TR Türkiye'de bu konuda yapılan ilk araştırma olan çalışma gençlik çalışanlarının insan hakları, gençlik hakları ve ayrımcılıkla mücadele algıları konularına dair önemli veriler sunuyor.
TR Türkiye'de bu konuda yapılan ilk araştırma olan çalışma gençlik çalışanlarının insan hakları, gençlik hakları ve ayrımcılıkla mücadele algıları konularına dair önemli veriler sunuyor.
EN The study, which is the first study on this topic in Turkey, provides important data regarding the perception of youth workers on human rights, youth rights, and anti-discrimination.
turco | inglês |
---|---|
türkiye | turkey |
bu | this |
ilk | first |
araştırma | study |
olan | is |
gençlik | youth |
insan | human |
hakları | rights |
ve | and |
önemli | important |
veriler | data |
sunuyor | provides |
ın | of |
TR Türkiye'de bu konuda yapılan ilk araştırma olan çalışma gençlik çalışanlarının insan hakları, gençlik hakları ve ayrımcılıkla mücadele algıları konularına dair önemli veriler sunuyor.
EN The study, which is the first study on this topic in Turkey, provides important data regarding the perception of youth workers on human rights, youth rights, and anti-discrimination.
turco | inglês |
---|---|
türkiye | turkey |
bu | this |
ilk | first |
araştırma | study |
olan | is |
gençlik | youth |
insan | human |
hakları | rights |
ve | and |
önemli | important |
veriler | data |
sunuyor | provides |
ın | of |
TR Meslek yüksek okulu öğrencilerinin ruhsal durum algıları ile müzik tercihlerinin incelenmesi
EN Examination of the vocational high school students’ perceptions of psychological status and music preference
turco | inglês |
---|---|
okulu | school |
durum | status |
TR Bir Tıp Fakültesinde İntörn Hekimlerin, COVID-19 Hastalarını Muayene ve Takip İçin Hazır Bulunuşluk Algıları ve Pandemi Sürecinde Eğitimlerine İlişkin Beklentileri
EN Faculty of Medicine Interns’ Perceptions of Readiness for Examination and Following COVID-19 Patients and Their Expectations Regarding their Education during the Pandemic Period
turco | inglês |
---|---|
tıp | medicine |
takip | following |
pandemi | pandemic |
beklentileri | expectations |
TR Sağlık ve yaşam bilimlerindeki tüm uzmanlık konularına yayılan bir dizi güvenilir yayınımız bulunmaktadır
EN We have a range of trusted publications that span every speciality across health and life sciences
turco | inglês |
---|---|
sağlık | health |
yaşam | life |
uzmanlık | speciality |
güvenilir | trusted |
TR YouTube ile; müşterilerinize ve yeni hedef kitlenize nasıl ulaşabileceğiniz, kanalınızın trafiğini ve abone sayısını nasıl artırabileceğiniz konularına değindik
EN Getting your products in front of your potential customers is the first step to success
TR Moroğlu Arseven müvekkillerin dağıtım ağları oluşturması, sürdürmesi ve sonlandırması konularına yönelik, her türlü müzakere ve uyuşmazlık çözümü süreçleriyle ilgili son derece deneyimlidir.
EN Moroğlu Arseven has a significant track record supporting clients to establish, maintain and terminate distribution networks, including all related negotiation and dispute resolution.
turco | inglês |
---|---|
arseven | arseven |
dağıtım | distribution |
yönelik | to |
her | all |
çözümü | resolution |
ilgili | related |
TR Sağlık ve yaşam bilimlerindeki tüm uzmanlık konularına yayılan bir dizi güvenilir yayınımız bulunmaktadır
EN We have a range of trusted publications that span every speciality across health and life sciences
turco | inglês |
---|---|
sağlık | health |
yaşam | life |
uzmanlık | speciality |
güvenilir | trusted |
TR Büyük Alman gazeteleri, hükümet kurma seçenekleri ve sağcı popülist AfD'nin Federal Meclis'e girmesi konularına eğiliyor.
EN Congratulations in max. 140 characters: How international politicians responded to the German elections in the social media.
turco | inglês |
---|---|
alman | german |
TR Terörle mücadele, kara para aklama ile mücadele tedbirlerinin insan haklarına ve sivil alana etkileri
EN Implications of measures to countering terrorism, money laundering to the human rights and civic space
turco | inglês |
---|---|
insan | human |
TR Aynı zamanda yasa dışı göç ve insan ticaretiyle mücadele önlemleri güçlendirilirken göçe yol açan nedenlerle mücadele edilecek.
EN At the same time, measures against illegal migration and human trafficking are to be strengthened and action taken against the causes of migration and displacement.
turco | inglês |
---|---|
zamanda | time |
göç | migration |
ve | and |
insan | human |
önlemleri | measures |
TR Özgürlük ve eşitlik için mücadele eden eylemler, baskı ve sansüre karşı verilen mücadele ve herkes için şartları eşitlemeye yarayacak araçlar yaratarak verilen destek.
EN Movements that fight for freedom and equality, that fight against oppression and censorship, that help by creating the tools to level the playing field for all.
TR Elsevier bilinçsiz önyargıyla mücadele etmek için neler yapıyor?
EN What is Elsevier doing to tackle unconscious bias?
turco | inglês |
---|---|
elsevier | elsevier |
bilinçsiz | unconscious |
yapıyor | doing |
TR İzlenen anahtar kelimeler listenizden hangi web sitelerinin ve sayfaların arama trafiği için mücadele ettiğini öğrenin.
EN Find out which websites and pages are fighting for search traffic from your list of tracked keywords.
turco | inglês |
---|---|
trafiği | traffic |
öğrenin | find out |
sayfaları | pages |
TR backlinko.com ile aramızda "SEO listesi" bakımından en üst sırada yer almak için şiddetli bir mücadele gerçekleştiğini görebilirsiniz.
EN You can see that there's a fierce battle going on between backlinko.com and us for the top spot for "SEO checklist."
turco | inglês |
---|---|
seo | seo |
görebilirsiniz | you can see |
TR Etkin bir insani yardım ve afetle mücadele stratejisi için sivil toplumun güçlendirme çalışmaları yürütüyoruz.
EN For us, an inclusive and locally well-coordinated civil society is a key building block for sustainable humanitarian aid.
turco | inglês |
---|---|
yardım | aid |
sivil | civil |
toplumun | society |
TR 12 Haziran Dunya Çocuk İsçiliğiyle Mücadele Günü kapsamında Bilgi Üniversitesi tarafından düzenlenen seminerde mevsimlik tarımda çocuk isçiliğinin olumsuz etkilerini saha deneyimlerimizle beraber anlattık.
EN In the seminar organized by Bilgi University within the scope of 12 June World Day Against Child Labor, we explained the negative effects of child labor in seasonal agriculture together with our field experiences.
turco | inglês |
---|---|
haziran | june |
günü | day |
mevsimlik | seasonal |
çocuk | child |
olumsuz | negative |
etkilerini | effects |
saha | field |
TR Tüm çalışanlar görevlerinde ilgili yerel ve diğer uygulanabilir yolsuzlukla mücadele kanunlarını bilmek ve bunlara uymak zorundadır
EN All employees are obliged to be familiar with national and other applicable fight against corruption laws and follow them
turco | inglês |
---|---|
tüm | all |
çalışanlar | employees |
ve | and |
diğer | other |
TR Yolsuzlukla mücadele kanunlarını ihlal etmenin sonuçları hem Derneğimiz için hem de ilgili bireyler için ağırdır ve bu sonuçlar hukuki ve cezai yaptırımları içerebilir.
EN Breaching fight against corruption laws have serious consequences and might include legal and criminal sanctions for our association and the relevant individuals.
turco | inglês |
---|---|
ilgili | relevant |
bireyler | individuals |
hukuki | legal |
TR Karacasu, Yenice ve Ataeymir Spor Kulüpleri amatör kümede mücadele etmektedir.
EN Karacasu, Yenice and Ataeymir Sports Clubs are fighting in the amateur cluster.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
spor | sports |
TR Bu nedenle, Pro ve Ultra'nın tüm gelirlerinin %15'ini, dijital dünyadaki haklarımızı savunmak için mücadele eden Electronic Frontier Foundation ve European Digital Rights Foundation gibi vakıflara bağıştaahhüdünde bulunacağız
EN Therefore we pledge to donate 15% of all income of the Pro and Ultra paid plans to foundations like the Electronic Frontier Foundation and the European Digital Rights Foundation that fight for the defence of our rights in the digital world
turco | inglês |
---|---|
ultra | ultra |
european | european |
TR Bütçenizi fazla zorlamadan veya karmaşıklığı artırmadan yeni, bilinmeyen ve gizli tehditlerle mücadele etme gücünü kazanın.
EN Gain the power to tackle new, unknown and evasive threats without overextending your resources or raising complexity.
turco | inglês |
---|---|
fazla | to |
veya | or |
yeni | new |
bilinmeyen | unknown |
ve | and |
TR 12 Haziran Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü yaklaşıyor. Çocukların...
EN Our team of community volunteers is very important for voicing the rights of...
TR Kuruluşundan günümüze, ülkemizde bir mimarlık ve mekân kültürünün oluşması için kesintisiz mücadele etmektedir
EN Since its establishment, it has been continuously struggling for the formation of an architecture and space culture in our country
TR İyi haberler hızlı, kötü haberler daha hızlı duyulur. Dürüstçe iletişim kurarız. En iyi kararlar, hızlı ve mümkün olan en iyi bilgilerle alınır. Asla tek başımıza mücadele etmeyiz.
EN Good news fast, bad news faster. We communicate honestly. The best decisions are made quickly and with the best information possible. We never struggle alone.
turco | inglês |
---|---|
haberler | news |
kötü | bad |
iletişim | communicate |
kararlar | decisions |
ve | and |
mümkün | possible |
asla | never |
TR Yaklaşık iki yıldır, tüm dünya modern çağın en ciddi sağlık krizlerinden biri olan COVID-19 salgını ile mücadele ediyor. Salgın, iş piyasasından sağlık hizmetlerine kadar hayatın çeşitli sektörlerinde büyük değişiklikle...
EN For almost two years now, the world has been struggling with one of the most serious health crises of the modern world, COVID-19 pandemic. While the pandemic has resulted in major changes in various sectors of life from...
turco | inglês |
---|---|
dünya | world |
modern | modern |
ciddi | serious |
sağlık | health |
salgın | pandemic |
hayatı | life |
TR Türkiye’de ise BMZ, göç hareketlerinin yol açtığı zorluklarla mücadele çalışmalarını desteklemektedir.
EN In Turkey, BMZ is supporting the country´s work on tackling the challenges posed by displacement.
turco | inglês |
---|---|
türkiye | turkey |
TR Hayata Destek, 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü özelinde bir açıklama yaptı
EN SUPPORT TO LIFE RELEASED A STATEMENT FOR “WORLD DAY AGAINST CHILD LABOUR”.
turco | inglês |
---|---|
destek | support |
dünya | world |
günü | day |
TR 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü’nün açtığı kanalla bir kez daha sesimizi yükseltiyor; tüm bireyleri bilinçli tüketiciler olmaya davet ediyoruz.” diye ekledi.
EN With 12 June World Day Against Child Labour providing us a channel to make our voices heard, we invite all individuals to becoming conscious consumers.”
turco | inglês |
---|---|
haziran | june |
dünya | world |
günü | day |
tüm | all |
tüketiciler | consumers |
davet | invite |
TR Sivil toplum sektörünün bir üyesi olarak biz de, küresel düzeyde mücadele edilen salgın koşullarına göğüs gerdiğimiz bu dönemde, 27 Şubat vesilesiyle tüm sivil toplum paydaşlarının bu özel gününü kutluyoruz.
EN As a member of the civil society sector we celebrate this special day of all civil society stakeholders on the occasion of February 27th in this period when we stand up to conditions of a global pandemic.
turco | inglês |
---|---|
sivil | civil |
toplum | society |
üyesi | member of |
biz | we |
bu | this |
tüm | all |
özel | special |
kutluyoruz | we celebrate |
günü | day |
koşulları | conditions |
TR Tokat Uyuşturucu ve Madde Bağımlılığı İle Mücadele Derneği (Tokat).
EN Tokat Association for Struggling Against Drug Addiction and Substance Abuse (Tokat).
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
madde | substance |
derneği | association |
TR Türkiye’de ise BMZ, göç hareketlerinin yol açtığı zorluklarla mücadele çalışmalarını desteklemektedir.
EN In Turkey, BMZ is supporting the country´s work on tackling the challenges posed by displacement.
turco | inglês |
---|---|
türkiye | turkey |
TR 12 Haziran Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü yaklaşıyor. Çocukların...
EN Our team of community volunteers is very important for voicing the rights of...
TR Golden Frog'da bizler özgür ve açık bir internet için ve rekabet edilebilir İnternet erişimi sağlayan altyapılara adil erişim için mücadele ediyoruz
EN At Golden Frog we are fighting for a free and open Internet, and for fair access to the infrastructure that could support competitive Internet access
turco | inglês |
---|---|
golden | golden |
frog | frog |
internet | internet |
adil | fair |
TR Bu sorularda listelenen davranışlara ek olarak, birçok üye televizyon, video oyunları, haberler ve diğer davranışlarla mücadele eder
EN In addition to the behaviors listed in these questions, many members struggle with television, video games, news, and other behaviors
turco | inglês |
---|---|
listelenen | listed |
birçok | many |
üye | members |
televizyon | television |
video | video |
oyunları | games |
haberler | news |
diğer | other |
TR Başka bir kişiye güvenmekGüvendiğiniz birinin bu bağımlılıkla mücadele ettiğinizi ve davranışınızı değiştirmeye çalıştığınızı bilmesini sağlayın
EN Confide in another personLet somebody you trust know that you are struggling with this addiction, and that you are trying to change your behavior
turco | inglês |
---|---|
başka | another |
bu | this |
TR Sorunlu davranışları bırakırken, dahil olabileceğinden korktuğumuz kayıpla yüzleşmek için mücadele edebiliriz
EN In letting go of problematic behaviors, we may struggle to come to terms with the loss we fear may be involved
turco | inglês |
---|---|
sorunlu | problematic |
TR Mücadele ettiğim şeyin derinliğini ve zihinsel hastalığımdan gerçek, yaşanmış özgürlüğü bulduğumda hissettiğim rahatlamayı asla hayal etmemiştim
EN I never imagined the depth of what I was struggling with, and the relief I?ve felt at finding real, lived freedom from my mental disease
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
zihinsel | mental |
gerçek | real |
asla | never |
TR 12 Haziran Dunya Çocuk İsçiliğiyle Mücadele Günü kapsamında Bilgi Üniversitesi tarafından düzenlenen seminerde mevsimlik tarımda çocuk isçiliğinin olumsuz etkilerini saha deneyimlerimizle beraber anlattık.
EN In the seminar organized by Bilgi University within the scope of 12 June World Day Against Child Labor, we explained the negative effects of child labor in seasonal agriculture together with our field experiences.
turco | inglês |
---|---|
haziran | june |
günü | day |
mevsimlik | seasonal |
çocuk | child |
olumsuz | negative |
etkilerini | effects |
saha | field |
TR Etkin bir insani yardım ve afetle mücadele stratejisi için sivil toplumun güçlendirme çalışmaları yürütüyoruz.
EN For us, an inclusive and locally well-coordinated civil society is a key building block for sustainable humanitarian aid.
turco | inglês |
---|---|
yardım | aid |
sivil | civil |
toplumun | society |
TR Tüm çalışanlar görevlerinde ilgili yerel ve diğer uygulanabilir yolsuzlukla mücadele kanunlarını bilmek ve bunlara uymak zorundadır
EN All employees are obliged to be familiar with national and other applicable fight against corruption laws and follow them
turco | inglês |
---|---|
tüm | all |
çalışanlar | employees |
ve | and |
diğer | other |
TR Yolsuzlukla mücadele kanunlarını ihlal etmenin sonuçları hem Derneğimiz için hem de ilgili bireyler için ağırdır ve bu sonuçlar hukuki ve cezai yaptırımları içerebilir.
EN Breaching fight against corruption laws have serious consequences and might include legal and criminal sanctions for our association and the relevant individuals.
turco | inglês |
---|---|
ilgili | relevant |
bireyler | individuals |
hukuki | legal |
TR Kurumlar gelişmiş bilim, enerji, yüksek teknoloji ve tıp alanlarındaki son derece karmaşık sorularla mücadele ediyor
EN Organizations are tackling exponentially complex questions across advanced scientific, energy, high tech, and medical fields
turco | inglês |
---|---|
kurumlar | organizations |
gelişmiş | advanced |
bilim | scientific |
enerji | energy |
yüksek | high |
teknoloji | tech |
ve | and |
tıp | medical |
karmaşık | complex |
TR Almanya’nın yeni hükümeti uluslararası alanda iki büyük hedef belirliyor: Korona ve iklim değişikliğiyle mücadele.
EN Germany has set itself two major international goals: combating coronavirus and climate change.
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
uluslararası | international |
iki | two |
büyük | major |
ve | and |
iklim | climate |
TR Sahte haberlerle mücadele, internette daha fazla demokrasi ve katılım için çaba: Vizyon sahibi üç kişi ve projeleri.
EN What tasks are the governmental agencies and offices responsible for in Germany and in Europe? Here you will find links to the state, politics and democracy. And you can also contact public authorities and take advantage of services for the citizens.
turco | inglês |
---|---|
demokrasi | democracy |
TR Fast Fashion’a karşı, sosyal bir birliktelik için mücadele ediyorlar: Fikirleriyle yepyeni kapıları açan insanları tanıtıyoruz.
EN They are against fast fashion and for social togetherness: Introducing people who are opening up new perspectives with their ideas.
turco | inglês |
---|---|
sosyal | social |
insanları | people |
TR Günümüzde hâlâ tonlarca gıda çöpe atılıyor. Açlıkla mücadele kuruluşu Welthungerhilfe yetkilisi Simone Welte, bu durumun nasıl değişebileceğini anlatıyor.
EN Tonnes of food still end up in the garbage. Simone Welte from the German organization Welthungerhilfe explains how this might change.
turco | inglês |
---|---|
hâlâ | still |
gıda | food |
bu | this |
TR 1,5 derece hedefi için mücadele
EN Fighting for the 1.5-degree goal
TR Pandemilerle mücadele: Berlin’deki yeni DSÖ erken uyarı merkezi
EN Combating pandemics: New WHO early-warning centre in Berlin
turco | inglês |
---|---|
berlin | berlin |
deki | in |
yeni | new |
erken | early |
uyarı | warning |
merkezi | centre |
TR Koronayla tüm dünyada mücadele
EN Fighting Covid-19 around the world
Mostrando 50 de 50 traduções