TR Cevap basittir: Kuruluşunuz hızla bir dijital işletme haline geliyor ve teknoloji artık neredeyse yaptığınız her şeyin altında kalıyor. Aşağıdaki hedeflerden birine veya birkaçına ulaşmaya çalışıyorsunuz:
"işletme haline geliyor" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Cevap basittir: Kuruluşunuz hızla bir dijital işletme haline geliyor ve teknoloji artık neredeyse yaptığınız her şeyin altında kalıyor. Aşağıdaki hedeflerden birine veya birkaçına ulaşmaya çalışıyorsunuz:
EN The answer is simple: Your organization is fast-becoming a digital business, and technology now undergirds almost everything you do. You?re seeking to achieve one or more of the following goals:
turco | inglês |
---|---|
hızla | fast |
neredeyse | almost |
yaptığınız | you do |
TR Sadece 10 yıl içinde dünyanın en büyük pamuk sürdürülebilirlik programı haline geldik. Misyonumuz: çevreyi korurken ve eski haline getirirken pamuk topluluklarının hayatta kalmasına ve gelişmesine yardımcı olmak.
EN In just over 10 years we have become the world’s largest cotton sustainability programme. Our mission: to help cotton communities survive and thrive, while protecting and restoring the environment.
TR Sonuç olarak, temel ihtiyaçların zar zor temin edildiği ya da erişilemediği koşullar altında hayat mücadelesi veren göçmenler ve mülteciler için ‘Avrupa’ya gitmek,’ ne getireceği netleşmemiş de olsa parlak bir düş hâline geliyor.
EN As a result, for refugees and migrants struggling for dignified lives, ‘going to Europe’ becomes a bright dream even though its consequences are unclear.
turco | inglês |
---|---|
sonuç | result |
mülteciler | refugees |
avrupa | europe |
parlak | bright |
TR Online logo aracımızın kolayca anlaşılan ve sade arayüzü sayesinde logo oluşturmak eğlenceli ve basit bir süreç haline geliyor
EN The interface of our online logo maker is intuitive and straightforward, making logo creation a fun and easy process
turco | inglês |
---|---|
online | online |
logo | logo |
arayüzü | interface |
eğlenceli | fun |
süreç | process |
haline | making |
TR Bizimle konakladığınızda iyi yaşayın.Rahatlamak ve yenilenmiş hissetmek için günlük yaşamınızdan uzaklaşmanız artık bir şımarıklık olarak görülmüyor ve hızla akan dünyamızda bir gereklilik haline geliyor
EN Live it well when you stay with us.Stepping away from your everyday life to relax and feel restored is no longer considered an indulgence and is increasingly becoming a necessity in our fast-paced world
turco | inglês |
---|---|
bizimle | with us |
iyi | well |
günlük | everyday |
artık | no longer |
hızla | fast |
TR Sonuç olarak, temel ihtiyaçların zar zor temin edildiği ya da erişilemediği koşullar altında hayat mücadelesi veren göçmenler ve mülteciler için ‘Avrupa’ya gitmek,’ ne getireceği netleşmemiş de olsa parlak bir düş hâline geliyor.
EN As a result, for refugees and migrants struggling for dignified lives, ‘going to Europe’ becomes a bright dream even though its consequences are unclear.
turco | inglês |
---|---|
sonuç | result |
mülteciler | refugees |
avrupa | europe |
parlak | bright |
TR Yazıcılar, genel bir bulut stratejisinin ayrılmaz bir parçası ve Nesnelerin İnterneti uygulamalarınızın önemli bir bileşeni haline geliyor.
EN Printers then become an integral part of an overall cloud strategy and an important component of your Internet of Things solution.
turco | inglês |
---|---|
yazıcılar | printers |
genel | overall |
bulut | cloud |
parçası | part |
önemli | important |
TR Yazıcılar, genel bir bulut stratejisinin ayrılmaz bir parçası ve Nesnelerin İnterneti uygulamalarınızın önemli bir bileşeni haline geliyor.
EN Printers then become an integral part of an overall cloud strategy and an important component of your Internet of Things solution.
turco | inglês |
---|---|
yazıcılar | printers |
genel | overall |
bulut | cloud |
parçası | part |
önemli | important |
TR Gittikçe daha fazla tüketici temiz etiket ve sürdürülebilir yiyecek ve içecek arayışına girdikçe ürün yeniliğine yaklaşmanın yeni yollarını aramak bir zorunluluk haline geliyor
EN As more and more consumers reach for clean label and sustainable foods and beverages, the quest is on for new ways to approach product innovation
turco | inglês |
---|---|
temiz | clean |
etiket | label |
sürdürülebilir | sustainable |
ürün | product |
yeni | new |
TR Online logo aracımızın kolayca anlaşılan ve sade arayüzü sayesinde logo oluşturmak eğlenceli ve basit bir süreç haline geliyor
EN The interface of our online logo maker is intuitive and straightforward, making logo creation a fun and easy process
TR Gelişmiş raporlama ve sezgisel gösterge paneli, onu dünya çapında binlerce SEO uzmanının ve işletme sahibinin tercih ettiği sıralama izleme aracı haline getirir.
EN The advanced reporting and intuitive dashboard makes it the preferred rank tracking tool of thousands of SEO professionals and business owners around the world.
turco | inglês |
---|---|
gelişmiş | advanced |
raporlama | reporting |
ve | and |
sezgisel | intuitive |
paneli | dashboard |
onu | it |
çapında | around |
seo | seo |
işletme | business |
tercih | preferred |
sıralama | rank |
izleme | tracking |
aracı | tool |
haline | makes |
ın | of |
TR Doğru sonuçlar ve saf sezgisellik kombinasyonumuz, işletmelerinin SEO'sunu geliştirmek isteyen işletme sahipleri için bizi daha cazip bir çözüm haline getirmemize yardımcı oluyor.
EN Our combination of accurate results and pure intuitiveness help make us a more attractive solution for owners looking to enhance their business’s SEO.
turco | inglês |
---|---|
sonuçlar | results |
saf | pure |
seo | seo |
geliştirmek | enhance |
işletme | business |
sahipleri | owners |
çözüm | solution |
haline | make |
TR Tanıtıcı broker (IB) işletme modeli için ideal bir çözüm. Öne çıkan bir fırsat ve FOREX piyasalarından faydalanmak ve kazancınızı artırmak için harika bir yöntem. B2Broker hızla bu heyecan verici işletme modelini kurmanızı sağlar.
EN An ideal solution for an introducing broker (IB) business model. An outstanding opportunity and potentially lucrative way to capitalise on the FOREX market and boost your revenues. B2Broker can quickly get you set up with this exciting business model.
turco | inglês |
---|---|
broker | broker |
işletme | business |
ideal | ideal |
çözüm | solution |
fırsat | opportunity |
forex | forex |
artırmak | boost |
yöntem | way |
hızla | quickly |
TR Küçük İşletme Uyum Süresi (işletme her düzenleme altındaki geçerli tanımı karşılamalıdır)
EN Small Business Compliance Period (business must meet applicable definition under each regulation)
turco | inglês |
---|---|
küçük | small |
uyum | compliance |
süresi | period |
işletme | business |
her | each |
düzenleme | regulation |
geçerli | applicable |
TR Çok Küçük İşletme Uyum Süresi (işletme her düzenleme altındaki geçerli tanımı karşılamalıdır)
EN Very Small Business Compliance Period (business must meet applicable definition under each regulation)
turco | inglês |
---|---|
küçük | small |
uyum | compliance |
süresi | period |
işletme | business |
her | each |
düzenleme | regulation |
geçerli | applicable |
TR Peki, iktisadi işletme nedir? Hangi mevzuata tabidir? İktisadi işletme kurmak için neler gerekir? Bu ve benzer soruların yanıtlarını bir bilgi notunda toparladık.
EN So, what is a commercial enterprise? Which legislation it is subject to? What is needed to establish a commercial enterprise? We compiled the answers to these and other similar questions under an information note.
turco | inglês |
---|---|
işletme | commercial |
tabidir | subject to |
benzer | similar |
bilgi | information |
yanıtları | answers |
soruları | questions |
TR Peki, iktisadi işletme nedir? Hangi mevzuata tabidir? İktisadi işletme kurmak için neler gerekir? Bu ve benzer soruların yanıtlarını bir bilgi notunda toparladık.
EN So, what is a commercial enterprise? Which legislation it is subject to? What is needed to establish a commercial enterprise? We compiled the answers to these and other similar questions under an information note.
turco | inglês |
---|---|
işletme | commercial |
tabidir | subject to |
benzer | similar |
bilgi | information |
yanıtları | answers |
soruları | questions |
TR Küçük İşletme Uyum Süresi (işletme her düzenleme altındaki geçerli tanımı karşılamalıdır)
EN Small Business Compliance Period (business must meet applicable definition under each regulation)
turco | inglês |
---|---|
küçük | small |
uyum | compliance |
süresi | period |
işletme | business |
her | each |
düzenleme | regulation |
geçerli | applicable |
TR Çok Küçük İşletme Uyum Süresi (işletme her düzenleme altındaki geçerli tanımı karşılamalıdır)
EN Very Small Business Compliance Period (business must meet applicable definition under each regulation)
turco | inglês |
---|---|
küçük | small |
uyum | compliance |
süresi | period |
işletme | business |
her | each |
düzenleme | regulation |
geçerli | applicable |
TR Diğer yerel Küçük İşletme Sahipleri ile tanışın! Ağ kurmak, yeni müşteriler bulmak, tavsiye almak ve yüksek maliyetli hatalardan kaçınmak için bir Küçük İşletme Meetup'ına gelin
EN Meet other local Small Business Owners! Come to a Small Business Meetup to network, find new customers, get advice and avoid costly mistakes
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
yerel | local |
küçük | small |
sahipleri | owners |
tanışın | meet |
yeni | new |
müşteriler | customers |
bulmak | find |
tavsiye | advice |
almak | get |
maliyetli | costly |
kaçınmak | avoid |
meetup | meetup |
TR Tanıtıcı broker (IB) işletme modeli için ideal bir çözüm. Öne çıkan bir fırsat ve FOREX piyasalarından faydalanmak ve kazancınızı artırmak için harika bir yöntem. B2Broker hızla bu heyecan verici işletme modelini kurmanızı sağlar.
EN An ideal solution for an introducing broker (IB) business model. An outstanding opportunity and potentially lucrative way to capitalise on the FOREX market and boost your revenues. B2Broker can quickly get you set up with this exciting business model.
turco | inglês |
---|---|
broker | broker |
işletme | business |
ideal | ideal |
çözüm | solution |
fırsat | opportunity |
forex | forex |
artırmak | boost |
yöntem | way |
hızla | quickly |
TR İşletme Enstitümüz, dünyadaki İşletme Okulları’nın %1’inden azının sahip olduğu ‘Üçlü Taç’ (Triple Crown) olarak adlandırılan çok özel ve prestijli bir statüye ulaşmıştır
EN Koç University Graduate School of Business has reached a very special and prestigious status, the 'Triple Crown', which is owned by less than 1% of Business Schools in the world
TR İşletme hesabınız varsa farklı bir yol izlemeniz gerekir. İşletme hesabı kullanarak nasıl Pin oluşturulacağını öğrenin.
EN If you have a business account, you’ll need to follow a different set of steps to create a Pin. Find out how to build a Pin using a business account.
TR Editoryal eklerElsevier'in hakem denetimli dergilerinin pek çoğu bir Ek biçiminde ortak bir konudaki makale koleksiyonlarının basılmasına imkân verir. Eklerin kitlenize ulaşmakta nasıl mükemmel ortağınız haline gelebileceğini keşfedin
EN Editorial supplementsMany of Elsevier?s peer-reviewed journals offer the possibility to publish a collection of articles on a common theme in the form of a Supplement. Discover how Supplements can be the perfect partner to engage with your audience.
turco | inglês |
---|---|
editoryal | editorial |
mükemmel | perfect |
keşfedin | discover |
TR SEO’yu iyileştirmek için bu sitelerden bağlantı kurmayı öncelik haline getirin.
EN Prioritize building links from these sites to improve SEO.
turco | inglês |
---|---|
seo | seo |
bağlantı | links |
TR Bilgiyi hızla kullanılabilir talimatlar haline getirin.
EN Quickly translate knowledge into actionable orders.
turco | inglês |
---|---|
bilgiyi | knowledge |
hızla | quickly |
haline | into |
TR Elsevier'in dijital arşivinde yer alan tüm makaleler elektronik tekrar baskı PDF'si haline getirilebilir ve 100 ya da daha fazla miktarlarda sipariş edilebilir
EN Any article available in Elsevier’s digital archive can be made into an eReprint PDF and ordered in quantities of 100 or more
turco | inglês |
---|---|
elsevier | elsevier |
dijital | digital |
tüm | any |
edilebilir | can be |
TR Yıllar boyunca 13, çevrimiçi pazarlama için dünyanın önde gelen rekabetçi araştırma hizmetlerinden biri haline dönüştük.
EN In 13 years, we've grown into one of the world's leading competitive research services for online marketing.
turco | inglês |
---|---|
çevrimiçi | online |
pazarlama | marketing |
rekabetçi | competitive |
araştırma | research |
TR Ahrefs’in sunduğu her şeye tam erişim sağlayın ve SEO uzmanı haline gelin.
EN Get full access to everything Ahrefs has to offer and become an SEO pro.
turco | inglês |
---|---|
tam | full |
TR zor bulunur olan bir şey nadir bir şey haline gelebilir.
EN the uncommon can become the exceptional.
turco | inglês |
---|---|
bir | the |
TR Müşteri destek çağrılarını yanıtlayan, sana indirim teklifleri sunan ve Name.com'u sektörün en iyi kayıt kuruluşu haline getirmek için çabalayan kişiler hakkında daha fazlasını öğren.
EN Learn more about the people who answer your customer support calls, offer you discounts, and work to make Name.com the best domain registrar in the business.
turco | inglês |
---|---|
müşteri | customer |
destek | support |
sana | you |
indirim | discounts |
sunan | offer |
name | name |
kişiler | people |
TR Semrush ile dijital pazarlamayı öğrenin, Akademik kurslar alın ve sertifikalı bir profesyonel haline gelin
EN Learn digital marketing with Semrush, take Academy courses and become a certified professional
turco | inglês |
---|---|
semrush | semrush |
öğrenin | learn |
kurslar | courses |
sertifikalı | certified |
profesyonel | professional |
TR Bizans Dönemi?nde Afrodisias, Karya Bölgesi Baş Piskoposluğu haline getirilmiştir. İ.S. 6-11. yüzyıllarda bölge siyasi, dini ve ekonomik sıkıntılarla Vizigot ve Arap akınları yüzünden önemini yitirmiştir.
EN In the Byzantine period, Aphrodisias was transformed into the Archbishop of the Carian Region. BUSINESS. 6-11. In the 17th century, the region lost its importance due to the political, religious and economic problems and the Visigoth and Arab invasions.
turco | inglês |
---|---|
afrodisias | aphrodisias |
siyasi | political |
dini | religious |
ve | and |
ekonomik | economic |
TR Semrush SEO denetleme raporları, websitenizin sağlığının sürekli geliştiğinden emin olmak için websitenizi düzenli olarak izleyecek ve hataları sorun haline gelmeden önce yakalayacaksınız.
EN The Semrush SEO audit reports will regularly monitor your website, to make sure that its health is ever-improving, and you catch all upcoming issues before they become trouble.
turco | inglês |
---|---|
semrush | semrush |
seo | seo |
raporları | reports |
websitenizin | your website |
sürekli | ever |
emin | sure |
sorun | issues |
haline | make |
TR Ev sahibi davetiyeyi hazırlamak için bu kadar özendiyse partiye nasıl özenmiştir kim bilir! Ancak ne yazık ki basılı davetiyeler artık hem çok zaman alan hem de ilgilisine ulaşmadan postada kaybolabilen nesneler hâline geldi
EN If a host puts a lot of thought into the invitation, just imagine how the party will be! Unfortunately, physical invitations are often time-consuming and can get lost in the mail
turco | inglês |
---|---|
ancak | just |
TR Trust Cüzdan için değerlendirilen ve optimize edilen merkeziyetsiz uygulamalar (Dapp'ler) Pazar yerinin bir parçası haline gelir
EN Decentralized applications (DApps) that have been vetted and optimized for Trust Wallet become a part of the Marketplace
turco | inglês |
---|---|
trust | trust |
cüzdan | wallet |
merkeziyetsiz | decentralized |
uygulamalar | applications |
parçası | part |
TR 1964 yılında inşa edilmiş olan tünel, Kuzey Avrupa'daki en çok trafik yapılan tek pistli tünel ve yıllardır büyük bir darboğaz haline gelmiş
EN Built in 1964, it’s the most-trafficked single-track tunnel in Northern Europe—and it has been a major bottleneck for years
turco | inglês |
---|---|
inşa | built |
kuzey | northern |
avrupa | europe |
yıllardır | for years |
TR Ekip 3B modelleri 3ds Max ile anime etti ve ReCap (İngilizce) kullanarak tren kokpitinin tasarımı gibi gerçek dünya verilerini lazer taramaları ile artırılmış gerçeklik haline getirdi.
EN The team animated the 3D models with 3ds Max and augmented them with laser scans of real-world data, such as the layout of the train cockpit, using ReCap (US site).
turco | inglês |
---|---|
ekip | team |
max | max |
tren | train |
gerçek | real |
dünya | world |
verilerini | data |
lazer | laser |
TR Norconsult, Ulriken Tüneli'ndeki ilk başarısına dayanarak, VR oyunlaştırmayı, tüm demiryolu projelerinde sinyalleme tasarımı ve onayını desteklemek için standart bir işletim prosedürü haline getirmiştir
EN Based on its initial success with the Ulriken Tunnel, Norconsult has made VR gamification a standard operating procedure on all of its rail projects to support signaling design and approval
turco | inglês |
---|---|
tüneli | tunnel |
ilk | initial |
dayanarak | based on |
tüm | all |
projelerinde | projects |
tasarımı | design |
standart | standard |
başarısı | success |
TR Kolejiniseç Kolej Tercih Platformu 2015 yılı Ocak ayında 3 genç iş adamı tarafından kurulmuş, kısa süre içerisinde önemli bir kolej tercih platformu haline gelmiş bir platformdur
EN Kolejiniseç College Preference Platform was established in January 2015 by 3 young businessmen and has become an important college preference platform in a short time
turco | inglês |
---|---|
tercih | preference |
platformu | platform |
ocak | january |
genç | young |
kurulmuş | established |
kısa | short |
süre | time |
önemli | important |
TR Bilgiyi gizli tutmak ve sadece doğrudan erişim verilenlere erişebilir tutmak, çevrimiçi olarak saklanan içerik miktarı katlanarak artmaya devam ederken artan bir endişe haline geldi
EN Keeping information private and accessible only to those given direct access has become an increasing concern as the amount of content being stored online continues to increase exponentially
turco | inglês |
---|---|
gizli | private |
doğrudan | direct |
erişim | access |
çevrimiçi | online |
devam | continues |
artan | increasing |
TR Sonix'in çok kullanıcılı platformu, işbirliğini bir esinti haline getirir. Optimum güvenlik için çok sayıda dahili ve harici izin seviyeleri.
EN Sonix's multi-user platform provides makes collaboration a breeze. Mutiple internal and external permission levels for optimal security.
turco | inglês |
---|---|
sonix | sonix |
platformu | platform |
haline | makes |
optimum | optimal |
güvenlik | security |
dahili | internal |
harici | external |
izin | permission |
seviyeleri | levels |
TR Kullanıcı dostu altyazı zaman çizelgesi, üst düzey düzenlemeleri bir esinti haline getirir. Başlangıç ve bitiş zamanlarını ayarlamak için altyazıları tıklatıp sürüklemeniz yeterlidir.
EN User-friendly subtitle timeline makes high-level edits a breeze. Just click and drag the subtitles to adjust start and end times.
turco | inglês |
---|---|
kullanıcı | user |
dostu | friendly |
zaman | times |
üst | high |
düzey | level |
haline | makes |
başlangıç | start |
ayarlamak | adjust |
altyazıları | subtitles |
TR AudioText Editor™, hızlı temizlemeye olanak tanır ve sözcük verilerini arama ve özümsemeyi bir esinti haline getirir.
EN Our AudioText Editor™ allows for quick clean-up and makes searching and assimilating spoken-word data a breeze.
turco | inglês |
---|---|
hızlı | quick |
sözcük | word |
verilerini | data |
arama | searching |
haline | makes |
TR Sonix, tüm ekibinizin araştırma projeleri üzerinde işbirliği yapabilmesi için çok kullanıcılı, çevrimiçi bir platformdur. Tüm dosyalar merkezi olarak depolanır ve iş akışınızı bir esinti haline getirir.
EN Sonix is a multi-user, online platform so your entire team can collaborate on research projects. All files are stored centrally making your workflow a breeze.
turco | inglês |
---|---|
sonix | sonix |
araştırma | research |
projeleri | projects |
işbirliği | collaborate |
çevrimiçi | online |
dosyalar | files |
TR Tüm ses, video ve transkriptleriniz için merkezi bir konuma sahip olmak, içerikte gezinmeyi ve işbirliği yapmayı bir esinti haline getirir.
EN Having a central location for all your audio, video, and transcripts makes navigating and collaborating on content a breeze.
turco | inglês |
---|---|
tüm | all |
ses | audio |
video | video |
merkezi | central |
konuma | location |
TR İş akışınızı kolaylaştırın ve transkripsiyonu analizinizin en kolay parçası haline getirin. Sonix, nVivo, MAXQDA ve Atlas.ti dahil olmak üzere tüm popüler nitel araştırma yazılımlarıyla çalışır.
EN Streamline your workflow and make transcription the easiest part of your analysis. Sonix works with all popular qualitative research software including nVivo, MAXQDA, and Atlas.ti.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
transkripsiyonu | transcription |
parçası | part |
haline | make |
sonix | sonix |
atlas | atlas |
olmak | the |
tüm | all |
popüler | popular |
nitel | qualitative |
çalışır | works |
ın | of |
TR Kar amacı gütmeyen yöneticiler ve çalışanlar inanılmaz insanlardır: özverili, tutkulu ve iyi kalpli. Bir fark yaratmaya önem veriyorlar ve biz dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye yardım eden insanları seviyoruz!
EN Non-profit managers and employees are amazing people: selfless, passionate and good-hearted. They care about making a difference and we love people who are helping make the world a better place!
turco | inglês |
---|---|
çalışanlar | employees |
tutkulu | passionate |
fark | difference |
yer | place |
yardım | helping |
insanları | people |
TR Gitmek için motivasyonum olmadığı için üniversite derslerimin yarısını atlamayı alışkanlık haline getirdim ya da önceki gece uzun saatler ayakta kaldığım için uyuyakaldım
EN I got into a habit of skipping half of my university classes because I felt no motivation to go, or I overslept because I had been up for long hours the previous night
turco | inglês |
---|---|
üniversite | university |
önceki | previous |
gece | night |
uzun | long |
saatler | hours |
TR Crisp, ekip işbirliği ve gerçek zamanlı iletişim için tasarlanmıştır, bu da onu bireysel posta kutunuza mükemmel bir alternatif haline getirir
EN Crisp is designed for team collaboration and real-time communication, making it the perfect alternative to your individual mailbox
turco | inglês |
---|---|
crisp | crisp |
ekip | team |
işbirliği | collaboration |
gerçek | real |
iletişim | communication |
mükemmel | perfect |
alternatif | alternative |
haline | making |
Mostrando 50 de 50 traduções