayı başlatma isteği yapıldıysa yöntem {result: 'ok'} döndürür. Aksi takdirde, {result: 'fail', reason: 'Callback disabled’} döner.
EN Method returns {result: 'ok'} If the phone number is in the correct format and the request to start the call can be made. Otherwise returns {result: 'fail', reason: 'Callback disabled'}, where reason - is about the unsuccessful method call.
turco | inglês |
---|---|
telefon | phone |
numarası | number |
ve | and |
isteği | request |
yöntem | method |
TR Örneğin, size bir müşteri adayı ile planlanmış bir geri aramayı hatırlatmak için Sohbet Hatırlatıcılarını kullanabilirsiniz.
EN For example, you can use Chat Reminders to remind you of a scheduled callback with a lead.
turco | inglês |
---|---|
size | you |
sohbet | chat |
TR Sorularınızı WhatsApp'a bırakın veya bizi geri aramayı talep edebilirsiniz!
EN Drop your queries on WhatsApp or you can request us a call back!
turco | inglês |
---|---|
a | a |
veya | or |
bizi | us |
geri | back |
talep | request |
TR Aramayı tersine çevirin ve tedarikçilerimizin sizinle iletişim kurmasını sağlayın. Doldurun Bana bir araba bul veya Uzun Vadeli Araç Kiralama formu ve gerekli araç tercihleri ile tedarikçilerimizin sizinle iletişim kurmasını sağlayın.
EN Reverse the search and have our suppliers contact you instead. Fill up the Find Me a Car or Long-term Car Lease form and have our suppliers with your required car preferences contact you.
turco | inglês |
---|---|
iletişim | contact |
doldurun | fill |
bana | me |
bul | find |
veya | or |
uzun | long |
vadeli | term |
formu | form |
gerekli | required |
TR Şimdi İlk bağlantıyı aramayı seçin ve İleri ile bir sonraki adıma geçin.
EN Now select Do not dial the initial connection and proceed to the Next step.
turco | inglês |
---|---|
seçin | select |
TR Algoritmalarımız tüm aramayı yapar, böylece siz iletişimi korumaya odaklanabilirsiniz.
EN Our algorithms do all the searching so you can focus on staying in touch.
turco | inglês |
---|---|
tüm | all |
yapar | do |
böylece | so |
siz | you |
TR Aramayı neden sadece SERP'sini görmek istediğiniz arama motorunda (Google gibi) yapmadığınızı merak ediyor olabilirsiniz ve bunun birkaç nedeni vardır.
EN You may be wondering why you wouldn’t just conduct the search on the search engine that you want to see the SERP for (like Google) and there are a few reasons for that.
turco | inglês |
---|---|
istediğiniz | you want |
TR Bunu, Google gibi bir arama motoru kullanarak kendiniz manuel olarak aynı aramayı yaparak yapabilirsiniz
EN You can do this by conducting an identical search yourself manually using a search engine like Google
turco | inglês |
---|---|
bunu | this |
motoru | engine |
kendiniz | yourself |
manuel | manually |
TR SERP takibi, belirli bir anahtar kelime için arama yaptığınızda karşınıza çıkan sonuç sayfalarını takip etmektir. Aramayı kendiniz yapmanın aksine, SERP izleyiciyi kullandığınızda mevcut coğrafi bölgenizden etkilenmeyecektir.
EN SERP tracking is keeping abreast of the results pages that you get when you conduct a search for a particular keyword. Unlike conducting the search yourself, it won’t be impacted by your current geographical area when you use the SERP tracker.
turco | inglês |
---|---|
serp | serp |
belirli | particular |
sonuç | results |
kendiniz | yourself |
kullandığınızda | when you use |
coğrafi | geographical |
TR Aradığını bulmak için neden yukarıdaki linkleri veya aramayı kullanmıyorsun? Alternatif olarak olduğun yeregeri dönebilirsin veya tekrarana sayfandan başlayabilirsin.
EN Why not use the links above or search to find what you're looking for? Alternatively, you could go back to where you were or start again from the home page.
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
TR Çağrıya odaklan, not almaya değil. Sadece aramayı kaydedin ve Sonix dakikalar içinde sizin için otomatik olarak yazdıracaktır. Satış becerilerinizi geliştirin. İşi bize bırak.
EN Focus on the call, not on note taking. Just record the call and Sonix will automatically transcribe it for you in minutes. Improve your selling skills. Leave the busywork to us.
turco | inglês |
---|---|
kaydedin | record |
sonix | sonix |
dakikalar | minutes |
satış | selling |
geliştirin | improve |
bırak | leave |
TR Alanı terk ederek, aramayı sonlandırarak veya mesajlarına cevap vermeyerek diğer kişiden uzaklaşabiliriz. Bu, biraz nefes almak için ihtiyacımız olan alanı almamıza ve duruma netlik kazandırmamıza yardımcı olabilir.
EN We can take distance from the other person by leaving the area, ending the call, or not responding to their messages. This can help us take the space we need to get some breathing room and gain clarity on the situation.
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
diğer | other |
netlik | clarity |
alan | room |
TR Benzer şekilde, birisi bir aramayı umduğunuzdan daha erken açmadığında veya bitirmediğinde bunu kişisel algılamamaya çalışın
EN Similarly, try to not take it personally when someone doesn’t pick up or ends a call earlier than you had hoped
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
TR Bu konumda hiçbir şey bulunamadı gibi görünüyor. Belki aşağıdaki bağlantılardan birini veya bir aramayı deneyin?
EN It looks like nothing was found at this location. Maybe try one of the links below or a search?
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
gibi | like |
belki | maybe |
veya | or |
deneyin | try |
TR Bazı insanlar bir arama motoru kullanmayı severken, diğerleri aynı anda farklı bilgilere göz atmayı ve aramayı sever
EN Some people like to use a search engine while others like to browse and look for different information at the same time
TR Binance Akıllı Zincir (BSC) üzerinde lider DApp'lerden biri ve DeFi pazarındaki en popüler yield farmlardan biri olarak ortaya çıktı. PancakeSwap'te CAKE tokenları kazanmaya başlamak için Trust Cüzdan İndirin.
EN PancakeSwap has emerged as one of the leading DApps on Binance Smart Chain (BSC) and one of the most popular yield farms in the DeFi market. Download Trust Wallet to start earning CAKE tokens on PancakeSwap.
turco | inglês |
---|---|
binance | binance |
akıllı | smart |
zincir | chain |
lider | leading |
en | most |
popüler | popular |
yield | yield |
pancakeswap | pancakeswap |
cake | cake |
trust | trust |
cüzdan | wallet |
TR Windows’ta iki ses cihazı olarak görünür, biri oyun ve biri de chat için
EN In Windows it appears as two audio devices, one for game and one for chat
turco | inglês |
---|---|
windows | windows |
ses | audio |
oyun | game |
chat | chat |
TR Binance Akıllı Zincir (BSC) üzerinde lider DApp'lerden biri ve DeFi pazarındaki en popüler yield farmlardan biri olarak ortaya çıktı. PancakeSwap'te CAKE tokenları kazanmaya başlamak için Trust Cüzdan İndirin.
EN PancakeSwap has emerged as one of the leading DApps on Binance Smart Chain (BSC) and one of the most popular yield farms in the DeFi market. Download Trust Wallet to start earning CAKE tokens on PancakeSwap.
turco | inglês |
---|---|
binance | binance |
akıllı | smart |
zincir | chain |
lider | leading |
en | most |
popüler | popular |
yield | yield |
pancakeswap | pancakeswap |
cake | cake |
trust | trust |
cüzdan | wallet |
TR Bu sefer Harting yok, ama Jasinski ve fırlatılmayı bekleyen diskler orada olacak: Yanında genellikle iki tanesini bulunduruyor; biri sarı, biri siyah, birinin kenarı biraz daha pürüzlü
EN Harting is not taking part this time, but Jasinski will be there with his discuses: normally he takes two with him – a yellow one and a black one, one with a slightly rougher edge
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
yok | not |
ve | and |
orada | there |
sarı | yellow |
siyah | black |
biraz | slightly |
TR Frankfurt bölgesinin yeniden doğallaştırılmasına yönelik projelerin en büyüklerinden biri olan projeyle, 2020 yılına kadar nehrin eski kollarından biri, balıkların ve sürüngenlerin geri çekilme alanı olarak yeniden canlandırılacak
EN In one of the largest renaturation projects in the Frankfurt region, one former branch of the river is to be reactivated as a sanctuary for fish and amphibians by 2020
turco | inglês |
---|---|
frankfurt | frankfurt |
eski | former |
TR Müzisyen bir aileden gelen Afgan Ustad Ghulam Hussain de bu topluluğun üyelerinden biri ve Afganistanın ulusal çalgısı sayılan rubabın en büyük üstatlarından biri olarak kabul ediliyor
EN One member is Afghan Ustad Ghulam Hussain, who comes from a family of musicians and is considered one of the best players of the Afghan national instrument, the rubab
turco | inglês |
---|---|
ulusal | national |
TR Google Analytics'i bu kadar popüler yapan en önemli şeylerden biri, tamamen ücretsiz olması ve Google'ın aktif olarak bakımını yaparak onu mevcut en sofistike analiz araçlarından biri haline getirmesidir.
EN One of the main things that makes Google Analytics so popular is that it is entirely free, and Google actively maintains it, making it one of the more sophisticated analytics tools available.
turco | inglês |
---|---|
popüler | popular |
önemli | main |
tamamen | entirely |
sofistike | sophisticated |
TR Sevgili Phemexliler, Bu hafta harika haberlerimiz var. Biri spot işlemlerde, biri Phemex Earn'de sizlere özel tam İKİ tane ETH promosyonumuz var! Her iki ETH kampanyasından da iki kat öd……
EN Dear Phemex users, You know and love these familiar faces, and they are here for a special event with us! From staying updated on new happenings in the financial and metaverse with Phemex and Crypto ……
turco | inglês |
---|---|
sevgili | dear |
phemex | phemex |
özel | special |
her | for |
TR Derginize yapacağınız tüm gönderimler çevrimiçi gönderim sistemlerimizden biri kullanılarak yapılır: Editorial Manager, Elsevier Editorial System veya EVISE
EN All submissions to your journal will be handled using one of our online submission systems: Editorial Manager, Elsevier Editorial System or EVISE
turco | inglês |
---|---|
çevrimiçi | online |
kullanılarak | using |
manager | manager |
elsevier | elsevier |
system | system |
veya | or |
TR Dünyanın önde gelen açık erişimli yayıncılarından biri olan Elsevier, 500'den fazla tam açık erişimli dergi yayınlamakta ve birçok toplumun açık erişimi benimsemesine yardımcı olmuştur.
EN As one of the world?s leading open access publishers, Elsevier publishes over 500 full open access journals and has helped many societies embrace open access.
turco | inglês |
---|---|
açık | open |
olan | has |
elsevier | elsevier |
tam | full |
dergi | journals |
erişimi | access |
TR Ahrefs’in harika bir arama verisi kaynağı olmasının yanı sıra, kullanıcıları dinleyip araçlarını sürekli geliştirdikleri için, mevcut olan en iyi araçlardan biri.
EN Outside of Ahrefs being a great source of search data, they’re one of my top tools due to them listening to users and constantly improving their tools.
turco | inglês |
---|---|
ahrefs | ahrefs |
arama | search |
verisi | data |
kaynağı | source |
kullanıcıları | users |
sürekli | constantly |
olan | being |
TR Her yıl tüm dünyada bir trilyon doların (ABD $) neredeyse üçte biri biyomedikal araştırmaya harcanmaktadır
EN Every year, about a third of a trillion dollars (USD) is spent on biomedical research across the world
turco | inglês |
---|---|
yıl | year |
TR Önde gelen yayıncılardan biri olan Elsevier, yayınlanma önündeki bu algılanan engeli azaltmaya çalışmaktadır.
EN As a leading publisher, Elsevier helps to lower this perceived barrier to publication.
turco | inglês |
---|---|
elsevier | elsevier |
bu | this |
TR Programların her biri hakkında daha fazla bilgi edinin: HINARI, AGORA, OARE ve ARDI
EN Read more about each of the programs: HINARI, AGORA, OARE and ARDI
turco | inglês |
---|---|
biri | the |
hakkında | about |
ve | and |
ın | of |
programları | programs |
TR Şu an alan adlarınızdan biri için ücretli bir plan kullanıyorsanız (ör. Pro) ve daha yüksek fiyatlı bir plana geçerseniz (ör. İşletme):
EN If you currently have a paid plan (e.g. Pro) for one of your domains and upgrade to a higher priced plan (e.g. Business), the following happens:
turco | inglês |
---|---|
ücretli | paid |
TR Tarih öncesi kalıntıların yer verildiği iki kazı alanından biri bu tepede, 7.yy.da gözlem evinin inşa edildiği yerde, diğeri ise Aphrodithe tapınağının işgal ettiği yerde kurulmuştur
EN One of the two excavations area which included the ruins of the prehistoric was built this hill, where the observation tower was built in the 7th century, other place occupied by the temple of Aphdodite
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
inşa | built |
TR Yıllar boyunca 13, çevrimiçi pazarlama için dünyanın önde gelen rekabetçi araştırma hizmetlerinden biri haline dönüştük.
EN In 13 years, we've grown into one of the world's leading competitive research services for online marketing.
turco | inglês |
---|---|
çevrimiçi | online |
pazarlama | marketing |
rekabetçi | competitive |
araştırma | research |
TR Ahrefs yeni gelen biri için bunaltıcı olabilir. Ana özelliklerimiz hakkında bilgi edinmek için ve bunları pazarlamanıza nasıl uygulayacağınızı öğrenmek için bu kısa kursa katılın.
EN Ahrefs can be overwhelming to a newcomer. Take this short course to learn about our major features and how to apply them in your marketing.
turco | inglês |
---|---|
ahrefs | ahrefs |
olabilir | can |
ana | major |
kısa | short |
TR Zaman içindeki ilerlemenizi (solda) ve takip edilen 13 SERP özelliğinin her biri konusunda şu anki durumunuz hakkında ekran resmi (sağda) görün.
EN View your progress over time (left) and see a snapshot of where you currently stand for each of 13 tracked SERP features (right).
turco | inglês |
---|---|
zaman | time |
ilerlemenizi | your progress |
serp | serp |
biri | a |
TR İzlenen anahtar kelimelerinizin her biri için güncel anahtar ölçümlerin listesiyle daha ayrıntılı bilgiler edinin. Bakınız:
EN Get deeper insights with a list of up-to-date key metrics for each of your tracked keywords. See:
turco | inglês |
---|---|
biri | a |
güncel | up-to-date |
bilgiler | insights |
TR Gerçekten çok ilgili ve dürüst gibi hissettiriyor, inanılmaz. Muhtemelen dijital pazarlama konusunda gördüğüm en iyi içeriklerden biri
EN This feels like so genuinely caring and honest it’s just mind-blowing. It is probably one of the best pieces of content I’ve ever saw on digital marketing
turco | inglês |
---|---|
muhtemelen | probably |
dijital | digital |
konusunda | on |
TR Erhan, pandemi döneminde ihtiyaç sahiplerine destek olabilmek için başlattığımız kısa dönemli istihdam projemizin İstanbul'daki katılımcılarından biri
EN Erhan is one of the participants of the short-term employment project in İstanbul, which we initiated to breathe life into financial state of vulnerable populations especially during the pandemic
turco | inglês |
---|---|
erhan | erhan |
pandemi | pandemic |
kısa | short |
TR Burada yer alan herhangi bir hakkın taraflardan herhangi biri tarafından kullanılmaması bu kapsamdaki diğer haklardan feragati sayılmayacaktır
EN The failure of either party to exercise in any respect any right provided for herein shall not be deemed a waiver of any further rights hereunder
TR Bu Kullanım şartlarına uymaktan herhangi bir feragatin bağlayıcı olması için, Foursquare’in yetkili temsilcilerinden biri aracılığıyla size söz konusu feragat hakkında yazılı bir bildirimde bulunması gerekir.
EN In order for any waiver of compliance with these Terms of Use to be binding, Foursquare must provide you with written notice of such waiver through one of its authorized representatives.
turco | inglês |
---|---|
kullanım | use |
bağlayıcı | binding |
olması | to be |
foursquare | foursquare |
yetkili | authorized |
size | you |
feragat | waiver |
yazılı | written |
gerekir | must |
TR İlçeye 13 km mesafede Geyre Beldesinde bulunan Afrodisas Örenyeri ve Müzesi, Türkiye?nin ve dünyanın sayılı müzelerinden ve örenyerlerinden biri olup yılda yaklaşık 200.000 yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret edilmektedir
EN District 13 km from Geyre Afrodisas ruins and the museum located in the town of Turkey and is one of the world?s leading museums and ruins are visited annually by about 200,000 domestic and foreign tourists
turco | inglês |
---|---|
km | km |
müzesi | museum |
türkiye | turkey |
yılda | annually |
ziyaret | visited |
Mostrando 50 de 50 traduções