TR Her Sorunun Bir Çözümü Vardır
"her sorunun bir" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Her Sorunun Bir Çözümü Vardır
EN To Build A Legacy Of Excellence
TR Her Sorunun Bir Çözümü Vardır HTML Şablonu
EN Smart Design For New Retail HTML Template
turco | inglês |
---|---|
html | html |
TR Bu size her sorunun çözülüp çözülmediği konusunda daha iyi bir fikir verecek ve inatçı, tekrar eden sorunları belirlemenizi sağlayacaktır.
EN This will give you a better idea of whether every issue has been solved and it will allow you to identify stubborn, recurring problems.
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
size | you |
her | every |
fikir | idea |
sorunları | problems |
TR Bir sorununuz olduğunu bilmek bir şeydir, ancak sorunun etkisini azaltmanın bir yoluna sahip olmak tamamen farklı bir şeydir.
EN Knowing that you have an issue is one thing, but having a way to reduce the impact of the issue is an entirely different thing.
turco | inglês |
---|---|
etkisini | impact |
tamamen | entirely |
TR Bu sorunun cevabı duruma göre değişiklik gösterir! İster size doğru yolu göstermek, isterse de hataları ve sorunları çözmek olsun, size yardım eli uzatabilmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız
EN The answer depends on the situation! Whether to show you the right way, or solving the problems, we would help you out
turco | inglês |
---|---|
cevabı | answer |
size | you |
yolu | way |
sorunları | problems |
yardım | help |
isterse | or |
TR Bu sorunun cevabı duruma göre değişiklik gösterir! İster size doğru yolu göstermek, isterse de hataları ve sorunları çözmek olsun, size yardım eli uzatabilmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız
EN The answer depends on the situation! Whether to show you the right way, or solving the problems, we would help you out
turco | inglês |
---|---|
cevabı | answer |
size | you |
yolu | way |
sorunları | problems |
yardım | help |
isterse | or |
TR Bunu da sorunun bir parçası olarak görüyor musunuz? Dil, toplumsal değişimin önemli bir faktörüdür
EN Do you also see part of the problem here? Language is an essential factor of social change
turco | inglês |
---|---|
da | also |
parçası | part |
musunuz | do you |
dil | language |
toplumsal | social |
önemli | essential |
TR Herhangi bir sorunun üzerine tıklamak, etkilenen URL’lerin listesini gösterir.
EN Clicking on any issue shows you a list of the URLs affected.
turco | inglês |
---|---|
etkilenen | affected |
url | urls |
listesini | list |
gösterir | shows |
TR Belirli bir sorunun neden önemli olduğunu ve nasıl düzeltileceğini anlamak için metin ve video talimatlarını kullanın. SEO konusunda deneyimi olmayan geliştiricilerin veya küçük pazarlamacıların bile sorunları çözmesine olanak verin.
EN Use text and video instructions to understand why the specific issue is important and how to fix it. Delegate fixing issues to developers or junior marketers who have no experience with SEO.
turco | inglês |
---|---|
belirli | specific |
önemli | important |
metin | text |
video | video |
kullanın | use |
seo | seo |
olmayan | no |
veya | or |
sorunları | issues |
talimatları | instructions |
TR Kan ve diğer numunelerin toplandıkları anda etiketlenmesi, hasta güvenliğini arttırır ve yanlış tanımlama ile ilgili bir dizi sorunun önlenmesine yardımcı olur.
EN Discover what integrated technologies healthcare leaders are investing in to mobilise urgent care teams, automate more workflows and regain control of supply chains to better support clinicians and patients.
turco | inglês |
---|---|
diğer | more |
TR Belirli bir sorunun neden önemli olduğunu ve nasıl düzeltileceğini anlamak için metin ve video talimatlarını kullanın. SEO konusunda deneyimi olmayan geliştiricilerin veya küçük pazarlamacıların bile sorunları çözmesine olanak verin.
EN Use text and video instructions to understand why the specific issue is important and how to fix it. Delegate fixing issues to developers or junior marketers who have no experience with SEO.
turco | inglês |
---|---|
belirli | specific |
önemli | important |
metin | text |
video | video |
kullanın | use |
seo | seo |
olmayan | no |
veya | or |
sorunları | issues |
talimatları | instructions |
TR Ayrıca çözülmesi gereken sorunun tanımını yaptık ve bir çözüm bulduk
EN We also came up with a definition of the problem that needed to be solved and a solution
turco | inglês |
---|---|
ayrıca | also |
gereken | needed |
çözüm | solution |
TR Kan ve diğer numunelerin toplandıkları anda etiketlenmesi, hasta güvenliğini arttırır ve yanlış tanımlama ile ilgili bir dizi sorunun önlenmesine yardımcı olur.
EN Discover what integrated technologies healthcare leaders are investing in to mobilise urgent care teams, automate more workflows and regain control of supply chains to better support clinicians and patients.
turco | inglês |
---|---|
diğer | more |
TR Peki daha önce buraya gelip yaşamaya başlamış olan expat’lar yeni ülkelerini nasıl değerlendiriyorlar? Expat’lar ağı InterNations bu sorunun cevabını aradı ve kendi açıklamasına göre 3,5 milyon üyesi arasında bir anket yaptı
EN So how do expats already living in the country rate their new home towns? That’s something the InterNations expat network aimed to find out by conducting a survey among the 3.5 million members it claims to have
turco | inglês |
---|---|
lar | s |
yeni | new |
ağı | network |
milyon | million |
anket | survey |
TR Ayrıca çözülmesi gereken sorunun tanımını yaptık ve bir çözüm bulduk
EN We also came up with a definition of the problem that needed to be solved and a solution
turco | inglês |
---|---|
ayrıca | also |
gereken | needed |
çözüm | solution |
TR Bir dizi akıllı sistemde yanlılık ve ayrımcılık örnekleri, yapay zekanın kullanımı ile ilgili birçok etik sorunun ortaya çıkmasına neden oldu
EN Instances of bias and discrimination across a number of intelligent systems have raised many ethical questions regarding the use of artificial intelligence
turco | inglês |
---|---|
akıllı | intelligent |
ayrımcılık | discrimination |
etik | ethical |
TR Bağımlı kişi bir sorunun varlığını kabul etsin ya da etmesin, bireysel durumlarına olumlu değişiklikler getirmede birbirlerini desteklerler
EN They support each other in bringing positive changes to their individual situations, whether or not the addict admits the existence of a problem or seeks help
turco | inglês |
---|---|
olumlu | positive |
değişiklikler | changes |
TR Covid-19 salgınında yeni vaka sayısında yükseliş yaşayan Çin'in en büyük Apple üretim fabrikası Foxconn, maaş ödemelerinin gecikmeleriyle ilgili yaşanan sorunun "teknik bir hatadan" kaynaklandığını belirterek özür diledi.
EN The free app of the wildly popular chatbot from OpenAI boasts new features like asking questions using your voice.
TR Bir sorunun nasıl çözüleceğini göstermenin, müşterileri başarıya yönlendirmenin en iyi yolu olduğuna inanıyoruz
EN We believe that showing how to solve a problem is the best way to guide customers towards success
TR Eğer aradığınız sorunun cevabını bulamazsanız, bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin lütfen.
EN If you don't find what you're looking for, don't hesitate to get in touch with us.
turco | inglês |
---|---|
eğer | if |
bizimle | with us |
TR Bu şekilde, müşteriler tarafından boğulmak yerine sorunun çözümüne odaklanabilirsiniz.
EN This way you can focus on the problem resolution instead of being flooded by customers.
turco | inglês |
---|---|
şekilde | way |
müşteriler | customers |
TR Yanıt tatmin edici değilse, sorunun daha fazla araştırılmasına olanak sağlayacak ek bilgi veya ayrıntılarla yanıt vermeniz yeterlidir.
EN If the response is not satisfactory, simply respond with additional information or detail that will allow for further investigation of the issue.
turco | inglês |
---|---|
bilgi | information |
veya | or |
TR Aradığın sorunun cevabı aşağıdaki sayfalarda olabilir. Değişiklik/iade kuralları, bagaj hakkı, koltuk ücretleri ve hizmetlerle ilgili diğer birçok bilgiye web sitemizin ilgili sayfalarından ulaşabilirsin.
EN The answer to your question may be found in the following pages. You can find change/cancel&refund rules, baggage allowance, seat charges and many other information about services from the relevant pages of our website.
turco | inglês |
---|---|
cevabı | answer |
değişiklik | change |
kuralları | rules |
bagaj | baggage |
koltuk | seat |
diğer | other |
birçok | many |
bilgiye | information |
web | website |
TR Bu şekilde, müşteriler tarafından boğulmak yerine sorunun çözümüne odaklanabilirsiniz.
EN This way you can focus on the problem resolution instead of being flooded by customers.
turco | inglês |
---|---|
şekilde | way |
müşteriler | customers |
TR Aradığın sorunun cevabı aşağıdaki sayfalarda olabilir. Değişiklik/iade kuralları, bagaj hakkı, koltuk ücretleri ve hizmetlerle ilgili diğer birçok bilgiye web sitemizin ilgili sayfalarından ulaşabilirsin.
EN The answer to your question may be found in the following pages. You can find change/cancel&refund rules, baggage allowance, seat charges and many other information about services from the relevant pages of our website.
turco | inglês |
---|---|
cevabı | answer |
değişiklik | change |
kuralları | rules |
bagaj | baggage |
koltuk | seat |
diğer | other |
birçok | many |
bilgiye | information |
web | website |
TR Yanıt tatmin edici değilse, sorunun daha fazla araştırılmasına olanak sağlayacak ek bilgi veya ayrıntılarla yanıt vermeniz yeterlidir.
EN If the response is not satisfactory, simply respond with additional information or detail that will allow for further investigation of the issue.
turco | inglês |
---|---|
bilgi | information |
veya | or |
TR Bildirilen sorunun çözüldüğünü görmek için RNH'yi sürekli olarak izleriz
EN We are continuously monitoring RNH to see that the reported issue has been resolved.
turco | inglês |
---|---|
sürekli | continuously |
TR Sorunun kaynağı esas olarak tarım
EN This is mainly due to agriculture
turco | inglês |
---|---|
olarak | to |
tarım | agriculture |
TR Ziraat bilimleri pek çok küresel sorunun anahtarı durumunda: Cevap aranan konular gıda güvenliği, sağlıklı beslenme, kaynakların korunması, iklimin ve çevrenin korunması, hayvan sağlığı
EN Agricultural science is the key to many global issues: it focuses on food security, healthy nutrition, preserving resources, climate and environmental protection and animal welfare
turco | inglês |
---|---|
bilimleri | science |
küresel | global |
anahtarı | key |
konular | issues |
gıda | food |
sağlıklı | healthy |
beslenme | nutrition |
hayvan | animal |
kaynakları | resources |
TR Dünyanın 42 ülkesinde insanlar anadil olarak Almanca konuşuyor. Peki nasıl oluyor? Sizin için bu sorunun yanıtını veriyoruz.
EN People speak German as their mother tongue in 42 countries around the world. Why is that? We trace the reasons for you.
turco | inglês |
---|---|
dünyanın | world |
insanlar | people |
TR Alman polisi nasıl çalışıyor? Bu sorunun cevabını verebilecek ve uluslararası başarıya ulaşmış polisiye yapımları tanıtıyoruz.
EN How do the German police work? Let us tell you which internationally successful crime series can answer this question.
turco | inglês |
---|---|
alman | german |
çalışıyor | work |
bu | this |
uluslararası | internationally |
TR Küresel Amaçlar'ı, billboardlarda, her TV kanalı ve radyo istasyonunda, her sinema ve sınıfta, her toplulukta ve her cep telefonunda göstermek için çalışıyoruz
EN We’re working to get the Global Goals onto every website and billboard, broadcast on every TV station and radio station, in every cinema and classroom, pinned to every community noticeboard and sent to every mobile phone
turco | inglês |
---|---|
küresel | global |
tv | tv |
radyo | radio |
cep | mobile |
TR Zebra'nın güçlü yazılım çözümleri, personelinizin envanter ve varlıkları her zaman, her yerde takip etmesini sağlar; böylece her zaman, her yerde üstün konuk deneyimi sunabilirler.
EN Zebra’s powerful software solutions enable your staff to track inventory and assets anytime, anywhere—so they can deliver a great guest experience anytime, anywhere.
turco | inglês |
---|---|
güçlü | powerful |
yazılım | software |
çözümleri | solutions |
envanter | inventory |
ve | and |
takip | track |
sağlar | enable |
böylece | so |
konuk | guest |
deneyimi | experience |
TR Her adımda ödeme alın: Her yeni satış için 200$, her yeni deneme için 10$, her yeni kayıt için 0,01$ kazanın
EN Get paid every step of the way: Earn $200 for every new sale, $10 for every new trial, $0.01 for every new sign-up
turco | inglês |
---|---|
ödeme | paid |
alın | get |
yeni | new |
satış | sale |
deneme | trial |
kazanın | earn |
TR Her adımda ödeme alın: Her yeni satış için 200$, her yeni deneme için 10$, her yeni kayıt için 0,01$ kazanın
EN Get paid every step of the way: Earn $200 for every new sale, $10 for every new trial, $0.01 for every new sign-up
TR Her katılımcının ayrı bir kanal veya parça halinde kaydedildiği kayıtlarda, Sonix her kanalı ayrı ayrı tanıyacak ve ardından her kaydı tek bir transkripte birleştirecektir.
EN In recordings where each participant is recorded in a separate channel or track, Sonix will recognize each channel separately and then combine each recording into one transcript.
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
kaydı | recording |
TR Her katılımcının ayrı bir kanala veya parçaya kaydedildiği kayıtlarda, Sonix her kanalı ayrı ayrı tanıyacak ve ardından her kaydı tek bir transkripte birleştirecektir..
EN In recordings where each participant is recorded in a separate channel or track, Sonix will recognize each channel separately and then combine each recording into one transcript.
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
kanalı | channel |
kaydı | recording |
TR Her gün, iki günde bir, her hafta veya her ay trend konulara bakmak için e-posta bildirimlerini ayarlayın
EN Set up email alerts to keep an eye on trending topics every day, every 2 days, every week or every month
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
ay | month |
trend | trending |
e-posta |
TR Her gün, iki günde bir, her hafta veya her ay trend konulara bakmak için e-posta bildirimlerini ayarlayın
EN Set up email alerts to keep an eye on trending topics every day, every 2 days, every week or every month
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
ay | month |
trend | trending |
e-posta |
TR Paylaşım merkezinize ve diğer birçok işlev ve hizmete erişimin kilidini açın. Merkezi bir DMG MORI Hesabı ile tüm hizmetleri günün her saati her yerden ve her cihazla kullanabilirsiniz.
EN Unlock access to your Share Hub and many other functions and services. With a central DMG MORI Account, you can use all services around the clock from anywhere and with any device.
TR Her yerde, her zaman, her cihazda uzaktan çalışmayı basitleştirin
EN Simplify remote work anywhere, anytime, on any device
turco | inglês |
---|---|
uzaktan | remote |
TR Her günün her saniyesinde yeni bilgiler oluşturulurken, yeni yayın medyasının, çevrimiçi akışların ve sosyal medyanın her parçasını analiz etmek ve işlemek ezici olabilir
EN With new information being created every second of every day, analyzing and processing every bit of new broadcast media, online streams, and social media can be overwhelming
turco | inglês |
---|---|
her | every |
yeni | new |
bilgiler | information |
çevrimiçi | online |
ve | and |
analiz | analyzing |
ın | of |
TR "Her şey değişimdir, her şey yerini verir, her şey gelir geçer"
EN “All is change, all yields its place, all comes and goes”
turco | inglês |
---|---|
gelir | comes |
TR Her Tehdit, Her Zaman, Her Yerde. Çevrimiçi Güvenliğin İdeal Hali.
EN Any Threat, Anytime, Anywhere. Online Security, Done Right.
turco | inglês |
---|---|
tehdit | threat |
TR Türkiye’de 0-8 yaş grubunda çocuğu olan her 4 ebeveynden 3’ü çocuğuna duygusal şiddet, her 4'ünden 1’i ise fiziksel şiddet uyguluyor. Her birey ve...
EN In Turkey, 3 in every 4 parents with children aged 0 to 8 use emotional violence, 1 in 4 use physical violence against their children. Every...
turco | inglês |
---|---|
türkiye | turkey |
yaş | aged |
duygusal | emotional |
şiddet | violence |
fiziksel | physical |
TR Her barkodu, her yerde ve her koşulda okuyun
EN Scan anything, anywhere—no matter what
TR Her barkodu, her yerde ve her koşulda okuyun
EN Scan anything, anywhere—no matter what
TR Her Tehdit, Her Zaman, Her Yerde. Çevrimiçi Güvenliğin İdeal Hali.
EN Any Threat, Anytime, Anywhere. Online Security, Done Right.
turco | inglês |
---|---|
tehdit | threat |
TR Her yeni satış için 200$, her yeni deneme için 10$, her yeni kayıt için 0,01$ kazanın
EN Earn $200 for every new sale, $10 for every new trial, $0.01 for every new sign-up
turco | inglês |
---|---|
yeni | new |
satış | sale |
deneme | trial |
kazanın | earn |
TR Her yerde, her zaman, her cihazda uzaktan çalışmayı basitleştirin
EN Simplify remote work anywhere, anytime, on any device
turco | inglês |
---|---|
uzaktan | remote |
Mostrando 50 de 50 traduções