TR Bluetooth® Parıldak ve Köprü ürün ailemiz çabuk ve kolay biçimde kolay biçimde dağıtılabilen, birden çok form faktörü ve fiyat seviyesine sahip ürünlerden oluşur ve varlık takibi ve diğer konum çözümleri için kullanılabilir.
"kullanılabilir elektronik biçimde" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
kullanılabilir | are available be can free is is available may on |
elektronik | electronic electronics engineering technology |
TR Bluetooth® Parıldak ve Köprü ürün ailemiz çabuk ve kolay biçimde kolay biçimde dağıtılabilen, birden çok form faktörü ve fiyat seviyesine sahip ürünlerden oluşur ve varlık takibi ve diğer konum çözümleri için kullanılabilir.
EN Our family of Bluetooth® Beacons and Bridges are quickly and easily deployed, available in multiple form factors and price points, and can be used for asset tracking and other location solutions.
turco | inglês |
---|---|
bluetooth | bluetooth |
form | form |
fiyat | price |
varlık | asset |
takibi | tracking |
diğer | other |
konum | location |
çözümleri | solutions |
kullanılabilir | available |
TR Veri taşınabilirliği hakkı: Bu hakkı kullanan kullanıcılar kullanılabilir elektronik biçimde Kişisel Bilgilerini alabilir ve bunu üçüncü bir tarafa iletebilirler;
EN Right to data portability: Users exercising this right may receive their Personal Information in a usable electronic format and transmit it to a third party;
TR "Kişisel Bilgi" tanımlanmanıza makul biçimde izin verebilecek veya makul biçimde sizinle ilişkilendirilebilecek herhangi bir bilgi veya bilgi parçaları kombinasyonudur
EN "Personal Information" is any information or a combination of pieces of information that can reasonably permit you to be identified, or that can reasonably be linked to you
TR Vaktinde sağlanır - elektronik tekrar baskıyı her elektronik baskı başına yalnızca üç günde ve her tekrar baskı başına üç günde alabilirsiniz ve acil talepler için hızlandırılmış baskı imkanı da bulunmaktadır.
EN Timely - You can have an e-reprint produced in just three days via eprints and three days via reprints, and expedited production is available for urgent requests.
turco | inglês |
---|---|
acil | urgent |
bulunmaktadır | is |
TR Tamir edilmiş elektronik cihazlar insanların, düşük maliyetli elektronik cihazlara erişimini sağlar ve teknolojinin harika avantajlarından faydalanmalarına yardımcı olur
EN Repaired electronics give people access to low-cost electronics and help them access the awesome benefits of technology
turco | inglês |
---|---|
elektronik | electronics |
düşük | low |
maliyetli | cost |
sağlar | give |
ve | and |
harika | awesome |
insanları | people |
ın | of |
TR Yasal Olarak Bağlayıcı Elektronik Belge İmzalama DigiCert, elektronik belgelerin yasal olarak bağlayıcı imzalarını sağlamak için dijital sertifikalar sunar
EN Legally Binding Electronic Document Signing DigiCert offers digital certificates to provide legally binding signatures of electronic documents
turco | inglês |
---|---|
bağlayıcı | binding |
elektronik | electronic |
digicert | digicert |
dijital | digital |
TR Web Sitesini ziyaret ederken veya bize e-posta gönderirken bizimle elektronik ortamda iletişime geçmiş bulunmakta ve size elektronik yollar ile geri dönüş sağlamamıza izin vermiş sayılıyorsunuz
EN When you visit the Website or send us e-mails, you are communicating with us electronically and you hereby consent to receive communications from us electronically
turco | inglês |
---|---|
ziyaret | visit |
veya | or |
bize | us |
bizimle | with us |
size | you |
izin | consent |
TR Vaktinde sağlanır - elektronik tekrar baskıyı her elektronik baskı başına yalnızca üç günde ve her tekrar baskı başına üç günde alabilirsiniz ve acil talepler için hızlandırılmış baskı imkanı da bulunmaktadır.
EN Timely - You can have an e-reprint produced in just three days via eprints and three days via reprints, and expedited production is available for urgent requests.
turco | inglês |
---|---|
acil | urgent |
bulunmaktadır | is |
TR Tamir edilmiş elektronik cihazlar insanların, düşük maliyetli elektronik cihazlara erişimini sağlar ve teknolojinin harika avantajlarından faydalanmalarına yardımcı olur
EN Repaired electronics give people access to low-cost electronics and help them access the awesome benefits of technology
turco | inglês |
---|---|
elektronik | electronics |
düşük | low |
maliyetli | cost |
sağlar | give |
ve | and |
harika | awesome |
insanları | people |
ın | of |
TR Yasal Olarak Bağlayıcı Elektronik Belge İmzalama DigiCert, elektronik belgelerin yasal olarak bağlayıcı imzalarını sağlamak için dijital sertifikalar sunar
EN Legally Binding Electronic Document Signing DigiCert offers digital certificates to provide legally binding signatures of electronic documents
turco | inglês |
---|---|
bağlayıcı | binding |
elektronik | electronic |
digicert | digicert |
dijital | digital |
TR Bir bilgisayar adli aracı ve elektronik keşif (veya e-keşif, e-Keşif) aracı olarak kullanılabilir.
EN Can be used as a computer forensic tool and electronic discovery (or e-discovery, eDiscovery) tool.
turco | inglês |
---|---|
bilgisayar | computer |
aracı | tool |
elektronik | electronic |
keşif | discovery |
veya | or |
TR Başka bir kuruluşa aktarmanıza olanak tanıyan taşınabilir ve kullanılabilir bir elektronik format da dahil olmak üzere, hakkınızda topladığımız belirli Kişisel Bilgi parçalarına erişme hakkı.
EN Right to access specific pieces of Personal Information that we collect about you, including in a portable and usable electronic format that allows you to transmit it to another entity.
TR SEO raporlamanın amacı iki yönlüdür: Birincisi, bir SEO raporu sitenizin iyileştirilmesi gereken alanlarını tanımlamak için kullanılabilir ve ikincisi ilerlemeyi izlemek ve etkiyi ölçmek için kullanılabilir.
EN The purpose of SEO reporting is twofold: First, an SEO report can be used to identify areas of your site that require improvement and secondly they can be used to monitor progress and measure impact.
turco | inglês |
---|---|
seo | seo |
amacı | purpose |
raporu | report |
sitenizin | your site |
izlemek | monitor |
ölçmek | measure |
TR Almanların Hollanda'yı işgali Elsevier'i uluslararası genişleme planlarını ertelemeye zorladığından, bu ofisler 1945 yılına kadar aktif biçimde faaliyet gösteremediler
EN They would not serve their purpose until 1945, since the German occupation of the Netherlands forced Elsevier’s plans for international expansion to go underground
turco | inglês |
---|---|
elsevier | elsevier |
uluslararası | international |
TR Bütün Elsevier dergileri bilimsel literatürden tutarlı ve net biçimde atıflama yapılmasını kolaylaştırır.
EN All Elsevier journals facilitate the citation in a consistent and clear manner in the scientific literature.
turco | inglês |
---|---|
bütün | all |
bilimsel | scientific |
tutarlı | consistent |
ve | and |
net | clear |
TR Hastaların ilaçları etkili biçimde kullanmak için ihtiyaç duydukları kaliteli bilgileri alması için hastalara destek olan ve katılımlarını sağlayan kaynaklar.
EN Resources to empower and engage patients with the quality information they need to ensure effective medication usage.
turco | inglês |
---|---|
etkili | effective |
ihtiyaç | need |
kaliteli | quality |
bilgileri | information |
kaynaklar | resources |
TR Elsevier hastaların ilaçları etkili biçimde kullanmak için ihtiyaç duydukları kaliteli bilgileri alması için hastalara destek olur ve katılımlarını sağlar.
EN Elsevier helps empower and engage patients with the quality information they need to ensure effective medication usage.
turco | inglês |
---|---|
elsevier | elsevier |
etkili | effective |
ihtiyaç | need |
kaliteli | quality |
bilgileri | information |
destek | helps |
sağlar | ensure |
TR Kadınların haklarına erişimini desteklemek için öncelikle bu haklardan yaygın biçimde haberdar olmalarını sağlamak gerekiyor
EN We have a good news! As Support to Life, we have implemented a series of 'new' in order to continue our communication with our beneficiaries efficiently during the pandemic
turco | inglês |
---|---|
desteklemek | support |
TR Bir VPN kullanırken, bilgiler sunucular arasında şifreli biçimde iletilir. Verilerinizin güvenilir bir şekilde korunmasını sağlamak için en son AES-256 şifreleme protokolünü kullanıyoruz.
EN When using a VPN, information is transmitted between servers in encrypted form. We use the latest AES-256 encryption protocol to ensure your data is reliably protected.
turco | inglês |
---|---|
vpn | vpn |
sunucular | servers |
şifreli | encrypted |
verilerinizin | your data |
şifreleme | encryption |
protokolü | protocol |
TR DNS sunucusu Whoer VPN, istenen sitenin IP adresini anında alır ve şifrelenmiş biçimde kullanıcıya geri iletir.
EN DNS-server Whoer VPN instantly receives the IP-address of the requested site and transmits it back to the user in encrypted form.
turco | inglês |
---|---|
dns | dns |
sunucusu | server |
whoer | whoer |
vpn | vpn |
sitenin | site |
adresini | address |
ve | and |
şifrelenmiş | encrypted |
geri | back |
TR Sevdiğiniz üçüncü kişi uygulamalarını seçerek, Positionly'yi ihtiyaçlarınıza mükemmelen uyacak biçimde uyarlayın.
EN Tailor Positionly to perfectly fit your needs by picking the third-party applications that you love.
turco | inglês |
---|---|
sevdiğiniz | love |
uyacak | fit |
ihtiyaçları | needs |
uygulamaları | applications |
TR Heavy metal (çoğunlukla yalın biçimde metal olarak anılır) türünün kökleri 1960'ların sonları ve 1970'lerin başında blues ve rock türünü… Devamını oku
EN Heavy metal (often referred to simply as metal) is a subgenre of rock music that developed in the late 1960s and early 1970s. With roots in blues-roc… read more
turco | inglês |
---|---|
heavy | heavy |
metal | metal |
rock | rock |
devamını | more |
oku | read |
TR Heavy metal (çoğunlukla yalın biçimde metal olarak anılır) türünün kökleri 1960'ların sonları ve 1970'lerin başında blues ve rock türünü birleşt… Devamını oku
EN Heavy metal (often referred to simply as metal) is a subgenre of rock music that developed in the late 1960s and early 1970s. With roots in blues-rock and ps… read more
turco | inglês |
---|---|
heavy | heavy |
metal | metal |
rock | rock |
devamını | more |
oku | read |
TR Heavy metal (çoğunlukla yalın biçimde metal olarak anılır) türünün kökleri 1960'ların sonları ve 1970'lerin başında blues ve rock türünü birleştirerek, daha çok gitar ve davul bazl… Devamını oku
EN Heavy metal (often referred to simply as metal) is a subgenre of rock music that developed in the late 1960s and early 1970s. With roots in blues-rock and psychedelic rock, the bands that creat… read more
turco | inglês |
---|---|
heavy | heavy |
metal | metal |
rock | rock |
oku | read |
TR “FreeOffice, Microsoft Office programlarında oluşturulmuş ve biçimlendirilmiş dosyalarla mükemmel bir biçimde çalışıyor. Üstelik sıfır kayıpla.”
EN "FreeOffice works fantastically with files made and formatted in Microsoft Office. It’s loss-free."
turco | inglês |
---|---|
freeoffice | freeoffice |
microsoft | microsoft |
office | office |
çalışıyor | works |
TR “Bilgiler kolay anlaşılır bir biçimde açıklanmış.”
EN “Information chopped down into small digestible bites.”
turco | inglês |
---|---|
bilgiler | information |
bir | into |
TR Gerekli görülmesi veya talep edilmesi halinde Control Union, numuneler alabilir ve bu numuneleri herhangi bir laboratuvar analiz sonucunu etkileyebilecek diğer maddelerle kontamine olmayacak biçimde güvenli bir şekilde mühürleyebilir.
EN If needed or requested, Control Union can take samples and securely seal them in such a way that the sample isn?t contaminated with other substances that could influence the results of any laboratory analysis.
turco | inglês |
---|---|
gerekli | needed |
talep | requested |
control | control |
union | union |
alabilir | can |
laboratuvar | laboratory |
analiz | analysis |
diğer | other |
şekilde | way |
TR Kod, herhangi bir karışıklık olmadan okunabilir bir biçimde sağlar
EN The code provides in readable format without any obfuscation
turco | inglês |
---|---|
kod | code |
olmadan | without |
sağlar | provides |
TR Rezidans tarzı, tamamı süit lüks butik otelimiz, şehrin en değerli mücevherlerinden birini yeni ve samimi biçimde deneyimlemenize olanak tanır.
EN Our residential-style, all-suite luxury boutique hotel allows you to experience one of the city's most precious jewels in a new and intimate way.
turco | inglês |
---|---|
süit | suite |
lüks | luxury |
butik | boutique |
şehrin | city |
en | most |
değerli | precious |
yeni | new |
ve | and |
TR Companion belgesinde (Kılavuz) belirtildiği üzere, değişikliklere ilişkin bildirimler yazılı biçimde olmalıdır
EN As stated in the Companion, the notifications on changes should be in written format
turco | inglês |
---|---|
bildirimler | notifications |
yazılı | written |
olmalıdır | should be |
TR Hayata Destek Derneği olarak, pandemi sürecinde faydalanıcılarımızla iletişimimizi verimli biçimde devam ettirebilmek adına bir dizi ‘yeni’yi hayata geçirdik
EN As Support to Life, we have implemented a series of 'new' in order to continue our communication with our beneficiaries efficiently during the pandemic
turco | inglês |
---|---|
destek | support |
pandemi | pandemic |
verimli | efficiently |
dizi | series |
yeni | new |
TR Bu içeriğin, herhangi bir biçimde BMMYK resmi görüşlerini yansıtıldığı kabul edilmemelidir ve Birleşmiş Milletler bu bilginin ne şekilde kullanıldığından sorumlu değildir.
EN The views expressed herein should not be taken, in any way, to reflect the official opinion of UNHCR, and the UN is not responsible for any use that may be made of the information it contains.
turco | inglês |
---|---|
resmi | official |
şekilde | way |
sorumlu | responsible |
TR Hayata Destek Derneği olarak, pandemi sürecinde faydalanıcılarımızla iletişimimizi verimli biçimde devam ettirebilmek adına bir dizi ‘yeni’yi hayata geçirdik
EN As Support to Life, we have implemented a series of 'new' in order to continue our communication with our beneficiaries efficiently during the pandemic
turco | inglês |
---|---|
destek | support |
pandemi | pandemic |
verimli | efficiently |
dizi | series |
yeni | new |
TR Bu içeriğin, herhangi bir biçimde BMMYK resmi görüşlerini yansıtıldığı kabul edilmemelidir ve Birleşmiş Milletler bu bilginin ne şekilde kullanıldığından sorumlu değildir.
EN The views expressed herein should not be taken, in any way, to reflect the official opinion of UNHCR, and the UN is not responsible for any use that may be made of the information it contains.
turco | inglês |
---|---|
resmi | official |
şekilde | way |
sorumlu | responsible |
TR Çünkü maalesef bu bölgedeki çocukların hemen hemen hepsinin hayatına mevsimlik tarım bir biçimde etki ediyor
EN These two-day trainings are given by our Monitoring, Evaluation, Accountability & Learning Director Aslı Silahdaroğlu Bekmen
turco | inglês |
---|---|
bir | by |
TR Bilhassa Twitter?ı doğru biçimde kullanan markalar, kurumsal imajlarına çok özel bir boyut kazandırmayı başarıyor
EN In particular, brands that use Twitter correctly succeed in adding a very special dimension to their corporate image
turco | inglês |
---|---|
markalar | brands |
kurumsal | corporate |
özel | special |
boyut | dimension |
TR Sanatsal çalışmaların, video art projelerinin sıklıkla yer aldığı Vimeo, bu anlamda sanatla bir biçimde ilgilenen insanlar için vazgeçilmez biri yerdir.
EN Artistic works and video art projects are often shared here, making Vimeo an indispensable site for people who are interested in art.
turco | inglês |
---|---|
art | art |
sıklıkla | often |
ilgilenen | interested |
insanlar | people |
TR Hazırlanan her türlü görsel, işitsel ya da metin düzeyinde içerik, kitlede bir karşılık bulur.Verilen mesajların bu anlamda marka imajı ile entegre bir biçimde sunulması, pek çok açıdan önemlidir
EN All kinds of visual, auditory, or text-based content prepared for such days enjoy a response from the audience.In this sense, it is important to present these messages in a way that is integrated with the brand?s image
turco | inglês |
---|---|
entegre | integrated |
önemlidir | it is important |
TR Toplam NIM arzının %2’si geri döndürülemez bir biçimde 10 yıllık bekleme süresiyle Nimiq hayır işleri vakfına aktarılmıştır
EN Two percent of the total NIM supply has been irrevocably assigned to Nimiq’s charitable foundation, vesting over 10 years
turco | inglês |
---|---|
yıllık | years |
TR Kadınların haklarına erişimini desteklemek için öncelikle bu haklardan yaygın biçimde haberdar olmalarını sağlamak gerekiyor
EN We have a good news! As Support to Life, we have implemented a series of 'new' in order to continue our communication with our beneficiaries efficiently during the pandemic
turco | inglês |
---|---|
desteklemek | support |
TR Çünkü maalesef bu bölgedeki çocukların hemen hemen hepsinin hayatına mevsimlik tarım bir biçimde etki ediyor
EN Our outreach officer Pervin Eviz from Batman describes what kind of responsibilities volunteers have in responding to the changing needs during the COVID-19 pandemic
TR Web sitemizin doğru biçimde çalışması için zorunludur
EN It is essential for our website to function correctly
turco | inglês |
---|---|
web | website |
TR Makine öğrenimi (ML) ve analiz gibi geniş bir bulut tabanlı hizmetler yelpazesinin yanı sıra HPC araçlarına ve altyapısına erişerek yeni ürünleri hızlı bir biçimde tasarlayıp test edin.
EN Access a broad range of cloud-based services, like machine learning (ML) and analytics, plus HPC tools and infrastructure to quickly design and test new products.
turco | inglês |
---|---|
makine | machine |
ml | ml |
analiz | analytics |
geniş | broad |
bulut | cloud |
tabanlı | based |
hizmetler | services |
hpc | hpc |
yeni | new |
ürünleri | products |
hızlı | quickly |
test | test |
altyapısı | infrastructure |
TR HPC kümelerinin dağıtımını ve yönetimini basit hale getiren açık kaynaklı bir araç olan AWS ParallelCluster ile HPC işlem ortamlarını hızlı bir biçimde oluşturun.
EN Quickly build HPC compute environments with AWS ParallelCluster, an open-source tool that simplifies deployment and management of HPC clusters.
turco | inglês |
---|---|
hpc | hpc |
açık | open |
araç | tool |
aws | aws |
hızlı | quickly |
oluşturun | build |
TR Risk analizini optimize edin Geniş dağıtımlı bilişim simülasyonlarını hızlı bir biçimde gerçekleştirerek ürün portföyü risklerini, riskten korunma fırsatlarını ve optimizasyona uygun alanları tespit edin
EN Optimize risk analysis Conduct grid-computing simulations at speed to identify product portfolio risks, hedging opportunities, and areas for optimization
turco | inglês |
---|---|
analizini | analysis |
hızlı | speed |
ürün | product |
TR Araç sahipliği maliyetleri iki ana biçimde gelir: perakende fiyat ve kullanım maliyeti (yakıt tüketimi, bakım maliyetleri vb.)
EN Car ownership costs come in two main forms: retail price and cost in use (fuel consumption, maintenance costs, and so on)
turco | inglês |
---|---|
araç | car |
sahipliği | ownership |
ana | main |
gelir | come |
perakende | retail |
fiyat | price |
ve | and |
kullanım | use |
yakıt | fuel |
bakım | maintenance |
TR Lütfen example@example.com doğru biçimde bir e-posta girin
EN Please enter an email with the correct format example@example.com
turco | inglês |
---|---|
lütfen | please |
e-posta | |
girin | enter |
TR Bilgisayar kasanızla eşsiz biçimde uyuşan ayrı örgü kablolar tarz bir görünüm sunar.
EN The individually sleeved cables provide a stylish look that seamlessly matches up with the interi...
TR Avrupa Açık Bilim Bulutu’nda araştırmacılar verilerini güvenli biçimde dosyalayıp sınır aşırı veri değişimi yapabiliyorlar. Bunun nasıl gerçekleştiğini burada açıklıyoruz.
EN In the European Open Science Cloud, researchers can store their data securely and exchange them across borders. We explain how it works.
turco | inglês |
---|---|
avrupa | european |
açık | open |
bulutu | cloud |
araştırmacılar | researchers |
güvenli | securely |
TR Başka ülkelerde sürdürülen kalkınma işbirliği alanında çalışmaya hazırlayan bu disiplinler arası anabilim dalının amacı, tropikal ve sübtropikal bölgelerdeki tarımsal üretimin itinalı ve sürdürülebilir bir biçimde yükseltilmesi
EN An environmentally friendly and sustainable increase in agricultural production in the tropics and subtropics is the objective of this interdisciplinary study programme which prepares graduates for work in development co-operation
turco | inglês |
---|---|
kalkınma | development |
bu | this |
tarımsal | agricultural |
sürdürülebilir | sustainable |
Mostrando 50 de 50 traduções