TR Bir insanı memleketini terk etmeye hangi nedenler itebilir? Federal İstatistik Ofisine göre insanların kendi ülkelerindeki iş piyasasının durumuna ek olarak gidilecek ülkedeki istihdam olanakları bu kararda büyük bir ağırlığa sahip
TR Bir insanı memleketini terk etmeye hangi nedenler itebilir? Federal İstatistik Ofisine göre insanların kendi ülkelerindeki iş piyasasının durumuna ek olarak gidilecek ülkedeki istihdam olanakları bu kararda büyük bir ağırlığa sahip
EN Why do people leave their home country? The Federal Statistical Office says this depends not only on the home labour market, but substantially on the job opportunities in the destination country
turco | inglês |
---|---|
federal | federal |
istihdam | job |
TR Suriye’yi savaşa rağmen başta terk etmek istememiş, ama tehlikeli bir deneyimden sonra terk etmiş, belli bir hedef olmadan, “sadece huzurlu bir yere kavuşmak umuduyla” diyor
EN How, despite the war, he initially did not want to leave Syria, but then fled after all, with no real destination in mind, “simply in the hope of finding a peaceful place”
turco | inglês |
---|---|
suriye | syria |
hedef | destination |
olmadan | not |
huzurlu | peaceful |
TR Suriye’deki krizden etkilenerek evlerini terk etmek zorunda kalmış ve kamp dışında yaşayan mülteciler için insani yardım projeleri yürütmeye başladık.
EN We started humanitarian aid programmes for the refugees who had to leave their houses as a result of the crisis in Syria and living outside the camps.
turco | inglês |
---|---|
suriye | syria |
dışında | outside |
mülteciler | refugees |
yardım | aid |
başladık | we started |
TR Suriye’deki krizden etkilenerek evlerini terk etmek zorunda kalmış ve kamp dışında yaşayan mülteciler için insani yardım projeleri yürütmeye başladık.
EN We started humanitarian aid programmes for the refugees who had to leave their houses as a result of the crisis in Syria and living outside the camps.
turco | inglês |
---|---|
suriye | syria |
dışında | outside |
mülteciler | refugees |
yardım | aid |
başladık | we started |
TR Suriye’deki krizden etkilenerek evlerini terk etmek zorunda kalmış ve kamp dışında yaşayan mülteciler için insani yardım projeleri yürütmeye başladık.
EN We started humanitarian aid programmes for the refugees who had to leave their houses as a result of the crisis in Syria and living outside the camps.
turco | inglês |
---|---|
suriye | syria |
dışında | outside |
mülteciler | refugees |
yardım | aid |
başladık | we started |
TR Suriye’deki krizden etkilenerek evlerini terk etmek zorunda kalmış ve kamp dışında yaşayan mülteciler için insani yardım projeleri yürütmeye başladık.
EN We started humanitarian aid programmes for the refugees who had to leave their houses as a result of the crisis in Syria and living outside the camps.
turco | inglês |
---|---|
suriye | syria |
dışında | outside |
mülteciler | refugees |
yardım | aid |
başladık | we started |
TR Batman’da, uluslararası insani yardım kuruluşu Diakonie Katastrophenhilfe’nin uygulayıcı ortağı olarak, Avrupa Birliği İnsani Yardım Kurumu tarafından finanse edilen, mültecilere yönelik bir proje yürütüyoruz
EN We implement a project in Batman province, Turkey, in partnership with the international humanitarian aid organization Diakonie Katastrophenhilfe and funding from European Union Humanitarian Aid
turco | inglês |
---|---|
batman | batman |
uluslararası | international |
yardım | aid |
birliği | union |
proje | project |
TR Bir insani yardım çalışanı olarak Aslı, hem kendisi için temel insani yardım standartlarının ne anlama geldiğini, hem de bu iki günlük eğitimin önemini ve içeriğini anlatıyor.
EN A dedicated humanitarian worker, Aslı talks about what core humanitarian standards mean for her and explains the significance and content of this two-day training.
turco | inglês |
---|---|
temel | core |
anlama | mean |
günlük | day |
standartları | standards |
TR Batman’da, uluslararası insani yardım kuruluşu Diakonie Katastrophenhilfe’nin uygulayıcı ortağı olarak, Avrupa Birliği İnsani Yardım Kurumu tarafından finanse edilen, mültecilere yönelik bir proje yürütüyoruz
EN We implement a project in Batman province, Turkey, in partnership with the international humanitarian aid organization Diakonie Katastrophenhilfe and funding from European Union Humanitarian Aid
turco | inglês |
---|---|
batman | batman |
uluslararası | international |
yardım | aid |
birliği | union |
proje | project |
TR Bir insani yardım çalışanı olarak Aslı, hem kendisi için temel insani yardım standartlarının ne anlama geldiğini, hem de bu iki günlük eğitimin önemini ve içeriğini anlatıyor.
EN A dedicated humanitarian worker, Aslı talks about what core humanitarian standards mean for her and explains the significance and content of this two-day training.
turco | inglês |
---|---|
temel | core |
anlama | mean |
günlük | day |
standartları | standards |
TR Bir insani yardım çalışanı olarak Aslı, hem kendisi için temel insani yardım standartlarının ne anlama geldiğini, hem de bu iki günlük eğitimin önemini ve içeriğini anlatıyor.
EN A dedicated humanitarian worker, Aslı talks about what core humanitarian standards mean for her and explains the significance and content of this two-day training.
turco | inglês |
---|---|
temel | core |
anlama | mean |
günlük | day |
standartları | standards |
TR Batman’da, uluslararası insani yardım kuruluşu Diakonie Katastrophenhilfe’nin uygulayıcı ortağı olarak, Avrupa Birliği İnsani Yardım Kurumu tarafından finanse edilen, mültecilere yönelik bir proje yürütüyoruz
EN We implement a project in Batman province, Turkey, in partnership with the international humanitarian aid organization Diakonie Katastrophenhilfe and funding from European Union Humanitarian Aid
turco | inglês |
---|---|
batman | batman |
uluslararası | international |
yardım | aid |
birliği | union |
proje | project |
TR Bu özel günde, tüm dünyadaki insani yardım çalışanlarını onurlandırıyor; görevleri esnasında hayatlarını kaybeden insani yardım çalışanlarını anıyor ve...
EN Beginning from the Syrian crisis in 2011, the future of Syrian refugees impacted a vast geography, and became the main focus of regional humanitarian work....
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
ın | of |
TR Suriye Savaşı’nın üçüncü yıl dönümünde, evlerini terk ederek Türkiye’ye sığınan Suriyeli mültecilerin fotoğraflarla hikayelerini, sözlerini Kerem Yücel’in objektifinden Misafir Sergisi ile paylaştık.
EN On the 3rd anniversary the Syrian conflict, Kerem Yücel’s photography documenting the lives of the Syrians got showcased in an exhibition supported by STL.
turco | inglês |
---|---|
suriyeli | syrian |
TR Geçim Kaynağı Yaşam Kaynağı Ülkesini terk etmek zorunda kalmış yaklaşık 80 milyon insan
EN To the attention of public, This is our information note to all national and international press, our supporters, and stakeholders concerning the refugee and migrant movement towards borders that started on February 28th, 2020
turco | inglês |
---|---|
etmek | to |
TR Aphrodisias Kenti 7.yüzyılda Aphrodisias ismini terk ederek Bizanslılaştırılmasının etkisiyle Stavropolis (Haç kenti) adını almış Bizans Geyre döneminde önemini koruyan bu bölge için Karia adı kullanılmaya başlanıldı
EN Aphrodisias City In the 7th century, the name Aphrodisias was abandoned and the name of Karia was used for the region which remained important under the Byzantine Geyre period under the influence of Byzantineization
turco | inglês |
---|---|
aphrodisias | aphrodisias |
kenti | city |
bölge | region |
TR 6 yıllık müzik eğitiminin ardından, müzik dünyasının ve gösteri dünyasının içinde yer almak isteği ile okulunu terk etti
EN He has more than fifty Top 40 hits, including seven consecutive No
TR Alanı terk ederek, aramayı sonlandırarak veya mesajlarına cevap vermeyerek diğer kişiden uzaklaşabiliriz. Bu, biraz nefes almak için ihtiyacımız olan alanı almamıza ve duruma netlik kazandırmamıza yardımcı olabilir.
EN We can take distance from the other person by leaving the area, ending the call, or not responding to their messages. This can help us take the space we need to get some breathing room and gain clarity on the situation.
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
diğer | other |
netlik | clarity |
alan | room |
TR Ayrıca internetle uyuşturduğum ve kaçtığım tüm temel sorunlara farkındalık getirmeye başlayabildim - çocuklukta istismar, boşanmış ebeveynler, sosyal kaygı, depresyon, başarısızlık korkusu, terk edilme ve reddedilme korkusu
EN I also was able to start bringing awareness to all the underlying issues that I?d been numbing and escaping from with the internet – childhood abuse, divorced parents, social anxiety, depression, fear of failure, fear of abandonment and rejection
turco | inglês |
---|---|
ayrıca | also |
ve | and |
farkındalık | awareness |
ebeveynler | parents |
sosyal | social |
TR Suriye Savaşı’nın üçüncü yıl dönümünde, evlerini terk ederek Türkiye’ye sığınan Suriyeli mültecilerin fotoğraflarla hikayelerini, sözlerini Kerem Yücel’in objektifinden Misafir Sergisi ile paylaştık.
EN On the 3rd anniversary the Syrian conflict, Kerem Yücel’s photography documenting the lives of the Syrians got showcased in an exhibition supported by STL.
turco | inglês |
---|---|
suriyeli | syrian |
TR Geçim Kaynağı Yaşam Kaynağı Ülkesini terk etmek zorunda kalmış yaklaşık 80 milyon insan
EN To the attention of public, This is our information note to all national and international press, our supporters, and stakeholders concerning the refugee and migrant movement towards borders that started on February 28th, 2020
turco | inglês |
---|---|
etmek | to |
TR MÜŞTERİLER NEDEN TELEKOM ŞİRKETLERİNİ TERK EDİYOR?
EN Expert Insights: What to Consider When Dealing With Massive Inflation Rates
TR Anlık bildirimleri ile gerçek zamanlı iletişim kurun, terk edilen sepetleri kurtarmak, promosyonlar yürütmek veya sadece yeni satışlar oluşturmak için doğrudan bir alışverişçinin telefonuna giden basit mesajlar.
EN Communicate in real-time with push notifications, simple messages that go directly to a shopper’s phone to recover abandoned carts, run promotions, or simply generate new sales.
turco | inglês |
---|---|
bildirimleri | notifications |
gerçek | real |
iletişim | communicate |
promosyonlar | promotions |
veya | or |
yeni | new |
doğrudan | directly |
mesajlar | messages |
TR Yolda mısınız? Masanızı mı terk ettiniz? Sorun yok. JivoChat mobil uygulamasıyla nerede olursanız olun sitenizdeki ziyaretçilerle iletişiminizi devam ettirin - bir daha satış kaçırmayacaksınız!
EN On the go? Seldom in the office? No problem.Interact with your website visitors wherever you are with the JivoChat app for iOS or Android — and you’ll never miss a sale.
turco | inglês |
---|---|
sorun | problem |
yok | no |
jivochat | jivochat |
nerede | wherever |
satış | sale |
TR Aphrodisias Kenti 7.yüzyılda Aphrodisias ismini terk ederek Bizanslılaştırılmasının etkisiyle Stavropolis (Haç kenti) adını almış Bizans Geyre döneminde önemini koruyan bu bölge için Karia adı kullanılmaya başlanıldı
EN Aphrodisias City In the 7th century, the name Aphrodisias was abandoned and the name of Karia was used for the region which remained important under the Byzantine Geyre period under the influence of Byzantineization
turco | inglês |
---|---|
aphrodisias | aphrodisias |
kenti | city |
bölge | region |
TR Suriye Savaşı’nın üçüncü yıl dönümünde, evlerini terk ederek Türkiye’ye sığınan Suriyeli mültecilerin fotoğraflarla hikayelerini, sözlerini Kerem Yücel’in objektifinden Misafir Sergisi ile paylaştık.
EN On the 3rd anniversary the Syrian conflict, Kerem Yücel’s photography documenting the lives of the Syrians got showcased in an exhibition supported by STL.
turco | inglês |
---|---|
suriyeli | syrian |
TR Geçim Kaynağı Yaşam Kaynağı Ülkesini terk etmek zorunda kalmış yaklaşık 80 milyon insan
EN Support to Life (STL), organized an event titled ‘Conference of Good Practices on Livelihood Support’ on 13 November 2019 in Radisson Blu Hotel, Şişli
turco | inglês |
---|---|
yaşam | life |
etmek | to |
TR Suriye Savaşı’nın üçüncü yıl dönümünde, evlerini terk ederek Türkiye’ye sığınan Suriyeli mültecilerin fotoğraflarla hikayelerini, sözlerini Kerem Yücel’in objektifinden Misafir Sergisi ile paylaştık.
EN On the 3rd anniversary the Syrian conflict, Kerem Yücel’s photography documenting the lives of the Syrians got showcased in an exhibition supported by STL.
turco | inglês |
---|---|
suriyeli | syrian |
TR Geçim Kaynağı Yaşam Kaynağı Ülkesini terk etmek zorunda kalmış yaklaşık 80 milyon insan
EN Support to Life (STL), organized an event titled ‘Conference of Good Practices on Livelihood Support’ on 13 November 2019 in Radisson Blu Hotel, Şişli
turco | inglês |
---|---|
yaşam | life |
etmek | to |
TR Fukuşima felaketinden sonra Merkel, 9 Haziran 2011’de Almanya’nın nükleer enerjiyi terk edeceğini ilan etti.
EN Following the Fukushima disaster, Merkel announced to the Bundestag on 9 June 2011 that nuclear power would be phased out in Germany.
turco | inglês |
---|---|
merkel | merkel |
haziran | june |
de | out |
almanya | germany |
nükleer | nuclear |
TR Savaşlar ve yurdunu terk etmek zorunda kalma, bu tür deneyimler, çocukların temel güvenini çok derinden sarsan deneyimler
EN Experiences, such as war and flight from crisis situations, shake the fundamental trust and confidence of the affected children
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
deneyimler | experiences |
temel | fundamental |
ın | of |
TR Genç ve yaratıcı yeteneklerin Almanya’yı terk etmelerine göz yumma lüksümüz yok.
EN We can’t afford to let young creative talent leave Germany.
turco | inglês |
---|---|
genç | young |
yaratıcı | creative |
almanya | germany |
TR Bu yaşantı müzesinde Alman göç tarihi boyunca bir zaman gezisine çıkın ve Almanya’yı terk eden bir Alman göçmenin Bremerhaven Limanı’ndan New York’taki Ellis Island’a kadar uzanan yolunu takip edin.
EN Go on a journey through Germany's migration history in the Adventure Museum and follow the path of an emigrant from the port of Bremerhaven to Ellis Island in New York.
turco | inglês |
---|---|
göç | migration |
tarihi | history |
new | new |
york | york |
island | island |
takip | follow |
TR 2015 Ekiminde vizesi yenilenmeyince Suriye’yi terk etmeye karar verdi
EN He decided to leave Syria in October 2015 because he was unable to obtain a visa
turco | inglês |
---|---|
suriye | syria |
TR Terk edilmiş Bina Tasarımıyla Bir Video Yap
EN Make a Video With Abandoned Building Design
turco | inglês |
---|---|
bina | building |
video | video |
tasarımı | design |
TR Terk edilmi? Bina Tasar?m?yla Bir Video Yap
EN Make a Video With Abandoned Building Design
turco | inglês |
---|---|
bina | building |
video | video |
TR 10.000 milisaniyenin (10 saniye) ötesinde, kullanıcılar hayal kırıklığına uğrar ve görevleri terk etmeleri muhtemeldir. Daha sonra geri gelebilirler veya gelmeyebilirler.
EN Beyond 10,000 milliseconds (10 seconds), users are frustrated and are likely to abandon tasks. They may or may not come back later.
turco | inglês |
---|---|
saniye | seconds |
ötesinde | beyond |
kullanıcılar | users |
ve | and |
veya | or |
TR 6 yıllık müzik eğitiminin ardından, müzik dünyasının ve gösteri dünyasının içinde yer almak isteği ile okulunu terk etti
EN He has more than fifty Top 40 hits, including seven consecutive No
TR İnternet ve teknoloji kullanımı, kişisel ilişkilerden kaçınmaya veya terk etmeye katkıda bulunur mu?
EN Does internet and technology use contribute to the avoidance or abandonment of personal relationships?
turco | inglês |
---|---|
teknoloji | technology |
kullanımı | use |
kişisel | personal |
veya | or |
TR Alanı terk ederek, aramayı sonlandırarak veya mesajlarına cevap vermeyerek diğer kişiden uzaklaşabiliriz. Bu, biraz nefes almak için ihtiyacımız olan alanı almamıza ve duruma netlik kazandırmamıza yardımcı olabilir.
EN We can take distance from the other person by leaving the area, ending the call, or not responding to their messages. This can help us take the space we need to get some breathing room and gain clarity on the situation.
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
diğer | other |
netlik | clarity |
alan | room |
TR Sorunsuz ödeme süreci sunarak müşterilerinizin sepetlerini terk etmelerine izin vermeyin.
EN Don’t let anyone abandon their carts with the seamless checkout experience.
TR HAYDİ - İnsani Yardım İnsiyatifi çalışmalarına başladı
EN HAYDİ Humantarian Aid Initiative Began Its Activities
turco | inglês |
---|---|
yardım | aid |
TR Afetten etkilenen toplulukların e- kartlara yüklenen nakit ile gıda ve gıda dışı temel ihtiyaçları kendi isteklerine göre tedarik etmelerini amaçlayan ve yerel ekonomiye katkı sunan insani yardım projemize başladık.
EN We started the humanitarian aid project, which aims to provide communities affected by disaster with e-cards with a certain amount of cash for them to provide for their food and non-food basic needs.
turco | inglês |
---|---|
etkilenen | affected |
nakit | cash |
gıda | food |
temel | basic |
ihtiyaçları | needs |
sunan | provide |
yardım | aid |
başladık | we started |
TR Çalıştığımız bölgelerde, hiçbir çatışmanın tarafı olmadan insani ihtiyaçlara odaklanarak hayatı destekleriz.
EN We support life solely on the basis of rights and needs with no discrimination among those in need.
turco | inglês |
---|---|
hiçbir | no |
hayatı | life |
destekleriz | we support |
ın | of |
TR İnsani yardım, politik, ekonomik ve diğer güç odaklarından bağımsız yürütülmelidir
EN Humanitarian aid needs to remain neutral in conflict situations and stay clear of political, nationalist, religious or ideological discussions
turco | inglês |
---|---|
yardım | aid |
politik | political |
ve | and |
TR İnsani yardım aktörleri, yürüttükleri çalışmalarda birey, topluluk, ortak, bağışçı ve devletler dahil tüm paydaşlara karşı hesap verebilir olmalıdır
EN Humanitarian aid actors and their actions need to be accountable to all actors including individuals, communities, partners, donors and states
turco | inglês |
---|---|
yardım | aid |
birey | individuals |
topluluk | communities |
ortak | partners |
ve | and |
devletler | states |
dahil | including |
tüm | all |
karşı | to |
TR İnsani yardım faaliyetlerimizi hesap verme sorumluluğu bilinciyle yürüterek hayatı destekleriz.
EN While we support life, we remain aware of our responsibility to be accountable.
turco | inglês |
---|---|
yardım | support |
sorumluluğu | responsibility |
hayatı | life |
destekleriz | we support |
TR İnsani kriz durumunda temel ihtiyaçların giderilmesi amacıyla beslenme ve barınma, ısınma ve hijyen ihtiyaçlarını karşılayacak malzemelerin dağıtımını yapıyoruz.
EN We work to address basic needs in humanitarian crisis situation and provide assistance to cover nutrition, shelter, heating and hygiene needs.
turco | inglês |
---|---|
kriz | crisis |
temel | basic |
beslenme | nutrition |
hijyen | hygiene |
ihtiyaçları | needs |
TR Bu süreçte çok sayıda kuruma başta Koruma, Çocuk Koruma, Çocuk Güvenliği, Temel İnsani Yardım Standartları, Temel Proje Döngüsü Yönetimi olmak üzere birçok alanda eğitim ve mentörlük desteği sağladık.
EN In this process, we provided training and mentoring support to many institutions in many areas including Protection, Child Protection, Child Safeguarding, Core Humanitarian Standards and Basic Project Cycle Management.
turco | inglês |
---|---|
standartları | standards |
proje | project |
döngüsü | cycle |
yönetimi | management |
eğitim | training |
TR İnsani yardımı siyasi, ekonomik, askeri çıkar gözetmeden, tarafsızlık, bağımsızlık ve hesap verebilirlik ilkelerine dayanarak planlıyoruz
EN We deliver humanitarian aid without regard for political, economic or military interests – we act with neutrality, independence and transparency
turco | inglês |
---|---|
siyasi | political |
ekonomik | economic |
askeri | military |
ve | and |
Mostrando 50 de 50 traduções