TR İster Dota2 International'da zatef kazanan OG'nin, ister sizin oyununuzu bir adım ileri taşımak olsun espor her zaman yaptığımız işin merkezinde yer alıyor.İlk olmaya takıntılıyız
TR İster Dota2 International'da zatef kazanan OG'nin, ister sizin oyununuzu bir adım ileri taşımak olsun espor her zaman yaptığımız işin merkezinde yer alıyor.İlk olmaya takıntılıyız
EN Whether it’s OG being the first team to win back-to-back Dota 2 International Championships, or giving you the tools to step up your own game, esports is at the heart of everything we do.We are obsessed with “firsts”
turco | inglês |
---|---|
international | international |
adım | step |
espor | esports |
yaptığımız | we do |
TR İlk olarak, sponsor olmaya, ortak sponsor olmaya veya sosyal yardım çağrıları almaya müsait olan herkesten kendilerini tanıtmalarını istiyoruz
EN First though, we ask anybody who’s available to sponsor, co-sponsor, or receive outreach calls to make themselves known
turco | inglês |
---|---|
ortak | co |
TR Cloudflare DNS'i ikincil DNS olarak veya gizli bir birincil kurulumda kullanarak mevcut DNS altyapınıza sahip olmaya devam edebilirsiniz. Bölge aktarımları için TSIG kimlik doğrulamasını destekliyoruz.
EN Maintain your existing DNS infrastructure while using Cloudflare DNS as a secondary DNS or in a hidden primary setup. We support TSIG authentication for zone transfers.
turco | inglês |
---|---|
cloudflare | cloudflare |
dns | dns |
ikincil | secondary |
veya | or |
gizli | hidden |
birincil | primary |
mevcut | existing |
kimlik | authentication |
TR Elsevier olarak, araştırma performansını maksimize etmek amacıyla akıllıca plan ve stratejik olarak yatırım yapmanıza yardımcı olmaya kendimizi adamış durumdayızdır.
EN At Elsevier, we are committed to helping you to plan wisely and invest strategically to maximise research performance.
turco | inglês |
---|---|
elsevier | elsevier |
araştırma | research |
plan | plan |
yatırım | invest |
olmaya | are |
TR Dergilerin hizmet ettikleri camialar için uygun, temsil edici ve ilham verici olmaya devam edebilmesini sağlamak için editörler, editörlük kurullları ve hakemlerin cinsiyet çeşitliliğini incelemek ve bu konunun üzerine eğilmek
EN Reviewing and addressing the gender diversity of editors, editorial boards, and reviewers to ensure journals continue to be relevant, representative, and stimulating to the communities they serve
turco | inglês |
---|---|
uygun | relevant |
devam | continue |
editörler | editors |
cinsiyet | gender |
TR Biraz daha ikna olmaya mı ihtiyacınız var? Okumaya devam edin...
EN Need more convincing? Keep reading...
turco | inglês |
---|---|
devam | keep |
TR Açık erişimli hale gelen dergiler aynı titiz editoryal standartlara sahip olmaya devam edecektir. Derginin ana sayfasında belirli değişimler listelenmediği müddetçe Editör ve Editörlük Kurulu aynı kalacaktır.
EN Journals changing to open access will continue to maintain the same rigorous editorial standards. The Editor and Editorial Board will remain unchanged, unless there are specific alterations listed on the journal homepage.
turco | inglês |
---|---|
açık | open |
gelen | to |
dergiler | journals |
editoryal | editorial |
standartlara | standards |
devam | continue |
edecektir | will |
derginin | journal |
belirli | specific |
editör | editor |
ve | and |
kurulu | board |
TR Veri uygulamalarımız hakkında şeffaf olmaya çalışıyoruz ve sizinle ilgili topladığımız bilgiler üzerinde kontrol sahibi olmanızı sağlıyoruz
EN We seek to be transparent about our data practices and give you control over the information we collect about you
turco | inglês |
---|---|
şeffaf | transparent |
ve | and |
kontrol | control |
TR Corendon Airlines LL (Lost Luggage) Ekibimiz başvurunuz hakkında sizlere her zaman yardımcı olmaya hazırdır.
EN Our Corendon Airlines Lost Luggage Team is always ready to assist you with your application.
turco | inglês |
---|---|
corendon | corendon |
airlines | airlines |
sizlere | you |
olmaya | is |
TR Destek ekibimiz her zaman size yardımcı olmaya hazır. Canlı sohbet veya e-posta yoluyla hızlı ve etkili yanıt alın.
EN Our support is always ready to help you. Get quick and efficient response via live chat or email.
turco | inglês |
---|---|
size | you |
olmaya | is |
hazır | ready |
canlı | live |
sohbet | chat |
veya | or |
e-posta | |
hızlı | quick |
etkili | efficient |
yanıt | response |
alın | get |
TR Biz, size tesadüften daha çok fırsata dayanan zekice ve yaratıcı kararlar vermenize yardımcı olmaya çalışıyoruz.
EN We enable you to make intelligent creative decisions based on opportunity rather than fortuity.
turco | inglês |
---|---|
biz | we |
size | you |
dayanan | based on |
yaratıcı | creative |
kararlar | decisions |
TR Control Union, ABD Gıda ve İlaç Kurumunun (FDA) Gıda Güvenliği Modernizasyon Kanununa (FSMA) uyum sağlama ve bu uyumu devam ettirme konusunda işletmenize yardımcı olmaya hazırdır.
EN Control Union Certifications can assist your business in achieving and maintaining regulatory compliance with the US Food and Drug Administration?s (FDA) Food Safety Modernization Act (FSMA).
turco | inglês |
---|---|
control | control |
union | union |
abd | us |
gıda | food |
güvenliği | safety |
uyum | compliance |
TR İster daha fazla bilgi almayı amaçlayın, ister ürünleri sipariş etmek isteyin; Eaton temsilcileri size yardımcı olmaya hazır.
EN Whether you would like more information or are interested in ordering products, Eaton professional representatives are ready to help.
turco | inglês |
---|---|
bilgi | information |
ürünleri | products |
sipariş | ordering |
eaton | eaton |
temsilcileri | representatives |
size | you |
hazır | ready |
TR Başkentlerin kalbinde veya Maldivler’de okyanus kenarında, değerli misafirlerimize unutulmaz deneyimler sunarak mirasımıza layık olmaya çalışıyoruz.
EN At the heart of capital cities or ocean-front in the Maldives, we continue to strive to be worthy of our legacy of providing unforgettable experiences to our treasured guests.
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
maldivler | maldives |
de | at |
okyanus | ocean |
unutulmaz | unforgettable |
deneyimler | experiences |
TR İster küçük samimi bir tören, isterse büyük bir siyah kravatlı resmi etkinlik seçin, yaratıcı ekibimiz unutulmaz bir kutlama yaratmanıza yardımcı olmaya adanmıştır.
EN Whether you choose a small intimate affair or a grand black-tie formal event, our inspired team is dedicated to helping you create an unforgettable celebration.
turco | inglês |
---|---|
küçük | small |
büyük | grand |
siyah | black |
resmi | formal |
seçin | choose |
unutulmaz | unforgettable |
olmaya | is |
isterse | or |
TR İnanıyorum ki, insanlar, yerler ve olaylar var olmaya devam ettikçe, Blue… Devamını oku
EN The use of blue notes and the prominence of call… read more
turco | inglês |
---|---|
blue | blue |
oku | read |
ın | of |
TR 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü’nün açtığı kanalla bir kez daha sesimizi yükseltiyor; tüm bireyleri bilinçli tüketiciler olmaya davet ediyoruz.” diye ekledi.
EN With 12 June World Day Against Child Labour providing us a channel to make our voices heard, we invite all individuals to becoming conscious consumers.”
turco | inglês |
---|---|
haziran | june |
dünya | world |
günü | day |
tüm | all |
tüketiciler | consumers |
davet | invite |
TR Daha fazla ihtiyaç sahibine, daha etkili destek sunabilmek için herkesi hayata destek olmaya davet ediyoruz.
EN We would like to invite you to support life, so that we can reach out to more people and deliver more effective aid.
turco | inglês |
---|---|
etkili | effective |
hayata | life |
davet | invite |
TR İnternet, bilgi ve fikirlerin serbest piyasası olmaya devam etmelidir ve onu kullanmak isteyen herkes dünyanın her yerinden internete erişebilmelidir
EN The Internet is and should continue to be a free market of ideas and information and be accessible to everyone who wants to use it from any part of the world
turco | inglês |
---|---|
bilgi | information |
ve | and |
serbest | free |
piyasası | market |
devam | continue |
yerinden | from |
ın | of |
TR Dünyanın en iyi futbol takımlarının başına geçerek ve bu harika oyunu kendi tarzınızla oynayarak gerçek bir menajer olmaya en yakın hissi yaşayın
EN Experience the closest thing to being a real manager by taking charge of the world’s greatest football teams and playing the beautiful game your way
turco | inglês |
---|---|
harika | beautiful |
gerçek | real |
TR Adım 6: Kendimizden daha büyük bir güce sahip olmaya tamamen hazırdık, bizi tüm bu karakter kusurlarından tamamen kurtardık.
EN Step 6: We were entirely ready to have power greater than ourselves completely free us of all these defects of character.
turco | inglês |
---|---|
adım | step |
karakter | character |
TR Bu duyguları, ayık olmaya hazır olmadan önce bir "son" alem için bahane olarak kullanabiliriz
EN We might use these feelings as an excuse for one “last” binge before we’re ready to be sober
turco | inglês |
---|---|
hazır | ready |
son | last |
TR Bu kadar büyük bir taahhütle uğraşmak yerine, bir ömür boyu ayık olmayı düşünmüyoruz; Sadece önümüzdeki 24 saat ayık olmaya çalışıyoruz
EN Instead of dealing with such a big commitment, we do not think about being sober for a whole lifetime; we just work on being sober for the next 24 hours
turco | inglês |
---|---|
büyük | big |
ömür | lifetime |
saat | hours |
TR Telaşlı ve dikkatim dağılıyor, her zaman olduğu gibi çoklu görev yapmaya ve başarısız olmaya çalışıyorum
EN I get hectic and distracted, try to multitask and fail, as always
turco | inglês |
---|---|
başarısız | fail |
TR Bununla birlikte, herkes Satış Ortağı veya Hizmet Ortağı olmaya uygun değildir
EN But not everyone will be eligible to become a Sales Partner and Services Partner
turco | inglês |
---|---|
herkes | everyone |
satış | sales |
ortağı | partner |
hizmet | services |
olmaya | be |
değildir | not |
TR Ülkemizde bilişim ve teknoloji alanlarını kapsayan bu özellikte ilk kez gerçekleşecek bu heyecan verici etkinliğin yaratacağı ilişkiler ve iş birliklerinden faydalanmak üzere sizleri aramızda olmaya davet ediyoruz.
EN We invite you to be with us to benefit from the relationships and collaborations created by this exciting event that will take place for the first time in this feature, which covers the fields of IT and Technology sectors in our country.
turco | inglês |
---|---|
teknoloji | technology |
bu | this |
ilk | first |
kez | time |
ilişkiler | relationships |
sizleri | you |
davet | invite |
ın | of |
TR Basitçe "yayınla" düğmesine basın ve senaryonuz yayında, şirketinizin 7/24 sınırsız, kişiselleştirilmiş görüşmeleri ölçeklendirmesine yardımcı olmaya hazır
EN Simply hit "publish" and your scenario is live, ready to help your company to scale unlimited, personalized conversations 24/7
turco | inglês |
---|---|
basitçe | simply |
basın | hit |
ve | and |
şirketinizin | your company |
sınırsız | unlimited |
kişiselleştirilmiş | personalized |
olmaya | is |
hazır | ready |
TR Chatbot yazılımımızla müşteri etkileşimlerini otomatikleştirin ve birkaç tıklamayla müşterilere veya potansiyel müşterilere yardımcı olmaya başlayın
EN Automate customers interactions and start assisting customers or leads in just a few clicks with our chatbot software
turco | inglês |
---|---|
chatbot | chatbot |
ve | and |
veya | or |
başlayın | start |
yazılımı | software |
TR İlk başta, küçük başlayın! Mükemmel bilgi tabanına sahip olmaya çalışmayın, yaklaşık 10 veya daha az makale yazın ve müşterilerinizden daha fazla talep alırken biraz daha ekleyin
EN At first, start small! don't try to have the perfect knowledge base, write about 10 articles or less and add some more while you're getting more requests from your customers
turco | inglês |
---|---|
küçük | small |
başlayın | start |
mükemmel | perfect |
bilgi | knowledge |
yaklaşık | about |
veya | or |
makale | articles |
ve | and |
talep | requests |
TR Basitçe "yayınla" düğmesine basın ve senaryonuz yayında, şirketinizin 7/24 sınırsız, kişiselleştirilmiş görüşmeleri ölçeklendirmesine yardımcı olmaya hazır.
EN Simply hit "publish" and your scenario is live, ready to help your company to scale unlimited, personalized conversations 24/7.
turco | inglês |
---|---|
basitçe | simply |
basın | hit |
ve | and |
şirketinizin | your company |
sınırsız | unlimited |
kişiselleştirilmiş | personalized |
olmaya | is |
hazır | ready |
TR Ekibimiz dünyanın her yerinden uzmanlarla yeni yollarla birlik olmaya ve iş birliği yapmaya her zaman açıktır
EN Our team is always open for new ways to collaborate and cooperate with experts all around the globe
turco | inglês |
---|---|
ekibimiz | our team |
dünyanın | globe |
yeni | new |
olmaya | is |
ve | and |
TR Kayıt esnasında sorun yaşarsanız, bilgili, profesyonel Destek Ekibimiz size 7/24 her konuda yardımcı olmaya hazırdır.
EN If you have problems during registration, our knowledgeable, professional Support Team is ready to assist you 24/7.
turco | inglês |
---|---|
kayıt | registration |
esnasında | during |
sorun | problems |
bilgili | knowledgeable |
profesyonel | professional |
size | you |
olmaya | is |
TR Dijital dünya giderek her şeye hakim olmaya başladı ve alan adının popülerliği de dijitalime bağlı olarak hızlı büyüyor
EN The digital world is increasingly dominating everything, and the popularity of the domain is growing fast due to my digital
turco | inglês |
---|---|
dijital | digital |
dünya | world |
giderek | increasingly |
olmaya | is |
hızlı | fast |
TR Alan adınızı almada sorun yaşıyorsanız, uzman destek ekibimiz size yardımcı olmaya hazırdır.
EN Our expert support team is ready to help you if you have problems getting your domain name.
turco | inglês |
---|---|
sorun | problems |
uzman | expert |
olmaya | is |
TR Size yardımcı olmaya hazır 350’den fazla fonksiyonla, en zor ve karmaşık hesaplamaları bile hızlıca çözebilir ve kesin sonuçlara dayalı güvenilir kararlar verebilirsiniz.
EN With more than 350 computational functions at your disposal, you can quickly solve even the most difficult calculations and make sound decisions based on solid results.
turco | inglês |
---|---|
size | you |
zor | difficult |
hızlıca | quickly |
kararlar | decisions |
TR Projede her kritik sorun veya uyarı ortaya çıktığında bir e-posta alacaksınız. Bu tür bildirimler, düzeltmelerin gerçekten uygulandığından ve yeni sorunlara karşı hemen harekete geçildiğinden emin olmaya yardımcı olur.
EN You will receive an email each time critical issues or warnings appear in the project. Such notifications help to ensure that fixes are really implemented and allow you to act immediately on new issues.
turco | inglês |
---|---|
her | each |
kritik | critical |
sorun | issues |
veya | or |
e-posta | |
bildirimler | notifications |
gerçekten | really |
yeni | new |
TR Otellerimiz ve Küresel Satış ofislerimiz ellerinden geldiğince sizlere yardımcı olmaya adanmıştır
EN Our hotels and Global Sales offices are committed to assisting you in any way we can
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
küresel | global |
satış | sales |
sizlere | you |
olmaya | are |
TR İnternet tehlikeli bir yer olmaya devam ediyor. Kötücül yazılımlar ve oltalama saldırıları sizi beklerken reklamlarla dolu siteler internette gezinme deneyiminin tadını kaçırıyor. Kontrolü geri alma zamanı geldi.
EN The online landscape remains a dangerous, uncertain terrain. Malware and phishing can lurk around the corner, and ad-heavy, snoopy websites plague the surfing experience. It’s time to take back control.
turco | inglês |
---|---|
tehlikeli | dangerous |
siteler | websites |
internette | online |
kontrolü | control |
geri | back |
TR SteelSeries, 2001’den beri espor ve profesyonel oyunculuğun itici gücü olmaya devam ediyor
EN Since 2001, SteelSeries has been a driving force of esports and professional gaming
turco | inglês |
---|---|
steelseries | steelseries |
espor | esports |
profesyonel | professional |
TR SteelSeries Ortağı olmaya nasıl hak kazanabilirim?
EN How do I qualify to be a SteelSeries Affiliate?
turco | inglês |
---|---|
steelseries | steelseries |
ortağı | affiliate |
TR Oğluna, psikolojik sıkıntılarını aşması için destek olmaya çalıştığını söylüyor
EN She says she is trying to support her son to get over his psychological problems
turco | inglês |
---|---|
psikolojik | psychological |
destek | support |
olmaya | is |
TR Oğluna, psikolojik sıkıntılarını aşması için destek olmaya çalıştığını söylüyor
EN She says she is trying to support her son to get over his psychological problems
turco | inglês |
---|---|
psikolojik | psychological |
destek | support |
olmaya | is |
TR Daha fazla ihtiyaç sahibine, daha etkili destek sunabilmek için herkesi hayata destek olmaya davet ediyoruz.
EN We would like to invite you to support life, so that we can reach out to more people and deliver more effective aid.
turco | inglês |
---|---|
etkili | effective |
hayata | life |
davet | invite |
TR İsviçre Başkonsolos Yardımcısı Beat Schmid de konuşmasında, “Mültecilerin korunması, tüm dünya için zorluk ve endişe kaynağı olmaya devam ediyor
EN Swiss Deputy Consul General Beat Schmid noted in his address that, “Protection of the refugees is a challenge and a matter of concern for the world at large
turco | inglês |
---|---|
tüm | that |
dünya | world |
zorluk | challenge |
olmaya | is |
TR İsviçre Başkonsolos Yardımcısı Beat Schmid de konuşmasında, “Mültecilerin korunması, tüm dünya için zorluk ve endişe kaynağı olmaya devam ediyor
EN Swiss Deputy Consul General Beat Schmid noted in his address that, “Protection of the refugees is a challenge and a matter of concern for the world at large
turco | inglês |
---|---|
tüm | that |
dünya | world |
zorluk | challenge |
olmaya | is |
TR Bir Bootstrap 4 web sitesi şablonu, WordPress tema öğeleri için yararlı olmaya çalışır
EN A Bootstrap 4 website template strives to be useful to WordPress theme elements
turco | inglês |
---|---|
bootstrap | bootstrap |
şablonu | template |
wordpress | wordpress |
tema | theme |
yararlı | useful |
TR Reuters Enstitüsünün raporuna (2020) göre, yüzde 72 oranıyla akıllı telefon haberlere erişmek için en sık kullanılan cihaz olmaya devam ediyor
EN As cited in the digital news report of Reuters Institute (2020), the smartphone (72%) remains the most frequently used device to access news
turco | inglês |
---|---|
raporuna | report |
en | most |
sık | frequently |
cihaz | device |
TR “Farklı olmaya odaklanmak istemiyorum” diyor, Böblingen doğumlu Türk kökenli gastronom Filiz Recber
EN She wants to “shift the focus from being different,” says Filiz Recber, a restaurant owner who was born in Böblingen with Turkish roots
turco | inglês |
---|---|
farklı | different |
diyor | says |
doğumlu | born |
türk | turkish |
TR Bu nedenle uzmanlardan oluşturduğumuz özel ekibimiz size yardımcı olmaya her an hazırdır
EN That?s why, our dedicated team of experts are here for you
turco | inglês |
---|---|
nedenle | why |
uzmanlardan | experts |
özel | dedicated |
size | you |
olmaya | are |
her | for |
TR Olağanüstü acil veya büyük sevkiyatlarınız özel bir hava taşıtının tamamının kullanımını gerektirdiğinde, en hızlı çözümümüz olan Air Charter (Hava Aracı Kiralama) hizmetimiz size yardımcı olmaya hazırdır.
EN When your most urgent or large shipments require the exclusive use of an entire aircraft, our fastest possible solution of Air Charter is ready to assist you.
turco | inglês |
---|---|
acil | urgent |
veya | or |
özel | exclusive |
hızlı | fastest |
size | you |
Mostrando 50 de 50 traduções