TR Bunu yaparken aynı bölgede ve aynı tür cihazda olduğunuzdan emin olun!
"bunu yaparken aynı" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Bunu yaparken aynı bölgede ve aynı tür cihazda olduğunuzdan emin olun!
EN Make sure you’re in the same region and on the same type of device if you do this!
turco | inglês |
---|---|
ve | and |
tür | type |
TR Bir niteliğin tanımladığı sabiti bir sınıf uyumluluk kurallarına (aynı görünürlük, aynı ilk değer ve aynı sonuç) uymadan aynı isimle tekrar tanımlayamaz, aksi takdirde ölümcül hata oluşur.
EN If a trait defines a constant then a class can not define a constant with the same name unless it is compatible (same visibility, initial value, and finality), otherwise a fatal error is issued.
TR Üyeler Konaklama için rezervasyon yaparken geçerli bir ALL-Accor Live Limitless sadakat programı üyelik numarası sunmalıdır. Her bir Konaklama için giriş yaparken Katılımcı Otel’in resepsiyon masası üyelik kartını isteyecektir.
EN Members must provide a valid ALL-Accor Live Limitless loyalty programme membership number when making a booking for a Stay. The membership card will be required by the reception desk of the Participating Hotel at time of check-in for each Stay.
turco | inglês |
---|---|
konaklama | stay |
rezervasyon | booking |
geçerli | valid |
live | live |
limitless | limitless |
sadakat | loyalty |
programı | programme |
üyelik | membership |
katılımcı | members |
otel | hotel |
kartı | card |
TR Karar almanızı yavaşlatmak için bilinçli bir çaba göstermek ve bunu yaparken olası en geniş değişkenler grubuna ya da en geniş aday seçeneklerine bakıp bakmadığınız yönünde kendinizi tekrar tekrar sorgulamak
EN Taking a conscious effort to slow down your decision making and in doing so repeatedly question yourself as to whether you?re looking at the widest group of possible variables or the broadest choice of candidates
turco | inglês |
---|---|
karar | decision |
çaba | effort |
olası | possible |
kendinizi | yourself |
tekrar | re |
TR Bu Gizlilik Politikasını herhangi bir zamanda değiştirme hakkımızı saklı tutuyoruz, ancak bunu yaparken sizi bilgilendirecek ve yaptığımız değişiklikleri vurgulayacağız
EN We reserve the right to change this Privacy Policy at any time, but we will inform you when we are doing so, and highlight the changes we are making
turco | inglês |
---|---|
politikasını | policy |
zamanda | time |
yaparken | when |
değişiklikleri | changes |
TR Yatırım geri dönüşlerini optimize etmeye çalışan, bunu yaparken de kurumsal yatırımcı müşterilerimizin risk toleranslarını dikkate alan yenilikçi çözümlerden oluşan bir yelpaze sunuyoruz. Daha Fazla Bilgi Edin
EN We provide a range of innovative solutions that strive to optimise investment returns, taking into account the risk tolerances of our institutional investor clients. Learn More
turco | inglês |
---|---|
yatırım | investment |
optimize | optimise |
kurumsal | institutional |
risk | risk |
yenilikçi | innovative |
bilgi | learn |
TR Yerel çevrenin tadını çıkarın ve bunu yaparken Zindelik rehberlerimiz ile formda kalın
EN Take in the local sites and stay fit while doing so with our Vitality guides
turco | inglês |
---|---|
yerel | local |
bunu | the |
yaparken | while |
kalın | stay |
TR Bunu yaparken varoluşumuzdan bu yana bize ışık tutan değerlerimizle işimize anlam katarız.
EN In the process, we add meaning to our work with our values, which have been our guiding light since our establishment.
turco | inglês |
---|---|
bunu | the |
ışık | light |
TR Bunu yaparken herkesten gönderi paylaşırken üç aşamalı bir plana uymalarını isteriz:
EN When doing so, we ask everyone to follow a three-point plan when posting:
turco | inglês |
---|---|
yaparken | when |
plana | plan |
TR Yatırım geri dönüşlerini optimize etmeye çalışan, bunu yaparken de kurumsal yatırımcı müşterilerimizin risk toleranslarını dikkate alan yenilikçi çözümlerden oluşan bir yelpaze sunuyoruz. Daha Fazla Bilgi Edin
EN We provide a range of innovative solutions that strive to optimise investment returns, taking into account the risk tolerances of our institutional investor clients. Learn More
turco | inglês |
---|---|
yatırım | investment |
optimize | optimise |
kurumsal | institutional |
risk | risk |
yenilikçi | innovative |
bilgi | learn |
TR Bu Gizlilik Politikasını herhangi bir zamanda değiştirme hakkımızı saklı tutuyoruz, ancak bunu yaparken sizi bilgilendirecek ve yaptığımız değişiklikleri vurgulayacağız
EN We reserve the right to change this Privacy Policy at any time, but we will inform you when we are doing so, and highlight the changes we are making
turco | inglês |
---|---|
politikasını | policy |
zamanda | time |
yaparken | when |
değişiklikleri | changes |
TR Fotoğraf ve video çekerken veya 3D tarama yaparken başkalarının gizliliğine saygı gösterin. Birisi sizden resmini veya videosunu silmenizi isterse, lütfen bunu yapın.
EN Respect the privacy of others when taking photos, videos or 3D scans. If someone asks you to delete their picture or video, please do so.
turco | inglês |
---|---|
fotoğraf | photos |
yaparken | when |
saygı | respect |
birisi | someone |
yapın | do |
ın | of |
TR Bunu yaparken, eğlence, merak, rahatlama, bağlantı, meydan okuma, yaratıcılık ve katkı ihtiyaçlarımızı karşılamak için yeni, zenginleştirici yollar buluyoruz
EN In doing so, we find new, enriching avenues for meeting our needs for entertainment, curiosity, relaxation, connection, challenge, creativity, and contribution
turco | inglês |
---|---|
eğlence | entertainment |
bağlantı | connection |
yeni | new |
ihtiyaçları | needs |
TR Bunu yaparken, deneyimimizin tüm yelpazesini daha iyi deneyimleyebilir ve bunlarla etkileşim kurabiliriz.
EN In doing so, we are better able to experience and engage with the full spectrum of our experience.
turco | inglês |
---|---|
tüm | full |
ve | and |
etkileşim | engage |
TR Bunu yaparken araç değiştirmek zorunda kalmadan düzgünleştirme veya köşe noktalarını oluşturun, açıp kapatın, düzenleyin, ekleyin veya çıkarın.
EN While doing so, create, toggle, edit, add, or remove smooth or corner points without ever having to switch tools.
TR Todoist bilgini test et ve bunu yaparken bir kaç ipucu öğren.
EN Test your Todoist knowledge and pick up a few tricks along the way.
TR Photoshop'ta görüntülerinizi kolayca yeniden boyutlandırmayı öğrenin ve bunu yaparken kaliteden ödün vermeyin!
EN Learn how to easily resize your images in Photoshop and that too without losing quality!
TR Yukarıda açıklandığı gibi, toplam cep telefonu kullanıcılarının yaklaşık yarısı alışveriş yaparken cep telefonu kullanıyor ve bunların %40'ı bunu fiyatları karşılaştırmak için yapıyor.
EN As described above, around half of the total mobile phone users use mobile while shopping – among which 40% do it to compare prices.
TR Belirli üyelerle düzenli sosyal yardım aramaları yapmayı deneyebilir ve ayarlayabilirsiniz. Belki her hafta aynı gün aynı saatte aynı kişiyi ararsınız. Belki de sponsorunuzla günlük bir görüşme ayarladınız.
EN You can try and set up regular outreach calls with specific members. Maybe you call the same person on the same day at the same time every week. Maybe you set up a daily call with your sponsor.
turco | inglês |
---|---|
belirli | specific |
düzenli | regular |
aramaları | calls |
belki | maybe |
TR Bir SERP denetleyicisi, aynı arama motorunu birden fazla TLD (konum) için kontrol etmenize olanak tanıyacağından, arama yaparken daha doğru yerel ve küresel sonuçlar almanıza da olanak tanır
EN A SERP checker will also allow you to get more accurate local and global results when conducting searches, as they will allow you to check the same search engine for multiple TLDs (locations)
turco | inglês |
---|---|
yerel | local |
küresel | global |
sonuçlar | results |
TR Evet, yapabilirsin. Ve bunu yapmak çok kolay. Zoom toplantı video kaydınızı Sonix'e yüklemeniz yeterlidir. İşte bu! En son konuşma-metne algoritmalarımız bunu sizin için otomatik olarak yazıya dökecektir.
EN Yes, you can. And it's easy to do this. Simply upload your Zoom meeting video recording to Sonix. That's it! Our cutting-edge speech-to-text algorithms will automatically transcribe it for you.
turco | inglês |
---|---|
kolay | easy |
zoom | zoom |
toplantı | meeting |
sonix | sonix |
TR Bunu dünya genelindeki müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılayan gıda proses ve paketleme çözümleri geliştirirken, bunu sürdürülebilir bir yolla yapma konusunda kararlı kalarak yapıyoruz
EN We do this by developing food processing and packaging solutions that meet the needs of our customers around the world, while remaining dedicated to doing that in a sustainable way
turco | inglês |
---|---|
dünya | world |
gıda | food |
paketleme | packaging |
çözümleri | solutions |
sürdürülebilir | sustainable |
ihtiyaçları | needs |
TR Bunu tamamen kendi takdirimize bağlı olarak yapıyoruz, çünkü genellikle bunu yapmanın topluluğa bir bütün olarak daha fazla değer katacağına inanıyoruz
EN We do this entirely at our own discretion, usually because we believe doing so will add greater value to the community as a whole
TR Bunu tamamen kendi takdirimize bağlı olarak yapıyoruz, çünkü genellikle bunu yapmanın topluluğa bir bütün olarak daha fazla değer katacağına inanıyoruz
EN We do this entirely at our own discretion, usually because we believe doing so will add greater value to the community as a whole
TR Bunu tamamen kendi takdirimize bağlı olarak yapıyoruz, çünkü genellikle bunu yapmanın topluluğa bir bütün olarak daha fazla değer katacağına inanıyoruz
EN We do this entirely at our own discretion, usually because we believe doing so will add greater value to the community as a whole
TR Bunu tamamen kendi takdirimize bağlı olarak yapıyoruz, çünkü genellikle bunu yapmanın topluluğa bir bütün olarak daha fazla değer katacağına inanıyoruz
EN We do this entirely at our own discretion, usually because we believe doing so will add greater value to the community as a whole
TR Bunu tamamen kendi takdirimize bağlı olarak yapıyoruz, çünkü genellikle bunu yapmanın topluluğa bir bütün olarak daha fazla değer katacağına inanıyoruz
EN We do this entirely at our own discretion, usually because we believe doing so will add greater value to the community as a whole
TR Bunu tamamen kendi takdirimize bağlı olarak yapıyoruz, çünkü genellikle bunu yapmanın topluluğa bir bütün olarak daha fazla değer katacağına inanıyoruz
EN We do this entirely at our own discretion, usually because we believe doing so will add greater value to the community as a whole
TR Bunu tamamen kendi takdirimize bağlı olarak yapıyoruz, çünkü genellikle bunu yapmanın topluluğa bir bütün olarak daha fazla değer katacağına inanıyoruz
EN We do this entirely at our own discretion, usually because we believe doing so will add greater value to the community as a whole
TR Bunu tamamen kendi takdirimize bağlı olarak yapıyoruz, çünkü genellikle bunu yapmanın topluluğa bir bütün olarak daha fazla değer katacağına inanıyoruz
EN We do this entirely at our own discretion, usually because we believe doing so will add greater value to the community as a whole
TR Standart ürünlerimizin bir müşterinin ihtiyacını karşılamaması durumunda, bunu karşılayan modifiye veya özel servo sürücü çözümleri oluşturmaya hazırız ve bunu yapabiliyoruz.
EN In the event that our standard products don't meet a customer’s need, then we’re ready and able to create modified or custom servo drive solutions that do.
TR E-kitap okuyucunuzda bunu kapatmak isterseniz, https://www.kobo.com/privacyadresini ziyaret ederek bunu yapabilirsiniz.
EN If you would like to turn it off on your eReader, you may do so by visiting https://www.kobo.com/privacy.
TR Samsung, ekran boyutu tercihlerinizden bağımsız olarak aynı akıllı telefon deneyimini sağlamaya çalışıyor gibi görünüyor ve Galaxy S8'in özellikleri bunu ele veriyor. Bunlar size tanıdık geliyor mu?
EN Samsung seems to have gone all-out to provide the same smartphone experience regardless of your screen size preferences, and the Galaxy S8's specs bear that out. Any of this look familiar?
turco | inglês |
---|---|
samsung | samsung |
ekran | screen |
boyutu | size |
deneyimini | experience |
s | s |
tanıdık | familiar |
TR Android ve diğer mobil cihazlarda da aynı uygulama geçerlidir ancak bunu yaptıktan sonra hiçbir şey olmazsa QR Kodu taramanın etkin olup olmadığını görmek için ayarlarınızı kontrol etmeniz gerekebilir
EN Same for Android or other mobile devices, except that if nothing happened, you may want to check your settings and see if QR Code scanning is enabled
turco | inglês |
---|---|
android | android |
diğer | other |
mobil | mobile |
cihazlarda | devices |
aynı | same |
ancak | you |
qr | qr |
kodu | code |
olup | if |
görmek | see |
ayarlarını | settings |
TR Samsung, ekran boyutu tercihlerinizden bağımsız olarak aynı akıllı telefon deneyimini sağlamaya çalışıyor gibi görünüyor ve Galaxy S8'in özellikleri bunu ele veriyor. Bunlar size tanıdık geliyor mu?
EN Samsung seems to have gone all-out to provide the same smartphone experience regardless of your screen size preferences, and the Galaxy S8's specs bear that out. Any of this look familiar?
turco | inglês |
---|---|
samsung | samsung |
ekran | screen |
boyutu | size |
deneyimini | experience |
s | s |
tanıdık | familiar |
TR Bunu, Google gibi bir arama motoru kullanarak kendiniz manuel olarak aynı aramayı yaparak yapabilirsiniz
EN You can do this by conducting an identical search yourself manually using a search engine like Google
turco | inglês |
---|---|
bunu | this |
motoru | engine |
kendiniz | yourself |
manuel | manually |
TR Tasarımdaki elemanları yeni boyuta uyacak şekilde ayarlayın. Bunu mevcut olan her tür banner ile yapabilir ve aynı zamanda marka içinde kalabilirsiniz.
EN Adjust the elements in the design to fit the new size. You can do this with all the types of banners available and stay on brand at the same time.
TR Evet, Google Authenticator uygulamasını aynı anda birden fazla cihazda kullanabilirsiniz. Bunu yapmak için, kullanmak istediğiniz tüm cihazlara hesaplarınızı eklemeli ve her birinde ayrı ayrı yapılandırmalısınız.
EN Yes, you can use Google Authenticator on more than one device at a time. To do this you must add your accounts on all the devices you want to use and configure them individually on each one.
TR Google Ads aracılığıyla, aynı anahtar kelime için aynı organik arama trafiğini elde etmek için yapılan tahmini harcama.
EN The estimated spend on acquiring the same amount of organic search traffic for the same keywords through Google Ads.
turco | inglês |
---|---|
ads | ads |
organik | organic |
tahmini | estimated |
TR Açık erişimli hale gelen dergiler aynı titiz editoryal standartlara sahip olmaya devam edecektir. Derginin ana sayfasında belirli değişimler listelenmediği müddetçe Editör ve Editörlük Kurulu aynı kalacaktır.
EN Journals changing to open access will continue to maintain the same rigorous editorial standards. The Editor and Editorial Board will remain unchanged, unless there are specific alterations listed on the journal homepage.
turco | inglês |
---|---|
açık | open |
gelen | to |
dergiler | journals |
editoryal | editorial |
standartlara | standards |
devam | continue |
edecektir | will |
derginin | journal |
belirli | specific |
editör | editor |
ve | and |
kurulu | board |
TR Evercookie bu verileri aldıktan sonra, özel HTTP çerezini siler ve aynı dosyaya aynı isteği oluşturur ancak içine herhangi bir kullanıcı bilgisi koymaz
EN After evercookie got this data, it erases the special HTTP cookie and creates the identical request to the same file but doesn't put any user information in it
turco | inglês |
---|---|
bu | this |
özel | special |
http | http |
isteği | request |
oluşturur | creates |
kullanıcı | user |
TR Halihazırda güvendiğiniz Eaton adaptörleri bu kaplamayla da aynı görünecek ve aynı performansı gösterecektir.
EN The Eaton adaptors you rely on today will look, feel and perform exactly the same.
turco | inglês |
---|---|
eaton | eaton |
TR Aynı klasörden birden çok transkripti aynı anda dışa aktarın. Sınır yok.
EN Export multiple transcripts from the same folder at the same time. No limits.
turco | inglês |
---|---|
çok | multiple |
aktarın | export |
yok | no |
TR Evet, otomatik çeviri ekstra bir ücrettir. Bu, transkripsiyon oranınızla aynı oranda ücretlendirilir. Aynı hizalama ve yanma alt yazı için de geçerlidir.
EN Yes, automated translation is an extra charge. It is charged at the same rate as your transcription rate. The same applies to alignment and burn-in subtitling.
turco | inglês |
---|---|
otomatik | automated |
çeviri | translation |
ekstra | extra |
transkripsiyon | transcription |
geçerlidir | applies |
oranını | rate |
TR AWS Lambda konsolundan bir Lambda işlevini seçip aynı hesabın sahibi olduğu bir Amazon Kinesis akışıyla ilişkilendirebilirsiniz. Aynı işlemi AWS SDK ve CLI aracılığıyla da gerçekleştirebilirsiniz.
EN From the AWS Lambda console, you can select a Lambda function and associate it with an Amazon Kinesis stream owned by the same account. This same functionality is also available through the AWS SDK and CLI.
turco | inglês |
---|---|
aws | aws |
lambda | lambda |
olduğu | is |
amazon | amazon |
kinesis | kinesis |
sdk | sdk |
cli | cli |
TR Uzantılar, Lambda işleviyle aynı ortam içinde yürütüldüğünden, işlev ile aynı kaynaklara erişime sahiptir ve izinler, işlev ile uzantı arasında paylaşılır
EN Because Extensions are executed within the same environment as a Lambda function, they have access to the same resources as the function, and permissions are shared between the function and the extension
turco | inglês |
---|---|
uzantılar | extensions |
lambda | lambda |
ortam | environment |
işlev | function |
kaynaklara | resources |
erişime | access |
TR Yazılımı aynı ev içerisinde bulunan 3 (üç) bilgisayara veya aynı organizasyona ait 1 (bir) bilgisayara kurun ve kullanın.
EN Install and use one copy of the Software on up to 3 (three) computers that belong to the same family household or on 1 (one) computer that belongs to an organization.
turco | inglês |
---|---|
yazılımı | software |
veya | or |
kurun | install |
kullanın | use |
TR Federal hükümet, yasal asgari ücret, yönetim pozisyonlarında kadınlar için kota ve şirketlerdeki aynı faaliyetler için aynı ücret gibi uygulamalar getirdi.
EN The Federal Government has introduced a statutory minimum wage, a quota of women for leadership positions and equal pay for equal jobs within a company.
turco | inglês |
---|---|
federal | federal |
hükümet | government |
yasal | statutory |
kadınlar | women |
TR Aynı zamanda, FATF bu tür vakaları belgelemeye ve aynı zamanda sivil alanı daha iyi koruyabilmesi için kılavuzunu yeniden düzenlemeye başlamıştır
EN At the same time, the FATF has started to document such cases and also to reform its guidance so that it can better protect civic space
turco | inglês |
---|---|
zamanda | time |
alanı | space |
TR Hangi modeli seçerseniz seçin, aynı sağlam tasarıma, CPU platformuna, aynı kullanıcı deneyimine ve tüm uygulamalarınız için sürekli desteğe sahip olursunuz.
EN No matter which model you choose, you get the same great rugged design, CPU platform, common user experience and consistent support for all of your applications.
turco | inglês |
---|---|
modeli | model |
seçin | choose |
tasarıma | design |
cpu | cpu |
platformuna | platform |
kullanıcı | user |
deneyimine | experience |
tüm | all |
uygulamaları | applications |
Mostrando 50 de 50 traduções