EN Influenza, Hepatitis B and Pneumococcal Vaccination Rates and Factors Influencing Vaccination Status in Patients with Diabetes
"global vaccination campaign" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
global | dünya dünya çapında dünyanın dünyayı global küresel uluslararası yer |
vaccination | aşı |
campaign | kampanya kampanyası reklam |
EN Influenza, Hepatitis B and Pneumococcal Vaccination Rates and Factors Influencing Vaccination Status in Patients with Diabetes
TR Diyabet Hastalarında İnfluenza, Hepatit B ve Pnömokok Aşılama Oranları ve Aşılanma Durumlarını Etkileyen Faktörler
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
vaccination | aşı |
factors | faktörler |
patients | hastalar |
EN Ethics Council Chair Alena Buyx answers questions on the compulsory vaccination debate, criticism of the vaccination rate and the role of medical ethics in the pandemic.
TR Etik Konseyi Başkanı Alena Buyx’un, zorunlu aşı tartışması, aşının temposuna yönelik eleştiriler ve pandemide tıp etiğine ilişkin görüşleri.
inglês | turco |
---|---|
ethics | etik |
council | konseyi |
vaccination | aşı |
medical | tıp |
and | ve |
of | yönelik |
EN Nevertheless, debate continues about whether vaccination should be made the prerequisite, for example, for attendance of events or whether care staff should be obliged to have a vaccination
TR Yine de aşının örneğin etkinliklere katılabilmek için ön koşul olarak belirlenmesi ve sağlık bakımı personelinin aşı olmakla yükümlü kılınmasının gerekip gerekmediği hakkında tartışmalar var
inglês | turco |
---|---|
vaccination | aşı |
care | bakım |
of | in |
about | hakkında |
EN The partners will strive for a reform and strengthening of the World Health Organisation (WHO) as well as better funding for and faster supplies to COVAX, the global vaccination campaign
TR Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) reformu ve güçlendirilmesinin yanı sıra küresel aşı kampanyası Covax’ın parasal kaynak donatımının iyileştirilmesi ve ihtiyaçlarının daha hızlı temin edilmesi için çaba harcanıyor
inglês | turco |
---|---|
a | a |
health | sağlık |
campaign | kampanyası |
faster | hızlı |
and | ve |
world | dünya |
global | küresel |
to | edilmesi |
of | in |
for | için |
EN Another debate is currently focusing on Germany’s and the EU’s vaccine procurement policy and the progress of the vaccination campaign in Germany. How do you see this debate?
TR Şu sıralardaki bir başka tartışma da Almanya ve AB’nin aşı tedarik politikası ve Almanya’da aşı kampanyasındaki ilerlemenin etrafında dönüyor. Siz bu tartışmayı nasıl izliyorsunuz?
inglês | turco |
---|---|
procurement | tedarik |
campaign | kampanyası |
vaccine | aşı |
policy | politikası |
in | da |
this | bu |
germany | almanya |
and | ve |
how | nasıl |
the | başka |
EN In addition to the new restrictions, the vaccination campaign will be pushed further - also during the Christmas holidays and over New Year's Eve and New Year's Day
TR Yeni kısıtlamalara ek olarak, aşı kampanyasına Noel’de ve yılbaşı gecesi ve yılbaşında da devam edilecek
inglês | turco |
---|---|
campaign | kampanyası |
new | yeni |
in | da |
and | ve |
EN From his office in New York, Benjamin Schreiber from Germany is coordinating the logistics of the global vaccination initiative COVAX for UNICEF.
TR Özgür bir bilgi toplumu için çalışıyorlar: Üç kişi ve dijital sivil toplum için yaptıkları çalışmalar.
inglês | turco |
---|---|
of | in |
the | bir |
for | için |
EN From his office in New York, Benjamin Schreiber from Germany is coordinating the logistics of the global vaccination initiative COVAX for UNICEF.
TR Özgür bir bilgi toplumu için çalışıyorlar: Üç kişi ve dijital sivil toplum için yaptıkları çalışmalar.
inglês | turco |
---|---|
of | in |
the | bir |
for | için |
EN The campaign cannot be combined with other campaigns or discounts. Discounts eligible for this campaign cannot be combined with coupon discounts.
TR Kampanya başka kampanya veya indirimlerle birleştirilemez. Bu kampanyaya uygun indirimler, kupon indirimleriyle birleştirilemez.
inglês | turco |
---|---|
campaign | kampanya |
discounts | indirimler |
this | bu |
eligible | uygun |
or | veya |
the | başka |
EN We can implement our technology into your campaign, or together we can set up a new campaign. Use MyPostcard’s technology to improve the impact of postcard initiatives. We take care of the printing, postage and worldwide mailing.
TR Hizmetimizi kampanyana uygulayabilir veya birlikte yeni bir kampanya oluşturabiliriz. Kartpostal girişimlerini gerçekleştirebilmek için MyPostcard teknolojisini kullan. Baskı, pul ve dünya çapında gönderim bizim işimiz.
inglês | turco |
---|---|
technology | teknolojisini |
campaign | kampanya |
postcard | kartpostal |
printing | baskı |
or | veya |
a | bir |
and | ve |
worldwide | çapında |
new | yeni bir |
of | in |
to | için |
EN A campaign for Syrian refugees in a 16-day campaign to confront gender-based violence (GBV)
TR HİJYEN, YERİNDEN EDİLMİŞ KİŞİLERİ FİNANSAL OLARAK ZORLAR
inglês | turco |
---|---|
to | olarak |
EN Dear Traders, We’re happy to announce an all new trading bonus campaign that will reward you for all BTC and USDT deposits made over a month-long campaign period. Deposit, collect your trading bo……
TR Cadılar Bayramı’na az kaldı ve Phemex, kullanıcılarımızın çoğunun kripto deneyimleriyle ilgili bazı korku dolu hikayeleri olduğuna emin. Belki kripto parayı yanlış adrese gönderdiniz……
EN Election in Germany – what happens behind the scenes in the election campaign? Interview with campaign manager Clemens Buhr
TR Almanya’da seçimler – adayların seçim kampanyalarının perde arkasında neler oluyor? Kampanya yöneticisi Clemens Buhr ile söyleştik
EN Track high-level budgets, campaign & project deadlines, campaign performance, asset requests, & more.
TR Üst düzey bütçeleri, kampanya ve proje teslim tarihlerini, kampanya performansını, varlık isteklerini ve daha fazlasını takip edin.
inglês | turco |
---|---|
track | takip |
campaign | kampanya |
project | proje |
asset | varlık |
requests | isteklerini |
level | düzey |
more | fazlasını |
performance | performans |
EN New goal: 80 percent vaccination quota by the end of January +++ Here you find the most important news about the spread of the disease in Germany.
TR Korona virüsünün omikron varyantının yayılması nedeniyle, Noel’den sonra Almanya’da kurallar bariz derecede sıkılaştırılacak.
inglês | turco |
---|---|
the | sonra |
EN Germany is committed to projects such as the COVAX vaccination initiative.
TR COVAX aşı girişimi, Almanya’nın sorumluluk aldığı çalışmalardan biri.
inglês | turco |
---|---|
covax | covax |
the | biri |
EN Şengün family is in their doorsteps after the vaccination ©️ UNFPA Turkey
TR Aşıdan sonra Şengün ailesi ©️ UNFPA Türkiye
inglês | turco |
---|---|
family | ailesi |
vaccination | aşı |
unfpa | unfpa |
turkey | türkiye |
the | sonra |
EN Germany and corona |Alena Buyx from the Ethics Council talks about vaccination
TR Almanya ve Korona |Etik Konseyi Başkanı Alena Buyx’un aşıya ilişkin görüşleri
inglês | turco |
---|---|
germany | almanya |
corona | korona |
ethics | etik |
council | konseyi |
vaccination | aşı |
and | ve |
EN In the paper the Ethics Council also took a stance against compulsory vaccination
TR Etik Konseyi belgede, zorunlu aşıya karşı olduğu yönünde görüş bildirdi
inglês | turco |
---|---|
ethics | etik |
council | konseyi |
also | ya |
a | a |
vaccination | aşı |
against | karşı |
EN We rule out general compulsory vaccination in our paper for ethical reasons
TR Genel bir aşı yaptırma zorunluluğunu belgemizde etik nedenlerden ötürü ihtimal dışında tutuyoruz
inglês | turco |
---|---|
general | genel |
ethical | etik |
out | dışında |
in | bir |
EN With regard to compulsory vaccination in individual areas we say this could be conceivable under very specific circumstances
TR Münferit alanlarda zorunlu aşı bağlamında, bunu düşünmenin sadece çok özel koşullar altında mümkün olabileceğini söylüyoruz
inglês | turco |
---|---|
this | bunu |
to | çok |
with | özel |
under | altında |
EN Second, making vaccination compulsory would only be thinkable in specific contexts – for example, in places where it would be impossible to protect very vulnerable people by any other means
TR İkincisi, böyle bir yükümlülük sadece çok özel bağlamlarda; örneğin, durumu hassas olan insanların başka türlü korunmalarının mümkün olmadığı hallerde düşünülebilir
inglês | turco |
---|---|
vulnerable | hassas |
people | insanların |
other | başka |
for | özel |
only | sadece |
to | bir |
EN I consider it important for Germany to show solidarity and contribute to international vaccination initiatives like COVAX.
TR Almanya’nın dayanışma göstermesini ve COVAX benzeri girişimlere iştirak etmesini önemli buluyorum.
inglês | turco |
---|---|
solidarity | dayanışma |
covax | covax |
to | etmesini |
important | önemli |
and | ve |
EN That’s why I consider it important for Germany to show solidarity and contribute to international vaccination initiatives like COVAX as well as working with the World Health Organisation
TR Bu nedenle Almanya’nın dayanışma göstermesini, COVAX benzeri aşı girişimlerine iştirak etmesini ve Dünya Sağlık Örgütü ile birlikte çalışmasını önemli buluyorum
inglês | turco |
---|---|
solidarity | dayanışma |
working | iş |
health | sağlık |
covax | covax |
important | önemli |
world | dünya |
to | etmesini |
and | ve |
for | nedenle |
EN Compulsory vaccination – yes or no?
TR Zorunlu aşı – evet mi, hayır mı?
EN The corona pandemic has rekindled the debate about compulsory vaccination in Germany.
TR Korona pandemisi Almanya’da zorunlu aşı tartışmasını yeniden alevlendirdi. Ülkedeki duruma genel bir bakış sunuyoruz.
inglês | turco |
---|---|
corona | korona |
pandemic | pandemisi |
the | bir |
EN Scholz is aiming for a vaccination rate of 80 per cent as an "interim goal"
TR Scholz, “ara hedef” olarak yüzde 80’lik bir aşılama oranı hedefliyor
inglês | turco |
---|---|
scholz | scholz |
vaccination | aşı |
goal | hedef |
as | olarak |
an | bir |
EN Emergency aid, educational projects and vaccination campaigns
TR Acil yardım faaliyetleri, eğitim projeleri, aşı kampanyaları
inglês | turco |
---|---|
aid | yardım |
educational | eğitim |
projects | projeleri |
and | e |
campaigns | kampanyaları |
EN Germany is committed to projects such as the COVAX vaccination initiative.
TR COVAX aşı girişimi, Almanya’nın sorumluluk aldığı çalışmalardan biri.
inglês | turco |
---|---|
covax | covax |
the | biri |
EN Why is measles vaccination mandatory?
TR Kızamık aşısı neden zorunlu?
inglês | turco |
---|---|
why | neden |
vaccination | aşı |
mandatory | zorunlu |
EN Since school attendance is compulsory in Germany, this rule is equivalent to a general vaccination obligation
TR Almanya’da tüm çocuklar için zorunlu eğitim uygulandığından bu kural genel geçer bir aşı zorunluluğuna tekabül ediyor
inglês | turco |
---|---|
school | eğitim |
general | genel |
this | bu |
a | bir |
EN All German citizens should have a certificate of vaccination like this.
TR Almanya’da her vatandaşın sahip olması istenen aşı karnesi.
inglês | turco |
---|---|
have | sahip |
of | her |
EN The Federal Government is opposed to compulsory vaccination against corona
TR Federal Alman Hükümeti Korona aşısı zorunluluğuna karşı
inglês | turco |
---|---|
federal | federal |
government | hükümeti |
vaccination | aşı |
corona | korona |
the | alman |
to | karşı |
EN Chancellery Minister Helge Braun says that people who do not want a vaccination “must bear the risk of infection themselves”
TR Başbakanlık müsteşarı Helge Braun aşı olmak istemeyenlerin “riski kendilerinin taşıması gerektiğini” dile getiriyor
EN Learn how you can carry your COVID-19 vaccination or test results
TR COVID-19 aşılama veya test sonuçlarınızı nasıl yanınızda bulundurabileceğinizi öğrenin
inglês | turco |
---|---|
vaccination | aşı |
test | test |
how | nasıl |
learn | öğrenin |
or | veya |
EN As federal, state and local agencies roll out testing and vaccination programs, verifiable digital credentialing can accelerate economic recovery and enable the re-opening of communities.
TR Eyalet kurumları ile federal ve yerel kurumlar test ve aşılama programlarını hayata geçirdikçe, doğrulanabilir dijital kimlik bilgileri ekonomik iyileşmeyi hızlandırıp toplulukların yeniden açılmalarını sağlayabilir.
inglês | turco |
---|---|
federal | federal |
testing | test |
vaccination | aşı |
economic | ekonomik |
communities | toplulukların |
re | yeniden |
and | ve |
local | yerel |
digital | dijital |
out | e |
programs | programları |
the | ile |
EN These global events have a significant impact on global logistics and raw material prices. At Tetra Pak, we are doing our utmost to minimise the impact of these disruptions on our global supply chain
TR Bu küresel olayların küresel lojistik ve ham madde fiyatları üzerinde önemli bir etkisi var. Tetra Pak olarak, bu aksaklıkların küresel tedarik zincirimiz üzerindeki etkisini en aza indirmek için elimizden geleni yapıyoruz
inglês | turco |
---|---|
global | küresel |
logistics | lojistik |
raw | ham |
tetra | tetra |
pak | pak |
supply | tedarik |
significant | önemli |
prices | fiyatları |
these | bu |
impact | etkisini |
and | ve |
of | in |
on | üzerindeki |
to | için |
a | bir |
events | olayları |
the | üzerinde |
EN Brand equity/thought leadership:Develop an integrated Elsevier campaign that engages with key opinion leaders from a regional to global level.
TR Marka değeri / düşünce önderliği:Bölgesel ya da global seviyede önemli kanaat önderleriyle iş birliği yapan karma bir Elsevier kampanyası geliştirin.
inglês | turco |
---|---|
thought | düşünce |
develop | geliştirin |
regional | bölgesel |
global | global |
level | seviyede |
key | önemli |
elsevier | elsevier |
campaign | kampanyası |
brand | marka |
a | bir |
EN The Global Goals campaign would not be possible without the enlightened and generous support of our partners, and we would like to thank:
TR Küresel Amaçlar kampanyasının gerçekleşebilmesi, kampanya ortaklarımızın desteği olmadan mümkün olamazdı. Hepsine teşekkür etmek isteriz.
inglês | turco |
---|---|
global | küresel |
support | desteği |
possible | mümkün |
without | olmadan |
to | etmek |
campaign | kampanya |
of | nın |
EN Brand equity/thought leadership:Develop an integrated Elsevier campaign that engages with key opinion leaders from a regional to global level.
TR Marka değeri / düşünce önderliği:Bölgesel ya da global seviyede önemli kanaat önderleriyle iş birliği yapan karma bir Elsevier kampanyası geliştirin.
inglês | turco |
---|---|
thought | düşünce |
develop | geliştirin |
regional | bölgesel |
global | global |
level | seviyede |
key | önemli |
elsevier | elsevier |
campaign | kampanyası |
brand | marka |
a | bir |
EN YouTube is a global video platform so you will have a global audience
TR YouTube global bir video platformudur bu yüzden global bir izleyici kitleniz olacak
inglês | turco |
---|---|
youtube | youtube |
global | global |
video | video |
will | olacak |
a | bir |
so | bu yüzden |
have | bu |
EN A global commitment to a free and open Internet will help us foster global prosperity and promote peace.
TR Ücretsiz ve açık bir internet için küresel olarak kararlılık göstermemiz dünya refahını artırmamıza ve barışı savunmamıza yardımcı olur.
inglês | turco |
---|---|
internet | internet |
prosperity | refah |
and | ve |
open | açık |
global | küresel |
will | olur |
help | yardımcı |
to | için |
EN ERIX is CBRE’s Global Research Application that records aggregated comparable property market data for over 200 global cities.
TR ERIX, kümelenmiş ve karşılaştırılabilir emlak piyasası verilerinin kayıt edilmesini sağlayan CBRE'nin Küresel Araştırma Uygulamasıdır. Bu hizmeti 200'den fazla küresel şehir için sağlamaktadır.
inglês | turco |
---|---|
global | küresel |
research | araştırma |
data | verilerinin |
market | piyasası |
cities | şehir |
application | uygulaması |
for | için |
records | kayıt |
EN Squarespace Digital World Google Geo Earth Global Blue globe Web development Global communications Globe Domain World wide web Website Gray Blue Planet Internet Web
TR Kare boşluk Dijital Dünya Google Coğrafya Dünya Küresel Mavi küre Web geliştirme Küresel iletişim Küre Alan adı Dünya çapında ağ Internet sitesi Gri Mavi Gezegen Internet Ağ
inglês | turco |
---|---|
digital | dijital |
blue | mavi |
development | geliştirme |
communications | iletişim |
gray | gri |
global | küresel |
domain | alan |
internet | internet |
world | dünya |
planet | gezegen |
squarespace | kare boşluk |
EN Two alliances bring global health actors together in Germany: the Global Health Hub Germany (GHHG) is a network for all researchers interested in the subject
TR Almanya’daki küresel sağlık aktörlerini iki ağ bir araya getiriyor: Global Health Hub Germany (GHHG) (GHHG), konuyla ilgilenen tüm araştırmacılara yönelik bir ağ
inglês | turco |
---|---|
interested | ilgilenen |
hub | hub |
all | tüm |
health | sağlık |
together | araya |
a | bir |
for | yönelik |
global | küresel |
EN 8.b. By 2020, develop and operationalize a global strategy for youth employment and implement the Global Jobs Pact of the International Labour Organization
TR 8.b. 2020’ye kadar genç istihdamı için küresel bir strateji geliştirilmesi ve uygulamaya konması ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nün Küresel İstihdam Paktı’nın uygulanması
inglês | turco |
---|---|
strategy | strateji |
employment | istihdam |
youth | genç |
and | ve |
global | küresel |
international | uluslararası |
for | için |
a | bir |
of | in |
EN The world of transport and logistics makes global trade tick like clockwork, connecting producers and suppliers with consumers through global supply chains
TR Taşımacılık ve lojistik dünyası, üreticiler ve tedarikçiler ile tüketiciler arasında global tedarik zincirleri kanalıyla bağlantılar kurarak, küresel ticaretin saat gibi tıkır tıkır işlemesini sağlar
inglês | turco |
---|---|
logistics | lojistik |
connecting | bağlantı |
suppliers | tedarikçiler |
consumers | tüketiciler |
supply | tedarik |
chains | zincirleri |
transport | taşımacılık |
world | dünyası |
and | ve |
the | gibi |
makes | ile |
global | küresel |
EN If the call stack is unwound all the way to the global scope without encountering a matching catch block, the program will terminate with a fatal error unless a global exception handler has been set.
TR Eğer çağrı yığıtı, eşleşen bir catch bloğu bulamadan küresel bağlama kadar boşalırsa ve bir küresel istisna işleyici de atanmamışsa, ölümcül hata vererek sonlanır.
inglês | turco |
---|---|
if | eğer |
global | küresel |
block | bloğu |
error | hata |
exception | istisna |
call | çağrı |
a | bir |
been | de |
EN If an exception is allowed to bubble up to the global scope, it may be caught by a global exception handler if set. The
TR Eğer bir istisnanın küresel bağlama kadar kabarcıklanmasına izin verilirse, atandığı takdirde bir küresel istisna işleyici tarafından yakalanabilir. Başka bir blok çalıştırılmazsa bir catch bloğu yerine çağrılmak üzere bir işlev
inglês | turco |
---|---|
exception | istisna |
allowed | izin |
global | küresel |
if | eğer |
the | başka |
by | tarafından |
a | bir |
EN For low-latency global reads and disaster recovery, we recommend using Amazon Aurora Global Database.
TR Düşük gecikme hızına sahip global okuma işlemleri ve olağanüstü durum kurtarma için Amazon Aurora Global Database'i kullanmanızı öneririz.
inglês | turco |
---|---|
global | global |
recovery | kurtarma |
amazon | amazon |
aurora | aurora |
low | düşük |
latency | gecikme |
we recommend | öneririz |
and | ve |
for | için |
Mostrando 50 de 50 traduções