EN Adana Support to Life HubDiyarbakır Support to Life HubHatay Support to Life HubBatman Support to Life HubMardin Support to Life HubMersin Support to Life HubŞanlıurfa upport to Life Hub
"cultural life" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN Adana Support to Life HubDiyarbakır Support to Life HubHatay Support to Life HubBatman Support to Life HubMardin Support to Life HubMersin Support to Life HubŞanlıurfa upport to Life Hub
TR Adana Hayata Destek NoktasıDiyarbakır Hayata Destek NoktasıHatay Hayata Destek NoktasıBatman Hayata Destek NoktasıMardin Hayata Destek NoktasıMersin Hayata Destek NoktasıŞanlıurfa Hayata Destek Noktası
inglês | turco |
---|---|
adana | adana |
support | destek |
to life | hayata |
EN Adana Support to Life HubDiyarbakır Support to Life HubHatay Support to Life HubBatman Support to Life HubMardin Support to Life HubMersin Support to Life HubŞanlıurfa upport to Life Hub
TR Adana Hayata Destek NoktasıDiyarbakır Hayata Destek NoktasıHatay Hayata Destek NoktasıBatman Hayata Destek NoktasıMardin Hayata Destek NoktasıMersin Hayata Destek NoktasıŞanlıurfa Hayata Destek Noktası
inglês | turco |
---|---|
adana | adana |
support | destek |
to life | hayata |
EN Adana Support to Life HubDiyarbakır Support to Life HubHatay Support to Life HubBatman Support to Life HubMardin Support to Life HubMersin Support to Life HubŞanlıurfa upport to Life Hub
TR Adana Hayata Destek NoktasıDiyarbakır Hayata Destek NoktasıHatay Hayata Destek NoktasıBatman Hayata Destek NoktasıMardin Hayata Destek NoktasıMersin Hayata Destek NoktasıŞanlıurfa Hayata Destek Noktası
inglês | turco |
---|---|
adana | adana |
support | destek |
to life | hayata |
EN Adana Support to Life HubDiyarbakır Support to Life HubHatay Support to Life HubBatman Support to Life HubMardin Support to Life HubMersin Support to Life HubŞanlıurfa upport to Life Hub
TR Adana Hayata Destek NoktasıDiyarbakır Hayata Destek NoktasıHatay Hayata Destek NoktasıBatman Hayata Destek NoktasıMardin Hayata Destek NoktasıMersin Hayata Destek NoktasıŞanlıurfa Hayata Destek Noktası
inglês | turco |
---|---|
adana | adana |
support | destek |
to life | hayata |
EN The European Cultural Foundation brings together the policymaking process and practices with the aim of improving artistic and cultural expression and making an impact on European cultural policies and strategies.
TR Avrupa Kültür Vakfı ( European Cultural Foundation) sanatsal ve kültürel ifade biçimlerini geliştirmek ve Avrupa kültür politikaları ve stratejilerinde etki yaratmak hedefiyle, politika üretim süreci ve uygulamayı bir araya getirir.
inglês | turco |
---|---|
brings | getirir |
process | süreci |
expression | ifade |
impact | etki |
foundation | vakfı |
and | ve |
cultural | kültürel |
european | avrupa |
policies | politikalar |
EN The European Cultural Foundation brings together the policymaking process and practices with the aim of improving artistic and cultural expression and making an impact on European cultural policies and strategies.
TR Avrupa Kültür Vakfı ( European Cultural Foundation) sanatsal ve kültürel ifade biçimlerini geliştirmek ve Avrupa kültür politikaları ve stratejilerinde etki yaratmak hedefiyle, politika üretim süreci ve uygulamayı bir araya getirir.
inglês | turco |
---|---|
brings | getirir |
process | süreci |
expression | ifade |
impact | etki |
foundation | vakfı |
and | ve |
cultural | kültürel |
european | avrupa |
policies | politikalar |
EN The purpose of the Canada Fund for Local Initiatives is to increase the economic, cultural, and social living standards of the local people by financing small-scale projects that provide technical, economic, cultural, and social development support.
TR Yerel Girişimler için Kanada Fonu’nun amacı; teknik, ekonomik, kültürel ve sosyal kalkınma desteği veren küçük ölçekli projeleri finanse ederek yerel halkın ekonomik, kültürel ve sosyal yaşam standartlarının artırılmasıdır.
inglês | turco |
---|---|
canada | kanada |
economic | ekonomik |
social | sosyal |
technical | teknik |
support | desteği |
purpose | amacı |
local | yerel |
and | ve |
projects | projeleri |
of | in |
development | kalkınma |
standards | standartları |
the | ederek |
EN International and intersectoral cultural cooperation, artistic creativity, circulation of artists and cultural actors.
TR Uluslararası ve sektörler arası kültürel işbirliği, sanatsal yaratıcılık, sanatçıların ve kültür aktörlerinin dolaşımı.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
cooperation | işbirliği |
creativity | yaratıcılık |
of | ın |
international | uluslararası |
cultural | kültürel |
artists | sanatçılar |
EN ECF supports all forms of artistic and cultural expression with different programs (music, visual arts, dance, cinema, documentary, multimedia, photography, design, fashion and cultural capacity development)
TR ECF, her türlü sanatsal ve kültürel ifade biçimini farklı programlarla destekler (müzik, görsel sanatlar, dans, sinema, belgesel, multimedya, fotoğraf, tasarım, moda ve kültürel kapasite gelişimi)
inglês | turco |
---|---|
supports | destekler |
and | ve |
cultural | kültürel |
expression | ifade |
music | müzik |
visual | görsel |
dance | dans |
multimedia | multimedya |
fashion | moda |
capacity | kapasite |
different | farklı |
design | tasarım |
of | her |
EN The purpose of the Canada Fund for Local Initiatives is to increase the economic, cultural, and social living standards of the local people by financing small-scale projects that provide technical, economic, cultural, and social development support.
TR Yerel Girişimler için Kanada Fonu’nun amacı; teknik, ekonomik, kültürel ve sosyal kalkınma desteği veren küçük ölçekli projeleri finanse ederek yerel halkın ekonomik, kültürel ve sosyal yaşam standartlarının artırılmasıdır.
inglês | turco |
---|---|
canada | kanada |
economic | ekonomik |
social | sosyal |
technical | teknik |
support | desteği |
purpose | amacı |
local | yerel |
and | ve |
projects | projeleri |
of | in |
development | kalkınma |
standards | standartları |
the | ederek |
EN International and intersectoral cultural cooperation, artistic creativity, circulation of artists and cultural actors.
TR Uluslararası ve sektörler arası kültürel işbirliği, sanatsal yaratıcılık, sanatçıların ve kültür aktörlerinin dolaşımı.
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
cooperation | işbirliği |
creativity | yaratıcılık |
of | ın |
international | uluslararası |
cultural | kültürel |
artists | sanatçılar |
EN ECF supports all forms of artistic and cultural expression with different programs (music, visual arts, dance, cinema, documentary, multimedia, photography, design, fashion and cultural capacity development)
TR ECF, her türlü sanatsal ve kültürel ifade biçimini farklı programlarla destekler (müzik, görsel sanatlar, dans, sinema, belgesel, multimedya, fotoğraf, tasarım, moda ve kültürel kapasite gelişimi)
inglês | turco |
---|---|
supports | destekler |
and | ve |
cultural | kültürel |
expression | ifade |
music | müzik |
visual | görsel |
dance | dans |
multimedia | multimedya |
fashion | moda |
capacity | kapasite |
different | farklı |
design | tasarım |
of | her |
EN In order to give more support to cultural workers across borders, the Goethe-Institut, Germany's globally active cultural institute, is moving many of its activities to the internet
TR Sınırların da ötesindeki kültür emekçilerine destek vermek için, dünya çapında etkinlik gösteren Alman kültür kuruluşu Goethe Enstitüsü, programlarının çoğunu sanal ortama taşıyor
inglês | turco |
---|---|
support | destek |
cultural | kültür |
institute | enstitüsü |
in | da |
the | alman |
of | in |
give | için |
to give | vermek |
EN Hatay Narlıca Support to Life Houseİstanbul Support to Life HouseŞanlıurfa Support to Life HouseDiyarbakır Support to Life House
TR Hatay Narlıca Hayata Destek Eviİstanbul Hayata Destek EviŞanlıurfa Hayata Destek EviDiyarbakır Hayata Destek Evi
inglês | turco |
---|---|
hatay | hatay |
support | destek |
to life | hayata |
EN Hatay Narlıca Support to Life Houseİstanbul Support to Life HouseŞanlıurfa Support to Life HouseDiyarbakır Support to Life House
TR Hatay Narlıca Hayata Destek Eviİstanbul Hayata Destek EviŞanlıurfa Hayata Destek EviDiyarbakır Hayata Destek Evi
inglês | turco |
---|---|
hatay | hatay |
support | destek |
to life | hayata |
EN Hatay Narlıca Support to Life Houseİstanbul Support to Life HouseŞanlıurfa Support to Life HouseDiyarbakır Support to Life House
TR Hatay Narlıca Hayata Destek Eviİstanbul Hayata Destek EviŞanlıurfa Hayata Destek EviDiyarbakır Hayata Destek Evi
inglês | turco |
---|---|
hatay | hatay |
support | destek |
to life | hayata |
EN Hatay Narlıca Support to Life Houseİstanbul Support to Life HouseŞanlıurfa Support to Life HouseDiyarbakır Support to Life House
TR Hatay Narlıca Hayata Destek Eviİstanbul Hayata Destek EviŞanlıurfa Hayata Destek EviDiyarbakır Hayata Destek Evi
inglês | turco |
---|---|
hatay | hatay |
support | destek |
to life | hayata |
EN The heimatBEWEGEN project in Ballenstedt in Saxony-Anhalt enriches small town life with art and cultural festivals, theatre workshops for children and ideas for new digital educational services in shipping containers
TR Saksonya-Anhalt eyaletindeki Ballenstedt’teki heimatBEWEGEN projesi, sanat ve kültür festivalleri, çocuklar için tiyatro atölyeleri ya da taşıma konteynerlerinde yeni dijital eğitim fikirleriyle küçük kasaba yaşamını zenginleştiriyor
inglês | turco |
---|---|
project | projesi |
small | küçük |
life | yaşam |
theatre | tiyatro |
new | yeni |
educational | eğitim |
children | çocuklar |
and | ve |
digital | dijital |
in | da |
art | sanat |
cultural | kültür |
for | için |
EN Just for today, I accept life on life’s terms. Just for today, I am grateful for all of the blessings in my life.
TR Sadece bugünlük, hayatın şartlarına göre hayatı kabul ediyorum. Sadece bugün için, hayatımdaki tüm nimetler için minnettarım.
inglês | turco |
---|---|
today | bugün |
all | tüm |
life | hayat |
the | kabul |
of | in |
for | için |
EN Just for today, I accept life on life’s terms. Just for today, I am grateful for all of the blessings in my life.
TR Sadece bugünlük, hayatın şartlarına göre hayatı kabul ediyorum. Sadece bugün için, hayatımdaki tüm nimetler için minnettarım.
inglês | turco |
---|---|
today | bugün |
all | tüm |
life | hayat |
the | kabul |
of | in |
for | için |
EN Social, Educational and Cultural Structure of Geyre
TR Geyre Geçim Kaynakları & Ekonomik Yapı
inglês | turco |
---|---|
structure | yapı |
EN Geyre?s Educational and Cultural Structure
TR Geyre?nin Eğitim ve Kültür Yapısı
inglês | turco |
---|---|
s | s |
educational | eğitim |
cultural | kültür |
and | ve |
structure | yapısı |
EN Geyre Social, Educational and Cultural Structure
TR Karacasu İdari ve Sosyal Durum
inglês | turco |
---|---|
social | sosyal |
and | ve |
EN His work includes the development of the professional conditions of architects, the preservation of the architectural, cultural, historical and nature values that make up the spaces of our country and reaching the next generations
TR Çalışmaları arasında mimarların mesleki koşullarının gelişmesi, ülkemiz mekânlarını oluşturan mimari, kültür, tarih ve doğa değerlerimizin korunması ve gelecek nesillere ulaşması bulunmaktadır
inglês | turco |
---|---|
architects | mimarlar |
architectural | mimari |
cultural | kültür |
nature | doğa |
conditions | koşullar |
and | ve |
the | arasında |
next | gelecek |
EN We believe it is our privilege to enhance genuine experiences and promote a rich cultural exchange within our communities by ensuring long-term sustainability and stewardship of our planet
TR Özgün deneyimleri güçlendirmenin ve uzun dönemli sürdürülebilirliği ve gezegenimizin koruyuculuğunu üstlenerek topluluklarımız içinde zengin bir kültürel alış verişi desteklememin ayrıcalığımız olduğuna inanırız
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
rich | zengin |
cultural | kültürel |
our planet | gezegenimizin |
it is | olduğuna |
long | uzun |
and | ve |
EN As STGM, we regularly update networks and platforms listed under headings of human, child, environment, youth, gender, and culture/cultural rights-art
TR İnsan, çocuk, çevre, gençlik, engelli hakları, toplumsal cinsiyet ve kültür/kültürel haklar-sanat olmak üzere listelenen ağ ve platformları STGM olarak belirli periyotlarda güncelliyoruz
inglês | turco |
---|---|
stgm | stgm |
platforms | platformlar |
listed | listelenen |
youth | gençlik |
gender | cinsiyet |
child | çocuk |
environment | çevre |
rights | hakları |
and | ve |
cultural | kültürel |
culture | kültür |
of | olarak |
EN It proposes to fill a substantial gap in Turkey about linguistic rights as an essential part of cultural plurality.
TR İstanbul Bilgi Üniversitesi Türkiye Kültürleri Araştırma Grubu tarafından düzenlenen çalıştay dizisinin ilk üçünde, dilsel çoğulluk ve dil hakları meselesi değişik boyutlarıyla ele alındı.
inglês | turco |
---|---|
turkey | türkiye |
rights | hakları |
EN A lush and majestic resort like no other, combining thoughtful landscaping, Arabic hospitality and Raffles’ legendary service to craft personalized cultural, wellbeing and celebration experiences.
TR Kişiselleştirilmiş kültür, sağlık ve kutlama deneyimleri yaratmak için özenle hazırlanmış çevre düzenlemesini, Arap konukseverliği ve Raffles’ın efsanevi hizmeti ile birleştiren eşi benzeri olmayan yemyeşil ve görkemli bir resort.
inglês | turco |
---|---|
majestic | görkemli |
raffles | raffles |
legendary | efsanevi |
service | hizmeti |
cultural | kültür |
wellbeing | sağlık |
celebration | kutlama |
experiences | deneyimleri |
personalized | kişiselleştirilmiş |
no | olmayan |
a | bir |
and | ve |
to | için |
EN Successful International Content Marketing: Cultural Differences in Content Marketing
TR Başarılı Uluslararası İçerik Pazarlaması: İçerik Pazarlamasında Kültürel Farklılıkların Etkileri
inglês | turco |
---|---|
cultural | kültürel |
successful | başarılı |
international | uluslararası |
EN The latest political, economic, cultural and social news from Germany
TR Almanya’dan güncel haberler, siyaset, ekonomi ve toplum alanında yeni gelişmeler.
inglês | turco |
---|---|
economic | ekonomi |
and | ve |
social | toplum |
news | haberler |
EN Whether you’re interested in economic regions, research centers, natural landscapes or cultural scenes – here you’re given an overview.
TR Büyük kentlerin ışıltısını sunamasalar da, sundukları birçok iyi fikirleri var: İşte az bilinen üç şehir ve bunların çekici yanları.
inglês | turco |
---|---|
in | da |
EN In an interview, Samira and Sohal from Berlin talk about their shared journey, about cultural differences and marriage for all.
TR Berlin’de yaşayan Samira ve Sohal ile birleşen yolları, kültürel farklılıklar ve herkese evlilik hakkı üzerine söyleştik.
inglês | turco |
---|---|
cultural | kültürel |
all | herkese |
and | ve |
in | üzerine |
EN The cooperative is an enterprise where volunteers come together and work together in line with economic, social, and cultural needs, and there are 7 universal principles of cooperatives.
TR Kooperatifler temel olarak, gönüllü kişilerin bir araya gelerek, ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlar doğrultusunda birlikte çalıştıkları işletmelerdir ve kooperatifçiliğin 7 evrensel ilkesi bulunmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
economic | ekonomik |
social | sosyal |
cultural | kültürel |
needs | ihtiyaç |
universal | evrensel |
and | ve |
work | iş |
of | in |
EN The mission of the UNESCO-Aschberg programme is to improve the social and economic protection of artists, decent employment and the balanced circulation of cultural goods and services.
TR UNESCO-Aschberg programının misyonu; sanatçıların sosyal ve ekonomik olarak korunmasını, insana yakışır iş imkanları ve istihdamı ile kültürel ürünlerin ve hizmetlerin dolaşımını iyileştirmektir.
inglês | turco |
---|---|
mission | misyonu |
social | sosyal |
economic | ekonomik |
protection | korunması |
employment | istihdam |
cultural | kültürel |
and | ve |
artists | sanatçılar |
and services | hizmetlerin |
EN Contemporary Migration Issues Seminars]: Socio-Cultural Integration in the Context of the Construction of the "Other" and "We" in Turkey
TR Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Kitapçığı
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
EN As the Center for Nonviolence, we work to strengthen civil society organizations by focusing on the structural and cultural dimensions of organizations
TR Şiddetsizlik Merkezi olarak, örgütlerin yapısal ve kültürel boyutlarına odaklanarak sivil toplum örgütlerinin güçlenmesi için çalışmalar yapıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
center | merkezi |
civil | sivil |
society | toplum |
structural | yapısal |
cultural | kültürel |
dimensions | boyutlar |
organizations | örgütlerinin |
and | ve |
of | in |
EN The institution to apply for a grant must be an independent artistic or cultural organization operating in Europe
TR Hibe başvurusu yapacak kurumun Avrupa’da faaliyet gösteren bağımsız sanatsal ya da kültürel bir organizasyon olması gerekir
inglês | turco |
---|---|
grant | hibe |
must | gerekir |
independent | bağımsız |
cultural | kültürel |
organization | organizasyon |
in | da |
a | bir |
EN 11.4. Strengthen efforts to protect and safeguard the world’s cultural and natural heritage
TR 11.4. Dünyanın kültürel ve doğal mirasının korunması ve gözetilmesi çabalarının artırılması
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
cultural | kültürel |
natural | doğal |
heritage | miras |
EN We believe it is our privilege to enhance genuine experiences and promote a rich cultural exchange within our communities by ensuring long-term sustainability and stewardship of our planet
TR Özgün deneyimleri güçlendirmenin ve uzun dönemli sürdürülebilirliği ve gezegenimizin koruyuculuğunu üstlenerek topluluklarımız içinde zengin bir kültürel alış verişi desteklememin ayrıcalığımız olduğuna inanırız
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
rich | zengin |
cultural | kültürel |
our planet | gezegenimizin |
it is | olduğuna |
long | uzun |
and | ve |
EN We believe it is our privilege to enhance genuine experiences and promote a rich cultural exchange within our communities by ensuring long-term sustainability and stewardship of our planet
TR Özgün deneyimleri güçlendirmenin ve uzun dönemli sürdürülebilirliği ve gezegenimizin koruyuculuğunu üstlenerek topluluklarımız içinde zengin bir kültürel alış verişi desteklememin ayrıcalığımız olduğuna inanırız
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
rich | zengin |
cultural | kültürel |
our planet | gezegenimizin |
it is | olduğuna |
long | uzun |
and | ve |
EN Theatre director Pınar Karabulut explains why the cultural sector needs to become more female and more diverse, and how this can be achieved.
TR Rejisör Pınar Karabulut, kültürel alanda neden daha çok kadın ve çeşitliliğe ihtiyaç duyuluyor ve bu, nasıl başarılabilir anlatıyor.
inglês | turco |
---|---|
cultural | kültürel |
female | kadın |
needs | ihtiyaç |
and | ve |
this | bu |
why | neden |
how | nasıl |
EN Social, Educational and Cultural Structure of Geyre
TR Geyre Geçim Kaynakları & Ekonomik Yapı
inglês | turco |
---|---|
structure | yapı |
EN Geyre?s Educational and Cultural Structure
TR Geyre?nin Eğitim ve Kültür Yapısı
inglês | turco |
---|---|
s | s |
educational | eğitim |
cultural | kültür |
and | ve |
structure | yapısı |
EN Geyre Social, Educational and Cultural Structure
TR Geçim Kaynakları ve Ekonomik Sistem
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
EN We believe it is our privilege to enhance genuine experiences and promote a rich cultural exchange within our communities by ensuring long-term sustainability and stewardship of our planet
TR Özgün deneyimleri güçlendirmenin ve uzun dönemli sürdürülebilirliği ve gezegenimizin koruyuculuğunu üstlenerek topluluklarımız içinde zengin bir kültürel alış verişi desteklememin ayrıcalığımız olduğuna inanırız
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
rich | zengin |
cultural | kültürel |
our planet | gezegenimizin |
it is | olduğuna |
long | uzun |
and | ve |
EN We believe it is our privilege to enhance genuine experiences and promote a rich cultural exchange within our communities by ensuring long-term sustainability and stewardship of our planet
TR Özgün deneyimleri güçlendirmenin ve uzun dönemli sürdürülebilirliği ve gezegenimizin koruyuculuğunu üstlenerek topluluklarımız içinde zengin bir kültürel alış verişi desteklememin ayrıcalığımız olduğuna inanırız
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
rich | zengin |
cultural | kültürel |
our planet | gezegenimizin |
it is | olduğuna |
long | uzun |
and | ve |
EN The mission of the UNESCO-Aschberg programme is to improve the social and economic protection of artists, decent employment and the balanced circulation of cultural goods and services.
TR UNESCO-Aschberg programının misyonu; sanatçıların sosyal ve ekonomik olarak korunmasını, insana yakışır iş imkanları ve istihdamı ile kültürel ürünlerin ve hizmetlerin dolaşımını iyileştirmektir.
inglês | turco |
---|---|
mission | misyonu |
social | sosyal |
economic | ekonomik |
protection | korunması |
employment | istihdam |
cultural | kültürel |
and | ve |
artists | sanatçılar |
and services | hizmetlerin |
EN As STGM, we regularly update networks and platforms listed under headings of human, child, environment, youth, gender, and culture/cultural rights-art
TR İnsan, çocuk, çevre, gençlik, engelli hakları, toplumsal cinsiyet ve kültür/kültürel haklar-sanat olmak üzere listelenen ağ ve platformları STGM olarak belirli periyotlarda güncelliyoruz
inglês | turco |
---|---|
stgm | stgm |
platforms | platformlar |
listed | listelenen |
youth | gençlik |
gender | cinsiyet |
child | çocuk |
environment | çevre |
rights | hakları |
and | ve |
cultural | kültürel |
culture | kültür |
of | olarak |
EN The institution to apply for a grant must be an independent artistic or cultural organization operating in Europe
TR Hibe başvurusu yapacak kurumun Avrupa’da faaliyet gösteren bağımsız sanatsal ya da kültürel bir organizasyon olması gerekir
inglês | turco |
---|---|
grant | hibe |
must | gerekir |
independent | bağımsız |
cultural | kültürel |
organization | organizasyon |
in | da |
a | bir |
EN We believe it is our privilege to enhance genuine experiences and promote a rich cultural exchange within our communities by ensuring long-term sustainability and stewardship of our planet
TR Özgün deneyimleri güçlendirmenin ve uzun dönemli sürdürülebilirliği ve gezegenimizin koruyuculuğunu üstlenerek topluluklarımız içinde zengin bir kültürel alış verişi desteklememin ayrıcalığımız olduğuna inanırız
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
rich | zengin |
cultural | kültürel |
our planet | gezegenimizin |
it is | olduğuna |
long | uzun |
and | ve |
Mostrando 50 de 50 traduções