EN Helping others. Helping each other.
"helping me better" v Angličtina možno preložiť do nasledujúcich Turecký slov/fráz:
EN Helping others. Helping each other.
TR Başkalarına yardım etmek. Birbirimize yardım etmek.
Angličtina | Turecký |
---|---|
helping | yardım |
others | başkaları |
EN "I love helping people." She has been living in Germany for five years, and for a good six months she has again been able to do what she loves: working in healthcare, helping people
TR Beş yıldır Almanya’da yaşayan genç kadın yaklaşık altı aydır da çok sevdiği bir işi yapabiliyor: tıp alanında çalışmak ve insanlara yardım etmek
Angličtina | Turecký |
---|---|
helping | yardım |
living | yaşayan |
in | da |
people | insanlara |
been | ya |
and | ve |
do | işi |
working | iş |
she | bir |
to | etmek |
for | yaklaşık |
EN Helping others. Helping each other.
TR Başkalarına yardım etmek. Birbirimize yardım etmek.
Angličtina | Turecký |
---|---|
helping | yardım |
others | başkaları |
EN Helping a compulsive internet and technology user keep up an appearance of normalcy is helping him or her continue in the destructive behavior
TR Zorlayıcı bir internet ve teknoloji kullanıcısının normal görünümünü korumasına yardımcı olmak, onun yıkıcı davranışı sürdürmesine yardımcı oluyor
Angličtina | Turecký |
---|---|
helping | yardımcı olmak |
internet | internet |
technology | teknoloji |
behavior | davranışı |
user | kullanıcı |
a | yardımcı |
and | ve |
EN Repairable products are better for companies, better for the environment, and better for us.
TR Onarılabilir ürünler şirketler için, çevre için ve bizim için daha iyidir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
companies | şirketler |
environment | çevre |
and | ve |
products | ürünler |
for | için |
EN The better and more detailed data you process, the better results you will get, and the better you can improve your resource.
TR Ne kadar iyi ve ayrıntılı veri işlerseniz, o kadar iyi sonuçlar alırsınız ve kaynağınızı o kadar iyi geliştirebilirsiniz.
Angličtina | Turecký |
---|---|
data | veri |
process | iş |
get | al |
detailed | ayrıntılı |
better | iyi |
can | ne |
and | ve |
EN Repairable products are better for companies, better for the environment, and better for us.
TR Onarılabilir ürünler şirketler için, çevre için ve bizim için daha iyidir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
companies | şirketler |
environment | çevre |
and | ve |
products | ürünler |
for | için |
EN AI is changing the way transaction diligence is performed at EY. With Watson Discovery EY can provide better transaction advice to clients, which they in turn can use to make better decisions and drive better outcomes.
TR Yapay zeka, EY'de işlem titizliği sağlama biçimini değiştiriyor. Watson Discovery sayesinde EY, müşterilere daha iyi kararlar almak ve daha iyi sonuçlar elde etmek için kullanabilecekleri daha iyi işlem önerileri sunabiliyor.
Angličtina | Turecký |
---|---|
transaction | işlem |
watson | watson |
clients | müşterilere |
decisions | kararlar |
at | de |
better | daha iyi |
and | ve |
EN Today Better Cotton is grown in 26 countries around the world and accounts for 20% of global cotton production. In the 2020-21 cotton season, 2.2 million licensed Better Cotton Farmers grew 4.7 million metric tonnes of Better Cotton.
TR Bugün Better Cotton dünya çapında 26 ülkede yetiştirilmektedir ve küresel pamuk üretiminin %20'sini oluşturmaktadır. 2020-21 pamuk sezonunda, 2.2 milyon lisanslı Better Cotton Çiftçisi, 4.7 milyon metrik ton Better Cotton üretti.
Angličtina | Turecký |
---|---|
today | bugün |
cotton | pamuk |
and | ve |
million | milyon |
around | çapında |
countries | ülkede |
world | dünya |
global | küresel |
EN India has been a pioneering force within the Better Cotton Programme since its first Better Cotton harvest in 2011, and now has the largest number of farmers participating in the Better Cotton Programme.
TR Hindistan, 2011'deki ilk Better Cotton hasadından bu yana Better Cotton Programında öncü bir güç olmuştur ve şu anda Better Cotton Programına katılan en fazla çiftçiye sahiptir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
india | hindistan |
pioneering | öncü |
in | deki |
and | ve |
largest | en |
first | ilk |
the | anda |
EN “Semrush has been pivotal in helping me better understand the competitive landscape of my ad campaigns
TR Semrush, reklam kampanyalarımın rekabetçi piyasasını daha iyi anlamam konusunda esas rolü oynadı
Angličtina | Turecký |
---|---|
semrush | semrush |
competitive | rekabetçi |
ad | reklam |
better | iyi |
the | daha |
of | konusunda |
EN Helping to deliver better outcomes for patients
TR Hastalar için daha iyi sonuçlar sağlanmasına yardım edilmesi
Angličtina | Turecký |
---|---|
helping | yardım |
patients | hastalar |
to | edilmesi |
for | için |
better | daha iyi |
EN Helping physicians drive better care by delivering fast, credible answers.
TR Hızlı, güvenilir cevaplar vererek daha iyi bakım sağlamaları konusunda doktorlara yardımcı olur.
Angličtina | Turecký |
---|---|
helping | yardımcı olur |
care | bakım |
credible | güvenilir |
answers | cevaplar |
fast | hızlı |
better | daha iyi |
by | konusunda |
EN Whether you manage a courier service or a restaurant, our free Delivery Order Forms will boost sales by helping you keep better track of online orders
TR Ücretsiz Teslimat Sipariş formlarımız kurye hizmet ya da restoranlar için satışları arttırmaya yardımcı olacak ve online siparişlerin takibini kolaylaştıracak bir yöntem sunar
Angličtina | Turecký |
---|---|
service | hizmet |
delivery | teslimat |
online | online |
will | olacak |
a | yardımcı |
order | sipariş |
sales | satış |
whether | için |
of | in |
forms | formlar |
our | ve |
EN Non-profit managers and employees are amazing people: selfless, passionate and good-hearted. They care about making a difference and we love people who are helping make the world a better place!
TR Kar amacı gütmeyen yöneticiler ve çalışanlar inanılmaz insanlardır: özverili, tutkulu ve iyi kalpli. Bir fark yaratmaya önem veriyorlar ve biz dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye yardım eden insanları seviyoruz!
Angličtina | Turecký |
---|---|
non-profit | kar amacı gütmeyen |
passionate | tutkulu |
difference | fark |
helping | yardım |
employees | çalışanlar |
place | yer |
people | insanları |
and | ve |
we | biz |
better | daha iyi |
a | bir |
world | dünyayı |
EN “Semrush has been pivotal in helping me better understand the competitive landscape of my ad campaigns
TR Semrush, reklam kampanyalarımın rekabetçi piyasasını daha iyi anlamam konusunda esas rolü oynadı
Angličtina | Turecký |
---|---|
semrush | semrush |
competitive | rekabetçi |
ad | reklam |
better | iyi |
the | daha |
of | konusunda |
EN Helping to deliver better outcomes for patients
TR Hastalar için daha iyi sonuçlar sağlanmasına yardım edilmesi
Angličtina | Turecký |
---|---|
helping | yardım |
patients | hastalar |
to | edilmesi |
for | için |
better | daha iyi |
EN “Semrush has been pivotal in helping me better understand the competitive landscape of my ad campaigns
TR Semrush, reklam kampanyalarımın rekabetçi piyasasını daha iyi anlamam konusunda esas rolü oynadı
Angličtina | Turecký |
---|---|
semrush | semrush |
competitive | rekabetçi |
ad | reklam |
better | iyi |
the | daha |
of | konusunda |
EN “Semrush has been pivotal in helping me better understand the competitive landscape of my ad campaigns
TR Semrush, reklam kampanyalarımın rekabetçi piyasasını daha iyi anlamam konusunda esas rolü oynadı
Angličtina | Turecký |
---|---|
semrush | semrush |
competitive | rekabetçi |
ad | reklam |
better | iyi |
the | daha |
of | konusunda |
EN “Semrush has been pivotal in helping me better understand the competitive landscape of my ad campaigns
TR Semrush, reklam kampanyalarımın rekabetçi piyasasını daha iyi anlamam konusunda esas rolü oynadı
Angličtina | Turecký |
---|---|
semrush | semrush |
competitive | rekabetçi |
ad | reklam |
better | iyi |
the | daha |
of | konusunda |
EN “Semrush has been pivotal in helping me better understand the competitive landscape of my ad campaigns
TR Semrush, reklam kampanyalarımın rekabetçi piyasasını daha iyi anlamam konusunda esas rolü oynadı
Angličtina | Turecký |
---|---|
semrush | semrush |
competitive | rekabetçi |
ad | reklam |
better | iyi |
the | daha |
of | konusunda |
EN Germany is helping countries around the world to better cope with the effects of climate change. This involves knowledge – and money. Five facts.
TR Almanya dünyanın birçok ülkesine iklim değişikliğinin sonuçlarıyla daha iyi başa çıkabilmeleri için, destek veriyor; bilgi ve parasal destek. Beş olgu.
Angličtina | Turecký |
---|---|
world | dünyanın |
knowledge | bilgi |
germany | almanya |
and | ve |
better | iyi |
climate | iklim |
to | için |
five | beş |
EN Saves time by helping users quickly create better, more efficient designs.
TR Kullanıcıların daha hızlı, iyi ve etkili tasarımlar oluşturmasına imkan vererek zamandan tasarruf sağlar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
time | zamandan |
quickly | hızlı |
saves | tasarruf |
better | iyi |
more | daha |
efficient | etkili |
designs | tasarımlar |
users | kullanıcılar |
EN Saves time by helping users quickly create better, more efficient designs.
TR Kullanıcıların daha hızlı, iyi ve etkili tasarımlar oluşturmasına imkan vererek zamandan tasarruf sağlar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
time | zamandan |
quickly | hızlı |
saves | tasarruf |
better | iyi |
more | daha |
efficient | etkili |
designs | tasarımlar |
users | kullanıcılar |
EN Saves time by helping users quickly create better, more efficient designs.
TR Kullanıcıların daha hızlı, iyi ve etkili tasarımlar oluşturmasına imkan vererek zamandan tasarruf sağlar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
time | zamandan |
quickly | hızlı |
saves | tasarruf |
better | iyi |
more | daha |
efficient | etkili |
designs | tasarımlar |
users | kullanıcılar |
EN Saves time by helping users quickly create better, more efficient designs.
TR Kullanıcıların daha hızlı, iyi ve etkili tasarımlar oluşturmasına imkan vererek zamandan tasarruf sağlar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
time | zamandan |
quickly | hızlı |
saves | tasarruf |
better | iyi |
more | daha |
efficient | etkili |
designs | tasarımlar |
users | kullanıcılar |
EN Saves time by helping users quickly create better, more efficient designs.
TR Kullanıcıların daha hızlı, iyi ve etkili tasarımlar oluşturmasına imkan vererek zamandan tasarruf sağlar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
time | zamandan |
quickly | hızlı |
saves | tasarruf |
better | iyi |
more | daha |
efficient | etkili |
designs | tasarımlar |
users | kullanıcılar |
EN Saves time by helping users quickly create better, more efficient designs.
TR Kullanıcıların daha hızlı, iyi ve etkili tasarımlar oluşturmasına imkan vererek zamandan tasarruf sağlar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
time | zamandan |
quickly | hızlı |
saves | tasarruf |
better | iyi |
more | daha |
efficient | etkili |
designs | tasarımlar |
users | kullanıcılar |
EN Saves time by helping users quickly create better, more efficient designs.
TR Kullanıcıların daha hızlı, iyi ve etkili tasarımlar oluşturmasına imkan vererek zamandan tasarruf sağlar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
time | zamandan |
quickly | hızlı |
saves | tasarruf |
better | iyi |
more | daha |
efficient | etkili |
designs | tasarımlar |
users | kullanıcılar |
EN Saves time by helping users quickly create better, more efficient designs.
TR Kullanıcıların daha hızlı, iyi ve etkili tasarımlar oluşturmasına imkan vererek zamandan tasarruf sağlar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
time | zamandan |
quickly | hızlı |
saves | tasarruf |
better | iyi |
more | daha |
efficient | etkili |
designs | tasarımlar |
users | kullanıcılar |
EN Saves time by helping users quickly create better, more efficient designs.
TR Kullanıcıların daha hızlı, iyi ve etkili tasarımlar oluşturmasına imkan vererek zamandan tasarruf sağlar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
time | zamandan |
quickly | hızlı |
saves | tasarruf |
better | iyi |
more | daha |
efficient | etkili |
designs | tasarımlar |
users | kullanıcılar |
EN Saves time by helping users quickly create better, more efficient designs.
TR Kullanıcıların daha hızlı, iyi ve etkili tasarımlar oluşturmasına imkan vererek zamandan tasarruf sağlar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
time | zamandan |
quickly | hızlı |
saves | tasarruf |
better | iyi |
more | daha |
efficient | etkili |
designs | tasarımlar |
users | kullanıcılar |
EN Saves time by helping users quickly create better, more efficient designs.
TR Kullanıcıların daha hızlı, iyi ve etkili tasarımlar oluşturmasına imkan vererek zamandan tasarruf sağlar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
time | zamandan |
quickly | hızlı |
saves | tasarruf |
better | iyi |
more | daha |
efficient | etkili |
designs | tasarımlar |
users | kullanıcılar |
EN Saves time by helping users quickly create better, more efficient designs.
TR Kullanıcıların daha hızlı, iyi ve etkili tasarımlar oluşturmasına imkan vererek zamandan tasarruf sağlar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
time | zamandan |
quickly | hızlı |
saves | tasarruf |
better | iyi |
more | daha |
efficient | etkili |
designs | tasarımlar |
users | kullanıcılar |
EN Saves time by helping users quickly create better, more efficient designs.
TR Kullanıcıların daha hızlı, iyi ve etkili tasarımlar oluşturmasına imkan vererek zamandan tasarruf sağlar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
time | zamandan |
quickly | hızlı |
saves | tasarruf |
better | iyi |
more | daha |
efficient | etkili |
designs | tasarımlar |
users | kullanıcılar |
EN Saves time by helping users quickly create better, more efficient designs.
TR Kullanıcıların daha hızlı, iyi ve etkili tasarımlar oluşturmasına imkan vererek zamandan tasarruf sağlar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
time | zamandan |
quickly | hızlı |
saves | tasarruf |
better | iyi |
more | daha |
efficient | etkili |
designs | tasarımlar |
users | kullanıcılar |
EN Saves time by helping users quickly create better, more efficient designs.
TR Kullanıcıların daha hızlı, iyi ve etkili tasarımlar oluşturmasına imkan vererek zamandan tasarruf sağlar.
Angličtina | Turecký |
---|---|
time | zamandan |
quickly | hızlı |
saves | tasarruf |
better | iyi |
more | daha |
efficient | etkili |
designs | tasarımlar |
users | kullanıcılar |
EN Whether you manage a courier service or a restaurant, our free Delivery Order Forms will boost sales by helping you keep better track of online orders
TR Ücretsiz Teslimat Sipariş formlarımız kurye hizmet ya da restoranlar için satışları arttırmaya yardımcı olacak ve online siparişlerin takibini kolaylaştıracak bir yöntem sunar
Angličtina | Turecký |
---|---|
service | hizmet |
delivery | teslimat |
online | online |
will | olacak |
a | yardımcı |
order | sipariş |
sales | satış |
whether | için |
of | in |
forms | formlar |
our | ve |
EN Your FPS data has been sent. Thank you for helping to make the service better.
TR FPS verileriniz gönderildi. Hizmetimizi geliştirmemize yardımcı olduğunuz için teşekkür ederiz.
Angličtina | Turecký |
---|---|
sent | gönderildi |
you | in |
thank you | teşekkür |
the | ederiz |
EN Non-profit managers and employees are amazing people: selfless, passionate and good-hearted. They care about making a difference and we love people who are helping make the world a better place!
TR Kar amacı gütmeyen yöneticiler ve çalışanlar inanılmaz insanlardır: özverili, tutkulu ve iyi kalpli. Bir fark yaratmaya önem veriyorlar ve biz dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye yardım eden insanları seviyoruz!
Angličtina | Turecký |
---|---|
non-profit | kar amacı gütmeyen |
passionate | tutkulu |
difference | fark |
helping | yardım |
employees | çalışanlar |
place | yer |
people | insanları |
and | ve |
we | biz |
better | daha iyi |
a | bir |
world | dünyayı |
EN Need States is one of today’s most recognised and established tools in helping to understand consumer motivation better
TR İhtiyaç Anları, tüketicinin motivasyonunu daha iyi anlamak konusunda yardımcı olan, günümüzün en bilinen ve kabul edilen araçlarından biridir
Angličtina | Turecký |
---|---|
most | en |
is one | biridir |
is | olan |
and | ve |
better | daha iyi |
tools | araçları |
to | konusunda |
EN You can consult this page to understand better which subscription will better fit your marketing needs.
TR Hangi aboneliğin pazarlama ihtiyaçlarınızı daha iyi karşılayacağını daha iyi anlamak için bu sayfaya başvurabilirsiniz.
Angličtina | Turecký |
---|---|
marketing | pazarlama |
this | bu |
better | daha iyi |
needs | ihtiyaç |
EN Better information to drive better decisions, saving money ? and saving lives.
TR Daha iyi kararlar almak, paradan tasarruf etmek ve hayatlar kurtarmak için daha iyi bilgiler.
Angličtina | Turecký |
---|---|
information | bilgiler |
decisions | kararlar |
saving | tasarruf |
money | paradan |
and | ve |
better | daha iyi |
EN Better Information Leads to Better Patient Care
TR Daha İyi Hasta Bakımı İçin Daha İyi Bilgi İpuçları
Angličtina | Turecký |
---|---|
information | bilgi |
patient | hasta |
care | bakım |
to | daha |
EN Ali Kibar, Chairman of Kibar Holding, said, “We will be more cautious in 2019. We are one of the links in the production chain. If everyone gets better, our country will also get better.”
TR Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar: 2019 daha kontrollü gideceğimiz bir yıl olacak. Üretici halkalardan biriyiz. Herkes ne kadar iyi olursa ülke o kadar iyi olur.
Angličtina | Turecký |
---|---|
holding | holding |
if | olursa |
country | ülke |
better | iyi |
everyone | herkes |
more | daha |
EN Combine with LUNA for a better cleanse! T-Sonic™ pulsations help massage the formula into the skin, allowing for a deeper cleanse and better absorption of product, leaving your skin happy and hydrated.
TR Daha iyi bir temizlik için LUNA ile birlikte kullanın! T-Sonik™ titreşimler, formülün cilde masaj yapmasına yardımcı olur, cildin daha derin bir şekilde temizlenmesini ve ürünün daha iyi emilimini sağlayarak cildinizi nemlendirir.
EN Better information to drive better decisions, saving money ? and saving lives.
TR Daha iyi kararlar almak, paradan tasarruf etmek ve hayatlar kurtarmak için daha iyi bilgiler.
Angličtina | Turecký |
---|---|
information | bilgiler |
decisions | kararlar |
saving | tasarruf |
money | paradan |
and | ve |
better | daha iyi |
EN You can consult this page to understand better which subscription will better fit your marketing needs.
TR Hangi aboneliğin pazarlama ihtiyaçlarınızı daha iyi karşılayacağını daha iyi anlamak için bu sayfaya başvurabilirsiniz.
Angličtina | Turecký |
---|---|
marketing | pazarlama |
this | bu |
better | daha iyi |
needs | ihtiyaç |
EN You can consult this page to understand better which subscription will better fit your marketing needs.
TR Hangi aboneliğin pazarlama ihtiyaçlarınızı daha iyi karşılayacağını daha iyi anlamak için bu sayfaya başvurabilirsiniz.
Angličtina | Turecký |
---|---|
marketing | pazarlama |
this | bu |
better | daha iyi |
needs | ihtiyaç |
EN In this way, we can see if the project is getting better and better visibility compared to the number of positioned keywords.
TR Bu bağlamda projenin, pozisyonlanmış anahtar kelimelerin sayısı ile karşılaştırıldığında daha iyi hale ve daha iyi görünürlüğe sahip hale görmemiz mümkün hale gelir.
Angličtina | Turecký |
---|---|
project | projenin |
keywords | anahtar |
can | mümkün |
and | ve |
this | bu |
see | görün |
better | daha iyi |
to | sahip |
the | ile |
Zobrazuje sa 50 z 50 prekladov