TR Hedefimiz, olumsuz etkileri en aza indirmek ve tedarik zincirimizi oluşturan işletmelere, insanlara ve topluluklara olumlu bir katkıda bulunmaktır
"insanlara ve topluluklara" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
insanlara | a it people the you your |
topluluklara | communities community |
TR Hedefimiz, olumsuz etkileri en aza indirmek ve tedarik zincirimizi oluşturan işletmelere, insanlara ve topluluklara olumlu bir katkıda bulunmaktır
EN Our goal is to minimise negative impacts and make a positive contribution to the businesses, people and communities that make up our supply chain
turco | inglês |
---|---|
hedefimiz | our goal |
olumsuz | negative |
tedarik | supply |
işletmelere | businesses |
insanlara | people |
topluluklara | communities |
olumlu | positive |
TR Olası bir afet durumunda, afetlerden etkilenen topluluklara ayni ve nakdi yardım sunarak acil yardım operasyonları yürütüyoruz
EN We conduct emergency assistance operations in disaster situations by means of providing in-kind and cash-based assistance to disaster affected communities
turco | inglês |
---|---|
afet | disaster |
etkilenen | affected |
topluluklara | communities |
yardım | assistance |
TR Misafirlerimizi otellerimizin ev olarak adlandırdığı eşsiz topluluklara bağlayan otantik deneyimler yaratmaktan gurur duyuyoruz.
EN We take pride in creating authentic experiences that connect our guests to each unique community our hotels call home.
turco | inglês |
---|---|
misafirlerimizi | our guests |
otellerimizin | our hotels |
ev | home |
eşsiz | unique |
topluluklara | community |
otantik | authentic |
deneyimler | experiences |
gurur | pride |
TR Bu durum " ifade özgürlüğü, bilgi ve iletişim teknolojilerinde mahremiyeti" koruyan ve ilerleten Küresel Ağ Girişimiyle benzer yönetim sergileyen topluluklara katılan şirketler için gerekli değildir.
EN This would not be required of companies that join associations that provide similar oversight such as the Global Network Initiative, which protects and advances the "freedom of expression and privacy in information and communications technologies."
turco | inglês |
---|---|
ifade | expression |
bilgi | information |
küresel | global |
benzer | similar |
şirketler | companies |
gerekli | required |
değildir | not |
TR Olası bir afet durumunda, afetlerden etkilenen topluluklara ayni ve nakdi yardım sunarak acil yardım operasyonları yürütüyoruz
EN We conduct emergency assistance operations in disaster situations by means of providing in-kind and cash-based assistance to disaster affected communities
turco | inglês |
---|---|
afet | disaster |
etkilenen | affected |
topluluklara | communities |
yardım | assistance |
TR Örneğin Kiel Üniversitesi bireysel tıp alanında üst düzey araştırmalara yoğunlaşırken Jena Üniversitesi mikrobik topluluklara ve Stuttgart Üniversitesi simülasyon bilimlerine odaklanıyor.
EN Thus, for example, Kiel is a centre for cutting-edge research on precision medicine, Jena for advanced research on microbial communities and Stuttgart for simulation science.
turco | inglês |
---|---|
tıp | medicine |
üst | on |
topluluklara | communities |
stuttgart | stuttgart |
simülasyon | simulation |
TR Bernie’s Book Bank kampanyasına verdiğimiz destekle eğitime yaptığımız katkı büyürken, parçası olduğumuz ve faaliyet gösterdiğimiz yerel topluluklara yardım ediyoruz.
EN Our support of Bernie’s Book Bank expands our engagement in education while helping local communities where we live and work.
turco | inglês |
---|---|
s | s |
ve | and |
yerel | local |
topluluklara | communities |
verdiğimiz | we |
TR Misafirlerimizi otellerimizin ev olarak adlandırdığı eşsiz topluluklara bağlayan otantik deneyimler yaratmaktan gurur duyuyoruz.
EN We take pride in creating authentic experiences that connect our guests to each unique community our hotels call home.
turco | inglês |
---|---|
misafirlerimizi | our guests |
otellerimizin | our hotels |
ev | home |
eşsiz | unique |
topluluklara | community |
otantik | authentic |
deneyimler | experiences |
gurur | pride |
TR Misafirlerimizi otellerimizin ev olarak adlandırdığı eşsiz topluluklara bağlayan otantik deneyimler yaratmaktan gurur duyuyoruz.
EN We take pride in creating authentic experiences that connect our guests to each unique community our hotels call home.
turco | inglês |
---|---|
misafirlerimizi | our guests |
otellerimizin | our hotels |
ev | home |
eşsiz | unique |
topluluklara | community |
otantik | authentic |
deneyimler | experiences |
gurur | pride |
TR Olası bir afet durumunda, afetlerden etkilenen topluluklara ayni ve nakdi yardım sunarak acil yardım operasyonları yürütüyoruz
EN We conduct emergency assistance operations in disaster situations by means of providing in-kind and cash-based assistance to disaster affected communities
turco | inglês |
---|---|
afet | disaster |
etkilenen | affected |
topluluklara | communities |
yardım | assistance |
TR Olası bir afet durumunda, afetlerden etkilenen topluluklara ayni ve nakdi yardım sunarak acil yardım operasyonları yürütüyoruz
EN We conduct emergency assistance operations in disaster situations by means of providing in-kind and cash-based assistance to disaster affected communities
turco | inglês |
---|---|
afet | disaster |
etkilenen | affected |
topluluklara | communities |
yardım | assistance |
TR Misafirlerimizi otellerimizin ev olarak adlandırdığı eşsiz topluluklara bağlayan otantik deneyimler yaratmaktan gurur duyuyoruz.
EN We take pride in creating authentic experiences that connect our guests to each unique community our hotels call home.
turco | inglês |
---|---|
misafirlerimizi | our guests |
otellerimizin | our hotels |
ev | home |
eşsiz | unique |
topluluklara | community |
otantik | authentic |
deneyimler | experiences |
gurur | pride |
TR Misafirlerimizi otellerimizin ev olarak adlandırdığı eşsiz topluluklara bağlayan otantik deneyimler yaratmaktan gurur duyuyoruz.
EN We take pride in creating authentic experiences that connect our guests to each unique community our hotels call home.
turco | inglês |
---|---|
misafirlerimizi | our guests |
otellerimizin | our hotels |
ev | home |
eşsiz | unique |
topluluklara | community |
otantik | authentic |
deneyimler | experiences |
gurur | pride |
TR Misafirlerimizi otellerimizin ev olarak adlandırdığı eşsiz topluluklara bağlayan otantik deneyimler yaratmaktan gurur duyuyoruz.
EN We take pride in creating authentic experiences that connect our guests to each unique community our hotels call home.
turco | inglês |
---|---|
misafirlerimizi | our guests |
otellerimizin | our hotels |
ev | home |
eşsiz | unique |
topluluklara | community |
otantik | authentic |
deneyimler | experiences |
gurur | pride |
TR Misafirlerimizi otellerimizin ev olarak adlandırdığı eşsiz topluluklara bağlayan otantik deneyimler yaratmaktan gurur duyuyoruz.
EN We take pride in creating authentic experiences that connect our guests to each unique community our hotels call home.
turco | inglês |
---|---|
misafirlerimizi | our guests |
otellerimizin | our hotels |
ev | home |
eşsiz | unique |
topluluklara | community |
otantik | authentic |
deneyimler | experiences |
gurur | pride |
TR Misafirlerimizi otellerimizin ev olarak adlandırdığı eşsiz topluluklara bağlayan otantik deneyimler yaratmaktan gurur duyuyoruz.
EN We take pride in creating authentic experiences that connect our guests to each unique community our hotels call home.
turco | inglês |
---|---|
misafirlerimizi | our guests |
otellerimizin | our hotels |
ev | home |
eşsiz | unique |
topluluklara | community |
otantik | authentic |
deneyimler | experiences |
gurur | pride |
TR Misafirlerimizi otellerimizin ev olarak adlandırdığı eşsiz topluluklara bağlayan otantik deneyimler yaratmaktan gurur duyuyoruz.
EN We take pride in creating authentic experiences that connect our guests to each unique community our hotels call home.
turco | inglês |
---|---|
misafirlerimizi | our guests |
otellerimizin | our hotels |
ev | home |
eşsiz | unique |
topluluklara | community |
otantik | authentic |
deneyimler | experiences |
gurur | pride |
TR Misafirlerimizi otellerimizin ev olarak adlandırdığı eşsiz topluluklara bağlayan otantik deneyimler yaratmaktan gurur duyuyoruz.
EN We take pride in creating authentic experiences that connect our guests to each unique community our hotels call home.
turco | inglês |
---|---|
misafirlerimizi | our guests |
otellerimizin | our hotels |
ev | home |
eşsiz | unique |
topluluklara | community |
otantik | authentic |
deneyimler | experiences |
gurur | pride |
TR Misafirlerimizi otellerimizin ev olarak adlandırdığı eşsiz topluluklara bağlayan otantik deneyimler yaratmaktan gurur duyuyoruz.
EN We take pride in creating authentic experiences that connect our guests to each unique community our hotels call home.
turco | inglês |
---|---|
misafirlerimizi | our guests |
otellerimizin | our hotels |
ev | home |
eşsiz | unique |
topluluklara | community |
otantik | authentic |
deneyimler | experiences |
gurur | pride |
TR Misafirlerimizi otellerimizin ev olarak adlandırdığı eşsiz topluluklara bağlayan otantik deneyimler yaratmaktan gurur duyuyoruz.
EN We take pride in creating authentic experiences that connect our guests to each unique community our hotels call home.
turco | inglês |
---|---|
misafirlerimizi | our guests |
otellerimizin | our hotels |
ev | home |
eşsiz | unique |
topluluklara | community |
otantik | authentic |
deneyimler | experiences |
gurur | pride |
TR Misafirlerimizi otellerimizin ev olarak adlandırdığı eşsiz topluluklara bağlayan otantik deneyimler yaratmaktan gurur duyuyoruz.
EN We take pride in creating authentic experiences that connect our guests to each unique community our hotels call home.
turco | inglês |
---|---|
misafirlerimizi | our guests |
otellerimizin | our hotels |
ev | home |
eşsiz | unique |
topluluklara | community |
otantik | authentic |
deneyimler | experiences |
gurur | pride |
TR Misafirlerimizi otellerimizin ev olarak adlandırdığı eşsiz topluluklara bağlayan otantik deneyimler yaratmaktan gurur duyuyoruz.
EN We take pride in creating authentic experiences that connect our guests to each unique community our hotels call home.
turco | inglês |
---|---|
misafirlerimizi | our guests |
otellerimizin | our hotels |
ev | home |
eşsiz | unique |
topluluklara | community |
otantik | authentic |
deneyimler | experiences |
gurur | pride |
TR Örneğin Kiel Üniversitesi bireysel tıp alanında üst düzey araştırmalara yoğunlaşırken Jena Üniversitesi mikrobik topluluklara ve Stuttgart Üniversitesi simülasyon bilimlerine odaklanıyor.
EN Thus, for example, Kiel is a centre for cutting-edge research on precision medicine, Jena for advanced research on microbial communities and Stuttgart for simulation science.
turco | inglês |
---|---|
tıp | medicine |
üst | on |
topluluklara | communities |
stuttgart | stuttgart |
simülasyon | simulation |
TR Bu durum " ifade özgürlüğü, bilgi ve iletişim teknolojilerinde mahremiyeti" koruyan ve ilerleten Küresel Ağ Girişimiyle benzer yönetim sergileyen topluluklara katılan şirketler için gerekli değildir.
EN This would not be required of companies that join associations that provide similar oversight such as the Global Network Initiative, which protects and advances the "freedom of expression and privacy in information and communications technologies."
turco | inglês |
---|---|
ifade | expression |
bilgi | information |
küresel | global |
benzer | similar |
şirketler | companies |
gerekli | required |
değildir | not |
TR İnsanları koruma taahhüdümüz, faaliyet gösterdiğimiz topluluklara kadar uzanır
EN Our commitment to protecting people extends to the communities where we operate
turco | inglês |
---|---|
koruma | protecting |
topluluklara | communities |
kadar | to |
TR İnsanlar ve topluluklara ilişkin girişimlerimiz hakkında daha fazla bilgi edinin
EN Learn more about our people and communities initiatives
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
topluluklara | communities |
hakkında | about |
bilgi | learn |
TR Eylemlerimizin sorumluluğunu alır ve içinde faaliyet gösterdiğimiz topluluklara katkı sağlarız.
EN We take responsibility for our actions and contribute to the communities in which we operate.
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
topluluklara | communities |
katkı | contribute |
TR Yerinde ve uzaktan destek ekiplerimizin en iyi uygulamalarının, müşterilerimizin tedarik zinciri aksaklıklarından kaçınıp ürünlerinin topluluklara hızla ulaşmasını sağlamasına nasıl yardımcı olduğunu okuyun.
EN Read how our best practices from onsite and remote support teams helped our customers avoid supply chain disruptions ensuring their products reached communities quickly.
turco | inglês |
---|---|
uzaktan | remote |
destek | support |
tedarik | supply |
zinciri | chain |
topluluklara | communities |
hızla | quickly |
TR …çünkü tüm fonları doğrudan gerçek bir etki yaratabilecekleri çiftliklere ve topluluklara gidiyor.
EN ?because all their funding goes straight to the farms and communities where it can have a real impact.
TR "Kullanıcılarımız, uzman teknisyenlerden sıradan insanlara kadar çeşitlilik gösteriyor
EN "Our users range from hardcore techies to laypeople
turco | inglês |
---|---|
kullanıcıları | users |
TR Elsevier’in hedefleme araçları içeriklerinizle doğru insanlara erişmenizi sağlayabilir**
EN Elsevier’s targeting tools can ensure you are reaching the right people with your content**
turco | inglês |
---|---|
elsevier | elsevier |
insanlara | people |
TR Ürünleri tamir edebilmeleri için insanlara ihtiyaç duydukları bilgi ve aletleri vermek, destek maliyetlerini düşürür. Müşteriler, eşyalarının hızlıca tamir edilmesine bayılır; bunu ister kendileri yapsınlar ister yerel bir tamirhane.
EN Giving people the information and tools they need to fix products cuts down on support costs. Customers love it when they can get their stuff fixed quickly—whether by themselves or at a local repair shop.
turco | inglês |
---|---|
insanlara | people |
ihtiyaç | need |
destek | support |
maliyetlerini | costs |
müşteriler | customers |
hızlıca | quickly |
yerel | local |
TR İnsanlara ulaşmanın bir diğer harika yolu e-posta imzanızdır. Çalışanlarınız varsa, onlardan da aynısını yapmalarını isteyebilirsiniz.
EN Another great way to get the word out is through your email signature. If you have any employees, you can ask them to do the same.
turco | inglês |
---|---|
harika | great |
yolu | way |
e-posta | |
onlardan | them |
varsa | if |
TR İnsanlara ulaşmanın bir başka yolu da düzenli olarak Facebook, Twitter, Pinterest, LinkedIn ve Instagram?da (hikayeler dahil) paylaşımda bulunmaktır.
EN Another way to get the word out is by regularly posting on Facebook, Twitter, Pinterest, LinkedIn, and Instagram (including stories).
turco | inglês |
---|---|
başka | another |
yolu | way |
dahil | including |
TR İnsanlara her zaman okudukları içeriğin nereden geldiğini kesin olarak söyleriz.
EN We always tell people exactly where the content they’re reading came from.
TR Ancak insanlara enerji verimliliğinin önemli olduğunu anlatmamız gerekiyor.
EN But we need to tell people that energy efficiency matters.
turco | inglês |
---|---|
insanlara | people |
enerji | energy |
önemli | matters |
gerekiyor | need |
TR Bu interaktif sistem, doğru bilgiyi doğru insanlara zamanında ulaştırma kaygısını ortadan kaldırır
EN This interactive system takes the worry out of getting the right information to the right people on time
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
interaktif | interactive |
sistem | system |
bilgiyi | information |
insanlara | people |
zamanında | on time |
TR Kullanıcılarımız için en fazla değeri yaratan, bir adım öne çıkan ve yeni fikirler ve ürünler sunan insanlara değer veriyoruz
EN We value people who create, who step forward, and who launch new ideas and products that drive the most value for our users
turco | inglês |
---|---|
adım | step |
yeni | new |
fikirler | ideas |
ürünler | products |
insanlara | people |
kullanıcıları | users |
TR Arkadaşlarınızın yanındayken, neler olup bittiğini öğrenmek veya diğer insanlara neler olduğunu kontrol etmek için sürekli olarak telefonunuzu elinize alıyor musunuz veya bilgisayarınızı kontrol ediyor musunuz?
EN When around friends, are you constantly picking up your phone or checking your computer to post about what is happening or to check to see what is happening to other people?
turco | inglês |
---|---|
olup | up |
veya | or |
diğer | other |
insanlara | people |
olduğunu | is |
telefonunuzu | your phone |
TR Telefonunuza bağlanmayı diğer insanlara mı yoksa kendinize mi tercih edersiniz?
EN Would you rather connect to your phone than to other people or yourself?
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
insanlara | people |
yoksa | or |
TR Adım 9: Kendilerine veya başkalarına zarar verecek durumlar dışında, mümkün olan her yerde bu tür insanlara doğrudan düzeltmeler yaptık.
EN Step 9: We made direct amends to such people wherever possible, except when to do so would injure them or others.
turco | inglês |
---|---|
adım | step |
dışında | except |
mümkün | possible |
olan | do |
insanlara | people |
doğrudan | direct |
TR Tek yapmanız gereken, anketinizin kolay URL'sini insanlara bildirmektir.
EN All you should do is to let people know the friendly URL of your survey.
turco | inglês |
---|---|
url | url |
insanlara | people |
TR Paylaşılan iletiler, videolar, fotoğraflar veya belgelerle beraber insanlara kendilerini özgür bir şekilde ifade etme şansı verilmiştir
EN With shared messages, videos, photos, or documents, people have the chance to express themselves freely
turco | inglês |
---|---|
paylaşılan | shared |
videolar | videos |
fotoğraflar | photos |
insanlara | people |
şansı | chance |
TR Spam kutusuna düşmemek için maillerini açmayan insanlara ısrarla e-posta atmayın.
EN To avoid getting caught by spam filters, don?t persistently send emails to people who do not open the messages.
turco | inglês |
---|---|
spam | spam |
insanlara | people |
e-posta | emails |
TR Bu ücretsiz ve e-kart animasyonlarıyla sevdiğiniz insanlara sevgi ve ilginizi gösterin. Her türlü özel gün ve etkinlik için cazip e-kartlar sizi bekliyor. Hemen alın!
EN Renderforest online animated ecard maker helps you to create birthday videos, love slideshows, happy Easter videos, halloween ecards and much more.
turco | inglês |
---|---|
sevdiğiniz | love |
sizi | you |
TR Spor web sitesi şablonlarımıza farkınızı ver tercihlerinizi ortaya koyun. Spor aktivitelerinizle insanlara ilham verin ve onları motive edin. Hemen şimdi deneyin!
EN Highlight your individuality and preferences through our sport website templates. Inspire and motivate people with your sports activities. Give it a try now!
turco | inglês |
---|---|
insanlara | people |
verin | give |
ve | and |
deneyin | try |
TR Bu köklerimizi kutlama yolumuzdur ve ayrıca insanlara gülümsemek için bir neden ve keşfedilecek bir hikaye verir
EN It’s our way of celebrating our roots and also gives people a reason to smile and a story to discover
turco | inglês |
---|---|
ayrıca | also |
insanlara | people |
hikaye | story |
verir | gives |
TR Esinlenmeyi ve konsantrasyonu uyarmak için tasarlanan alanlar topluluk, bağlantı ve şık tasarım ilkeleri ile şekillendirilir.DUYARLI ALANLARÖzel alanlar insanlara yeniden bağlanmak ve enerji depolamak için ihtiyaçları olan alanı sunar
EN Designed to stimulate inspiration and concentration, the zones are driven by community, connection and beautiful design.MINDFUL SPACESDedicated areas give people the space they need to take time to reconnect and recharge
turco | inglês |
---|---|
alanlar | areas |
topluluk | community |
bağlantı | connection |
insanlara | people |
ihtiyaçları | need |
olan | are |
alanı | space |
sunar | give |
TR İnsanlara bakmaktan ve onlarla ilgilenmekten hoşlanırlar
EN They enjoy looking after and caring for people
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
TR Yazın meydana gelen bir sel felaketi Ahr Vadisi’ni sular altında bırakmıştı. Bireysel yardımlar ve kamu desteği, yaraların sarılması için insanlara umut veriyor.
EN The Ahr Valley suffered devastating flooding in the summer – private and state help is giving local people hope as they rebuild their lives
turco | inglês |
---|---|
vadisi | valley |
desteği | help |
insanlara | people |
umut | hope |
Mostrando 50 de 50 traduções