EN I feel it’s a privilege to be able to use my voice. It’s a privilege that by no means everyone in the world has yet.
EN I feel it’s a privilege to be able to use my voice. It’s a privilege that by no means everyone in the world has yet.
TR Oyumu kullanabiliyor olmayı bir ayrıcalık olarak görüyorum. Bu ayrıcalığa asla dünyadaki tüm insanlar sahip değil.
inglês | turco |
---|---|
privilege | ayrıcalık |
in the world | dünyadaki |
to be | olmayı |
the | değil |
has | bu |
a | bir |
EN We believe it is our privilege to enhance genuine experiences and promote a rich cultural exchange within our communities by ensuring long-term sustainability and stewardship of our planet
TR Özgün deneyimleri güçlendirmenin ve uzun dönemli sürdürülebilirliği ve gezegenimizin koruyuculuğunu üstlenerek topluluklarımız içinde zengin bir kültürel alış verişi desteklememin ayrıcalığımız olduğuna inanırız
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
rich | zengin |
cultural | kültürel |
our planet | gezegenimizin |
it is | olduğuna |
long | uzun |
and | ve |
EN We believe it is our privilege to enhance genuine experiences and promote a rich cultural exchange within our communities by ensuring long-term sustainability and stewardship of our planet
TR Özgün deneyimleri güçlendirmenin ve uzun dönemli sürdürülebilirliği ve gezegenimizin koruyuculuğunu üstlenerek topluluklarımız içinde zengin bir kültürel alış verişi desteklememin ayrıcalığımız olduğuna inanırız
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
rich | zengin |
cultural | kültürel |
our planet | gezegenimizin |
it is | olduğuna |
long | uzun |
and | ve |
EN We believe it is our privilege to enhance genuine experiences and promote a rich cultural exchange within our communities by ensuring long-term sustainability and stewardship of our planet
TR Özgün deneyimleri güçlendirmenin ve uzun dönemli sürdürülebilirliği ve gezegenimizin koruyuculuğunu üstlenerek topluluklarımız içinde zengin bir kültürel alış verişi desteklememin ayrıcalığımız olduğuna inanırız
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
rich | zengin |
cultural | kültürel |
our planet | gezegenimizin |
it is | olduğuna |
long | uzun |
and | ve |
EN We believe it is our privilege to enhance genuine experiences and promote a rich cultural exchange within our communities by ensuring long-term sustainability and stewardship of our planet
TR Özgün deneyimleri güçlendirmenin ve uzun dönemli sürdürülebilirliği ve gezegenimizin koruyuculuğunu üstlenerek topluluklarımız içinde zengin bir kültürel alış verişi desteklememin ayrıcalığımız olduğuna inanırız
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
rich | zengin |
cultural | kültürel |
our planet | gezegenimizin |
it is | olduğuna |
long | uzun |
and | ve |
EN We believe it is our privilege to enhance genuine experiences and promote a rich cultural exchange within our communities by ensuring long-term sustainability and stewardship of our planet
TR Özgün deneyimleri güçlendirmenin ve uzun dönemli sürdürülebilirliği ve gezegenimizin koruyuculuğunu üstlenerek topluluklarımız içinde zengin bir kültürel alış verişi desteklememin ayrıcalığımız olduğuna inanırız
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
rich | zengin |
cultural | kültürel |
our planet | gezegenimizin |
it is | olduğuna |
long | uzun |
and | ve |
EN We believe it is our privilege to enhance genuine experiences and promote a rich cultural exchange within our communities by ensuring long-term sustainability and stewardship of our planet
TR Özgün deneyimleri güçlendirmenin ve uzun dönemli sürdürülebilirliği ve gezegenimizin koruyuculuğunu üstlenerek topluluklarımız içinde zengin bir kültürel alış verişi desteklememin ayrıcalığımız olduğuna inanırız
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
rich | zengin |
cultural | kültürel |
our planet | gezegenimizin |
it is | olduğuna |
long | uzun |
and | ve |
EN We believe it is our privilege to enhance genuine experiences and promote a rich cultural exchange within our communities by ensuring long-term sustainability and stewardship of our planet
TR Özgün deneyimleri güçlendirmenin ve uzun dönemli sürdürülebilirliği ve gezegenimizin koruyuculuğunu üstlenerek topluluklarımız içinde zengin bir kültürel alış verişi desteklememin ayrıcalığımız olduğuna inanırız
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
rich | zengin |
cultural | kültürel |
our planet | gezegenimizin |
it is | olduğuna |
long | uzun |
and | ve |
EN We believe it is our privilege to enhance genuine experiences and promote a rich cultural exchange within our communities by ensuring long-term sustainability and stewardship of our planet
TR Özgün deneyimleri güçlendirmenin ve uzun dönemli sürdürülebilirliği ve gezegenimizin koruyuculuğunu üstlenerek topluluklarımız içinde zengin bir kültürel alış verişi desteklememin ayrıcalığımız olduğuna inanırız
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
rich | zengin |
cultural | kültürel |
our planet | gezegenimizin |
it is | olduğuna |
long | uzun |
and | ve |
EN We believe it is our privilege to enhance genuine experiences and promote a rich cultural exchange within our communities by ensuring long-term sustainability and stewardship of our planet
TR Özgün deneyimleri güçlendirmenin ve uzun dönemli sürdürülebilirliği ve gezegenimizin koruyuculuğunu üstlenerek topluluklarımız içinde zengin bir kültürel alış verişi desteklememin ayrıcalığımız olduğuna inanırız
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
rich | zengin |
cultural | kültürel |
our planet | gezegenimizin |
it is | olduğuna |
long | uzun |
and | ve |
EN We believe it is our privilege to enhance genuine experiences and promote a rich cultural exchange within our communities by ensuring long-term sustainability and stewardship of our planet
TR Özgün deneyimleri güçlendirmenin ve uzun dönemli sürdürülebilirliği ve gezegenimizin koruyuculuğunu üstlenerek topluluklarımız içinde zengin bir kültürel alış verişi desteklememin ayrıcalığımız olduğuna inanırız
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
rich | zengin |
cultural | kültürel |
our planet | gezegenimizin |
it is | olduğuna |
long | uzun |
and | ve |
EN We believe it is our privilege to enhance genuine experiences and promote a rich cultural exchange within our communities by ensuring long-term sustainability and stewardship of our planet
TR Özgün deneyimleri güçlendirmenin ve uzun dönemli sürdürülebilirliği ve gezegenimizin koruyuculuğunu üstlenerek topluluklarımız içinde zengin bir kültürel alış verişi desteklememin ayrıcalığımız olduğuna inanırız
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
rich | zengin |
cultural | kültürel |
our planet | gezegenimizin |
it is | olduğuna |
long | uzun |
and | ve |
EN We believe it is our privilege to enhance genuine experiences and promote a rich cultural exchange within our communities by ensuring long-term sustainability and stewardship of our planet
TR Özgün deneyimleri güçlendirmenin ve uzun dönemli sürdürülebilirliği ve gezegenimizin koruyuculuğunu üstlenerek topluluklarımız içinde zengin bir kültürel alış verişi desteklememin ayrıcalığımız olduğuna inanırız
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
rich | zengin |
cultural | kültürel |
our planet | gezegenimizin |
it is | olduğuna |
long | uzun |
and | ve |
EN We believe it is our privilege to enhance genuine experiences and promote a rich cultural exchange within our communities by ensuring long-term sustainability and stewardship of our planet
TR Özgün deneyimleri güçlendirmenin ve uzun dönemli sürdürülebilirliği ve gezegenimizin koruyuculuğunu üstlenerek topluluklarımız içinde zengin bir kültürel alış verişi desteklememin ayrıcalığımız olduğuna inanırız
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
rich | zengin |
cultural | kültürel |
our planet | gezegenimizin |
it is | olduğuna |
long | uzun |
and | ve |
EN We believe it is our privilege to enhance genuine experiences and promote a rich cultural exchange within our communities by ensuring long-term sustainability and stewardship of our planet
TR Özgün deneyimleri güçlendirmenin ve uzun dönemli sürdürülebilirliği ve gezegenimizin koruyuculuğunu üstlenerek topluluklarımız içinde zengin bir kültürel alış verişi desteklememin ayrıcalığımız olduğuna inanırız
inglês | turco |
---|---|
experiences | deneyimleri |
rich | zengin |
cultural | kültürel |
our planet | gezegenimizin |
it is | olduğuna |
long | uzun |
and | ve |
EN Enhance productivity for your workforce with accessories designed to complement and enhance scanner operation.
TR İş gücünüzün üretkenliğini Barkod okuyuma operasyonunu tamamlamak ve geliştirmek için tasarlanan aksesuarlarla artırın.
inglês | turco |
---|---|
enhance | geliştirmek |
designed | için |
and | ve |
EN And it’s our privilege to help you experience this each time you’re our guest.
TR Ve misafirimiz olduğunuz her seferinde bunu yaşamanıza yardımcı olmak bizim için bir ayrıcalıktır
inglês | turco |
---|---|
time | seferinde |
help | yardımcı |
and | ve |
its | in |
EN Each year for as long as Fairmont Heritage Place owners own their Fairmont Heritage Place home, and participate in the Owner Benefits Program, they earn the privilege of elevated status in ALL Accor Live Limitless
TR Fairmont Miras Alanı mülk sahipleri, Fairmont Miras Alanı evlerine sahip oldukları ve Mülk Sahibi Avantajları Programı’na katıldıkları her yıl, ALL Accor Live Limitless programında yükseltilmiş statü ayrıcalığını kazanırlar
inglês | turco |
---|---|
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
benefits | avantajlar |
live | live |
limitless | limitless |
elevated | yükseltilmiş |
status | statü |
year | yıl |
owners | sahipleri |
program | programı |
and | ve |
owner | sahibi |
of | her |
EN Equally important is the intrinsic feeling of privilege that one feels at Fairmont Heritage Place
TR Eşit miktarda önemli olan Fairmont Miras Alanı’nda hissedilen içgüdüsel ayrıcalık duygusudur
inglês | turco |
---|---|
privilege | ayrıcalık |
at | nda |
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
important | önemli |
is | olan |
EN Begin your happily-ever-after at Fairmont hotels - it is our privilege to make your dreams come true
TR Sonsuza kadar mutluluğunuza Fairmont otellerinde başlayın, hayallerinizi gerçeğe dönüştürmek bizim için bir ayrıcalıktır
inglês | turco |
---|---|
begin | başlayın |
fairmont | fairmont |
ever | sonsuza |
your dreams | hayallerinizi |
our | bizim |
your | dönüştürmek |
to | için |
EN Accessibility is a right, not a privilege.
TR Erişilebilirlik bir haktır, ayrıcalık değil.
inglês | turco |
---|---|
accessibility | erişilebilirlik |
not | değil |
privilege | ayrıcalık |
a | bir |
EN You can apply least-privilege practices by creating custom permissions for job categories
TR İş kategorileri için özel izinler oluşturarak az ayrıcalıklı uygulamalar kullanın
inglês | turco |
---|---|
you | in |
practices | uygulamalar |
categories | kategorileri |
for | için |
by | oluşturarak |
custom | özel |
EN Begin your happily-ever-after at Fairmont hotels - it is our privilege to make your dreams come true
TR Sonsuza kadar mutluluğunuza Fairmont otellerinde başlayın, hayallerinizi gerçeğe dönüştürmek bizim için bir ayrıcalıktır
inglês | turco |
---|---|
begin | başlayın |
fairmont | fairmont |
ever | sonsuza |
your dreams | hayallerinizi |
our | bizim |
your | dönüştürmek |
to | için |
EN And it’s our privilege to help you experience this each time you’re our guest.
TR Ve misafirimiz olduğunuz her seferinde bunu yaşamanıza yardımcı olmak bizim için bir ayrıcalıktır
inglês | turco |
---|---|
time | seferinde |
help | yardımcı |
and | ve |
its | in |
EN Each year for as long as Fairmont Heritage Place owners own their Fairmont Heritage Place home, and participate in the Owner Benefits Program, they earn the privilege of elevated status in ALL Accor Live Limitless
TR Fairmont Miras Alanı mülk sahipleri, Fairmont Miras Alanı evlerine sahip oldukları ve Mülk Sahibi Avantajları Programı’na katıldıkları her yıl, ALL Accor Live Limitless programında yükseltilmiş statü ayrıcalığını kazanırlar
inglês | turco |
---|---|
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
benefits | avantajlar |
live | live |
limitless | limitless |
elevated | yükseltilmiş |
status | statü |
year | yıl |
owners | sahipleri |
program | programı |
and | ve |
owner | sahibi |
of | her |
EN Equally important is the intrinsic feeling of privilege that one feels at Fairmont Heritage Place
TR Eşit miktarda önemli olan Fairmont Miras Alanı’nda hissedilen içgüdüsel ayrıcalık duygusudur
inglês | turco |
---|---|
privilege | ayrıcalık |
at | nda |
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
important | önemli |
is | olan |
EN Begin your happily-ever-after at Fairmont hotels - it is our privilege to make your dreams come true
TR Sonsuza kadar mutluluğunuza Fairmont otellerinde başlayın, hayallerinizi gerçeğe dönüştürmek bizim için bir ayrıcalıktır
inglês | turco |
---|---|
begin | başlayın |
fairmont | fairmont |
ever | sonsuza |
your dreams | hayallerinizi |
our | bizim |
your | dönüştürmek |
to | için |
EN And it’s our privilege to help you experience this each time you’re our guest.
TR Ve misafirimiz olduğunuz her seferinde bunu yaşamanıza yardımcı olmak bizim için bir ayrıcalıktır
inglês | turco |
---|---|
time | seferinde |
help | yardımcı |
and | ve |
its | in |
EN Each year for as long as Fairmont Heritage Place owners own their Fairmont Heritage Place home, and participate in the Owner Benefits Program, they earn the privilege of elevated status in ALL Accor Live Limitless
TR Fairmont Miras Alanı mülk sahipleri, Fairmont Miras Alanı evlerine sahip oldukları ve Mülk Sahibi Avantajları Programı’na katıldıkları her yıl, ALL Accor Live Limitless programında yükseltilmiş statü ayrıcalığını kazanırlar
inglês | turco |
---|---|
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
benefits | avantajlar |
live | live |
limitless | limitless |
elevated | yükseltilmiş |
status | statü |
year | yıl |
owners | sahipleri |
program | programı |
and | ve |
owner | sahibi |
of | her |
EN Equally important is the intrinsic feeling of privilege that one feels at Fairmont Heritage Place
TR Eşit miktarda önemli olan Fairmont Miras Alanı’nda hissedilen içgüdüsel ayrıcalık duygusudur
inglês | turco |
---|---|
privilege | ayrıcalık |
at | nda |
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
important | önemli |
is | olan |
EN AWS customers can enforce least privilege by securely encrypting their CJI and limiting all access to the CJI to only those with access to the encryption keys
TR AWS müşterileri CJI'lerini güvenle şifreleyerek ve CJI'yi yalnızca şifreleme anahtarları olanların erişebileceği biçimde kısıtlayarak en az ayrıcalık uygulayabilir
inglês | turco |
---|---|
aws | aws |
customers | müşterileri |
privilege | ayrıcalık |
securely | güvenle |
encryption | şifreleme |
keys | anahtarları |
least | az |
and | ve |
EN Begin your happily-ever-after at Fairmont hotels - it is our privilege to make your dreams come true
TR Sonsuza kadar mutluluğunuza Fairmont otellerinde başlayın, hayallerinizi gerçeğe dönüştürmek bizim için bir ayrıcalıktır
inglês | turco |
---|---|
begin | başlayın |
fairmont | fairmont |
ever | sonsuza |
your dreams | hayallerinizi |
our | bizim |
your | dönüştürmek |
to | için |
EN And it’s our privilege to help you experience this each time you’re our guest.
TR Ve misafirimiz olduğunuz her seferinde bunu yaşamanıza yardımcı olmak bizim için bir ayrıcalıktır
inglês | turco |
---|---|
time | seferinde |
help | yardımcı |
and | ve |
its | in |
EN Each year for as long as Fairmont Heritage Place owners own their Fairmont Heritage Place home, and participate in the Owner Benefits Program, they earn the privilege of elevated status in ALL Accor Live Limitless
TR Fairmont Miras Alanı mülk sahipleri, Fairmont Miras Alanı evlerine sahip oldukları ve Mülk Sahibi Avantajları Programı’na katıldıkları her yıl, ALL Accor Live Limitless programında yükseltilmiş statü ayrıcalığını kazanırlar
inglês | turco |
---|---|
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
benefits | avantajlar |
live | live |
limitless | limitless |
elevated | yükseltilmiş |
status | statü |
year | yıl |
owners | sahipleri |
program | programı |
and | ve |
owner | sahibi |
of | her |
EN Equally important is the intrinsic feeling of privilege that one feels at Fairmont Heritage Place
TR Eşit miktarda önemli olan Fairmont Miras Alanı’nda hissedilen içgüdüsel ayrıcalık duygusudur
inglês | turco |
---|---|
privilege | ayrıcalık |
at | nda |
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
important | önemli |
is | olan |
EN Begin your happily-ever-after at Fairmont hotels - it is our privilege to make your dreams come true
TR Sonsuza kadar mutluluğunuza Fairmont otellerinde başlayın, hayallerinizi gerçeğe dönüştürmek bizim için bir ayrıcalıktır
inglês | turco |
---|---|
begin | başlayın |
fairmont | fairmont |
ever | sonsuza |
your dreams | hayallerinizi |
our | bizim |
your | dönüştürmek |
to | için |
EN And it’s our privilege to help you experience this each time you’re our guest.
TR Ve misafirimiz olduğunuz her seferinde bunu yaşamanıza yardımcı olmak bizim için bir ayrıcalıktır
inglês | turco |
---|---|
time | seferinde |
help | yardımcı |
and | ve |
its | in |
EN Each year for as long as Fairmont Heritage Place owners own their Fairmont Heritage Place home, and participate in the Owner Benefits Program, they earn the privilege of elevated status in ALL Accor Live Limitless
TR Fairmont Miras Alanı mülk sahipleri, Fairmont Miras Alanı evlerine sahip oldukları ve Mülk Sahibi Avantajları Programı’na katıldıkları her yıl, ALL Accor Live Limitless programında yükseltilmiş statü ayrıcalığını kazanırlar
inglês | turco |
---|---|
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
benefits | avantajlar |
live | live |
limitless | limitless |
elevated | yükseltilmiş |
status | statü |
year | yıl |
owners | sahipleri |
program | programı |
and | ve |
owner | sahibi |
of | her |
EN Equally important is the intrinsic feeling of privilege that one feels at Fairmont Heritage Place
TR Eşit miktarda önemli olan Fairmont Miras Alanı’nda hissedilen içgüdüsel ayrıcalık duygusudur
inglês | turco |
---|---|
privilege | ayrıcalık |
at | nda |
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
important | önemli |
is | olan |
EN Begin your happily-ever-after at Fairmont hotels - it is our privilege to make your dreams come true
TR Sonsuza kadar mutluluğunuza Fairmont otellerinde başlayın, hayallerinizi gerçeğe dönüştürmek bizim için bir ayrıcalıktır
inglês | turco |
---|---|
begin | başlayın |
fairmont | fairmont |
ever | sonsuza |
your dreams | hayallerinizi |
our | bizim |
your | dönüştürmek |
to | için |
EN And it’s our privilege to help you experience this each time you’re our guest.
TR Ve misafirimiz olduğunuz her seferinde bunu yaşamanıza yardımcı olmak bizim için bir ayrıcalıktır
inglês | turco |
---|---|
time | seferinde |
help | yardımcı |
and | ve |
its | in |
EN Each year for as long as Fairmont Heritage Place owners own their Fairmont Heritage Place home, and participate in the Owner Benefits Program, they earn the privilege of elevated status in ALL Accor Live Limitless
TR Fairmont Miras Alanı mülk sahipleri, Fairmont Miras Alanı evlerine sahip oldukları ve Mülk Sahibi Avantajları Programı’na katıldıkları her yıl, ALL Accor Live Limitless programında yükseltilmiş statü ayrıcalığını kazanırlar
inglês | turco |
---|---|
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
benefits | avantajlar |
live | live |
limitless | limitless |
elevated | yükseltilmiş |
status | statü |
year | yıl |
owners | sahipleri |
program | programı |
and | ve |
owner | sahibi |
of | her |
EN Equally important is the intrinsic feeling of privilege that one feels at Fairmont Heritage Place
TR Eşit miktarda önemli olan Fairmont Miras Alanı’nda hissedilen içgüdüsel ayrıcalık duygusudur
inglês | turco |
---|---|
privilege | ayrıcalık |
at | nda |
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
important | önemli |
is | olan |
EN Begin your happily-ever-after at Fairmont hotels - it is our privilege to make your dreams come true
TR Sonsuza kadar mutluluğunuza Fairmont otellerinde başlayın, hayallerinizi gerçeğe dönüştürmek bizim için bir ayrıcalıktır
inglês | turco |
---|---|
begin | başlayın |
fairmont | fairmont |
ever | sonsuza |
your dreams | hayallerinizi |
our | bizim |
your | dönüştürmek |
to | için |
EN And it’s our privilege to help you experience this each time you’re our guest.
TR Ve misafirimiz olduğunuz her seferinde bunu yaşamanıza yardımcı olmak bizim için bir ayrıcalıktır
inglês | turco |
---|---|
time | seferinde |
help | yardımcı |
and | ve |
its | in |
EN Each year for as long as Fairmont Heritage Place owners own their Fairmont Heritage Place home, and participate in the Owner Benefits Program, they earn the privilege of elevated status in ALL Accor Live Limitless
TR Fairmont Miras Alanı mülk sahipleri, Fairmont Miras Alanı evlerine sahip oldukları ve Mülk Sahibi Avantajları Programı’na katıldıkları her yıl, ALL Accor Live Limitless programında yükseltilmiş statü ayrıcalığını kazanırlar
inglês | turco |
---|---|
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
benefits | avantajlar |
live | live |
limitless | limitless |
elevated | yükseltilmiş |
status | statü |
year | yıl |
owners | sahipleri |
program | programı |
and | ve |
owner | sahibi |
of | her |
EN Equally important is the intrinsic feeling of privilege that one feels at Fairmont Heritage Place
TR Eşit miktarda önemli olan Fairmont Miras Alanı’nda hissedilen içgüdüsel ayrıcalık duygusudur
inglês | turco |
---|---|
privilege | ayrıcalık |
at | nda |
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
important | önemli |
is | olan |
EN Begin your happily-ever-after at Fairmont hotels - it is our privilege to make your dreams come true
TR Sonsuza kadar mutluluğunuza Fairmont otellerinde başlayın, hayallerinizi gerçeğe dönüştürmek bizim için bir ayrıcalıktır
inglês | turco |
---|---|
begin | başlayın |
fairmont | fairmont |
ever | sonsuza |
your dreams | hayallerinizi |
our | bizim |
your | dönüştürmek |
to | için |
EN And it’s our privilege to help you experience this each time you’re our guest.
TR Ve misafirimiz olduğunuz her seferinde bunu yaşamanıza yardımcı olmak bizim için bir ayrıcalıktır
inglês | turco |
---|---|
time | seferinde |
help | yardımcı |
and | ve |
its | in |
EN Each year for as long as Fairmont Heritage Place owners own their Fairmont Heritage Place home, and participate in the Owner Benefits Program, they earn the privilege of elevated status in ALL Accor Live Limitless
TR Fairmont Miras Alanı mülk sahipleri, Fairmont Miras Alanı evlerine sahip oldukları ve Mülk Sahibi Avantajları Programı’na katıldıkları her yıl, ALL Accor Live Limitless programında yükseltilmiş statü ayrıcalığını kazanırlar
inglês | turco |
---|---|
fairmont | fairmont |
heritage | miras |
benefits | avantajlar |
live | live |
limitless | limitless |
elevated | yükseltilmiş |
status | statü |
year | yıl |
owners | sahipleri |
program | programı |
and | ve |
owner | sahibi |
of | her |
Mostrando 50 de 50 traduções