PT “São promessas extravagantes? Achamos que não. Eles estão sendo cumpridos entre nós - às vezes rapidamente, às vezes lentamente. Eles sempre se materializarão se trabalharmos para eles. ” (cf. O Grande Livro de AA, pp. 84)
"permite que eles" em português pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
PT “São promessas extravagantes? Achamos que não. Eles estão sendo cumpridos entre nós - às vezes rapidamente, às vezes lentamente. Eles sempre se materializarão se trabalharmos para eles. ” (cf. O Grande Livro de AA, pp. 84)
TR “Bu abartılı vaatler mi? olmadığını düşünüyoruz. Aramızda yerine getiriliyorlar - bazen hızlı, bazen yavaş. Biz onlar için çalışırsak, her zaman gerçekleşecekler.” (bkz. AA's Big Book, s. 84)
português | turco |
---|---|
estão | bu |
não | olmadığını |
rapidamente | hızlı |
PT Por que eles não parecem entender ou se importar? Por que eles não conseguem ver o que é óbvio para você? Na verdade, esse é um sintoma da doença do vício, que destina esforços de controle ao fracasso.
TR Neden anlamıyorlar ya da umursamıyorlar? Neden senin için bariz olanı göremiyorlar? Bu aslında, kontrol çabalarını başarısızlığa mahkum eden bağımlılık hastalığının bir belirtisidir.
português | turco |
---|---|
controle | kontrol |
o | senin |
na verdade | aslında |
PT Use seu USP para convencer seus clientes de que você é o melhor. Diga a eles por que eles deveriam escolher sua empresa em detrimento de outras marcas, que problema seu produto está resolvendo e quais vantagens ele possui.
TR Müşterilerinizi en iyi olduğunuza ikna etmek için USP'nizi kullanın. Onlara neden diğer markalar yerine şirketinizi seçmeleri gerektiğini, ürününüzün hangi sorunu çözdüğünü ve ne gibi avantajları olduğunu anlatın.
português | turco |
---|---|
use | kullanın |
outras | diğer |
marcas | markalar |
problema | sorunu |
e | ve |
PT Use seu USP para convencer seus clientes de que você é o melhor. Diga a eles por que eles deveriam escolher sua empresa em detrimento de outras marcas, que problema seu produto está resolvendo e quais vantagens ele possui.
TR Müşterilerinizi en iyi olduğunuza ikna etmek için USP'nizi kullanın. Onlara neden diğer markalar yerine şirketinizi seçmeleri gerektiğini, ürününüzün hangi sorunu çözdüğünü ve ne gibi avantajları olduğunu anlatın.
português | turco |
---|---|
use | kullanın |
outras | diğer |
marcas | markalar |
problema | sorunu |
e | ve |
PT Por exemplo, você pode criar uma pergunta de seleção que pergunta se os testadores compraram recentemente produtos da sua indústria e apenas permitir que eles façam seu teste apenas se eles tiverem feito isso.
TR Örneğin, bir eleme sorusu hazırlayarak test katılımcılarının yakın zamanda sizin sektörünüzden herhangi bir ürün satın alıp almadığını sorabilir ve sadece satın alan kullanıcıların teste girmesine izin verebilirsiniz.
português | turco |
---|---|
recentemente | yakın zamanda |
e | ve |
teste | test |
produtos | ürün |
permitir | izin |
PT Dado que eles têm uma página inteira dedicada à construção de sites em HTML5 que acaba direcionando para Wix, eles podem ser uma subsidiária de uma afiliada.
TR Yönlendirmeyle sonuçlanan HTML5 web sitesi oluşturmaya adanmış bir sayfanın tamamına sahip oldukları göz önüne alındığında Wix, bir iştirakin yan kuruluşu olabilirler.
PT Depois de ter sua transcrição, você pode usar o recurso de marcação do Sonix, que permite marcar os principais pontos de dados para que eles sejam assimilados e agregados
TR Transkriptinizi aldıktan sonra, önemli veri noktalarını asimile edilip toplanacak şekilde etiketlemenize olanak tanıyan Sonix'in etiketleme özelliğini kullanabilirsiniz
português | turco |
---|---|
de | in |
sonix | sonix |
pontos | noktaları |
dados | veri |
principais | önemli |
que | şekilde |
recurso | özelliğini |
PT Ele permite que os clientes ofereçam links diretos aos seus usuários, permitindo que eles reproduzam ou comprem faixas instantaneamente em seus respectivos serviços de música.
TR Müşterilerin, kendi müzik hizmetlerinde parçaları anında çalmalarına veya satın almalarına izin vererek, kullanıcılarına doğrudan bağlantılar sunmalarını sağlar.
português | turco |
---|---|
permite | sağlar |
clientes | müşterilerin |
instantaneamente | anında |
serviços | hizmetlerinde |
música | müzik |
PT Uma corretora de criptomoedas permite que você ofereça a seus clientes uma gama de serviços relacionados à criptomoeda, incluindo CFDs, para que eles possam especular sobre o preço do Bitcoin ou Ethereum, por exemplo.
TR Kripto brokerlik bir grup kripto ilişkili hizmetlerden, CFD gibi, faydalanarak Bitcoin veya Ethereum fiyatlarında spekülasyon yapmanıza olanak tanır.
português | turco |
---|---|
que | gibi |
preço | fiyatlar |
bitcoin | bitcoin |
ethereum | ethereum |
PT O AWS Lambda permite que você adicione lógica personalizada aos recursos da AWS como buckets do Amazon S3 e tabelas do Amazon DynamoDB, para que você possa aplicar facilmente a computação aos dados quando eles entram ou se movem na nuvem.
TR AWS Lambda, Amazon S3 klasörleri ve Amazon DynamoDB tabloları gibi AWS kaynaklarına özel mantık ekleyerek buluta giren veya bulutta hareket eden verilere işlem uygulamanızı kolaylaştırır.
português | turco |
---|---|
lambda | lambda |
amazon | amazon |
tabelas | tablolar |
dados | verilere |
dynamodb | dynamodb |
personalizada | özel |
PT Uma corretora de criptomoedas permite que você ofereça a seus clientes uma gama de serviços relacionados à criptomoeda, incluindo CFDs, para que eles possam especular sobre o preço do Bitcoin ou Ethereum, por exemplo.
TR Kripto brokerlik bir grup kripto ilişkili hizmetlerden, CFD gibi, faydalanarak Bitcoin veya Ethereum fiyatlarında spekülasyon yapmanıza olanak tanır.
português | turco |
---|---|
que | gibi |
preço | fiyatlar |
bitcoin | bitcoin |
ethereum | ethereum |
PT Depois de ter sua transcrição, você pode usar o recurso de marcação do Sonix, que permite marcar os principais pontos de dados para que eles sejam assimilados e agregados
TR Transkriptinizi aldıktan sonra, önemli veri noktalarını asimile edilip toplanacak şekilde etiketlemenize olanak tanıyan Sonix'in etiketleme özelliğini kullanabilirsiniz
português | turco |
---|---|
de | in |
sonix | sonix |
pontos | noktaları |
dados | veri |
principais | önemli |
que | şekilde |
recurso | özelliğini |
PT Isso permite que o Harmony controle eficazmente a latência de conexão e permite que nossa taxa de transferência seja dimensionada com o tamanho de nossa rede
TR Bu, Harmony'nin bağlantı gecikmesini etkin bir şekilde ele almasını ve iş hacmimizin ağımızın boyutuyla ölçeklendirilmesini sağlar
português | turco |
---|---|
permite | sağlar |
e | ve |
rede | ağı |
conexão | bağlantı |
PT Isso permite que o Harmony controle eficazmente a latência de conexão e permite que nossa taxa de transferência seja dimensionada com o tamanho de nossa rede
TR Bu, Harmony'nin bağlantı gecikmesini etkin bir şekilde ele almasını ve iş hacmimizin ağımızın boyutuyla ölçeklendirilmesini sağlar
português | turco |
---|---|
permite | sağlar |
e | ve |
rede | ağı |
conexão | bağlantı |
PT Permite que você bloqueie, localize e apague dados remotamente do seu dispositivo se ele for roubado. Além disso, permite que você tire fotos do ladrão para ajudar a capturá-lo
TR Cihazınızın çalınması halinde cihazı uzaktan kilitlemenizi, konumunu tespit etmenizi ve içeriğini silmenizi sağlar. Ayrıca hırsızın yakalanmasına yardımcı olmak için hırsızın fotoğraflarını çekmenizi sağlar
português | turco |
---|---|
permite | sağlar |
e | ve |
remotamente | uzaktan |
ajudar | yardımcı olmak |
além disso | ayrıca |
PT Permite que você bloqueie, localize e apague dados remotamente do seu dispositivo se ele for roubado. Além disso, permite que você tire fotos do ladrão para ajudar a capturá-lo
TR Cihazınızın çalınması halinde cihazı uzaktan kilitlemenizi, konumunu tespit etmenizi ve içeriğini silmenizi sağlar. Ayrıca hırsızın yakalanmasına yardımcı olmak için hırsızın fotoğraflarını çekmenizi sağlar
português | turco |
---|---|
permite | sağlar |
e | ve |
remotamente | uzaktan |
ajudar | yardımcı olmak |
além disso | ayrıca |
PT Permite que você bloqueie, localize e apague dados remotamente do seu dispositivo se ele for roubado. Além disso, permite que você tire fotos do ladrão para ajudar a capturá-lo
TR Cihazınızın çalınması halinde cihazı uzaktan kilitlemenizi, konumunu tespit etmenizi ve içeriğini silmenizi sağlar. Ayrıca hırsızın yakalanmasına yardımcı olmak için hırsızın fotoğraflarını çekmenizi sağlar
português | turco |
---|---|
permite | sağlar |
e | ve |
remotamente | uzaktan |
ajudar | yardımcı olmak |
além disso | ayrıca |
PT Troca de câmbio Este é o melhor protocolo de e-mail e o mais caro . Este protocolo da Microsoft permite que você sincronize tarefas como IMAP, e também permite que os funcionários compartilhem calendários e contatos .
TR Borsa Bu, en iyi e-posta protokolüdür ve en maliyetlidir. Bu Microsoft protokolü, görevleri IMAP, olarak eşitlemenize ve ayrıca çalışanların takvimleri ve kişileri paylaşmasına olanak tanır.
PT Eles paternalista afirmam que estão tentando nos proteger de nós mesmos ou aos outros, mas na realidade eles estão tentando proteger-se do nosso próprio exercício da liberdade
TR Bir baba içgüdüsüyle başkalarından bizleri korumaya çalıştıklarını iddia etmekteler, ancak aslında özgürlüğümüzü kullanma hakkımızdan kendilerini korumaya çalışmaktalar
português | turco |
---|---|
proteger | korumaya |
PT Eles podem expressar seus pensamentos e podem fornecer feedback útil sobre como eles esperavam que o site funcionasse
TR Kullanılabilirlik testi katılımcıları düşüncelerini açıkça ifade edebilir ve web sitesinin nasıl çalışması gerektiğiyle ilgili faydalı geri bildirimlerde bulunabilir
português | turco |
---|---|
podem | edebilir |
feedback | geri |
PT A página Us do seu site é uma das páginas mais importantes e ferramentas modernas de que eles precisam para contar sua história e ajuda a entender como eles causam uma ótima primeira impressão
TR Web sitelerinin Biz sayfası, hikayelerini anlatmak için ihtiyaç duydukları en önemli sayfalardan ve modern web sitesi araçlarından biridir ve nasıl harika bir ilk izlenim bıraktıklarını anlamalarına yardımcı olur
português | turco |
---|---|
mais | en |
modernas | modern |
ajuda | yardımcı olur |
impressão | izlenim |
precisam | ihtiyaç |
importantes | önemli |
PT Eles são significativamente mais curtos do que os vídeos, mas nas mãos de um criador de vídeos habilidoso, eles produzirão um efeito igualmente impressionante
TR Videolardan önemli ölçüde daha kısadırlar, ancak kurnaz bir video yapımcısının elinde eşit derecede çarpıcı bir etki yaratırlar
português | turco |
---|---|
vídeos | video |
efeito | etki |
impressionante | çarpıcı |
PT Eles paternalista afirmam que estão tentando nos proteger de nós mesmos ou aos outros, mas na realidade eles estão tentando proteger-se do nosso próprio exercício da liberdade
TR Bir baba içgüdüsüyle başkalarından bizleri korumaya çalıştıklarını iddia etmekteler, ancak aslında özgürlüğümüzü kullanma hakkımızdan kendilerini korumaya çalışmaktalar
português | turco |
---|---|
proteger | korumaya |
PT Mostre como eles são bons e com que facilidade e rapidez eles podem concluir tarefas.
TR Ne kadar iyi olduklarını ve görevleri ne kadar kolay ve hızlı tamamlayabileceklerini gösterin.
PT Você precisa estar onde eles estão se comunicando digitalmente agora ? e o MobileMonkey permite que os profissionais de marketing façam isso nos aplicativos de mensagens mais populares com um criador de campanha unificado
TR Şu anda dijital olarak iletişim kurdukları yerde olmanız gerekiyor ? ve MobileMonkey, pazarlamacıların bunu birleştirilmiş bir kampanya oluşturucu ile en popüler mesajlaşma uygulamalarında yapmasına izin veriyor
português | turco |
---|---|
precisa | gerekiyor |
mensagens | mesajlaşma |
mais | en |
populares | popüler |
criador | oluşturucu |
campanha | kampanya |
PT Este bot apresenta uma oferta aos clientes em potencial e permite que eles direcionem para uma chamada de consulta ou outra oportunidade de conversão
TR Bu bot, potansiyel müşterilere bir teklif sunar ve bir danışma çağrısına veya başka bir dönüşüm fırsatına geçiş yapmalarına olanak tanır
português | turco |
---|---|
este | bu |
bot | bot |
oferta | teklif |
clientes | müşterilere |
potencial | potansiyel |
e | ve |
outra | başka |
conversão | dönüşüm |
PT O recurso CSS personalizado do forms.app permite que eles criem formulários exatamente como desejam
TR forms.app'ın özel CSS özelliği, formları tam olarak istedikleri şekilde oluşturmalarına olanak tanır
português | turco |
---|---|
css | css |
app | app |
personalizado | özel |
recurso | özelliği |
PT Uma compreensão da topologia de rede permite que eles executem um protocolo altamente concorrente.
TR Ağ topolojisi hakkında bilgi sahibi olmaları, oldukça eşzamanlı bir protokol çalıştırmalarını sağlar.
português | turco |
---|---|
permite | sağlar |
protocolo | protokol |
altamente | oldukça |
PT Uma compreensão da topologia de rede permite que eles executem um protocolo altamente concorrente.
TR Ağ topolojisi hakkında bilgi sahibi olmaları, oldukça eşzamanlı bir protokol çalıştırmalarını sağlar.
português | turco |
---|---|
permite | sağlar |
protocolo | protokol |
altamente | oldukça |
PT Por padrão, os menus radiais são habilitados ao segurar um botão. Esta configuração permite que eles sejam ativados e desativados ao apertar um botão.
TR Varsayılan olarak radyal menüler, basılı tutma etkileşimiyle etkinleştirilir. Bu ayar, tek bir düğmeye basarak bunların açılıp kapatılabilmesini sağlar.
português | turco |
---|---|
padrão | varsayılan |
menus | menüler |
permite | sağlar |
PT Este aplicativo permite que eles transfiram e-mails entre contas e baixem e-mails para seus dispositivos .
TR Bu uygulama, hesaplar arasında e-posta aktarmalarına ve cihazlarına e-posta indirmelerine olanak tanır.
PT Encontre seus filhos num mapa, defina uma área segura para eles ficarem e receba alertas se eles saírem.
TR Çocuklarınızın konumunu harita üzerinde bulun, onlar için güvenli bir alan belirleyin ve ayrılmaları durumunda uyarı alın.
português | turco |
---|---|
encontre | bulun |
mapa | harita |
eles | onlar |
e | ve |
PT Eles se sintonizam em uma onda positiva e têm uma pessoa voltada para eles.
TR Olumlu bir dalgayı ayarlarlar ve kendilerine doğru bir insanı vardır.
português | turco |
---|---|
e | ve |
têm | vardır |
PT Mostre a eles quantos pontos eles ganharam em cada pergunta.
TR Onlara her sorudan kaç puan kazandıklarını gösterin.
português | turco |
---|---|
pontos | puan |
cada | her |
quantos | kaç |
PT Slideshows originais e atraentes são uma ótima maneira com estabelecer uma relação confiança de seu público. Eles transmitem suas emoções para os espectadores, fortalecendo assim sua interação com eles.
TR Samimi ve göz alıcı slayt gösterileri, hedef kitlenizin güvenini kazanmak için harika bir yöntemdir. Slayt gösterileri sayesinde duygularınızı izleyicilerle paylaşır ve onlarla aranızdaki bağı güçlendirirsiniz.
português | turco |
---|---|
e | ve |
PT É uma empresa britânica e apesar de estar a meio da noite para eles, eles respondem interactivamente na conversa de apoio ao cliente
TR Bu bir İngiltere şirketi ve onlar için gecenin bir yarısı olmasına rağmen, müşteri destek sohbetinde etkileşimli olarak yanıt veriyorlar
português | turco |
---|---|
e | ve |
apesar | rağmen |
apoio | destek |
cliente | müşteri |
empresa | şirketi |
PT Então, eles também estão disponíveis no sociais plataformas de mídia e eles geralmente têm como alvo crianças e adolescentes
TR Yani, onlar da mevcuttur sosyal medya platformları ve genellikle genç çocukları ve gençleri hedef alırlar
português | turco |
---|---|
plataformas | platformlar |
mídia | medya |
geralmente | genellikle |
alvo | hedef |
PT Encontre seus filhos num mapa, defina uma área segura para eles ficarem e receba alertas se eles saírem.
TR Çocuklarınızın konumunu harita üzerinde bulun, onlar için güvenli bir alan belirleyin ve ayrılmaları durumunda uyarı alın.
português | turco |
---|---|
encontre | bulun |
mapa | harita |
eles | onlar |
e | ve |
PT Encontre seus filhos num mapa, defina uma área segura para eles ficarem e receba alertas se eles saírem.
TR Çocuklarınızın konumunu harita üzerinde bulun, onlar için güvenli bir alan belirleyin ve ayrılmaları durumunda uyarı alın.
português | turco |
---|---|
encontre | bulun |
mapa | harita |
eles | onlar |
e | ve |
PT Encontre seus filhos num mapa, defina uma área segura para eles ficarem e receba alertas se eles saírem.
TR Çocuklarınızın konumunu harita üzerinde bulun, onlar için güvenli bir alan belirleyin ve ayrılmaları durumunda uyarı alın.
português | turco |
---|---|
encontre | bulun |
mapa | harita |
eles | onlar |
e | ve |
PT Encontre seus filhos num mapa, defina uma área segura para eles ficarem e receba alertas se eles saírem.
TR Çocuklarınızın konumunu harita üzerinde bulun, onlar için güvenli bir alan belirleyin ve ayrılmaları durumunda uyarı alın.
português | turco |
---|---|
encontre | bulun |
mapa | harita |
eles | onlar |
e | ve |
PT Tradição 2: Para o propósito de nosso grupo, há apenas uma autoridade suprema – um amoroso Poder Superior, conforme eles podem se expressar em nossa consciência de grupo. Nossos líderes são apenas servidores de confiança; eles não governam.
TR Gelenek 2: Grup amacımız için tek bir nihai otorite vardır - kendilerini grup vicdanımızda ifade edebilecekleri sevgi dolu bir Yüksek Güç. Liderlerimiz sadece güvenilir hizmetkarlardır; yönetmiyorlar.
português | turco |
---|---|
tradição | gelenek |
grupo | grup |
superior | yüksek |
são | vardır |
poder | güç |
PT Mostre a eles quantos pontos eles ganharam em cada pergunta.
TR Onlara her sorudan kaç puan kazandıklarını gösterin.
português | turco |
---|---|
pontos | puan |
cada | her |
quantos | kaç |
PT Slideshows originais e atraentes são uma ótima maneira com estabelecer uma relação confiança de seu público. Eles transmitem suas emoções para os espectadores, fortalecendo assim sua interação com eles.
TR Samimi ve göz alıcı slayt gösterileri, hedef kitlenizin güvenini kazanmak için harika bir yöntemdir. Slayt gösterileri sayesinde duygularınızı izleyicilerle paylaşır ve onlarla aranızdaki bağı güçlendirirsiniz.
PT Eles se sintonizam em uma onda positiva e têm uma pessoa voltada para eles.
TR Olumlu bir dalgayı ayarlarlar ve kendilerine doğru bir insanı vardır.
PT O painel 'Pré-visualização' permite pré-visualizar o gradiente atual como um gradiente vertical ou horizontal, e também permite pré-visualizar rapidamente como o gradiente de fallback do Internet Explorer ficará no IE.
TR 'Önizleme' paneli, mevcut gradienti dikey veya yatay bir şekilde önizlemeyi ve ayrıca Internet Explorer fallback gradientinin IE'de nasıl görüneceğini hızlıca önizlemeyi sağlar.
PT O nosso conselho é que você compre os pacotes "Padrão" ou "Empresas", já que eles incluem a opção de ajuda profissional, o que significa que a nossa equipe certamente deve ajudar você com qualquer problema.
TR Size tavsiyemiz, profesyonel yardım seçeneği içerdiğinden dolayı "Standart" veya "İş" planlarını satın almanızdır, bu da personelimizin her türlü sorununuza yardımcı olacağı anlamına gelir.
português | turco |
---|---|
compre | satın |
padrão | standart |
a | bu |
profissional | profesyonel |
significa | anlamına |
PT Acreditamos que o trabalho é mais do que linhas de código ou uma lista de tarefas. Tudo começa com uma equipe incrível que gosta completamente do que eles fazem. Com um foco implacável nos clientes, Sonix tem uma fórmula vencedora.
TR Çalışmanın kod satırlarından veya yapılacaklar listesinden daha fazlası olduğuna inanıyoruz. Her şey yaptıklarını iyice hoşlanan inanılmaz bir ekip ile başlar. Müşterilere acımasız bir odaklanma ile Sonix kazanan bir formülü var.
português | turco |
---|---|
acreditamos | inanıyoruz |
código | kod |
começa | başlar |
equipe | ekip |
incrível | inanılmaz |
clientes | müşterilere |
sonix | sonix |
fórmula | formül |
lista | listesinden |
PT O Ranktracker também desenvolveu uma série de características secundárias que você pode usar para garantir que seu site seja o melhor que pode ser. As ferramentas atuais que eles oferecem são:
TR Ranktracker ayrıca site sıralamanızın olabildiğince iyi olmasını sağlamak için kullanabileceğiniz bir dizi ikincil özellik geliştirmiştir. Sundukları mevcut araçlar şunlardır:
português | turco |
---|---|
também | ayrıca |
garantir | sağlamak |
site | site |
melhor | iyi |
PT Acreditamos que o trabalho é mais do que linhas de código ou uma lista de tarefas. Tudo começa com uma equipe incrível que gosta completamente do que eles fazem. Com um foco implacável nos clientes, Sonix tem uma fórmula vencedora.
TR Çalışmanın kod satırlarından veya yapılacaklar listesinden daha fazlası olduğuna inanıyoruz. Her şey yaptıklarını iyice hoşlanan inanılmaz bir ekip ile başlar. Müşterilere acımasız bir odaklanma ile Sonix kazanan bir formülü var.
português | turco |
---|---|
acreditamos | inanıyoruz |
código | kod |
começa | başlar |
equipe | ekip |
incrível | inanılmaz |
clientes | müşterilere |
sonix | sonix |
fórmula | formül |
lista | listesinden |
Mostrando 50 de 50 traduções