EN A distinction can be made between instruments that produce sound through electromechanical means as opposed to instruments that produce sound using electronic components.
"fresh produce industry" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN A distinction can be made between instruments that produce sound through electromechanical means as opposed to instruments that produce sound using electronic components.
TR Electronic müziğin alt kategorilerinde disco, house, techno, vb. yer alır. trip hop başlangışta bu kategoride anılırken, ChillOutun doğmasıyla bu kategoriden ayrıldı.
inglês | turco |
---|---|
to | yer |
through | in |
EN A distinction can be made between instruments that produce sound through electromechanical means as opposed to instruments that produce sound using electronic components.
TR Electronic müziğin alt kategorilerinde disco, house, techno, vb. yer alır. trip hop başlangışta bu kategoride anılırken, ChillOutun doğmasıyla bu kategoriden ayrıldı.
inglês | turco |
---|---|
to | yer |
through | in |
EN Most fresh produce items lose nutritional value as they are exposed to heat over time
TR Pek çok taze ürün belirli bir süre boyunca ısıya maruz kaldıkça besin değerini kaybeder
inglês | turco |
---|---|
fresh | taze |
exposed | maruz |
time | süre |
most | pek |
to | belirli |
value | bir |
over | de |
EN This means that shopping behaviour is changing away from large weekly shopping trips by car towards purchases – preferably of fresh produce – several times a week, on foot or by bicycle
TR Böylelikle alışveriş tarzı değişiyor: Arabayla gidilen haftalık büyük alışverişler yerine, yürüyerek veya bisikletle haftada birkaç kez yapılan -taze ürünlerin tercih edildiği- küçük alışverişlere meylediliyor
inglês | turco |
---|---|
shopping | alışveriş |
large | büyük |
times | kez |
or | veya |
a | birkaç |
weekly | haftalık |
of | yerine |
week | haftada |
EN It is better to buy the pasta yourself and to serve it up with fresh tomatoes from the market or your balcony, and with fresh herbs and spices
TR Makarnayı satın alıp, balkonda yetişen veya pazardan alınan taze domatesle, taze yeşillik ve baharatlarla donatmak daha iyi
inglês | turco |
---|---|
fresh | taze |
better | daha iyi |
buy | satın |
or | veya |
and | ve |
EN In Germany the share of industry in gross value added is 22.9 per cent, making it the highest among the G7 countries. The strongest sectors are vehicle construction, electrical industry, engineering and chemical industry.
TR Almanya endüstrisi, gayri safi değer üretiminde yüzde 22,9’luk pay sahibi; bu, bütün G7 ülkeleri arasındaki en yüksek pay. En güçlü branşlar otomotiv sektörü, elektronik endüstrisi, makina imalatı ve kimya.
inglês | turco |
---|---|
value | değer |
per | de |
construction | imalat |
chemical | kimya |
per cent | yüzde |
germany | almanya |
and | ve |
in | arasındaki |
industry | sektör |
highest | en yüksek |
EN Whether your school needs transcripts of speeches or subtitles for your lecture videos, Sonix can help. Our industry-leading automated algorithms produce the most accurate transcripts in minutes.
TR Okulunuzun ders videolarınız için konuşmaların transkriptlerine veya altyazılara ihtiyacı olsun, Sonix size yardımcı olabilir. Sektör lideri otomatik algoritmalarımız dakikalar içinde en doğru transkriptleri üretir.
inglês | turco |
---|---|
lecture | ders |
sonix | sonix |
can | olabilir |
automated | otomatik |
algorithms | algoritmaları |
needs | ihtiyacı |
industry | sektör |
leading | lideri |
help | yardımcı |
minutes | dakikalar |
transcripts | transkriptleri |
videos | videoları |
most | en |
of | in |
or | veya |
in | içinde |
for | için |
the | size |
accurate | doğru |
EN Whether your school needs transcripts of speeches or subtitles for your lecture videos, Sonix can help. Our industry-leading automated algorithms produce the most accurate transcripts in minutes.
TR Okulunuzun ders videolarınız için konuşmaların transkriptlerine veya altyazılara ihtiyacı olsun, Sonix size yardımcı olabilir. Sektör lideri otomatik algoritmalarımız dakikalar içinde en doğru transkriptleri üretir.
inglês | turco |
---|---|
lecture | ders |
sonix | sonix |
can | olabilir |
automated | otomatik |
algorithms | algoritmaları |
needs | ihtiyacı |
industry | sektör |
leading | lideri |
help | yardımcı |
minutes | dakikalar |
transcripts | transkriptleri |
videos | videoları |
most | en |
of | in |
or | veya |
in | içinde |
for | için |
the | size |
accurate | doğru |
EN Motorsport Stats has relaunched its industry-leading results website with a fresh design, new features and functionalities, and faster access to a rich stream of data from the world’s leading racing championships.
TR Monza'nın katılımcı listesi ve hafta sonu programı açıklandı.
inglês | turco |
---|---|
a | a |
and | ve |
of | ın |
the | hafta |
EN Our team of knowledgeable writers curates fresh content regularly to keep you informed about the latest trends, industry insights, and emerging opportunities
TR Bilgili yazarlardan oluşan ekibimiz, sizi en son trendler, sektör içgörüleri ve ortaya çıkan fırsatlar hakkında bilgilendirmek için düzenli olarak yeni içerikler hazırlar
EN This is driven by Elsevier?s industry leading submission system; author and editor tools that save time whilst providing unique insight; first class production focused on quality and speed; and industry leading publishing platforms.
TR Bunun arkasında Elsevier'in sektör lideri gönderim sistemi, benzersiz bir içgörü sağlarken zaman kazandıran yazar ve editör araçları, kalite ve hız odaklı birinci sınıf üretim ve sektör lideri yayıncılık platformları yatmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
s | s |
system | sistemi |
author | yazar |
editor | editör |
time | zaman |
class | sınıf |
quality | kalite |
speed | hız |
publishing | yayıncılık |
platforms | platformlar |
focused | odaklı |
industry | sektör |
and | ve |
unique | benzersiz |
production | üretim |
tools | araçları |
first | birinci |
leading | lideri |
EN Aided by the top-five singles "Love Story" and "You Belong with Me", Fearless was certified Diamond by the Recording Industry Recording Industry Association of America (RIAA)
TR Taşındıkları Nashville'de "The Bluebird Café" adlı mekanda şarkı söylemeye başlayan Swift, sonunda 2006'da ilk çıkışını yapmış ve ilk albümü "Taylor Swift"i satışa sunmuştur
inglês | turco |
---|---|
and | da |
with | ilk |
EN The German industry has a share of 22.9% in gross value production; The highest share among the G7 countries has a serious part in the electronics industry, machinery manufacturing and chemistry
TR Almanya endüstrisi, gayri safi değer üretiminde % 22,9’luk pay sahibidir; G7 ülkeleri arasındaki en yüksek pay elektronik endüstrisi, makina imalatı ve kimya alanında ciddi söz sahibidir
inglês | turco |
---|---|
value | değer |
serious | ciddi |
electronics | elektronik |
manufacturing | imalat |
chemistry | kimya |
and | ve |
highest | en yüksek |
in | arasındaki |
EN The Fiat car industry has a worldwide reputation in the motor vehicle industry
TR Motorlu araç sanayiinde Fiat otomobil sanayii dünya çapında bir üne sahiptir
inglês | turco |
---|---|
fiat | fiat |
has | sahiptir |
a | bir |
worldwide | çapında |
EN Igrek Foundry & Machine Tools | Ductile Iron, Gray Iron, Casting Industry, Wind Power, Foundry Turkey, Steel Foundry, Casting for heavy industry
TR İğrek Makina Döküm & Takım Tezgahları | Sfero Döküm, Pik Döküm, Rüzgar Enerjisi, Isıl İşlem, Takım Tezgahları, Ağır Sanayi için döküm üretimi
inglês | turco |
---|---|
casting | döküm |
industry | sanayi |
wind | rüzgar |
for | için |
machine | takım |
EN The automotive industry is undergoing a radical transformation. The advent of mobility advancements such as electric and connected cars has put the industry on a high-speed expressway, propelling it to a future that is shrouded in complexity.
TR Otomotiv endüstrisi köklü bir dönüşüm geçiriyor. Ulaşımda elektrikli ve bağlantılı araçlar gibi gelişmelerin ortaya çıkması, sektörü yüksek hızlı bir otobana yerleştirerek, çok yönlü bir geleceğe doğru yöneltti.
inglês | turco |
---|---|
automotive | otomotiv |
electric | elektrikli |
connected | bağlantı |
future | geleceğe |
and | ve |
industry | sektör |
cars | araç |
high | yüksek |
speed | hızlı |
transformation | dönüşüm |
a | bir |
EN This is driven by Elsevier?s industry leading submission system; author and editor tools that save time whilst providing unique insight; first class production focused on quality and speed; and industry leading publishing platforms.
TR Bunun arkasında Elsevier'in sektör lideri gönderim sistemi, benzersiz bir içgörü sağlarken zaman kazandıran yazar ve editör araçları, kalite ve hız odaklı birinci sınıf üretim ve sektör lideri yayıncılık platformları yatmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
s | s |
system | sistemi |
author | yazar |
editor | editör |
time | zaman |
class | sınıf |
quality | kalite |
speed | hız |
publishing | yayıncılık |
platforms | platformlar |
focused | odaklı |
industry | sektör |
and | ve |
unique | benzersiz |
production | üretim |
tools | araçları |
first | birinci |
leading | lideri |
EN It is an industry-led effort made up of volunteer members from the industry, and supported by SPRING Singapore and IMDA Singapore
TR Sektördeki gönüllü üyelerden oluşan ve SPRING Singapore ile IMDA Singapore tarafından desteklenen, sektörün girişimiyle oluşturulmuş bir yapıdır
inglês | turco |
---|---|
industry | sektör |
supported | desteklenen |
singapore | singapore |
volunteer | gönüllü |
and | ve |
by | tarafından |
made | ile |
EN It is backed by industry, including the Federation of Small Businesses, the Confederation of British Industry and a number of insurance organizations that offer incentives for businesses holding this certification.
TR Federation of Small Businesses, Confederation of British Industry ve bu sertifikaya sahip olan işletmelere teşvikler sağlayan birçok sigorta kuruluşu dâhil olmak üzere sektör tarafından desteklenir.
inglês | turco |
---|---|
businesses | işletmelere |
insurance | sigorta |
a | bir |
this | bu |
industry | sektör |
and | ve |
the | olmak |
by | tarafından |
is | olan |
that | sahip |
EN The German industry has a share of 22.9% in gross value production; The highest share among the G7 countries has a serious part in the electronics industry, machinery manufacturing and chemistry
TR Almanya endüstrisi, gayri safi değer üretiminde % 22,9’luk pay sahibidir; G7 ülkeleri arasındaki en yüksek pay elektronik endüstrisi, makina imalatı ve kimya alanında ciddi söz sahibidir
inglês | turco |
---|---|
value | değer |
serious | ciddi |
electronics | elektronik |
manufacturing | imalat |
chemistry | kimya |
and | ve |
highest | en yüksek |
in | arasındaki |
EN Igrek Foundry & Machine Tools | Ductile Iron, Gray Iron, Casting Industry, Wind Power, Foundry Turkey, Steel Foundry, Casting for heavy industry
TR İğrek Makina Döküm & Takım Tezgahları | Sfero Döküm, Pik Döküm, Rüzgar Enerjisi, Isıl İşlem, Takım Tezgahları, Ağır Sanayi için döküm üretimi
inglês | turco |
---|---|
casting | döküm |
industry | sanayi |
wind | rüzgar |
for | için |
machine | takım |
EN Imprint - Igrek Foundry & Machine Tools | Ductile Iron, Gray Iron, Casting Industry, Wind Power, Foundry Turkey, Steel Foundry, Casting for heavy industry
TR Firma Bilgileri - İğrek Makina Döküm & Takım Tezgahları | Sfero Döküm, Pik Döküm, Rüzgar Enerjisi, Isıl İşlem, Ağır Sanayi için döküm üretimi | İğrek Makina Döküm & Takım Tezgahları
inglês | turco |
---|---|
casting | döküm |
industry | sanayi |
wind | rüzgar |
for | için |
machine | takım |
EN Careers - Igrek Foundry & Machine Tools | Ductile Iron, Gray Iron, Casting Industry, Wind Power, Foundry Turkey, Steel Foundry, Casting for heavy industry
TR Kariyer - İğrek Makina Döküm & Takım Tezgahları | Sfero Döküm, Pik Döküm, Rüzgar Enerjisi, Isıl İşlem, Ağır Sanayi için döküm üretimi | İğrek Makina Döküm & Takım Tezgahları
inglês | turco |
---|---|
careers | kariyer |
casting | döküm |
industry | sanayi |
wind | rüzgar |
for | için |
machine | takım |
EN Production - Igrek Foundry & Machine Tools | Ductile Iron, Gray Iron, Casting Industry, Wind Power, Foundry Turkey, Steel Foundry, Casting for heavy industry
TR Üretim - İğrek Makina Döküm & Takım Tezgahları | Sfero Döküm, Pik Döküm, Rüzgar Enerjisi, Isıl İşlem, Ağır Sanayi için döküm üretimi
inglês | turco |
---|---|
casting | döküm |
industry | sanayi |
wind | rüzgar |
for | için |
production | üretimi |
machine | takım |
EN Machining - Igrek Foundry & Machine Tools | Ductile Iron, Gray Iron, Casting Industry, Wind Power, Foundry Turkey, Steel Foundry, Casting for heavy industry
TR İşleme - İğrek Makina Döküm & Takım Tezgahları | Sfero Döküm, Pik Döküm, Rüzgar Enerjisi, Isıl İşlem, Ağır Sanayi için döküm üretimi
inglês | turco |
---|---|
casting | döküm |
industry | sanayi |
wind | rüzgar |
for | için |
machine | takım |
EN Pattern - Igrek Foundry & Machine Tools | Ductile Iron, Gray Iron, Casting Industry, Wind Power, Foundry Turkey, Steel Foundry, Casting for heavy industry
TR Model - İğrek Makina Döküm & Takım Tezgahları | Sfero Döküm, Pik Döküm, Rüzgar Enerjisi, Isıl İşlem, Ağır Sanayi için döküm ve takım tezgahları üretimi
inglês | turco |
---|---|
casting | döküm |
industry | sanayi |
wind | rüzgar |
for | için |
machine | takım |
EN Foundry - Igrek Foundry & Machine Tools | Ductile Iron, Gray Iron, Casting Industry, Wind Power, Foundry Turkey, Steel Foundry, Casting for heavy industry
TR Döküm - İğrek Makina Döküm & Takım Tezgahları | Sfero Döküm, Pik Döküm, Rüzgar Enerjisi, Isıl İşlem, Ağır Sanayi için döküm ve takım tezgahları üretimi
inglês | turco |
---|---|
casting | döküm |
industry | sanayi |
wind | rüzgar |
for | için |
machine | takım |
EN Machine Tools - Igrek Foundry & Machine Tools | Ductile Iron, Gray Iron, Casting Industry, Wind Power, Foundry Turkey, Steel Foundry, Casting for heavy industry
TR Takım Tezgâhları - İğrek Makina Döküm & Takım Tezgahları | Sfero Döküm, Pik Döküm, Rüzgar Enerjisi, Isıl İşlem, Ağır Sanayi için döküm üretimi
inglês | turco |
---|---|
casting | döküm |
industry | sanayi |
wind | rüzgar |
for | için |
machine | takım |
EN Quality - Igrek Foundry & Machine Tools | Ductile Iron, Gray Iron, Casting Industry, Wind Power, Foundry Turkey, Steel Foundry, Casting for heavy industry
TR Kalite - İğrek Makina Döküm & Takım Tezgahları | Sfero Döküm, Pik Döküm, Rüzgar Enerjisi, Isıl İşlem, Ağır Sanayi için döküm üretimi | İğrek Makina Döküm & Takım Tezgahları
inglês | turco |
---|---|
quality | kalite |
casting | döküm |
industry | sanayi |
wind | rüzgar |
for | için |
machine | takım |
EN Contact - Igrek Foundry & Machine Tools | Ductile Iron, Gray Iron, Casting Industry, Wind Power, Foundry Turkey, Steel Foundry, Casting for heavy industry
TR İletişim - İğrek Makina Döküm & Takım Tezgahları | Sfero Döküm, Pik Döküm, Rüzgar Enerjisi, Isıl İşlem, Ağır Sanayi için döküm üretimi | İğrek Makina Döküm & Takım Tezgahları
inglês | turco |
---|---|
casting | döküm |
industry | sanayi |
wind | rüzgar |
for | için |
machine | takım |
EN News - Igrek Foundry & Machine Tools | Ductile Iron, Gray Iron, Casting Industry, Wind Power, Foundry Turkey, Steel Foundry, Casting for heavy industry
TR Duyurular - İğrek Makina Döküm & Takım Tezgahları | Sfero Döküm, Pik Döküm, Rüzgar Enerjisi, Isıl İşlem, Ağır Sanayi için döküm üretimi | İğrek Makina Döküm & Takım Tezgahları
inglês | turco |
---|---|
casting | döküm |
industry | sanayi |
wind | rüzgar |
for | için |
machine | takım |
EN Behind the history of ÜNTEL; with full of achievements in cable industry, its products used over 6 continents and leadership position in the industry lies the importance it attaches to human resources, that is the architect of this success.
TR ÜNTEL’ in; uzun yıllar kablo sektöründeki başarılarla dolu geçmişinin, 6 kıtaya yayılan ürünlerinin ve sektör liderliğinin temelinde, bu başarının mimarı olan insan kaynağına verdiği önem yatmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
cable | kablo |
industry | sektör |
human | insan |
architect | mimar |
success | başarı |
products | ürünlerinin |
importance | önem |
and | ve |
this | bu |
is | olan |
of | in |
full of | dolu |
EN How is industry responding? Industry’s response is euphoric, because the focus is no longer on avoidance, but on innovation, quality and beauty
TR Üreticilerin bu konsepte tepkisi nasıl? Tüketimden kaçınmak yerine yenilikçilik, kalite ve güzellik söz konusu olduğu için sanayi bu konsepti coşkuyla karşılıyor
inglês | turco |
---|---|
industry | sanayi |
quality | kalite |
beauty | güzellik |
is | olduğu |
innovation | yenilik |
and | ve |
response | bu |
because | için |
how | nasıl |
EN Every sixth person in the German labour force works in the health industry, amounting to 7.6 million people. The industry branch generates around 370 billion euros.
TR Almanya’daki çalışanların altıda biri sağlık sektöründe çalışıyor; bu da 7,6 milyon kişi demek. Bu alanda yaratılan değer, yaklaşık 370 milyar avro.
inglês | turco |
---|---|
health | sağlık |
industry | sektör |
million | milyon |
billion | milyar |
euros | avro |
works | çalışıyor |
in | da |
the | biri |
EN Aided by the top-five singles "Love Story" and "You Belong with Me", Fearless was certified Diamond by the Recording Industry Recording Industry Association of America (RIAA)
TR Taşındıkları Nashville'de "The Bluebird Café" adlı mekanda şarkı söylemeye başlayan Swift, sonunda 2006'da ilk çıkışını yapmış ve ilk albümü "Taylor Swift"i satışa sunmuştur
inglês | turco |
---|---|
and | da |
with | ilk |
EN Discover how Industry 4.0 is helping manufacturers connect the food industry and optimise operations.
TR Endüstri 4.0'ın üreticilerin gıda endüstrisine bağlanmasına ve operasyonları optimize etmesine nasıl yardımcı olduğunu keşfedin.
inglês | turco |
---|---|
discover | keşfedin |
industry | endüstri |
is | olduğunu |
food | gıda |
optimise | optimize |
and | ve |
how | nasıl |
operations | operasyonları |
EN It also offers industry watchers with information on the latest facts, figures and trends related to the food and beverage industry.
TR Ayrıca sektör gözlemcilerine gıda ve içecek endüstrisiyle ilgili en güncel veriler, sayılar ve eğilimler hakkında bilgiler sunar.
inglês | turco |
---|---|
offers | sunar |
industry | sektör |
food | gıda |
beverage | içecek |
latest | en |
information | bilgiler |
and | ve |
on | ilgili |
EN Check all this information to pinpoint what advertising your competitors produce, where they place it and what texts and graphics they use for it
TR Bu bilgileri, rakiplerinizin ne reklamları ürettiğini, nereye yerleştirdiklerini ve hangi metin ve grafikleri kullandıklarını saptamak için kullanın
inglês | turco |
---|---|
graphics | grafikleri |
information | bilgileri |
this | bu |
where | nereye |
what | ne |
and | ve |
EN Elsevier R&D solutions help institutions to produce critical geoscience research to solve and facilitate high-quality education and hands-on training for future geoscientists.
TR Elsevier Ar-Ge çözümleri, geleceğin yer bilimcileri için yüksek kaliteli eğitim konusunu çözmesi ve bunu kolaylaştırması için kurumların kritik yer bilimi araştırmaları yapmasına yardımcı olmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
critical | kritik |
future | geleceğin |
elsevier | elsevier |
solutions | çözümleri |
help | yardımcı |
and | ve |
research | araştırmaları |
high | yüksek |
quality | kaliteli |
institutions | kurumlar |
training | eğitim |
EN From our Michelin star restaurants to our casual cafes, we emphasize healthy and sustainable menus, often highlighting local produce and honey from our apiaries
TR Michelin yıldızlı restoranlarımızdan gündelik kafelerimize kadar, çoğunlukla yerel ürünleri ve kendi kovanlarımızdan elde ettiğimiz balı ön plana çıkaran sağlıklı ve sürdürülebilir menüleri vurguluyoruz
inglês | turco |
---|---|
michelin | michelin |
casual | gündelik |
sustainable | sürdürülebilir |
honey | balı |
healthy | sağlıklı |
restaurants | restoranlar |
local | yerel |
and | ve |
to | kadar |
EN The one of the main activities amongst our works is to produce resources and documents for civil society under the name of “STGM publications”.
TR Bu çalışmalar içinde önemli bir başlığı da sivil toplum için ürettiğimiz kaynak dokümanlar yani STGM yayınları oluşturuyor.
inglês | turco |
---|---|
main | önemli |
civil | sivil |
society | toplum |
resources | kaynak |
stgm | stgm |
the | yani |
and | da |
EN Under the law, consenting adult participants can produce, distribute and purchase these materials
TR Kanun kapsamında rıza gösteren yetişkin katılımcılar bu gibi materyaller üretebilir, dağıtabilir ve satın alabilir
inglês | turco |
---|---|
law | kanun |
adult | yetişkin |
participants | katılımcılar |
can | alabilir |
purchase | satın |
and | ve |
these | bu |
under | da |
the | gibi |
EN At Maersk, we build your technology and electronics supply chain solutions around key enablers that produce high quality results.
TR Maersk'te, teknoloji ve elektronik tedarik zinciri çözümlerinizi, yüksek kalitede sonuçlar üreten önemli olanak sağlayıcıları merkeze alarak inşa ederiz.
inglês | turco |
---|---|
build | inşa |
technology | teknoloji |
electronics | elektronik |
supply | tedarik |
chain | zinciri |
high | yüksek |
quality | kalitede |
key | önemli |
and | ve |
around | in |
EN Uncover richer insights and produce clearly articulated, defensible findings backed by transcripts you can trust.
TR Daha zengin içgörüler ortaya çıkarın ve güvenebileceğiniz transkriptlerle desteklenen açıkça ifade edilmiş, savunulabilir bulgular üretin.
inglês | turco |
---|---|
insights | içgörüler |
clearly | açıkça |
backed | desteklenen |
by | daha |
and | ve |
EN Get access to a large selection of professionally-crafted slideshow templates, and produce exciting slideshow videos that will captivate your audience right from the beginning
TR Profesyonel şekilde tasarlanmış şablonlardan oluşan geniş bir koleksiyona erişim sağlayın ve izleyicilerin dikkatini en başından itibaren çekecek heyecan verici slayt gösterileri hazırlayın
inglês | turco |
---|---|
slideshow | slayt |
exciting | heyecan verici |
right | sağ |
professionally | profesyonel |
access | erişim |
a | bir |
and | ve |
the | şekilde |
EN PoA relies on the reputation of individual organizations, called Authority Masternodes (AM), to validate and produce blockchain blocks
TR PoA, blockchain bloklarını doğrulamak ve üretmek için Authority Masternodes (AM) (Otorite Masternode'ları) adı verilen bireysel organizasyonların itibarına dayanır
inglês | turco |
---|---|
blockchain | blockchain |
called | adı |
and | ve |
of | in |
individual | bireysel |
blocks | bloklar |
to | için |
EN While more modern compilers will produce compiled code for arm64, you will need to deploy it into an arm-based environment to test
TR Daha modern derleyiciler, arm64 için derlenmiş kod üretecek olsa da bunu test etmek için Arm tabanlı bir ortama dağıtmanız gerekecektir
inglês | turco |
---|---|
modern | modern |
code | kod |
based | tabanlı |
test | test |
it | bunu |
you | in |
EN These associations help Pinterest contextualize themes, styles and produce more personalized user experiences.
TR Bu ilişkilendirmeler, Pinterest'in tema ve stillere bağlam kazandırmasına ve daha kişiselleştirilmiş kullanıcı deneyimleri üretmesine yardımcı oluyor.
inglês | turco |
---|---|
themes | tema |
more | daha |
experiences | deneyimleri |
personalized | kişiselleştirilmiş |
user | kullanıcı |
help | yardımcı |
these | bu |
and | ve |
EN By staking Mina, they can be selected to produce a block and earn block rewards in the form of coinbase, transaction fees and network fees
TR Mina stakeleyerek blok üreticisi olarak seçilebilir, blok üretim ödülü, işlem ücret ödülü ve ağ ödülü gibi ödüller alabilirsiniz
inglês | turco |
---|---|
a | a |
block | blok |
transaction | işlem |
mina | mina |
fees | ücret |
rewards | ödüller |
and | ve |
the | gibi |
be | üretim |
EN Shop the freshest premium produce, ready meals and the best wines
TR En taze seçkin ürünleri, hazır yemekleri ve en iyi şarapları satın alın
inglês | turco |
---|---|
ready | hazır |
and | ve |
best | en |
Mostrando 50 de 50 traduções