TR Bu interaktif sistem, doğru bilgiyi doğru insanlara zamanında ulaştırma kaygısını ortadan kaldırır
TR Bu interaktif sistem, doğru bilgiyi doğru insanlara zamanında ulaştırma kaygısını ortadan kaldırır
EN This interactive system takes the worry out of getting the right information to the right people on time
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
interaktif | interactive |
sistem | system |
bilgiyi | information |
insanlara | people |
zamanında | on time |
TR Bu interaktif sistem, doğru bilgiyi doğru insanlara zamanında ulaştırma kaygısını ortadan kaldırır
EN This interactive system takes the worry out of getting the right information to the right people on time
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
interaktif | interactive |
sistem | system |
bilgiyi | information |
insanlara | people |
zamanında | on time |
TR Bu interaktif sistem, doğru bilgiyi doğru insanlara zamanında ulaştırma kaygısını ortadan kaldırır
EN This interactive system takes the worry out of getting the right information to the right people on time
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
interaktif | interactive |
sistem | system |
bilgiyi | information |
insanlara | people |
zamanında | on time |
TR Bu interaktif sistem, doğru bilgiyi doğru insanlara zamanında ulaştırma kaygısını ortadan kaldırır
EN This interactive system takes the worry out of getting the right information to the right people on time
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
interaktif | interactive |
sistem | system |
bilgiyi | information |
insanlara | people |
zamanında | on time |
TR Bu interaktif sistem, doğru bilgiyi doğru insanlara zamanında ulaştırma kaygısını ortadan kaldırır
EN This interactive system takes the worry out of getting the right information to the right people on time
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
interaktif | interactive |
sistem | system |
bilgiyi | information |
insanlara | people |
zamanında | on time |
TR Bu interaktif sistem, doğru bilgiyi doğru insanlara zamanında ulaştırma kaygısını ortadan kaldırır
EN This interactive system takes the worry out of getting the right information to the right people on time
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
interaktif | interactive |
sistem | system |
bilgiyi | information |
insanlara | people |
zamanında | on time |
TR Bu interaktif sistem, doğru bilgiyi doğru insanlara zamanında ulaştırma kaygısını ortadan kaldırır
EN This interactive system takes the worry out of getting the right information to the right people on time
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
interaktif | interactive |
sistem | system |
bilgiyi | information |
insanlara | people |
zamanında | on time |
TR Bu interaktif sistem, doğru bilgiyi doğru insanlara zamanında ulaştırma kaygısını ortadan kaldırır
EN This interactive system takes the worry out of getting the right information to the right people on time
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
interaktif | interactive |
sistem | system |
bilgiyi | information |
insanlara | people |
zamanında | on time |
TR Bu interaktif sistem, doğru bilgiyi doğru insanlara zamanında ulaştırma kaygısını ortadan kaldırır
EN This interactive system takes the worry out of getting the right information to the right people on time
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
interaktif | interactive |
sistem | system |
bilgiyi | information |
insanlara | people |
zamanında | on time |
TR Bu interaktif sistem, doğru bilgiyi doğru insanlara zamanında ulaştırma kaygısını ortadan kaldırır
EN This interactive system takes the worry out of getting the right information to the right people on time
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
interaktif | interactive |
sistem | system |
bilgiyi | information |
insanlara | people |
zamanında | on time |
TR Bu interaktif sistem, doğru bilgiyi doğru insanlara zamanında ulaştırma kaygısını ortadan kaldırır
EN This interactive system takes the worry out of getting the right information to the right people on time
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
interaktif | interactive |
sistem | system |
bilgiyi | information |
insanlara | people |
zamanında | on time |
TR Bu interaktif sistem, doğru bilgiyi doğru insanlara zamanında ulaştırma kaygısını ortadan kaldırır
EN This interactive system takes the worry out of getting the right information to the right people on time
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
interaktif | interactive |
sistem | system |
bilgiyi | information |
insanlara | people |
zamanında | on time |
TR Bu interaktif sistem, doğru bilgiyi doğru insanlara zamanında ulaştırma kaygısını ortadan kaldırır
EN This interactive system takes the worry out of getting the right information to the right people on time
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
interaktif | interactive |
sistem | system |
bilgiyi | information |
insanlara | people |
zamanında | on time |
TR Bu interaktif sistem, doğru bilgiyi doğru insanlara zamanında ulaştırma kaygısını ortadan kaldırır
EN This interactive system takes the worry out of getting the right information to the right people on time
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
interaktif | interactive |
sistem | system |
bilgiyi | information |
insanlara | people |
zamanında | on time |
TR Burada çocuklar dahi okula zamanında gidip öğlen yemeği için zamanında eve gitmeyi öğreniyorlar
EN Children learn to arrive at school on time and be home for lunch punctually, too
turco | inglês |
---|---|
çocuklar | children |
zamanında | on time |
TR Başvurunuzu kriterlerimize dikkate alarak değerlendiriyor, olumlu adayları ürün/hizmetlerini bize daha kolay tanıtma ve ulaştırma olanağını elde edebilmeleri için onaylı tedarikçilerimiz arasına alıyoruz.
EN We assess your application according to our criteria and accept positive candidates among our approved suppliers to give them the opportunity to introduce and transmit their product/services to us more easily.
turco | inglês |
---|---|
olumlu | positive |
ürün | product |
hizmetlerini | services |
kolay | easily |
onaylı | approved |
TR Birleştirilmiş Sınıflı İlköğretim Okullarımızın hepsine ADSL bağlantısı yapılmış ve bu okullarımıza Ulaştırma Bakanlığı kanalı ile bilgisayarlar gönderilmiştir.
EN ADSL connection was made to all of our Primary Class Primary Schools and computers were sent to these schools through the Ministry of Transport.
turco | inglês |
---|---|
bağlantısı | connection |
yapılmış | made |
bilgisayarlar | computers |
TR Ulaştırma Bakanlığı, Samsung Galaxy Note 7'nin yangın tehlikesi oluşturabileceğini belirtmektedir.
EN The Department of Transportation state that the Samsung Galaxy Note 7 is a fire hazard.
turco | inglês |
---|---|
samsung | samsung |
yangın | fire |
TR Başvurunuzu kriterlerimize dikkate alarak değerlendiriyor, olumlu adayları ürün/hizmetlerini bize daha kolay tanıtma ve ulaştırma olanağını elde edebilmeleri için onaylı tedarikçilerimiz arasına alıyoruz.
EN We assess your application according to our criteria and accept positive candidates among our approved suppliers to give them the opportunity to introduce and transmit their product/services to us more easily.
turco | inglês |
---|---|
olumlu | positive |
ürün | product |
hizmetlerini | services |
kolay | easily |
onaylı | approved |
TR Moroğlu Arseven; yurt içi ve yurt dışında faaliyet gösteren, zincir tedarik ağları ve ulaştırma altyapısı işletmecileri dahil, tüm kargo taşıma işleri kapsamında geniş bir müvekkil skalasına destek sağlar
EN Moroğlu Arseven supports a full range of clients operating in domestic and international environments, across all modes of cargo carriage, including cold chain supply networks and transport infrastructure operators
turco | inglês |
---|---|
arseven | arseven |
zincir | chain |
tedarik | supply |
dahil | including |
kargo | cargo |
taşıma | transport |
TR Birleştirilmiş Sınıflı İlköğretim Okullarımızın hepsine ADSL bağlantısı yapılmış ve bu okullarımıza Ulaştırma Bakanlığı kanalı ile bilgisayarlar gönderilmiştir.
EN ADSL connection was made to all of our Primary Class Primary Schools and computers were sent to these schools through the Ministry of Transport.
turco | inglês |
---|---|
bağlantısı | connection |
yapılmış | made |
bilgisayarlar | computers |
TR Başvurunuzu kriterlerimize dikkate alarak değerlendiriyor, olumlu adayları ürün/hizmetlerini bize daha kolay tanıtma ve ulaştırma olanağını elde edebilmeleri için onaylı tedarikçilerimiz arasına alıyoruz.
EN We assess your application according to our criteria and accept positive candidates among our approved suppliers to give them the opportunity to introduce and transmit their product/services to us more easily.
turco | inglês |
---|---|
olumlu | positive |
ürün | product |
hizmetlerini | services |
kolay | easily |
onaylı | approved |
TR Başvurunuzu kriterlerimize dikkate alarak değerlendiriyor, olumlu adayları ürün/hizmetlerini bize daha kolay tanıtma ve ulaştırma olanağını elde edebilmeleri için onaylı tedarikçilerimiz arasına alıyoruz.
EN We assess your application according to our criteria and accept positive candidates among our approved suppliers to give them the opportunity to introduce and transmit their product/services to us more easily.
turco | inglês |
---|---|
olumlu | positive |
ürün | product |
hizmetlerini | services |
kolay | easily |
onaylı | approved |
TR Maden ve Ulaştırma Sektörü Satış Müdürü
EN Mining and Transportation Industry Sales Manager
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
satış | sales |
müdürü | manager |
TR Tıp uzmanları için temel bir okuma serisi olan bu seri, en son araştırma haberleriyle ilgili zamanında, uygun güncellemeler sağlayarak sektördeki her uzmanlığı etkiler.
EN Essential reading for medical professionals, this series provides timely, relevant updates on the latest research news making an impact across every speciality in the industry.
turco | inglês |
---|---|
tıp | medical |
temel | essential |
okuma | reading |
araştırma | research |
zamanında | timely |
güncellemeler | updates |
TR Kalite ve zamanında sevkiyat performansının beklenti ve ihtiyaçlarımızı karşılaması
EN Quality and timely shipping performance meeting our expectations and needs
turco | inglês |
---|---|
kalite | quality |
ve | and |
zamanında | timely |
ihtiyaçları | needs |
TR Sepetli Vinç, Kiralık Vinç, Mobil Vinç Kiralama hizmetlerimizi alanında uzman kadrolarımız ile her daim yerinde ve zamanında hizmet vermekteyiz.Online hizmet verdikleri web sitelerinin seo hizmetleri için bizimle çalışıyorlar.
EN Basket Crane, Rental Crane, Mobile Crane Rental services with our expert staff in the field at all times and on time service.They work with us for the seo services of the websites they provide online services.
turco | inglês |
---|---|
mobil | mobile |
uzman | expert |
zamanında | on time |
seo | seo |
bizimle | with us |
TR İçeriklerinizi tam zamanında otomatik olarak yayınlayın.
EN Automatically publish content at just the right time.
turco | inglês |
---|---|
tam | just |
TR Kalite ve zamanında sevkiyat performansının beklenti ve ihtiyaçlarımızı karşılaması
EN Quality and timely shipping performance meeting our expectations and needs
turco | inglês |
---|---|
kalite | quality |
ve | and |
zamanında | timely |
ihtiyaçları | needs |
TR Satın aldığınız her bir domain Atak Domain domain yönetim ekranınızda aktif olana kadar paranız satıcıya aktarılmaz. Domain transferi eğer zamanında size yapılmazsa paranız iade edilir.
EN Your payment will not be transferred to the seller's account, until each domain you purchase is active on your Atak Domain domain management screen. If the domain transfer will not provided to you on time, your payment will be refunded.
turco | inglês |
---|---|
satın | purchase |
her | each |
domain | domain |
yönetim | management |
aktif | active |
transferi | transfer |
eğer | if |
zamanında | on time |
TR Adınızı aldıktan sonra 1 gün içinde basit ve zamanında alan adı kayıt hizmetleri ve üstün destek sağlamak üzere uzman kadromuzla hazırız.
EN We are ready with our expert staff to provide simple and timely domain name registration services and superior support within 1 day after receiving your name.
turco | inglês |
---|---|
gün | day |
basit | simple |
ve | and |
zamanında | timely |
kayıt | registration |
üstün | superior |
uzman | expert |
TR Atak Domain kayıt işlemleri için size gerekli olan yardımı yapmaktan memnuniyet duyar. Adınızı aldıktan sonra 1 gün içinde basit ve zamanında alan adı kayıt hizmetleri ve üstün destek sağlamak üzere uzman kadromuzla hazırız.
EN Atak Domain is happy to help you with the registration process. We are ready with our expert staff to provide simple and timely domain name registration services and superior support within 1 day after receiving your name.
turco | inglês |
---|---|
kayıt | registration |
gün | day |
basit | simple |
zamanında | timely |
üstün | superior |
uzman | expert |
TR Onun zamanında ve daha güvenli ve daha sakin bir sürüş sunmak için endişeli
EN Well in his time and anxious to offer an ever safer and more serene driving
turco | inglês |
---|---|
onun | his |
TR DSÖ Berlin’de bir araştırma merkezi kurdu. Araştırmacıların hedefi yapay zeka yardımıyla olası pandemileri zamanında tespit etmek.
EN The WHO has opened a hub in Berlin. Researchers plan to use artificial intelligence to identify possible pandemics at an early stage.
turco | inglês |
---|---|
berlin | berlin |
merkezi | hub |
zeka | intelligence |
olası | possible |
TR Kaliteden ödün vermeden imalat verimliliğini optimize edin. Hat duruş süresini azaltın, teslimatı hızlandırın, kaynaklarınızı en üst düzeye çıkarın ve yüksek kaliteli ürünleri zamanında teslim edin.
EN Optimize manufacturing productivity without compromising quality. Reduce downtime, improve lead times, maximize your resources, and deliver high-quality products on time.
turco | inglês |
---|---|
vermeden | without |
verimliliğini | productivity |
ve | and |
ürünleri | products |
zamanında | on time |
teslim | deliver |
kaynakları | resources |
TR Derneğe hizmet almak için gelen danışanların zamanında, doğru ve gerekli bilgi almalarını sağlanması,
EN Ensuring that clients who come to the association for service receive accurate and necessary information on time,
turco | inglês |
---|---|
hizmet | service |
almak | receive |
zamanında | on time |
gerekli | necessary |
bilgi | information |
TR Barkod okumada başarısız olan kimlik bileklikleri, hasta güvenliğini ve zamanında hasta bakımı sunmayı etkileyebilir
EN ID Wristbands that fail to scan can impact patient safety and the ability to provide timely patient care
turco | inglês |
---|---|
başarısız | fail |
kimlik | id |
bileklikleri | wristbands |
hasta | patient |
güvenliğini | safety |
ve | and |
zamanında | timely |
bakımı | care |
TR Çalışanlarınızı güçlendirin, zamanında ve verilere dayalı bilgilerle bir adım önde olun
EN Let’s augment your workers, reveal timely data-driven insights and stay ahead of what’s next
turco | inglês |
---|---|
zamanında | timely |
verilere | data |
önde | ahead |
olun | stay |
TR İleri hatta çalışan personelinizin zamanında sezinlemesine, analiz etmesine ve eyleme geçmesine izin verin
EN Enable your front-line workers to sense, analyse and act in real-time
turco | inglês |
---|---|
çalışan | workers |
analiz | analyse |
ve | and |
TR Kargonuzun varış noktası neresi olursa olsun, her seferinde vaktinde, tam zamanında ulaşmasını garanti edecek özel demiryolu çözümlerimize ve büyük demiryolu operatörleriyle olan bağlantılarımıza güvenebilirsiniz.
EN Wherever your cargo is heading, you can rely on our tailored rail solutions and our connections with major rail operators to make sure your goods arrive on time, in time, every time.
turco | inglês |
---|---|
her | every |
zamanında | on time |
özel | tailored |
büyük | major |
TR Hava Taşımacılığı, kargonuzun her şeye rağmen zamanında teslim edilmesini garantileyerek, sefer süresindeki kaybı azaltabilir.
EN Air Freight can be a mitigation on lost transit time, making sure your cargo is delivered on time after all.
turco | inglês |
---|---|
her | all |
zamanında | on time |
teslim | delivered |
TR Zamanında alınması gereken onaylar, uyumluluk sertifikaları ve durmadan değişen yönetmelikler, gümrükleme işlemlerini zorlu bir iş gerekliliği haline getiriyor
EN Timely approvals, compliance certificates and ever-changing regulations make customs clearances a challenging business requirement
turco | inglês |
---|---|
zamanında | timely |
uyumluluk | compliance |
sertifikaları | certificates |
haline | make |
TR Birçok kanalda var olmalı, sürdürülebilirlik için ustalıkla stratejiler geliştirmeli, pazara zamanında ulaşmalı ve atmanız gereken bir sonraki adımınızı önceden görebilmelisiniz.
EN You must be present across multiple channels, craft strategies for sustainability, reach the market on time, and predict what your next move should be.
turco | inglês |
---|---|
sürdürülebilirlik | sustainability |
stratejiler | strategies |
zamanında | on time |
TR Koleksiyonlarınızın raflarda zamanında yer alabilmesi için ustalıkla çözümler üretme
EN Crafting solutions that enable your collections to hit the shelves on time
turco | inglês |
---|---|
zamanında | on time |
çözümler | solutions |
TR Otomobil bileşenlerini imal etmek işin bir tarafı ise, bunların dünyadaki pazarlarınıza zamanında teslim edilmesini sağlamak diğer tarafıdır
EN While manufacturing auto components is one thing, delivering them to your world markets on time is another
turco | inglês |
---|---|
ise | while |
zamanında | on time |
diğer | another |
TR Bir otomobilin üretim hattından tam zamanında çıkabilmesi için, bu bileşenlerin on binlerce adedi doğru yerde, doğru zamanda bir araya gelmelidir
EN Tens of thousands of these components need to culminate in the right place at the right time for an automobile to be rolled out just-in-time
turco | inglês |
---|---|
yerde | place |
zamanda | time |
TR Teknoloji ve Elektronik konusunda, bir sezonun kaçırılması ürünlerin neredeyse ıskartaya çıkarılması anlamına gelebileceğinden, ürünlerin varış noktasına zamanında ve planlanan şekilde ulaşması son derece önemlidir
EN For Technology and Electronics, it's key that products reach their destination on time and as planned as missing a season can deem the products near obsolete
turco | inglês |
---|---|
teknoloji | technology |
elektronik | electronics |
ürünlerin | products |
neredeyse | near |
zamanında | on time |
şekilde | as |
TR Bu kaotik ortamda müvekkillerin, ticari hedeflerini zamanında ve olabilecek en masrafsız biçimde gerçekleştirmelerini hedefler.
EN The firm maintains a strong focus on supporting clients to achieve their commercial objectives in these complex environments, on time and on budget.
turco | inglês |
---|---|
ticari | commercial |
zamanında | on time |
ve | and |
TR MİB?ler taleplerin alındığını bildirecek ve bu taleplere zamanında cevap vereceklerdir
EN The FIUs will acknowledge receipt of the requests and provide response in a timely manner
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
zamanında | timely |
cevap | response |
TR Bir bakışta siparişleri takip etmek için envanterinizi yönetin Envanterinizi her zaman takip ederken siparişlerinizin zamanında tamamlandığından emin olun
EN Make sure your orders are filled on time while keeping track of your inventory at all times
turco | inglês |
---|---|
etmek | make |
her | all |
zamanında | on time |
olun | are |
Mostrando 50 de 50 traduções