TR Eylül 1948’den itibaren parlamenter konsey Bonn’da anayasa üzerinde çalışıyordu
"anayasa üzerinde çalışıyordu" em turco pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases inglês:
TR Eylül 1948’den itibaren parlamenter konsey Bonn’da anayasa üzerinde çalışıyordu
EN The Parliamentary Council had been drafting the Basic Law in Bonn since September 1948
turco | inglês |
---|---|
eylül | september |
TR Anayasa: “Anayasa Öğrencisi” gençler
EN Basic Law: young people learn about the constitution
TR Memleketimde güvenli ve sakin bir hayat yaşıyorduk. Ben, senelerdir öğretmenlik yapıyordum; eşim de taksi şoförü olarak çalışıyordu. Çocuklarım okullarına gidip geliyordu; komşularımla iyi geçiniyordum. Akıp gidiyordu hayatımız.
EN We were living a safe and quiet life in our country. I was working as a teacher and my husband was working as a taxi driver. My children were going to the school and I had good relations with my neighbors. Our lives were just going by.
turco | inglês |
---|---|
güvenli | safe |
iyi | good |
mı | my |
TR Memleketimde güvenli ve sakin bir hayat yaşıyorduk. Ben, senelerdir öğretmenlik yapıyordum; eşim de taksi şoförü olarak çalışıyordu. Çocuklarım okullarına gidip geliyordu; komşularımla iyi geçiniyordum. Akıp gidiyordu hayatımız.
EN We were living a safe and quiet life in our country. I was working as a teacher and my husband was working as a taxi driver. My children were going to the school and I had good relations with my neighbors. Our lives were just going by.
turco | inglês |
---|---|
güvenli | safe |
iyi | good |
mı | my |
TR Wunder, çalışanlarının faailyetlerini yürüttüğü çeşitli ülkelerde VPN çözümleri entegre etmeye çalışıyordu - bir kısmı ticari olarak yönetilen diğerleriyse kendini yöneten çözümlerdi
EN Wunder was implementing several different VPN solutions in various countries where employees worked from - some of which were commercially managed, while others were self-managed
turco | inglês |
---|---|
vpn | vpn |
çözümleri | solutions |
yönetilen | managed |
kendini | self |
TR Alman Anayasa Mahkemesi, yasama erkinin, bir triyaj durumunda engelli insanları korumaya yönelik önlem almak zorunda olduğuna hükmetti.
EN Cross-party support for Frank-Walter Steinmeier is growing. He is likely to remain Germany’s federal president for another five years.
turco | inglês |
---|---|
alman | germany |
TR Sektör hukuki açıdan; kamu hukuku, özel hukuk ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlara ilişkin yasalar ve anayasa hukuku ile iç içe geçmiş unsurlarla muhataptır.
EN As a result, legal issues in this context bring closely intertwined elements of public, private, non-profit and constitutional law.
turco | inglês |
---|---|
kamu | public |
özel | private |
kâr | profit |
TR Memleketimde güvenli ve sakin bir hayat yaşıyorduk. Ben, senelerdir öğretmenlik yapıyordum; eşim de taksi şoförü olarak çalışıyordu. Çocuklarım okullarına gidip geliyordu; komşularımla iyi geçiniyordum. Akıp gidiyordu hayatımız.
EN We were living a safe and quiet life in our country. I was working as a teacher and my husband was working as a taxi driver. My children were going to the school and I had good relations with my neighbors. Our lives were just going by.
turco | inglês |
---|---|
güvenli | safe |
iyi | good |
mı | my |
TR Memleketimde güvenli ve sakin bir hayat yaşıyorduk. Ben, senelerdir öğretmenlik yapıyordum; eşim de taksi şoförü olarak çalışıyordu. Çocuklarım okullarına gidip geliyordu; komşularımla iyi geçiniyordum. Akıp gidiyordu hayatımız.
EN We were living a safe and quiet life in our country. I was working as a teacher and my husband was working as a taxi driver. My children were going to the school and I had good relations with my neighbors. Our lives were just going by.
turco | inglês |
---|---|
güvenli | safe |
iyi | good |
mı | my |
TR Anayasa Mahkemesi, Kamuya Açık Belgelerde Kimliğin Gizli Tutulmamasının Kişisel Verilerin Korunmasını İsteme Hakkını İhlal Edeceği Yönünde Karar Verdi
EN The Constitutional Court has decided that Exposing the Personal Identity in Public Documents Violates the Right to Protection of Personal Data
turco | inglês |
---|---|
kişisel | personal |
verilerin | data |
hakkını | right |
ın | of |
TR Anayasa şansölyeye ayrıcalıklı bir konum tanır: Şansölye siyasetin ana hatlarını belirler ve bunun sorumluluğunu üstlenir.“ Şansölyelik ve bakanlıklar bünyesinde yaklaşık 18.000 çalışan bulunmaktadır
EN The federal ministries are the highest federal authorities for the relevant departments
TR Bir örnek: Federal Anayasa Mahkemesi, çok yakın bir zamanda verdiği bir kararda Alman iklim politikasının genç ve gelecek nesillerin zararına yapılıyor olduğunu ifade etti
EN One positive development, however, is the fact there are now more and more participatory formats that allow younger people to have their say
turco | inglês |
---|---|
olduğunu | is |
TR Langhoff bir zamanlar yayıncılık ve televizyon dallarında çalışıyordu.
EN Langhoff used to work in publishing and television.
turco | inglês |
---|---|
yayıncılık | publishing |
televizyon | television |
TR Ancak, söz konusu yasaklama sadece Federal Anayasa Mahkemesi tarafından verilecek kararla gerçekleştirilebiliyor.
EN However, any such ban can only be issued by the Federal Constitutional Court.
turco | inglês |
---|---|
federal | federal |
TR Alman anayasasını tanımak, siyasi çalışmalara katılmak: “Anayasa Öğrencileri” projesi bu süreçte gençlere yol gösteriyor.
EN The Verfassungsschüler project helps young people find out about the Basic Law and become politically engaged.
turco | inglês |
---|---|
projesi | project |
TR Dortmund’da “Anayasa Öğrencileri” Serkan Sanivar’la sohbet ederken
EN Verfassungsschüler project participants from Dortmund in conversation with Serka
turco | inglês |
---|---|
da | in |
sohbet | conversation |
TR Bu konu açıldığında bir gurur havası esiyor, Anayasa Öğrencileri projesiyle ilgili olarak da
EN A certain pride emerges among the group, also about their participation in the Verfassungsschüler project
turco | inglês |
---|---|
gurur | pride |
TR Sosyal hizmet uzmanı Serkan Sanivar “Anayasa Öğrencileri” projesini anlatıyor
EN Social worker Serkan Sanivar on the Verfassungsschüler project
turco | inglês |
---|---|
sosyal | social |
TR Serkan Sanivar Anayasa Öğrencileri projesinin yarattığı etkiden memnun
EN Serkan Sanivar is pleased with the impact of the Verfassungsschüler project
TR Almanya, geçtiğimiz yıllarda iyi giden ekonomi sayesinde cazip bir ülke konumunda: 2019 yılında 2,7 milyon AB vatandaşı yabancı Almanya’da çalışıyordu
EN Thanks to strong economic development over recent years, Germany is an attractive destination: 2.7 million citizens of other EU states were employed in Germany in 2019
turco | inglês |
---|---|
almanya | germany |
ekonomi | economic |
milyon | million |
ab | eu |
TR Aynı zamanda, birçok BT ve işletme personeli uzaktan çalışıyordu ve tesis içi uygulama ve sistemlere güvenli uzaktan erişime ihtiyaç duyuyordu.
EN At the same time, many IT and business staff were working remotely and needed secure remote access to on-premise applications and systems.
turco | inglês |
---|---|
zamanda | time |
birçok | many |
bt | it |
işletme | business |
personeli | staff |
uygulama | applications |
erişime | access |
ihtiyaç | needed |
TR Platform üzerinde yapısal tadilat gerektirmez. Silahın, atış pozisyonunda iken, üzerinde bulunduğu platformu vurmaması için mesnet üzerinde tahditlendirme yapılmıştır.
EN It requires no structural modifications to the platform. Movement of the gun on the mount is limited to prevent it from hitting the platform when in the line of fire.
turco | inglês |
---|---|
yapısal | structural |
TR Mesnetin platforma entegresi için platform üzerinde yapısal tadilat yapılmasına gerek yoktur. Silahın, atış pozisyonunda iken, üzerinde bulunduğu platformu vurmaması için mesnet üzerinde tahditlendirme yapılmıştır.
EN The platform requires no structural modifications for the integration of the mount. Movement of the gun on the mount is restricted to prevent it from striking the platform when in the firing position.
turco | inglês |
---|---|
yapısal | structural |
yoktur | no |
TR Elsevier'in, yayıncılarımızın ve cemiyet ortaklarımızın 3.800'ün üzerinde dergisi ve 35.000'in üzerinde kitabından 14 milyon yayına yer veren ScienceDirect daha akıllı araştırmalar yapılmasına destek olur.
EN With over 14 million publications from over 3,800 journals and more than 35,000 books from Elsevier, our imprints and our society partners, ScienceDirect empowers smarter research.
turco | inglês |
---|---|
elsevier | elsevier |
milyon | million |
sciencedirect | sciencedirect |
akıllı | smarter |
araştırmalar | research |
TR Şu anda, bir yerlerde, okyanusun üzerinde, bir dağın sarp zirvesinde veya bir tropik mangrove üzerinde güneş yükseliyor
EN Somewhere, right now, the sun is rising over a stretch of ocean, a jagged mountain peak or a tropical mangrove
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
güneş | sun |
TR Kariyeri boyunca üç binin üzerinde konser vermiş, kırk ikinin üzerinde albüm kaydetmiş, 1976'dan beri gelen… Devamını oku
EN He is noted for playing his red G… read more
turco | inglês |
---|---|
oku | read |
TR Kariyeri boyunca üç binin üzerinde konser vermiş, kırk ikinin üzerinde albüm kaydetmiş, 1976'dan beri gelen Contemporary Jazz'a öncülük etmiştir
EN He is noted for playing his red Gibson ES-335 and his Gibson L5 guitars
TR Yüksek çıktı: Ethereum Akıllı Kontratları Testnet'i üzerinde saniyede 1000'in üzerinde işlem Hızlı, neredeyse anlık onaylama: saniyeler içinde blok onayı
EN High throughput: 1000+ TPS on testnet for Ethereum smart contracts. Fast, near-instant confirmation: block confirmation time in seconds
turco | inglês |
---|---|
yüksek | high |
ethereum | ethereum |
akıllı | smart |
hızlı | fast |
neredeyse | near |
blok | block |
TR Açıklama: Koca porno üzerinde okşayarak yakaladı.son derece son iffet kafesi hd tamamen ücretsiz olarak görüntüle. Bdsm Porno xxx Koca porno üzerinde okşayarak yakaladı.son derece son iffet kafesi video.
EN Description: View Hubby caught stroking over porn. constricted recent chastity cage hd as completely free. BDSM porn xxx Hubby caught stroking over porn. constricted recent chastity cage video.
turco | inglês |
---|---|
açıklama | description |
porno | porn |
son | recent |
hd | hd |
tamamen | completely |
ücretsiz | free |
bdsm | bdsm |
xxx | xxx |
video | video |
TR Zebra’nın bulut yönetimli, okuyucu üzerinde veri filtreleri ve veri modları, kullanıcılara etiket görünürlüğü üzerinde denetim sağlar
EN Zebra cloud managed, on-reader data filters and data modes give users control over tag visibility
turco | inglês |
---|---|
zebra | zebra |
bulut | cloud |
okuyucu | reader |
veri | data |
ve | and |
kullanıcılara | users |
etiket | tag |
görünürlüğü | visibility |
denetim | control |
sağlar | give |
TR Şu anda, bir yerlerde, okyanusun üzerinde, bir dağın sarp zirvesinde veya bir tropik mangrove üzerinde güneş yükseliyor
EN Somewhere, right now, the sun is rising over a stretch of ocean, a jagged mountain peak or a tropical mangrove
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
güneş | sun |
TR Şu anda, bir yerlerde, okyanusun üzerinde, bir dağın sarp zirvesinde veya bir tropik mangrove üzerinde güneş yükseliyor
EN Somewhere, right now, the sun is rising over a stretch of ocean, a jagged mountain peak or a tropical mangrove
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
güneş | sun |
TR Elsevier'in, yayıncılarımızın ve cemiyet ortaklarımızın 3.800'ün üzerinde dergisi ve 35.000'in üzerinde kitabından 14 milyon yayına yer veren ScienceDirect daha akıllı araştırmalar yapılmasına destek olur.
EN With over 14 million publications from over 3,800 journals and more than 35,000 books from Elsevier, our imprints and our society partners, ScienceDirect empowers smarter research.
turco | inglês |
---|---|
elsevier | elsevier |
milyon | million |
sciencedirect | sciencedirect |
akıllı | smarter |
araştırmalar | research |
TR EC2 bulut sunucularında Gelişmiş Ağ İletişimini etkinleştirmeye yönelik yönergeler için Linux Üzerinde Gelişmiş Ağ İletişimi ve Windows Üzerinde Gelişmiş Ağ İletişimi öğreticilerine bakın
EN For instructions on how to enable Enhanced Networking on EC2 instances, see the Enhanced Networking on Linux and Enhanced Networking on Windows tutorials
turco | inglês |
---|---|
gelişmiş | enhanced |
linux | linux |
windows | windows |
TR Şu anda, bir yerlerde, okyanusun üzerinde, bir dağın sarp zirvesinde veya bir tropik mangrove üzerinde güneş yükseliyor
EN Somewhere, right now, the sun is rising over a stretch of ocean, a jagged mountain peak or a tropical mangrove
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
güneş | sun |
TR Şu anda, bir yerlerde, okyanusun üzerinde, bir dağın sarp zirvesinde veya bir tropik mangrove üzerinde güneş yükseliyor
EN Somewhere, right now, the sun is rising over a stretch of ocean, a jagged mountain peak or a tropical mangrove
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
güneş | sun |
TR Zebra’nın bulut yönetimli, okuyucu üzerinde veri filtreleri ve veri modları, kullanıcılara etiket görünürlüğü üzerinde denetim sağlar
EN Zebra cloud managed, on-reader data filters and data modes give users control over tag visibility
turco | inglês |
---|---|
zebra | zebra |
bulut | cloud |
okuyucu | reader |
veri | data |
ve | and |
kullanıcılara | users |
etiket | tag |
görünürlüğü | visibility |
denetim | control |
sağlar | give |
TR Diğer veritabanı, Amazon RDS üzerinde veya AWS üzerinde kendi kendine yönetilen bir veritabanı olarak ya da AWS'nin tamamen dışında çalışabilir.
EN The other database can run on Amazon RDS, or as a self-managed database on AWS, or completely outside of AWS.
turco | inglês |
---|---|
diğer | other |
veritabanı | database |
amazon | amazon |
rds | rds |
veya | or |
aws | aws |
yönetilen | managed |
tamamen | completely |
TR Şu anda, bir yerlerde, okyanusun üzerinde, bir dağın sarp zirvesinde veya bir tropik mangrove üzerinde güneş yükseliyor
EN Somewhere, right now, the sun is rising over a stretch of ocean, a jagged mountain peak or a tropical mangrove
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
güneş | sun |
TR Şu anda, bir yerlerde, okyanusun üzerinde, bir dağın sarp zirvesinde veya bir tropik mangrove üzerinde güneş yükseliyor
EN Somewhere, right now, the sun is rising over a stretch of ocean, a jagged mountain peak or a tropical mangrove
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
güneş | sun |
TR Şu anda, bir yerlerde, okyanusun üzerinde, bir dağın sarp zirvesinde veya bir tropik mangrove üzerinde güneş yükseliyor
EN Somewhere, right now, the sun is rising over a stretch of ocean, a jagged mountain peak or a tropical mangrove
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
güneş | sun |
TR Şu anda, bir yerlerde, okyanusun üzerinde, bir dağın sarp zirvesinde veya bir tropik mangrove üzerinde güneş yükseliyor
EN Somewhere, right now, the sun is rising over a stretch of ocean, a jagged mountain peak or a tropical mangrove
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
güneş | sun |
TR Şu anda, bir yerlerde, okyanusun üzerinde, bir dağın sarp zirvesinde veya bir tropik mangrove üzerinde güneş yükseliyor
EN Somewhere, right now, the sun is rising over a stretch of ocean, a jagged mountain peak or a tropical mangrove
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
güneş | sun |
TR Şu anda, bir yerlerde, okyanusun üzerinde, bir dağın sarp zirvesinde veya bir tropik mangrove üzerinde güneş yükseliyor
EN Somewhere, right now, the sun is rising over a stretch of ocean, a jagged mountain peak or a tropical mangrove
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
güneş | sun |
TR Şu anda, bir yerlerde, okyanusun üzerinde, bir dağın sarp zirvesinde veya bir tropik mangrove üzerinde güneş yükseliyor
EN Somewhere, right now, the sun is rising over a stretch of ocean, a jagged mountain peak or a tropical mangrove
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
güneş | sun |
TR Şu anda, bir yerlerde, okyanusun üzerinde, bir dağın sarp zirvesinde veya bir tropik mangrove üzerinde güneş yükseliyor
EN Somewhere, right now, the sun is rising over a stretch of ocean, a jagged mountain peak or a tropical mangrove
turco | inglês |
---|---|
veya | or |
güneş | sun |
TR Silahın, atış pozisyonunda iken, üzerinde bulunduğu platformu vurmaması için mesnet üzerinde tahditlendirme yapılmıştır.
EN Movement of the gun on the mount is limited to prevent it from hitting the platform when in the line of fire
turco | inglês |
---|---|
platformu | platform |
TR IBM Cloud Paks çözümünü IBM Cloud üzerinde çalıştırarak, kritik misyonlu uygulamalarınızı işiniz için en güvenli bulut üzerinde geliştirmeye ve yönetmeye odaklanabilirsiniz.
EN Running IBM Cloud Paks on IBM Cloud lets you focus on developing and managing your mission-critical applications on the most secure cloud for business.
turco | inglês |
---|---|
ibm | ibm |
kritik | critical |
en | most |
uygulamaları | applications |
TR Kariyeri boyunca üç binin üzerinde konser vermiş, kırk ikinin üzerinde albüm kaydetmiş, 1976'dan beri gelen… Devamını oku
EN He is noted for playing his red G… read more
turco | inglês |
---|---|
oku | read |
TR Kariyeri boyunca üç binin üzerinde konser vermiş, kırk ikinin üzerinde albüm kaydetmiş, 1976'dan beri gelen Contemporary Jazz'a öncülük etmiştir
EN He is noted for playing his red Gibson ES-335 and his Gibson L5 guitars
Mostrando 50 de 50 traduções