EN These could be hard days. But looking back, I can see that there has never been a single instance in which prioritizing recovery made things worse. Every single time, things got better.
"single instance" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN These could be hard days. But looking back, I can see that there has never been a single instance in which prioritizing recovery made things worse. Every single time, things got better.
TR Bunlar zor günler olabilir. Ancak geriye dönüp baktığımda, iyileşmeye öncelik vermenin işleri daha da kötüleştirdiği tek bir örnek olmadığını görebiliyorum. Her seferinde işler daha iyiye gitti.
inglês | turco |
---|---|
hard | zor |
days | günler |
time | seferinde |
in | da |
be | olabilir |
but | ancak |
there | daha |
a | bir |
every | her |
EN Spot Instance prices are set by Amazon EC2 and adjust gradually based on long-term trends in supply and demand for Spot Instance capacity
TR Spot Bulut Sunucusu fiyatları Amazon EC2 tarafından belirlenir ve Spot Bulut Sunucusu kapasitesine yönelik uzun vadeli arz ve talep eğilimlerine göre kademeli olarak güncellenir
inglês | turco |
---|---|
amazon | amazon |
supply | arz |
demand | talep |
spot | spot |
long | uzun |
term | vadeli |
prices | fiyatları |
and | ve |
for | yönelik |
EN To find the right instance for your workload, visit the EC2 instance types page
TR İş yükünüz açısından doğru bulut sunucusunu bulmak için EC2 bulut sunucusu tipleri sayfasını ziyaret edin
inglês | turco |
---|---|
types | tipleri |
page | sayfası |
visit | ziyaret |
EN Select the EC2 instance, choose "Actions", select "Instance State", and "Terminate".
TR EC2 bulut sunucusunu seçip "Actions" (Eylemler), "Instance State" (Bulut Sunucusu Durumu) ve "Terminate" (Sonlandır) yolunu izleyin.
inglês | turco |
---|---|
select | seç |
actions | eylemler |
state | durumu |
and | ve |
EN DevOps can archive logs from an IBM Log Analysis instance. The logs are archived into a bucket in an IBM Cloud Object Storage instance.
TR DevOps, IBM Log Analysis eşgörünümünden gelen log'ları arşivleyebilir. Log'lar, IBM Cloud Object Storage eşgörünümündeki bir saklama alanına arşivlenir.
inglês | turco |
---|---|
ibm | ibm |
cloud | cloud |
storage | saklama |
log | log |
a | bir |
the | gelen |
EN The best education website templates provide interesting features such as service, project, team, single service, single project, single team, information and contacts, and reviews
TR En iyi eğitim web sitesi şablonları, hizmet, proje, ekip, tek hizmet, tek proje, tek ekip, bilgi ve kişiler ve incelemeler gibi ilginç özellikler sunar
inglês | turco |
---|---|
provide | sunar |
project | proje |
reviews | incelemeler |
templates | şablonları |
interesting | ilginç |
features | özellikler |
service | hizmet |
team | ekip |
information | bilgi |
and | ve |
education | eğitim |
best | en |
EN A single page business plan is just as it sounds: a summary of business objectives displayed on a single page.
TR Veli Toplantısı Davetiyesini istediğiniz zamana, yere ve konuya göre özelleştirebilir, PDF olarak çıktısını alarak ya da e-mail yoluyla istediğiniz kişilerle paylaşabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
single | ya |
as | göre |
of | olarak |
on | alarak |
EN Achieve complete solutions with a single code and from a single supplier
TR Tek bir kodla ve tek bir tedarikçiden eksiksiz çözüm sunar
inglês | turco |
---|---|
complete | eksiksiz |
solutions | çözüm |
and | ve |
a | bir |
EN Ask more targeted questions, such as asking a single question in a single field :-)
TR Tek bir soruda tek bir soru sormak gibi daha hedefe yönelik olun :-)
inglês | turco |
---|---|
ask | sormak |
more | daha |
in | yönelik |
as | gibi |
a | bir |
EN SAN SS is the SSL certificate you can use on multiple websites. You can verify all the domains you manage with a single certificate and manage them from a single point.
TR SAN SSL; çoklu web sitesinde kullanabileceğiniz SSL sertifikasıdır. Yönettiğiniz tüm domainleri tek bir sertifika ile doğrulayabilir, tek bir noktadan yönetebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
san | san |
ssl | ssl |
websites | web |
domains | domainleri |
all | tüm |
certificate | sertifikası |
with | ile |
EN SAN SS is the SSL certificate you can use on multiple websites. You can verify all the domains you manage with a single certificate and manage them from a single point.
TR SAN SSL; çoklu web sitesinde kullanabileceğiniz SSL sertifikasıdır. Yönettiğiniz tüm domainleri tek bir sertifika ile doğrulayabilir, tek bir noktadan yönetebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
san | san |
ssl | ssl |
websites | web |
domains | domainleri |
all | tüm |
certificate | sertifikası |
with | ile |
EN 10. Any consecutive stays (check-out and check-in same day) in the same hotel, will be considered as a single stay. This single stay will be eligible once on the [
TR 10. Aynı otelde art arda gerçekleştirilen konaklamalar (aynı gün giriş ve çıkış) tek konaklama olarak kabul edilir. Bu tek konaklamaya [
inglês | turco |
---|---|
out | çıkış |
this | bu |
and | ve |
stays | konaklama |
the | aynı |
day | gün |
EN There are 15 different types of animations you can add to a single element, but we recommend you stick to just two or three in a single design.
TR Tek bir öğeye ekleyebileceğiniz 15 farklı türde animasyon vardır, ancak tek bir tasarımda yalnızca iki veya üç taneye bağlı kalmanızı öneririz.
inglês | turco |
---|---|
we recommend | öneririz |
or | veya |
different | farklı |
but | ancak |
two | iki |
EN Single digit odd numbers from range(): 1 3 5 7 9 Single digit odd numbers from xrange(): 1 3 5 7 9
TR range() içindeki bir haneli tek sayılar: 1 3 5 7 9 xrange() içindeki bir haneli tek sayılar: 1 3 5 7 9
inglês | turco |
---|---|
single | tek |
numbers | bir |
EN Ask more targeted questions, such as asking a single question in a single field :-)
TR Tek bir soruda tek bir soru sormak gibi daha hedefe yönelik olun :-)
inglês | turco |
---|---|
ask | sormak |
more | daha |
in | yönelik |
as | gibi |
a | bir |
EN Single offering stocks: Single and ready to mingle
TR Tek arz stokları: Tek ve karışmaya hazır
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
ready | hazır |
to | tek |
EN Single offering stocks: Single and ready to mingle
TR Tek arz stokları: Tek ve karışmaya hazır
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
ready | hazır |
to | tek |
EN Single offering stocks: Single and ready to mingle
TR Tek arz stokları: Tek ve karışmaya hazır
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
ready | hazır |
to | tek |
EN Single offering stocks: Single and ready to mingle
TR Tek arz stokları: Tek ve karışmaya hazır
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
ready | hazır |
to | tek |
EN Single offering stocks: Single and ready to mingle
TR Tek arz stokları: Tek ve karışmaya hazır
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
ready | hazır |
to | tek |
EN Single offering stocks: Single and ready to mingle
TR Tek arz stokları: Tek ve karışmaya hazır
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
ready | hazır |
to | tek |
EN Single offering stocks: Single and ready to mingle
TR Tek arz stokları: Tek ve karışmaya hazır
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
ready | hazır |
to | tek |
EN Single offering stocks: Single and ready to mingle
TR Tek arz stokları: Tek ve karışmaya hazır
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
ready | hazır |
to | tek |
EN Single offering stocks: Single and ready to mingle
TR Tek arz stokları: Tek ve karışmaya hazır
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
ready | hazır |
to | tek |
EN Single offering stocks: Single and ready to mingle
TR Tek arz stokları: Tek ve karışmaya hazır
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
ready | hazır |
to | tek |
EN Single offering stocks: Single and ready to mingle
TR Tek arz stokları: Tek ve karışmaya hazır
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
ready | hazır |
to | tek |
EN Yes, you can purchase multiple single app membership plans under a single email address, as long as they are for different applications.
TR Evet, farklı uygulamalara yönelik oldukları sürece tek bir e-posta adresi dahilinde birden fazla tek uygulama üyeliği planı satın alabilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
purchase | satın |
address | adresi |
as long as | sürece |
yes | evet |
posta | |
app | uygulama |
for | yönelik |
are | birden |
different | farklı |
EN 1 x Single bed(s) and 1 x Single bed(s)
TR 1 x Tek kişilik yataklar ve 1 x Tek kişilik yataklar
inglês | turco |
---|---|
x | x |
single | tek |
and | ve |
EN All of our clients are growing after we use the platform. For instance, our client Hospital Amazônia had a growth of more than 13.500 impressions from March to September.
TR Platformu kullanmaya başlamamızla beraber tüm müşterilerimiz büyümeye başladı. Örneğin, müşterimiz olan Hospital Amazônia, Mart'tan Eylül'e kadar 13.500'den fazla gösterim artışı elde etti.
inglês | turco |
---|---|
platform | platformu |
our clients | müşterilerimiz |
use | kullanmaya |
of | in |
all | tüm |
more | fazla |
a | olan |
EN This is used so that we can see total figures on which types of content users enjoy most, for instance.
TR Bunların sayesinde kullanıcılarımızın ne tür içeriklerden daha çok hoşlandıklarını saptayabilir ve kullanıcımı deneyimini zenginleştirebiliriz.
inglês | turco |
---|---|
types | tür |
which | ve |
users | kullanıcılar |
of | sayesinde |
EN For instance, the speaker drivers on Arctis Pro are premium hi-res capable with an even better soundscape
TR Örneğin, Arctis Pro’daki hoparlör sürücüleri çok daha iyi bir ses düzeniyle donatılmış seçkin yüksek çözünürlük sunar
inglês | turco |
---|---|
speaker | hoparlör |
arctis | arctis |
even | bir |
better | daha iyi |
on | yüksek |
EN Monitor your website services live. Be alerted, and automatically alert your end-users when something breaks on your website, for instance your website is not reachable or returns an HTTP error.
TR Web sitesi hizmetlerinizi canlı olarak izleyin. Uyarı alın ve web sitenizde bir şey bozulduğunda, örneğin web sitenize erişilemediğinde veya bir HTTP hatası döndürdüğünde son kullanıcılarınızı otomatik olarak uyarın.
inglês | turco |
---|---|
http | http |
live | canlı |
monitor | izleyin |
your website | sitenizde |
end | son |
or | veya |
something | bir şey |
automatically | otomatik olarak |
and | ve |
be | örneğin |
EN Amazon EC2 offers flexibility, with a wide range of instance types and the option to customize the operating system, network and security settings, and the entire software stack, allowing you to easily move existing applications to the cloud
TR Amazon EC2, farklı bulut sunucusu tiplerinin yanı sıra işletim sistemi, ağ ve güvenlik ayarlarını özelleştirme seçeneğiyle birlikte var olan uygulamaları buluta kolayca taşımanızı sağlayan tam bir yazılım yığını ile esneklik sunar
inglês | turco |
---|---|
amazon | amazon |
flexibility | esneklik |
security | güvenlik |
easily | kolayca |
cloud | bulut |
to the cloud | buluta |
offers | sunar |
software | yazılım |
system | sistemi |
and | ve |
settings | ayarlarını |
applications | uygulamalar |
EN To improve performance, AWS Lambda may choose to retain an instance of your function and reuse it to serve a subsequent request, rather than creating a new copy
TR AWS Lambda, performansı artırmak için yeni bir kopya oluşturmak yerine işlevinizin bulunduğu bulut sunucusunu tutarak daha sonra yapılan bir isteği yanıtlamak için yeniden kullanabilir
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
request | isteği |
creating | oluşturmak |
of | in |
a | bir |
new | yeni bir |
to | için |
improve | daha |
EN These instances deliver up to one petaflop of mixed-precision performance per instance to significantly accelerate machine learning and high performance computing applications
TR Bu bulut sunucuları makine öğrenimi ve yüksek performanslı bilişim uygulamalarını önemli ölçüde hızlandırmak için bulut sunucusu başına bir petaflopa kadar karma hassas performans sunar
inglês | turco |
---|---|
performance | performans |
accelerate | hızlandırmak |
machine | makine |
precision | hassas |
these | bu |
high | yüksek |
and | ve |
learning | öğrenimi |
of | in |
applications | uygulamalar |
EN Spot Instances take advantage of unused EC2 instance capacity and can lower your Amazon EC2 costs significantly for up to a 70% discount from On-Demand prices.
TR Spot Bulut Sunucuları, kullanılmayan EC2 bulut sunucusu kapasitesinden yararlanır ve Amazon EC2 maliyetlerinizi, İstek Üzerine fiyatlarından %70'e varan oranda düşürür.
inglês | turco |
---|---|
amazon | amazon |
spot | spot |
prices | fiyatları |
and | ve |
EN New faster, more powerful and larger instance size optimized for distributed machine learning and high performance computing
TR Dağıtılmış makine öğrenimi ve yüksek performanslı bilgi işlem için optimize edilmiş yeni, daha hızlı, daha güçlü ve daha büyük bulut sunucusu boyutu
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
machine | makine |
computing | işlem |
distributed | dağıtılmış |
powerful | güçlü |
size | boyutu |
and | ve |
optimized | optimize |
high | yüksek |
faster | hızlı |
more | daha |
learning | öğrenimi |
for | için |
EN Reserved Instances provide you with a significant discount (up to 75%) compared to On-Demand Instance pricing
TR Rezerve Edilmiş Bulut Sunucuları, İstek Üzerine Bulut Sunucusu fiyatlandırmasına kıyasla önemli oranda indirim (%75'e kadar) sunar
inglês | turco |
---|---|
provide | sunar |
discount | indirim |
compared | kıyasla |
significant | önemli |
to | kadar |
EN Run distributed ML applications faster with a purpose-built, low-latency, and low-jitter channels for inter-instance communications
TR Bulut sunucuları arası iletişimlere yönelik amaca özel geliştirilmiş, düşük gecikmeli ve düşük sapmalı kanallar ile dağıtılmış makine öğrenimi uygulamalarını daha hızlı çalıştırın
inglês | turco |
---|---|
channels | kanallar |
purpose | amaca |
low | düşük |
distributed | dağıtılmış |
faster | hızlı |
run | çalıştırın |
and | ve |
applications | uygulamalar |
with | ile |
a | özel |
EN Pay only for the database resources you consume, on a per-second basis. You don't pay for the database instance unless it's actually running.
TR Yalnızca kullandığınız veritabanı kaynakları için saniye bazında ödeme yapın. Gerçekten çalışmayan veritabanı bulut sunucuları için ödeme yapmazsınız.
inglês | turco |
---|---|
actually | gerçekten |
database | veritabanı |
resources | kaynakları |
its | in |
for | için |
only | yalnızca |
a | ödeme |
EN The only instance where the Code might “expire” is when the link is changed or deleted, rendering it unscannable
TR Kodun "süresinin dolabileceği" tek durum, bağlantının değiştirilmesi veya silinmesi sonucunda taranamaz hale gelmesidir
inglês | turco |
---|---|
link | bağlantının |
or | veya |
EN For instance, you can use free tools like image resizer and video to gif converter to cut stock images into creative gifs
TR Örneğin, stok görüntüleri yaratıcı giflere dönüştürmek için görüntü yeniden boyutlandırıcı ve videodan gif'e dönüştürücü gibi ücretsiz araçları kullanabilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
stock | stok |
creative | yaratıcı |
free | ücretsiz |
tools | araçları |
you can use | kullanabilirsiniz |
image | görüntü |
and | ve |
images | görüntüleri |
EN We carry on supporting the network, for instance by organizing background talks with colleagues from different countries
TR Biz, örneğin, farklı ülkelerden meslektaşlarımızla arka plan bilgilerine ilişkin görüşmeler organize etmek suretiyle iletişim ağı oluşmasına katkıda bulunmayı sürdürüyoruz
inglês | turco |
---|---|
background | arka plan |
different | farklı |
network | ağı |
by | suretiyle |
we | biz |
EN For instance, territory and performance obligations under exclusive distribution agreements
TR Bir örnek verilmesi gerekirse; “münhasır distribütörlük sözleşmeleri kapsamındaki bölgeye ilişkin hususlar ve ifa yükümlülüklerinin düzenlenmesi” söylenebilir
inglês | turco |
---|---|
agreements | sözleşmeleri |
and | ve |
EN For instance, representing clients involved in disputes about boundary lines, crop drift, productivity and water use.
TR Sınır hatları, mahsul sürüklemesi, üretim ve su kullanımı hakkındaki uyuşmazlıklarda müvekkillerin temsil edilmesi bu kapsamda örnek olarak verilebilir.
inglês | turco |
---|---|
clients | müvekkillerin |
water | su |
and | ve |
about | hakkındaki |
lines | olarak |
use | kullanımı |
in | örnek |
EN For instance, advising on registering and commercialising seed or plant varieties, as well as dealing with geographical indicators, or counterfeiting of seeds, fertilizers and soils.
TR Tohum ve bitki çeşitlerine yönelik fikri mülkiyet haklarını tescil etmek ve ticarileştirmek, coğrafi işaretlerle, tohum, gübre ve toprak taklitçiliği ile mücadele etmek bu alandaki çalışmalara örnek olarak verilebilir.
inglês | turco |
---|---|
plant | bitki |
geographical | coğrafi |
and | ve |
EN For instance, advising on all aspects of patents, industrial designs and licensing as these impact chemicals, nanotechnology and other material sciences
TR Bu destek için bir örnek vermek gerekirse; kimyasallar, nanoteknoloji ve diğer malzeme bilimleri kapsamında patent, endüstriyel tasarım ve lisanslama konuları hakkındaki danışmanlıktan söz edilebilir
inglês | turco |
---|---|
industrial | endüstriyel |
designs | tasarım |
licensing | lisanslama |
other | diğer |
material | malzeme |
sciences | bilimleri |
and | ve |
these | bu |
for | için |
of | in |
EN For instance, representing clients involved in disputes about real estate and leasing for school buildings, international debt collections, or disciplinary processes.
TR Okul binalarının yapımı ve kiralanması, uluslararası alacak tahsilleri veya disiplin süreçleri hakkındaki uyuşmazlıklarda müvekkilleri temsil etmek bu alandaki çalışmaların örneklerindendir.
inglês | turco |
---|---|
school | okul |
or | veya |
processes | süreçleri |
international | uluslararası |
about | hakkındaki |
and | ve |
buildings | binalar |
EN For instance, copyright or trademark infringement, as well as software and unfair competition issues which arise from educational methods or apps.
TR Telif hakları ve marka ihlalleri, eğitim yöntemleri ve uygulamalarından doğan yazılım ve haksız rekabet konuları bu alandaki çalışmaların örnekleridir.
inglês | turco |
---|---|
copyright | telif |
trademark | marka |
competition | rekabet |
issues | konular |
educational | eğitim |
methods | yöntemleri |
software | yazılım |
and | ve |
apps | uygulamaları |
EN For instance, representing clients involved in disputes about distribution agreements, labelling and nutrition claims, ingredient descriptions, or other contractual and consumer issues.
TR Dağıtım anlaşmaları, etiketleme ve beslenme beyanları, içerik beyanları veya diğer sözleşmesel tüketici konuları hakkındaki uyuşmazlıklarda müvekkillerin temsil edilmesi, bu kapsamdaki çalışmaların örnekleridir.
inglês | turco |
---|---|
clients | müvekkillerin |
distribution | dağıtım |
labelling | etiketleme |
nutrition | beslenme |
or | veya |
other | diğer |
consumer | tüketici |
issues | konular |
about | hakkındaki |
in | da |
and | ve |
Mostrando 50 de 50 traduções