EN Indulge in the unique blend of flavours which is Nikkei cuisine at Yuzu, our overwater restaurant.
"unique flavours" em inglês pode ser traduzido nas seguintes palavras/frases turco:
EN Indulge in the unique blend of flavours which is Nikkei cuisine at Yuzu, our overwater restaurant.
TR En prestijli şampanyalarımız efsanevi Raffles Singapore Long Bar’ın bir ada yorumu ile sunulur.
inglês | turco |
---|---|
restaurant | bar |
unique | ile |
EN Indulge in the unique blend of flavours which is Nikkei cuisine at Yuzu, our overwater restaurant.
TR En prestijli şampanyalarımız efsanevi Raffles Singapore Long Bar’ın bir ada yorumu ile sunulur.
inglês | turco |
---|---|
restaurant | bar |
unique | ile |
EN Indulge in the unique blend of flavours which is Nikkei cuisine at Yuzu, our overwater restaurant.
TR En prestijli şampanyalarımız efsanevi Raffles Singapore Long Bar’ın bir ada yorumu ile sunulur.
inglês | turco |
---|---|
restaurant | bar |
unique | ile |
EN Indulge in the unique blend of flavours which is Nikkei cuisine at Yuzu, our overwater restaurant.
TR En prestijli şampanyalarımız efsanevi Raffles Singapore Long Bar’ın bir ada yorumu ile sunulur.
inglês | turco |
---|---|
restaurant | bar |
unique | ile |
EN Indulge in the unique blend of flavours which is Nikkei cuisine at Yuzu, our overwater restaurant.
TR En prestijli şampanyalarımız efsanevi Raffles Singapore Long Bar’ın bir ada yorumu ile sunulur.
inglês | turco |
---|---|
restaurant | bar |
unique | ile |
EN Explore a range of authentic flavours from an in-house cookery school.
TR Krallar ülkesinin özenle hazırlanmış yemekler ile gösterişli bir yemek deneyiminde yerinizi alın.
inglês | turco |
---|---|
a | bir |
EN Explore a range of authentic flavours from an in-house cookery school.
TR Krallar ülkesinin özenle hazırlanmış yemekler ile gösterişli bir yemek deneyiminde yerinizi alın.
inglês | turco |
---|---|
a | bir |
EN Explore a range of authentic flavours from an in-house cookery school.
TR Krallar ülkesinin özenle hazırlanmış yemekler ile gösterişli bir yemek deneyiminde yerinizi alın.
inglês | turco |
---|---|
a | bir |
EN Explore a range of authentic flavours from an in-house cookery school.
TR Krallar ülkesinin özenle hazırlanmış yemekler ile gösterişli bir yemek deneyiminde yerinizi alın.
inglês | turco |
---|---|
a | bir |
EN Explore a range of authentic flavours from an in-house cookery school.
TR Krallar ülkesinin özenle hazırlanmış yemekler ile gösterişli bir yemek deneyiminde yerinizi alın.
inglês | turco |
---|---|
a | bir |
EN And the variations and flavours seem endless
TR Ayrıca, sayısız çeşidi ve aroması mevcuttur
inglês | turco |
---|---|
and | ve |
EN It’s pretty safe to say that everybody loves ice cream. And the variations and flavours seem endless. We have solutions that cover the whole range of delicious ice cream products, from popsicles to ice cream cakes.
TR Dondurmayı herkesin sevdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Ayrıca, sayısız çeşidi ve aroması mevcuttur. Buzlu kalıplardan dondurmalı pastalara kadar tüm lezzetli dondurma ürünleri yelpazesini kapsayan çözümlerimiz mevcuttur.
inglês | turco |
---|---|
delicious | lezzetli |
products | ürünleri |
and | ve |
to | ayrıca |
EN Sorsi blends Italian gastronomy with mixology. In a bright decor, you will enjoy antipasti to share along with delicious cocktails created with an original twist. An invitation to live the authenticity of the seasonal flavours in a convivial atmosphere.
TR Gün boyunca bar menüsü sizin planlarınıza göre uyarlanır. Sabah: kahve ve kruvasan. Öğle yemeği: harika klasikler iş başında. Akşam: lounge müziği eşliğinde indirimli saat. Barımız geçici bir süre kapalıdır.
inglês | turco |
---|---|
you | ve |
with | göre |
the | gün |
to | e |
EN All 444 rooms and suites offer Arabian Gulf views and the hotel is no exception with its restaurants and lounges presenting truly international flavours
TR 444 oda ve süitin tamamı Basra Körfezi manzaralıdır ve otel, gerçekten uluslararası lezzetler sunan restoranları ve lounge'ları ile benzersizdir
inglês | turco |
---|---|
rooms | oda |
offer | sunan |
hotel | otel |
restaurants | restoranlar |
truly | gerçekten |
international | uluslararası |
all | tamamı |
and | ve |
EN This pagoda-style restaurant, blending indoor and outdoor dining areas, brings out the best of fresh catches with Latin American flavours.
TR Kapalı ve açık yemek alanlarını birleştiren pagoda tarzındaki bu restoran, Latin Amerika lezzetleriyle en taze ürünleri sunar.
inglês | turco |
---|---|
outdoor | açık |
best | en |
of | ın |
fresh | taze |
american | amerika |
indoor | kapalı |
latin | latin |
restaurant | restoran |
and | ve |
dining | yemek |
this | bu |
areas | alanlarını |
EN Ahrefs’ proprietary data is what makes the platform unique in the first place. But we take things a step further by bringing you many unique features that give you a real edge over your competitors.
TR Ahrefs’in tescilli verileri, esas olarak platformu benzersiz kılan şeydir. Ancak size rakipleriniz üzerinde gerçek bir avantaj sağlayan birçok benzersiz özellik daha getirerek işleri bir adım ileri taşıyoruz.
inglês | turco |
---|---|
proprietary | tescilli |
platform | platformu |
place | iş |
features | özellik |
by | getirerek |
step | adım |
further | ileri |
real | gerçek |
data | verileri |
unique | benzersiz |
many | çok |
the | size |
but | ancak |
EN The Galaxy Note is unique because of its stylus (called the “S Pen” by Samsung) and unique size
TR Galaxy Note, kalemi (Samsung tarafından “S Pen” olarak adlandırılır) ve boyutu nedeniyle benzersizdir
EN Volvin Headboard, which has a unique style with its special and unique design, adds a new and different dimension to young rooms
TR Özel ve kendine has tasarımıyla benzersiz bir tarza sahip Volvin Başlık, genç odalarına yeni ve farklı bir boyut katıyor
inglês | turco |
---|---|
headboard | başlık |
dimension | boyut |
rooms | odalar |
new | yeni |
young | genç |
design | tasarım |
and | ve |
unique | benzersiz |
to | sahip |
different | farklı |
EN This is driven by Elsevier?s industry leading submission system; author and editor tools that save time whilst providing unique insight; first class production focused on quality and speed; and industry leading publishing platforms.
TR Bunun arkasında Elsevier'in sektör lideri gönderim sistemi, benzersiz bir içgörü sağlarken zaman kazandıran yazar ve editör araçları, kalite ve hız odaklı birinci sınıf üretim ve sektör lideri yayıncılık platformları yatmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
s | s |
system | sistemi |
author | yazar |
editor | editör |
time | zaman |
class | sınıf |
quality | kalite |
speed | hız |
publishing | yayıncılık |
platforms | platformlar |
focused | odaklı |
industry | sektör |
and | ve |
unique | benzersiz |
production | üretim |
tools | araçları |
first | birinci |
leading | lideri |
EN Through our global sales teams and unique infrastructure and resources we are able to maximize your revenues and share more royalties back to you
TR Küresel satış ekiplerimiz ve benzersiz altyapımız ve kaynaklarımız sayesinde gelirlerinizi en üst seviyeye çıkarabiliyor ve sizinle daha fazla telif hakkı paylaşabiliyoruz
inglês | turco |
---|---|
global | küresel |
unique | benzersiz |
infrastructure | altyapı |
share | paylaş |
sales | satış |
and | ve |
resources | kaynaklar |
EN Knovel features unique tables and databases, covering everything from mechanical to chemical properties data, corrosion data and material properties.
TR Knovel, mekanik ve kimyasal özellik verilerinden, korozyon verileri ve materyal özelliklerine kadar her şeyi kapsayan benzersiz tablolar ve veritabanları içerir.
inglês | turco |
---|---|
knovel | knovel |
unique | benzersiz |
tables | tablolar |
and | ve |
covering | kapsayan |
mechanical | mekanik |
chemical | kimyasal |
data | verileri |
features | özellik |
databases | veritabanları |
to | şeyi |
EN We are proud of our unique contributions to sustainability development, in partnership with our global research and health communities
TR Küresel araştırma ve sağlık camialarıyla birlikte sürdürülebilir kalkınmaya sağladığımız katkılardan gurur duymaktayız.
inglês | turco |
---|---|
proud | gurur |
sustainability | sürdürülebilir |
global | küresel |
research | araştırma |
health | sağlık |
and | ve |
EN For the past nine years this unique programme has worked to promote an understanding of peer review among journalists, policymakers and the public.
TR Son dokuz yılda bu eşsiz program hakem denetiminin gazeteciler, karar alıcılar ve kamu tarafından daha iyi anlaşılması için çalışmaktadır.
inglês | turco |
---|---|
nine | dokuz |
unique | eşsiz |
programme | program |
journalists | gazeteciler |
and | ve |
public | kamu |
this | bu |
of | in |
EN Immediate access to important updatesProvides important updates even on weekends and holidays, which is unique among drug references
TR Önemli güncellemelere anında erişimÖnemli güncellemeleri hafta sonları ve tatil günlerinde bile sağlar ve bu özelliğiyle ilaç referansları arasında benzersizdir
inglês | turco |
---|---|
access | erişim |
updates | güncellemeleri |
weekends | hafta |
holidays | tatil |
drug | ilaç |
and | ve |
on | anında |
EN Reaxys, Knovel, ScienceDirect, and Scopus are all supported by the unique foundation of Elsevier's deep expertise in data, science and technology.
TR Reaxys, Knovel, ScienceDirect ve Scopus'un tamamı, Elsevier'in veri, bilim ve teknoloji alanındaki derin tecrübesiyle desteklenmektedir.
inglês | turco |
---|---|
knovel | knovel |
and | ve |
deep | derin |
sciencedirect | sciencedirect |
all | tamamı |
data | veri |
technology | teknoloji |
science | bilim |
EN Since its launch, over 1000 stories have been published which combined reach a monthly average of over 160,000 unique visitors and receive more than 220,000 page views.
TR Yayına başlamasından bu yana, toplamda aylık ortalama 160.000 ziyaretçiye ulaşan ve 220.000'den fazla görüntülenen 1000'in üzerinde hikaye yayınlanmıştır.
inglês | turco |
---|---|
monthly | aylık |
average | ortalama |
stories | hikaye |
more | fazla |
and | ve |
been | bu |
of | üzerinde |
EN The business of research is unique. Full of possibilities, yet charged with challenges.
TR Araştırma işi benzersiz bir iştir. Olasılıklarla doludur ama aynı zamanda pek çok zorluk içerir.
inglês | turco |
---|---|
research | araştırma |
unique | benzersiz |
business | iş |
the | aynı |
yet | bir |
EN You will be able to focus on each patient's unique needs to support an optimal treatment experience and outcomes.
TR En iyi tedavi deneyimini ve sonuçlarını desteklemek için her bir hastanın kendine has ihtiyaçlarına odaklanabileceksiniz.
inglês | turco |
---|---|
optimal | en |
treatment | tedavi |
experience | deneyimini |
outcomes | sonuçları |
and | ve |
to support | desteklemek |
needs | ihtiyaç |
EN You will then be redirected to a unique encrypted proxy page containing the content of the website
TR Daha sonra şuraya yönlendirileceksiniz: web sitesinin içeriğini barındıran benzersiz bir şifrelenmiş proxy sayfası
inglês | turco |
---|---|
proxy | proxy |
encrypted | şifrelenmiş |
page | sayfası |
website | web |
the website | sitesinin |
unique | benzersiz |
the | sonra |
EN Data Fields: Domain, Traffic Rank, Web Visits, Unique Visitors, Time on Page, Pages per Visit, Bounce Rate (All split between Desktop & Mobile)
TR Veri Alanları: Alan adı, Trafik Sıralaması, Web Ziyaretleri, Eşsiz Ziyaretçiler, Sayfada Geçirilen Süre, Ziyaret Başına Sayfa Sayısı, Hemen Çıkma Oranı (Tümü arasında bölünmüş Masaüstü & Mobil)
inglês | turco |
---|---|
traffic | trafik |
unique | eşsiz |
visitors | ziyaretçiler |
mobile | mobil |
rank | sıralaması |
rate | oranı |
split | bölünmüş |
desktop | masaüstü |
data | veri |
visit | ziyaret |
web | web |
visits | ziyaretleri |
time | süre |
page | sayfa |
domain | alan |
all | tüm |
per | başına |
between | arası |
EN How to create unique content that will stand out
TR Öne çıkacak özgün içerikler nasıl üretilir
inglês | turco |
---|---|
out | ne |
unique | özgün |
how | nasıl |
EN <strong>Return Rate</strong> — a unique Ahrefs metric that compares which keyword gets more repeat searches using a relative scale.
TR <strong>Geri Dönüş Oranı</strong> - Göreceli bir ölçek kullanarak hangi anahtar kelimenin daha fazla sayıda tekrar aratıldığını kıyaslar.
inglês | turco |
---|---|
strong | strong |
rate | oranı |
scale | ölçek |
using | kullanarak |
keyword | anahtar |
return | dönüş |
which | hangi |
more | fazla |
a | sayıda |
EN Make better keyword choices with unique keyword metrics
TR Özgün anahtar kelime ölçümleriyle daha iyi anahtar kelime seçimleri yapın
inglês | turco |
---|---|
make | yapın |
better | daha iyi |
EN data from cookies, pixels and other technologies, such as cookie ID, advertising ID or other unique advertising ID, web beacons, and local storage
TR çerezler, pikseller ve çerez kimliği, reklam kimliği veya diğer benzersiz reklam kimliği, web işaretçileri ve yerel depolama gibi diğer teknolojilerden elde edilen veriler
inglês | turco |
---|---|
data | veriler |
other | diğer |
technologies | teknolojilerden |
id | kimliği |
advertising | reklam |
or | veya |
unique | benzersiz |
web | web |
local | yerel |
storage | depolama |
and | ve |
cookies | çerezler |
cookie | çerez |
as | gibi |
EN With hundreds of templates for just as many industries, Jotform has thetools to meet your unique business needs.
TR Farklı sektörler için hazırlanmış yüzlerce şablon ile Jotform,işletmenizin her ihtiyacında yanınızda.
inglês | turco |
---|---|
jotform | jotform |
business | iş |
needs | ihtiyacı |
templates | şablon |
many | farklı |
unique | ile |
EN You are provided with a unique affiliate link to be placed on your platform, as well as marketing materials to support sales.
TR Platformunuza yerleştirilecek benzersiz bir bağlı kuruluş bağlantısının yanı sıra satışları desteklemek için pazarlama materyalleri sağlanır.
inglês | turco |
---|---|
materials | materyalleri |
link | bağlantı |
unique | benzersiz |
affiliate | kuruluş |
sales | satış |
to support | desteklemek |
to | için |
marketing | pazarlama |
EN In your account you will find a unique affiliate link to place in your traffic source (website, blog, channel).
TR Hesabınızda, trafik kaynağınıza (web sitesi, blog, kanal) yerleştirmek için benzersiz bir bağlı kuruluş bağlantısı bulacaksınız.
inglês | turco |
---|---|
you | in |
traffic | trafik |
source | kaynağı |
blog | blog |
channel | kanal |
your account | hesabınızda |
account | hesabı |
link | bağlantı |
unique | benzersiz |
affiliate | kuruluş |
to | için |
EN It is a unique identifier for determining the user in the Internet, including his geographical location
TR Kullanıcının coğrafi konumu da dahil olmak üzere İnternette belirlenmesi için benzersiz bir tanımlayıcıdır
inglês | turco |
---|---|
his | in |
geographical | coğrafi |
location | konumu |
user | kullanıcı |
in | da |
the user | kullanıcının |
unique | benzersiz |
including | dahil |
for | için |
EN This is a unique identifier that determines the user of the World Wide Web, including his geographical location
TR Bu, coğrafi konum da dahil Dünya Çapında İnternet kullanıcısını gösteren eşsiz bir kimlik tanımlayıcısıdır
inglês | turco |
---|---|
world | dünya |
geographical | coğrafi |
unique | eşsiz |
user | kullanıcı |
this | bu |
including | dahil |
location | konum |
a | bir |
EN Mailfence is unique in offering the complete CIA triad (Confidentiality, Integrity and Availability) to its users
TR Mailfence, kullanıcılarına eksiksiz CIA üçlüsünü (Gizlilik, Bütünlük ve Kullanılabilirlik) sunmada benzersizdir
inglês | turco |
---|---|
complete | eksiksiz |
confidentiality | gizlilik |
and | ve |
availability | kullanılabilirlik |
mailfence | mailfence |
users | kullanıcılar |
EN In 2014, eight Elsevier employees had the unique opportunity to join Book Aid on a trip to Cameroon, where they could see first-hand how Elsevier's donated books and funds were being used
TR 2014'te, sekiz Elsevier çalışanı Kamerun'a yapılan bir seyahatte Book Aid'e katılma ve Elsevier'in bağışladığı kitaplar ve fonların nasıl kullanıldığını kendileri görme şansı buldular
inglês | turco |
---|---|
books | kitaplar |
elsevier | elsevier |
and | ve |
a | bir |
how | nasıl |
EN Our goal is to create a connected environment that is fun, unique, enriching and safe by encouraging our users to conduct themselves with a high degree of integrity, decency and respect
TR Amacımız, kullanıcılarımızı dürüst, doğru ve saygılı davranmaya teşvik ederek eğlenceli, benzersiz, değer katan ve güvenli bir bağlantı ortamı yaratmaktır
inglês | turco |
---|---|
goal | amacı |
fun | eğlenceli |
connected | bağlantı |
environment | ortamı |
high | üst |
unique | benzersiz |
and | ve |
respect | saygı |
users | kullanıcılar |
to | güvenli |
EN Users love well-optimized pages with unique and useful content. Remove broken links, improve navigation and page loading to get more conversions and leads.
TR Kullanıcılar, benzersiz ve kullanışlı içeriğe sahip sayfalara ulaşmanın hızlı ve kolay olmasını severler. Sayfada daha fazla dönüşüm elde etmek için çalışmayan bağlantıları kaldırın, gezinmeyi ve sayfa hızını iyileştirin.
inglês | turco |
---|---|
unique | benzersiz |
content | içeriğe |
remove | kaldırın |
useful | kullanışlı |
and | ve |
page | sayfa |
links | bağlantıları |
users | kullanıcılar |
get | elde |
EN Users love fast and easy to use websites with unique and useful content
TR Kullanıcılar, benzersiz ve kullanışlı içeriğe sahip web sitelerini hızlı ve kolay bir şekilde kullanmaya bayılır
inglês | turco |
---|---|
content | içeriğe |
useful | kullanışlı |
easy | kolay |
unique | benzersiz |
fast | hızlı |
and | ve |
with | kullanmaya |
users | kullanıcılar |
to | sahip |
EN Trust Wallet offers you an easy way to keep all your unique ERC721 and ERC1155 crypto NFTs and game assets in one place
TR Trust Cüzdan benzersiz tüm ERC721 ve ERC1155 kripto koleksiyonlarınızı ve oyun varlıklarınızı tek bir yerde saklamanız için size kolay bir yol sunar
inglês | turco |
---|---|
offers | sunar |
way | yol |
crypto | kripto |
game | oyun |
place | yerde |
trust | trust |
unique | benzersiz |
wallet | cüzdan |
easy | kolay |
assets | varlıklar |
all | tüm |
and | ve |
EN NFTs are non-fungible digital assets mostly referred to as ERC721, ERC1155 on Ethereum, BEP721 and BEP1155 as NFTs on BSC that are either unique or limited in quantity
TR NFT'ler , Ethereum'da ERC721, ERC1155, BSC'de BEP721 ve BEP1155 olarak adlandırılan, benzersiz veya miktar olarak sınırlı dijital varlıklardır
inglês | turco |
---|---|
digital | dijital |
unique | benzersiz |
limited | sınırlı |
and | ve |
or | veya |
to | olarak |
EN NFTs are like vintage baseball cards but only in a digital form that is unique, non-fungible and secured using cryptography
TR NFT'ler eski beyzbol kartları gibidir, ancak yalnızca benzersiz, değiştirilemez ve kriptografi kullanılarak güvence altına alınmış dijital bir formdadır
inglês | turco |
---|---|
cards | kartlar |
cryptography | kriptografi |
using | kullanılarak |
unique | benzersiz |
digital | dijital |
in | altına |
and | ve |
but | ancak |
EN Each DApp is unique so we work with developers to ensure the best possible experience for our users
TR Her DApp benzersizdir bu yüzden kullanıcılarımıza en iyi deneyimi sunduğumuzdan emin olmak için geliştiricilerle birlikte çalışıyoruz
inglês | turco |
---|---|
dapp | dapp |
experience | deneyimi |
work | çalışıyoruz |
so | bu yüzden |
users | kullanıcılar |
best | en |
EN Free Logo Design: Create & Download a Unique Logo in Minutes
TR Ücretsiz Logo Tasarımı: Dakikalar İçinde Benzersiz Bir Logo Oluşturun ve İndirin
inglês | turco |
---|---|
minutes | dakikalar |
logo | logo |
create | oluşturun |
design | tasarım |
unique | benzersiz |
EN Our designers have done a great job, gathering up a collection of images to be used for unique brand image designing.
TR Tasarımcılarımız, benzersiz marka imajı tasarımı için kullanılacak bir resim koleksiyonu toplayarak harika bir iş çıkardılar.
inglês | turco |
---|---|
great | harika |
collection | koleksiyonu |
image | resim |
designing | tasarım |
designers | tasarımcılar |
unique | benzersiz |
of | in |
brand | marka |
Mostrando 50 de 50 traduções