EN Nursing assistant (f / m / d) full-time and part-time in Frankfurt am Main
"part time in bad" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN Nursing assistant (f / m / d) full-time and part-time in Frankfurt am Main
TR Hemşirelik asistanı (f / m / d) Frankfurt am Main'de tam zamanlı ve yarı zamanlı
inglês | turco |
---|---|
nursing | hemşirelik |
m | m |
frankfurt | frankfurt |
full | tam |
time | zamanlı |
and | ve |
EN Nursing assistant (f / m / d) full-time and part-time in Bad Nauheim
TR Bad Nauheim'da hemşire yardımcısı (f / m / d) tam zamanlı ve yarı zamanlı
inglês | turco |
---|---|
m | m |
bad | bad |
full | tam |
time | zamanlı |
and | ve |
EN Nursing assistant (f / m / d) full-time and part-time in Friedberg
TR Hemşirelik asistanı (f/m/d) Friedberg'de tam zamanlı ve yarı zamanlı
inglês | turco |
---|---|
nursing | hemşirelik |
m | m |
full | tam |
time | zamanlı |
and | ve |
EN Nursing assistant (f / m / d) full-time and part-time in Bad Homburg
TR Bad Homburg'da hemşire yardımcısı (f / m / d) tam zamanlı ve yarı zamanlı
inglês | turco |
---|---|
m | m |
bad | bad |
full | tam |
time | zamanlı |
and | ve |
EN Nursing assistant (f / m / d) full-time and part-time in Giessen
TR Giessen'de hemşire yardımcısı (f / m / d) tam zamanlı ve yarı zamanlı
inglês | turco |
---|---|
m | m |
full | tam |
time | zamanlı |
and | ve |
EN Nursing assistant (f/m/d) full-time and part-time in Bad Nauheim
TR Hemşire yardımcısı (f/m/d) tam zamanlı ve yarı zamanlı Bad Nauheim'da
inglês | turco |
---|---|
m | m |
full | tam |
time | zamanlı |
bad | bad |
and | ve |
EN full-time and part-time with a scope of employment of 100% (40h), 87.5% (35h), 75% (30h) and 50% (20h).
TR bir istihdam kapsamı ile tam zamanlı ve yarı zamanlı %100 (40 saat), %87,5 (35 saat), %75 (30 saat) ve %50 (20 saat).
inglês | turco |
---|---|
scope | kapsam |
employment | istihdam |
full | tam |
and | ve |
time | zamanlı |
with | ile |
EN Nursing assistant (f/m/d) full-time and part-time in Frankfurt am Main
TR Hemşire yardımcısı (f/m/d) tam zamanlı ve yarı zamanlı Frankfurt am Main'de
inglês | turco |
---|---|
m | m |
frankfurt | frankfurt |
full | tam |
time | zamanlı |
and | ve |
EN Nursing assistant (f/m/d) full-time and part-time in Bad Homburg
TR Hemşire yardımcısı (f/m/d) tam zamanlı ve yarı zamanlı Bad Homburg'da
inglês | turco |
---|---|
m | m |
full | tam |
time | zamanlı |
bad | bad |
and | ve |
EN Nursing assistant (f/m/d) full-time and part-time in Friedberg
TR Hemşire yardımcısı (f/m/d) tam zamanlı ve yarı zamanlı Friedberg'de
inglês | turco |
---|---|
m | m |
full | tam |
time | zamanlı |
and | ve |
EN Starting a business with Amway is a low-cost and low-risk way to earn extra money for that extra thing you want, part-time or full-time - you decide
TR Amway ile iş kurmak ekstra para kazanmak için düşük maliyetli ve düşük yatırımlı bir yöntemdir ve istediğiniz bu ekstra şey için yarı zamanlı mı, yoksa tam zamanlı mı çalışacağınıza siz karar verirsiniz
inglês | turco |
---|---|
amway | amway |
extra | ekstra |
low | düşük |
cost | maliyetli |
you want | istediğiniz |
time | zamanlı |
or | yoksa |
and | ve |
decide | karar |
full | tam |
a | bir |
EN Many people start with part-time work and later switch to full time when their business is growing.
TR Birçok kişi yarı zamanlı çalışma ile başlar ve daha sonra işleri büyürken tam zamanlı çalışmaya geçer.
inglês | turco |
---|---|
people | kişi |
full | tam |
time | zamanlı |
later | daha sonra |
many | çok |
and | ve |
business | iş |
to | sonra |
with | ile |
EN Nursing assistant (f / m / d) full-time and part-time in Frankfurt am Main
TR Hemşirelik asistanı (f / m / d) Frankfurt am Main'de tam zamanlı ve yarı zamanlı
inglês | turco |
---|---|
nursing | hemşirelik |
m | m |
frankfurt | frankfurt |
full | tam |
time | zamanlı |
and | ve |
EN Nursing assistant (f / m / d) full-time and part-time in Bad Nauheim
TR Bad Nauheim'da hemşire yardımcısı (f / m / d) tam zamanlı ve yarı zamanlı
inglês | turco |
---|---|
m | m |
bad | bad |
full | tam |
time | zamanlı |
and | ve |
EN Nursing assistant (f / m / d) full-time and part-time in Friedberg
TR Hemşirelik asistanı (f/m/d) Friedberg'de tam zamanlı ve yarı zamanlı
inglês | turco |
---|---|
nursing | hemşirelik |
m | m |
full | tam |
time | zamanlı |
and | ve |
EN Nursing assistant (f / m / d) full-time and part-time in Bad Homburg
TR Bad Homburg'da hemşire yardımcısı (f / m / d) tam zamanlı ve yarı zamanlı
inglês | turco |
---|---|
m | m |
bad | bad |
full | tam |
time | zamanlı |
and | ve |
EN Nursing assistant (f / m / d) full-time and part-time in Giessen
TR Giessen'de hemşire yardımcısı (f / m / d) tam zamanlı ve yarı zamanlı
inglês | turco |
---|---|
m | m |
full | tam |
time | zamanlı |
and | ve |
EN Nursing assistant (f/m/d) full-time and part-time in Frankfurt am Main
TR Hemşire yardımcısı (f/m/d) tam zamanlı ve yarı zamanlı Frankfurt am Main'de
inglês | turco |
---|---|
m | m |
frankfurt | frankfurt |
full | tam |
time | zamanlı |
and | ve |
EN full-time and part-time with a scope of employment of 100% (40h), 87.5% (35h), 75% (30h) and 50% (20h).
TR bir istihdam kapsamı ile tam zamanlı ve yarı zamanlı %100 (40 saat), %87,5 (35 saat), %75 (30 saat) ve %50 (20 saat).
inglês | turco |
---|---|
scope | kapsam |
employment | istihdam |
full | tam |
and | ve |
time | zamanlı |
with | ile |
EN Nursing assistant (f/m/d) full-time and part-time in Bad Nauheim
TR Hemşire yardımcısı (f/m/d) tam zamanlı ve yarı zamanlı Bad Nauheim'da
inglês | turco |
---|---|
m | m |
full | tam |
time | zamanlı |
bad | bad |
and | ve |
EN Nursing assistant (f/m/d) full-time and part-time in Bad Homburg
TR Hemşire yardımcısı (f/m/d) tam zamanlı ve yarı zamanlı Bad Homburg'da
inglês | turco |
---|---|
m | m |
full | tam |
time | zamanlı |
bad | bad |
and | ve |
EN Nursing assistant (f/m/d) full-time and part-time in Friedberg
TR Hemşire yardımcısı (f/m/d) tam zamanlı ve yarı zamanlı Friedberg'de
inglês | turco |
---|---|
m | m |
full | tam |
time | zamanlı |
and | ve |
EN Communicate with your customers, suppliers and internal stakeholders to get your part manufactured on time, the first time.
TR Parçanızın ilk kez zamanında üretilmesi için müşterilerle, tedarikçilerle ve dahili paydaşlarla iletişim kurun.
inglês | turco |
---|---|
communicate | iletişim |
on time | zamanında |
internal | dahili |
time | zaman |
to | için |
first | ilk |
and | ve |
EN Communicate with your customers, suppliers and internal stakeholders to get your part manufactured on time, the first time.
TR Parçanızın ilk kez zamanında üretilmesi için müşterilerle, tedarikçilerle ve dahili paydaşlarla iletişim kurun.
inglês | turco |
---|---|
communicate | iletişim |
on time | zamanında |
internal | dahili |
time | zaman |
to | için |
first | ilk |
and | ve |
EN Teach in any capacity: full-time, part-time, or just occasionally.
TR Herhangi bir kapasitede öğretin: tam zamanlı, yarı-zamanlı, ya da sadece arada bir.
inglês | turco |
---|---|
time | zamanlı |
full | tam |
in | da |
just | sadece |
any | herhangi |
EN The lower part of the two-part bench (lower cavea) and the ground floor of the stage building were seized intact
TR İki bölümlü oturma sıralarının alt bölümü (alt kavea) ve sahne binasının alt katı sağlam olarak ele geçti
inglês | turco |
---|---|
lower | alt |
floor | kat |
stage | sahne |
and | ve |
the | olarak |
EN Just type in the former Weatherhead and Aeroquip part numbers or competitive products to find the new Eaton-branded part number.
TR Yeni Eaton markalı parça numarasını bulmak için eski Weatherhead ve Aeroquip parça numaralarını veya diğer denk ürünleri yazmanız yeterli.
inglês | turco |
---|---|
former | eski |
eaton | eaton |
branded | markalı |
and | ve |
new | yeni |
number | numarası |
or | veya |
products | ürünleri |
to | için |
EN The lower part of the two-part bench (lower cavea) and the ground floor of the stage building were seized intact
TR İki bölümlü oturma sıralarının alt bölümü (alt kavea) ve sahne binasının alt katı sağlam olarak ele geçti
inglês | turco |
---|---|
lower | alt |
floor | kat |
stage | sahne |
and | ve |
the | olarak |
EN He shares the island of Hispaniola in the eastern part of Cuba with the Dominican Republic and is located in the western part of the island
TR Küba’nın doğusunda yer alan Hispaniola adasını Dominik Cumhuriyeti ile paylaşır ve adanın batı kısımdadır
inglês | turco |
---|---|
republic | cumhuriyeti |
western | batı |
and | ve |
island | adası |
with | ile |
EN Besides being part of the Renault–Nissan–Mitsubishi Alliance, it is also a part of Mitsubishi keiretsu, formerly the biggest industrial group in Japan
TR Renault – Nissan – Mitsubishi Alliance'ın bir parçası olmasının yanı sıra, daha önce Japonya'nın en büyük sanayi grubu olan Mitsubishi keiretsu'nun da bir parçası
EN The traditional thermoplastic injection moulding process can be modified to include processes that help to enhance part quality and part design flexibility. Below are some examples:
TR Geleneksel termoplastik enjeksiyon süreci, parça kalitesi ve parça tasarım esnekliğini geliştirmeye yardımcı olan süreçleri içerecek şekilde değiştirilebilir. Aşağıda bazı örnekler verilmiştir:
inglês | turco |
---|---|
traditional | geleneksel |
injection | enjeksiyon |
quality | kalitesi |
design | tasarım |
flexibility | esnekliğini |
help | yardımcı |
examples | örnekler |
process | süreci |
processes | süreçleri |
below | aşağıda |
and | ve |
the | şekilde |
some | bazı |
EN The traditional thermoplastic injection moulding process can be modified to include processes that help to enhance part quality and part design flexibility. Below are some examples:
TR Geleneksel termoplastik enjeksiyon süreci, parça kalitesi ve parça tasarım esnekliğini geliştirmeye yardımcı olan süreçleri içerecek şekilde değiştirilebilir. Aşağıda bazı örnekler verilmiştir:
inglês | turco |
---|---|
traditional | geleneksel |
injection | enjeksiyon |
quality | kalitesi |
design | tasarım |
flexibility | esnekliğini |
help | yardımcı |
examples | örnekler |
process | süreci |
processes | süreçleri |
below | aşağıda |
and | ve |
the | şekilde |
some | bazı |
EN The traditional thermoplastic injection moulding process can be modified to include processes that help to enhance part quality and part design flexibility. Below are some examples:
TR Geleneksel termoplastik enjeksiyon süreci, parça kalitesi ve parça tasarım esnekliğini geliştirmeye yardımcı olan süreçleri içerecek şekilde değiştirilebilir. Aşağıda bazı örnekler verilmiştir:
inglês | turco |
---|---|
traditional | geleneksel |
injection | enjeksiyon |
quality | kalitesi |
design | tasarım |
flexibility | esnekliğini |
help | yardımcı |
examples | örnekler |
process | süreci |
processes | süreçleri |
below | aşağıda |
and | ve |
the | şekilde |
some | bazı |
EN The traditional thermoplastic injection moulding process can be modified to include processes that help to enhance part quality and part design flexibility. Below are some examples:
TR Geleneksel termoplastik enjeksiyon süreci, parça kalitesi ve parça tasarım esnekliğini geliştirmeye yardımcı olan süreçleri içerecek şekilde değiştirilebilir. Aşağıda bazı örnekler verilmiştir:
inglês | turco |
---|---|
traditional | geleneksel |
injection | enjeksiyon |
quality | kalitesi |
design | tasarım |
flexibility | esnekliğini |
help | yardımcı |
examples | örnekler |
process | süreci |
processes | süreçleri |
below | aşağıda |
and | ve |
the | şekilde |
some | bazı |
EN The traditional thermoplastic injection moulding process can be modified to include processes that help to enhance part quality and part design flexibility. Below are some examples:
TR Geleneksel termoplastik enjeksiyon süreci, parça kalitesi ve parça tasarım esnekliğini geliştirmeye yardımcı olan süreçleri içerecek şekilde değiştirilebilir. Aşağıda bazı örnekler verilmiştir:
inglês | turco |
---|---|
traditional | geleneksel |
injection | enjeksiyon |
quality | kalitesi |
design | tasarım |
flexibility | esnekliğini |
help | yardımcı |
examples | örnekler |
process | süreci |
processes | süreçleri |
below | aşağıda |
and | ve |
the | şekilde |
some | bazı |
EN Republic of Turkey, a large part of the territory of Anatolia, while a small part of the extension of the Balkans is a country spread to Thrace
TR Türkiye Cumhuriyeti, topraklarının büyük bölümü Anadolu’ya, küçük bir bölümü ise Balkanlar’ın uzantısı olan Trakya’ya yayılmış bir ülkedir
inglês | turco |
---|---|
republic | cumhuriyeti |
turkey | türkiye |
large | büyük |
small | küçük |
extension | uzantısı |
the | ise |
EN During the day, Scribe & Cie., part elegant boutique and part Parisian bar, opens early for those who love coffee, tea and tasty pastries. In the afternoon, head across the Channel for our afternoon tea!
TR Kısmen şık bir butik kısmen bir Paris barı olan Scribe & Cie. gün boyunca açık olup kahve, çay ve lezzetli hamur işlerini sevenler için erken saatlerde açılır. Öğleden sonra ikindi çayımız için Channel'e gidin!
inglês | turco |
---|---|
boutique | butik |
bar | bar |
early | erken |
coffee | kahve |
afternoon | ikindi |
elegant | şık |
tea | çay |
the | olup |
day | gün |
and | ve |
for | için |
EN From time to time, we may offer trials of Golden Frog services for a specified period of time without requiring a payment (a "Free Trial")
TR Zaman zaman biz deneme sürümü önerebiliriz Golden Frog Bir ödeme gerektirmeksizin belirli bir zaman dilimi için servisler (bir "Ücretsiz Deneme")
inglês | turco |
---|---|
services | servisler |
trial | deneme |
golden | golden |
frog | frog |
time | zaman |
we | biz |
of | in |
payment | ödeme |
EN Wherever your cargo is heading, you can rely on our tailored rail solutions and our connections with major rail operators to make sure your goods arrive on time, in time, every time.
TR Kargonuzun varış noktası neresi olursa olsun, her seferinde vaktinde, tam zamanında ulaşmasını garanti edecek özel demiryolu çözümlerimize ve büyük demiryolu operatörleriyle olan bağlantılarımıza güvenebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
connections | bağlantıları |
major | büyük |
on time | zamanında |
to | her |
and | ve |
time | seferinde |
EN Our Call Center is available for you between 08:00 and 01:00 (Turkish time) 07:00 and 24:00 (European time) 06:00 and 23:00 (British time) seven days a week.
TR Çağrı merkezi ekibimiz, haftanın 7 günü 08:00 ile 01:00 (Türkiye saati) 07:00 ile 24:00 (Avrupa saati) 06:00 ile 23:00 (İngiltere saati) saatleri arasında sorularını yanıtlamaya hazır.
inglês | turco |
---|---|
center | merkezi |
available | hazır |
european | avrupa |
days | gün |
week | haftanın |
our | ile |
between | arası |
EN Spending a lot of time on SEO is not part of your business?
TR SEO'ya çok zaman harcamak işinizin bir parçası değil mi?
inglês | turco |
---|---|
time | zaman |
business | iş |
a | bir |
not | değil |
EN On one hand, the right to participation implies the right to vote and be elected as an integral part of democratic systems. In this respect, it stands for free, fair, and transparent elections organized periodically at certain time intervals.
TR Katılım hakkı bir yandan demokratik sistemlerin vazgeçilmezi olarak seçme ve seçilme hakkını ifade eder. Bu haliyle katılım hakkı düzenli aralıklarla tekrarlanan, özgür, adil ve şeffaf seçimleri ifade eder.
inglês | turco |
---|---|
participation | katılım |
democratic | demokratik |
fair | adil |
free | özgür |
transparent | şeffaf |
this | bu |
and | ve |
right | hakkını |
respect | bir |
organized | düzenli |
EN We reserve the right, at our sole discretion, to change, modify, add or remove portions of any part of the terms and conditions, at any time.
TR Kendi takdirimize bağlı olarak, şartlar ve koşulların herhangi bir parçasını istediğiniz zaman değiştirme, değiştirme, ekleme veya kaldırma hakkını saklı tutarız.
inglês | turco |
---|---|
change | değiştirme |
add | ekleme |
part | parçası |
time | zaman |
at | de |
right | hakkını |
and | ve |
or | veya |
terms | koşullar |
any | herhangi |
EN Golden Frog reserves the right at any time to modify or discontinue the RAF Program, either temporarily or permanently (or any part thereof), with or without notice
TR Golden Frog önceden bilgilendirmek zorunda olmaksızın ERL programını geçici veya kalıcı olarak (veya başka şekilde) sonlandırma hakkına sahiptir
inglês | turco |
---|---|
right | hakkı |
temporarily | geçici |
golden | golden |
frog | frog |
program | programı |
or | veya |
permanently | kalıcı olarak |
the | başka |
to | olarak |
EN Randa Elektronik, which carries out R&D, design, software and production of Digimat Branded products; will take part in ISAF Exhibition for the first time
TR Digimat Markalı ürünlerin; arge, tasarım, yazılım ve üretimlerini kendi bünyesinde yapan Randa Elektronik ilk kez ISAF Fuarında yer alacak
inglês | turco |
---|---|
branded | markalı |
design | tasarım |
software | yazılım |
products | ürünlerin |
time | kez |
and | ve |
first | ilk |
the | kendi |
EN On one hand, the right to participation implies the right to vote and be elected as an integral part of democratic systems. In this respect, it stands for free, fair, and transparent elections organized periodically at certain time intervals.
TR Katılım hakkı bir yandan demokratik sistemlerin vazgeçilmezi olarak seçme ve seçilme hakkını ifade eder. Bu haliyle katılım hakkı düzenli aralıklarla tekrarlanan, özgür, adil ve şeffaf seçimleri ifade eder.
inglês | turco |
---|---|
participation | katılım |
democratic | demokratik |
fair | adil |
free | özgür |
transparent | şeffaf |
this | bu |
and | ve |
right | hakkını |
respect | bir |
organized | düzenli |
EN The figure can be explained by the relatively large number of holiday days and public holidays in Germany, and by the fact that many women work part-time.
TR Bu değerin ortaya çıkmasındaysa görece çok sayıdaki resmi tatil, uzun yıllık izin süreleri ve yarı zamanlı ve eksik mesaiyle çalışan kadın nüfusunun büyüklüğü gibi etkenler rol oynuyor.
inglês | turco |
---|---|
women | kadın |
time | zamanlı |
and | ve |
days | bu |
the | gibi |
holiday | tatil |
EN Harting is not taking part this time, but Jasinski will be there with his discuses: normally he takes two with him – a yellow one and a black one, one with a slightly rougher edge
TR Bu sefer Harting yok, ama Jasinski ve fırlatılmayı bekleyen diskler orada olacak: Yanında genellikle iki tanesini bulunduruyor; biri sarı, biri siyah, birinin kenarı biraz daha pürüzlü
inglês | turco |
---|---|
there | orada |
yellow | sarı |
black | siyah |
slightly | biraz |
but | ama |
one | birinin |
and | ve |
this | bu |
not | yok |
two | iki |
will | olacak |
EN The part-time business in Hesse grows grain; pigs and chickens are kept for self-supply, and the produce is distributed among family and neighbours
TR Hessen eyaletindeki çiftlikte tahıl yetiştiriliyor ve çiftlik aileye ek gelir kaynağı olarak işletiliyor
inglês | turco |
---|---|
business | iş |
and | ve |
the | olarak |
EN One major issue is reconciling work and family life: many women want to work part-time so that they can raise their children or take care of family members
TR Meslek ve ailenin bağdaşırlığı önemli bir konu, birçok kadın çocuklarını eğitmek veya aile fertlerine bakmak için yarım gün çalışmak istiyor
inglês | turco |
---|---|
family | aile |
women | kadın |
want | istiyor |
or | veya |
time | gün |
and | ve |
many | çok |
of | in |
work | çalışmak |
Mostrando 50 de 50 traduções