TR Ülke sınırları içinde ve dışında, sahada aktif olarak rol oynayan bu kuvvetlere çözümler sağlıyor olmamız, yaptığımız her şeyin, operasyonel geçerliliğinin olmasını sağlıyor.
TR Ülke sınırları içinde ve dışında, sahada aktif olarak rol oynayan bu kuvvetlere çözümler sağlıyor olmamız, yaptığımız her şeyin, operasyonel geçerliliğinin olmasını sağlıyor.
EN Providing solutions for these forces, who are engaged in operations both within and outside the borders of our country, ensures that everything we do has operational validity.
turco | inglês |
---|---|
aktif | engaged |
çözümler | solutions |
yaptığımız | we do |
operasyonel | operational |
TR Bu, aynı zamanda cazip bir fiyat teklifi vermemize (ödeme yapılacak bir ekip veya tatmin edilecek yatırımcılar olmadığından) ve müşterilerle daha yakın ve daha doğrudan bir ilişki kurmamıza olanak sağlıyor.
EN This also allows us to keep an attractive price offer (no big team to pay or investors to satisfy !) and to ensure a closer and more direct relation with the customers.
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
fiyat | price |
ekip | team |
yatırımcılar | investors |
doğrudan | direct |
TR Süper bilgisayar, çok çeşitli simülasyonların gerçekleştirilebilmesine olanak sağlıyor
EN The supercomputer is capable of every conceivable simulation
turco | inglês |
---|---|
ın | of |
TR Çift taraflı kullanım avantajıyla farklı görsel kombinasyonlar yaratmaya olanak sağlıyor
EN It enables you to create different visual combinations with the advantage of double-sided use
turco | inglês |
---|---|
kullanım | use |
farklı | different |
görsel | visual |
TR Zayıf olmaktan tamamen uzak olduğundan, bu yapay zekayı 'dar' olarak daha doğru bir şekilde tanımlayabiliriz; bu yapay zeka, Apple'dan Siri, Amazon'dan Alexa, IBM Watson ve otonom araçlar gibi oldukça sağlam uygulamalara olanak sağlıyor.
EN ‘Narrow’ might be a more accurate descriptor for this type of AI as it is anything but weak; it enables some very robust applications, such as Apple's Siri, Amazon's Alexa, IBM Watson, and autonomous vehicles.
turco | inglês |
---|---|
zayıf | weak |
bu | this |
apple | apple |
amazon | amazon |
ibm | ibm |
watson | watson |
araçlar | vehicles |
oldukça | very |
sağlam | robust |
TR Bilgisayar Görüşü: Bu yapay zeka teknolojisi, bilgisayar ve sistemlerin dijital görüntülerden, videolardan ve diğer görsel girdilerden anlamlı bilgiler elde etmesine olanak sağlıyor ve bu girdilere dayalı olarak eyleme geçebiliyor
EN Computer Vision: This AI technology enables computers and systems to derive meaningful information from digital images, videos and other visual inputs, and based on those inputs, it can take action
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
teknolojisi | technology |
diğer | other |
anlamlı | meaningful |
bilgiler | information |
TR Bir SERP denetleyicisi, aynı arama motorunu birden fazla TLD (konum) için kontrol etmenize olanak tanıyacağından, arama yaparken daha doğru yerel ve küresel sonuçlar almanıza da olanak tanır
EN A SERP checker will also allow you to get more accurate local and global results when conducting searches, as they will allow you to check the same search engine for multiple TLDs (locations)
turco | inglês |
---|---|
yerel | local |
küresel | global |
sonuçlar | results |
TR Otomatik Ekle/Sil, bir çizgi bölütünü tıklattığınızda bağlantı noktası eklemenize olanak verir, bağlantı noktasını tıklattığınızda silmenize olanak verir.
EN Auto Add/Delete, which lets you add an anchor point when you click a line segment or delete an anchor point when you click it.
TR Ahrefs, sanki bir araçtan daha fazlasıymış gibi hissediyorum. Ahrefs dijital pazarlamada benim ortağım, ve müşterilerimin gözünde bir rock yıldızı gibi görünmemi sağlıyor.
EN I feel like Ahrefs is more than a tool. Ahrefs is a partner to me in my work as a digital marketer and helps me look like a rockstar to my clients.
turco | inglês |
---|---|
ahrefs | ahrefs |
TR Ahrefs tüm SEO çalışmalarımızı kolaylaştırmamızı sağlıyor. Bu, onu kullanmaya başladığımızdan bu yana oturumlarda ve gelirlerde %170’lik bir artışa neden oldu.
EN Ahrefs enables us to streamline all of our SEO efforts. This resulted in a 170% YOY increase in sessions and revenue since we started using it.
turco | inglês |
---|---|
tüm | all |
bu | this |
onu | it |
kullanmaya | using |
TR [İşverenler] dünyanın herhangi bir yerinden özelleştirilmiş araçlar kullanarak proje modunda çalışabilme becerisini bekliyor…Knovel öğrencilerin bu tür bir yaklaşıma aşina olmasını sağlıyor.
EN [Employers expect the] ability to work in project mode using specialised tools from anywhere in the world? Knovel enables students to become familiar with this type of approach.
turco | inglês |
---|---|
dünyanın | world |
herhangi | anywhere |
araçlar | tools |
proje | project |
knovel | knovel |
bu | this |
tür | type |
TR Şimdi Erhan, Küçükçekmece Belediyesi’ne bağlı Teknik İşler Müdürlüğü, Bakım Onarım Birimi'nde kendi mesleği olan kaynakçılıkta çalışıyor ve geçimini kendi sağlıyor
EN Now, Erhan working as a welder (his own profession) in the Technical Works Department’s Maintenance and Repair Unit of Küçükçekmece Municipality and earns his own living
turco | inglês |
---|---|
erhan | erhan |
teknik | technical |
bakım | maintenance |
onarım | repair |
birimi | unit |
TR YouTrack 2021.2, yazılım geliştirme ekipleri için GitLab ile entegrasyonda iyileştirmeler sağlıyor
EN YouTrack 2021.3 comes with Timesheets, a major new time-tracking feature that makes it easier than ever to track, manage, and report time spent on tasks and projects
TR vidIQ uzantısı Youtube'da neyin çalışıp neyin çalışmadığını öğrenmenize yardımcı olarak kanalınızı geliştirmenizi sağlıyor.
EN vidIQ Vision will help you learn what’s working on YouTube and what’s not so you can make your channel even better.
turco | inglês |
---|---|
vidiq | vidiq |
youtube | youtube |
kanalı | channel |
TR Renderforest, yüksek kalitede video, logo, grafik, mockup ve web sitelerini en kısa sürede ve hiç yorulmadan oluşturmanız için en iyi online marka araçlarını sağlıyor.
EN Renderforest offers you the best online branding tools to create high-quality videos, logos, graphics, mockups, and websites with minimal time and effort.
turco | inglês |
---|---|
renderforest | renderforest |
video | videos |
grafik | graphics |
sitelerini | websites |
TR Fairmont Otelleri sinema ekiplerine, aktörlere ev sahipliği yapıyor ve sessiz film Kipps’in kısmen Savoy’da çekildiği 1921‘den beri filmlere mekan sağlıyor
EN Fairmont Hotels have hosted crews, actors and provided film locations since 1921, when the silent film Kipps was shot, in part, at The Savoy
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
otelleri | hotels |
sessiz | silent |
TR İnsani yardım alanında akademik çalışmalara da katkı sağlıyor. Doktora derecesini Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü'nden alan Karaosmanoğlu, çeşitli üniversitelerde dersler verdi.
EN Karaosmanoğlu has also contributed to academic studies in the area of humanitarian aid. She received her PhD from Bilkent University Political Science and Public Administration and has taught classes at various universities in Turkey.
turco | inglês |
---|---|
yardım | aid |
akademik | academic |
bilimi | science |
kamu | public |
yönetimi | administration |
çeşitli | various |
TR Bu da veri akışlarının rastgele bölümleri arasında yanlış bir eşdeğerlilik sağlıyor
EN This creates a false equivalence between what are arbitrary divisions of flows of data
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
veri | data |
TR Modern transkripsiyon ajansları otomatik transkripsiyon ile zamandan tasarruf sağlıyor | Ses ve video dosyalarını dakikalar içinde doğru bir şekilde transkribe edin | Sonix
EN Modern transcription agencies are saving time with automated transcription | Accurately transcribe audio and video files in minutes | Sonix
turco | inglês |
---|---|
modern | modern |
ajansları | agencies |
otomatik | automated |
zamandan | time |
tasarruf | saving |
TR Video oluşturma konusunda tecrübeniz olmadan bir animasyon videosunun nasıl hazırlanacağını hiç merak ettiniz mi? 2D animasyon aracımız işin zor kısmını üstleniyor ve mükemmel görseller elde etmenizi sağlıyor.
EN Have you ever wondered how to make a video animation in 2D with no video making background? Our 2D animation software templates do all the hard work for you, providing top-notch flat visuals.
turco | inglês |
---|---|
video | video |
animasyon | animation |
zor | hard |
görseller | visuals |
TR Fikirlerimi hızlı ve kolay bir şekilde hayata geçirmemi sağlıyor
EN It allows me to bring my ideas to life in a quick and convenient format
turco | inglês |
---|---|
hızlı | quick |
kolay | convenient |
TR Renderforest, çok iyi videoların aşırı derecede hızlı ve kolay şekilde hazırlanmasını sağlıyor
EN Renderforest makes it extremely easy and convenient to make quick, but well-made videos for tasks
turco | inglês |
---|---|
renderforest | renderforest |
iyi | well |
hızlı | quick |
ve | and |
TR Bu da sitenin içerik çizgisinin yıllardır net bir doğrultuda ilerlemesini sağlıyor
EN This has enabled the content of the site to evolve in a clear direction for years
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
içerik | content |
yıllardır | for years |
net | clear |
TR Atomic² Swaps™, Algorand'in anında işlem sonlandırmasını destekliyor ve herhangi bir tür zaman ya da hash kilidi olmadan varlıkların aynı zincir üstünde ek bir işlemde takas edilebilmesini sağlıyor
EN Atomic Swaps leverage Algorand’s instant transaction finality and implement same-chain swaps of assets, without any type of time-or hash-locks, in a single transaction
turco | inglês |
---|---|
işlem | transaction |
tür | type |
olmadan | without |
aynı | same |
zincir | chain |
TR S: AWS Lambda kodum için nasıl bir yalıtım sağlıyor?
EN Q: How does AWS Lambda isolate my code?
turco | inglês |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
TR S: AWS Lambda kodumun güvenliğini nasıl sağlıyor?
EN Q: How does AWS Lambda secure my code?
turco | inglês |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
güvenliğini | secure |
TR iPromote 40.000 küçük ve orta ölçekli işletmeye (KOBİ) dijital reklamcılık çözümleri sağlıyor
EN iPromote provides digital advertising solutions to 40,000 small and medium-sized businesses (SMBs)
turco | inglês |
---|---|
küçük | small |
ve | and |
orta | medium |
dijital | digital |
reklamcılık | advertising |
çözümleri | solutions |
TR Şimdi Erhan, Küçükçekmece Belediyesi’ne bağlı Teknik İşler Müdürlüğü, Bakım Onarım Birimi'nde kendi mesleği olan kaynakçılıkta çalışıyor ve geçimini kendi sağlıyor
EN Now, Erhan working as a welder (his own profession) in the Technical Works Department’s Maintenance and Repair Unit of Küçükçekmece Municipality and earns his own living
turco | inglês |
---|---|
erhan | erhan |
teknik | technical |
bakım | maintenance |
onarım | repair |
birimi | unit |
TR AWS GovCloud (ABD), ITAR gereksinimlerini karşılayan müşterilere garanti sağlıyor mu?
EN How does AWS GovCloud (US) provide assurance to customers that it meets ITAR requirements?
turco | inglês |
---|---|
aws | aws |
govcloud | govcloud |
abd | us |
gereksinimlerini | requirements |
garanti | assurance |
TR Airbnb, makine öğrenimini kullanarak arama önerilerini optimize etmesinin yanı sıra ev sahipleri için dinamik fiyatlandırma yönergelerini iyileştirerek rezervasyon oranının artmasını sağlıyor
EN Airbnb is using machine learning to optimize search recommendations and improve dynamic pricing guidance for hosts, both of which translate to increased booking conversions
turco | inglês |
---|---|
makine | machine |
arama | search |
dinamik | dynamic |
fiyatlandırma | pricing |
rezervasyon | booking |
TR Sertifikalı Belge Hizmetleri (CDS) sağlamak için Adobe ile olan ortaklığı, güvenli dijital ortamında imzalanmış PDF belgeleri, onaylı transkriptler ve e-faturalar sağlayarak internette daha güvenli bir platform sağlıyor
EN Its partnership with Adobe to provide Certified Document Services (CDS) has provided a more secure platform on the internet by providing PDF documents signed in a secure digital environment, certified transcripts and e-invoices
turco | inglês |
---|---|
sertifikalı | certified |
hizmetleri | services |
adobe | adobe |
ortaklığı | partnership |
transkriptler | transcripts |
sağlayarak | by providing |
internette | on the internet |
platform | platform |
TR AWS Organizations ve Hizmet Denetim Politikaları (SCP), tavandan tabana yönetişim sunuyor ve her bir iş birimine kimlik tabanlı ve kaynak tabanlı politika yönetimi delegasyonu sağlıyor
EN AWS Organizations and Service Control Policies (SCP) provide top-down governance and allows for the delegation of identity based and resource-based policy administration to each business unit
turco | inglês |
---|---|
aws | aws |
hizmet | service |
kimlik | identity |
tabanlı | based |
kaynak | resource |
TR Logo animasyonları, slayt gösterileri, beyaz tahta videoları, açıklayıcı videolar ve tanıtım videolarını hızlı ve kolay şekilde ve makul ücretlerle oluşturmamızı sağlıyor
EN It allows us to quickly, easily, and affordably create logo Animations, Slide Shows, White Board Videos, Explainer Videos, and Promotional Videos
turco | inglês |
---|---|
logo | logo |
slayt | slide |
beyaz | white |
ve | and |
TR Video Aracı çok az çaba ile profesyonel videolar oluşturmanızı sağlıyor
EN Video Maker enables you to create professional videos with minimal effort
turco | inglês |
---|---|
çaba | effort |
profesyonel | professional |
TR Maalesef, çerezleri engelleyen kişiler için sitemiz çalışmayacaktır çünkü bunlar oturumunuzun açık kalmasını sağlıyor.
EN Unfortunately, our site won't work for those who disable cookies as they keep you signed in.
TR Buddy çocuklara sınırsız konuşma pratiği sağlıyor ve aslında bu zor bulunan bir imkan
EN Buddy offers unlimited spoken practice, which is normally so difficult to find
turco | inglês |
---|---|
sınırsız | unlimited |
zor | difficult |
bir | to |
TR Pazarlama materyalleri (varlıkları) sağlıyor musunuz?
EN Do you provide marketing materials (assets)?
turco | inglês |
---|---|
pazarlama | marketing |
materyalleri | materials |
musunuz | do you |
TR Enerjide dönüşüm uygulamalarıyla Almanya, iklim değişikliği ile mücadeleye ve Paris İklim Anlaşmasının hayata geçirilmesine önemli bir katkı sağlıyor
EN Through its energy transition, Germany is playing an active role in the fight against climate change and in implementing the Paris Climate Agreement
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
iklim | climate |
değişikliği | change |
paris | paris |
TR Pek çok kuruluş Almanya’da öğrenim gören yabancı öğrencilere burs sağlıyor. Başlıca burs olanaklarına bir bakış.
EN Many organizations finance international students in Germany. Here you can find the most important providers of scholarships.
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
TR %100 Pamuk kumaşı ve pamuk elyafı ile terlemeyi azaltarak yumuşak ve rahat bir uyku sağlıyor.
EN Lessens perspiration with its 100% cotton fabric and cotton fibre and provides a soft and comfortable sleep environment.
turco | inglês |
---|---|
pamuk | cotton |
uyku | sleep |
TR Özel elyaf iç dolgusu ve %100 Pamuk kumaşı ile doğal ve konforlu bir uyku deneyimi yaratan Noah Yorgan, yumuşak ve hafif yapısı sayesinde maksimum rahatlık sağlıyor
EN Creating a natural and comfortable sleep experience with its special interior fibre filling and 100% Cotton fabric, Noah Quilt provides maximum comfort thanks to its soft and light structure
turco | inglês |
---|---|
pamuk | cotton |
doğal | natural |
uyku | sleep |
deneyimi | experience |
yapısı | structure |
maksimum | maximum |
TR Olağanüstü performansın ötesinde, GameDAC aynı zamanda OLED temelli menü sistemiyle oyunculara tam esneklik sağlıyor, bu da tüm ayarlarınızın yazılımı yükleme gereği olmadan kolaylıkla ayarlanabilir olması demek.
EN Beyond the outstanding performance, the GameDAC also provides the most flexibility to gamers with its OLED-based menu system, meaning that all of your settings are easily adjustable without needing to install software.
turco | inglês |
---|---|
olağanüstü | outstanding |
ötesinde | beyond |
gamedac | gamedac |
oled | oled |
temelli | based |
menü | menu |
esneklik | flexibility |
da | also |
yazılımı | software |
olmadan | without |
kolaylıkla | easily |
performansı | performance |
ın | of |
ayarlarını | settings |
TR Tasarımcılarımız tüm malzemeleri özenle seçerek güzel bir ürüne sahip olmanızı sağlarken mühendislerimiz, tüm özellikleri itina ile test ederek tüm oyuncuların turnuvaya hazır kalitede ürünlere sahip olmasını sağlıyor.
EN Our designers hand-pick every material to make sure you have a beautiful product and our engineers test every feature, ensuring tournament-ready quality for gamers everywhere.
turco | inglês |
---|---|
tüm | every |
test | test |
hazır | ready |
TR Bu surround sesi, ChatMix, EQ ve PC oyunculuğu için ışıklandırmayı sağlıyor
EN This allows for surround sound, ChatMix, EQ, and illumination for PC gaming
turco | inglês |
---|---|
pc | pc |
TR Ekipman ve malzemeler (Müdahale): Hijyen setleri, doğum ve üreme sağlığı kitleri sağlıyor.
EN Equipment and supplies (Response): UNFPA provides dignity, hygiene kits, maternity and reproductive health kits.
turco | inglês |
---|---|
ekipman | equipment |
ve | and |
hijyen | hygiene |
sağlığı | health |
TR AI for Earth Hibeleri, insanların ve kuruluşların dünya'nın doğal sistemlerini izleme, modelleme ve yönetme şeklini değiştiren projeleri desteklemek için Microsoft kaynaklarına erişim sağlıyor
EN AI for Earth Grants provide access to Microsoft resources to support projects that change the way people and organizations monitor, model, and manage Earth’s natural systems
turco | inglês |
---|---|
kuruluşların | organizations |
doğal | natural |
sistemlerini | systems |
modelleme | model |
yönetme | manage |
projeleri | projects |
microsoft | microsoft |
erişim | access |
kaynakları | resources |
insanları | people |
TR EncompassRX hastaların yetersiz depolama veya sıcaklık değişimlerini kolayca görmelerini sağlayan LIMITmarker sayesinde Georgia eyaleti eczacılık mevzuatına uyum sağlıyor.
EN EncompassRX meets Georgia pharmacy rule enabling patients to easily detect improper storage or temperature variations with LIMITMarker.
turco | inglês |
---|---|
depolama | storage |
veya | or |
sıcaklık | temperature |
kolayca | easily |
sayesinde | with |
TR Fairmont Otelleri sinema ekiplerine, aktörlere ev sahipliği yapıyor ve sessiz film Kipps’in kısmen Savoy’da çekildiği 1921‘den beri filmlere mekan sağlıyor
EN Fairmont Hotels have hosted crews, actors and provided film locations since 1921, when the silent film Kipps was shot, in part, at The Savoy
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
otelleri | hotels |
sessiz | silent |
TR Fairmont Otelleri sinema ekiplerine, aktörlere ev sahipliği yapıyor ve sessiz film Kipps’in kısmen Savoy’da çekildiği 1921‘den beri filmlere mekan sağlıyor
EN Fairmont Hotels have hosted crews, actors and provided film locations since 1921, when the silent film Kipps was shot, in part, at The Savoy
turco | inglês |
---|---|
fairmont | fairmont |
otelleri | hotels |
sessiz | silent |
TR Bitki koruyucu maddelerle bitkiler veya bitki mamulleri zararlı organizmalardan korunur. İster ıslak ya da kuru yoldan olsun - bitki koruyucu maddelerin üretimi için Öğütme & Dispersiyon departmanı uygun teknolojiyi sağlıyor.
EN Pesticides protect plants or plant products from organisms that could damage them. The Grinding & Dispersing Business Unit delivers the right technology for the production of pesticides – whether by wet or dry processing.
turco | inglês |
---|---|
bitki | plant |
kuru | dry |
uygun | right |
teknolojiyi | technology |
Mostrando 50 de 50 traduções