EN Zebra’s information technology-enabled innovation supports digitisation to enhance the advantage gained through data-led decision making in the most extreme environments
"technology enabled innovation supports" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN Zebra’s information technology-enabled innovation supports digitisation to enhance the advantage gained through data-led decision making in the most extreme environments
TR Zebra'nın bilgi teknolojisi destekli yeniliği, en zorlu ortamlarda veriye dayalı karar verme yoluyla avantajı artırmak için dijitalleştirmeyi destekler
inglês | turco |
---|---|
supports | destekler |
enhance | artırmak |
decision | karar |
environments | ortamlarda |
technology | teknolojisi |
data | veriye |
information | bilgi |
most | en |
advantage | avantajı |
to | için |
EN Did you know that 94% of Food and Beverage producers invest in innovation? Consumer demand is the main driver of innovation across the globe
TR Yiyecek ve İçecek üreticilerinin %94'ünün yeniliğe yatırım yaptığını biliyor muydunuz? Tüketici talebi, dünya genelinde yeniliğin ana itici gücüdür
inglês | turco |
---|---|
know | biliyor |
food | yiyecek |
invest | yatırım |
consumer | tüketici |
demand | talebi |
main | ana |
globe | dünya |
of | in |
and | ve |
EN You hold the Chair for Innovation and Technology Management at the Karlsruhe Institute of Technology KIT
TR Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü KIT İnovasyon ve Teknoloji Yönetimi kürsüsünün hamilisiniz
inglês | turco |
---|---|
technology | teknoloji |
management | yönetimi |
institute | enstitüsü |
and | ve |
EN AWS technology has enabled Celgene to accelerate development of drug therapies for cancer and inflammatory diseases.
TR AWS teknolojileri sayesinde Celgene, kanser ve enflamatuar hastalıklar için ilaç terapilerini artık daha hızlı geliştiriyor.
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
technology | teknolojileri |
cancer | kanser |
diseases | hastalıklar |
drug | ilaç |
and | ve |
of | in |
EN The history of computer vision dates back to the 1960’s, but recent advancements in processing technology have enabled applications such as navigation of autonomous vehicles
TR Görüntü işlemenin tarihi 1960’lı yıllara dayanır; ancak işleme teknolojisindeki son gelişmeler, otonom araçların yola çıkabilmesi gibi uygulama alanlarını mümkün kılmıştır
inglês | turco |
---|---|
history | tarihi |
recent | son |
processing | işleme |
applications | uygulama |
vehicles | araçlar |
EN Chris drives technology innovation across teams, and is responsible for running and expanding the company's global presence.
TR Chris, ekipler arası teknoloji inovasyonunu yönetir, şirketin global varlığını korumak ve geliştirmekten sorumludur.
inglês | turco |
---|---|
technology | teknoloji |
teams | ekipler |
and | ve |
responsible | sorumludur |
global | global |
for | arası |
EN This backdoor was advocated for in the name of security, but it opens up online communications to vulnerabilities and threatens innovation and the technology community at large.
TR Bu izinsiz erişim geçişi güvenlik adı altında savunuldu ancak bu erişim izni çevrimiçi iletişimi saldırıya açık hale getirmektedir ve bütün ayrıntılarıyla yenilik ve teknoloji topluluğunu tehdit etmektedir.
inglês | turco |
---|---|
security | güvenlik |
innovation | yenilik |
technology | teknoloji |
online | çevrimiçi |
name | adı |
and | ve |
this | bu |
at | nda |
to | bütün |
in | altında |
EN Many Silicon Valley and technology companies banded together in protest of the FBI’s 2015 request for encryption backdoors, defending encryption as a necessary tool for data security and technological innovation.
TR Birçok Silikon Vadisi ve teknoloji şirketi FBI'ın 2015'teki teknolojik inovasyon ve veri güvenliği için gerekli bir aygıt olarak şifrelemeyi savunan, şifreleme arka kapıları için olan isteğini protesto için bir araya geldiler.
inglês | turco |
---|---|
valley | vadisi |
data | veri |
innovation | inovasyon |
companies | şirketi |
and | ve |
technology | teknoloji |
technological | teknolojik |
encryption | şifreleme |
necessary | gerekli |
many | çok |
of | in |
security | güvenliği |
together | araya |
for | için |
EN A groundbreaking innovation in refrigerated technology, Remote Container Management (RCM) allows you to monitor the conditions inside your container from origin to destination.
TR Soğutma teknolojisinde çığır açan bir yenilik olan Uzaktan Konteyner Yönetimi (RCM), konteynerinizin içindeki koşulları çıkış noktasından varış noktasına kadar izlemenize olanak tanır.
inglês | turco |
---|---|
innovation | yenilik |
remote | uzaktan |
container | konteyner |
management | yönetimi |
you | var |
inside | iç |
to | kadar |
EN It offers a new innovation: Surround Rear Vision technology for unparalleled visibility
TR Eşsiz görünürlük için yeni bir yenilik sunuyor: Kuşatmalı Arka Görüş teknolojisi
inglês | turco |
---|---|
offers | sunuyor |
innovation | yenilik |
rear | arka |
technology | teknolojisi |
visibility | görünürlük |
vision | görüş |
a | bir |
for | için |
new | yeni bir |
EN 9.b. Support domestic technology development, research and innovation in developing countries, including by ensuring a conducive policy environment for, inter alia, industrial diversification and value addition to commodities
TR 9.b. Sanayi çeşitliliği ve sanayi ürünlerinde değer artırımı için uygun bir politika ortamının yaratılması aracılığıyla gelişmekte olan ülkelerde yurt içi teknoloji gelişiminin, araştırma ve yenilikçiliğin desteklenmesi
inglês | turco |
---|---|
domestic | yurt içi |
innovation | yenilik |
developing | gelişmekte |
policy | politika |
industrial | sanayi |
countries | ülkelerde |
support | desteklenmesi |
technology | teknoloji |
research | araştırma |
and | ve |
value | değer |
environment | ortamı |
EN Let’s preserve workers’ well-being, connect workflows and enable more agile in-store operations, curbside pick-up, drive-thru and deliveries with technology backed by a legacy of innovation.
TR Çalışanların refahını koruyun, iş akışlarını birbirine bağlayın ve inovasyon birikimi ile desteklenen teknolojiyle mağaza içi işlemler aksamadan, kaldırım kenarı teslim, arabaya teslim ve dağıtımları etkinleştirin.
inglês | turco |
---|---|
workflows | iş akışları |
enable | etkinleştirin |
technology | teknolojiyle |
backed | desteklenen |
innovation | inovasyon |
store | mağaza |
and | ve |
with | ile |
EN Germany: Innovation and Technology
TR Almanya: Yenilikçilik ve Teknoloji
inglês | turco |
---|---|
germany | almanya |
and | ve |
technology | teknoloji |
innovation | yenilik |
EN E-Mobility, Digital Agenda, Fourth Industrial Revolution and Made in Germany: current information and background on innovation and technology
TR Yenilikçilik ve teknolojiyle ilgili güncel bilgiler ve araştırma yazıları: e-hareketlilik, Dijital gündem, dördüncü sanayi devrimi, Made in Germany.
inglês | turco |
---|---|
agenda | gündem |
industrial | sanayi |
current | güncel |
information | bilgiler |
on | ilgili |
fourth | dördüncü |
digital | dijital |
and | ve |
innovation | yenilik |
EN Ph.D. Law, Technology and Innovation, Tartu University (2021)
TR Doktora, Tartu University, Bilişim Hukuku, Teknoloji ve İnovasyon (2021)
inglês | turco |
---|---|
law | hukuku |
technology | teknoloji |
and | ve |
university | university |
EN Hub Masterclass series offers its participants the opportunity to hear about technology, innovation and (social) entrepreneurship from their experts from around the world
TR Hub Masterclass serisi katılımcılarına teknoloji, inovasyon ve (sosyal) girişimciliği dünyanın dört bir yanından gelen uzmanlarından dinleme fırsatı sunuyor
inglês | turco |
---|---|
series | serisi |
offers | sunuyor |
participants | katılımcılar |
technology | teknoloji |
innovation | inovasyon |
social | sosyal |
world | dünyanın |
hub | hub |
from | yanından |
opportunity | fırsat |
and | ve |
EN Ph.D. Law, Technology and Innovation, Tartu University (2021)
TR Doktora, Tartu University, Bilişim Hukuku, Teknoloji ve İnovasyon (2021)
inglês | turco |
---|---|
law | hukuku |
technology | teknoloji |
and | ve |
university | university |
EN It offers a new innovation: Surround Rear Vision technology for unparalleled visibility
TR Eşsiz görünürlük için yeni bir yenilik sunuyor: Kuşatmalı Arka Görüş teknolojisi
inglês | turco |
---|---|
offers | sunuyor |
innovation | yenilik |
rear | arka |
technology | teknolojisi |
visibility | görünürlük |
vision | görüş |
a | bir |
for | için |
new | yeni bir |
EN It offers a new innovation: Surround Rear Vision technology for unparalleled visibility
TR Eşsiz görünürlük için yeni bir yenilik sunuyor: Kuşatmalı Arka Görüş teknolojisi
inglês | turco |
---|---|
offers | sunuyor |
innovation | yenilik |
rear | arka |
technology | teknolojisi |
visibility | görünürlük |
vision | görüş |
a | bir |
for | için |
new | yeni bir |
EN This backdoor was advocated for in the name of security, but it opens up online communications to vulnerabilities and threatens innovation and the technology community at large.
TR Bu izinsiz erişim geçişi güvenlik adı altında savunuldu ancak bu erişim izni çevrimiçi iletişimi saldırıya açık hale getirmektedir ve bütün ayrıntılarıyla yenilik ve teknoloji topluluğunu tehdit etmektedir.
inglês | turco |
---|---|
security | güvenlik |
innovation | yenilik |
technology | teknoloji |
online | çevrimiçi |
name | adı |
and | ve |
this | bu |
at | nda |
to | bütün |
in | altında |
EN Many Silicon Valley and technology companies banded together in protest of the FBI’s 2015 request for encryption backdoors, defending encryption as a necessary tool for data security and technological innovation.
TR Birçok Silikon Vadisi ve teknoloji şirketi FBI'ın 2015'teki teknolojik inovasyon ve veri güvenliği için gerekli bir aygıt olarak şifrelemeyi savunan, şifreleme arka kapıları için olan isteğini protesto için bir araya geldiler.
inglês | turco |
---|---|
valley | vadisi |
data | veri |
innovation | inovasyon |
companies | şirketi |
and | ve |
technology | teknoloji |
technological | teknolojik |
encryption | şifreleme |
necessary | gerekli |
many | çok |
of | in |
security | güvenliği |
together | araya |
for | için |
EN Circularity is at the core of our innovation and development goals: We’ve done a commercial technology validation of a polymer-based barrier and started market testing a fibre-based one
TR Döngüsellik, yenilik ve ürün geliştirme hedeflerimizin özünde yer alıyor: Polimer bazlı bir bariyerin ticari teknoloji doğrulamasını yaptık ve fiber bazlı bir bariyerin pazar testine başladık
inglês | turco |
---|---|
commercial | ticari |
started | başladı |
market | pazar |
based | bazlı |
development | geliştirme |
technology | teknoloji |
innovation | yenilik |
and | ve |
a | bir |
of | yer |
EN Writing a technology use inventorySome members find it helpful to write an inventory of all their internet and technology behaviors. You can use this exercise sheet for writing a technology use inventory.
TR Teknoloji kullanım envanteri yazmaBazı üyeler, tüm internet ve teknoloji davranışlarının bir envanterini çıkarmayı faydalı buluyor. Bunu kullanabilirsin egzersiz sayfası bir teknoloji kullanım envanteri yazmak için.
inglês | turco |
---|---|
technology | teknoloji |
internet | internet |
members | üyeler |
helpful | faydalı |
use | kullanım |
of | in |
all | tüm |
and | ve |
a | bir |
it | bunu |
EN Note: Ahrefs’ backlink and organic traffic metrics are all integrated and can be enabled for display. No more cross-referencing data; you’ll have all the SEO metrics that you care about in one place.
TR Not: Ahrefs’in backlink ve organik trafik ölçümlerinin tümü entegredir ve görüntüleme için etkinleştirilebilir. Artık verileri çapraz referansa tabi tutmak yok; önemsediğiniz SEO ölçümlerinin tümü tek bir yerde olacak.
inglês | turco |
---|---|
backlink | backlink |
organic | organik |
traffic | trafik |
data | verileri |
place | yerde |
cross | çapraz |
seo | seo |
all | tüm |
and | ve |
the | artık |
for | için |
note | not |
no | yok |
EN Binance Smart Chain (BSC) is a smart contract-enabled parallel blockchain to Binance Chain that provides a permissionless platform for decentralized application (DApps)
TR Binance Akıllı Zincir (BSC), merkezi olmayan uygulama (DApps) için izinsiz bir platform sağlayan, Binance Chain'e akıllı sözleşmeli paralel bir blok zinciridir
inglês | turco |
---|---|
binance | binance |
chain | zincir |
bsc | bsc |
parallel | paralel |
decentralized | merkezi olmayan |
smart | akıllı |
platform | platform |
application | uygulama |
a | bir |
EN If the Web History caching is enabled in your browser, evercookie sets a cookie and Base64 encodes the data to be stored.
TR Tarayıcınızda Web Geçmişi önbelleğe alma etkinse, evercookie bir cookie ayarlar ve Base64 saklanacak verileri kodlar.
inglês | turco |
---|---|
history | geçmişi |
data | verileri |
in your browser | tarayıcınızda |
browser | tarayıcı |
web | web |
a | bir |
and | ve |
to | e |
EN With a streaming API you can integrate into almost any voice-enabled application
TR Akış API'si ile hemen hemen tüm ses özellikli uygulamalara entegre olabilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
integrate | entegre |
almost | hemen |
streaming | akış |
voice | ses |
you can | olabilirsiniz |
a | tüm |
with | ile |
EN Strictly Necessary Cookie should be enabled at all times so that we can save your preferences for cookie settings.
TR Çerez ayarları tercihlerinizi kaydedebilmemiz için kesinlikle gerekli çerezler her zaman etkin olmalıdır.
inglês | turco |
---|---|
strictly | kesinlikle |
necessary | gerekli |
should | olmalı |
times | zaman |
settings | ayarlar |
should be | olmalıdır |
for | için |
your | her |
EN This has enabled the content of the site to evolve in a clear direction for years
TR Bu da sitenin içerik çizgisinin yıllardır net bir doğrultuda ilerlemesini sağlıyor
inglês | turco |
---|---|
content | içerik |
clear | net |
for years | yıllardır |
in | da |
this | bu |
of the site | sitenin |
years | bir |
EN ICON is a scalable smart contract enabled blockchain platform with an innovative consensus mechanism, decentralized governance structure, and a focus on interoperability between enterprise and public blockchains
TR ICON, yenilikçi mutabakat mekanizması, merkeziyetsiz yönetim yapısı ve buna ek olarak özel ve açık blockchainler arası birlikte çalışabilirlik odağına sahip ölçeklenebilir akıllı kontrat desteği sunan bir blockchain platformudur
inglês | turco |
---|---|
contract | kontrat |
innovative | yenilikçi |
consensus | mutabakat |
decentralized | merkeziyetsiz |
governance | yönetim |
scalable | ölçeklenebilir |
smart | akıllı |
blockchain | blockchain |
and | ve |
structure | yapısı |
on | açık |
with | birlikte |
EN Thus, the ICON Project was born to act as a bridge between various implementations of enterprise solutions, while also providing the benefits of a general purpose, smart contract enabled, public blockchain platform.
TR Bu nedenle ICON Project, şirketlere yönelik farklı uygulamalar arasında bir köprü görevi görmek ve aynı zamanda genel anlamda fayda sağlamak amacıyla, akıllı kontratla uyumlu açık bir blockchain olarak yaratılmıştır.
inglês | turco |
---|---|
purpose | amacı |
smart | akıllı |
blockchain | blockchain |
also | ve |
thus | bu nedenle |
general | genel |
while | bu |
the | aynı |
public | açık |
between | arası |
to | görmek |
of | yönelik |
EN As the value of NIM grows, this foundation will be enabled to support good cause initiatives with high social or ecological impact.
TR NIM’in değeri arttıkça bu vakfın yüksek sosyal ve çevresel etkileri olan insiyatiflere katkıda bulunması sağlanmış olacaktır.
inglês | turco |
---|---|
value | değeri |
of | ın |
foundation | vakfı |
social | sosyal |
high | yüksek |
this | bu |
will | olacaktır |
or | olan |
EN ” When X-Ray is enabled for your Lambda function, AWS Lambda will emit tracing information to X-Ray regarding the Lambda service overhead incurred when invoking your function
TR X-Ray, Lambda işlevinizde etkinleştirildiğinde AWS Lambda, işleviniz çağrıldığında gerçekleşen Lambda hizmeti yüküyle ilgili izleme bilgilerini X-Ray hizmetine iletir
inglês | turco |
---|---|
lambda | lambda |
aws | aws |
regarding | ilgili |
information | bilgilerini |
EN Provisioned Concurrency gives you greater control over the performance of your serverless applications. When enabled, Provisioned Concurrency keeps functions initialized and hyper-ready to respond in double-digit milliseconds.
TR Eş Zamanlı Tedarik, sunucusuz uygulamalarınızın performansı üzerinde daha iyi bir kontrol sağlar. Etkinleştirildiğinde, Eş Zamanlı Tedarik, işlevleri başlatır ve çift basamaklı milisaniyelerde yanıt vermeye hazır olarak tutar.
inglês | turco |
---|---|
gives | sağlar |
control | kontrol |
serverless | sunucusuz |
keeps | tutar |
functions | işlevleri |
respond | yanıt |
double | çift |
ready | hazır |
applications | uygulamalar |
greater | iyi |
and | ve |
to | e |
the | üzerinde |
of | bir |
EN Provisioned Concurrency keeps functions initialized and ready to respond in double-digit milliseconds. When enabled, Provisioned Concurrency will also initialize extensions and keep them ready to execute alongside function code.
TR Eş Zamanlı Tedarik, işlevleri başlatır ve çift basamaklı milisaniyelerde yanıt vermeye hazır olarak tutar. Eş Zamanlı Tedarik etkinleştirildiğinde, uzantıları da başlatır ve işlev koduyla birlikte çalışmaya hazır olarak tutar.
inglês | turco |
---|---|
keeps | tutar |
ready | hazır |
respond | yanıt |
double | çift |
functions | işlevleri |
function | işlev |
and | ve |
in | da |
extensions | uzantıları |
EN BUILD SNAPPS³ PRIVACY-ENABLED APPS
TR Gizlilik Özellikli SNAPP Geliştir
inglês | turco |
---|---|
privacy | gizlilik |
EN Seal-in-Search displays the VeriSign (Symantec) Seal of Trust alongside your link in browsers enabled with the free plug-in, as well as on partner shopping sites and product review pages
TR Seal-in-Search, ücretsiz eklenti ile etkinleştirilen tarayıcılarda ve ayrıca ortak alışveriş sitelerinde ve ürün inceleme sayfalarında bağlantınızın yanında VeriSign (Symantec) Güven Mührünü görüntüler
inglês | turco |
---|---|
displays | görüntüler |
symantec | symantec |
trust | güven |
browsers | tarayıcı |
partner | ortak |
review | inceleme |
free | ücretsiz |
shopping | alışveriş |
product | ürün |
link | bağlantı |
well | yanı |
of | in |
and | ve |
pages | sayfalar |
with | ile |
EN SSL certificates are SAN-enabled, so you have inexpensive and flexible multi-domain options
TR SSL sertifikaları SAN özelliklidir, bu nedenle ucuz ve esnek çoklu alan seçeneklerine sahip olursunuz
inglês | turco |
---|---|
ssl | ssl |
flexible | esnek |
options | seçeneklerine |
so | nedenle |
multi | çoklu |
domain | alan |
certificates | sertifikaları |
and | ve |
have | bu |
EN Seal-in-Search displays the DigiCert Seal of Trust alongside your link in browsers enabled with the free plug-in, as well as on partner shopping sites and product review pages
TR Seal-in-Search, ücretsiz eklenti ile etkinleştirilen tarayıcılarda ve ayrıca ortak alışveriş sitelerinde ve ürün inceleme sayfalarında bağlantınızın yanında DigiCert Güven Mührünü görüntüler
inglês | turco |
---|---|
displays | görüntüler |
trust | güven |
browsers | tarayıcı |
partner | ortak |
review | inceleme |
free | ücretsiz |
shopping | alışveriş |
product | ürün |
digicert | digicert |
link | bağlantı |
well | yanı |
of | in |
and | ve |
pages | sayfalar |
with | ile |
EN On Redis 5.0.5 onwards, auto-failover enabled clusters provide online configuration changes for all planned operations
TR Redis 5.0.5’den sonraki sürümlerde, otomatik yük devretme özellikli düğümler, tüm planlanmış işlemler için çevrimiçi yapılandırma değişiklikleri sağlar
inglês | turco |
---|---|
provide | sağlar |
configuration | yapılandırma |
changes | değişiklikleri |
redis | redis |
online | çevrimiçi |
all | tüm |
EN Fully Unicode-enabled, including Arabic
TR Tam olarak Unicode etkin, Arapça dahil
inglês | turco |
---|---|
including | dahil |
arabic | arapça |
fully | tam |
EN GZIP Compression Test: Check if GZIP Is Enabled on a Specific Page ᐈ
TR GZIP Sıkıştırma Test: GZIP Testini bir web sayfasında etkin
inglês | turco |
---|---|
page | sayfası |
test | test |
a | bir |
EN Test if GZIP is enabled on a specific page
TR GZIP'in belirli bir sayfada etkin olup olmadığını test edin
inglês | turco |
---|---|
test | test |
page | sayfada |
if | olup |
EN Same for Android or other mobile devices, except that if nothing happened, you may want to check your settings and see if QR Code scanning is enabled
TR Android ve diğer mobil cihazlarda da aynı uygulama geçerlidir ancak bunu yaptıktan sonra hiçbir şey olmazsa QR Kodu taramanın etkin olup olmadığını görmek için ayarlarınızı kontrol etmeniz gerekebilir
inglês | turco |
---|---|
other | diğer |
qr | qr |
devices | cihazlarda |
code | kodu |
android | android |
mobile | mobil |
you | olup |
check | kontrol |
to | görmek |
for | için |
your | etmeniz |
and | ve |
same | bir |
nothing | bir şey |
EN If it didn’t work, go to your settings and check if the QR Code scanning feature is enabled
TR Bu yöntem işe yaramazsa QR Kodu taramanın etkin olup olmadığını görmek için ayarlarınızı kontrol edin
inglês | turco |
---|---|
work | iş |
qr | qr |
code | kodu |
the | olup |
to | görmek |
your | bu |
if | için |
EN For example, the PrismSync app allows you to coordinate the lighting and effects on all of your Prism-enabled devices.
TR Örneğin, PrismSync uygulaması, tüm Prism özellikli cihazlarınızdaki aydınlatmayı ve efektleri koordine etmenizi sağlar.
inglês | turco |
---|---|
allows | sağlar |
effects | efektleri |
devices | cihazlar |
app | uygulaması |
of | in |
all | tüm |
and | ve |
EN PrismSync gives you the power to coordinate multi-color lighting effects between all your SteelSeries Prism-enabled gear. Easily set unified lighting for your illuminated headset, mouse, RGB keyboard and QcK Prism.
TR PrismSync, tüm SteelSeries Prism uyumlu cihazlarınız arasında çok renkli aydınlatma efektlerini düzenlemenize olanak tanıyor. Işıklandırılmış kulaklık, mouse, RGB klavye ve QcK Prism için birleşik aydınlatmayı kolayca ayarlayın.
inglês | turco |
---|---|
lighting | aydınlatma |
easily | kolayca |
unified | birleşik |
headset | kulaklık |
rgb | rgb |
keyboard | klavye |
qck | qck |
steelseries | steelseries |
color | renkli |
mouse | mouse |
set | ayarlayın |
all | tüm |
and | ve |
the | arasında |
EN Use Prism Sync dynamic multi-color lighting effects to synchronize lighting between all your SteelSeries Prism-enabled gear.
TR Tüm SteelSeries Prism özellikli teçhizatınız arasında aydınlatmayı senkronize etmek için Prism Sync dinamik çoklu renkli aydınlatma efektlerini kullanın.
inglês | turco |
---|---|
dynamic | dinamik |
lighting | aydınlatma |
steelseries | steelseries |
multi | çoklu |
color | renkli |
all | tüm |
sync | senkronize |
EN 2012 Kuaishou became the first mover in China's short video industry that enabled users to create, upload and view short videos on mobile devices
TR 2012 Kuaishou, Çin'in kısa video endüstrisinde, kullanıcıların mobilaygıtlarda kısa videolar oluşturmasına, yüklemesine ve görüntülemesine olanaktanıyan ilk hamle oldu
inglês | turco |
---|---|
became | oldu |
short | kısa |
industry | endüstrisinde |
and | ve |
to create | oluşturmasına |
video | video |
videos | videolar |
first | ilk |
users | kullanıcılar |
EN Use Zebra's wireless, Bluetooth-enabled electronic temperature sensors to monitor the exposure of drugs, biologics, vaccines and medical devices to environmental conditions.
TR İlaçların, biyolojik maddelerin, aşıların ve tıbbi cihazların çevresel koşullara maruz kalma durumunu izlemek için Zebra'nın kablosuz, Bluetooth özellikli elektronik sıcaklık sensörlerini kullanın.
inglês | turco |
---|---|
electronic | elektronik |
temperature | sıcaklık |
exposure | maruz kalma |
medical | tıbbi |
devices | cihazlar |
environmental | çevresel |
and | ve |
bluetooth | bluetooth |
wireless | kablosuz |
of | in |
to | için |
monitor | izlemek |
Mostrando 50 de 50 traduções