EN We’re working to get the Global Goals onto every website and billboard, broadcast on every TV station and radio station, in every cinema and classroom, pinned to every community noticeboard and sent to every mobile phone
"every business needs" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN We’re working to get the Global Goals onto every website and billboard, broadcast on every TV station and radio station, in every cinema and classroom, pinned to every community noticeboard and sent to every mobile phone
TR Küresel Amaçlar'ı, billboardlarda, her TV kanalı ve radyo istasyonunda, her sinema ve sınıfta, her toplulukta ve her cep telefonunda göstermek için çalışıyoruz
inglês | turco |
---|---|
get | al |
global | küresel |
radio | radyo |
mobile | cep |
tv | tv |
and | ve |
EN Every business needs a logo, but not every business has the budget for a designer
TR Her işletmenin bir logoya ihtiyacı vardır, ama her işletmenin bir tasarımcıya yetecek bütçesi yoktur
inglês | turco |
---|---|
business | iş |
logo | logoya |
designer | tasarımcı |
needs | ihtiyacı |
but | ama |
a | bir |
for | her |
EN Set up email alerts to keep an eye on trending topics every day, every 2 days, every week or every month
TR Her gün, iki günde bir, her hafta veya her ay trend konulara bakmak için e-posta bildirimlerini ayarlayın
inglês | turco |
---|---|
trending | trend |
month | ay |
or | veya |
posta | |
day | gün |
week | hafta |
EN Set up email alerts to keep an eye on trending topics every day, every 2 days, every week or every month
TR Her gün, iki günde bir, her hafta veya her ay trend konulara bakmak için e-posta bildirimlerini ayarlayın
inglês | turco |
---|---|
trending | trend |
month | ay |
or | veya |
posta | |
day | gün |
week | hafta |
EN Get paid every step of the way: Earn $200 for every new sale, $10 for every new trial, $0.01 for every new sign-up
TR Her adımda ödeme alın: Her yeni satış için 200$, her yeni deneme için 10$, her yeni kayıt için 0,01$ kazanın
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
trial | deneme |
paid | ödeme |
sale | satış |
get | alın |
earn | kazanın |
for | için |
EN Get paid every step of the way: Earn $200 for every new sale, $10 for every new trial, $0.01 for every new sign-up
TR Her adımda ödeme alın: Her yeni satış için 200$, her yeni deneme için 10$, her yeni kayıt için 0,01$ kazanın
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
trial | deneme |
paid | ödeme |
sale | satış |
get | alın |
earn | kazanın |
for | için |
EN Identify every part and package with a model for every application, and upgradeable features allow you to meet the evolving needs of your business.
TR Her uygulama için bir modelle her parça ve ambalajı tanımlayın; yükseltilebilir özellikler, iş yerinizin değişen ihtiyaçlarını karşılamanıza da izin verir.
inglês | turco |
---|---|
allow | izin verir |
business | iş |
features | özellikler |
needs | ihtiyaçlarını |
application | uygulama |
and | ve |
a | bir |
with | parça |
EN Identify every part and package with a model for every application, and upgradeable features allow you to meet the evolving needs of your business
TR Her uygulama için bir modelle her parça ve ambalajı tanımlayın; yükseltilebilir özellikler, iş yerinizin değişen ihtiyaçlarını karşılamanıza da izin verir
inglês | turco |
---|---|
allow | izin verir |
business | iş |
features | özellikler |
needs | ihtiyaçlarını |
application | uygulama |
and | ve |
a | bir |
with | parça |
EN Identify every part and package with a model for every application, and upgradeable features allow you to meet the evolving needs of your business.
TR Her uygulama için bir modelle her parça ve ambalajı tanımlayın; yükseltilebilir özellikler, iş yerinizin değişen ihtiyaçlarını karşılamanıza da izin verir.
inglês | turco |
---|---|
allow | izin verir |
business | iş |
features | özellikler |
needs | ihtiyaçlarını |
application | uygulama |
and | ve |
a | bir |
with | parça |
EN With new information being created every second of every day, analyzing and processing every bit of new broadcast media, online streams, and social media can be overwhelming
TR Her günün her saniyesinde yeni bilgiler oluşturulurken, yeni yayın medyasının, çevrimiçi akışların ve sosyal medyanın her parçasını analiz etmek ve işlemek ezici olabilir
inglês | turco |
---|---|
analyzing | analiz |
and | ve |
media | medyanın |
online | çevrimiçi |
new | yeni |
information | bilgiler |
day | gün |
social | sosyal |
be | olabilir |
of | her |
EN Earn $200 for every new sale, $10 for every new trial, $0.01 for every new sign-up
TR Her yeni satış için 200$, her yeni deneme için 10$, her yeni kayıt için 0,01$ kazanın
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
trial | deneme |
sale | satış |
earn | kazanın |
for | için |
every | her |
EN With new information being created every second of every day, analyzing and processing every bit of new broadcast media, online streams, and social media can be overwhelming
TR Her günün her saniyesinde yeni bilgiler oluşturulurken, yeni yayın medyasının, çevrimiçi akışların ve sosyal medyanın her parçasını analiz etmek ve işlemek ezici olabilir
inglês | turco |
---|---|
analyzing | analiz |
and | ve |
media | medyanın |
online | çevrimiçi |
new | yeni |
information | bilgiler |
day | gün |
social | sosyal |
be | olabilir |
of | her |
EN Earn $200 for every new sale, $10 for every new trial, $0.01 for every new sign-up
TR Her yeni satış için 200$, her yeni deneme için 10$, her yeni kayıt için 0,01$ kazanın
inglês | turco |
---|---|
new | yeni |
trial | deneme |
sale | satış |
earn | kazanın |
for | için |
every | her |
EN Each design can be tailored to individual needs to meet unique business needs
TR Her tasarım, benzersiz iş ihtiyaçlarını karşılamak için bireysel ihtiyaçlara göre uyarlanabilir
inglês | turco |
---|---|
meet | karşılamak |
unique | benzersiz |
design | tasarım |
individual | bireysel |
needs | ihtiyaçlarını |
EN Every business needs to build a unique continuity blueprint to ensure its critical infrastructure is available, sustainable, and future-ready.
TR Her işletmenin, kritik altyapısının kullanılabilir, sürdürülebilir ve geleceğe hazır olmasını sağlamak için benzersiz bir süreklilik planı oluşturması gerekir.
inglês | turco |
---|---|
business | iş |
needs | gerekir |
blueprint | plan |
critical | kritik |
sustainable | sürdürülebilir |
future | geleceğe |
and | ve |
its | in |
infrastructure | altyapı |
ready | hazır |
available | kullanılabilir |
unique | benzersiz |
to | sağlamak |
ensure | sağlamak için |
EN While you could theoretically use a VPN to determine how your business ranks in other countries, not every VPN features every country that you may wish to search from
TR İşletmenizin diğer ülkelerde nasıl sıralandığını belirlemek için teorik olarak bir VPN kullanabilseniz de, her VPN arama yapmak isteyebileceğiniz her ülkeyi içermez
inglês | turco |
---|---|
vpn | vpn |
search | arama |
countries | ülkelerde |
other | diğer |
a | bir |
how | nasıl |
EN We offer comprehensive support through the business establishment process, including careful analysis of each client’s specific goals and needs to ensure clients establishes the most appropriate and tax efficient business structure.
TR Müvekkil için en uygun ve vergi hukuku bakımından en etkin işletme yapısının belirlenmesi amacıyla; her bir müvekkilin hedef ve ihtiyaçları detaylı şekilde analiz edilerek kuruluş aşaması süresince kesintisiz destek verilir.
inglês | turco |
---|---|
analysis | analiz |
appropriate | uygun |
tax | vergi |
efficient | etkin |
support | destek |
business | iş |
most | en |
and | ve |
the | şekilde |
needs | ihtiyaçları |
EN To be high-ranking, your content needs to be relevant and meet a user’s needs
TR Yüksek seviyelerde olmak için, içeriğinizin kullanıcıların gereksinimlerini karşılaması ve de konuyla ilgili olması gereklidir
inglês | turco |
---|---|
relevant | ilgili |
high | yüksek |
your content | içeriğinizin |
to be | olması |
and | ve |
users | kullanıcılar |
to | için |
EN We work to address basic needs in humanitarian crisis situation and provide assistance to cover nutrition, shelter, heating and hygiene needs.
TR İnsani kriz durumunda temel ihtiyaçların giderilmesi amacıyla beslenme ve barınma, ısınma ve hijyen ihtiyaçlarını karşılayacak malzemelerin dağıtımını yapıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
basic | temel |
crisis | kriz |
nutrition | beslenme |
hygiene | hijyen |
in | da |
and | ve |
needs | ihtiyaçlarını |
EN Whether your school needs transcripts of lectures, qualitative research, or guest speeches, Sonix will simplify and handle all of your transcription needs
TR Okulunuzun ders transkriptlerine, nitel araştırmalara veya konuk konuşmalarına ihtiyacı olsun, Sonix tüm transkripsiyon ihtiyaçlarınızı basitleştirecek ve karşılayacaktır
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
qualitative | nitel |
research | araştırmalara |
guest | konuk |
sonix | sonix |
transcription | transkripsiyon |
or | veya |
all | tüm |
will | olsun |
and | ve |
EN We work to address basic needs in humanitarian crisis situation and provide assistance to cover nutrition, shelter, heating and hygiene needs.
TR İnsani kriz durumunda temel ihtiyaçların giderilmesi amacıyla beslenme ve barınma, ısınma ve hijyen ihtiyaçlarını karşılayacak malzemelerin dağıtımını yapıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
basic | temel |
crisis | kriz |
nutrition | beslenme |
hygiene | hijyen |
in | da |
and | ve |
needs | ihtiyaçlarını |
EN We work to address basic needs in humanitarian crisis situation and provide assistance to cover nutrition, shelter, heating and hygiene needs.
TR İnsani kriz durumunda temel ihtiyaçların giderilmesi amacıyla beslenme ve barınma, ısınma ve hijyen ihtiyaçlarını karşılayacak malzemelerin dağıtımını yapıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
basic | temel |
crisis | kriz |
nutrition | beslenme |
hygiene | hijyen |
in | da |
and | ve |
needs | ihtiyaçlarını |
EN We work to address basic needs in humanitarian crisis situation and provide assistance to cover nutrition, shelter, heating and hygiene needs.
TR İnsani kriz durumunda temel ihtiyaçların giderilmesi amacıyla beslenme ve barınma, ısınma ve hijyen ihtiyaçlarını karşılayacak malzemelerin dağıtımını yapıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
basic | temel |
crisis | kriz |
nutrition | beslenme |
hygiene | hijyen |
in | da |
and | ve |
needs | ihtiyaçlarını |
EN We are the only solution provider in Turkey who endeavours to understand the end users’ needs, and that then transforms these needs into projects
TR Son kullanıcı ihtiyaçlarını ele alma ve bunları projeye dönüştürme yaklaşımımızla Türkiye’de, alanında tek çözüm sağlayıcıyız
inglês | turco |
---|---|
provider | sağlayıcı |
users | kullanıcı |
solution | çözüm |
needs | ihtiyaçlarını |
end | son |
and | ve |
the | bunları |
to | tek |
EN Taking actions aimed at understanding needs and expectations of our customers, shareholders and fulfilling needs and expectations at the highest level.
TR Müşterilerimizin ve diğer paydaşlarımızın ihtiyaç ve beklentilerini anlamak ve bu beklentileri en üst düzeyde karşılayamaya yönelik çalışmayı,
inglês | turco |
---|---|
expectations | beklentileri |
level | düzeyde |
our customers | müşterilerimizin |
needs | ihtiyaç |
at | üst |
of | yönelik |
highest | en |
and | ve |
EN Of course, along with the tools, you’re paying for the consultation of someone who understands what your site needs and why it needs it.
TR Elbette, araçların yanı sıra, sitenizin neye ve neden ihtiyacı olduğunu anlayan birinin danışmanlığı için de ödeme yapıyorsunuz.
inglês | turco |
---|---|
your site | sitenizin |
needs | ihtiyacı |
paying | ödeme |
of | in |
it | olduğunu |
for | için |
tools | araçları |
and | ve |
why | neden |
of course | elbette |
EN Whether your school needs transcripts of lectures, qualitative research, or guest speeches, Sonix will simplify and handle all of your transcription needs
TR Okulunuzun ders transkriptlerine, nitel araştırmalara veya konuk konuşmalarına ihtiyacı olsun, Sonix tüm transkripsiyon ihtiyaçlarınızı basitleştirecek ve karşılayacaktır
inglês | turco |
---|---|
of | ın |
qualitative | nitel |
research | araştırmalara |
guest | konuk |
sonix | sonix |
transcription | transkripsiyon |
or | veya |
all | tüm |
will | olsun |
and | ve |
EN Its goal was to understand their sales channels, value chain and packaging needs, as well as to get their perspective on the needs of consumers in their geographies, both now and in 2025
TR Çalışmanın amacı satış kanallarını, değer zinciri ve paketleme gereksinimlerini anlamanın yanı sıra şimdiki ve 2025'te kendi coğrafyalarındaki tüketici ihtiyaçlarına ilişkin perspektiflerini anlamaktı
inglês | turco |
---|---|
value | değer |
chain | zinciri |
packaging | paketleme |
goal | amacı |
sales | satış |
both | de |
get | al |
channels | kanallar |
and | ve |
needs | ihtiyaç |
EN RADAAR is an all-in-one consistently expanding platform packed with all the features every social media marketer needs
TR RADAAR, her sosyal medya yöneticisinin ihtiyaç duyduğu özelliklerle dolu, hepsi bir arada ve sürekli gelişen bir platform
inglês | turco |
---|---|
needs | ihtiyaç |
features | özelliklerle |
platform | platform |
social | sosyal |
media | medya |
the | bir |
EN Every shooter needs customizable tools when perfecting their gaming strategy
TR Her shooter, oyun stratejisini mükemmelleştirirken özelleştirilebilir araçlara ihtiyaç duyar
inglês | turco |
---|---|
tools | araç |
gaming | oyun |
strategy | stratejisini |
customizable | özelleştirilebilir |
needs | ihtiyaç |
every | her |
EN We work closely with the world’s best gamers to fine-tune our products and to ensure everything we create meets the needs of gamers at every level
TR Dünyanın en iyi oyuncularıyla ürünlerimizin ince ayarı için yakından çalışıyor ve yaptığımız her şeyin her seviyedeki oyuncu ihtiyaçlarını karşıladığından emin oluyoruz
inglês | turco |
---|---|
closely | yakından |
work | çalışıyor |
needs | ihtiyaçlarını |
and | ve |
best | en |
EN As the industry's only software suite to span every stage of a hardware's lifetime, Zebra fully covers your needs, from app development to integration, from security to device management and optimising performance
TR Zebra, sektördeki donanımın ömrü boyunca her aşama için uygun tek yazılım süiti sayesinde uygulama geliştirmeden entegrasyona, güvenlikten cihaz yönetimine ve performans optimizasyonuna dek ihtiyaçlarınızı tam anlamıyla karşılar
inglês | turco |
---|---|
zebra | zebra |
management | yönetimine |
performance | performans |
software | yazılım |
device | cihaz |
app | uygulama |
fully | tam |
needs | ihtiyaç |
and | ve |
EN Print, hack, and redistribute this manifesto. The world needs to hear this message, and we need to get the word out every way possible. Download this file as:
TR Bu manifestoyu yazdırın, hackleyin ve yeniden dağıtın. Dünyanın bu mesajı duymaya ihtiyacı var ve bizim de bu mesajları mümkün olan her şekilde yaymamız gerekiyor. Bu dosyayı indirin:
inglês | turco |
---|---|
world | dünyanın |
possible | mümkün |
file | dosyayı |
download | indirin |
this | bu |
to | her |
and | ve |
the | şekilde |
message | mesaj |
need | ihtiyacı |
EN As the industry's only software suite to span every stage of a hardware's lifetime, Zebra fully covers your needs, from app development to integration, from security to device management and optimising performance
TR Zebra, sektördeki donanımın ömrü boyunca her aşama için uygun tek yazılım süiti sayesinde uygulama geliştirmeden entegrasyona, güvenlikten cihaz yönetimine ve performans optimizasyonuna dek ihtiyaçlarınızı tam anlamıyla karşılar
inglês | turco |
---|---|
zebra | zebra |
management | yönetimine |
performance | performans |
software | yazılım |
device | cihaz |
app | uygulama |
fully | tam |
needs | ihtiyaç |
and | ve |
EN Customize every aspect of your invoice to meet the needs of your customers
TR Faturanızı müşterilerinizin gereksinimlerine göre özelleştirin
inglês | turco |
---|---|
your customers | müşterilerinizin |
customize | özelleştirin |
EN ClinicalKey is your single source for trusted content covering every medical and surgical speciality. Content that ensures every decision clinicians make is based on the most current evidence.
TR ClinicalKey, tıp ve cerrahideki tüm uzmanlık alanlarını kapsayan tek güvenilir içerik kaynağınızdır. Klinisyenlerin aldığı her kararım en güncel kanıtlara dayalı olmasını sağlayan içerikler.
inglês | turco |
---|---|
source | kaynağı |
content | içerik |
covering | kapsayan |
medical | tıp |
speciality | uzmanlık |
decision | karar |
current | güncel |
clinicalkey | clinicalkey |
most | en |
trusted | güvenilir |
and | ve |
based | dayalı |
EN Drug safety alerts and clinical updates published every hour, every day (including weekends and holidays)
TR Her saat, her gün (hafta sonları ve tatil günleri dahil) yayınlanan ilaç güvenliği uyarıları ve klinik güncellemeler
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
clinical | klinik |
updates | güncellemeler |
published | yayınlanan |
every | her |
including | dahil |
holidays | tatil |
drug | ilaç |
safety | güvenliği |
hour | saat |
weekends | hafta |
day | gün |
EN Every year, a graduation ceremony is being held in every school. Use this Graduation Apparel Order Form Template to enhance your order workflow process at the same time increases the number of sales.
TR Bir giyim mağazanız varsa kullanabilirsiniz. Form diğer giysi türlerine uygulanabilir, hayal gücünüze kalmıştır.
inglês | turco |
---|---|
use | kullanabilirsiniz |
apparel | giyim |
form | form |
same | bir |
EN Abaya models suitable for every season and every style are offered to your liking with different color options. You can view our category to purchase quality and affordable abayas.
TR Her sezona ve her stile uygun ferace modelleri farklı renk seçenekleri ile beğeninize sunuluyor. Kaliteli ve uygun fiyatlardaki ferace modellerine sahip olmak için kategorimizi inceleyebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
abaya | ferace |
options | seçenekleri |
purchase | sahip olmak |
quality | kaliteli |
our category | kategorimizi |
models | modelleri |
color | renk |
different | farklı |
and | ve |
view | ile |
EN Plus size abaya models suitable for every season and every style are offered to your liking with different color options. You can check out our category to purchase high quality and affordable plus size abayas.
TR Her sezona ve her stile uygun büyük beden ferace modelleri farklı renk seçenekleri ile beğeninize sunuluyor. Kaliteli ve uygun fiyatlardaki büyük beden ferace modellerine sahip olmak için kategorimizi inceleyebilirsiniz.
inglês | turco |
---|---|
abaya | ferace |
options | seçenekleri |
purchase | sahip olmak |
quality | kaliteli |
our category | kategorimizi |
size | beden |
high | büyük |
models | modelleri |
color | renk |
different | farklı |
and | ve |
EN The difficulty is adjusted every 2016 blocks (every 2 weeks approximately) so that the average time between each block remains 10 minutes.
TR Her blok arasındaki ortalama sürenin 10 dakika olarak kalması için, zorluk her 2016 blokta (yani yaklaşık 2 haftada bir) düzeltilir.
inglês | turco |
---|---|
difficulty | zorluk |
approximately | yaklaşık |
block | blok |
minutes | dakika |
average | ortalama |
the | yani |
each | her |
EN These are some common tools used to work on this device. You might not need every tool for every procedure.
TR Bunlar, bu cihaz için yaygınca kullanılan bazı aletler. Her işlem için her alete ihtiyacınız yoktur.
inglês | turco |
---|---|
tools | aletler |
work | iş |
device | cihaz |
need | ihtiyacınız |
this | bu |
are | bunlar |
some | bazı |
used | kullanılan |
EN As the world’s largest container shipping company, we move 12 million containers every year and deliver to every corner of the globe.
TR Dünyanın en büyük konteyner taşımacılığı şirketi olarak, yılda 12 milyon konteyneri taşıyor ve dünyanın dört bir yanına teslim ediyoruz.
inglês | turco |
---|---|
container | konteyner |
million | milyon |
deliver | teslim |
globe | dünyanın |
company | şirketi |
and | ve |
the | dört |
EN As the world?s largest container shipping company, we move 12 million containers every year and deliver to every corner of the globe
TR Dünyanın en büyük konteyner taşımacılığı şirketi olarak, yılda 12 milyon konteyneri taşıyor ve dünyanın dört bir yanına teslim ediyoruz
inglês | turco |
---|---|
container | konteyner |
million | milyon |
deliver | teslim |
company | şirketi |
world | dünyanın |
and | ve |
the | dört |
EN Using Sonix allows you to capture every word of every sales conversation.
TR Sonix'i kullanmak, her satış konuşmasının her sözcüğünü yakalamanızı sağlar.
inglês | turco |
---|---|
using | kullanmak |
allows | sağlar |
sales | satış |
to | her |
EN Is the celebration of every special day suitable for every audience?
TR Her özel gün kutlama her kitle için uygun mu?
inglês | turco |
---|---|
celebration | kutlama |
audience | kitle |
for | için |
EN Every button, switch, material, and key is designed with the gamer’s every move in mind
TR Her düğme, anahtar, malzeme ve tuş, oyuncuların her hareketi düşünülerek tasarlandı
inglês | turco |
---|---|
button | düğme |
material | malzeme |
and | ve |
designed | tasarlandı |
key | anahtar |
EN Our designers hand-pick every material to make sure you have a beautiful product and our engineers test every feature, ensuring tournament-ready quality for gamers everywhere.
TR Tasarımcılarımız tüm malzemeleri özenle seçerek güzel bir ürüne sahip olmanızı sağlarken mühendislerimiz, tüm özellikleri itina ile test ederek tüm oyuncuların turnuvaya hazır kalitede ürünlere sahip olmasını sağlıyor.
inglês | turco |
---|---|
test | test |
ready | hazır |
beautiful | güzel |
quality | kalitede |
designers | tasarımcılar |
our | ile |
a | bir |
EN In Turkey, 3 in every 4 parents with children aged 0 to 8 use emotional violence, 1 in 4 use physical violence against their children. Every...
TR Türkiye’de 0-8 yaş grubunda çocuğu olan her 4 ebeveynden 3’ü çocuğuna duygusal şiddet, her 4'ünden 1’i ise fiziksel şiddet uyguluyor. Her birey ve...
inglês | turco |
---|---|
emotional | duygusal |
physical | fiziksel |
aged | yaş |
violence | şiddet |
their | ve |
to | her |
EN One in every five children in the world is married. Every year, 12 million girls become deprived of many fundamental rights, especially education,...
TR Dünyada her beş çocuktan biri evli. Her yıl 12 milyon kız çocuğu, çocuk yaşta evlendirilerek eğitim, sağlık ve istihdam başta olmak üzere pek çok...
inglês | turco |
---|---|
married | evli |
million | milyon |
education | eğitim |
year | yıl |
girls | kız |
children | çocuk |
in the world | dünyada |
one | ve |
many | pek |
five | beş |
Mostrando 50 de 50 traduções