EN Two-factor authentication (2FA) is a type of multi-factor authentication where a user provides something he/she knows with something he/she possesses
EN Two-factor authentication (2FA) is a type of multi-factor authentication where a user provides something he/she knows with something he/she possesses
TR İki faktörlü kimlik doğrulama (2FA), bir kullanıcının sahip olduğu bir şeyle bildiği bir şeyi sağladığı çok faktörlü kimlik doğrulama türüdür
inglês | turco |
---|---|
user | kullanıcı |
is | olduğu |
type | tür |
she | bir |
authentication | kimlik doğrulama |
EN The idea is that it is easier to make changes to something that already exists, than to develop something from scratch.
TR Buradaki fikir, zaten var olan bir şeyde değişiklik yapmanın, bir şeyi sıfırdan geliştirmekten daha kolay olması.
inglês | turco |
---|---|
idea | fikir |
from scratch | sıfırdan |
easier | daha kolay |
to | şeyi |
than | de |
is | olan |
the | zaten |
EN Stand out from the crowd with reproductions of your cutting-edge articles on high-quality paper that can be fully customised to appeal to niche audiences across every speciality. Benefit from associating your
TR En iyi makalelerinizin, her uzmanlık alanındaki niş kitlelere hitap edecek şekilde tam olarak kişiselleştirilebilir, yüksek kaliteli kağıt üzerindeki reprodüksiyonlarıyla öne çıkın. Markanızı dünyaca saygı duyulan
inglês | turco |
---|---|
paper | kağıt |
speciality | uzmanlık |
high | yüksek |
quality | kaliteli |
on | üzerindeki |
can | ne |
the | şekilde |
to | her |
EN Swift rose to mainstream prominence with her second studio album, "Fearless" (2008), a country pop record with crossover appeal
TR 13 yaşında bir plak şirketiyle anlaşan Swift, burasının "istediği yer olmaması" nedeniyle bu şirketten ayrılmıştır
inglês | turco |
---|---|
swift | swift |
second | bir |
EN Offering a variety of different asset classes will allow you to appeal to every kind of trader.
TR Farklı varlık sınıflarını sunmak tüm işlemcilere ulaşabilmenizi sağlayacaktır.
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
asset | varlık |
different | farklı |
to | tüm |
EN Have your clothing labels take the spotlight, giving your fashion brand a renewed appeal. Choose from a variety of fabrics and styles, and mark your preferred ones with your logo. This stunning pack is all yours to try!
TR Giysi etiketlerini öne çıkararak moda markanıza yeni bir cazibe kazandırın. Çeşitli kumaş ve stiller arasından seçiminizi yapın, beğendiğiniz mockup'a logonuzu basın. Bu çarpıcı paketi dilediğiniz gibi kullanın!
inglês | turco |
---|---|
pack | paketi |
stunning | çarpıcı |
fashion | moda |
this | bu |
take | ne |
ones | bir |
to | yapın |
from | arasından |
and | ve |
the | gibi |
EN Appeal to end-users who are technically proficient, value privacy and security and have a high disposable income.
TR Teknik bilgisi yeterli, gizliliğe ve güvenliğe değer veren ve harcanabilir geliri yüksek olan son kullanıcılara hitap eder.
inglês | turco |
---|---|
value | değer |
end | son |
users | kullanıcılara |
and | ve |
high | yüksek |
to | e |
a | olan |
security | güvenli |
EN TENCEL™ Luxe filaments exhibit a sleek surface area, giving fabrics a silky smooth handfeel and exquisite sensual appeal.
TR TENCEL™ Luxe filament iplikler pürüzsüz bir yüzey alanıyla kumaşlara ipeksi bir yumuşaklık ve zarif bir duygusal bir çekicilik katar.
EN Supremely smooth to the touch, fabrics containing TENCEL™ Luxe filaments drape beautifully while expanding the frontiers of aesthetic appeal with natural comfort
TR TENCEL™ Luxe filament ipliklerin zarif bir dökümlülük ve fevkalade yumuşak bir dokunuş kattığı kumaşlar, doğal konforuyla estetik çekiciliğin sınırlarını zorlar
EN Appeal to fast food lovers by creating a captivating logo in a few simple steps. Create a brand as addictive as the taste of fast food.
TR Fast food müdavimlerine hitap etmek için büyüleyici bir logoyu birkaç basit adımda oluşturun. Fast food lezzeti kadar bağımlılık yaratan bir marka inşa edin.
inglês | turco |
---|---|
simple | basit |
create | oluşturun |
brand | marka |
of | in |
a | birkaç |
EN Convey an aesthetic appeal to your images with gorgeous Floral Photo Gallery
TR Kayan Slayt Gösterileri fotoğraflarınızı şık bir kayma animasyonu ve minimalist metinlerle gösteren çok amaçlı harika bir projedir
inglês | turco |
---|---|
your | ve |
to | bir |
EN Stand out from the crowd with reproductions of your cutting-edge articles on high-quality paper that can be fully customised to appeal to niche audiences across every speciality. Benefit from associating your
TR En iyi makalelerinizin, her uzmanlık alanındaki niş kitlelere hitap edecek şekilde tam olarak kişiselleştirilebilir, yüksek kaliteli kağıt üzerindeki reprodüksiyonlarıyla öne çıkın. Markanızı dünyaca saygı duyulan
inglês | turco |
---|---|
paper | kağıt |
speciality | uzmanlık |
high | yüksek |
quality | kaliteli |
on | üzerindeki |
can | ne |
the | şekilde |
to | her |
EN German reunification: the motto of the peaceful revolution in 1989 was an appeal against division and in favour of non-violence.
TR Almanya’nın yeniden birleşmesi: 1989 barışçıl devriminin sloganı bölünmeye karşı ve şiddetsizlikten yanaydı.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
EN This initiative was launched in April 2020 with an appeal by Pascal Canfin, the Frenchman who chairs the Environment Committee in the European Parliament
TR Bu çağrı, Avrupa Parlamentosu Çevre Komisyonu Başkanı, Fransız vekil Pascal Canfin’in girişimiyle Nisan 2020’de başlatıldı
inglês | turco |
---|---|
april | nisan |
european | avrupa |
this | bu |
EN Swift rose to mainstream prominence with her second studio album, "Fearless" (2008), a country pop record with crossover appeal
TR 13 yaşında bir plak şirketiyle anlaşan Swift, burasının "istediği yer olmaması" nedeniyle bu şirketten ayrılmıştır
inglês | turco |
---|---|
swift | swift |
second | bir |
EN Offering a variety of different asset classes will allow you to appeal to every kind of trader.
TR Farklı varlık sınıflarını sunmak tüm işlemcilere ulaşabilmenizi sağlayacaktır.
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
asset | varlık |
different | farklı |
to | tüm |
EN Tap into the power of innovative package designs, openings, shapes, printing techniques and promotional ideas to boost consumer appeal
TR Müşteri beğenisini arttırma için yenilikçi paket tasarımlarının, kapakların, şekillerin, baskı tekniklerinin ve promosyon fikirlerinin gücünden faydalanın
inglês | turco |
---|---|
power | gücü |
innovative | yenilikçi |
package | paket |
promotional | promosyon |
printing | baskı |
and | ve |
of | in |
to | için |
designs | tasarımları |
EN To appeal to millennials, Al Rabie has launched its new sports drink Vitality C in our innovative holographic packaging material Tetra Pak Reflect.
TR Al Rabie, milenyum kuşağına yönelik olarak, yeni inovatif holografik ambalaj malzememiz olan Tetra Pak Reflect'te sunulan yeni sporcu içeceği Vitality C'yi piyasaya sürdü.
inglês | turco |
---|---|
al | al |
new | yeni |
innovative | inovatif |
packaging | ambalaj |
tetra | tetra |
pak | pak |
has | olan |
to | yönelik |
EN Where innovation meets affordability: Obour Land launches new spreadable processed cheese product with mass appeal
TR Yeniliğin uygun maliyetle buluştuğu yer: Obour Land, kitlesel çekiciliğe sahip yeni sürülebilir işlenmiş peynir ürününü piyasaya sürdü
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
cheese | peynir |
with | uygun |
land | yer |
EN That’s why it’s always a great idea to browse the library of ready-made gaming logos and customize the one that will appeal to your potential audience!
TR Bu yüzden, hazır oyun logosu kitaplığına göz atmak ve hedef kitlenize hitap edecek logoyu özelleştirmek çok iyi bir fikir.
inglês | turco |
---|---|
great | iyi |
idea | fikir |
will | edecek |
customize | özelleştirmek |
ready | hazır |
and | ve |
its | bu |
gaming | oyun |
EN Have your clothing labels take the spotlight with fashion branding mockups, giving your fashion brand a renewed appeal. Edit your preferred mockups with your logo.
TR Giysi etiketlerini öne çıkararak moda markanıza yeni bir cazibe kazandırın. Çeşitli kumaş ve stiller arasından seçiminizi yapın, beğendiğiniz mockup'a logonuzu basın. Bu çarpıcı paketi dilediğiniz gibi kullanın!
inglês | turco |
---|---|
fashion | moda |
your | ve |
have | bu |
take | ne |
a | bir |
the | gibi |
brand | e |
EN Find photos and graphics that appeal to your audience in the video ad maker to increase clicks and conversions.
TR Tıklamaları ve dönüşümleri artırmak için video reklam yapma programında hedef kitlenize hitap eden fotoğraflar ve grafikler bulun.
inglês | turco |
---|---|
find | bulun |
photos | fotoğraflar |
graphics | grafikler |
ad | reklam |
your audience | kitlenize |
video | video |
to | yapma |
in | için |
and | ve |
increase | artırmak |
EN If we deny your request in whole or in part, you may have the right to appeal the decision. In such circumstances, we will provide you with information regarding the appeals process.
TR Talebinizi tamamen veya kısmen reddedersek kararımıza itiraz etme hakkınız olabilir. Böyle durumlarda itiraz süreci hakkında sizi bilgilendireceğiz.
inglês | turco |
---|---|
decision | karar |
process | süreci |
the | etme |
to | hakkında |
or | veya |
right | hakkı |
EN If we deny your request in whole or in part, you may have the right to appeal the decision. In such circumstances, we will provide you with information regarding the appeals process.
TR Talebinizi tamamen veya kısmen reddedersek kararımıza itiraz etme hakkınız olabilir. Böyle durumlarda itiraz süreci hakkında sizi bilgilendireceğiz.
inglês | turco |
---|---|
decision | karar |
process | süreci |
the | etme |
to | hakkında |
or | veya |
right | hakkı |
EN If we deny your request in whole or in part, you may have the right to appeal the decision. In such circumstances, we will provide you with information regarding the appeals process.
TR Talebinizi tamamen veya kısmen reddedersek kararımıza itiraz etme hakkınız olabilir. Böyle durumlarda itiraz süreci hakkında sizi bilgilendireceğiz.
inglês | turco |
---|---|
decision | karar |
process | süreci |
the | etme |
to | hakkında |
or | veya |
right | hakkı |
EN If we deny your request in whole or in part, you may have the right to appeal the decision. In such circumstances, we will provide you with information regarding the appeals process.
TR Talebinizi tamamen veya kısmen reddedersek kararımıza itiraz etme hakkınız olabilir. Böyle durumlarda itiraz süreci hakkında sizi bilgilendireceğiz.
inglês | turco |
---|---|
decision | karar |
process | süreci |
the | etme |
to | hakkında |
or | veya |
right | hakkı |
EN If we deny your request in whole or in part, you may have the right to appeal the decision. In such circumstances, we will provide you with information regarding the appeals process.
TR Talebinizi tamamen veya kısmen reddedersek kararımıza itiraz etme hakkınız olabilir. Böyle durumlarda itiraz süreci hakkında sizi bilgilendireceğiz.
inglês | turco |
---|---|
decision | karar |
process | süreci |
the | etme |
to | hakkında |
or | veya |
right | hakkı |
EN If we deny your request in whole or in part, you may have the right to appeal the decision. In such circumstances, we will provide you with information regarding the appeals process.
TR Talebinizi tamamen veya kısmen reddedersek kararımıza itiraz etme hakkınız olabilir. Böyle durumlarda itiraz süreci hakkında sizi bilgilendireceğiz.
inglês | turco |
---|---|
decision | karar |
process | süreci |
the | etme |
to | hakkında |
or | veya |
right | hakkı |
EN If we deny your request in whole or in part, you may have the right to appeal the decision. In such circumstances, we will provide you with information regarding the appeals process.
TR Talebinizi tamamen veya kısmen reddedersek kararımıza itiraz etme hakkınız olabilir. Böyle durumlarda itiraz süreci hakkında sizi bilgilendireceğiz.
inglês | turco |
---|---|
decision | karar |
process | süreci |
the | etme |
to | hakkında |
or | veya |
right | hakkı |
EN If we deny your request in whole or in part, you may have the right to appeal the decision. In such circumstances, we will provide you with information regarding the appeals process.
TR Talebinizi tamamen veya kısmen reddedersek kararımıza itiraz etme hakkınız olabilir. Böyle durumlarda itiraz süreci hakkında sizi bilgilendireceğiz.
inglês | turco |
---|---|
decision | karar |
process | süreci |
the | etme |
to | hakkında |
or | veya |
right | hakkı |
EN If we deny your request in whole or in part, you may have the right to appeal the decision. In such circumstances, we will provide you with information regarding the appeals process.
TR Talebinizi tamamen veya kısmen reddedersek kararımıza itiraz etme hakkınız olabilir. Böyle durumlarda itiraz süreci hakkında sizi bilgilendireceğiz.
inglês | turco |
---|---|
decision | karar |
process | süreci |
the | etme |
to | hakkında |
or | veya |
right | hakkı |
EN If we deny your request in whole or in part, you may have the right to appeal the decision. In such circumstances, we will provide you with information regarding the appeals process.
TR Talebinizi tamamen veya kısmen reddedersek kararımıza itiraz etme hakkınız olabilir. Böyle durumlarda itiraz süreci hakkında sizi bilgilendireceğiz.
inglês | turco |
---|---|
decision | karar |
process | süreci |
the | etme |
to | hakkında |
or | veya |
right | hakkı |
EN If we deny your request in whole or in part, you may have the right to appeal the decision. In such circumstances, we will provide you with information regarding the appeals process.
TR Talebinizi tamamen veya kısmen reddedersek kararımıza itiraz etme hakkınız olabilir. Böyle durumlarda itiraz süreci hakkında sizi bilgilendireceğiz.
inglês | turco |
---|---|
decision | karar |
process | süreci |
the | etme |
to | hakkında |
or | veya |
right | hakkı |
EN If we deny your request in whole or in part, you may have the right to appeal the decision. In such circumstances, we will provide you with information regarding the appeals process.
TR Talebinizi tamamen veya kısmen reddedersek kararımıza itiraz etme hakkınız olabilir. Böyle durumlarda itiraz süreci hakkında sizi bilgilendireceğiz.
inglês | turco |
---|---|
decision | karar |
process | süreci |
the | etme |
to | hakkında |
or | veya |
right | hakkı |
EN If we deny your request in whole or in part, you may have the right to appeal the decision. In such circumstances, we will provide you with information regarding the appeals process.
TR Talebinizi tamamen veya kısmen reddedersek kararımıza itiraz etme hakkınız olabilir. Böyle durumlarda itiraz süreci hakkında sizi bilgilendireceğiz.
inglês | turco |
---|---|
decision | karar |
process | süreci |
the | etme |
to | hakkında |
or | veya |
right | hakkı |
EN DNS is a mission-critical component for any online business. Yet this component is often overlooked and forgotten, until something breaks.
TR DNS, tüm çevrim içi işletmeler için iş açısından kritik bir bileşendir. Yine de bu bileşen genellikle ikinci planda kalır ve bir şeyler bozulana kadar pek akla gelmez.
inglês | turco |
---|---|
dns | dns |
component | bileşen |
often | genellikle |
critical | kritik |
this | bu |
and | ve |
business | iş |
for | için |
a | bir |
EN CHORUS is piloting a number of new initiatives to extend its services to institutions. Research data is something that is also being considered at this moment - although currently, there are no formal pilots.
TR CHORUS kuruluşlara verdiği hizmetleri genişletmek için bir dizi yeni inisiyatife yol göstermektedir. Şu anda araştırma verileri de göz önünde bulundurulan bir şeydir - ancak halihazırda resmi bir deneme yoktur.
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
services | hizmetleri |
research | araştırma |
data | verileri |
formal | resmi |
chorus | chorus |
no | yoktur |
number | dizi |
a | bir |
at | de |
EN Showcase your opening to physicians in more than 80 different specialities who are actively searching for something new
TR Açık pozisyonunuzu aktif olarak yeni bir şeyler arayan 80'in üzerinde uzmanlık alanından doktora gösterin
inglês | turco |
---|---|
different | bir |
new | yeni bir |
EN Learn something new every week:
TR Her hafta yeni bir şey öğren:
inglês | turco |
---|---|
week | hafta |
every | her |
something | bir şey |
new | yeni bir |
EN Track website keyword rankings regularly, find out what of your actions led to growth and be the first to know when something critical happens.
TR Web sitesi anahtar kelime performansını düzenli olarak izleyin, büyümeye yol açan eylemleri tespit edin ve kritik bir şey olduğunda bundan ilk haberdar olan siz olun.
inglês | turco |
---|---|
actions | eylemleri |
critical | kritik |
when | olduğunda |
something | bir şey |
first | ilk |
regularly | düzenli olarak |
and | ve |
EN Get instant alerts when something critical happens to your website.
TR Web sitenize kritik bir şey olduğunda anında uyarı alın.
inglês | turco |
---|---|
instant | anında |
critical | kritik |
website | web |
get | alın |
when | olduğunda |
something | bir şey |
to | şey |
EN Scans your website daily for malware and other risks and will send you an alert if something malicious is detected. This acts as an “alarm system” but does not include remediation.
TR Web siteni günlük olarak kötü amaçlı yazılımlara ve diğer risklere karşı tarar ve kötü amaçlı bir şey tespit edilirse sana uyarı gönderir. Bu bir “alarm sistemi” olarak işler, ama düzeltmeyi içermez.
EN Track website SEO rankings regularly and find out what of your actions led to growth and be the first to know when something critical happens.
TR Web sitesi SEO sıralamasını düzenli olarak izleyin ve eylemlerinizin büyümeye neden olduğunu öğrenin ve kritik bir şeyin ne zaman gerçekleştiğini ilk bilen siz olun.
inglês | turco |
---|---|
seo | seo |
critical | kritik |
find out | öğrenin |
what | ne |
when | zaman |
first | ilk |
regularly | düzenli olarak |
and | ve |
EN Get tips on which pages improve the first to get more organic traffic and sales. Get email alerts when something dangerous happens with a website or valuable pages.
TR Daha fazla organik trafik ve satış elde etmek için ilk önce hangi sayfaların iyileştirileceğine ilişkin ipuçları alın. Web sitesinde veya önemli sayfalardan birinde tehlikeli bir şey olduğunda e-posta uyarıları alın.
inglês | turco |
---|---|
organic | organik |
traffic | trafik |
dangerous | tehlikeli |
sales | satış |
tips | ipuçları |
website | web |
when | olduğunda |
posta | |
and | ve |
something | bir şey |
first | ilk |
or | veya |
pages | sayfalar |
EN Start from audit and we will notify you when something critical will happens.
TR Denetimden başladığınızda, kritik bir şey olduğunda sizi bilgilendireceğiz.
inglês | turco |
---|---|
critical | kritik |
when | olduğunda |
and | bir |
something | bir şey |
from | sizi |
EN The channel audit tool is something that I love because it literally puts all of your key information in one place.
TR Kanal denetim özelliği gerçekten çok sevdiğim bir şey çünkü kelimenin tam anlamıyla tüm can alıcı bilgileri tek bir yerde bulmanıza yardımcı oluyor.
inglês | turco |
---|---|
channel | kanal |
audit | denetim |
information | bilgileri |
place | yerde |
something | bir şey |
all | tüm |
that | tam |
because | çünkü |
EN Brands make cool stuff, but when you want the real scoop on something, you ask your friends ? or a friendly stranger ? through Reevoo.
TR Markalar güzel şeyler yaparlar, ancak bir şeyin doğrusunu öğrenmek istediğiniz zaman, arkadaşlarınıza ya da Reevoo aracılığıyla dost canlısı bir yabancıya sorarsınız.
inglês | turco |
---|---|
brands | markalar |
friends | arkadaşlar |
friendly | güzel |
when | zaman |
you want | istediğiniz |
something | ya |
make | da |
through | aracılığıyla |
a | bir |
EN Just like YouTube recommends search query as you type something out in their search bar, when you type out keyword tags on the video upload/editor page, vidIQ will suggest ideal keywords too.
TR YouTube’un, arama çubuğuna bir şey yazdığınzda arama önerdiği gibi, video yükleme/düzenleyici sayfasına da anahtar kelime etiketleri yazdığınızda, vidIQ da ideal anahtar kelimeleri önerir.
inglês | turco |
---|---|
tags | etiketleri |
upload | yükleme |
editor | düzenleyici |
ideal | ideal |
vidiq | vidiq |
search | arama |
video | video |
page | sayfası |
in | da |
something | bir şey |
when | şey |
EN As health and wellbeing go hand in hand, we invite you to discover something truly Swiss: Vitality.
TR Sağlık ve zindelik birbirinden ayrılamaz olduğu için sizi gerçekten İsviçre'ye ait bir şeyler keşfetmeye davet ediyoruz: Zindelik.
inglês | turco |
---|---|
hand | sağ |
invite | davet |
truly | gerçekten |
health | sağlık |
and | ve |
vitality | zindelik |
to | için |
EN Sorry, something has gone wrong. Please try again.
TR Üzgünüz, bir sorun oluştu. Lütfen tekrar deneyin.
inglês | turco |
---|---|
please | lütfen |
try | deneyin |
again | tekrar |
something | bir |
Mostrando 50 de 50 traduções