EN Combine with LUNA for a better cleanse! T-Sonic™ pulsations help massage the formula into the skin, allowing for a deeper cleanse and better absorption of product, leaving your skin happy and hydrated.
"better cleanse" v Angličtina možno preložiť do nasledujúcich Turecký slov/fráz:
EN Combine with LUNA for a better cleanse! T-Sonic™ pulsations help massage the formula into the skin, allowing for a deeper cleanse and better absorption of product, leaving your skin happy and hydrated.
TR Daha iyi bir temizlik için LUNA ile birlikte kullanın! T-Sonik™ titreşimler, formülün cilde masaj yapmasına yardımcı olur, cildin daha derin bir şekilde temizlenmesini ve ürünün daha iyi emilimini sağlayarak cildinizi nemlendirir.
EN Easy-to-use, reliable, and durable, LUNA™ 3 delivers gentle, yet efficient deep cleanse and a momentary look of rejuvenated skin
TR Kullanımı kolay, güvenilir ve dayanıklı LUNA™ 3, nazik ve etkili bir derinlemesine temizlik, ayrıca anında canlanmış bir cilt görünümü sağlar
EN A deeper, more precise cleanse for those hard-to-reach places with softer-than-ever silicone touchpoints. Effortlessly glide across the skin, with no pulling or stretching to preserve natural elasticity.
TR Daha yumuşak silikon temas noktaları, ulaşılması zor bölgeler için derin ve hassas bir temizlik sunar. Doğal elastikiyeti korumak için cildi çekiştirip, germeden cilt üzerinde rahatça gezdirmenizi sağlar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
precise | hassas |
silicone | silikon |
skin | cilt |
preserve | korumak |
natural | doğal |
hard | zor |
deeper | derin |
a | bir |
those | ve |
the | üzerinde |
EN Created to deeply cleanse thicker male skin and beard in a minute, LUNA™ 3 MEN shave preps, tones & energizes with a firming massage... Or you simply prefer your LUNA™ in an elegant black.
TR Bir dakika içinde erkek cildini ve sakalını derinlemesine temizleyen LUNA™ 3 MEN, tıraş hazırlığı, tonlama ve sıkılaştırıcı bir masajla enerji verir... Ya da sadece zarif bir siyah LUNA™ tercih edin.
EN LUNA™ range devices take just 1 quick minute of your time per cleanse while offering perfectly clean refreshed skin.
TR LUNA™ serisi cihazlar, 1 dakikada mükemmel temiz ve yenilenmiş bir cilt sunar.
EN Enjoy the ultimate post-cleanse complexion with skin that feels supple, soft and refreshed.
TR Uygulama sonrası esnek, yumuşak ve tazelenmiş bir cildin tadını çıkarın.
Angličtina | Turecký |
---|---|
soft | yumuşak |
enjoy | tadını |
and | ve |
the | bir |
EN Massage the cleanser into your skin using fingertips or, for a deeper cleanse, use your LUNA.
TR Parmak uçlarınızı kullanarak temizleme köpüğünü cildinize uygulayın veya daha derin bir temizlik için LUNA'nızı kullanın.
Angličtina | Turecký |
---|---|
deeper | derin |
or | veya |
using | kullanarak |
a | bir |
for | için |
EN T-Sonic pulsations and long, soft, silicone touchpoints work together with our Thermo-Tech to provide a deep, yet gentle heated facial cleanse at the perfect temperature for your skin.
TR T-Sonic™ titreşimleri ve uzun, yumuşak, silikon temas noktaları Termo-Teknoloji'mizle birlikte çalışarak cildiniz için mükemmel sıcaklıkta derinlemesine ama nazik bir yüz temizliği sağlar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
soft | yumuşak |
silicone | silikon |
provide | sağlar |
gentle | nazik |
facial | yüz |
perfect | mükemmel |
long | uzun |
a | bir |
together | birlikte |
EN Before using ESPADA™, make sure your skin is clean & dry. For best results, we recommend using LUNA™ to cleanse your face.
TR ESPADA™'yı kullanmadan önce cildinizin temiz ve kuru olduğundan emin olun. En iyi sonuç için yüzünüzü temizlerken LUNA™ kullanmanızı öneririz.
EN Repairable products are better for companies, better for the environment, and better for us.
TR Onarılabilir ürünler şirketler için, çevre için ve bizim için daha iyidir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
companies | şirketler |
environment | çevre |
and | ve |
products | ürünler |
for | için |
EN The better and more detailed data you process, the better results you will get, and the better you can improve your resource.
TR Ne kadar iyi ve ayrıntılı veri işlerseniz, o kadar iyi sonuçlar alırsınız ve kaynağınızı o kadar iyi geliştirebilirsiniz.
Angličtina | Turecký |
---|---|
data | veri |
process | iş |
get | al |
detailed | ayrıntılı |
better | iyi |
can | ne |
and | ve |
EN Repairable products are better for companies, better for the environment, and better for us.
TR Onarılabilir ürünler şirketler için, çevre için ve bizim için daha iyidir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
companies | şirketler |
environment | çevre |
and | ve |
products | ürünler |
for | için |
EN AI is changing the way transaction diligence is performed at EY. With Watson Discovery EY can provide better transaction advice to clients, which they in turn can use to make better decisions and drive better outcomes.
TR Yapay zeka, EY'de işlem titizliği sağlama biçimini değiştiriyor. Watson Discovery sayesinde EY, müşterilere daha iyi kararlar almak ve daha iyi sonuçlar elde etmek için kullanabilecekleri daha iyi işlem önerileri sunabiliyor.
Angličtina | Turecký |
---|---|
transaction | işlem |
watson | watson |
clients | müşterilere |
decisions | kararlar |
at | de |
better | daha iyi |
and | ve |
EN Today Better Cotton is grown in 26 countries around the world and accounts for 20% of global cotton production. In the 2020-21 cotton season, 2.2 million licensed Better Cotton Farmers grew 4.7 million metric tonnes of Better Cotton.
TR Bugün Better Cotton dünya çapında 26 ülkede yetiştirilmektedir ve küresel pamuk üretiminin %20'sini oluşturmaktadır. 2020-21 pamuk sezonunda, 2.2 milyon lisanslı Better Cotton Çiftçisi, 4.7 milyon metrik ton Better Cotton üretti.
Angličtina | Turecký |
---|---|
today | bugün |
cotton | pamuk |
and | ve |
million | milyon |
around | çapında |
countries | ülkede |
world | dünya |
global | küresel |
EN India has been a pioneering force within the Better Cotton Programme since its first Better Cotton harvest in 2011, and now has the largest number of farmers participating in the Better Cotton Programme.
TR Hindistan, 2011'deki ilk Better Cotton hasadından bu yana Better Cotton Programında öncü bir güç olmuştur ve şu anda Better Cotton Programına katılan en fazla çiftçiye sahiptir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
india | hindistan |
pioneering | öncü |
in | deki |
and | ve |
largest | en |
first | ilk |
the | anda |
EN You can consult this page to understand better which subscription will better fit your marketing needs.
TR Hangi aboneliğin pazarlama ihtiyaçlarınızı daha iyi karşılayacağını daha iyi anlamak için bu sayfaya başvurabilirsiniz.
Angličtina | Turecký |
---|---|
marketing | pazarlama |
this | bu |
better | daha iyi |
needs | ihtiyaç |
EN Better information to drive better decisions, saving money ? and saving lives.
TR Daha iyi kararlar almak, paradan tasarruf etmek ve hayatlar kurtarmak için daha iyi bilgiler.
Angličtina | Turecký |
---|---|
information | bilgiler |
decisions | kararlar |
saving | tasarruf |
money | paradan |
and | ve |
better | daha iyi |
EN Better Information Leads to Better Patient Care
TR Daha İyi Hasta Bakımı İçin Daha İyi Bilgi İpuçları
Angličtina | Turecký |
---|---|
information | bilgi |
patient | hasta |
care | bakım |
to | daha |
EN Ali Kibar, Chairman of Kibar Holding, said, “We will be more cautious in 2019. We are one of the links in the production chain. If everyone gets better, our country will also get better.”
TR Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar: 2019 daha kontrollü gideceğimiz bir yıl olacak. Üretici halkalardan biriyiz. Herkes ne kadar iyi olursa ülke o kadar iyi olur.
Angličtina | Turecký |
---|---|
holding | holding |
if | olursa |
country | ülke |
better | iyi |
everyone | herkes |
more | daha |
EN Better information to drive better decisions, saving money ? and saving lives.
TR Daha iyi kararlar almak, paradan tasarruf etmek ve hayatlar kurtarmak için daha iyi bilgiler.
Angličtina | Turecký |
---|---|
information | bilgiler |
decisions | kararlar |
saving | tasarruf |
money | paradan |
and | ve |
better | daha iyi |
EN You can consult this page to understand better which subscription will better fit your marketing needs.
TR Hangi aboneliğin pazarlama ihtiyaçlarınızı daha iyi karşılayacağını daha iyi anlamak için bu sayfaya başvurabilirsiniz.
Angličtina | Turecký |
---|---|
marketing | pazarlama |
this | bu |
better | daha iyi |
needs | ihtiyaç |
EN You can consult this page to understand better which subscription will better fit your marketing needs.
TR Hangi aboneliğin pazarlama ihtiyaçlarınızı daha iyi karşılayacağını daha iyi anlamak için bu sayfaya başvurabilirsiniz.
Angličtina | Turecký |
---|---|
marketing | pazarlama |
this | bu |
better | daha iyi |
needs | ihtiyaç |
EN In this way, we can see if the project is getting better and better visibility compared to the number of positioned keywords.
TR Bu bağlamda projenin, pozisyonlanmış anahtar kelimelerin sayısı ile karşılaştırıldığında daha iyi hale ve daha iyi görünürlüğe sahip hale görmemiz mümkün hale gelir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
project | projenin |
keywords | anahtar |
can | mümkün |
and | ve |
this | bu |
see | görün |
better | daha iyi |
to | sahip |
the | ile |
EN For 10+ years, our team has been able to provide the best possible service that allowed our clients to achieve better work efficiency, and, consequently, better results.
TR Ekibimiz, 10 yılı aşkın süredir, müşterilerimizin daha iyi iş verimliliği ve dolayısıyla daha iyi sonuçlar elde etmesini sağlayan mümkün olan en iyi hizmeti sunmayı başarmıştır.
Angličtina | Turecký |
---|---|
service | hizmeti |
efficiency | verimliliği |
our team | ekibimiz |
provide | sağlayan |
years | yıl |
for | aşkın |
to | etmesini |
has | olan |
possible | mümkün |
better | daha iyi |
and | ve |
achieve | elde |
best | en |
the | daha |
EN Better SEO will reflect better on your business because of how the algorithm works, making sure that properly functioning websites make it to the top of the search results
TR Daha iyi SEO, algoritmanın çalışma şekli nedeniyle işletmenize daha iyi yansıyacak ve düzgün çalışan web sitelerinin arama sonuçlarının en üstüne çıkmasını sağlayacaktır
Angličtina | Turecký |
---|---|
seo | seo |
properly | düzgün |
websites | web |
your | ve |
top | en |
search | arama |
business | iş |
better | daha iyi |
of the | çalışma |
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN “We have the common goal of making better surveys to get better data
TR “Ortak hedefimiz, daha iyi veriler elde etmek için daha iyi anketler yapmaktır
EN Last year 2.2 million Better Cotton farmers produced 5.4 million tonnes of Better Cotton, or 22% of the world’s cotton production.
TR Geçen yıl 2.2 milyon Better Cotton çiftçisi, 5.4 milyon ton Better Cotton veya dünya pamuk üretiminin %22'ünü üretti.
Angličtina | Turecký |
---|---|
year | yıl |
million | milyon |
cotton | pamuk |
or | veya |
last | en |
EN Faster load times mean better user experience, better search engine optimization, and higher conversion rates.
TR Daha hızlı yükleme süreleri, daha iyi kullanıcı deneyimi, daha iyi arama motoru optimizasyonu ve daha yüksek dönüşüm oranları anlamına gelir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
times | süreleri |
mean | anlamına |
experience | deneyimi |
engine | motoru |
optimization | optimizasyonu |
and | ve |
conversion | dönüşüm |
faster | hızlı |
user | kullanıcı |
search | arama |
higher | daha yüksek |
better | daha iyi |
EN Thanks. Twitter will use this info to make your timeline better.
TR Teşekkürler. Twitter bunu zaman akışını daha iyi hale getirmek için kullanacak.
Angličtina | Turecký |
---|---|
better | daha iyi |
to | için |
EN Which would be better for me, Guru or Pro?
TR Benim için hangisi daha iyi olur, Guru mu Pro mu?
Angličtina | Turecký |
---|---|
guru | guru |
me | benim |
better | daha iyi |
be | olur |
for | için |
pro | pro |
EN “Semrush has been pivotal in helping me better understand the competitive landscape of my ad campaigns
TR Semrush, reklam kampanyalarımın rekabetçi piyasasını daha iyi anlamam konusunda esas rolü oynadı
Angličtina | Turecký |
---|---|
semrush | semrush |
competitive | rekabetçi |
ad | reklam |
better | iyi |
the | daha |
of | konusunda |
EN Ahrefs provides us with detailed and in-depth data that we need to make strategic decisions. Plus, it is fun and always getting better.
TR Ahrefs bize, stratejik kararlar almak için ihtiyaç duyduğumuz ayrıntılı ve derinlemesine verileri sağlar. Ek olarak, eğlenceli ve sürekli gelişiyor.
Angličtina | Turecký |
---|---|
ahrefs | ahrefs |
provides | sağlar |
data | verileri |
strategic | stratejik |
decisions | kararlar |
fun | eğlenceli |
always | sürekli |
need | ihtiyaç |
detailed | ayrıntılı |
and | ve |
getting | için |
us | bize |
EN A new report provides an analytical framework for better understanding the role of gender within the structure of the global research enterprise.
TR Yeni cinsiyet eşitsizliği raporu cinsiyetin global araştırma arenasındaki rolünün daha iyi anlaşılması için analitik bir çerçeve sağlamaktadır.
Angličtina | Turecký |
---|---|
new | yeni |
analytical | analitik |
gender | cinsiyet |
global | global |
framework | çerçeve |
report | raporu |
research | araştırma |
role | rol |
better | daha iyi |
a | bir |
of | in |
for | için |
EN At Elsevier we believe there are 10 aspects of highly effective data and which can function as a roadmap for the development of better data management processes and systems throughout the data lifecycle
TR Elsevier olarak, yüksek etkili verilerin 10 özelliği olduğuna ve bunların veri yaşam döngüsü boyunca daha iyi veri yönetim süreçleri ve sistemleri geliştirilmesinde kılavuz olarak kullanılabileceğine inanmaktadır
Angličtina | Turecký |
---|---|
effective | etkili |
systems | sistemleri |
elsevier | elsevier |
management | yönetim |
processes | süreçleri |
data | veri |
and | ve |
better | daha iyi |
EN The electronic lab notebook Hivebench helps researchers, annotate, share, and retrieve their experiments and methods better in a lab situation.
TR Elektronik laboratuvar defteri Hivebench araştırmacılara bir laboratuvardaki deneyleri ve yöntemlerini not almaları, paylaşmaları ve çağırmalarında yardımcı olur.
Angličtina | Turecký |
---|---|
electronic | elektronik |
helps | yardımcı olur |
share | paylaş |
methods | yöntemlerini |
a | yardımcı |
and | ve |
EN With presentations from academia and industry, including researchers, developers and software providers, this workshop has been exploring current and future applications of technology for better science
TR Akademiden ve sektörden araştırmacılar, geliştiriciler ve yazılım sağlayıcıların sunumlar yaptığı bu atölyede daha iyi bilim yapılması için mevcut ve gelecekteki teknoloji uygulamaları keşfedildi
Angličtina | Turecký |
---|---|
presentations | sunumlar |
researchers | araştırmacılar |
developers | geliştiriciler |
future | gelecekteki |
and | ve |
software | yazılım |
technology | teknoloji |
science | bilim |
of | in |
this | bu |
current | mevcut |
better | daha iyi |
applications | uygulamalar |
for | için |
EN At Elsevier, we deliver better drug information for all areas of healthcare
TR Elsevier olarak, sağlık sektörünün tüm alanlarına daha iyi ilaç bilgileri sağlarız
Angličtina | Turecký |
---|---|
deliver | sağlar |
information | bilgileri |
healthcare | sağlık |
elsevier | elsevier |
drug | ilaç |
all | tüm |
better | daha iyi |
of | olarak |
EN Better content for meaningful use and beyond
TR Anlamlı kullanım ve daha fazlası için daha iyi içerikler
Angličtina | Turecký |
---|---|
meaningful | anlamlı |
and | ve |
better | daha iyi |
use | kullanım |
for | için |
Zobrazuje sa 50 z 50 prekladov