EN <strong>Technical problems:</strong> If anything’s stopping your pages from appearing and ranking in search engines.
EN <strong>Technical problems:</strong> If anything’s stopping your pages from appearing and ranking in search engines.
TR <strong>Teknik problemler:</strong> Sayfalarınızın arama motorlarında görünüp sıralanmasının önüne geçen bir şey olup olmadığı.
inglês | turco |
---|---|
technical | teknik |
strong | strong |
your | şey |
if | olup |
search | arama |
pages | sayfalar |
engines | motorları |
EN BMW Z4 production stopping for two weeks due to lack of parts
TR Ford, F-150 ve Bronco üretimini bir kez daha durdurdu
inglês | turco |
---|---|
due | bir |
EN What role does Germany play when it comes to stopping climate change?
TR Söz konusu iklim değişikliğini durdurmak olduğunda Almanya nasıl bir rol oynuyor?
inglês | turco |
---|---|
role | rol |
change | değişikliğini |
when | olduğunda |
germany | almanya |
climate | iklim |
to | nasıl |
does | de |
EN The UNFCCC is the largest UN secretariat in Bonn. Its job is nothing less than stopping climate change.
TR UNFCCC, Bonn’daki en büyük sekreterlik. İklim değişikliğini durdurmak gibi zorlu bir görevi var.
inglês | turco |
---|---|
job | iş |
change | değişikliğini |
the | gibi |
than | de |
in | bir |
EN Voluntary apps could soon play an important role in stopping the spread of the coronavirus. These three platforms could help to achieve that.
TR Gönüllü kullanılan aplikasyonlar yakında koronavirüsün engellenmesinde önemli bir rol oynayabilirler . Bu üçü bu konuda yararlı olabilir..
inglês | turco |
---|---|
soon | yakında |
role | rol |
coronavirus | koronavirüs |
these | bu |
voluntary | gönüllü |
important | önemli |
EN push you need to climb in the positions without stopping
TR içeriğinizin durmaksızın pozisyonlarda yukarı doğrultuda çıkış yapmasını sağlamak için gereken değerli bilgileri alırsınız
inglês | turco |
---|---|
need | gereken |
you | de |
to | sağlamak |
in | için |
the | yukarı |
EN "I love stopping by at american book store when I go to Spui, one of my favorite straats in Amsterdam. Cozy place, you can spent hours reading and buying staff"
TR "Ortalama bir roman 15 Euro idi. Bir Murakami kitabı almak istedim. Bugünkü kurla en az 120 tl olduğunu düşününce hızla çıktım. Cazip yönü, sevdiğiniz yazarların Türkçe'ye çevrilmeyen kitapları."
inglês | turco |
---|---|
book | kitabı |
store | almak |
and | sevdiğiniz |
EN "I love stopping by at american book store when I go to Spui, one of my favorite straats in Amsterdam. Cozy place, you can spent hours reading and buying staff"
TR "Ortalama bir roman 15 Euro idi. Bir Murakami kitabı almak istedim. Bugünkü kurla en az 120 tl olduğunu düşününce hızla çıktım. Cazip yönü, sevdiğiniz yazarların Türkçe'ye çevrilmeyen kitapları."
inglês | turco |
---|---|
book | kitabı |
store | almak |
and | sevdiğiniz |
EN "I love stopping by at american book store when I go to Spui, one of my favorite straats in Amsterdam. Cozy place, you can spent hours reading and buying staff"
TR "Ortalama bir roman 15 Euro idi. Bir Murakami kitabı almak istedim. Bugünkü kurla en az 120 tl olduğunu düşününce hızla çıktım. Cazip yönü, sevdiğiniz yazarların Türkçe'ye çevrilmeyen kitapları."
inglês | turco |
---|---|
book | kitabı |
store | almak |
and | sevdiğiniz |
EN "I love stopping by at american book store when I go to Spui, one of my favorite straats in Amsterdam. Cozy place, you can spent hours reading and buying staff"
TR "Ortalama bir roman 15 Euro idi. Bir Murakami kitabı almak istedim. Bugünkü kurla en az 120 tl olduğunu düşününce hızla çıktım. Cazip yönü, sevdiğiniz yazarların Türkçe'ye çevrilmeyen kitapları."
inglês | turco |
---|---|
book | kitabı |
store | almak |
and | sevdiğiniz |
EN "I love stopping by at american book store when I go to Spui, one of my favorite straats in Amsterdam. Cozy place, you can spent hours reading and buying staff"
TR "Ortalama bir roman 15 Euro idi. Bir Murakami kitabı almak istedim. Bugünkü kurla en az 120 tl olduğunu düşününce hızla çıktım. Cazip yönü, sevdiğiniz yazarların Türkçe'ye çevrilmeyen kitapları."
inglês | turco |
---|---|
book | kitabı |
store | almak |
and | sevdiğiniz |
EN "I love stopping by at american book store when I go to Spui, one of my favorite straats in Amsterdam. Cozy place, you can spent hours reading and buying staff"
TR "Ortalama bir roman 15 Euro idi. Bir Murakami kitabı almak istedim. Bugünkü kurla en az 120 tl olduğunu düşününce hızla çıktım. Cazip yönü, sevdiğiniz yazarların Türkçe'ye çevrilmeyen kitapları."
inglês | turco |
---|---|
book | kitabı |
store | almak |
and | sevdiğiniz |
EN "I love stopping by at american book store when I go to Spui, one of my favorite straats in Amsterdam. Cozy place, you can spent hours reading and buying staff"
TR "Ortalama bir roman 15 Euro idi. Bir Murakami kitabı almak istedim. Bugünkü kurla en az 120 tl olduğunu düşününce hızla çıktım. Cazip yönü, sevdiğiniz yazarların Türkçe'ye çevrilmeyen kitapları."
inglês | turco |
---|---|
book | kitabı |
store | almak |
and | sevdiğiniz |
EN "I love stopping by at american book store when I go to Spui, one of my favorite straats in Amsterdam. Cozy place, you can spent hours reading and buying staff"
TR "Ortalama bir roman 15 Euro idi. Bir Murakami kitabı almak istedim. Bugünkü kurla en az 120 tl olduğunu düşününce hızla çıktım. Cazip yönü, sevdiğiniz yazarların Türkçe'ye çevrilmeyen kitapları."
inglês | turco |
---|---|
book | kitabı |
store | almak |
and | sevdiğiniz |
EN "I love stopping by at american book store when I go to Spui, one of my favorite straats in Amsterdam. Cozy place, you can spent hours reading and buying staff"
TR "Ortalama bir roman 15 Euro idi. Bir Murakami kitabı almak istedim. Bugünkü kurla en az 120 tl olduğunu düşününce hızla çıktım. Cazip yönü, sevdiğiniz yazarların Türkçe'ye çevrilmeyen kitapları."
inglês | turco |
---|---|
book | kitabı |
store | almak |
and | sevdiğiniz |
EN "I love stopping by at american book store when I go to Spui, one of my favorite straats in Amsterdam. Cozy place, you can spent hours reading and buying staff"
TR "Ortalama bir roman 15 Euro idi. Bir Murakami kitabı almak istedim. Bugünkü kurla en az 120 tl olduğunu düşününce hızla çıktım. Cazip yönü, sevdiğiniz yazarların Türkçe'ye çevrilmeyen kitapları."
inglês | turco |
---|---|
book | kitabı |
store | almak |
and | sevdiğiniz |
EN "I love stopping by at american book store when I go to Spui, one of my favorite straats in Amsterdam. Cozy place, you can spent hours reading and buying staff"
TR "Ortalama bir roman 15 Euro idi. Bir Murakami kitabı almak istedim. Bugünkü kurla en az 120 tl olduğunu düşününce hızla çıktım. Cazip yönü, sevdiğiniz yazarların Türkçe'ye çevrilmeyen kitapları."
inglês | turco |
---|---|
book | kitabı |
store | almak |
and | sevdiğiniz |
EN With InVideo's image to video converter tool, you can easily convert photos into scroll-stopping videos with music. You can use InVideo to turn your still photographs into a fun video.
TR InVideo'nun görsel video dönüştürücüsü ile fotoğrafları kaydırmayı durduran müzikli videolara kolayca dönüştürebilirsiniz. Sabit fotoğraflarınızı eğlenceli bir videoya dönüştürmek için InVideo'yu kullanabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
fun | eğlenceli |
image | görsel |
easily | kolayca |
photos | fotoğrafları |
video | video |
you can use | kullanabilirsiniz |
a | bir |
your | dönüştürmek |
to | için |
with | ile |
EN From design to price points, find out what’s stopping people from becoming your customers.
TR Tasarımdan fiyat noktalarına kadar insanların müşteriniz olmasını engelleyen unsurları keşfedin.
inglês | turco |
---|---|
points | noktaları |
from design | tasarımdan |
price | fiyat |
people | insanlar |
to | kadar |
find | keşfedin |
EN From design to price points, find out what’s stopping people from becoming your customers.
TR Tasarımdan fiyat noktalarına kadar insanların müşteriniz olmasını engelleyen unsurları keşfedin.
inglês | turco |
---|---|
points | noktaları |
from design | tasarımdan |
price | fiyat |
people | insanlar |
to | kadar |
find | keşfedin |
EN From design to price points, find out what’s stopping people from becoming your customers.
TR Tasarımdan fiyat noktalarına kadar insanların müşteriniz olmasını engelleyen unsurları keşfedin.
inglês | turco |
---|---|
points | noktaları |
from design | tasarımdan |
price | fiyat |
people | insanlar |
to | kadar |
find | keşfedin |
EN From design to price points, find out what’s stopping people from becoming your customers.
TR Tasarımdan fiyat noktalarına kadar insanların müşteriniz olmasını engelleyen unsurları keşfedin.
inglês | turco |
---|---|
points | noktaları |
from design | tasarımdan |
price | fiyat |
people | insanlar |
to | kadar |
find | keşfedin |
EN From design to price points, find out what’s stopping people from becoming your customers.
TR Tasarımdan fiyat noktalarına kadar insanların müşteriniz olmasını engelleyen unsurları keşfedin.
inglês | turco |
---|---|
points | noktaları |
from design | tasarımdan |
price | fiyat |
people | insanlar |
to | kadar |
find | keşfedin |
EN From design to price points, find out what’s stopping people from becoming your customers.
TR Tasarımdan fiyat noktalarına kadar insanların müşteriniz olmasını engelleyen unsurları keşfedin.
inglês | turco |
---|---|
points | noktaları |
from design | tasarımdan |
price | fiyat |
people | insanlar |
to | kadar |
find | keşfedin |
EN From design to price points, find out what’s stopping people from becoming your customers.
TR Tasarımdan fiyat noktalarına kadar insanların müşteriniz olmasını engelleyen unsurları keşfedin.
inglês | turco |
---|---|
points | noktaları |
from design | tasarımdan |
price | fiyat |
people | insanlar |
to | kadar |
find | keşfedin |
EN From design to price points, find out what’s stopping people from becoming your customers.
TR Tasarımdan fiyat noktalarına kadar insanların müşteriniz olmasını engelleyen unsurları keşfedin.
inglês | turco |
---|---|
points | noktaları |
from design | tasarımdan |
price | fiyat |
people | insanlar |
to | kadar |
find | keşfedin |
EN From design to price points, find out what’s stopping people from becoming your customers.
TR Tasarımdan fiyat noktalarına kadar insanların müşteriniz olmasını engelleyen unsurları keşfedin.
inglês | turco |
---|---|
points | noktaları |
from design | tasarımdan |
price | fiyat |
people | insanlar |
to | kadar |
find | keşfedin |
EN From design to price points, find out what’s stopping people from becoming your customers.
TR Tasarımdan fiyat noktalarına kadar insanların müşteriniz olmasını engelleyen unsurları keşfedin.
inglês | turco |
---|---|
points | noktaları |
from design | tasarımdan |
price | fiyat |
people | insanlar |
to | kadar |
find | keşfedin |
EN From design to price points, find out what’s stopping people from becoming your customers.
TR Tasarımdan fiyat noktalarına kadar insanların müşteriniz olmasını engelleyen unsurları keşfedin.
inglês | turco |
---|---|
points | noktaları |
from design | tasarımdan |
price | fiyat |
people | insanlar |
to | kadar |
find | keşfedin |
EN From design to price points, find out what’s stopping people from becoming your customers.
TR Tasarımdan fiyat noktalarına kadar insanların müşteriniz olmasını engelleyen unsurları keşfedin.
inglês | turco |
---|---|
points | noktaları |
from design | tasarımdan |
price | fiyat |
people | insanlar |
to | kadar |
find | keşfedin |
EN From design to price points, find out what’s stopping people from becoming your customers.
TR Tasarımdan fiyat noktalarına kadar insanların müşteriniz olmasını engelleyen unsurları keşfedin.
inglês | turco |
---|---|
points | noktaları |
from design | tasarımdan |
price | fiyat |
people | insanlar |
to | kadar |
find | keşfedin |
EN We know that stopping smoking can be hard, but you don’t have to do this on your own
TR Sigarayı bırakmanın zor olabileceğini biliyoruz ancak bunu kendi başınıza yapmak zorunda değilsiniz
inglês | turco |
---|---|
hard | zor |
have to | zorunda |
we know | biliyoruz |
but | ancak |
to | yapmak |
EN Stopping smoking is the single best thing you can do for your health and the benefits start sooner than you might think
TR Sigarayı bırakmak sağlığınız için yapabileceğiniz en iyi şeydir ve faydaları düşündüğünüzden daha erken başlar
inglês | turco |
---|---|
health | sağlığı |
you can | yapabileceğiniz |
benefits | faydaları |
for | için |
and | ve |
best | en |
EN Ensuring security without making things too hard for non-technical users is challenging
TR Teknik bilgisi olmayan kullanıcılar için süreçleri çok zorlaştırmadan güvenliği sağlamak zorlu bir iştir
inglês | turco |
---|---|
technical | teknik |
security | güvenliği |
for | için |
is | bir |
users | kullanıcılar |
EN In an increasingly competitive environment, it can be challenging to find the best candidates for healthcare jobs
TR Rekabet seviyesinin giderek arttığı bir ortamda, sağlık işleri için en iyi adayların bulunması zor olabilmektedir
inglês | turco |
---|---|
healthcare | sağlık |
competitive | rekabet |
best | en |
the | giderek |
EN Introducing an electrohydraulic mobile valve that’s challenging the limits of what’s possible
TR Bugün mümkün olanın sınırlarını zorlayan bir elektrohidrolik hareketli valf tanımlıyoruz
inglês | turco |
---|---|
limits | sınırları |
possible | mümkün |
EN Those who dream of endless manicured greens, challenging roughs and legendary courses will find golf is in our DNA
TR Uçsuz bucaksız bakımlı yeşil sahaları, zorlu engebeleri ve efsanevi sahaları hayal edenler golf’ün DNA’mızda olduğunu görecekler
inglês | turco |
---|---|
dream | hayal |
greens | yeşil |
legendary | efsanevi |
golf | golf |
is | olduğunu |
and | ve |
EN Building a self-service culture inside your company is a challenging objective that can help your business a lot: Reduce first response time, improve customer happiness, train new agents or improve search engine
TR Şirketinizde bir self servis kültürü oluşturmak, işinize çok yardımcı olabilecek zorlu bir hedeftir: İlk müdahale süresini kısaltın, müşteri mutluluğunu artırın, yeni temsilciler eğitin veya arama motorunu iyileştirin
inglês | turco |
---|---|
improve | iyileştirin |
customer | müşteri |
new | yeni |
self | self |
service | servis |
business | iş |
is | oluşturmak |
or | veya |
search | arama |
can | olabilecek |
help | yardımcı |
culture | kültürü |
EN It is a story so full of different and challenging experiences that it sounds unbelievable
TR Kulağa inanılmaz gibi geliyor; farklı, zorlu deneyimlerle dolu bir hikâye
inglês | turco |
---|---|
full of | dolu |
different | farklı |
of | gibi |
EN It is a story so full of different and challenging experiences that it sounds unbelievable
TR Kulağa inanılmaz gibi geliyor; farklı, zorlu deneyimlerle dolu bir hikâye
inglês | turco |
---|---|
full of | dolu |
different | farklı |
of | gibi |
EN We do our best to provide free devices for students, but it can be challenging to maintain a steady supply
TR Öğrencilerimize elimizden geldiğince ücretsiz olarak tüm cihazları sağlamaya çalışıyoruz ancak bu eforun sürekliliği her zaman için mümkün olmuyor
inglês | turco |
---|---|
devices | cihazlar |
free | ücretsiz |
can | mümkün |
but | ancak |
EN The RS5000 is designed for challenging warehouse and manufacturing environments. Designed for subzero environments, it can be used in your warehouse aisles and in the freezer.
TR RS5000, zorlu depo ve üretim tesisleri için tasarlanmıştır. Sıfırın altındaki soğuk ortamlar için tasarlanan bu barkod okuyucu depo koridorlarında ve dondurucuda kullanılabilir.
inglês | turco |
---|---|
warehouse | depo |
environments | ortamlar |
manufacturing | üretim |
and | ve |
EN They also offer UHF RFID encoding, linerless printing, the latest connectivity options and user-friendly functionality to keep you operating in the most challenging environments.
TR UHF RFID kodlama, kaplamasız baskı, en yeni bağlantı seçenekleri ve kullanıcı dostu işlevsellik özellikleri sayesinde en zorlu ortamlarda işinizi sürdürmenizi sağlar.
inglês | turco |
---|---|
offer | sağlar |
rfid | rfid |
options | seçenekleri |
functionality | işlevsellik |
environments | ortamlarda |
printing | baskı |
connectivity | bağlantı |
user | kullanıcı |
friendly | dostu |
and | ve |
most | en |
user-friendly | kullanıcı dostu |
EN Challenging Materials with High Metal or Liquid Content
TR Yüksek Metal veya Sıvı İçeriğine Sahip Zorlayıcı Malzemeler
inglês | turco |
---|---|
materials | malzemeler |
high | yüksek |
metal | metal |
or | veya |
liquid | sıvı |
EN The new FX7500 Fixed RFID Reader introduces advanced RFID radio technology for faster, more accurate read rates and more consistent performance even in challenging environments
TR Yeni FX7500 sabit RFID Okuyucu daha yüksek, daha hatasız okuma hızları ve zorlu ortamlarda dahi daha tutarlı performans için gelişmiş RFID radyo teknolojisini sunuyor
inglês | turco |
---|---|
fixed | sabit |
rfid | rfid |
radio | radyo |
technology | teknolojisini |
performance | performans |
environments | ortamlarda |
consistent | tutarlı |
advanced | gelişmiş |
new | yeni |
reader | okuyucu |
read | ve |
for | için |
EN With no use case too challenging, MotionWorks Signature Service ensures your solution is deployed with the proper design, architecture, integration and user adoption
TR En zorlu kullanım durumları için bile kullanılabilecek, MotionWorks Özel Hizmeti, çözümünüzün uygun tasarım, mimari, entegrasyon ve kullanıcı benimsemesiyle konuşlandırılmasını sağlar
inglês | turco |
---|---|
ensures | sağlar |
integration | entegrasyon |
design | tasarım |
user | kullanıcı |
with | uygun |
architecture | mimari |
service | hizmeti |
use | kullanım |
and | ve |
EN Timely approvals, compliance certificates and ever-changing regulations make customs clearances a challenging business requirement
TR Zamanında alınması gereken onaylar, uyumluluk sertifikaları ve durmadan değişen yönetmelikler, gümrükleme işlemlerini zorlu bir iş gerekliliği haline getiriyor
inglês | turco |
---|---|
timely | zamanında |
compliance | uyumluluk |
business | iş |
and | ve |
a | bir |
certificates | sertifikaları |
make | haline |
EN Those who dream of endless manicured greens, challenging roughs and legendary courses will find golf is in our DNA
TR Uçsuz bucaksız bakımlı yeşil sahaları, zorlu engebeleri ve efsanevi sahaları hayal edenler golf’ün DNA’mızda olduğunu görecekler
inglês | turco |
---|---|
dream | hayal |
greens | yeşil |
legendary | efsanevi |
golf | golf |
is | olduğunu |
and | ve |
EN Those who dream of endless manicured greens, challenging roughs and legendary courses will find golf is in our DNA
TR Uçsuz bucaksız bakımlı yeşil sahaları, zorlu engebeleri ve efsanevi sahaları hayal edenler golf’ün DNA’mızda olduğunu görecekler
inglês | turco |
---|---|
dream | hayal |
greens | yeşil |
legendary | efsanevi |
golf | golf |
is | olduğunu |
and | ve |
EN In practice, it can also be challenging to monitor and maintain service levels within cross-border arrangements
TR Uygulamada, sınır ötesi yasal düzenlemeler nedeniyle; hizmet sürecinin takibi ve korunması zor olabilmektedir
inglês | turco |
---|---|
service | hizmet |
border | sınır |
and | ve |
to | nedeniyle |
Mostrando 50 de 50 traduções