EN Gain the power to tackle new, unknown and evasive threats without overextending your resources or raising complexity.
"handle complexity" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
handle | hizmetleri ile iş yapmak |
EN Gain the power to tackle new, unknown and evasive threats without overextending your resources or raising complexity.
TR Bütçenizi fazla zorlamadan veya karmaşıklığı artırmadan yeni, bilinmeyen ve gizli tehditlerle mücadele etme gücünü kazanın.
inglês | turco |
---|---|
power | gücü |
new | yeni |
unknown | bilinmeyen |
the | etme |
or | veya |
to | fazla |
and | ve |
EN We focus on solving your supply chain needs from end to end, taking the complexity out of container shipping for you.
TR Tedarik zincirinizin gereksinimlerini uçtan uca çözümlemeye odaklanarak, konteyner taşımacılığının karmaşıklığını sizin için ortadan kaldırırız.
inglês | turco |
---|---|
supply | tedarik |
container | konteyner |
of | in |
the | sizin |
EN The length and complexity of supply chains makes it impossible and unaffordable for importers and companies to ensure every business in a supply chain is verified
TR Tedarik zincirlerinin uzunluğu ve karmaşıklığı, ithalatçılar ve şirketler için tedarik zincirindeki her işi doğrulamayı imkansız ve pahalı bir hale getirir
inglês | turco |
---|---|
length | uzunluğu |
supply | tedarik |
and | ve |
business | iş |
companies | şirketler |
a | bir |
EN Rapid prototyping: Quickly create even high complexity hose assembly prototypes and leverage the value of a physical specimen to build more optimized and competitive solutions.
TR Hızlı prototip hazırlama: Daha rekabetçi ve optimize çözümler oluşturmak için en karmaşık hortum takımı prototiplerini bile hızlıca oluşturun ve fiziksel numunenin avantajlarından yararlanın.
inglês | turco |
---|---|
hose | hortum |
physical | fiziksel |
competitive | rekabetçi |
solutions | çözümler |
and | ve |
of | in |
optimized | optimize |
quickly | hızlı |
high | en |
EN We focus on solving your supply chain needs from end to end, taking the complexity out of container shipping for you
TR Tedarik zincirinizin gereksinimlerini uçtan uca çözümlemeye odaklanarak, konteyner taşımacılığının karmaşıklığını sizin için ortadan kaldırırız
inglês | turco |
---|---|
supply | tedarik |
container | konteyner |
of | in |
the | sizin |
EN This further simplifies complexity and lowers costs by securing subdomains
TR Bu da alt etki alanlarını güvence altına alarak karmaşıklığı daha da basitleştirir ve maliyetleri düşürür
inglês | turco |
---|---|
simplifies | basitleştirir |
costs | maliyetleri |
and | ve |
this | bu |
further | da |
by | alarak |
EN Removes the complexity of provisioning and managing database capacity. The database will automatically start up, shut down, and scale to match your application’s needs.
TR Veritabanı sağlama ve kapasitesini yönetme karmaşasını ortadan kaldırır. Veritabanı, uygulamalarınızın ihtiyaçlarına uygun şekilde otomatik olarak başlatılır, kapatılır ve ölçeklendirilir.
inglês | turco |
---|---|
managing | yönetme |
capacity | kapasitesini |
match | uygun |
database | veritabanı |
automatically | otomatik olarak |
applications | uygulamalar |
needs | ihtiyaç |
and | ve |
the | şekilde |
EN FreeOffice PlanMaker lets you effortlessly create calculations, worksheets and charts of any complexity
TR FreeOffice PlanMaker, herhangi bir karmaşıklıktaki hesaplamaları, çalışma sayfalarını ve grafikleri zahmetsizce oluşturmanıza olanak sağlar
inglês | turco |
---|---|
lets | sağlar |
effortlessly | zahmetsizce |
create | oluşturmanıza |
freeoffice | freeoffice |
and | ve |
of | bir |
any | herhangi |
EN The warehousing industry is changing. Legacy mobile computers and operating systems can't keep pace with increasing demands and complexity. Now is the time to modernise for the future with Android.
TR Depo endüstrisi değişiyor. Eskiden kullanılmakta olan mobil bilgisayarlar ve işletim sistemleri, artan talepler ve karmaşık işlemlere yetişemiyor. Şimdi geleceğimizi Android ile modernleştirme zamanı.
inglês | turco |
---|---|
computers | bilgisayarlar |
systems | sistemleri |
increasing | artan |
the time | zamanı |
and | ve |
is | olan |
mobile | mobil |
time | zaman |
android | android |
industry | endüstrisi |
with | ile |
EN A dizzying amount of complexity
TR Baş döndüren bir karmaşa oranı
inglês | turco |
---|---|
amount | bir |
EN Cut the cost, complexity and time needed to integrate printers into your existing system.
TR Yazıcıları mevcut sisteminize entegre etmek için gereken masraf, karmaşık işlemler ve zamanı azaltın.
inglês | turco |
---|---|
time | zaman |
needed | gereken |
integrate | entegre |
printers | yazıcıları |
and | ve |
existing | mevcut |
EN Greater visibility and reduced complexity of managing your device's lifecycle, minimising downtime and lowering your Total Cost of Ownership (TCO).
TR Daha fazla görünürlük ve cihazınızın yaşam döngüsünü yönetmenin karmaşıklığında azalma, böylece çalışma duruş süresini ve Toplam Sahip Olma Maliyeti’nde (Total Cost of Ownership - TCO) düşüş elde etme
inglês | turco |
---|---|
visibility | görünürlük |
of | ın |
devices | cihaz |
lifecycle | yaşam döngüsü |
total | toplam |
greater | daha fazla |
and | ve |
EN Reduce Complexity, Training Time and Cost
TR Karmaşıklık, Eğitim Süresi ve Masraflarını Azaltın
inglês | turco |
---|---|
training | eğitim |
time | süresi |
and | ve |
EN A conscious consumer, omnichannel sales and digitisation are shaping the industry and driving complexity into retail supply chains
TR Bilinçli tüketiciler, çok kanallı satışlar ve sayısallaştırma bir yanda sektörü biçimlendirirken, diğer yanda perakende tedarik zincirlerine karmaşıklık getiriyor
inglês | turco |
---|---|
industry | sektör |
supply | tedarik |
sales | satış |
and | ve |
retail | perakende |
a | bir |
EN The automotive industry is undergoing a radical transformation. The advent of mobility advancements such as electric and connected cars has put the industry on a high-speed expressway, propelling it to a future that is shrouded in complexity.
TR Otomotiv endüstrisi köklü bir dönüşüm geçiriyor. Ulaşımda elektrikli ve bağlantılı araçlar gibi gelişmelerin ortaya çıkması, sektörü yüksek hızlı bir otobana yerleştirerek, çok yönlü bir geleceğe doğru yöneltti.
inglês | turco |
---|---|
automotive | otomotiv |
electric | elektrikli |
connected | bağlantı |
future | geleceğe |
and | ve |
industry | sektör |
cars | araç |
high | yüksek |
speed | hızlı |
transformation | dönüşüm |
a | bir |
EN The semantics of the combination of Traits and classes is defined in a way which reduces complexity, and avoids the typical problems associated with multiple inheritance and Mixins.
TR Sınıfların ve niteliklerin birleşiminden doğan anlamlılık, karmaşıklığı azaltan ve çoklu kalıtım ve iç içeliklerle ilgili bilinen sorunlardan kaçınan bir yol izlenerek tanımlanmıştır.
inglês | turco |
---|---|
defined | tanımlanmış |
associated | ilgili |
and | ve |
way | yol |
EN The length and complexity of supply chains makes it impossible and unaffordable for importers and companies to ensure every business in a supply chain is verified
TR Tedarik zincirlerinin uzunluğu ve karmaşıklığı, ithalatçılar ve şirketler için tedarik zincirindeki her işi doğrulamayı imkansız ve pahalı bir hale getirir
inglês | turco |
---|---|
length | uzunluğu |
supply | tedarik |
and | ve |
business | iş |
companies | şirketler |
a | bir |
EN This further simplifies complexity and lowers costs by securing subdomains
TR Bu da alt etki alanlarını güvence altına alarak karmaşıklığı daha da basitleştirir ve maliyetleri düşürür
inglês | turco |
---|---|
simplifies | basitleştirir |
costs | maliyetleri |
and | ve |
this | bu |
further | da |
by | alarak |
EN The warehousing industry is changing. Legacy mobile computers and operating systems can't keep pace with increasing demands and complexity. Now is the time to modernise for the future with Android.
TR Depo endüstrisi değişiyor. Eskiden kullanılmakta olan mobil bilgisayarlar ve işletim sistemleri, artan talepler ve karmaşık işlemlere yetişemiyor. Şimdi geleceğimizi Android ile modernleştirme zamanı.
inglês | turco |
---|---|
computers | bilgisayarlar |
systems | sistemleri |
increasing | artan |
the time | zamanı |
and | ve |
is | olan |
mobile | mobil |
time | zaman |
android | android |
industry | endüstrisi |
with | ile |
EN Greater visibility and reduced complexity of managing your device's lifecycle, minimising downtime and lowering your Total Cost of Ownership (TCO).
TR Daha fazla görünürlük ve cihazınızın yaşam döngüsünü yönetmenin karmaşıklığında azalma, böylece çalışma duruş süresini ve Toplam Sahip Olma Maliyeti’nde (Total Cost of Ownership - TCO) düşüş elde etme
inglês | turco |
---|---|
visibility | görünürlük |
of | ın |
devices | cihaz |
lifecycle | yaşam döngüsü |
total | toplam |
greater | daha fazla |
and | ve |
EN Cut the cost, complexity and time needed to integrate printers into your existing system.
TR Yazıcıları mevcut sisteminize entegre etmek için gereken masraf, karmaşık işlemler ve zamanı azaltın.
inglês | turco |
---|---|
time | zaman |
needed | gereken |
integrate | entegre |
printers | yazıcıları |
and | ve |
existing | mevcut |
EN Removes the complexity of provisioning and managing database capacity. The database will automatically start up, shut down, and scale to match your application’s needs.
TR Veritabanı sağlama ve kapasitesini yönetme karmaşasını ortadan kaldırır. Veritabanı, uygulamalarınızın ihtiyaçlarına uygun şekilde otomatik olarak başlatılır, kapatılır ve ölçeklendirilir.
inglês | turco |
---|---|
managing | yönetme |
capacity | kapasitesini |
match | uygun |
database | veritabanı |
automatically | otomatik olarak |
applications | uygulamalar |
needs | ihtiyaç |
and | ve |
the | şekilde |
EN We focus on solving your supply chain needs from end to end, taking the complexity out of container shipping for you.
TR Tedarik zincirinizin gereksinimlerini uçtan uca çözümlemeye odaklanarak, konteyner taşımacılığının karmaşıklığını sizin için ortadan kaldırırız.
inglês | turco |
---|---|
supply | tedarik |
container | konteyner |
of | in |
the | sizin |
EN The video’s budget will depend on the number and complexity of scenes and will be determined during the script writing process.
TR Videonun bütçesi, sahne sayısı ve kompleksliğine dayalı olur ve metin yazma süreci sırasında belirlenir.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
scenes | sahne |
during | sırasında |
process | süreci |
number | sayısı |
will | olur |
EN We’ll take care of the information submitted, and trace it in the directories, and you’ll be able to handle multiple locations. You can edit or update your listing any time you want in order to make it correct and more consistent.
TR Gönderilen bilgilerle ilgileneceğiz ve dizinlerde takip edeceğiz bu sayede birden çok konumu yönetebileceksiniz. Listenizi düzeltmek ve daha tutarlı bir hale getirmek için dilediğiniz zaman düzenleyebilir veya güncelleyebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
submitted | gönderilen |
trace | takip |
edit | düzenleyebilir |
consistent | tutarlı |
time | zaman |
multiple | bir |
of | in |
or | veya |
and | ve |
EN We rely on third-party payment processors to handle your product purchases
TR ürün satın alımlarınızı idare etmek için üçüncü taraf ödeme işlemcilerine güveniyoruz
inglês | turco |
---|---|
product | ürün |
party | taraf |
payment | ödeme |
third | üçüncü |
EN Warning! Deleting this artist may remove other artists and scrobbles from your library - please handle with caution! Note: You can view albums tagged as 'Various Artists' in your… read more
TR Bu etiket geçersiz bir etikettir. Lütfen Last.fm’e ve kendinize bir iyilik yapın ve etiketlerinizi kontrol ederek ve değiştirin. Viki'ye bak
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
please | lütfen |
this | bu |
in | bir |
EN Warning! Deleting this artist may remove other artists and scrobbles from your library - please handle with caution! Note: You can view albums tagged as 'Various Artists' in your library here. The term Various Artists is us… read more
TR Bu etiket geçersiz bir etikettir. Lütfen Last.fm’e ve kendinize bir iyilik yapın ve etiketlerinizi kontrol ederek ve değiştirin. Viki'ye bak
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
please | lütfen |
this | bu |
EN Warning! Deleting this artist may remove other artists and scrobbles from your library - please handle with caution! Note: You can view albums tagged as 'Various Artists' in your library here
TR Bu etiket geçersiz bir etikettir
inglês | turco |
---|---|
this | bu |
various | bir |
EN We revamped our iPad Fix Kits to include brand new tools, designed by our team for your DIY repair—including an even tougher driver, a new Battery Blocker, and a super-grippy Suction Handle.
TR iPad Tamir Setlerini, kendi kendine yapacağın tamirler için ekibimiz tarafından tasarlanmış yeni araçlar içerecek şekilde yeniledik—daha sağlam bir tornavida, yeni bir Pil Açıcı ve sımsıkı yapışan bir Vantuz Tutucu ile.
EN Ergonomic handle provides plenty of torque with swivel cap and magnetized bit holder
TR Ergonomik sap, döner başlık ve mıknatıslanmış bir tutucu ile oldukça iyi dönüş sağlar
inglês | turco |
---|---|
ergonomic | ergonomik |
provides | sağlar |
and | ve |
with | ile |
EN Flexible steel blade with an ergonomic handle for precise and powerful prying
TR Keskin ve güçlü bir kesim için ergonomik sapa sahip esnek çelik bıçak
inglês | turco |
---|---|
flexible | esnek |
ergonomic | ergonomik |
powerful | güçlü |
steel | çelik |
and | ve |
for | için |
EN If a traditional wedding isn't your style, choose to say I Do at Fairmont. You bring the love and our team will handle all the details for your intimate celebration. Then, let the honeymoon begin!
TR Eğer geleneksel bir düğün sizin tarzınız değilse, Fairmont’da Evet demeyi seçin. Siz aşkı getirin, ekibimiz samimi kutlamanız için tüm ayrıntıları düzenleyecektir. Ardından, balayı başlasın!
inglês | turco |
---|---|
traditional | geleneksel |
wedding | düğün |
style | tarz |
choose | seçin |
our team | ekibimiz |
honeymoon | balayı |
if | eğer |
at | de |
details | ayrıntıları |
love | aşk |
all | tüm |
a | bir |
bring | için |
EN Our team will handle all the bookings processing and customer service inquiries, all you need to do is promote our hotels and resorts!
TR Ekibimiz tüm rezervasyon süreciyle ve müşteri hizmetleri sorularıyla ilgilenir, sizin yapmanız gereken tek şey otellerimizin ve tatil köylerimizin tanıtımını yapmak!
inglês | turco |
---|---|
bookings | rezervasyon |
need | gereken |
resorts | tatil |
our team | ekibimiz |
our hotels | otellerimizin |
to do | yapmanız |
customer | müşteri |
and | ve |
all | tüm |
service | hizmetleri |
the | sizin |
EN Whether your school needs transcripts of lectures, qualitative research, or guest speeches, Sonix will simplify and handle all of your transcription needs
TR Okulunuzun ders transkriptlerine, nitel araştırmalara veya konuk konuşmalarına ihtiyacı olsun, Sonix tüm transkripsiyon ihtiyaçlarınızı basitleştirecek ve karşılayacaktır
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
qualitative | nitel |
research | araştırmalara |
guest | konuk |
sonix | sonix |
transcription | transkripsiyon |
or | veya |
all | tüm |
will | olsun |
and | ve |
EN Better handle your audio and video files
TR Ses ve video dosyalarınızı daha iyi işleyin
inglês | turco |
---|---|
video | video |
better | daha iyi |
files | dosyaları |
EN Our API is as flexible as your media import and transcript export requirements. We can handle thousands of files a minute.
TR API'miz medya ithalat ve transkript ihracat gereksinimleriniz kadar esnektir. Dakikada binlerce dosyayı halledebiliriz.
inglês | turco |
---|---|
media | medya |
transcript | transkript |
export | ihracat |
and | ve |
of | kadar |
EN Sonix supports over 35 languages across most dialects, accents, and can even handle media with average sound quality.
TR Sonix çoğu lehçelerde, aksanlarda 35'ten fazla dili destekler ve hatta ortalama ses kalitesinde medya işleyebilir.
inglês | turco |
---|---|
supports | destekler |
languages | dili |
and | ve |
media | medya |
average | ortalama |
sonix | sonix |
most | çoğu |
even | hatta |
sound | ses |
with | fazla |
EN It’s important to talk about issues of safety before they arise and establish a protocol for how the group would like to handle inappropriate behavior, should it occur
TR Güvenlik sorunları hakkında ortaya çıkmadan önce konuşmak ve grubun uygunsuz davranışı nasıl ele alacağına dair bir protokol oluşturmak önemlidir
inglês | turco |
---|---|
safety | güvenlik |
protocol | protokol |
group | grubun |
inappropriate | uygunsuz |
behavior | davranışı |
important | önemlidir |
issues | sorunları |
to talk | konuşmak |
about | hakkında |
and | ve |
how | nasıl |
EN 10 years since I’ve been able to handle a full workload at paid employment or school.
TR Ücretli bir işte veya okulda tam bir iş yükünün üstesinden gelebildiğimden bu yana 10 yıl geçti.
inglês | turco |
---|---|
been | bu |
full | tam |
employment | iş |
or | veya |
years | bir |
EN Flowers and a Curved Handle Mug
TR Çiçekler ve Kıvrık Tutma Yeri Olan Kupa
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
a | olan |
EN Upload colorful photos to the template, add text, pick a cheerful soundtrack, and let our online birthday video maker handle the rest
TR Şablona rengarenk fotoğraflar yükleyin, metni ekleyin, neşeli bir müzik seçin ve gerisini online doğum günü video aracı halletsin
inglês | turco |
---|---|
upload | yükleyin |
photos | fotoğraflar |
add | ekleyin |
text | metni |
pick | seçin |
online | online |
birthday | doğum |
video | video |
the | aracı |
and | ve |
a | bir |
EN With our ticketing software you can handle tickets as conversations and take benefits from all the features included in our shared inbox: knowledge base, canned message, chatbots and many others.
TR Biletleme yazılımımızla, biletleri konuşma olarak ele alabilir ve paylaşılan gelen kutumuzdaki tüm özelliklerden yararlanabilirsiniz: bilgi tabanı, hazır mesaj, sohbet robotları ve diğerleri.
inglês | turco |
---|---|
message | mesaj |
others | diğerleri |
base | tabanı |
all | tüm |
shared | paylaşılan |
software | yazılım |
and | ve |
you can | alabilir |
conversations | sohbet |
the | gelen |
EN This new consensus model cut out the need for power consumption and is able to handle a 1,300 transactions per second load capacity with near zero transaction fees while validating blocks nearly instantly.
TR Bu yeni mutabakat modeli güç tüketimi ihtiyacını ortadan kaldırır, neredeyse sıfır işlem masrafı ile saniyede 1300 işlem gerçekleştirebilir ve Ethereum'un aksine neredeyse anlık olarak blok onaylaması yapabilir.
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
consensus | mutabakat |
model | modeli |
need | ihtiyacı |
consumption | tüketimi |
zero | sıfır |
blocks | blok |
power | güç |
and | ve |
this | bu |
transaction | işlem |
nearly | neredeyse |
with | ile |
EN They are building a decentralized autonomous organization (DAO) to handle complex data networks that fully embrace communities, decentralization and autonomy.
TR Nebulas, herkesin merkeziyetsiz işbirliğinden adil şekilde değer kazanmasını amaçlar.
inglês | turco |
---|---|
they | ama |
decentralized | merkeziyetsiz |
and | şekilde |
EN This allows Harmony to effectively handle connection latency and enables our throughput to scale with the size of our network
TR Bu, Harmony'nin bağlantı gecikmesini etkin bir şekilde ele almasını ve iş hacmimizin ağımızın boyutuyla ölçeklendirilmesini sağlar
inglês | turco |
---|---|
effectively | etkin |
network | ağı |
this | bu |
connection | bağlantı |
allows | sağlar |
and | ve |
the | şekilde |
EN Our team will handle all the bookings processing and customer service inquiries, all you need to do is promote our hotels and resorts!
TR Ekibimiz tüm rezervasyon süreciyle ve müşteri hizmetleri sorularıyla ilgilenir, sizin yapmanız gereken tek şey otellerimizin ve tatil köylerimizin tanıtımını yapmak!
inglês | turco |
---|---|
bookings | rezervasyon |
need | gereken |
resorts | tatil |
our team | ekibimiz |
our hotels | otellerimizin |
to do | yapmanız |
customer | müşteri |
and | ve |
all | tüm |
service | hizmetleri |
the | sizin |
EN Dual 120mm fans notebook cooler with handle, supporting up to 17? gaming notebooks.
TR 17 inç oyuncu dizüstü bilgisayarlarını destekleyen Çift 120mm fanlı, kulplu, dizüstü bilgisayar ...
inglês | turco |
---|---|
supporting | destekleyen |
gaming | oyuncu |
notebook | dizüstü |
EN Unique Satin With Flower Wristlets/Top Handle ...
TR Benzersiz Saten Ile Çiçek(ler) wristlets/Üstten ...
inglês | turco |
---|---|
satin | saten |
unique | benzersiz |
with | ile |
EN Who can handle their twats getting shocked
TR Uzun boylu sarışın ding-dong hotty çiftleşir ve erkek arkadaş a-hole tokatlıyor
inglês | turco |
---|---|
their | ve |
Mostrando 50 de 50 traduções